Dha Yurt Bülteni-4
1)DEAŞ, KINA GECESİ KATLİAMINDA 56 ÖLÜMÜ AZ BULMUŞGAZİANTEP'te, geçen ağustos ayında 40'ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesi katliamı ve 16 Ekim'de operasyon sırasında 3 polisin şehit olduğu DEAŞ'ın canlı bomba saldırılarına ilişkin iddianame hazırlandı.
1)DEAŞ, KINA GECESİ KATLİAMINDA 56 ÖLÜMÜ AZ BULMUŞ
GAZİANTEP'te, geçen ağustos ayında 40'ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesi katliamı ve 16 Ekim'de operasyon sırasında 3 polisin şehit olduğu DEAŞ'ın canlı bomba saldırılarına ilişkin iddianame hazırlandı. Tutuklu 11 sanıktan 9'u hakkında 17 ile 160 kez arasında değişen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede, DEAŞ'ın sözde Gaziantep sorumlusu olan ve polis operasyonu sırasında öldürülen Mehmet Kadir Cebael'in, 56 kişinin hayatını kaybettiği kına gecesi saldırısının ardından bombanın içerisine etkisini artırması için konulan demir parçalarının büyük kesilmesini eleştirerek, "Ahmet demirleri büyük kesmiş, zayiat az olmuş" dediği belirtildi.
Gaziantep'te geçen yıl 20 Ağustos günü Doğu illerinden göç edenlerin yoğunlukla oturduğu Beybahçe Mahallesi'nde Besna ve Nurettin Akdoğan çiftinin düğünü öncesinde yapılan kına gecesine, DEAŞ terör örgütü tarafından canlı bomba saldırısı düzenledi. Patlamada üzerindeki intihar yeleğini infilak ettirince parçalanan DEAŞ'lı terörist; 40'ı çocuk 56 kişi ölümüne, 44'ü çocuk 87 kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Kamuoyunda geniş yankı uyandıran saldırının ardından başlatılan soruşturmada polis, kına gecesine saldıran teröristin izine ulaşamadı. Saldırıyı aydınlatmak için istihbarat ve terör birimleri DEAŞ ile ilgisi bulunan herkesi mercek altına alarak titiz bir çalışma başlattı.
Polisin uzun süren takibinin ardından Eylül ayında DEAŞ'ın, cemevinde Alevi kökenli kişilere yönelik saldırı hazırlığında olduğunu saptadı. Bunun üzerine, içerisinde Alevi Kültür Derneği'nin de bulunduğu cemevi çevresini trafiğe kapatan polis, zırhlı araçlarla bölgede yoğun güvenlik önlemi aldı. Bu sırada yürütülen çalışmalarda çok sayıda kişi gözaltına alındı, basılan bir depoda terör örgütünün saldırılarda kullanacağı mayın, patlayıcı ile patlamada şiddeti artırıcı malzemeler ve metal kesme makinesi ele geçirildi.
İZİNE ULAŞILAN TERÖRİST KENDİNİ PATLATTI, 3 POLİS ŞEHİT OLDU
Polis ekipleri, saldırı için uygun zemin aradığı bilinen teröristlerin izine 16 Ekim günü ulaştı. Güneykent Mahallesi'nde hücre evinin adresini saptayan polis, bir kişinin kuşku uyandıracak şekilde elinde taşıdığı çantayla girdiği binadan eli boş çıktığını görünce harekete geçti. Eve düzenlenen baskında Ebu Yusuf kod adli Suriyeli terörist Muhammet Şerif üzerindeki intihar yeleğini infilak ettirdi, patlamada 3 özel harekat polisi şehit oldu, 9 polis ve 1'i çocuk 4 Suriyeli yaralandı.
GAZİANTEP SORUMLUSU ÇATIŞMADA ÖLDÜRÜLDÜ
Aynı gün polis ekipleri, hem kına gecesi saldırısını hem de 3 polisin şehit olmasıyla engellenen yeni saldırının talimatını DEAŞ terör örgütünün Gaziantep sorumlusu olan ve Ankara Gar saldırısı faili olarak terör nitelikli arananlar listesinde 'turuncu bülten' ile aranan Kadir Cebael'in kaldığı evin adresini saptadı. Burak Mahallesi'ne giderek çevrede operasyon için hazırlık yaparken, Cebael'in silahlı şekilde görülmesi üzerine bölgede görevli zırhlı araçtan açılan ateşle vuruldu. Yaralanan terörist bu sırada evdeki patlayıcıları infilak ettirerek öldü. Patlamanın ardından girilen evde teröristin eşi Fadile ile 2 çocuğunu sağ olarak bulan polis, mühimmat ve dijital materyaller ele geçirdi. Derinleştirilen soruşturmada ulaşılan yeni isimlerin gösterdiği yerlerde bir kısmı toprağa gömülü patlayıcı ve mühimmat ele geçirildi. Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı soruşturmada aralarında öldürülen DEAŞ'ın sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael'in eşinin de bulunduğu 11 kişi tutuklandı, saldırılarla ilgisi olmadığı saptanan çok sayıda kişi hakkında da 'DEAŞ terör örgütü üyeliği' suçundan dava açıldı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
56 kişinin öldüğü kına gecesi saldırısı ve operasyon sırasında 3 polisin şehit olduğu ikinci saldırıya ilişkin Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianame tamamlandı. 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilen iddianamede tutuklu sanıklar hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'kasten öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs etmek', 'tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından cezalandırılması istendi. Tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin Erğan ile Mehmet Çalıkuşu; kına gecesinde ölen 56 ve operasyon sırasında yapılan saldırıda şehit olan 3 polis ile 2 olayda yaralanan 100 kişi ve Anayasal düzeni ortadan kaldırma suçundan 160 kez ağırlaştırılmış müebbet, kına gecesi saldırısında rol aldığı saptanan sanıklar Ahmet Köşgeroğlu, Ali Çalıkuşu, Hasan Uzun, Mehmet Karakurt, Hacı Polat ve Fadile Cebael hakkında 144 kez ağırlaştırılmış müebbet, 3 polisin şehit olduğu saldırıda rol alan Suriye uyruklu sanık Abdurrahman Al Najjar hakkında 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Aynı soruşturma kapsamında Ankara'dan patlayıcı temin etmek için Gaziantep'e geldiği saptanarak tutuklanan Enes Karataş ve Yunus Sarı hakkında da örgüt üyeliği suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.
