Dha Yurt Bülteni-3
Kayseri'de 15 şehit yıldönümlerinde anıldıKAYSERİ'de, geçen yıl 17 Aralık'ta bombalı terör saldırısı sonucu şehit olan 15 asker, olayın yaşandığı durak önünde yıldönümü nedeniyle anıldı.
Kayseri'de 15 şehit yıldönümlerinde anıldı
KAYSERİ'de, geçen yıl 17 Aralık'ta bombalı terör saldırısı sonucu şehit olan 15 asker, olayın yaşandığı durak önünde yıldönümü nedeniyle anıldı.
Kayseri'de geçtiğimiz yıl 17 Aralık'ta çarşı iznine çıkan 1'inci Komando Tugayı askerlerini taşıyan otobüse Talas Bulvarı üzerinde bulunan otobüs durağında bombalı araçla terör saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda 15 asker şehit oldu, 54 asker de yaralandı. Şehit askerler olayın yıldönümünde yine aynı olayda gazi olan askerler tarafından anıldı. Yaşanan olayda gazi olan Hakan Şimşek, "Bizler geçen yıl bu zamanlarda vatani görevimizi yapmakta iken, çarşı iznine çıkarken sivil kıyafetlerle hem de silahsız dağda, bayırda karşımıza çıkmaya cesaret edemeyen kalleşler alçakça bir bomba patlatarak 15 askerimizi şehit ettiler. Kardeşlerimiz peygamberlik mertebesinden sonra olan şehitlik mertebesine yükseldiler. Bize siper olan şehitlerimizi anmak için buraya geldik. Buraya gelmemizde bize yardımcı olan Kayseri halkına teşekkür ederiz. Bizler gaziler olarak yıllar geçse de bu olayın unutulmamasını istiyoruz. Bizi en çok inciten unutulmak olacaktır. Unutulmamak içinde elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bizler hain saldırı sonucu yaralanan, şehit olan bu vatana malolmuş insanlarız. Kalleşleri sevindirmeyeceğiz. Her zaman dik duracağız, boynumuzu bükmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmanın ardından olayda şehit olan Mesut Yaşar'ın 11 yaşındaki kız kardeşi Merve Yaşar şiir okudu.
NİZAM-I ALEM GENÇLİK MERKEZİ ÜYELERİ ŞEHİTLERİ ANDI
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Nizam-ı Alem Gençlik Merkezi üyesi öğrenciler de 15 şehidi olayın yaşandığı durakta andı. ERÜ Nizam- Alem Gençlik Merkezi üyesi yaklaşık 100 öğrenci 15 askerin şehit, 54 askerin de gazi olduğu Şehit Komandolar Durağına geldi. Türk bayrağı açan gençler şehitleri andı. Duaların okunmasının ardından öğrenciler dağıldı.
PARS CHOPPER MOTOSİKLET KULÜBÜ ŞEHİTLERİ ANDI
Kayseri Pars Chopper Motosiklet Kulübü üyeleri 15 şehidin yaşandığı durakta anma programı düzenledi.
15 askerin şehit, 54 askerin de gazi olduğu olayda, Kayseri Pars Chopper Motosiklet Kulübü yıldönümü nedeniyle Şehit Komandolar Durağına geldi. Motosikletlerini olayın yaşandığı alana bırakan kulüp üyeleri dua ettikten sonra olay yerinden ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
-Olayın yaşandığı duraktan görüntü
-Anma etkinliklerine katılan gruplardan görüntü
-Gazi Hakan Şimşek'in konuşması
-Merve Yaşar'ın şiir okuması
-Genel detay
Haber - Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ,
===============================================
Ölümden kıl payı kurtulan işçinin 'Yeşil toz' kabusu
DİYARBAKIR'da, Kobani olaylarından 2 gün sonra evine operasyon yapılan, bu sırada polisleri kan davalıları sanarak pompalı tüfekle havaya ateş eden, 155 Polis İmdat hattını arayarak yardım istediği sırada, gelenlerin polis olduğunu öğrenip, teslim olan Hasan Yeşil hakkında "Görevi yaptırmamak için direnmek" suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Operasyon sırasında evde bulunun 7 küçük paket yeşil tozun esrar olduğu iddiasıyla, Hasan Yeşil hakkında "Kullanmak için uyuşturucu bulundurma" suçundan da soruşturma açıldı. Soruşturma sonunda, Yeşil hakkında kamu davasının ertelenmesi ve uyuşturucu tedavisine gönderilmesi kararı verildi. Soruşturma dosyasında, evde bulunan yeşil tozun esrar olup olmadığının tespiti amacıyla incelemeye gönderilmediği ve Yeşil'in esrar kullanıp kullanmadığının belirlenmesi için kan ve idrar tahlili yapılmadığı ortaya çıktı. 2 kez uyarı almasına rağmen esrar kullanmadığı için tedaviye gitmeyen Yeşil hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılması bekleniyor. 25 yıldır sigara bile içmediğini, hayatında esrar görmediğini ve rengini bile bilmediğini belirten Yeşil, evinde ele geçirilen tozun akrabasının düğününden aldığı kına olduğunu söyledi. Yeşil, gerçeğin ortaya çıkmsası için kan ve idrar tahliline gönderilmesini istedi.
