Haberler

Dha Yurt Bülteni-3

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Van Başkale'de PKK'ya ait 3 sığınak bulunduVan'ın Başkale ilçesinde jandarma ekipleri tarafından yapılan operasyonda tespit edilen, bölücü terör örgütü PKK'ya ait 3 sığınakta, el yapımı patlayıcı düzenekleri ile yaşam malzemeleri ele geçirildi.

Van Başkale'de PKK'ya ait 3 sığınak bulundu

Van'ın Başkale ilçesinde jandarma ekipleri tarafından yapılan operasyonda tespit edilen, bölücü terör örgütü PKK'ya ait 3 sığınakta, el yapımı patlayıcı düzenekleri ile yaşam malzemeleri ele geçirildi.

Başkale'de PKK'lı teröristlerin barınma alanlarına yönelik operasyonlarını sürdüren jandarma ekipleri, ilçenin Barış Mahallesi kırsalında 'Şehit Jandarma Er Durmuş Haliloğlu' operasyunu düzenledi. Operasyonlar sırasında PKK'ya ait 3 sığınak tespit edildi. Sığınaklarda yapılan aramalarda ise 4 el yapımı patlayıcı düzeneği, 25 metre kablo, 2 tüp, 1 akü, mühimmat, tıbbi ve yaşam malzemeleri ele geçirildi. Sığınaklar kullanılamaz hale getirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Ele geçirilen el yapımı düzeneklerinin imha anı

-İmha edilen sığınaklar

-Yükselen dumanlar

Haber: Behçet DALMAZ/VAN,

===============================================

PKK'nın tahrip ettiği okullar yeniden yapılıyor

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, terör örgütü PKK mensuplarınca 2016'daki 'hendek' eylemlerinde tahrip edildikten sonra 'ağır hasar' raporu verilip, yıkım kararı çıkarılan okulların ihalesi tamamlanarak, inşaatlarına başlandı.

Yüksekova'da, PKK'lı teröristlerin kazdığı hendeklerin kapatılması ve barikatların kaldırılması için 13 Mart 2016 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, 'Şehit Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Gülle Operasyonu' başlatıldı. Sokağa çıkma yasağı 78 gün sürerken, PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmalarda, ilçedeki birçok ev ve iş yeri gibi 7 okul da kullanılamaz hale geldi. İlçede evleri yıkılan veya büyük zarar gören terör mağdurları için geçen yılın Mart ayında TOKİ tarafından 3 bin 63 konutun temeli atıldı. Operasyonlar sırasında yakılarak, tahrip edilen ve 'ağır hasar raporu' verildikten sonra yıkım kararı çıkarılan Cumhuriyet, Güngör, Uğur Sıtkı, Vali Erdoğan Gürbüz, Kuruköy, Gazi ilkokulları ile Atatürk Lisesi'nin öğrencileri başka okullara nakledildi. İhale süreci tamamlanan 4 okulun inşaatına başlanırken, diğer 3 okulun ihalesinin de yakın zamanda yapılarak, inşaat çalışmalarına başlanacağı belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------

-Yıkılan okulların  yapılan inşaat çalışması

-İşçilerin çalışması

-İşçilerden genel  ve detaylar

-İnşaat alanına beton dökülmesi

-Okul inşaatlardan detaylar

İhsan Kaplanisimli veli ile röportaj

Haber: Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA (Hakkari),

===============================================

Dereyi geçmek için köprü istiyorlar

Erzurum'un Oltu ilçesine bağlı Bahçelikışla köyünde yaşayanlar, köprüsü olmayan derenin karşısına geçerken zaman zaman zor anlar yaşıyor. Derenin yağmur sonrası geçit vermediğini söyleyen köylüler, "Bir köprüyü bize çok görüyorlar" dediler.