SALDIRININ AYRINTILARI ORTAYA ÇIKTI
İddianamede, 40'ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesine yönelik canlı bomba saldırısının ayrıntıları da ortaya çıktı. Terör örgütü DEAŞ'ın sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael'in, Suriye'deki emirlerinden aldığı 'Kürt düğününe saldırı' talimatı doğrultusunda tutuklu örgüt üyeleriyle birlikte Beybahçe Mahallesi'ndeki Akdoğan çiftinin kına gecesini hedef aldıkları ortaya çıktı. Saldırı için Suriye'den gönderilen 20-25 yaşlarında adı belirlenemeyen, ancak Türkçe de konuştuğu öğrenilen teröristin 1 ay boyunca Cebael'in evinde kaldığı ve burada hem dini hem de örgütsel yönden motive edildiği belirlendi.
Saldırı günü de teröristin üzerine giydiği intihar yeleğini koli bandı ile vücuduna iyice sardıktan sonra, sakat gibi gözükmesi için kolunu sardıktan sonra tutuklu sanıklardan Ali Çalıkuşu ile birlikte ile kına gecesinin olduğu mahalleye gönderdiği ortaya çıktı. Canlı bombayı kına gecesinin olduğu mahallede ise tutuklu sanıklardan Hacı Polat ile Hasan Uzun'un karşılayarak, saldırı alanına götürdükleri belirlendi.
'DEMİRLER BÜYÜK KESİLMİŞ, ZAİYAT AZ OLMUŞ'
İddianamede, kına gecesine yönelik saldırının ardından tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin Erğan'ın yanına gittiği DEAŞ'ın sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael'e bilgi verdiği kaydedildi. Erğan'ın saldırıda ölenlerin sayısını söyledikten sonra Cebael'in, 'Eylem ile büyük sevap kazandın. Ama demiri kesen Ahmet büyük kesmiş, zayiat az olmuş' dediği belirtildi. Cebael'in 56 kişinin ölümünü az bularak bombanın içerisine etkisini artırması için konulan demir parçalarını büyük kesmekle suçladığı tutuklu sanık Ahmet Köşgeroğlu'na yönelik eleştirisine Erğan'ın da 'Ahmet çok tembel' diye karşılık verdiği kaydedildi.
İddianamede, tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin Erğan, gözaltında tutulduğu sürede yaşadığı vicdan azabından kurtulmak istediğini söyleyerek ifade verdi. Erğan, ifadesinde ölen terörist Cebael'e bağlı olarak çalıştığını ve kına gecesine yönelik saldırıyı yapan teröristi de Suriye'den gelişinin ardından kendisinin karşıladığını söyledi. Erğan, patlayıcı bulunan ve Cebael'in talimatıyla kiraladığı depoya tutuklu sanıklar Mehmet Çalıkuşu, Ahmet Köşgeroğlu, Hacı Polat ve Mehmet Karakurt ile birlikte zaman zaman malzeme taşıdıklarını itiraf etti. Kına gecesinde kendisini patlatan canlı bombanın giydiği intihar yeleğindeki bombanın içerisine etkisini artırması için konulan demir parçalarını tutuklu sanık Ahmet Köşgeroğlu'nun keserek hazırladığını anlatan Erğan, "Saldırıdan sonra Mehmet Kadir Cebael'e eylemde çocukların öldüğü için neden böyle bir eylem yapıldığını sordum. Cebael de bana; 'Irak ve Suriye'de kardeşlerimiz ve çocuklarını öldürüyorlar. Buradakiler mürteddir' karşılığını verdi" ifadesini kullandı.
POLİSLERİ ŞEHİT EDEN BOMBAYI, MEZARLIĞA GÖMMÜŞ
Erğan ifadesinde ayrıca 3 polisin şehit olduğu operasyon sırasında canlı bomba olarak kendisini patlatan Suriyeli teröristin üzerine giydiği intihar yeleğindeki patlayıcıları daha önce Cebael'in talimatıyla asri mezarlığa gömdüğünü söyledi. Bombayı gömdüğü yerin fotoğrafını çekerek Cebael'e verdiğini anlatan Erğan, depodaki diğer patlayıcıları da tutuklu sanıklardan Hacı Polat'ın Nizip ilçesindeki fıstık tarlasına gömdüğünü söyledi. Yapılan araştırmada mezarlığa gömülen patlayıcıyı Suriye'den gelen talimatın ardından Cebael'in yönlendirmesiyle tutuklu sanıklardan Suriye uyruklu Abdurrahman El Nejjar'ın alarak, 3 polisin şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren terörist Ebu Yusuf kod adlı Muhammet Şerif'e teslim ettiği ortaya çıktı.
