Dha Yurt Bülteni-4
1)HAKKARİ'DE ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İÇİN TÖREN DÜZENLENDİHAKKARİ'nin Yüksekova ilçesi karşısındaki Kani Rash bölgesinde PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan Uzman Çavuş Mustafa Yorulmaz (29) için Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda tören düzenlenlendi.
1)HAKKARİ'DE ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İÇİN TÖREN DÜZENLENDİ
HAKKARİ'nin Yüksekova ilçesi karşısındaki Kani Rash bölgesinde Pkk'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan Uzman Çavuş Mustafa Yorulmaz (29) için Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda tören düzenlenlendi. Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda düzenlenen törene Vali Cüneyit Orhan Toprak, eşi Dr. Funda Toprak, Vali yardımcıları Mehmet Nurullah Karaman, Bekir Abacı, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Metin Tokel, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Balık, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Bakiş, kamu kurum ve kuruluş amirleri, polis ve askeri personel katıldı.Törende Şehit Uzman Çavuş Yorulmaz'ın annesi ve eşi ile 2 çocuğu uzun süre gözyaşı döktü. Şehit Uzman Çavuş Yorulmaz'ın özgeçmişinin okunmasının ardından naaşı memleketi Çankırı'ya gönderilmek üzere helikopterle Van'a uğurlandı.
Görüntü Dökümü
------------------------------
Şehit uzman çavuş Yorulmaz'ın naaşının tören alanına getirilmesi
Şehit ailesinin gözyaşı dökmesi
Öz geçmişinin okunması
Dua edilmesi
Şehit uzman çavuş Yorulmaz'ın naaşının silah arkadaşlarının omuzunda helikoptere bindirilmesi
Genel Detay
2 DAKİKA 46 SANİYE - 311 MB
Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ,
========================================================
2)CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYIP, ÖLDÜRÜLEN 38 GÜNLÜK BEBEĞİN ANNESİ, DELİLLERİ KARARTMAK İSTEMİŞ
VAN'da, 2017 yılında 38 günlük erkek bebeğin cinsel istismara uğrayarak, öldürülmesi olayına ilişkin, aralarında bebeğin annesi Pınar Tatar'ın da bulunduğu 3 kişiyi değişen oranlarda hapis cezasına çarptıran 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Pınar Tatar'ın bebeğin annesi olmasına rağmen, olayın adli makamlara yansıması ve delillerin ortaya çıkarılmasına eylemli şekilde engel olduğu ve delilleri ortadan kaldırmaya çalıştığı belirtildi. Mahkeme, eylemin toplumda yaratacağı infial dikkate alındığında, yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına da karar verdi. Davayı başından beri takip eden ve katılma talepleri kabul edilen Diyarbakır Barosu Çocuk Haktları Merkezi'nden Avukat Mahmut Çiftçi, kararın emsal nitelikte ve tarihi olduğunu söyledi. Van'da, 38 günlük bebeğin cinsel istismara uğrayarak öldürülmesi davasında, bebeğin annesi Pınar Tatar'ı ağırlaştırılmış ömür boyu, sevgilisi Ferdi Arat'ı ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl, arkadaşları Yılmaz Güzel'i ise bebeği öldürmeye yardım ettiği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, gerekçeli kararı açıkladı. Van 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce açıklanan 39 sayfalık kararda, bebeğin annesi Pınar Tatar ve sevgilisi Ferdi Arat'ın birlikte yaşadıkları, sanık Yılmaz Güzel'in tahsis ettiği dairede kaldıkları, olayların da bu evde yaşandığı ifade edildi.