Diyarbakır'da 6-8 Ekim 2014 günü meydana gelen Kobani olaylarına katılan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı operasyon yapıldı. Bir ihbarı değerlendiren polis, 9 Ekim günü Şehitlik Mahallesi'ndeki 6 çocuklu Hasan Yeşil'in evine operasyon yaptı. Evin bahçe kapısını koçbaşı ile kıran polisleri, kan davalıları sanan Hasan Yeşil, uyuduğu odada pompalı tüfekle tavana 4 el ateş etti. Kendilerine ateş edildiğini sanan polisler karşı ateş açıp, evden çıkarak, takviye ekip istedi. Evinin duvarlarına 27 mermi isabet eden Yeşil, bu sırada 155 Polis imdat hattını arayıp, kan davalılarının evini bastığını söyleyerek, yardım istedi. Durumun operasyon ekibine bildirilmesi üzerine silah sesleri kesilirken, gelenlerin polis olduğunu öğrenen Yeşil teslim oldu. Olayda sol bacağından vurulan Yeşil hastaneye kaldırılırken, evde eylemci olmadığı belirlendi.
5 YIL HAPİS İSTEMİ
İfadesinin ardından serbest bırakılan Hasan Yeşil, teslim olduktan sonra polisin kendisini diz çöktürüp bacağına ateş ettiği iddiasıyla,operasyonu yapan polisler de mukavemetle karşılaştıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Soruşturma sonunda Hasan Yeşil hakkında "Görevi yaptırmamak için direnme" iddiasıyla 5 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlandı Yeşil hakkında açılan terör soruşturması ve polisler hakkındaki suç duyurusu ile ilgili ise takipsizlik kararı verildi. İddianamede, evin kapısını çalan polislerin kendilerini tanıttığı, Hasan Yeşil'in "Hepinizi öldüreceğim" diye tehditte bulunup, teslim olmadığı ve av tüfeği ile polislere ateş ettiği ifade edildi.Şüphelinin,evine gelenlerin polis mi terörist mi olduklarını anlayamadığını belirten savcı bu nedenle eylemin meşru savunma olup olmadığının mahkeme tarafından belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
DÜŞMAN SANDIM
İddianamenin kabulünün ardından Hasan Yeşil'in tutuksuz yargılanmasına 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İfadesinde düşmanlarının evini bastığını düşündüğünü belirten Hasan Yeşil, "Korkutmak için av tüfeği ile duvara ateş ettim. Şahıslar dışarı çıkınca, 155'i aradım. Buradaki polis, sakin olmamı, tüfeği yere bırakmamı ve odanın kapısını açmamı söyledi. Ben de söyleneni yaptım. Gelenlerin polis olduğunu öğrenince tüfeği bıraktım. Düşmanım zannettiğim için ateş ettim. Kapı açıldıktan sonra polis "arkanı dön" dedi ve birşey söylemeden bacağıma ateş etti."dedi.
YEŞİL TOZ KABUSU
Terör soruşturmasından hakkında takipsizlik kararı verilen Yeşil'in evinde, operasyon sırasında 7 küçük poşette, 10-15 gramlık içeriği belli olmayan yeşil toz bulundu. Bulunan maddeye el konulurken, Yeşil hakkında "Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak" suçundan soruşturma açıldı. Yeşil tozun akrabasının düğününde verilen kına olduğunu söyleyen Yeşil, uyuşturucu kullanıp kullanmadığının tespiti için kan ve idrar tahliline gönderilmeden serbest bırakıldı. Hasan Yeşil, tozların bulunduğu 7 paketin izine bir daha rastlamazken, hakkındaki uyuşturucu soruşturmasından da dava açılmasının ertelenmesi kararı verildi. Kararda, şüphelinin kullanma amaçlı uyuşturucu bulundurduğuna dair dava açılmasını haklı kılacak yeterlilikte delil bulunduğunu belirten savcı, Yeşil hakkında 5 yıl süreyle kamu davası açılmasının ertelendiğini açıkladı. Şüpheli hakkında bir yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına karar veren savcı, Yeşil'in tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde dava açılacağını bildirdi.
AVUKATI, YARGILANMASINI İSTEDİ
Kararın ardından Yeşil'in avukatı Mehmet Işık, ele geçirilen maddenin uyuşturucu olup olmadığına dair inceleme yapılmadığını ve uyuşturucu olduğuna dair rapor alınmadığını belirterek Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz etti. İtirazı reddedilen Işık, yeniden itiraz ederek hayatı boyunca hiç uyuşturucu kullanmayan müvekkilinin tedaviye gitmeyeceğini, bu nedenle mahkemede yargılanmasını istedi.