ASKER SEVKİYATINA SALDIRI HAZIRLIĞI ÖNLENDİ
Soruşturma kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan sanıklardan Mehmet Çalıkuşu'nun üzerinde, yeni saldırı adreslerinin yazılı olduğu iki not kağıdı ele geçirildi. Not kağıtlarının incelenmesinde terör örgütü DEAŞ'ın saldırıları için Antalya, Isparta, Amasya ve Manisa'da asker sevkiyatının yapılacağı otogarlar ile maç ve düğün için keşif yapıldığı ve birden fazla ilde büyük eylem hazırlıkları içerisinde olunduğu saptandı. Araştırmada ayrıca Mehmet Çalıkuşu'nun kendisi gibi tutuklu olan kardeşi Ali ile birlikte 56 kişinin öldüğü kına gecesine yönelik eylemin adresini belirledikleri ortaya çıktı.
İddianameye, tutuklu sanıklardan olan ve fıstık tarlasında patlayıcı ele geçirilen Hacı Polat'ın da kına gecesine yönelik saldırının yanı sıra geçen yıl 3 polisin şehit olduğu Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik bomba yüklü minibüsle yapılan saldırıda patlayıcıyı güçlendirmek için kullanılan gübreyi bir diğer sanık Mehmet Karakurt ile birlikte temin eden isim olduğu yansıdı.
Keşif yaptığı kına gecesine yönelik saldırıyı gerçekleştiren teröristi karşılayarak alana götüren tutuklu sanık Hasan Uzun ise ifadesinde suçlamaları reddetse de DEAŞ'a sempati duyduğunu yakalanmaması halinde Suriye'ye geçerek örgüte katılacağını ve bir insani öldürmesi istendiği zaman psikolojik durumuna göre hareket edeceğini söyledi.
Şüphelilerden Ali Çalıkuşu'nun ise bir gün önce ve birkaç saat öncesinde 56 kişinin öldüğü kına gecesinin yapıldığı bölgede keşif çalışması yaptığı ve saldırıdan önce geldiği evinde üzerindeki kıyafetler ile motosiklet kaskını kırarak çöpe attığının belirlendiği iddianamede kaydedildi.
DEAŞ'ın sözde emiri olan ve polis operasyonunda öldürülen Mehmet Kadir Cebael'in eşi Fadile Cebael ise kına gecesine yönelik saldırıyı gerçekleştiren teröristin 10 gün kadar evlerinde kaldığını ancak kim olduğunu bilmediğini ve soruşturma kapsamında tutuklanan sanıkların zaman zaman evlerine geldiğini söyledi.
CEMEVİNE SİLAHLI VE CANLI BOMBALI SALDIRI YAPILACAKMIŞ
Soruşturma kapsamında tutuklanan Suriye uyruklu terörist Abdurrahman Elnajjar ifadesinde örgüt üyeleriyle Telegram isimli program üzerinden görüştüğünü söyledi. 3 polisin şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren Suriyeli teröriste mezarlıkta gömülü olan patlayıcıları Rakka'dan gelen talimat ile ulaştıran Elnajjar, eylem için keşif çalışması yaptığını itiraf etti. Suriye uyruklu terörist, bir ay boyunca HDP binaları, oteller ve Alevi Kültür Derneği'nde keşif yaptığını belirterek, "Aşure günü dolayısıyla yapılan program öncesinde keşif için Alevi Kültür Derneği'nin bulunduğu cemevine gittim. Burada emniyet güçlerinin aldığı tedbirleri görünce Rakka'da bulunan Abdurrahman isimli kişiye, güvenliğin had safhada olduğunu ve eylemin yüzde 80 başarısız olacağını söyledim. Bunun üzerine Abdurrahman, 'O zaman ben sana bir kardeş daha göndereyim' dedi. Gönderilecek kişi kalaşnikof tüfekle polisleri tarayacak o sırada karışıklıktan yararlanacak olan Muhammet Şerif canlı bomba eylemini yapmak için binaya girecek ve ben de gözcülük yapacaktım. 15 Ekim günü Abdurrahman isimli kişinin talimatı doğrultusunda Suriye'den gelen Celal ve Muhammet Şerif isimli kişiyle buluşarak bir gün sonra cemevine eylem için planlama yaptık. 16 Ekim günü polis operasyon yapınca Muhammet Şerif kendini patlattı ve cemevi saldırısı gerçekleşmedi" dedi.
İddianamede ayrıca, soruşturma kapsamında tutuklanan ve 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanıklar Enes Karataş ile Yunus Sarı'nın ise tutuklu sanıklardan Mehmet Çalıkuşu'ndan eylem amacıyla patlayıcı temini için Ankara'dan Gaziantep'e geldikleri bilgisine de yer verildi.
KINA GECESİ SALDIRISINDAN SONRA FIRAT KALKANI BAŞLADI
Gaziantep'te 40'ı çocuk 56 kişinin öldüğü kına gecesine yönelik canlı bomba saldırısından 4 gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Fırat Kalkanı Harekatı başlatılmıştı. Harekat kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusu güçleri Gaziantep'in Karkamış ilçesinin karşısındaki terör örgütü DEAŞ denetimindeki Cerablus'a girdi. Aynı gün Cerablus'ta kontrol sağlanırken, TSK desteğiyle ilerleyişini sürdüren ÖSO güçleri, geçen Şubat ayında da Rakka'nın ardından DEAŞ'ın ikinci merkezi olarak görülen El Bab'da kontrolü ele geçirdi. Kına gecesi saldırısının ardından başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus ile Azez arasındaki sınır hattı 3 bin civarındaki DEAŞ'lı teröristin etkisiz hale getirilmesiyle terör unsurlarından temizlenirken, 2 bin kilometre kareyi aşkın alan da TSK'nın desteklediği ÖSO denetimine girdi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Kına gecesi saldırısı (ARŞİV)
Polis operasyonu ve teröristin etkisiz hale getirldiği bina (ARŞİV)
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 400 MB
=================================================
2)CHP'Lİ AĞBABA: EVET KARŞILIĞINDA KERKÜK SATILMIŞTIR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden cesaret almadan Barzani'nin Türk şehri olan Kerkük'e bayrak asması mümkün değil. Evet karşılığında Kerkük satılmıştır" dedi.
CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Adana İl Örgütü'nde milletvekillerinin de katılımıyla gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, referandumda 'hayır' çalışmalarına yönelik baskı olduğunu, devlet imkanlarıyla 'evet' kampanyası yürütüldüğünü savundu.
KERKÜK VE FETÖ AÇIKLAMASI
Irak'ın Kerkük kenti ve FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili de konuşan Veli Ağbaba, şunları söyledi:
"Kerkük, referandumda evet kampanyası için Barzani'ye teslim edilmiştir. Barzani 'evet' demenin karşılığında Kerkük'ü almıştır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden cesaret almadan Barzani'nin Türk şehri olan Kerkük'e bayrak asması mümkün değil. Evet karşılığında Kerkük satılmıştır. Geçmişte petrol karşılığında nasıl tavizler verilmişse hükümet Barzani ile pazarlık yapmıştır ve Kerkük'ü teslim etmiştir. FETÖ nedeniyle binlerce kişi meslekten atıldı. Cumhurbaşkanının yaverleri bile FETÖ'cü iken Meclis'te bir tane FETÖ'cü yok. Buna kargalar bile güler. Siyasetin imamı gibi görünen 'Sol ve FETÖ' diye kitap yazan yerel yöneticisidir. Boşuna yazmadı o kitabı. O siyasetteki FETÖ imamıdır. Karısının ismini FETÖ okullarına veren, parsel parsel Ankara'yı teslim eden siyasetin imamı utanmadan çıkmış kitap yazmış. Solda, o topraklarda FETÖ yetişmez, onu bilin. FETÖ ile ilgili Akıncı iddianamesinde siyasi ayak yok diyorlar. Bu iddianameyi bakanlık koridorlarında değiştirenler, müdahale edenler darbenin siyasi ayağıdır. Şu anda meclistedir ve hükümettedir. Siyasi ayak olmadan darbenin planlanması ve yapılması mümkün değildir. Türkiye'nin milli istihbaratı Tiwetter'dan 7 yıl önceki paylaşımları bulup insanları cezaevine atıyor ama bir türlü Adil Öksüz'ü bulamıyor. Kimin kaçırdığı biliniyor ancak o da muhtemelen AKP'nin kara kutusudur ki bilerek gizliyorlar."
TEK ADAM ELEŞTİRİSİ
Referandumda 'hayır' çıkması için çalıştıklarını anlatan CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke ise, enflasyon rakamlarıyla ilgili şunları kaydetti:
"Mart ayında enflasyonun yüzde 11.29'a çıktığını öğrendik. Tek adam olduğu zaman sorunlar çift hane oluyor. Tek kişinin keyfiyle ülke yönetildiği zaman enflasyon çift haneye çıkıyor. 103 ay sonra enflasyon neredeyse 2008-2009 krizindeki değerlerine ulaşmış vaziyette. 8.5 yılın zirvesine ulaşmış. O mutfak yanıyor. Herkesin cebi eriyor. Biz Türkiye'nin istikrarsızlıkta değil istikrarda ortak olduğu yarınlar için herkesin 'Hayır' oyu vereceğini biliyoruz."
Görüntü Dökümü
--------------
Toplantı salonu
Gazetecilerin görüntüsü
CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke'nin konuşması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nin konuşması
Haber: Yusuf BAŞTUĞ-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
========================================================
3)16 FETÖ ŞÜPHELİSİ ADLİYEDE
BURSA'da FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, kent merkezi, İzmir ve İstanbul'da yapılan eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan 3'ü kadın 16 şüpheli, adliyeye sevk edildi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Kanun Hükmünde Kararname ile terör örgütü ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Erguvan Eğitim Hizmetleri A.Ş.'de öğretmenlik yapan 23 öğretmen ile 3 iş adamının yakalanması için İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından geçen hafta Bursa merkezli İzmir ve İstanbul'da eş zamanlı operasyon yaptı.
Operasyonlarda örgütün eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptığı belirtilen 13 şüpheli ile 3 iş adamı gözaltına alındı. Örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock' kullandıkları belirlenen şüpheliler, emniyetteki sorgulamalarının ardından 'terör örgütüne üye olmak' ve 'örgüte finansal destek sağlamak' suçlamalarıyla bu sabah adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Zanlıları taşıyan otobüsün adliyeye girişi
-Zanlıların adliyeye girişi
Mehmet İNAN/ BURSA,
=======================================================
4)TORUN SEVMEYE GİTTİ, GELİNİYLE BİRLİKTE ÖLDÜRÜLDÜ
TEKİRDAĞ'ın Çorlu İlçesi'nde 42 yaşındaki Hüseyin Gerçik ve gelini 26 yaşındaki Yaşariye Gerçik, genç kadının imam nikahlı yaşadığı Birol A.'nın evinde pompalı tüfekle öldürülmüş olarak bulundu. Olay sırasında evde uyuyan 4 yaşındaki çocuk koruma altına alınırken, polis katil zanlısı olduğu öne sürülen Birol A.'yı yakalamak için çalışma başlattı.