ÇOCUĞUNU ÖLDÜREN SEVGİLİSİNİ KORUMAYA ÇALIŞTI
Sanıkların birbirlerini korumak için gerçeğe aykırı ifadeler verdiği belirtilen kararda, bebekte meydana gelen kafa travmasına bağlı yaralanmanın, sert cisimle vurmak veya sert bir cisme çarpmayla oluşabileceğinin tartışmasız olduğu vurgulandı. Pınar Tatar'ın çocuğunu öldüren Ferdi Arat'ı korumaya ve olayı gizlemeye çalıştığı ifade edilen kararda, annenin kendi çocuğunun ölümü ile ilgili delillerin ortaya çıkarılmasını eylemli olarak engellemeye çalıştığı ve sanıkların birbirlerini korumak için verdikleri ifadelere itibar edilmediği kaydedildi.
DELİLLERİ KARARTMAK İÇİN ÖNEMLİ ÇABALAR GÖSTERDİLER
Ferdi Arat'ın maktul bebeği darp ederek, kafa travmasına bağlı beyin kanamasına neden olduğunu kaydeden mahkeme, sanıkların olaydan sonra delilleri karartmaya yönelik önemli çabalar gösterdiğine dikkat çekti. Bebeğin kafatasındaki parçalı kemik kırığının ağırlığı dikkate alındığında Ferdi Arat'ın katil kastıyla hareket ettiğini belirten mahkeme, sanığın bebeğe cinsel istismarda bulunduğunun da bilimsel raporlarla kanıtlandığını kaydetti. Mahkeme, birbirlerini koruyan sanıkların, olayın adli makamlara intikali anına kadar, suçun ortaya çıkmasını engelleyecek ifade ve davranışlarda bulunduklarını vurguladı. Kararda, Pınar Tatar'ın cinsel istismara ilişkin çelişkili ifadelerinde de sevgilisi olan Ferdi Arat'ı korumaya ve suçun açığa çıkmasını engellemeye çalıştığı ifade edildi.
CANAVARCA HİSLE İŞLENDİ
Bebeğin doğumunun üzerinden henüz 40 gün geçmeden, cinsel istismar ve öldürme eylemlerine maruz kaldığını kaydeden mahkeme, 40 gününü bile doldurmayan bebeğe karşı sanığı öldürme eylemine yöneltecek herhangi bir nedenden söz etmenin mümkün olmadığını vurguladı. Ferdi Arat'ın eylemini canavarca hisle işlediğini belirten mahkeme, üst sınırdan ceza verildiğini kaydetti. Pınar Tatar'ın delillerin ortaya çıkarılmasını eylemli olarak engellemeye çalıştığı ve Ferdi Arat ile birlikte delilleri ortadan kaldırmaya çalıştığı belirtilen kararda, "Pınar Tatar, henüz 40 gününü doldurmayan bebeğin annesi olmasına rağmen, suçun adli makamlara yansıması ve delillerin ortaya çıkarılmasına eylemli olarak engel oldu."denildi.
BAKANLIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Ankara, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, Trabzon, Van ve İzmir Barolarının davaya katılma talebinde bulundukları belirtilen kararda, suçun failleri arasında bebeğin annesinin de bulunduğu belirtildi. Kararda, en temel insan haklarından olan hayat hakkı ve vücut bütünlüğünün korunması değerleri saldırıya uğrayan maktul bebeğin haklarının korunması, insan haklarını savunmak, korumak ve işlerliğini sağlamak bağlamında, baroların davaya kabullerine karar verildiği kaydedildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na davetiye çıkarıldığı ve davaya katılmalarına karar verildiği belirtilen kararda, "Eylemin mahiyeti ve toplumda yaratacağı infial nazara alındığında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü görevlilerinin yargılamayı takip etmemesi nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. Cezaevi'nden doğum yapmak üzere izin alan sanık Pınar Tatar'ı izleme, gözetleme ve maktul bebeği korumakla görevlendirilen kamu görevlilerinin bulunup bulunmadığı, varsa görevlerini ihmal edip etmediği konusunda suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir."denildi.