SİGARA BİLE KULLANMIYORUM
Büyükşehir Belediyesi'nde kanalizasyon işçisi olarak çalışırken, yaşanan olaylardan dolayı işinden atılan Hasan Yeşil savcılığın hakkında vereceği yeni kararı bekliyor. Esrar kullanmadığından tedaviye gitmeyi reddettiği için hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılması beklenen Hasan Yeşil, "İçeri girdikleri anda bana sıktılar. Polisler içeri girer girmez bana "Dön" dediler. Döndüğüm anda bacağıma sıktılar. Evde bulunan yeşil madde kınadır. Ben hayatımda esrar görmedim, rengini bile bilmiyorum. Şimdi getirseniz rengini bile bilmem. 42 yaşındayım, hayatımda hiç esrar kullanmadım. Sigara bile kullanmıyorum. Esrar kullanmadığım halde nasıl gidip tedavi olayım'Beni tahlile götürmediler, hiç test yapılmadı. Bunu kabul etmiyorum. Hayatımda esrar görmedim, rengini bile bilmiyorum. 6 çocuk sahibiyim, nasıl esrar kullanayım? Ölene kadar kullanmayacağım. Savcıya rica ediyorum, beni tahlile götürsünler. Ben bunun ortaya çıkmasını istiyorum. Sigara da uyuşturucu da kallanmıyorum."dedi.
AĞIR CEZADA DAVA AÇILACAK
Hasan Yeşil'in avukatı Mehmet Işık ise evde bulunan maddenin kimyasal analize gönderilmeden müvekilinin uyuşturucu tedavisine sevk edildiğini belirterek, "Evde yapılan aramada 7 adet, 10-15 gram ağırlığında esrar maddesi olduğu değerlendirilen yeşil renkli toz ele geçirilmiş. Daha sonra müvekkilim uyuşturucu kullanmaktan, tedavi amaçlı denetimli serbestliğe sevk edilmış. Savcılıkla onlarca görüşme yaptık. Müvekkilin uyuşturucu kullandığına dair kan ve idrar tahlili olmamasına rağmen bu kararı anlayamıyoruz. Ele geçirilmiş 7 poşetin uyuşturucu olduğuna dair dosyada bir rapor yok. Buna rağmen müvekkilim 2 kez denetimli serbestliğe sevk edildi. Sulh Ceza Hakimliğine itiraz ettik, reddedildi. Savcı ile görüşmemizde, müvekkilin tedaviyi kabul etmememesi nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılacağını öğrendik. Müvekkilim son KHK ile işinden oldu. Müvekkilimin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak sağlıklı bir soruşturmaya tabi tutulmasını hak ettiğini düşünüyoruz. Polislerin işgüzarlığı sonucunda bir bacağı sakat kaldı. Ancak polisler hakkında takipsizlik kararı verildi. Müvekkilim uyuşturucu kullanmıyor. O nedenle denetimli serbestliğe gitmiyor. Emniyetin kendisini hastaneye sevk edip kan ve idrar tahlili alması gerekir ya da poşetleri kriminal incelemeye göndermesi gerekir. Savcılığın, müvekkilimin uyuşturucu kullandığı kanaatine nereden vardığını merak ediyoruz."diye konuştu.
Hasan Yeşil'in olay günü 155 polis imdat hattıyla yaptığı görüşmenin dava dosyasına giren ayrıntıları ise şöyle;
H.Y.: Abi bize saldırmışlar, bunlar kimdir?
155: Kim saldırdı size, şu an bizim polisler orada
H.Y.: Bizim polis mi?
155: Orada kavga mı var, ne var?
H.Y.: Bilmiyorum burada bize saldırdı, bizim kapımız kırıldı, bizim polis olsa biz hemen şey ederiz. Kavga değil, şu anda içeridedir, ben de tüfek aldım, birkaç tane patlattım. Hayrına onlara söyle, ben hemen teslim olacağım
155: Konu nedir ben anlamadım olayı. Ne oldu abicim, birini mi vurdular?
H.Y: Burada şu anda içeridedir, beni öldürüyor. Silah çok, bizim kapımız kırıldı, ben de birkaç tane patlattım, düşman sandım
155: Senin ikametine saldırdılar öyle mi
H.Y: Evet şu anda içeridedir
155: Kim içeride?
H.Y.: Polis mi bilmiyorum nedir?
155: Hayır canım polisin ne işi var orada ya?
H.Y.: Hayrınıza bize çabuk araç gönderin, biz mahsur kalmışız
155: Şu anda evine girdi seni rehin mi aldı anlamadım
H.Y.: He şu an evimin içinde
2.görüşme
H.Y.: Ekip geldi mi Şehitlik Mahallesine?
155: Ne var orada?
H.Y.: Şu anda içeridedir, ben onlarla kavga ediyorum, bu nedir?
155: Tamam şimdi sen ne istiyon bizden?
H.Y.: Ben jandarma istiyorum devlet istiyorum. Burada devlet yok mu?
155: Ne var orada, ne yapıyorlar anlamadım?