Olay, dün gece 02.30 sıralarında Cemaliye Mahallesi'nde meydana geldi. Yaşariye Gerçik bir süre önce 4 yaşındaki çocuğunu alarak eşi Emrah Gerçik ile birlikte yaşadığı evden ayrılıp Birol A. ile imam nikahlı yaşamaya başladı. Dün gece Emrah Gerçik'in babası olan Hüseyin Gerçik, gelinini ve 4 yaşındaki torununu görmek için Birol A.'nın evine gitti. Bir süre sonra evden silah sesleri gelmesi üzerine komşuları polise haber verdi. Evde yapılan incelemede Hüseyin ve gelini Yaşariye Gerçik salonda ölü olarak bulundu.
Savcılık ve polis ekiplerinin incelemesinin ardından pompalı tüfekle öldürüldüğü belirlenen Hüseyin ve Yaşariye Gerçik'in cesetleri otopsi için hastane morguna kaldırıldı. Olay sırasında başka bir odada uyuyan 4 yaşındaki çocuk ise polis ekiplerince koruma altına alındı. Polis katil zanlısı olduğu öne sürülen Birol A.'nın yakalanması için çalışma başlattı. Soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Cenazelerin araçtan indirilmesi
-Evin görüntüsü
-Katil zanlısı Birol A.'nın kaçış anı güvenlik kamerası
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),-
=======================================================
5)ŞANLIURFA'DA ESKİ MÜZE BİNASI HARABEYE DÖNDÜ
ŞANLIURFA'da 48 yıl önce yapılan müzedeki eserlerin taşınmasının ardından atıl durumdaki bina çürümeye terk edildi.
Haleplibahçe'de temalı park için yapılan kazılarda Amazon Kraliçeleri mozaiklerinin bulunmasıyla alan; 'Edessa Arkeoloji Müzesi', 'Haleplibahçe Mozaik Müzesi' ve 'Arkeopark' projesi olarak değiştirildi. Şanlıurfa eski Müzesi'ndeki 70 bin eser ise Türkiye'nin en büyük müze kompleksine 2014 yılında taşındı. Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan eski müze binası ise çürümeye terk edildi. Kapı ve pencereli kırılan, salonlardaki karo ve mozaiklerin parçalandığı binanın görüntüsü tepki toplarken, bölge sakinleri binanın madde bağımlılarının mekanı haline glediğini söyledi.
ÇOCUK VE GENÇLİK KÜTÜPHANESİ OLACAK
Atıl durumda olan eski müzeyle ilgili İl Kütür Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, İçişleri Bakanlığı tarafından Nisan ayında eski müze için ilan tahsisi Kültür Bakanlığı'na yapıldığı; binanın çocuk ve gençlik kütüphanesi yapılması için proje çalışmalarına başlanıldığı kaydedildi.
Görüntü Dökümü
----------------------------
Harabeye dönen eski müze
Kapı ve pençeleri kırılan müze
Yerlerde parçalanmış karo ve mermerler
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 237 MB
=========================================================
6)MAHSUR KALDIĞI AĞAÇTAN KURTARILAN LEYLEK YAŞAMA TUTUNAMADI
BURSA'nın merkez Osmangazi İlçesi'nde, geçtiğimiz cumartesi günü, ağacının dalındaki poşete takılarak asılı kalan ve bir köylünün tüfekle ateş edip poşeti koparmasıyla kurtarılan leylek, tedavi altına alındığı Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi'nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Merkez Osmangazi İlçesi Ahmetbey Mahallesi'nde geçen cumartesi günü ayağı daldaki naylon poşete dolanan leylek mahsur kaldı. Elma bahçesine gübre atmaya gelen Halil Göbel, ağaçta asılı leyleği fark edince kurtarılması için itfaiyeyi arayıp haber verdi. Araçlar yüzünden o bölgeye giremeyeceğini söyleyen itfaiye ekipleri, Göbel'i, Bursa'da bu konularda çalışma yapan Nilüfer Arama-Kurtarma Derneği (NAK) ekiplerine yönlendirdi. Bölgeye gelen 5 kişilik NAK ekibi ağaca merdivenle çıkmaya çalıştı. Ancak kurumuş ağaca tırmanma imkanı olmayınca ekipler leyleğe yakın bir bölgeye ip atıp, iple ağaca çıkarak kurtarmayı denedi. Ağacın bir bölümüne kadar iple tırmanmayı başaran arama kurtarma uzmanı Pınar Bulmuş, leyleğin bulunduğu bölgedeki dalların ince ve kurumuş olması nedeniyle bir süre sonra inmek zorunda kaldı.
POŞETİ VURDU, LEYLEĞİ KURTARDI
Ekipleri aradıktan sonra olay yerinden ayrılan Halil Göbel bir süre sonra elinde av tüfeğiyle döndü. Hamit Göbel, kardeşi Halit'le birlikte tekli saçmalı fişek koydukları tüfekle leyleğin asılı kaldığı ip haline gelen poşetin ucuna nişan alıp ateş etmeye başladı. 8 el atışın ardından Halil Göbel ip haline gelen poşeti vurmayı başardı. Poşetin kopması sonucu ağaçtan düşen leyleği, aşağıda battaniye açıp bekleyen NAK ekipleri yakaladı.
Uzun süre aç ve susuz asılı kaldığı ağaçta bitkin düşen ve çırpınma nedeniyle kanatları zarar gören leylek, NAK ekiplerinin aracına konulup Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi'ne götürüldü. NAK ekibinden arama kurtarma gönüllüsü Pınar Bulmuş, 'Leyla' adını verdikleri leyleği kucağında minibüse taşıdı.
Uzun süreden beri ağaçta mahsur kaldığı için beslenemeyen leylek, hayvan hastanesinde tedavi altına alındı. Ancak, yapılan müdahalelere rağmen leylek telef oldu.