Davayı takip eden ve katılma talepleri kabul edilen Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Mahmut Çiftçi, olayın çok vahim olduğunu belirterek, "Bu dosyalarda baroların katılımının önemli olduğunu düşünüyoruz. Zaten mahkeme, gerekçesinde bunu özellikle belirtmiş. Bizim açımızdan çok olumlu bir gerekçeydi. Çocuğun 38 günlük oluşu, annenin sanık oluşu ve çocuğun haklarını savunacak kimsenin olmayışı, bizim de ısrarla belirttiğimiz avukatlık kanunundan kaynaklanan görevlerimiz ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sorumluluklarımız nedeniyle katılma talebimiz kabul edildi. Çok olumlu bir karardı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndaki sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Talebimiz, sanıkların sadece cezalandırılması değil, devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmesi konusundaki eksikliğin de giderilmesiydi. Bu konuda da mahkeme olumlu bir karar verdi. Anne uyuşturucu kullandığı için cezaevine giriyor ve doğum yapmak için cezaevinden çıkıyor. Uyuşturucu bağımlısı annenin çocuğunu takip etmesi gereken görevliler var. Mahkeme bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. Bakanlık, müdahil olmasına rağmen davayı takip etmedi. Bu nedenle sorumlular hakkında ikinci bir suç duyurusunda bulunuldu. Bu dosya bizim için çok önemli, tarihi bir dosyaydı. Mahkemeye heyetine teşekkür etmek isteriz. Emsal nitelikte bir karar oldu. Mahkemeler katılma talebimizi dar yorumluyordu. Van 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, hakikaten bunu olması gerektiği gibi yorumlayıp, katılma talebimizi kabul etti."dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
Avukat Mahmut Çiftçi ile röportaj
Çiftçi'nin çalışması
Kararı okuması
Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Felat BOZARSLAN-Burak EMEK/DİYARBAKIR, -
=====================================================
3)40 YILLIK HURDA KAMYONU 1.5 YILDA YENİSİ HALİNE DÖNÜŞTÜRDÜLER
BURSA'DA, hurda halindeki 78 model kamyon, 20 kişilik ekibin 1.5 yıllık çalışmasıyla yenilendi.
Bursa'da Scania Vabis 78 model kamyon, Bursalı kaporta ustası Ali Ersöz'ün ellerinde yeniden hayat buldu. Uzun uğraşlar sonucunda baştan aşağı yenilenen kamyon, ilk günkü haline getirildi. "20 kişilik ekibimizle birlikte 1.5 yıllık bir süreçte aşama aşama yapılan çalışmalarımız ile kamyon bugünkü görüntüsüne ulaştıö diyen kaporta ustası Ali Ersöz, "Bu araç bize geldiğinde orijinal bir araçtı, ancak çok fazla çürüğü vardı. İlk günkü haline getirebilmek için şase ile kasa ayrıldı.Bütün kaporta kısımları tamamen yenilendi. Yenilenmesinin ardından astarlanıp kamyonun kupası üzerine oturtuldu. Ardından izolasyonunu gerçekleştirdik. Aşama aşama yaptığımız çalışmanın sonunda ise boya işlemlerimiz başladı. 1,5 senelik bir zaman diliminde bugünkü haline getirdikö ifadelerini kullandı.
Kamyonun boya sürecine ilişkin konuşan boya ustası Mustafa Gölcük ise, "Boya işlemi 2 ay sürdü. 5 defa astar attık. Tamamen el emeği bu gördüğümüz kamyon. Zaman isteyen ve zevk veren bir şey bu. Uğraşırken bizler de zevk alıyoruz, son hali de hoşumuza gitti" diye konuştu.