Oltu'ya 27 kilometre uzaklıktaki 100 nüfuslu Bahçelikışla Köyü'nden geçen iki dereden birinde köprü yok. 8 hane ve 30 kişinin yaşadığı derenin geçtiği yerde köprü olmaması köylülerin hayatını çileye çevirdi. Köylüler, ilçe merkezinden aldıkları eşyalarını sırtlayıp ayakkabılarını çıkararak suya girerek geçirmek zorunda kalıyorlar.  Yıllardır sorunlarına bir çözüm bulamadıklarını belirten köylüler, her yağmurdan sonra dereden geçip evlerine gitmenin kabus olduğunu söyledi.  Yaşlı ve çocukları ise sırtlarında geçirdiklerini ifade eden köy sakinlerinden Saadettin Yıldız, "Biz köyümüzde hiç devlet desteği almadık. Her yıl bahar aylarında yağan yağmurların ardından dereden gelen sel yüzünden rahatlıkla evimize gidemiyoruz. Oltu Belediyesine defalarca müracaat ettik ama bir sonuç çıkmadı. Bir köprüyü bize çok görüyorlar" dedi. Köyden geçen diğer derenin köprüsü olduğunu bu yüzden bir kısım komşularının evlerine rahatlıkla gidip gelebildiğini aktaran Ağabey Bulut ise "Yol bozuk, dereden arabamla geçemiyorum. Eşyalarımı sırtımda götürmek zorunda kalıyorum. Yetkililer, bu çilemize bir son versinler" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Dereden görüntü

-Dere kenarına gelen köylüker

-Köylülerin dereden atlayarak geçmleri

-Yaşlı teyzelerin derenin suyuna girerek geçmleri

-Yaşlı kadını kolundan tutarak karşı tarafa sıçratmaları

-Vatandaşlardan röp

-Sırtında çuvallar dereyi geçmesi

-Ninelerin dere kenarında oturmaları

-Köyden görüntü

(Süre: 3.36 DK /397 MB)

Haber: Murat AYDIN / OLTU (ERZURUM),

===========================================

Fransa'dan gelen gelin-damat, Şırnak Kato Dağı'nda balayı yaptılar

Şırnak'lı olup 30 yıl önce Fransa'ya göçeden Yaramış ailesinin Fransa'da doğan oğlu George Yaramış, Paris'te evlendiği eşi Maria Yaramış ile birlikte, balayı için baba toprağı Beytüşşebap ilçesi yakınlarında bulunan Kato Dağı'ndaki Cevizağaç köyüne geldi. Bir zamanlar terör olayları ile anılan köyden Fransa'ya göçeden Hristiyan dinine mensup Asuriler'den biri olan Yelda Yaramış'ın oğlu 28 yaşındaki George Yaramış, Paris'te akrabası olan 24 yaşındaki Maria Yaramış ile bir hafta önce Paris'te Palace de Villiers'de muhteşem bir düğün gerçekleştirdikten sonra balaylarını atalarının toprağında geçirmeye karar vererek Şırnak'ın beytüşşebap ilçesine geldi. Baba Yelda Yaramış'ın köydeki yakınlarını araması ile Paris'ten gelen gelin-damat, akrabaları tarafından yöresel giysiler ve zılgıtlarla karşılandı. Misfirler için önceden, birbirinden lezzetli yöresel yemekler hazırlanırken, köy meydanında yine yöreye özgü müzikler eşliğinde halaylar çekildi. Küçük Paris olarak da bilinen Cevizağaç köyünde yaşayan akrabaları, Maria ve George Yaramış ile birlikte halay çekerek mutluluklarına ortak oldu. Beytüşşebap ilçesi yakınlarında bulunan ve bir zamanlar teröristlerin yuvası haline gelen Kato Dağındaki Cevizağaç köyünde yaşarken, yaklaşık 30 yıl önce Fransa'ya göçeden Hristiyan dinine mensup Asuriler'den biri olan Yelda ve Martha Yaramış çiftinin oğlu George Yaramış, bir hafta önce akrabası olan Maria Yaramış ile Paris'te Palace de Villiers'de muhteşem bir düğünle dünya evine girdi. Yaramış çifti, düğün sonrası balayını atalarının topraklarında geçirmek üzere karar verince baba Yelda Yaramış, Şrınak'taki yşakınlarını arayarak çocukları için hazırlık yapmalarını istedi.

PARİS'TEN SONRA İKİNCİ DÜĞÜN KATO DAĞINDAKİ CEVİZAĞAÇ KÖYÜNDE YAPILDI

Güvenlik güçlerinin son yıllardaki operasyonları ile Kato Dağı'nın teröristlerden temizlenerek huzurun hakim olduğu Cevizağaç köyüne gelen Maria ve George Yaramış çifti, akrabaları tarafından yöresel giysiler ve zılgıtlarla karşılandı. Misfirler için önceden, birbirinden lezzetli yöresel yemekler hazırlanırken, köy meydanında yine yöreye özgü müzikler eşliğinde halaylar çekildi. Küçük Paris olarak da bilinen Cevizağaç köyü, süslenerek, Maria ve George için ikinci bir düğün yapıldı. Damadın annesi Martha Yaramış, oğlunun Paris'te evlendiğini ancak atalarının topraklarında ikici kez düğün yapıldığını belirterek, "Oğlum Paris'te evlendi. Oğlum, baba ve dedelerinin doğduğu topraklara gelmek istiyordu. Buraları hiç görmedi, bu nedenle oğlum George, köyde bizim küçük Parisimiz'de balayını yapmak istedi ve bizi çok gururlandırdı" dedi. Damat George Yaramış ise, ata topraklarına gelmenin mutluluğunu yaşadığını ifade ederek, "Bir hafta önce düğünümü Paris'te yaptım. Babam her zaman bize köyümüzü anlatırdı. Bu nedenle çok merak ediyordum. Sürekli babam köyün yemyeşil ve güzelliklerinden bahsederdi. Ben düğün yaptıktan sonra balayı için Türkiye'ye köyüme gitmek istedim. Buna baban çok sevindi. Babamın çalışanlarımıza ve akrabalarımıza söylemesiyle hemen balayı hazırlıklarına başlandı. Nasıl anlatayım bilmiyorum ama buralar çok güzel. Burası tam bir cennet yuvası. Evli çiftlerin buraya gelmesini ve görmelerini istiyorum"diye konuştu. Gelin Maria Yaramış da, balayı için Beytüşşebap'a geldiği için çok şaşkın olduğunu kaydederek, "Eşimle evlendikten sonra eşim balayı için, 'babalarımızın doğduğu köye gideceğiz' diyince, çok şaşırdım, Tabi ki hemen de kabul etim. Buraya gelmenin gururunu yaşadım. Eşim bana en büyük hediyesi buydu. Bu nedenle kayınbabama çok teşekkür ederek, burada bizim için hazırlık yapan herkese teşekkür ediyorum" dedi.   Paris'ten gelen Yaramış ailesinin akrabalarından Fehmi Yaramış ise, ilk kez gördüğü köylerinin çok güzel olduğunu anlatarak, "Bizler köyümüzü çok seviyoruz. 30 yıl önce buradan ayrıldım. Her zaman burayı merak ediyordum. Akrabalarımız her yıl buraya tatil için geliyorlar. Ama, biz burayı İzmir ve Antalya gibi tatil yerlerine değişmeyiz. Burası çok güzel. Bizim için önemli olan burası, bizim için tam bir cennet. Allah razı olsun devletimizden. Bizlere verdiği güven ve hizmetler sonucu bu gün buradayız. Devletimizin daha önce köye geri dönüş projesi sonucu vatandaşlarımıza tazminatları da ödendi. Bize bu ortamı, güveni ve huzur sağlayan devletimize sonsuz teşekkür ediyoruz" dedi. Baba Yelda Yaramış'ın doğduğu evin yıkılmış taş duvarları üzerine çıkan gelin ve damat mutluluk görüntüleri verdi. Gelin, damat ve Yaramış ailesinin bu sevinci hem yerden hem de drone ile havadan bütün detayları ile kayıt altına alındı.

Görüntü Dükümü:

------------------------

-Dron'la köy alanını havadan çekme görüntüsü

-Dron'la gelin damadı çekme görüntüsü

-Gelin Daman Babasının doğduğu ev kalıntıların havadan çekme görüntüsü

-Gelin damadın gelmesiyle köyde bulunan Hıristiyan vatandaşların karşılama görüntüleri

-Karşılamada gelin damat selamlaşma ve zılgıtlar atan bayanların görüntüsü

-Köyde misafirlere hazırlanan yöresel yemeklerin görüntüleri.

-Köyde müzik eşiliğinde halay çekme görüntüsü

-Gelin damat halay çekme görüntüsü

-Çok sayıda röportaj

-Gelin ve damatla röportaj

-Bunlarla ilgili detay ve genel görüntüler

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Emin BAL/BEYTÜŞŞEBAP (Şırnak),

===========================================

Yanan su deposu 'Doğa Katilleri Müzesi' oldu

Burdur'daki 'Lisinia Doğa' proje alanında geçen ay çıkan yangında kül olan su kulesinin yanına yenisi yapıldı. Proje alanı sorumlusu Öztürk Sarıca, güvenlik kamerası kayıtlarının da bulunduğu kulenin merkezi ele geçirmek isteyen uluslararası fonlar tarafından sabote edildiğini savunarak, yanan enkazın 'Doğa Katilleri Müzesi' olarak kalacağını söyledi.

Burdur merkeze bağlı Karakent köyü yakınlarındaki 'Lisinia Doğa' proje alanında bulunan su kulesinde geçen 18 Nisan'da yangın çıktı. Güvenlik kamera kayıtlarının da tutulduğu su kulesi çıkan yangında kullanılamaz hale geldi. Proje sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, yanan su kulesinin yanına yenisini yaptıklarını, enkazı ise kaldırmadıklarını belirterek, enkazın 'Doğa Katilleri Müzesi' olarak duracağını söyledi.

'SABOTAJA UĞRAYACAĞIMIZ KONUSUNDA İHBARLAR ALDIK'

Lisinia'nın 2005 yılında başlangıcından itibaren sayısız tehditler aldıklarını aktaran Öztürk Sarıca, "Buna rağmen ülkemizin doğası, ülkemiz insanının sağlığı, dünya insanının sağlığı için çalışmalarımıza devam ettik. Bundan 5- 6 yıl kadar önce de buraya gelen bir gönüllü aracılığıyla zarar verilmek istenmişti. Zamanında haberdar olarak bunu engelledik. Bir yıl sonra arabamıza cıva gazı sıktılar bir hafta ölümle pençeleştik. 3 ay kadar önce sabotaja uğrayacağımız konusunda ihbarlar aldık ve güvenlik güçlerine durumu bildirdik. Jandarma ekipleri kontrollerini sıklaştırdı. Sürekli teyakkuzdaydık ama buna rağmen 18 Nisan'da gündüz vakti güvenlik kamera kayıtlarının bulunduğu su kulesini yaktılar ve 'Biz istediğimiz zaman istediğimiz yapar, sizin sesinizi kısarız' mesajı verdiler ama biz buna cevap olarak 2 gün sonra su kulemizin yenisini yaptık. Ülkemiz için, ülkemiz insanının sağlığı için çalışacağımızı, kendimizi proje anlamında yönettirmeyeceğimizi tüm fonlara haykırmış olduk" dedi.

'İNSANLAR DOĞA KATİLLERİ MÜZEMİZİ DE GÖRECEK'

Yakılan yeri tamamen yıkmaktansa 'Doğa Katilleri Müzesi'ne dönüştürdüklerini vurgulayan Öztürk Sarıca, "Artık insanlar buraya geldiklerinde Doğa Katilleri Müzemizi de görecek. Lisinia'ya Uluslararası Gönüllülük Organizasyonu tarafından iki altın madalya verildi. Uluslararası anlamda projemiz çok üst seviyelerde ve Uluslararası Gönüllülük Organizasyonu tarafından ödüllendirildik. Yurt içi ve yurt dışından yılda yaklaşık bine yakın gönüllü ağırlıyoruz" diye konuştu.

'ULUSLARARASI FONLAR SABOTE ETTİRDİ'

Güvenlik güçlerinin yangınla ilgili soruşturmasını da sürdürdüğünü kaydeden Öztürk Sarıca, yıllardır merkezdeki çalışmaları hiçbir destek almadan devam ettirdiklerini, merkezi maddi yardım bahanesiyle ele geçirmek isteyen uluslararası fonların sabote ettirdiğini öne sürdü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Yanan su kulesi

Yeniden yapılan su kulesi

Yanan kuleden detay

Röp: Öztürk Sarıca

Detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

===========================================

Anne ve baba, 2 kızını böbrekleriyle hayata bağladı

Antalya'da kronik böbrek yetmezliği hastası kız kardeşler, anne ve babalarından nakledilen böbrekle yaşama tutundu.

Aksaray'da oturan Fadime Göktaş (68) ile emekli eşi Murtaza Göktaş'ın (69) ilk çocukları Cennet Serin'e (44), 19 yıl önce kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Cennet'in ilaçla tedavisine devam eden aile, 4 yıl önce mide kanaması geçiren diğer kızları Rukiye Göktaş'ın (40) da kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. 2015 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde aort kalp kapağı değişen Rukiye Göktaş'ın kronik böbrek yetmezliği ve kalp hastalığıyla mücadele ederken çok acı çektiğine şahit olan baba Murtaza Göktaş, bağışçı olmaya karar verdi. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Organ Nakli Merkezi'ne gelen baba- kızın doku uyumu olduğunun belirlenmesi üzerine böbrek nakline karar verildi. İşlemlerin tamamlanmasının ardından Murtaza Göktaş'ın bir böbreği, 26 Şubat 2016'da kızına nakledildi.

DİĞER KIZA DA ANNE VERİCİ OLDU

Ailenin diğer kızları Cennet Serin'in de nakil olması gerektiği söylenince bu kez anne Fadime Göktaş kızına verici olmak istedi. AÜ Organ Nakli Merkezi'nde yapılan testlerde, anne ile kızın doku uyumu tespit edilince nakle karar verildi. Üç hafta önce gerçekleştirilen operasyonla Fadime Göktaş'ın bir böbreği, Cennet Serin'e başarıyla nakledildi.

'ANNEM BENİ HAYATA BAĞLADI'

Almanya'da yaşadığını, evli ve 3 çocuk annesi olduğunu belirten Cennet Serin, 19 yıldır kronik böbrek yetmezliğiyle mücadele ettiğini kaydetti. Çok şanslı olduklarını vurgulayan Serin, "Almanya'da 2 yıldır diyalize giriyordum. Orada beni organ bekleme sırasına kaydettiler. Fakat geçen sürede uygun böbrek bulunamadı. Dayanılmaz acılar çekiyordum. Çok zor günler geçirdim. Annemin bağışladığı böbrekle yeniden hayata döndüm. Aileme çok teşekkür ediyorum. Minnet borcumu ifade edecek söz bulamıyorum. Herkes organ bağışı yapsın can kurtarsın" dedi.

'İYİ Kİ BABAM VAR'

Son bir yılını diyaliz merkezlerinde geçirdiğini söyleyen Rukiye Göktaş ise "Herkes böbrek bağışı yapsın. Böbrek hastaları diyalize mahkum olmasın. Beni hayata bağladığı için babama teşekkür ediyorum. İyi ki babam var" sözleriyle duygularını ifade etti. Üç çocuk annesi kızına bağışladığı böbrekle ikinci kez can veren Fadime Göktaş ile 2016 yılında bağışladığı böbrekle küçük kızını hayata bağlayan Murtaza Göktaş, herkesi organ bağışı yapmaya davet etti. AÜ Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, nakil ameliyatını yaptıkları Cennet Serin ile annesinin durumunun çok iyi olduğunu, takiplerinin sürdürüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Aydınlı, çok geniş bir hasta havuzları olduğunu, her tür nakli başarıyla gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Akdeniz Üniversite hastanesi dış plan görüntü

-Organ nakil merkez dış plan görüntü

-Ongan Nakil polikliniği dış plan görüntü

-Ailenin birlikte görüntüsü

-RÖP 1: Cenne Serin

-RÖP 2: Rukiye Göktaş

-RÖP 3: Fadime Göktaş

-RÖP 4: Murtaza Göktaş

-Organ nakil servis dış plan görüntü

-Ailenin hastane bahçesinde yürürken görüntüsü

-Detaylar

267 MB --  02.27  //  HD

Haber-Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA,

===========================================

Uyuşturucuya esans yağlı kamuflaj, işe yaramadı

ADANA polisi şüphe üzerine durdurduğu TIR'ın dorsesinde üzerine, esans yağı sürülmüş 76 kilo 300 gram esrar ele geçirilirken, 1 kişi gözaltına alındı.

Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nda kontrol yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, şüphelendikleri TIR'ı durdurdu. Narkotik köpeği ile yapılan aramada TIR'ın dorsesinde paketler halinde gizlenmiş 76 kilo 300 gram esrar ele geçirildi. Ekipler, zanlıların özel eğitimli köpeği aldatmak için uyuşturucu paketlerinin üzerine esans yağı sürdüğünü de saptadı. TIR sürücüsü H.S. (57) çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Narkotik köpeğinin TIR'da arama yapması

TIR'ın dorsesine çıkarılması

Dorsedeki gizli bölmede çıkan paketler halindeki uyuşturucu madde

Ele geçirilen paketlerden toplu fotoğraf

SÜRE: 01'12" BOYUT: 74 mb

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

===========================================

Cezası biten Elvan Palandöken'de

Doping kullandığı gerekçesiyle Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından verilen 2 yıl cezanın bitmesi ile birlikte Erzurum'a gelen milli atlet Elvan Abeylegesse kendisine şans getirdiğine inandığı Palandöken'de kampa girdi. Deniz seviyesinden 3 bin 176 metre yükseklikteki Palandöken Yaylası'nda enerji depolayan Abeylegesse, bu yıl yapılacak olan Akdeniz oyunları ve Avrupa şampiyonasına hazırlanıyor. Doping kullanmadığını ve spor yaptığı 19 yıl içinde buna hiç gerek duymadığını söyleyen Elvan Abeylegesse, "Cezam bitti ama duruşmalar devam ediyor. İnşallah hakkımı alacağım tertemiz bir spor yaptım" dedi.

AKLANACAĞIMA İNANIYORUM

19 Mayıs'ta geldiği Erzurum'da Palandöken Dağı'nda kampa giren evli bir çocuk annesi Elvan Abeylegesse 25 Haziran'daki Akdeniz oyunları ve 7 Ağustos'ta da Avrupa şampiyonasına hazırlanıyor. Günde çift idman yapan Abeylegesse, kendisine verilen haksız cezayı unutmak istediğini söylüyor. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF), tarafından 2 olimpiyat gümüş madalyası ve bir dünya şampiyonası gümüş madalyası elinden alanına Abeylegesse'ye 2 yılda pistlerden men cezası verildi. Cezasının bittiğini ancak duruşmaların devam ettiğini ifade eden milli atlet Abeylegesse, bugüne kadar spor hayatına kara leke sürecek bir harekette bulunmadığını belirtti. En kısa sürede gerçeklerin gün yüzüne çıkarak aklanacağını ifade eden Elvan Abeylegesse, "İki yıldır bir sorun yaşıyorum. Cezam bitti ancak duruşmalar devam ediyor. İnşallah hakkımı alacağım. Tertemiz bir spor yaptım. Hiçbir zaman ek bir şey almadım. Ama kısa zamanda duruşmalar tamamlanacak ve yoluma devam edeceğim. Doping almadım ve öyle bir madde kullanmadım antrenörümle de konuştum o da vermediğini söyledi. Zaten öyle bir maddeye ihtiyacım yok. Çünkü 19 yıldır sporcuyum hiçbir sorun yaşamadım 2008 ve 2007'deki her iki numunem tertemiz. 2007'de Osaka'da 'bir sorun çıktı' dediler. Teknik hatalarda var duruşmalar devam ediyor. Umarım kısa sürede tamamlanır" diye konuştu.

PALANDÖKEN BANA ŞANS GETİRİYOR

Elvan Abeylegesse, kampta sabah ve akşam olmak üzere günde iki antrenman yaptığını, serin ve temiz havası nedeniyle her yıl olduğu gibi bu yılda kamp merkezi olarak Erzurum'u seçtiğini söyledi. Haftada ortalama 180-200 kilometre koştuğunu ifade eden Abeylegesse, Erzurum'da kamp yaptığı sürede tekrar eski formunu yakalayacağına inandığını belirtti. Bu sene çok önemli yarışlar olduğunu hatırlatan Abeylegesse, "25 Haziran'da yapılacak olan Akdeniz Oyunları'nda yarı maraton 7 ila 12 Ağustos'ta Berlin'de yapılacak olan Avrupa Şampiyonasında ise maraton koşacağım. Yarışmalar her zamanki gibi yine iddialı hazırlanıyorum. Ülkeme altın madalya kazandıracağıma inanıyorum. Her yıl buraya gelmemim nedeni ise burası bana şans getiriyor. Tüm parkurları ezbere biliyorum. Kafam toplamak için de bana iyi geleceğine inanıyorum" dedi.

BENİ KURTARAN KEPÇE OPARETÖRÜ KORKTU

Uzun süredir Erzurum'da yaşanan sağanak yağışların kendisine 2010 yılında yaşadığı bir olayı hatırlattığını sözlerine ekleyen Elvan Abeylegesse şunları söyledi: "Yaklaşık 2 ay Erzurum'da Avrupa Atletizm Şampiyonası'na hazırlandım. Önce İstanbul ardından da şampiyonun yapılacağı Barselona'ya gitmek üzere Erzurum Havalimanı'na doğru yola çıktım. Sağanak yağışın yol açtığı su akıntısının yolda biriktirdiği çakıl taşları nedeniyle Palandöken Kayak Merkezi yolunda bir süre taksi içerisinde mahsur kaldım. Su dağdan çok sert iniyordu. Taksinin içine su girmeye başladığında çok korktum. Taksi şoförü beni araçtan çıkardıktan sonra bir köşede kurtarılmayı bekledim. O sırada şantiye çalışan bir işçi kepçeyle geldi. Kepçenin içine girdiğimde beni gören işçi çok korktu. Sanırım rengimden dolayı. Yıldırım çarptığını sandı ya da beni buralara suyun getirdiğini düşündü. Kendisini güçlükle sakinleştirdim. Sonra beni alıp güvenli bir yere götürdü. Ona minnettarım. O olayı hiçbir zaman unutmam. Burada her yağmur yağdığında aklıma geliyor."

FAİR PLAY ÖDÜLÜ'NE SAHİP

1999 yılında Türk vatandaşlığına geçen Elvan, Berlin'de gerçekleşen 13'ncü Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 10 bin metre yarışını sakatlığından ötürü tamamlayamayan sporcu, rakibi Etiyopyalı Meselech Melkamu'nun koşu ayakkabılarını unuttuğunu fark edince kendi ayakkabılarını vermesi nedeniyle Dünya Fair Play Komitesi tarafından Dünya Fair Play Ödülü'ne layık görüldü ve ödülünü 27 Mart 2010'da, Macaristan'ın Pecs kentinde düzenlenen törenle aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: (ÖZEL)

-------------------------------

-Elvan Abeylegesse salonda çalışırken

-Abeylegesse ile röp

-Palandöken dağının genel görüntüsü

-Abeylegesse ile ikinci röp

-Elvan Abeylegesse salonda çalışırken

(Süre: 4.16 Dk / 474 MB)

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM,

===========================================

Ankara'nın Beypazarı ilçesinde ayı yavruları böyle görüntülendi

Ankara'nın Beypazarı ilçesi Depelarkası bölgesinde köy yoluna inen 2 sevimli yavru ayı cep telefonuyla görüntülendi.

Depelarkası bölgesinde bulunan Dağşıhlar, Nuhoca, Dudaş, Yıldız, Aşağıgüney, Yukarıgüney mahallelerinden taşımalı eğitimle Beypazarı'ndaki okullara servis aracıyla gelen öğrenciler köy yoluna inen 2 yavru ayıyı cep telefonlarıyla görüntüledi. İki yavru ayı aynı bölgede devriye gezen jandarma ekipleri tarafından da görüntülendi. Sevimli 2 yavru ayının bir süre köy yolunda araçların önünden koşmasının ardından ormanlık arazide gözden kaybolmaları dikkati çekti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Yavru ayıların öğrenci servis aracından ve jandarma devriye aracından görüntülenmeleri

Haber: Kemal ÇELEN/BEYPAZARI, (Ankara)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

title