H.Y.: Abi burası çok tehlikeli, askerdir bilmiyorum kimdir? Diyor gel teslim ol, ben teslim olmuyorum, devlet gelmeyene kadar teslim olmuyorum
155: Ne için teslim olmuyorsun, yani bizim ekiplerimiz mi geldi seni almaya?
H.Y.: Sizin mi başkasının mı bilmiyorum kimdir, hayrına çabuk ol
(Polis başka telefonla konuşuyor: Abi bu 131 sokakta ne var, Bunlar kim bilmiyorum diyor, teslim olmuyorum diyor, devlet yok mu diyor)
155: Bekle bakayım, şu an neredesin?
H.Y.: 131 sokak, 10 numara
155: Orada mı oturuyorsun, adın ne?
H.Y.: Burada oturuyorum, Hasan Yeşil
155: Kim seni rehin aldı?
H.Y.: Silah benim elimdedir şu an
155: Tamam kardeşim o silahı bırak. Kapıdakiler polis, seni almaya geldiler. Camdan söyle, "silahı bırakıyorum, 155 ile görüştüm."de
H.Y.: Devlettir he?
155: Devlettir devlet, terörist yok
H.Y.: Tamam ben çok korktum
155: Kapıdakiler arkadaş, silah kullanma, gelenler polis, ambulans da gönderdik, bir sıkıntı olmasın tamam mı kardeş?
H.Y.: Tamam ben sandım ki terör, merördür
155: Hayır gelenler polistir, herhangi bir sıkıntı yok tamam mı?
H.Y.: Tamam söyleyin ben silahı bıraktım
155: Bekle, kapatma
Polis başka telefonla konuşuyor: Çetin abi; şahısla telefonla görüşüyorum şu anda. Şahıs dışarıdakilerin terörist olabileceğini söylüyor. Şu an silahını bırakıyor. Şahıs silahını bırakacak. Ekipler görüşsün, sıkıntı olmasın. Ekipleri terörist sanıyor eleman. Silahını bırakacak, anons edin
155: Tamam silahını bırak, ekipler seni alacak
H.Y.: Tamam ben bıraktım, teşekkürler, sağolasın, Allah razı olsun
155: Kapıyı aç, sıkıntı yapma; arkadaşlar kapının önünde yardımcı olacaklar
H.Y.: Tamam bize yardımcı ol hayrına
Görüntü dökümü:
-Adliye binası
-Avukattan detaylar
-Avukat Mehmet Işık ile röportaj
-Hasan Yeşil'den detaylar
-Hasan Yeşil ile röportaj
-Kına detayı
-155 ve Hasan Yeşil arasındaki görüşmenin ses kaydı
Görüntü dökümü:
-Adliye binası
-Avkukattan detaylar
-Avukat Mehmet Işık ile röportaj
-Hasan Yeşil'den detaylar
-Hasan Yeşil ile röportaj
-Kına detayı
-155 ile Hasan Yeşil'in ses kaydı
-Genel ve detay
Haber - Kamera: Felat BOZARSLAN-Burak EMEK/DİYARBAKIR,
=====================================================
Madalya avcısı aile
AYDIN'ın Efeler ilçesinde yaşayan ve 30 yılı aşkın süredir atıcılık sporuyla uğraşan 44 yaşındaki Fatma Erdoğan, kendi izinden gelen 18 yaşındaki ikiz kızları Gökçe Simge Arslan ve Göksu Özge Arslan ile oğlu 20 yaşındaki Arda Batuhan Arslan'la birlikte, 1800 madalya ve 300 kupa kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Çocuklarına antrenörlük de yapan Fatma Erdoğan, takdir topladı.
Efeler ilçesinde yaşayan ve eşinden boşanmış olan, 2'si ikiz 3 çocuk annesi Fatma Erdoğan, ailesiyle birlikte atıcılık sporunda elde ettikleri başarıyla dikkat çekti. Kupa avcısı aile, Fatma Erdoğan'ın bu spor dalına başladığı 1985 yılından günümüze 1800 madalya ve 300 kupa kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Çocuklarına hem anne hem baba olan Fatma Erdoğan, ayrıca antrenörlüklerini de yaparak ülke için başarılı sporcular yetiştirmiş oldu.
AİLESİNDEN GİZLİ BAŞLADI
Atıcılık sporuna 1985 yılında, Sakarya'da, ailesinden gizli başladığını anlatan Fatma Erdoğan, "İlk atışlarım çok güzeldi ve antrenörüm de çok beğendi. Evden gizli gittiğim için bir daha gidemedim. Antrenörümüz eve kadar geldi. Ailemden, atıcılık sporuna katılmam için izin istedi. Ben çok korkmuştum izin vermeyecekler diye. Ancak tam tersi oldu ve babam izin verdi. Spora başladım ve bir anda o dönemde 60 civarında madalya aldım. Türkiye çapında çok sayıda şampiyonluğum, bir de Balkan şampiyonluğum var. 1987 yılında yılın sporcusu seçildim. Bu benim için çok özeldir, çünkü ben birinci olmuştum. Tanju Çolak ise ikinci olmuştu. Çocuklarım da yarışmalara katıldıktan sonra şu ana kadar 1800 madalyamız ve 300 kupamız oldu" dedi.
