Dha Yurt Bülteni 4
Rahip Santoro'yu öldüren Akdin'i ve ağabeyini yaralayan zanlılar adliyedeMUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, İtalyan rahip Andrea Santoro'yu öldüren Oğuzhan Akdin ile ağabeyi Alparslan Akdin'i yaralayan 2 zanlı ile yardım etmekle suçlanan 2 kadından oluşan 4 şüpheli, emniyetteki...
Rahip Santoro'yu öldüren Akdin'i ve ağabeyini yaralayan zanlılar adliyede
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, İtalyan rahip Andrea Santoro'yu öldüren Oğuzhan Akdin ile ağabeyi Alparslan Akdin'i yaralayan 2 zanlı ile yardım etmekle suçlanan 2 kadından oluşan 4 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Trabzon'da 5 Şubat 2006'da, Santa Maria Katolik Kilisesi'nin İtalyan rahibi Andrea Santoro'yu (61), 16 yaşındayken tabancayla vurarak öldürmekten 18 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve 2 yıl önce tahliye edilen Oğuzhan Akdin, bir süre önce Bodrum'a yerleşti. Oğuzhan Akdin ve ağabeyi Alparslan Akdin, geçen pazar gecesi, Ortakent Mahallesi Alikelle Ormanı mevkiinde, tartıştıkları kişilerce, tabancayla bacaklarından vurularak yaralandı. Oğuzhan Akdin ve ağabeyi Alparslan Akdin, özel bir hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Tedavisi süren yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Olayın zanlıları E.D. ve S.K., Antalya'da yakalanarak gözaltına alındı. İki şüpheliye yardım ettikleri öne sürülen iki kadın B.A. ve Y.U. da Bodrum'da gözaltına alındı.
Şüpheliler, Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 4 zanlı, bugün adliyeye sevk edildi. Kavganın iki grup arasında husumetten kaynaklandığı, zanlıların Akdin kardeşleri, arkalarından konuştukları için vurduklarını söylediği öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------
Şüphelilerin adliyeye sevki
=======================
İzmir'de, PKK propagandasına 9 gözaltı
İZMİR'de, sosyal medya hesaplarından bölücü terör örgütü PKK/KCK lehine propaganda yaptıkları tespit edilen 9 kişi gözaltına alındı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, sosyal medya hesaplarından bölücü terör örgütü PKK/KCK lehine propaganda yaptıkları tespit edilen kişilere yönelik operasyonlar düzenledi. İl merkezinin yanı sıra, Bergama, Seferihisar ve Menemen ilçelerindeki adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda, 9 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda, 1 av tüfeği, 1 tabanca ve bunlara ait mühimmat ile çok sayıda örgütsel malzeme ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Şüphelilerin sağlık kontrollerine götürülüşünden görüntü
Haber: Davut CAN / İZMİR,
=================
Tarihi medresenin altındaki gizli geçit değil, altyapı olabilir
SİVAS'ta, 1271 yılında Selçuklular döneminde yaptırılan ve kentin simgesi haline gelen Çifte Minareli Medrese'nin eyvan kısmında yapılan kazılarda tesadüfen bulunan ve gizli geçit olarak nitelendirilen tünelin geçit değil altyapı olabileceği belirtildi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Erdal Eser, "Dehliz ve tünel olarak değerlendirilen yerin su sistemi ve alt yapı ile ilgili bir detay olduğu düşüncesindeyim. Bu anlamda bir alt yapı varlığını gösterdiği için bu bilgiyi çok değerli buluyorum" dedi.
Selçuklu Sultanı 1'inci İzzeddin Keykavus'un yaptırdığı Çifte Minareli Medrese'de Ekim ayında Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce yürütülen düzenleme çalışmaları sırasında eserin eyvan kısmında gizli geçide rastlandı. Bulunan geçit kentte heyecan yarattı. Sivas'ta yıllardır, tarihi kent kalesinden şehre inen bir tünel olduğu ve ucunun şehrin farklı noktalarına uzandığı söylentisi nedeniyle bu gelişme heyecan yarattı. Geçidin nereye uzandığının belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Erdal Eser ise, daha önce 2008 yılında kazı çalışması yaptıkları aynı bölgede benzer yapılar bulduklarını belirtti. Çifte Minareli Medrese'de bulunan yerin bir gizli geçit değil, su transferi için kullanılan bir alt yapı tesisi olabileceğini söyledi.