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Leyleğin ağaçtaki görüntüsü
-Kurtarma ekiplerinin çalışmaları
-Tüfekle ateş edilmesi
-Leyleğin indirilmesi
-Kurtarma görevlisinin kucağında minibüse gönderilmesi
KAHRAMAN/BURSA, -
(BOYUT 621 MB)
==================================================
7)BU ÖĞRETMENİN 10 PARMAĞINDA 10 HÜNER VAR
KÜTAHYA'nın Hisarcık İlçesi'ndeki bir ilkokulda öğretmen olarak görev yapan Ali Akar, boş zamanlarında her biri yetenek isteyen işlerle uğraşıyor.
Hisarcık Dereköy İlkokulu sınıf öğretmeni Ali Akar, evinin elektriğini çatıya kendi monte ettiği güneş panelleri ve rüzgar türbininden karşıladı. Evinde kurduğu atölyede çatıya çıkmak için ahşaptan döner merdiven yapan Ali Akar, görev yaptığı okulun bahçe duvarını resimlerle donattı, okuldaki 40 adet bilgisayarın bakım ve onarımını da kendisi üstlendi. 23 yıllık öğretmen olan Ali Akar atölyesinde 250 kilo ağırlığında, 35 santimetre yükseklik ve 45 santimetre derinliği kesebilen bir ahşap hızar makinesi da yaptı.
Daha önce Almanya'da yaşadığını ve orada da bir süre öğretmenlik yaptığını anlatan Ali Akar yaptığı hızar makinasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Danıştığım hızarcılar, 'ahşaptan hızar makinesi olmaz' dediler. Ben de İnternette gördüğüm resimlere bakarak imalat işine başladım. Parçaları yaparken gürgen ve ceviz ağacı, kasnak tabla ve dış giydirmede playwood kullandım. En büyük problemi kasnakları hizaya sokmakta yaşadım. Sonunda hiç şerit atmadan hızar makinesini çalıştırabildim. Testereye 5 milimetreden 35 milimetreye kadar kalınlığı olan şeritler takılabiliyor, en ince süs eşyaları kesimden her işi yapılabiliyor. Boş zamanlarımda kendi imal ettiğim şerit testerede çeşitli süs eşyaları yaparak dostlarıma, öğretmen arkadaşlarıma ve başarılı öğrencilere hediye ediyor, ayrıca okula zeka oyunları malzemeleri de yapıyorum."
Dereköy İlkokulu Müdürü Kamber Taşdemir de "Ali Akar hocamızın okulumuza çok büyük katkıları var. Öncelikle bahsetmek istediğim; okulumuzun renklenmesi, şenlenmesi ve daha güzel bir ortam oluşması için okul duvarlarına yaptığı resim çalışmaları takdire şayan işler. Diğer taraftan okulumuzun bilgisayar öğretmeni olmadığı için bilgisayarların bakım ve onarımını yapmaktadır. Kullandığı teknik ve yöntemlere gelince; gerçekten de yapılandırıcı bir eğitimle öğrencilere faydalı teknikler kullandığı için, çocuklar hayatı uygulayarak yaşayarak güzel şeyler üretiyorlar" diye konuştu.
(Görüntü dökümü:
-Öğretmen Ali Akar'ın kendi yaptığı süs eşyalarını öğrencilere vermesi,
-Okul Müdürü Kamber Taşdemir'in konuşması,
-Öğretmen Ali Akar'ın okuldan çıkarken,
-Öğretmen Akar'ın atölyesinde hızar makinası hakkında bilgi vermesi,
-Evinin elektriğini ürettiği çatıdaki güneş panelleri ve rüzgar türbinlerinin görüntüsü,
-Çatıya çıkılan ahşap döner merdivenin,
-Akar'ın öğretmen arkadaşlarına hediye vermesinden çekilen görüntüler bulunuyor.)
Haber-Kamera: Mustafa AKÇAY-HİSARCIK,(Kütahya),
===================================================
8)İZEL İLK SİNEMA FİLMİYLE SEVENLERİNE DÖNÜYOR
UZUN süredir müziğe ara veren sevilen popçu İzel Çeliköz, ilk sinema filmi 'İyi ki doğdun abla' için İzmir'in Dikili ilçesinde kamera karşısına geçti.
Bir süredir ekranlarda yer almayan sanatçı İzel Çeliköz, sessizliğini; yapımcılığını ve yönetmenliğini Onur Öğden'in üstlendiği 'İyi ki doğdun abla' filmiyle bozacak. Esin Civangil, Metin Keçeci, Dilara Büyükbayraktar, Enis Boztepe, Ayhan Işık, Ata Ekşioğlu gibi isimler ile birlikte kamera karşısına geçen İzel, filmin çekildiği İslamlar Köyü'nde gazetecilerle sohbet etti. İlk defa bir sinema filminde oynayacak olan sevilen sanatçı İzel Çeliköz; "İzmir'in çok güzel bir ilçesi olan Dikili'deyiz. Ben hep şarkı söylerim, başka bir şey yapmam, derdim. Ama büyük konuşmamak gerekiyormuş. Beş yıl önce Onur Öğden ile bir klip yapacaktık. Klip çekemedik ama şimdi onun filminde oynuyorum. Benim için bir ilk bu. Çok heyecanlıyım. İlk defa sahneye çıktığımda, nasılsam bu da benim için öyle bir şey. Aslında heyecanımı biraz kaybettiğim bir dönemde Onur, 'Hızır gibi' yetişti. Tekrar o heyecanımı yaşıyorum" dedi. Yeni albümü için hayranlarına bir müjde veren İzel, şarkıların yarısının tamamlandığını diğer yarısı için çalışmalara filmin vizyona girmesinin ardından hız vereceğini dile getirdi. Fazla kilolarıyla ilgili de açıklama yapan Çeliköz, "Son zamanlarda benim kilomdan bahsediliyor. 'İzel neden kilo aldı, İzel'i tanıyamıyoruz' diye. Bunun nedeni sevgili yönetmenim. Film için kilo almamı istedi. Ben de film için kilo aldım" dedi.