85 bin liranın üzerinde maliyetiyle İstanbul'daki bir müşteri için yenilenen Scania Vabis 78 model kamyon, uzun uğraşlar sonucunda da trafiğe çıkmaya hazır hale geldi. Ersöz ve ekibinin yeni gözdesi Scania Vabis 78 model kamyon, dikkat çeken kırmızı rengiyle de görenlerin beğenisini kazanıyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Kamyondan detaylar, açıklamalar
Berktuğ ÖNCÜ-Gürkan DURAL/BURSA, -
===========================================================
4)DEPREMİ YAŞATAN MÜZE
İZMİT'te yapılan ve Türkiye'de bir ilk olma özelliğini de taşıyan 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi gelecek nesillere depremi ve deprem sırasında yapılacakları öğretmek ve depremlerde can, mal kayıplarını en aza indirmek konularında bilinçlendirme sağlıyor. Deprem simülatöründe depremi, sarsıntı, ses, toz, ışık gibi benzetim yoluyla birebir yaşayanlar dışarı çıktıklarında yıkılmış evlerle karşılaşıyor.
İzmit Belediyesi tarafından Cephanelik bölgesinde bin 740 metrekarelik alanda yaklaşık 10 milyon liraya yaptırılan 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi, 17 Ağustos 1999 depreminde yaşamlarını yitirenleri anmak adına ve deprem hakkında bir farkındalık yaratmak üzere hayata geçirilmiş bir farkındalık müzesi. 17 tematik adımdan oluşan müzenin her bir adımının kendine ait bir hikayesi ve vermek istediği bir mesajı var. Müzenin en önemli bölümlerinden bir tanesi simülasyon odasından oluşuyor. Bu oda ile 17 Ağustos'u yaşamamış ya da daha önce bir deprem görmemiş ziyaretçilere deprem anı yaşatılarak 45 saniye içinde neler hissedildiği anlatılmak isteniyor. Deprem simülatöründe depremlerde oluşan sarsıntı, ses, toz ve ışık gibi benzetim yoluyla birebir yaşatılıyor.
Simülasyon odasından çıkanlar depremin sabahına bir yolculuk yapıyor ve üç boyutlu olarak oluşturulan bir sokaktan geçiliyor. İzmit ve Gölcük'ten alınan fotoğraflarla oluşturulan sokak o günleri ve 17 Ağustos'ta ülkemizin nasıl bir felaket yaşadığını çarpıcı bir şekilde göz önüne seriyor. Umut koridoru adı verilen bölümde 17 Ağustos depremine dair bilgiler ve fotoğraflar yer alıyor. Yine başka bir bölümde de, 45 adet irili ufaklı saniyelerden oluşan saatler bulunuyor. Burada o gece, her bir saniyede yaşamlarını yitirenlerin acıları temsil ediliyor. Dijital Panorama alanında ziyaretçiler görsel bir şov eşliğinde yer kürenin sesini duyarak kendilerine verilen mesajları dinleniyor.
Müzede depremle yaşamayı öğrenmenin mesajını vermek istediklerini söyleyen Müze rehberi Fatma Gülle, "Müzemiz İzmit Belediyesi tarafından hayata geçirilmiş farkındalık ve anma müzesi. Anma müzesi çünkü, 45 saniye içinde kaybettiğimiz binlerce canı anmak istiyoruz gelen misafirlerimizle birlikte. Aynı zamanda bir farkındalık müzesi burası. Şunu fark ettirmek istiyoruz gelen misafirlerimize, bizim ülkemiz bir deprem ülkesi, depremle her an karşı karşıya kalabiliriz. Dolayısıyla bunu bir trajedi haline getirmeyeceğiz, depremle yaşamayı öğreneceğiz mesajını vermek istiyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------
-Deprem müzesi
-Deprem simülatörü içinde öğrenciler
-Deprem yaşanmış 3 boyutlu sokak
-Anons
-Müze rehberi Fatma Gülle rop
Haber: Ergün AYAZ-Kamera: Dinçer AKBİR-İZMİT-DHA
========================================================
5)MÜBADİLLERİN HİKAYESİNİ ANLATAN FİLM BODRUM'DA GÖSTERİLDİ
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, mübadele döneminin konu edildiği 'İki Yaka, Yarım Aşk' adlı kısa film gösterildi. Filmin oyuncuları da gösterime katılarak, filmi ve çekimlerde yaşadıkları duyguları izleyiciyle paylaştı.