'SU SİSTEMİ VE ALT YAPI İLE İLGİLİ BİR DETAY'
Sivas'ta birçok tarihi özelliğin bir araya geldiğini söyleyen Prof.Dr. Erdal Eser, "Sivas gerçekten bir sanat tarihçisi olarak beni her gün şaşırtan bir yerdir. İki tane kalesi olması mesela en başta bizim iki iç kale olarak bildiğimiz başka bir yerleşmemiz yok. Sivas'ta iki tane iç kalenin varlığından söz ediyoruz. Muhakkak ki bunların çeşitli tehlike zamanlarında, gerekli hallerde kullanmak için yaptıkları bazı geçitler olmalıdır. Ancak Çifte Minaredeki durumla ilgili değerlendirmem biraz farklı. Nedeni 2008 yılında biz orada Koruma Kurulu Kararı ile bir kazı gerçekleştirdik. Bugün ortaya çıkan geçidin ya da tünelin aslında biraz daha doğusunda bir tane daha var. Biz onu gördük. Bu yapıyla ilgili aslında binaya su girişini sağlayan bir geçit olduğunu değerlendirdik. Çünkü orada yaptığımız sondajlarda çok ciddi bir su vardı. Çok derin bir tabaka halinde su malzemesi çıktı. Çakıl taşlarından oluşan resmen kumlu bir malzeme ortaya çıktı. İkinci duvar üzerindeki, daha orta noktaya yakın geçit bugün dehliz ve tünel olarak değerlendirilen yerin de ben yine su sistemi ve alt yapı ile ilgili bir detay olduğu düşüncesindeyim. Bu çok değerli bir bilgi. Kazı esnasında biz Ortaçağ'da ve Osmanlı döneminde su sisteminin kuzeyden güneye doğru düzenlendiğini bize gösteren izlerle karşılaştık. Büyük bir ihtimalle Çifte Minareli Medrese'nin cephesinde çıkan bu açıklıklar alt yapı sistemiyle ilgilidir. Çok değerli bir bilgidir. Bu anlamda bir alt yapı varlığını gösterdiği için bu bilgiyi çok değerli buluyorum" dedi.
'TÜNELLER JEORADAR TEKNİKLERİYLE TARAMA YAPILARAK BULUNABİLİR'
Olası tünel ya da gizli geçit var ise bunun çeşitli yöntemlerle bulunabileceğini belirten Eser, "Tünel olduğunu varsayarsak bu jeoradar teknikleriyle tarama yapılarak bulunabilir. Sadece problem bu tür mekanların üzerinde çok büyük moloz yığınları olabiliyor. Bu konularda tecrübeli bir ekibin bakması gerekir. Biz de aslında Cumhuriyet Üniversitesi bu konuda çok şanlı. Jeofizik bölümünde bu konularla ile ilgili çalışan ve arkeolojik çalışmalara katılan ekipler var. Bu tip yöntemlerle takip edilmesi mümkündür" diye konuştu.
Henüz kazı yapılmayan medresede, bir proje dahilinde önümüzdeki günlerde çalışılması bekleniyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
-Çifte Minareli Medreseden görüntüler
-Kazı yapılan yerlerden görüntüler
-Tünelden görüntüler
-Prof. Dr. Erdal Eser röportaj
-Genel Detay
Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, -
(554 MB HD Görüntü)
======================================
Ortaokul öğrencilerinden 'Ata'ya Saygı' klibi
MERSİN'in Silifke ilçesinde Atayurt Ortaokulu öğrencileri, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 80'inci ölüm yıl dönümü nedeni ile 'Ataya Saygı' klibi çekti.
Yaklaşan 10 Kasım öncesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü farklı bir şekilde anmak isteyen okul yönetimi ve öğrenciler, bir klip hazırladı. 386 öğrencinin aktif rol aldığı klipte Atatürk imzalı siyah tişört giyen öğrenciler, Türk Bayrakları ve yine Atatürk posterleri ile çeşitli koreografiler oluşturdu. Havadan da görüntülenen görsel şölende Duman Grubu'nun seslendirdiği 'Senden Daha Güzel' isimli şarkı kullanıldı.
ATATÜRK'Ü ÇOK SEVİYORUM
Duygu ve düşüncelerini dile getiren öğrencilerden Büşra Nur Soğucak, "Biz bir gösteri hazırladık 10 Kasım için. Öğretmenlerime teşekkür ediyorum, çok güzel bir gösteri oldu. Atatürk'ün nasıl birisi olduğunu, bizim için neler yaptığını, ülkemizi nasıl kurtardığından bahsettik" dedi.