"YANIMDA GELİP GİDERKEN SPORCU OLDULAR"
Yanında sürekli çocuklarını götürmek zorunda kalan anne Erdoğan, onların da sporcu olmasına sebep olduğunu ifade ederek, "Çocuklarım küçük yaşta olduğundan ben sürekli atışlara gidiyordum. Eşimden ayrıldığım için evde yalnız kalmasınlar diye gittiğim her yarışmaya onları da yanımda götürüyordum. Çocuklarım beni her yarışmada dikkatle izliyordu. İkiz kızlarımdan birisini poligonda atış yapabilecek mi diye deneme yaptık. Solak olan kızım bile sağla atış yaptı. Ogün hepsi de güzel atışlar yapınca üçüne de lisans çıkarttım. 9-10 yaşlarından itibaren de yarışmalara katılmaya başladılar. 11 yaşında ise ilk derecelerini ve Türkiye birinciliklerini aldılar" dedi.
"1000'DEN FAZLA ÖĞRENCİM OLDU"
Çocuklarının annesi ve antrenörü olduğunu ve aynı zamanda üç çocuğuna da antrenörlük belgesi aldığını belirten Erdoğan, "12 yıldır antrenörlük yapıyorum. Bu sürede sadece kendi çocuklarımı değil, 1000'e yakın öğrenci yetiştirdim. Bugüne kadar elde ettiğim başarılar da Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nün de çok büyük katkıları oldu. Onların bizlere var etiği ortamların etkisi çok büyük. Aldığımız kupa ve madalyaları artık koyacak yer bulmakta zorlanıyoruz. Bu sporu seviyorum ve yapabildiğim kadar sürdüreceğim" dedi.
İKİZLER, REKORLARINI EGALE EDİYOR
Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu 1. sınıf öğrencisi olan 18 yaşındaki ikiz kardeşler Gökçe Simge Arslan ve Göksu Özge Arslan ise başarılarını annelerine borçlu oluklarını söyledi. Göksu Simge Arslan, "Annemle birlikte yarışmalara gitmek zorunda kalıyorduk. Bu nedenle de atışa biraz merak sardık. Antrenmanlarda birlikte çalışıyorduk. Sonra buralara kadar geldik, iyiki de gelmişiz. Takım halinde ikizimle birlikte toplam iki rekor bir de egalemiz var. Müsabakalarda artık kendi rekorumuzu kırmaya çalışıyoruz" dedi. Göksu Simge Arslan ise, "Benim bundan sonraki hedefim tabii ki olimpiyatlara hazırlanmak ve iyi bir başarı elde etmek olacak. Önce Milli Takım sonra da olimpiyatlara girmek istiyorum. Antrenman dışında annem antrenörümüz olduğu için evde ağırlık ve denge çalışmaları olsun birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Annemin antrenör olması bu konuda çok büyük bir avantaj oluyor. Başarılı olmamda daha çok yardımcı oluyor. Bu konuda çok avantajlı ve şanslı olduğumuzu düşünüyorum" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI YILIN SPORCUSU SEÇTİ
Erdoğan'ın çocuklarından ADÜ Beden Eğitim Bölümü 3. sınıf öğrencisi 20 yaşıdaki Arda Batuhan Arslan ise, "Bu spora annem sayesinde gidip gelirken özenerek başladık. Annem antrenörümüz olduğu için bize çok yardımcı oldu. Bu spora başladıktan sonra ailecek başarıdan başarıya koştuk. 2012 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yılın sporcusu seçildim. Beni makamına davet etti. Öğrencilik hayatım boyunca bana burs bağladı ve bir de bilgisayar vererek beni ödüllendirdi. Atıcılıktaki başarılarım sayesinde Adnan Menderes Üniversitesi'ni kazandım. Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu'nda okuyorum. Atıcılığı ve okulumu aynı anda sürdürüyorum. Başarılı bir şekilde hayatımı sürdürüyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Evde madalya ve kupalardan görüntü
Aileden görüntü
Anne Fatma Erdoğan, Gökçe Simge Arslan ve Göksu Özge Arslan ile Arda Batuhan Arslan röp.
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN,
=======================================
Çalıştığı iş yerinden hırsızlık yaparken güvenlik kamerasına yakalandı
BURSA'da çalıştığı işyerinden para, içki ve sigara çalan F.M. güvenlik kamerasına yakalandı.