Bodrum Giritliler Derneği ve ilçedeki bir alışveriş merkezinin işbirliğiyle 'İki Yaka, Yarım Aşk' kısa filmi, Bodrum'da izleyicisiyle buluştu. 54. Antalya Film Festivali ve 20. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen film, 5. Antakya Film Festivali'nde jüri özel ödülü aldı. 16. Uluslararası Dhaka Film Festivali Kadın Filmleri ve 12. River Film Festivali'ne yarışma filmi olarak seçilen '2 Yaka Yarım Aşk' adlı yapıtın gösterimi, alışveriş merkezindeki sinema salonunda yapıldı. Yönetmenliğini Nurdan Tümbek Tekeoğlu'nun yaptığı, başrollerini Selda Alkor, Sezai Aydın, Zafer Kayaokay, Aylin Kumbaracıoğlu, Deniz Doğa Tegün, Selin Üşar, İbrahim Raci Öksüz ve Yağmur Damcıoğlu Namak'ın paylaştığı filmi izlemeye, çok sayıda kişi izlemeye geldi. Yoğun ilgi nedeniyle salona ek sandalyeler konuldu.
Film öncesinde söyleşi de gerçekleştirildi. Filmin konusuyla ilgili bilgi veren Nurdan Tümbek Tekeoğlu, dedesinin yaşamından esinlenerek hazırladığı ve kurgularla beyaz perdeye uyarladığı filmde, 1924 yılında Selanik'ten göç eden 16 yaşındaki Ali adlı karakterin, anneannesi ve teyzesi ile geldikleri İzmir Karaburun'da yaşadıkları acıları konu aldığını söyledi. Ali'nin yarım kalan aşkının anlatıldığını belirtti.
Filmin yönetmeni Nurdan Tümbek Tekeoğlu, "Ben 3. kuşak mübadilim. Bu nedenle, dedemin hikayesinden esinlenerek, İki Yaka Yarım Aşk, filmimi gerçekleştirdim. Karaburun, İzmir ve İstanbul'da çekimler yapıldı. Selda Alkor beni kırmayarak, kabul etti. filmi çektik ve çeşitli festivallere katıldı ve ödüller aldık. Buradan giden Rumlar, kendi çektikleri acıları sıkıntıları, filmler belgeseller yaparak dünyaya anlatmışlar. Ben de oradan gelen Müslüman Türklerin neler yaşadığını bir nebze olsun anlatmaya çalıştım. Dedemin hikayesinden esinlenerek, kaleme aldım. Ama hepsi gerçek değil, kurgusal yönleri var" dedi.
Filmin başrol oyuncusu Selda Alkor ise, filmle mübadeleyi öğrendiğini belirterek, "Mübadillerle ilgili çok önemli fikirler elde ettim. İlk defa kısa filmde oynadım. Anlatılan şeyler o kadar özel ki, izleyen herkesin gözleri doluyor ve anıları canlanıyor. Sadece bir göç hikayesi değil, birçok şeyi içinde barındırıyor. Ama göçün ne kadar kötü olduğunu, mübadele dendiğinde işin o kadar da iyi olmadığını görüyorsunuz" dedi.
Yazar Hamdi Topçuoğlu'nun yönettiği söyleşi sonrasında, konuklara teşekkür plaketi verildi.
Ardından film gösterimi yapıldı. İzleyenler filmde zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Filmi izleyenler, ardından oyuncuları ayakta alkışladı.
Görüntü Dökümü
------------------
Oyuncu Selda Alkor ve yönetmen Nurdan Tümbek Tekeoğlu ile röp,
Söyleşiden ve katılımcıların açıklamalarından görüntü,
Filmin yayınlanmasından görüntü,
( Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla),