Dha Yurt Bülteni - 3
Yargıtay, meslektaşını öldüren öğretmene verilen cezayı bozduZonguldak'ın Çaycuma İlçesi'nde, kahvede iskambil oyunu oynarken kendisini hile yapmakla suçlayan meslektaşı Şenol Gegekoğlu'nu(37) bıçakla öldürüp, Ferhat Bulut'u(34) yaralayan öğretmen Okan Akın'a(37) cinayeti haksız tahrik...
Yargıtay, meslektaşını öldüren öğretmene verilen cezayı bozdu
Zonguldak'ın Çaycuma İlçesi'nde, kahvede iskambil oyunu oynarken kendisini hile yapmakla suçlayan meslektaşı Şenol Gegekoğlu'nu(37) bıçakla öldürüp, Ferhat Bulut'u(34) yaralayan öğretmen Okan Akın'a(37) cinayeti haksız tahrik altında işlediği kanaatiyle verilen 15 yıl hapis cezası, Yargıtay 1. Dairesi tarafından eksik ceza verildiği gerekçesiyle bozuldu.
Olay, 12 Aralık 2014 tarihinde ilçe merkezindeki bir kahvede meydana geldi. Gemiciler Ortaokulu Türkçe öğretmeni Okan Akın, iskambil oyunu oynadıkları sırada kendisini hile yapmakla suçlayan Çaycuma İmam Hatip Ortaokulu'nda görevli Türkçe öğretmeni Şenol Gegekoğlu ve bir mağazada tezgahtar olarak çalışan akrabası Ferhat Bulut ile tartıştı. Kahve önünde kavgaya dönüşen olayda, Okan Akın yanında taşıdığı çakı ile Şenol Gegekoğlu ve Ferhat Bulut'u bıçakladı. Şenol Gegekoğlu, hayatını kaybederken, Ferhat Bulut tedavisinin ardından taburcu oldu. Kahve önünde yaşanan kavga ise güvenlik kamerası ve ilçe merkezindeki MOBESSE kameralarına yansıdı. Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu yargılanan Okan Akın'a 30 Eylül 2015'de cinayeti haksız tahrik altında işlediği kanaatiyle Şenol Gegekoğlu'nu öldürmekten 12 yıl 6 ay, Ferhat Bulut'u yaralamaktan da 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ferhat Bulut'a ise kavga sırasında Okan Akın'a karşı basit yaralama suçundan verilen 2 bin lira cezası, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
YARGITAY KARARI BOZDU
Yargıtay 1. Dairesi, sanık Okan Akın'a verilen cezada yaralanan Ferhat Bulut'u da öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu halde yaralamadan hüküm verildiğini belirterek yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Ayrıca Ferhat Bulut içinde para cezası yerine yaralamadan asgari oranda ceza verilmesi gerektiği hükmetti. Tutuklu sanık Okan Akın ve yaralama suçundan tutuksuz yargılanan Ferhat Bulut, ileri günlerde tekrar mahkemeye çıkacak.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Güvenlik kamarası kavga anı
-MOBESSE kamerası kavga anı
-Adliyeden detay
Süre: (4.18) Boyut: (288 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,
=============================================
13 yaşındaki kızı dövüldüğü iddiasıyla şikayetçi oldu-(Özel)
Gaziantep'teki bir ilkokulda iddiaya göre, kavga eden arkadaşlarını ayırmak isterken 3 öğrenci tarafından dövülen Rabia K.'nın (13) boğazında ve kolunda çizikler oluştu. Öğrencinin babası Ercan K., kızını döven öğrenciler ile kendisine bilgi vermediğini iddia ettiği okul müdüründen şikayetçi oldu.