Olay merkez Osmangazi ilçesi Doburca Mahallesi'nde meydana geldi. Ali Y. akşam saatlerinde iş yerini kapatmadan önce hesapları kontrol edince kasadaki paranın eksik olduğunu fark etti. Güvenlik kameralarını inceleyen Ali Y. işyerinde çalışan F.M.'nin alışveriş yapıldıktan sonra parayı kasa yerine montunun cebine koyduğunu tespit etti. F.M.'nin işyerinden içki ve sigara da çaldığını belirleyen işyeri sahisi Ali Y. durumu polise bildirdi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Güvenlik Kamerası görüntüsü
Haber-Kamera: Hüseyin TÜCCAR/BURSA-
=========================================
Engelli parkı için kermes düzenlediler
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, Bahçeşihir Koleji ve Uğur Anadolu Lisesi tarafından, Yerli Malı Haftası kapsamında 'Köy Şenliği ve Kermesi' düzenlendi. Etkinlikten elde edilecek gelirin Bodrum'da yapılacak olan engelli oyun parkı için kullanılacağı bildirildi.
Bodrum'daki bir kolejin bahçesinde düzenlenen Köy Şenliği ve Kermesi'nde öğrenciler, kendi el emekleriyle yaptıkları ürünleri satışa sundu. 250 öğrenci, öğremenleri ile birlikte yaptıkları yöresel yemek, hediyelik eşya ve oyuncakları açtıkları 50 stantta sattı. Öğrenciler, oldukça keyifli vakit geçirdi.
Köy şenliğinin bu yıl ikincisini düzenlediklerini belirten Bodrum Bahçeşehir Koleji Müdürü Barış Anıl Çakır, "Bu etkinlik kapsamında yaptığımız çalışmaların sonunda elde ettiğimiz gelirle her yıl proje üretiyoruz. Geçen yıl yaptığımız etkinlik de Bodrum'daki bir devlet okuluna bir robotik atölyesi kurmuştuk. Bu seneki etkinliğimizin amacı da Bodrum'a bir engelli çocuk parkı kazandırmak. Etkinlikte çocuklarımızın el emeği ürünleri sergileniyor. Etkinlikteki, hedefimizden biri de çocukların üretim süreçlerine de tanıklık etmesiydi" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Etkinlikten genel detay görüntüler
-Bodrum Bahçeşehir Koleji Müdürü Barış Anıl Çakır ile röp.
Haber: Hülya ELTEŞ - Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla),
==============================================
7 bin nüfuslu belde halkı, 10 yıl sonra, ilk kez su faturası ödeyecek (Geniş Haber)
SİİRT'in Baykan ilçesine bağlı 7 bin nüfuslu Veysel Karani beldesi sakinleri, 10 yıl aradan sonra ilk kez su faturası ödeyecek. 1994 yılında belediyenin kurulduğu beldede, 2005 yılına kadar içme suyu şebekesi olmadığı için vatandaşlar kendi imkanları ile bulduğu suyu kullandı. 2005 yılında yapılan çalışmalarla evlere şebeke çekilirken, belde sakinlerinin sadece 3 yıl kullandıkları şebeke suyu da 2008 yılında yeniden kesildi. Bu süre içerisinde altyapı çalışmalarının tamamlandığı beldede evlere yeniden içme suyu şebekesi çekildi. Belde sakinleri, 10 yıl sonra yeniden içme suyuna kavuşurken, ilk kez su faturası ödeyecek.
Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Ziyaret Köyü'nün ismi, 1994 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Veysel Karani olarak değiştirilerek, belde statüsüne alındı. Aynı tarihte belediyesi kurulan Veysel Karani sakinleri, 2005 yılına kadar kuyulardan, kendi imkanları ile temin ettikleri suyu kullandı. 2005 ylılında beldedeki evlere içme suyu şebekesi çekilirken, 2008 Yılında şebekenin yetersiz kalması nedeniyle sular yeniden kesildi. 2008 yılından beri içme suyunu kendi imkanları ile karşılayan vatandaşlar, bu tarihe kadar içme suyu faturası da ödemedi. Belediyenin girişimleri ile altyapı çalışmaları tamamlanan beldede, bütün evlere yeniden içme suyu şebekesi çekildi. 10 yıl sonra yeniden suya kavuşan vatandaşlar, belediyede abone işlemlerini yaparak ilk kez içme suyu faturası ödemeye hazırlanıyor.
Veysel Karani Belediyesi Saha Amiri İhsan Gültekin, belediyenin girişimleri sonucu alt ve üst yapının tamamlanmasının ardından bütün evlere şebeke çekildiğini belirterek, "1994 yılından önce beldemizin ismi Ziyaret Köyü idi. Bakanlar Kurulu kararı ile beldemizin ismi Veysel Karani oldu. Bunun nedeni ise Veysel Karani türbesinin beldemizde olmasıdır. Dini açıdan büyük önem taşıyan beldemiz toplam 7 bin nüfusludur. Veysel Karani Beldesi tarihinde ilk defa alt yapıya kavuştu ve bununla beraber temiz içme suyuna kavuştu. 1994 yılında kurulan belediyemiz, 2005 yılında bu mahallere su verdi ancak bu 3 yıl sürdü. Çünkü su kaynağı yetersiz geldi. 2008 yılından sonra beldemizde bulunan vatandaşlarımız su faturası ödemiyorlar, çünkü suları akmıyordu. 2017 yılının son aylarına yaklaştığımız bu günlerde belediyemizin yaptığı çalışmalarla mahallelerimize yeni su hattı çekildi ve bu hat beldemizin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kapasitededir. Evlerine su akan vatandaşlar ise yavaş yavaş abone işlemlerini yapmaya başladı. Onlar da su faturalarını ödemek için büyük heyecan yaşıyor. Yani 10 yıl aradan sonra ilk defa beldemizde su faturası ödenecek" dedi.
2005 yılından, 2008 yılına kadar su faturası ödendiğini hatırlatan Gültekin, "Belde belde olalı sadece 3 yıl su faturası ödendi. 1994 yılında belediye ve belde olduk ve 2005 yılında vatandaşlara su getirdik. Vatandaşlarımız da su geldiği için 3 yıl su faturası ödediler. 1994 yılından 2005'e, 2008 yılından 2017 yılına kadar vatandaşlarımız toplam 19 yıl su faturası ödemediğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
Beldede akan şebeke suyunun görüntüsü,
Şebeke suyundan abdest alan vatandaşların görüntüsü,
Beldenin tepeden çekilmiş görüntüsü,
Beldede bulunan Veysel Karani Türbesinin görüntüsü,
Belde Belediye Saha Amirinin açıklaması,
Belde halkının açıklaması,
Su abonesi çeken vatandaşların açıklaması,
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT, -
===========================================
Diyarbakır Surlarında tehlikeli hareketler (Geniş Haber)
DİYARBAKIR'ın tarihi surları hafta sonları binlerce ziyaretçinin akınına uğrarken,surları gezen gençler hatıra fotoğrafı çektirmek ve selfie yapmak için tehlikeli hareketler yapıyor. 2014 Ocak ayında 19 yaşındaki genç bir kızın, aklı dengesi bozuk biri tarafından itilerek yaşamını yitirdiği ve güvenlik önleminin olmadığı tarihi surların burçlarına çıkan bazı gençler, adeta ölümü göze alarak, surların en uç noktalarına kadar gidip fotoğraf çektiriyor.
Çin Seddi'nden sonra 5 kilometre uzunluğu ile dünyanın en uzun ikinci suru olarak bilinen tarihi Diyarbakır Surları, gün doğumu ve batımında kartpostallık görüntüler yaratırken, kenti görmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Surların en büyük burcu olan ve kenti görmeye gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği Mardinkapı semtindeki Keçi Burcu ise 2 yıldır yasaklı olan bölgede yer alması nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin daha çok ilgisini çekiyor. Yükseklikleri 15-25 metre arasında değişen ve hiçbir güvenlik önleminin olmadığı Yedikardeş ve Benusen burçlarına özellikle akşam saatlerinde çıkan aileler, bol bol hatıra fotoğrafı çekiyor.
Surların üstüne çıkan ve Hevsel Bahçeleri'nin manzarasında fotoğraf çektirmek isteyen gençlerin tehlikeli hareketleri ise görenleri şaşırtıyor. Surların en sonuna kadara giderek, ayaklarını boşluğa uzatıp oturan ve her an düşme tehlikesi ile karşı karşıya olan gençler, selfie çekmek için kimi zaman ölüm tehlikesini bile göze alıyor.Tarihi Surları günbatımında gezenlerin oluşturduğu silüet ise kartpostallık görüntülerin oluşmasına neden oluyor. 2014 yılının Ocak ayında surları gezen genç bir kız akli dengesi yerinde olmayan bir kişi tarafından itilerek aşağı atılmış ve yaşamını yitirmişti.
Görüntü Dökümü:
Surlardan görüntü
Surlarda gezenlerden görüntü
Surların kenarında oturup ayaklarını boşluğa bırakanlar
Tehlikeli yerlerde hatıra fotoğrafı çektirenler
Genel ve detay
Haber Kamera: Ramazan YAVUZ/Diyarbakır -
============================================
Elazığ'da sokak hayvanları için modern hastane ve geçici bakımevi (Geniş Haber)
ELAZIĞ'da sokak hayvanlarının tedavi ve bakımlarının yapılabilmesi amacıyla belediye tarafından yaptırılan Hayvan Hastanesi ve Geçici Bakımevi'nde hayvanlarla ilgili her türlü ameliyat yapılırken, aynı zamanda tatile veya iş için şehir dışına çıkacak vatandaşların besledikleri hayvanlarını bırakabilecekleri 5 yıldızlı otel hizmeti de veriliyor.
Elazığ'ın merkeze bağlı Selli Köyü yakınlarında, 2016 yılında, 30 dönüm arazide kurulan hayvan hastanesi ve geçici bakımevi, 500 hayvana aynı anda hizmet verebilecek kapasite ile çalışıyor. Bakımevi'nde hayvan yuvaları, kedi ve köpek evleri, kapalı ve açık bakım alanları, modern ameliyathane, karantina binası, uyuz bakım ünitesi, 200 tonluk su deposu, yönetim binası, kafeterya, evcil hayvan oteli ile tam donanımlı konferans salonu bulunuyor. Hayvanların yeme, içme, barınma, ameliyat ve tedavi ihtiyaçlarının son teknoloji ile karşılandığı hastanede, tedavileri tamamlanan hayvanlar, kayıt altına alınarak kulak küpe numarası verildikten sonra ya doğal ortamlarına salınıyor, ya da isteyen vatandaşlar tarafından sahipleniliyor.