Diğer öğrenci Ada Ülkü Kenger ise "Yaptığımız gösteride şarkı söyledim, çok mutluyum. Atatürk'ü çok seviyorum. 14 Kasım'da Anıtkabir'e gideceğiz. Bundan da çok mutluyum" dedi.
VELİLER MEMNUN
Velilerden Esra Kundak da "Görsel açıdan çocukların zihnine Atatürk sevgisinin yerleşmesini sağlayacak bir etkinlik olmuş. Bu etkinliklerin devamını diliyorum. Veli olarak çok memnun oldum" diye konuştu.
Atatürk'ün Türk Milleti'nin hayatındaki yerini ve önemini vurgulayan Hatice Okur dönüm ise şunları söyledi:
"Kızımı bu okula bu sene aldırdım. Geçen sene 29 Ekim ve 23 Nisan için geldim, bu okulda Atatürk sevgisini nasıl aşıladıklarını, Atatürk ile ilgili nasıl çocukların beyinlerinde bir yerleştirme yaptıklarını gördüm ve çok etkilendim. Bu sene kızımı Silifke'den buraya aldırdım. Öğretmenlerimiz çok özverili bu konuda. Cumhuriyet ve Atatürk ile ilgili çalışmalar yapıyorlar ders içerisinde de. Atatürk bizim hayatımızda herşey. Bu şekilde Atatürk sevgisiyle de öğretmenlerimizin çocuklarımızı büyütmesi, onun izinde de yürüttüklerine çok teşekkür ederim. Bu sebepten inanılmaz gururluyum ve her konuda okulumuzu destekleyeceğim."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Klipten görüntüler
-Okulun havadan genel görüntüsü
-Klipten genel ve detay görüntüler
-Atatürk büstünden detay görüntü
-Okulun çatısından Atatürk posteri ve Türk Bayrağı açılması
-Öğrencilerden mumlarla kalp çizmeleri
-ATAM yazılı figür oluşturmaları
-Atatürk fotoğrafından detay
-Öğrencilerin yakalarına Atatürk fotoğrafı iliştirilmesi
-Okulun havadan genel görüntüsü
-Genel ve detaly görüntüler
-1938 koreografisi oluşturmalarının havadan görüntüsü
**
-Öğrencilerden Büşra Nur Soğucak ile röportaj
-Ada Ülkü Kenger ile röportaj
-Velilerden Esra Kundak ile röportaj
-Hatice Okur Dönüm ile röportaj
-Burcu Uzun ile röportaj
Haber-Kamera: Erol OKUR/SİLİFKE(Mersin),
(BOYUT: 120 MB) (SÜRE: 01.39 DK)
(BOYUT: 213 MB) (SÜRE: 01.57 DK)
===============
İbrahim Tatlıses, eski çalışanının düğününe katıldı
ÜNLÜ türkücü İbrahim Tatlıses, eski çalışanı Emre Ergen ile Ayşe Dinçer'in düğününe katıldı. Işın Karaca'nın 'Mavi mavi' şarkısını seslendirdiği gecede Tatlıses, İzzet Atlınmeşe ile düet yaptı.
Önceki akşam İstanbul Kalamış'taki Wyndham Grand İstanbul'da eski çalışanı Emre Ergen ile Ayşe Dinçer'in düğününe katılan İbrahim Tatlıses, İzzet Altınmeşe ile yan yana oturdu. Işın Karaca, Tuğrul Odabaş ile Aydemir Akbaş da düğünde yer aldı. Mikrofonu eline alan İzzet Altınmeşe, 'Maden Dağı' türküsünü İbrahim Tatlıses ile birlikte söyledi. Işın Karaca da gecede Tatlıses'in 'mavi mavi' şarkısını seslendirirken, Hüseyin Kağıt mini bir konser verdi. Gecenin sonunda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, İbrahim Tatlıses ile yemek yedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
İbrahim Tatlıses'in İzzet Altınmeşe ile türkü söylemesi
Haber: Akif ÖZDEMİR-Kamera: ADANA,
SÜRE: 01'33" BOYUT: 172 MB
======================================
Öldürülen üniversite öğrencisi Feray'ın eşyaları, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak
MERSİN'deki evinde tek kurşunla öldürülen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Feray Şahin'in kişisel eşyaları, annesi Aysel ile babası Bekir Şahin tarafından Mezitli Belediyesi'ne ait Dayanışma Evi'ne teslim edildi. Genç kızın kıyafet ve ayakkabıları ile kitapları, buradan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.
19 Eylül 2017'de Mersin'in Mezitli ilçesinde meydana gelen olayda, Toros Üniversitesi öğrencisi Feray Şahin, evinde, polis memuru Fatih Burak Aykul'un tabancasından çıkan tek kurşunla yaşamını yitirdi. Mersin 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanan Aykul için 'kasten adam öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezası istendi ancak 9 Eylül'de kararını açıklayan mahkeme heyeti, 27 yaşındaki sanığı 'bilinçli taksirle adam öldürmek' suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.
EŞYALAR DAYANIŞMA EVİ'NE
Kararı üst mahkemelere taşıyan acılı aile Feray'ın kıyafetlerini staj yaptığı Mezitli Belediyesi'nin Dayanışma Evi'ne teslim etti. Acılı anne Aysel Şahin, kızının elbiselerini öpüp koklayarak gözyaşı dökerken, Belediye Başkanı Neşet Tarhan anneyi teselli etmeye çalıştı.
KIZIMIN KANI YERDE KALDI
Kızının ölümü ile canlarından can koptuğunu belirten Aysel Şahin, "Feray evimizin tek kızıydı. 23 yaşında mimarlık bölümü okuyordu. Geçen yıl mezun olacaktı, mezuniyet hazırlığı yapıyorduk. Maalesef böyle bir olayla karşılaştık. Hiç tanımadığımız, bilmediğimiz bir insan canımızdan canımızı kopardı. Kızım Mezitli Belediyesi'nde staj yapıyordu. Kızımızın eşyalarını daha uygun gördüğümüz için buraya getirdik. Feray her yıl durumu olmayan köy çocukları için kırtasiye ve kitap yardımı yapan bir insandı. Onları dağıtması kısmet olmadı, evde kalmış. Biz de buraya getirdik. Verilen karar da çok adaletsiz. Kızımın kanı yerde kaldı. Türkiye'de boşuna bu kadar kadın cinayetleri olmuyormuş. Çıkan kararlardan dolayı bu kadar kadınlar, kızlar katlediliyormuş. Sözün bittiği yerdeyiz" dedi.
BU ADALET DEĞİL
Tarafsız bir yargılama yapılmadığını öne süren baba Bekir Şahin ise "Ortada adli tıpın delilleri varken, bilirkişi raporları varken, kızın tırnakları arasında DNA varken, direnmiş belli ki mahkeme bunların hiçbirisini görmeyip katilin yalan ifadeleri doğrultusunda karar vererek bizi ikinci kez öldürmüştür. Yargıçların görevi; katilleri korumak, cesaretlendirmek değildir. Yargıçların görevi en ağır cezayı vererek, suçları önlemektir. Fakat biz kızımızın kanı yerde kalmasın istiyoruz. Sonuna kadar da mücadele edeceğiz. Bu karara itiraz ettik. Gencecik bir kızın ölümünün cezası 5 yıl 3 ay olamaz. Böyle birşey yok. Böyle bir adalet yok. Bu adalet de değil. Bu bizim vicdanlarımızı da, toplumun vicdanını da sızlatmıştır" diye konuştu.
HANIMEFENDİ BİR KIZIMIZDI
Belediye Başkanı Neşet Tarhan ise duygularını şöyle dile getirdi:
"Feray kızımız mimar olmayı beklerken belediyemizde staj yapıyordu. Biz de burada kendisini tanıdık. Hanımefendi, oldukça güzel, naif bir kızımızdı. Maalesef bir şekilde can verdi. Belediyemizin Yardımlaşma Evi'nde Feray kızımızın giysilerini, giydiği ayakkabısını, fakir çocuklar için topladığı, aldığı kitapları görüyorsunuz. Eğer yaşasaydı, kendi eliyle ulaştıracaktı. Biz bunları Feray ablalarının armağanı olarak çocuklara ulaştıracağız."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Feray'ın fotoğrafları
-Eşyaların poşetlerden çıkarılması
-Anne Aysel Şahin'in gözyaşları ile verdiği röportaj
-Baba Bekir Şahin ile röportaj
-Belediye Başkanı Neşet Tarhan ile röportaj
-Ayakkabı ve kitapların görüntüsü
-Anne babanın genel görüntüsü
-Annenin gözyaşları içinde kıyafetleri çıkarması
-Kitaplarının görüntüsü
-Eşyaların poşetlerden çıkarılması
Haber: Adnan AÇIKGÖZ - Kamera: MERSİN,
(BOYUT: 538 MB) (SÜRE: 05.02 DK)
======================================
Erzurum'da 10 bin kişi Aziziye Tabyaları'na yürüdü
OSMANLI- Rus Savaşı'nda Erzurum halkının taş, sopa ve baltalarla geri aldığı Aziziye Tabyaları'ndaki destana tanık olmak için sabah namazında düzenlenen etkinliğe, her yıl olduğu gibi bu yıl da binlerce Erzurumlu katıldı. Yaklaşık 10 bin kişi, atalarının izinde yürüdü.