EKİM'DE VİZYONA GİRECEK
Babasının Dikili'nin İslamlar Köyü'nden, annesinin ise Ayvalık'ın Küçükköy'den olduğunu söyleyen yönetmen Onur Öğden; "Geçen sene ilk filmim olan 'Benim Hikayem'i Ayvalık'ta çekmiştim. Bir ay sonra vizyona girecek. Vizyon süreci devam ederken de boş durmak istemedim. Bir gecede karar verip, bu filmin senaryosunu yazmaya başladım. Filmi de babamın köyünde çekmek istedim. Burada atmosfer çok güzel. İyi bir film çıkacak. Ekim ayında vizyona gireceğini düşünüyorum" dedi.
'Organize İşler', 'Vay başımıza gelenler', 'Hacivat Karagöz neden öldürüldü?' adlı filmlerle bilinen sevilen komedi oyuncusu Metin Keçeci de ilk defa bir drama filminde oynadığını belirtti. 'Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz' dizisinde Sibiryalı, Kurtlar Vadisi Pusu'da ise Rus General'i oynayan Ayhan Işık ise filmde köy ağasını canlandırıyor. Bazı filmlerin seyirci bulamadığını ifade eden Işık; "Filmler çekiliyor, vizyona giriyor. Bazı filmler izleyiciyi çekemiyor. Bu da tanıtımlarının iyi yapılamamasından, PR çalışmalarının yapılmamasından kaynaklanıyor. Çok iyi filmler bu nedenle seyirci bulamıyor. Bunun için basına büyük görev düşüyor. Basın destek verirse, izleyici artar" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Setten görüntüler,
-İzel Çeliköz ile röp,
-Yönetmen Onur Öğden ile röp,
-Diğer oyuncularlar kısa röp.
Haber - Kamera: Oben ULU / DİKİLİ (İzmir),
========================================================
9)ŞAMPİYON BOĞAYA DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI
Artvin'de geleneksel boğa güreşlerinde, sahibine başaltı kategorisinde birincilik kupası kazandıran 600 kiloluk boğa Tayfun için doğum günü kutlaması düzenlendi. Boğa sahibi Ulaş Gülseçgin, "Tayfun'un 8 yaşına girmesi, Artvin'in de plakasının 8 olması nedeniyle doğum günü kutlaması yaptık. Tayfun'a nice şampiyonluklar diliyorumö dedi.
Artvin ve ilçelerinde her yıl geleneksel olarak düzenlenen boğa güreşleri, bölgede büyük bir sektör oluşturuyor. Baş, başaltı, büyük orta, küçük orta, ayak ve deste olmak üzere 6 kategoride gerçekleştirilen boğa güreşleri yoğun ilgi görüyor. 50 bin liraya kadar fiyatlarla alıcı bulan boğalara sahipleri gözü gibi bakıyor. Yarışmalarda şampiyonluğu bulunan ve bu yıl yapılacak olan güreşlerin favorilerinden biri olan 600 kiloluk Tayfun isimli boğanın sahibi Ulaş Gülseçgin de bir ilki gerçekleştirdi, boğası için doğum günü kutlaması yaptı.
Tayfun'un doğum gün kutlamasını şampiyonluk elde ettiği Sarıbudak köyündeki boğa güreşi alanında gerçekleştiren Ulaş Gülseçkin, 8. yaşına giren boğasına, özel olarak arpa, pekmez ve üzüm kurusu kullanarak hazırlattığı pastayı verdi, ardından da, "Hediye" olarak değerlendirdiği yeni kemeri boğanın boynuna taktı. Doğum günü kutlamasına Tayfun'un destekçileri ile Artvin Belediye Başkan Yardımcısı Erkan Yazan' da katıldı. Gülseçgin, öTayfun'un 8 yaşına girmesi, Artvin'in de plakasının 8 olması nedeniyle doğum günü kutlaması yaptık. Tayfun'a nice birincilikler diliyorum. Bu arenada başaltında birinci olduğu için kutlamayı da burada yaptıkö dedi, kutlamaya katılanlara teşekkür etti. Artvin Belediye Başkan Yardımcısı Erkan Yazan da, Tayfun'un Sarıbudak köyünün simgesi olduğunu belirterek, "Nice şampiyonluklarö dileğinde bulundu.
Görüntü Dökümü
-------------------
Boğa ve sahibinin görüntüsü
Detaylar
Haber-Kamera: Adem GÜNGÖR ARTVİN-DHA
==================================================
(GENİŞ HABERİ)
10)ELEKTRİK ÜRETİMİ MANAVGAT ŞELALESİ'Nİ ETKİLİYOR
ANTALYA Manavgat'taki dünyaca ünlü Manavgat Şelalesi'nin su seviyesinde, şelaleyi besleyen ırmak üzerinde kurulu 2 barajdaki elektrik üretimi nedeniyle değişimler yaşanıyor. Elektrik ihtiyacı arttığında barajlardan fazla su bırakılırken, su tutulduğu dönemde ise şelalede kurumuş bir görüntü ortaya çıkıyor.
Toroslarda doğarak Akdeniz'le buluşan Manavgat Irmağı'nın oluşturduğu dünyaca ünlü Manavgat Şelalesi, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Manavgat merkeze yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki şelale, suların 3- 4 metrelik bir falezden düşmesiyle ortaya çıkan görüntüsüyle ilgi çekiyor. Kentin cazibe merkezlerinin başında yer alan Manavgat Şelalesi zaman zaman su seviyesinin artması ve azalmasıyla da gündeme geliyor. Irmak üzerinde kurulu Manavgat ve Oymapınar barajlarındaki elektrik üretimi, şelalenin su seviyesinde önemli değişikliklere neden oluyor.
'BIRAKILAN SU MİKTARI DEĞİŞİYOR'
48 megavat güç kapasiteli ve yılda 220 gigavat/saat elektrik enerjisi üreten Manavgat Barajı ile 540 megavat güç kapasiteli yılda 1620 gigavat/saat elektrik enerjisi üreten Oymapınar Barajı şelaleyi doğrudan etkiliyor. Her iki barajdan ırmağa maksimum saniyede 260 metreküp su bırakılırken, suyun tutulduğu zamanlarda ise mevsime göre bırakılan su miktarı değişiyor. Irmaktaki doğal yaşamın bozulmaması için kışın saniyede 12 metreküp, sulama ihtiyacı nedeniyle yaz aylarında geceleri saniyede 22 metreküp, gündüz saniyede 30 metreküp su bırakılıyor. Türkiye'de elektrik enerjisi ihtiyacındaki ani değişimlere göre üretim yapılması nedeniyle barajlardan ırmak yatağına düzensiz olarak su bırakılıyor ve ırmağın suyu kesiliyor.
'SUYU KESTİĞİNİZ SIRADA HAYAT DURUYOR'
Manavgat Belediye Başkanı CHP'li Şükrü Sözen, Manavgat Şelalesi'nin turizm açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Şelaleyi yılda yerli ve yabancı 1- 1.5 milyon turistin ziyaret ettiğini aktaran Sözen, turizm sezonunun durumuna göre rakamın değişiklik gösterdiğini belirtti. Manavgat Irmağı'nın üzerinde bulunan Oymapınar ve Manavgat barajlarında elektrik üretimi yapıldığını ve bu nedenle zaman zaman ırmak debisinde ani değişimler yaşandığını kaydeden Başkan Sözen şunları söyledi:
"Dünyaya mal olan, 1.5 milyona yakın turisti ağırlayan Manavgat Şelalesi bu süreçten etkilenen bir doğal güzellik. Aynı zamanda Manavgat'ımız dünyanın en güzel kentlerinden biri. Kentimizin içerisinde, yukarısında, aşağısında, ırmak kenarlarında hizmet veren yüzlerce işletmemiz mevcut. Her birisi bu ırmağın güzelliğini, bu suyun güzelliğini dünyaya anlatan, dünyaya tanıtan, hizmet veren işletmeler. Yani suların tasarrufu, salınış saatleri, tutuluş saatleri bu gerçeği de düşünerek yapılması, kurgulanması lazım. Irmağın suyunu tamamen tuttuğunuz zaman bu realite tamamen ölüyor. Bu doğa güzelliği kayboluyor. Şu anda ne kadar coşkulu akıyor ve dünya insanına 'gelin gelin buraya, dünyanın güzelliği burada' diyen bir atmosfer burası. Buranın suyunu günlük yaşam esnasında kestiğiniz sırada hayat duruyor."
'İNSANLARIN ONUR NOKTALARINDAN BİRİ'
Şelalenin Manavgat halkının ve Manavgat Belediyesi'nin olduğunu, buraya çok güzel bir proje yaptıklarını anlatan Başkan Sözen, projeye Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan onay verildiğini söyledi. Başkan Sözen şöyle konuştu:
"Manavgat halkının, Manavgat Belediyesi'nin, Manavgat'taki insanların onur noktalarından bir tanesi. Buna inanarak, buna güvenerek, halka ait olduğu inancıyla burayı biz, bu denli düzgün bir projeyle hayata geçirdik. Doğa dostu bir proje, şu anda bitti. Buranın bu projeye uygun şekilde turizmin hizmetinde olması gerektiğine inanıyoruz."
BOT TURU İŞLETMECİLERİ DE ETKİLENİYOR
Manavgat Irmağı üzerinde bot turu yapan Bilal Ersoy, ırmakta debi yükselmesi ve azalmasının en çok kendilerini etkilediğini anlattı. Müşterilerine verdikleri sözü tutamadıklarını, yalan söylemek zorunda kaldıklarını aktaran Bilal Ersoy şöyle dedi:
"Irmakta debi arttığı zaman tekneler köprünün altından geçmiyor. Müşteriyi 'şelaleye götüreceğiz' diyoruz götüremiyoruz. Müşteriye yalan söylemiş oluyoruz. Irmak kesildiği zaman yukarıda belli noktalar var, oradan da tekne şelaleye geçmiyor, müşteri zaten şelaleyi görmek için geliyor. 'Şelaleyi görmedik, taş gördük' diyor. Avrupa'dan gelmiş insanlar şelaleyi görmek istiyor ama maalesef şelaleyi göremiyorlar."
Görüntü Dökümü
-------------
Manavgat Şelalesi'nden genel görüntü
Manavgat Şelalesi'nin girişi
Şükrü Sözen'in şelaleye gelişi
RÖP 1: Şükrü Sözen (Manavgat Belediye Başkanı)
Şelaleden detay görüntüler
Manavgat ırmağı detay görüntüler
Botta çalışma yapan işçi
RÖP 2: Bilal Ersoy (tekne işletmecisi)
Manavgat Irmağı detay görüntü
Manavgat Irmağı genel görüntü
03.52"
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),