Elazığ Belediyesi Hayvan Hastanesi ve Geçici Bakımevi aynı zamanda modern bir otel görevi de görüyor. Hayvan sahiplerinin yoğun işleri ve tatillerinde evcil hayvanlarını geçici bir süre bırakabilecekleri otel hizmetinin de verildiği Bakımevi'nde aynı zamanda sokaktan toplanan başıboş hayvanlara da bakılıyor. Hayvan Hastanesi ve Geçici Bakımevi Başhekimi Veteriner Hekim Fikret Gürocak, "Belediyeye gelen şikayetler üzerine toplama ekibimiz hayvanları hastanemize getiriyor.Hastanemizde muayeneleri yapılıyor. İç ve dış parazit aşıları yapılıyor.Gerekli hayvanlar kısırlaştırılıyor. Tedavileri biten hayvanlar tekrar doğal ortamlarına bırakılıyor." dedi.
Geçici Bakımevi olarak bölgede ilk olduklarını anlatan Gürocak, "Hastanemiz bütün bölgeye hitap ediyor. 2017 yılında toplam 650 tane kısırlaştırma operasyonu yaptık. 329 tane sokak hayvanını sahiplendirdik. Hastanemiz aynı zamanda geçici bakım evi ve otel olarak hizmet veriyor. Tatile giden, il dışına çıkacak insanlar, evde baktıkları hayvanlarını geçici olarak hastanemize bırakabiliyor. Tunceli, Bingöl ve Malatya'dan sokak hayvanları da hastanemize geliyor. 153'e gelen ihbarları ekiplerimiz değerlendirerek sahipsiz veya hasta sokak hayvanını bize getiriyorlar. Biz de gereken müdahaleyi yapıyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Hayvan hastanesinden görüntü
Köpeklerden görüntü
Bakıcı ve köpeklerin görüntüsü
Başhekim ile röportaj
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ -
=================================================
Denizi olmayan Bingöl'de kilosu 120 liradan Köpek balığı eti satılıyor (Geniş Haber)
BİNGÖL'de yeni açılan bir balıkçının İstanbul'dan satın alarak kente kedirdiği bir metrelik köpek balığı, kilosu 120 liradan satışa çıkarıldı. Henüz alıcısı çıkmayan Köpek balığıne fotoğraf çektirmek isteyen Bingöllüler yoğun ilgi gösterdi.
Bingöl'de balıçılık yapan Ahmet Bürkek'in, teşhir amaçlı tezgahında sergilediği camgöz köpek balığına vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. 1 metre uzunluğunda ve yaklaşık 9 kilo ağırlığındaki köpek balığı, kilosu 120 liradan satışa sunuldu. 27 çeşit balık sattığını ve vatandaşların balığa büyük ilgi gösterdiğini anlatan Bürkek, "Burayı yeni açtık. Amacımız çeşitliliği arttırmak. 27 çeşit balık var, daha da arttıracağım. Sezona göre en güzel, en kaliteli balıkları getireceğiz. Vatandaşların ilgisi yoğun. Benim dükkanımın olduğu yerde 6-7 arkadaş daha var. Rekabet ortamı, tazelik, çeşitlilik getirdi" dedi.
Tezgahında sergilediği köpek balığını ilk defa görüp eline aldığını belirten Bürkek, "Köpek ve kılıç balıklarımız var. Ege, Akdeniz, Karadeniz, her bölgeden balıklar geliyor. 27 çeşit balığımız var. Bunu 50'ye çıkarmayı planlıyoruz. Bingöl ilk defa köpek balığı, dil balığı ile tanışıyor. Aynı zamanda barbun, levrek, kolyoz, çupra gibi birçok balık çeşidimiz var. İnşallah önümüzdeki hafta kalamar, karides de getireceğim. Burada benimle beraber 6-7 balıkçı dükkanı daha var. Buralarda yaklaşık 35 kişi çalışıyor, istihdam için de güzel bir meslek oldu. Karadeniz'de hamsi 15 lira iken burada 12 lira. Amacımız, insanlarımız yesin, biz de sürümden kazanalım. Şimdiye kadar 50 kişi buraya gelerek köpek balığıyla hatıra fotoğrafı çektiriyor. 21 yıllık balıkçıyım, ilk kez ben de köpek balığı satıyorum. Ben dahil insanlar ilk kez köpekbalığı görüyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-Tezgahtan detaylar,
-Tezgahçı Ahmet Bürkek'in konuşması,
-Kılıç ve Köpek Balıklarından detaylar,
-Vatandaşların, ilk kez gördükleri balıkların fotoğraflarını çekmesı,
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Aziz ÖNAL-Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL, -
====================================================