Olay, 60'ncı Yıl Mahallesi'nde bulunan Mahmut Fehime Ersoy İlkokulu'nda meydana geldi. İddiaya göre, Rabia K.,öğle saatlerinde derse girmeden önce okul yakınlarında kavga eden arkadaşlarını ayırmak isterken dövüldü. Aynı okuldaki 3 arkadaşının dövdüğü Rabia K., durumu Okul Müdürü A.K.'ye anlattı. Ailesine bilgi verilmeden derse devam eden öğrenci, akşam okul çıkışında eve gitti. Eve gittiğinde kızının boynundaki çizikleri gören Ercan K., kızını doktora götürüp sağlık raporu aldıktan sonra İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü'ne giderek Okul Müdürü A.K. ile kızını döven 3 öğrenci hakkında şikayetçi oldu. Öğrencilerin kızını dövmesine ve okul idaresi tarafından kendisine haber verilmemesine tepki gösteren Ercan K., "Olay öğle saatlerinde olmuş. 3 kız çocuğu kızımı önce sözlü sonra fiziki olarak darp etmişler. Saat 12.30'da olan olay ne bana, ne annesine bildirilmedi. Ben olayı akşam 7'de kızım eve geldiğinde boynu kanlar içinde görünce öğrendim. Daha sonra sabah durumu anlamak için müdürle görüşmeye gittim. Müdür beye 'Kızım darp edilmiş şikayetçi olacağım, durum nedir?' diye sordum. Okul müdürü bana alaycı bir şekilde 'Sen şikayet etsen bile ne anlayacaksın. Gelip beni, çocukları alıp götüreceklerini mi zannediyorsun? Bundan hiç bir şey anlayamazsın' dedi. Bana olay günü hiçbir şekilde bilgilendirme yapılmadı. Diğer öğrencilerle alakalı hiçbir işlem de yapılmadı. Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, gerekli yerlere başvurarak şikayetçi oldum" dedi. Arkadaşlarını ayırmak için yanlarına gittiğini anlatan Rabia K., "Arkadaşlarım kavga ediyorlardı. Bende ayırmak içi yanlarına gittim. M. isimli kız bana kenara geçmemi söyledi. Ben geçmeyince, beni arkadaşlarıyla birlikte boynumu sıkarak tekmelediler. Boğazım kanayınca arkadaşlarım ıslak mendil verdiler. Daha sonra okula geçtim. İdareye inip durumu anlattım, aileme haber verilmedi" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
Mahmut Fehime Ersoy Ortaokulu
Öğrencinin vücudundaki çizikler
Ercan K.'nın konuşması
Rabia K.'nın konuşması
Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 166 MB
Haber- Kamera: Mustafa KANLI/GAZİANTEP,
=============================================
Uçurumun kenarında ibadet (Özel)
Sivas'ta Yukarı Tekke Mezarlığı içinde bulunan Yukarı Tekke Camisi ve Abdulvahabi Gazi Türbesi cuma günleri ziyaretçiler ile dolup taşıyor. 75 metrelik bir kayalığın ucunda bulunan cami ve türbeyi ziyarete gidenler, özellikle cuma namazlarını bu bölgede kılmayı tercih ediyor.
Yukarı Tekke Camisi ve Abdulvahabi Gazi Türbesi 1972 yılında eski küçük bir mahalle mescidi biçiminde iken Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce yıktırılarak yerine iki katlı yeni bir cami yaptırıldı. Yüksek bir tepeye yaptırılan Yukarı Tekke Cami içinde bulunan Hz. Muhammed'in sancaktarı olduğu rivayet edilen Abdulvahabi Gazi türbesi nedeniyle cami cuma günleri, bayram namazları ve dini günlerde ziyaretçi akınına uğruyor. Yaklaşık 75 metrelik bir uçurumun kenarında bulunan cami konumu nedeniyle görenlerin dikkatini çekiyor. Vatandaşlar önce mezarlıkta yakınlarının mezarını ziyaret ettikten sonra camiye gelerek namazlarını kılıp daha sonra ise Abdulvahabi Gazi türbesini ziyaret ediyor. Aynı zamanda cami Osmanlı Padişahlarından Kanunu Sultan Süleyman'ın oğlu Bayezid ve oğullarının da türbesini içinde barındırıyor.