Rus tehdidini önlemek için 1872 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Fosfor Mustafa Paşa yönetiminde Erzurum- Kars karayolunu kontrol altında tutmak amacıyla Top Dağı'na yaptırılan, 3 tarafı toprağa gömülü Aziziye Tabyası, tarihi günlerinden birine daha sahne oldu. '93 Harbi' olarak bilinen 1877 Osmanlı- Rus Savaşı'nda 'Aziziye Tabyası'nın düştü' haberi üzerine kadınlı- erkekli Erzurum halkı taş, sopa ve baltalarla tabyaları geri alarak destan yazdı. O günün ruhunu yakalamak ve tanıtımını yapmak için Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Tabyalar Platformu tarafından bu yıl beşincisi organize edilen etkinliğe yaşlısından gencine yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
Erzurum'daki tüm camilerde okunan 'Sala' ardından cami önlerinde ve farklı güzergahlarda toplanan halk, Büyükşehir Belediyesi tarafından hazır bekletilen otobüslerle Karskapı Şehitliği'ne taşındı. 9 pare top atışı ardından şehitlik önünde ellerinde Türk bayrakları ile toplananlar 'Tekbir' getirerek yürüyüşe başladı. Kadın- erkekli binlerce kişi, Nene Hatun'un destanlaştığı ve mezarının bulunduğu deniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikteki Aziziye Tabyası'na akın etti. Tabyalarda toplanan kalabalık, İstiklal Marşı'nı söyledikten sonra okunan Kuran-ı Kerim'i dinledi. Müftü Hasan Hüsnü Sula tarafından yapılan duada etkinliğe katılanlar hep birlikte 'Amin' dedi. 109'uncu Topçu Alayı Ölçme ve Hedef Tespit Bölük Komutanlığı, bağladıkları Türk bayrağını meteotorolojik balonlarlar göklere çıkardı.
Bu yıl altıncısı düzenlenen ve sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı Aziziye Tabyaları'na tırmanış etkinliğinde protokelle birlikte öğrenciler, askerler, sivil toplum kurumları, izciler ile çocuk, yaşlı ve gençler hazır bulundu. Vali Okay Memiş, son derece tarihi ve milli duyguları kabartan ve kendilerini gururlandıran bir programda birlikte olunduğunu söyledi. 1877'de Osmanlı İmparatorluğuna kasteden yabancı düşmanlara karşı Erzurumlu bir neferin ve müezzinin Türk askerine, milletine, dinine sahip çıkma anlamında son derece önemli bir çıkışıyla başlayan mücadelenin tanıklığının bugün de hep birlikte yerine getirildiğini aktaran Okay Memiş, "Tarihte böyle vatandaşımız görevi olmasa bile kahramanlığa vesile olabiliyor. Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Bugün tarihteki bu anlamlı günle beraber milletimiz 15 Temmuzda yazdığı destanı da hatırladım. Milletimiz tıp ki 1877'de olduğu gibi 15 Temmuzda da içindeki hain darbecilere, hain FETÖ'cülere sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde mücadeleyi başlattılar. Ne mutlu bize ki tarihimizden aldığımız güçle ve imanla önümüze bakıyoruz" diye konuştu.
Her yıl olduğu gibi bu sene de yürüyüşe katıldığını belirten 75 yaşındaki Hüsna Turhan ise "Atalarım, dedem, yeğenlerim şehit. Onların, şehit Hazreti Hamza'nın ve bütün şehitlerimizin ruhlarının bizlere faydaları için geldim. Onların gururuyla yaşıyoruz. Devletimizin, milletimizin, askerimizin daima karada, havada ve denizde başarılar kazanıp payidar olmalarını istiyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Tabyaların ve yürüyüşün Drone görüntüleri
-Vatandaşların ellerinde bayraklar ve tekbirlerle yürümesi
-Vatandaşların Aziziye Tabyalarına tırmanışı
-Mehmetçiğin balona Türk bayrağı asarak uçurması
-Vatandaşlar ile röp
Muhabir Hümeyra Pardeli'nin anonsu
-Dua edilmesi
-İstiklal Marşının okunması
-Nenehatunun mezarına karanfil bırakılması
-Vali Okay Memiş'in konuşması
-Hüsna Turhan'ın konuşması
Haber: Turgay İPEK - Hümeyra PARDELİ - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,
SÜRE: 06.40 BOYUT: 761 MB
======================================
Çocuklara doğa sevgisini resim yaptırarak aşılıyor
ZONGULDAK, - ZONGULDAK'ın Çaycuma ilçesi Filyos beldesinde, ressam Uğur Soydan'ın açtığı kursa katılan 40 ortaokul öğrencisi, doğadan topladığı ağaç dalları, kabuklar, yapraklar ve bitkilerin yanı sıra bakliyat, baharat ile atık malzemelerden yaptıkları 100'ün üzerindeki resimle sergi açtı.
ASELSAN'da halkla ilişkiler uzmanı olarak uzun yıllar görev yaptıktan sonra 2006 yılında emekli olan Uğur Soydan, çocukluğunda hobi olarak yaptığı yağlı boya tablolarını farklı alana taşıyarak, doğadan topladığı ağaç dalları ve bitkisel ürünlerle resimler yapmaya başladı. Soydan, resimlerinde kurumuş yapraklar, ağaç kabukları, nohut, pirinç, kırmızı biber, kozalak, kabak çekirdeği, tarçın, kimyon, tuz, at kestanesi, çörekotu gibi doğal malzemeler kullanarak, doğal tasarımlar yapıyor. Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde, belediye ve kaymakamlığın desteğiyle kurs açan Uğur Soydan, çeşitli okullardan 40 öğrenciye doğal tasarımlarla resim yapmayı öğretti. Kurs boyunca yapılan 100'ün üzerindeki resim ile Filyos Belediyesi Düğün Salonu'nda sergi açıldı. Sergiye Çaycuma Kaymakamı Serkan Keçeli, Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, öğrenciler ve veliler katıldı. Kaymakam Keçeli ve Belediye Başkanı Ünal, ressam Soydan'a çocuklar için yaptığı çalışmalar dolayısıyla teşekkür etti.
'ÇOCUKLARIN DOĞAYA OLAN SEVGİSİNİ ARTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Ressam Uğur Soydan, kursa başlarken, çocuklarla doğada resimde kullanacakları malzemeleri topladıklarını ve bu sayede resim yaparken, bu ürünler hakkında bilgiler edindiklerini söyledi. Çocukların hayal güçleriyle ortaya çok güzel resimlerin çıktığını kaydeden Soydan, "Çocuklarla doğada kurumuş, bizim işimize ne yararsa topladık. Onları kutulara koyduk. Bunların yanı sıra baharatlar kullandık. Onun haricinde fasulye, barbunya gibi ürünlerde kullandık. Bunlar tamamen organik img. Herhangi bir kimyasal madde burada yok. Bundan sonraki hayatlarında doğaya olan saygıları artar. Elektronik ortamdan biraz çıkıp etrafımızı da neler var görüyorlar. Bu görülmeyenleri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Biz gitgide doğadan uzaklaştık. Filyos dünya güzeli bir yer. Biz bu güzellikleri resme dönüştürüyoruz. Bundan sonra hanımlara kurs vereceğiz. Bunu da belediye karşılayacak. Buranın 2 katı resimle sergi açacağız. Kurumuş bitkilerle neler yapıldığını burada görüyorsunuz. Biz bunu inşallah daha da ileriye götüreceğiz" diye konuştu.
Çocuklardan Buse Küçükkaya (9), resim yaparken çok eğlendiğini dile getirerek, "Ben resmimi otlardan ve bitkilerden yaptım. Üzerine tozlar döktüm. Değişik bir çalışma yaptım. Resimde doğa ve deniz var. Fasulye ve çekirdek var resimde. Resmi yaptıktan sonra çok mutlu oldum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Çocukların yaptığı resimler
-Serginin açılması
-Serginin gezilmesi
-Çocuklar ve resimlerinden detay
-Buse Küçükkaya'nın resmini anlatması
-Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal'ın konuşması
-Ressam Uğur Soydan ile röp.
Süre: (8.04) Boyut: (902 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Yeliz ALAGÖZ/ZONGULDAK,
======================================