'İNSANLAR, SEVDİĞİ DEĞERLERİ HEP YÜKSEKTE TUTAR'
Yukarı Tekke Camisi İmam Hatibi Mehdi Bostancı, Abdulvahabi Gazi'nin Sivaslılar için ayı bir önemi olduğuna dikkat çekerek, "Bu caminin diğer bir ismi Yukarı Tekke diye geçer. Bu bir manevi bekçidir. Biz Sivaslılar, Abdulvahabi Gazi'yi sevgili peygamberimizin sancaktarı olarak görmekteyiz. Bize ulaşan iki tane kimliği vardır. Biri destansı kimliği, biri de bilimsel kimliği. Bilimsel kimliği içerisinde peygamberimize olan yakınlığı yoktur. Emeviler döneminde şehit düşen kahraman bir komutan olarak karşımıza çıkıyor. Destansı kimliğinde ise peygamber efendimiz zamanına kadar gidiyor. Savaş tekniklerini iyi bilen, duası makbul, değerli bir insan olarak karşımıza çıkıyor. Peygamberimizin duasını almış ve uzun ömür yaşamıştır. Sonra burada Battal Gazi ile birlikte savaşarak şehit düşmüştür. Genellikle Allah dostları hangi şehre giderseniz gidin genelde böyle yüksek yerlerde. Abdulvahabi Gazi hazretlerinin hayat hikayesine baktığımız zaman, Soğuk Çermik yakınlarında yapılan bir savaşta şehit düşmüş. Sel suları yaklaşık 16 kilometre taşıyor ve Yukarı Tekke'nin aşağı tarafında yer alan Mısmılırmak'ın geçtiği bölgede bırakıyor. Kumlar altında kalıyor. Kumlar altında Sivas tamamen Türk kimliğine büründüğünde Danişmentliler döneminde salih biri tarafından bir rüya görülüyor. Rüyayı Allah dostlarından birisi görüyor. Rüya sonrası o bölge açılıyor ve bedeni yeni şehit olmuşcasına bulunuyor ve bu alana getiriliyor. Evliya Çelebinin Seyehatnamesine baktığımızda Dördüncü Murat'ın Bağdat fethine giderken buraya geldiği, burada namaz kıldığı, dua ettiği ve duasının kabul olduğu gibi ifadeler var. İnsanlar sevdiği değerleri hep yüksekte tutar. Yüksek olmasının nedeni de budur" diye konuştu.
'AŞAĞIYA UÇACAKMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUZ'
Cami cemaatinden Ömer Toprak burada namaz kılmanın güzel bir duygu olduğunu ifade ederek, "Ramazan da bu duygu daha bir başka. Geçmişlerimizi hatırlayarak ibadet etmek güzel bir şey. Yukarı Tekke Cami'sini devamlı tercih ediyorum. Çok geliyorum" dedi. Camide namaz kılanlardan Seyit Sezer ise, "Yukarı Tekke'de namaz kılmak bir bir huşu içerisinde oluyor. Ecdadımızın hepsi burada yatıyor. Burası peygamber efendimizin sancaktarının yattığı yer. Burası Sivas'ın iftiharı olan bir yer. Genellikle her cuma buraya gelip burada namazımı kılıyorum. Burada namaz kılınca rahatlıyorum" ifadelerini kullandı. Diğer cami cemaati de Yukarı Tekke Cami'nin Sivas için çok şey ifade ettiğini belirterek, "Burada bir baba yatıyor. Hem onun ziyaret ediyoruz, hem de geçmişlerimiz var onları ziyaret ediyoruz. Burada namazımızı kılıyoruz. Burası yüksek bir yerde. Baktığımız zaman aşağıya uçacakmış gibi hissediyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Caminin drone ile görnütüleri
-Cami dışında namaz kılanlar
-Namaz kılanlardan detaylar
-İçerisindeki türbanien görnütüleri
-Cami imam hatibinin konuşması
-Vatandaşların konuşmaları
(438 MB - HD)
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,
============================================
Ameliyat sırasını, durumu daha acil hastaya verdi
Antalya'da kalbindeki deliğin kapatılma operasyonu kardiyoloji kongresinde canlı sunulacak olan Tarık Karaca (33) ameliyat olmayı beklerken, kendisinden daha acil olan Hasan Es'e (63) sırasını verdi. Hasan Es'in beyin damarındaki pıhtı, 1500 doktorun izlediği canlı ameliyatla çıkarıldı. Ertesi gün de Tarık Karaca ameliyat edildi. Sağlığına kavuşan iki hastanın buluşmasında duygulu anlar yaşandı.
Antalya Kundu'da 3-6 Mayıs tarihlerinde, yaklaşık 1500 kişinin katıldığı 25. Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji kongresinde bir ilk yaşandı. Farklı illerden gelen hekimlerin kalp ve damar hastalığı girişimlerini ve deneyimlerini paylaştığı kongrede, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Şakir Arslan ve ekibinin, Tarık Karaca'nın kalp deliğini kasıktan girerek kapatacağı operasyonun naklen yayını için hazırlıklar tamamlandı. Karaca ameliyathane kapısında masaya yatırılmayı beklerken, hastanenin acil servisine 'inme' nedeniyle bir hasta getirildi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaklaşık 2.5 yıldır inme vakalarında embolektomi yöntemi ile beyin damarındaki pıhtıyı çıkaran Nörolog Dr. Elif Sarıönder Gencer ile Prof. Dr. Şakir Arslan, hemen inme geçiren Hasan Es'i ameliyathaneye aldı. Ameliyat olmayı bekleyen Tarık Karaca'ya da durum anlatıldı. Yaklaşık yarım saat içerisinde embolektomi yapılarak beyin damarındaki pıhtı çıkarılan Hasan Es sağlığına kavuşurken, ondan bir gün sonra kalp deliği kapatılan Tarık Karaca'nın da sağlık durumu düzeldi. Müdahalenin hemen sonrasında Hasan Es konuşmaya ve felçli tarafını hareket ettirmeye başladı. Tarık Karaca da ameliyat sırasını alan Es'i ziyaret etti. İki hastanın buluşmasında duygulu anlar yaşandı.
'BİRAZ GECİKSEYDİK HERŞEY KÖTÜ OLURDU'
Antalya'da oturan Hamiyet Es, eşinin hastalandığı günü anlatırken, "Sabah saatlerinde şehir dışına gitmek için hazırlık yapıyorduk. Eşime 'Sana kazak alayım mı?' diye sordum. Bir anda konuşması bozuldu, dili dönmedi, felç oldu, ağzı ve gözü eğildi. Ambulansla hastaneye geldik. Ameliyat başarılı geçti. Doktorlarımız sağolsun. Biraz gecikseymişiz her şey kötü olurmuş. Çok şükür" dedi.
'AMELİYATTAN SONRA BANA ANLATTILAR'
Ameliyatını 1500 hekimin canlı izlediği Hasan Es, sağlığına kavuştuğu için doktorlarına teşekkür etti. Ameliyatının canlı izlendiğinin kendisine söylendiğini belirten Hasan Es, "Kendime geldikten sonra anlattılar bunu. 'Kameraya alınmışsın' dediler. Doktorlarımdan Allah razı olsun" diye konuştu.
'BEKLEYECEK BİR HASTA DEĞİLDİ'
Nöroloji Kliniği'nden Uzman Dr. Elif Sarıönder Gencer, inme hastası Hasan Es ile ilgili bilgi verdi. Dr. Gencer, "Hasta aniden sol kol ve bacağı tutmayacak şekilde şikayet yaşıyor ve hastanemize başvuruyor. Acil servise geldiğinde inme hastası olduğunu fark ettik. Sol kol ve bacak hiç hareket etmiyordu, gözleriyle sol tarafı göremiyordu ve bilinci kapalıydı" dedi.
Dr. Gencer, şunları söyledi:
"Hasta bu tedavi için uygundu ancak o gün tesadüfen kongre nedeniyle kardiyoloji servisindeki her iki anjiyo ünitesinde planlanmış hastalar için kameralar hazırdı. Orada canlı vaka yapılıyordu ve Kundu'da bir otelde 1500 hekim de onları seyrediyordu. Fakat durumu nedeniyle bekleyebilecek bir hasta değildi ve o planlanmış hastalardan birinin yerine tedavi için bu hastayı aldık. Biz Şakir hocamla tedaviyi yaparken Kundu'da da 1500 hekim bizi seyretti. İşlem başarılı geçti. 45 dakika sonra damarın tam açıklığı sağlandı. Bir gün sonra hasta sağlığına kavuştu, şimdi kliniğimizde takip ediyoruz. Birkaç gün içinde de taburcu edeceğiz."
'TAM MASAYA ALACAKKEN İNME HASTASININ HABERİ GELDİ'
Kardiyoloji Klinik Sorumlusu Prof. Dr. Şakir Arslan ise 25. Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji Kongresi'nde bir ilk yaşandığını belirtti. "Biz normalde doğuştan kalp deliği olan Tarık Karaca'nın kalp deliğini ameliyatsız şekilde kasıktan girerek kapatmayı planlıyorduk" diyen Prof.Dr. Arslan, "Hastamız hazırdı. Masaya tam almak üzereyken bir inme hastası olduğu haberini aldık. Bu durumda biz Tarık Karaca'yı kaldırarak onun yerine Hasan Es'i hızla laboratuvarımıza aldık. Bu operasyon kongrede de canlı olarak izlendi" diye konuştu.
'HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN SIRASINI VERDİ'
Kendi yerine başka hastayı ameliyata almak zorunda kalacaklarını söylediklerinde Tarık Karaca'nın bunu çok olumlu karşıladığını belirten Prof.Dr. Arslan, "Hiç tereddüt etmeden sırasını verdi. ve hızlı bir şekilde inme hastasının işlemini gerçekleştirmiş olduk" dedi.
İKİ HASTANIN DUYGUSAL BULUŞMASI
Kalp deliği kapatılan Tarık Karaca, ameliyat sırasını alan Hasan Es'i ziyaret etti. Karaca, Es'in ellerini tutarak, "Seni acil getirdiklerini görünce kalkmak zorunda kaldım. Allah sana iyilik versin" dedi. Hasan Es ise Tarık Karaca'ya teşekkür ederek, "Allah razı olsun" dedi. Kendi yerine ameliyata alınan Hasan Es'i iyi gördüğü için çok sevindiğini belirten Tarık Karaca, "Hasan dayı acil geldiği için benim yapacak bir şeyim yoktu. Şimdi onu çok iyi gördüm. O iyi oldu ya ben ona sevindim" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Servis tabelalarından görüntü
-Hemşire tansiyon alırken görüntü
-Hastanın yatakta görüntüsü
-RÖP 1: Hamiyet Es
-RÖP 2: Hasan Es
-Doktor hastayı muayene ederken görüntüsü
-RÖP 3: Dr. Elif SarıönderGencer
-RÖP 4: Prof. Dr. ŞakirArslan
-Hastaların birlikte görüntüsü
-RÖP 5: Tarık Karaca
-Ameliyat görüntüsü
-Detaylar
543 MB ///04.57 (HD)
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
=========================================
Öğretmenin emekli ikramiyesi gençlere yatırım oldu
Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki Altınova Lisesi'nde 10 yıl edebiyat öğretmenliği yapan ve bir rahatsızlık soncu 9 ay önce hayatını kaybeden eğitimci Ayla Yazgan'ın emekli ikramiyesi, gençlere yatırım oldu. Yazgan ailesi, Ayla öğretmenin anısını yaşatmak için 50 bin TL'lik emekli ikramiyesiyle, Altınova Mahallesinde bulunan Ayvalık Belediyesi Gençlik ve Eğitim Merkezi (AYBEGEM) bünyesine zeka oyunları atölyesi ile basketbol sahası yaptırdı.
İstanbul'un Şişli ilçesinde görev yaparken, geçen yıl 30 Temmuz'da emeklilik dilekçesini veren öğretmen Ayla Yazgan (59), henüz emekli maaşını ve ikramiyesini alamadan, bir ay sonra, 25 Ağustos'ta geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. Ayla öğretmenin emeklilik ikramiyesini alan ailesi ise, yaşamını öğrencilerine ve eğitime adayan eğitimcinin anısını, 10 yıl edebiyat öğretmenliği yaptığı Ayvalık ilçesinin Altınova Mahallesine kalıcı bir eser bırakarak yaşatmak istedi. Altınova Lisesi'nde 1984-1994 yılları arasında edebiyat öğretmeni olarak görev yapan Ayla Yazgan için verilen 50 bin TL'lik emekli ikramiyesiyle, aile tarafınan Altınova Mahallesinde bulunan AYBEGEM bünyesine zeka oyunları atölyesi ve basketbol sahası yaptırıldı. Eğitimci Ayla Yazgan'ın 35 yıllık meslek yaşamının karşılığı olan emekli ikramiyesi, gençlere yatırıma dönüştü. Ayla öğretmenin anısını yaşatan zeka oyunları atölyesi ve basketbol sahasının açılış tarihi ise, gençler için en anlamlı gün olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Baramı olarak seçildi.
'UMARIM ÖRNEK OLURUZ'
Kardeşi Ayla Yazgan'ı kaybetmeleri nedeniyle zorlu bir süreç yaşadıklarını belirten Asuman Özkan, kardeşinin anısını kalıcı bir eser ile yaşatmaya karar verdiklerini söyledi. Bunun için de Ayla Yazgan'ın 10 yıl görev yaptığı Ayvalık'a karar verdiklerini söyleyen Özkan, "Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer ile görüştük. Zeka oyunları atölyesi ve basketbol sahasının daha verimli olacağını düşündük ve süreç başladı. Bu nedenle çok mutluyum. Bu mutluluk bizim acımızı biraz olsun hafifletti. İçimiz çok yanıyor, ama birilerine yararlı olmak insanın yapabileceği en güzel şey. Ben de eski öğretmenim. Eğitime katkının ne demek olduğunu biliyorum. Umarım birilerine örnek oluruz. Her yerde böyle bir olanak yok. Gençlerimizin spora ve zeka oyunlarına enerjilerini kanalize etmeleri çok yararlı olurö dedi.
'YETENEKLERİNİ GELİŞTİRMEYE ÖNEM VERİRDİ'
Kızı Ayla Yazgan'ın öğretmenlik ile birlikte talebelerini ve arkadaşlarını da çok sevdiğini belirten anne Nezahat Yazgan, "Onun anısı yaşasın, gelenler Ayla'yı hatırlasınlar diye, gençlere hediye olarak bu eserleri yaptırdıkö dedi.Ayla Yazgan'ın öğrencileri tarafından çok sevilen bir öğretmen olduğunu belirten yakın arkadaşı Semra Bayraktar ise şunları söyledi: "Kendisi ilk görev yeri olan Ağrı'dan sonra 10 yıl Ayvalık ilçesinde Altınova Lisesi'nde çalıştı. 1986 yılında üniversite giriş sınavında Altınova Lisesi'ni Türkiye 24'üncüsü yapan öğretmener arasındaydı. 1994 yılından ölümüne kadar ise İstanbul Şişli'de mesleğini sürdürdü. Öğretmenlik yaptığı her yerde öğrencilerinin yeteneklerini geliştirmeye öncelik verdi. Şimdi anısı sevenlerinin kalbinde, adı yeni öğrencilerin yetişeceği derslikte yaşayacak.ö
'TOPLANAN KİTAPLAR AYBEGEM'E BAĞIŞLANDI'
Ayla öğretmeni hiçbir zaman unutmayacaklarını ve hatırasını Altınova'da yaşatacaklarını belirten Ayvalık Belediye Başkanı CHP'li Rahmi Gençer ise, "AYBEGEM'e zeka oyunları atölyesi ve basketbol sahası kazandırdıkları için şahsım ve Ayvalık halkı adına Yazgan ailesine şükranlarımı sunuyorumö diye konuştu. Ayla öğretmenin vefatından sonra başlatılan kampanyada toplanan kitaplar ile birlikte, Ayla Yazgan'ın özel kütüphanesinden seçilen kitaplar da Yazgan ailesi tarafından AYBEGEM kütüphanesine hediye edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Zeka Oyunları Atölyesinden detay görüntü
-Basketbol sahasından detay görüntü
-Asuman Özkan ile röp
-Nezahat Yazgan ile röp
-Semra Bayraktar ile röp
-Ayla Yazgan'ın sağlık fotosu
Haber-Kamera: Kadri KAYA / AYVALIK(Balıkesir),
============================================
56 yaşında lise okudu başarıyla mezun oldu
Rize'de 4 çocuk, 2 torun sahibi Naciye Dinç (56), okuma hayalini gerçekleştirdi. 4 yıl önce Gülbahar Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 'Yüz yüze eğitim' programına kaydolan Dinç, azmi ile okulu birincilikle tamamladı, mezuniyet töreninde öğrencilerle birlikte kep atarak başarı belgesini aldı.
Kentte, eğitim-öğretimine yıllar önce ara veren Naciye Dinç (56), yarıda kalan öğretimi tamamlayıp lise diploması almak için kurduğu hayalini gerçekleştirdi. Bir yandan ev işlerini yapan bir yandan da okula gidin Dinç, 4 yıl önce kaydolduğu Gülbahar Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ni başarıyla tamamladı. Okuma ve çalışma azmiyle okuldaki diğer öğrencilerin ilgi odağı olan Naciye Dinç, birincilikle tamamladığı okulun mezuniyet töreninde kep attı, aldığı başarı belgesinin mutluluğunu yaşadı.
ŞİMDİ HEDEF ÜNİVERSİTE
Okulda düzenlenen mezuniyet töreninde öğrencilerle birlikte kep atma törenine katılan Dinç okumanın içinde uhde kaldığını şimdi ise hedefinin üniversiteye girmek olduğunu söyledi. "Her zaman okumak içimde bir uhde olarak kalmıştı. Dört yıl önce başladığım lise öğrenimini tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Hedefim, üniversite sınavını kazanarak tahsilime devam etmek. Derslerden çok şeyler öğrendim. Çok ta zorluklar yaşadım. Eşim ameliyat oldu, ama ben onunla ilgilenmek için ayrıca çaba sarf ettim. İzin alıp erken gidip yemeğini verdim. Azmettim, zoru başardım, Kendim için bir şeyler yaptığım için mutluyum. Şimdiye kadar eşim çocukları için çalışmıştım. Şu an lise mezunuyum. Çalışarak çabalayarak bu diplomayı hak ettim" dedi.
EŞİNDEN TAM DESTEK
Lise diplomasını almaya hak kazanan Naciye Dinç'in eşi Sultan Dinç de çocuklarının da üniversite mezunu olarak kamu kurumlarında görev yaptığını belirterek "Eşimin çocuklarımızın okumasında çok emekleri var. Sonunda kendide 'Bende okuyacağım' dedi. Bana 'Ne dersin' diye sordu. Mutlulukla bu talebine 'Elbette olur' dedim. Benim en büyük hedeflerimden biri de eğitimdir. Hayırlı olsun inşallah üniversite sınavını da kazanarak eğitimine devam edecektir" diye konuştu.
'GAYRETİ ÖRNEK OLDU'
Okul müdürü Nilgün Dülger ise Dinç'in yaşına karşın okum heyecanının kendilerine de deneyim kazandırdığını kaydederek "Okulumuzda kadınlarımız, kızlarımıza 4 bölümde eğitim veriyoruz. Bu yıl 45 öğrencimiz 12'inci sınıftan mezun oldu. Naciye hanımın, ilerleyen yaşlarına rağmen eğitim heyecanı bize farklı bir tecrübe oldu. Bu gayreti de örnek oldu. Onların defterlerle kitaplarla buluşması bambaşka bir duygu" ifadesinde bulundu.
PLAKET VERİLDİ
Okulun konferans salonunda düzenlenen 2017-2018 eğitim-öğretim yılı mezuniyet töreninde 'Yüz yüze eğitim' programı kapsamında öğrenimlerini tamamlayan 45 kişi de başarı belgelerini aldı. Kep töreninde büyük coşku ve mutluluk yaşanırken, okul yönetimince Naciye Dinç'e mesleki açık öğretim lisesi mezunlarını temsilen plaket verildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Mezuniyet töreni görüntüleri
-Törenden genel görüntüler
-Naciye Dinç'den detaylar
-Kep atma ve konuşmalar
-Detaylar
HABER KAMERA: Aytekin KALENDER/RİZE,