Dha Yurt Bülteni-21
Boydak'ların yargılandığı FETÖ davası ikinci gününde/EKHACI BOYDAK: AKLANARAK ÇIKMAK İSTİYORUMBoydak Holding eski Yönetim Kurulları Başkanları tutuklu sanıklar Hacı Boydak ve Şükrü Boydak, yargılandıkları FETÖ davasında savunmalarını yaptı.
Boydak'ların yargılandığı FETÖ davası ikinci gününde/EK
HACI BOYDAK: AKLANARAK ÇIKMAK İSTİYORUM
Boydak Holding eski Yönetim Kurulları Başkanları tutuklu sanıklar Hacı Boydak ve Şükrü Boydak, yargılandıkları FETÖ davasında savunmalarını yaptı. Hacı ve Şükrü Boydak duruşmaya, Sincan Kapalı Cezaevi'nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Hacı Boydak savunmasında, "Kardeşim Memduh Boydak gereken her şeyi söyledi. Memduh'u Melikşah Üniversitesi mütevelli heyetinde ben görevlendirdim. Ortada eğer bir suç varsa, o suçu benim üzerime yıkmanızı istiyorum. Hiçbir sıkıntım yok. Hastalığımla ilgili iyi durumdayım. Hiçbir şekilde tahliye talep etmiyorum. Ben buradan aklanarak çıkmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
ŞÜKRÜ BOYDAK TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Tutuklu sanık Şükrü Boydak ise, "Bugüne kadar 100'e yakın tanık dinlendi. Hakkımda hiçbir şekilde olumsuz bir şey söylenmedi. Devletimin uygun gördüğü her şeyi yaptım. 15 aydır tutuklu durumdayım. Şirketimizde sıkıntılı hiçbir şey olmadı. Her şey kayıt altındadır. Gözaltına alındıktan sonra evimde FETÖ'yle ilgili hiçbir şey bulamadılar. Ben 1 kuruş bile Bank Asya'ya yatırmadım. ByLock kullanmadım. FETÖ'nün yayın organlarına üyeliğim olmadı. Tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu. Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.
Haber: KAYSERİ,
=======================================
Karabük'te 5 katlı apartmandaki yangın korkuttu
KARABÜK'te, 5 katlı apartmanın giriş katındaki dairede çıkan yangında dumandan etkilenen 10 yaşındaki Resul Dalmış ve 17 yaşındaki Gülcan Arslan hastaneye kaldırıldı. Üst katta mahsur kalanlar ise itfaiyenin yangın merdiveniyle kurtarıldı.
Yangın, akşam saatlerinde Fevzi çakmak Mahallesi Yıldız Caddesi üzerinde bulunan apartmanın giriş katında Berhem Dalmış'ın oturduğu dairede çıktı. İddiaya göre Dalmış çiftinin oğlu Resul Dalmış, odasında çakmakla oynadığı sırada yangın çıktı. Alevler kısa sürede büyürken, Berhem Dalmış ailesiyle birlikte kendini dışarıya attı. Yangın nedeniyle binanın içini duman kapladı. Alevleri görenler büyük panik yaşarken üst katlarda oturanlar panik halinde dışarıya çıkmaya çalıştı. Gelen itfaiye ekipleri, alevlere müdahale ederken, üst katta mahsur kalanlar itfaiyenin yangın merdiveniyle kurtarıldı. Dumandan etkilenen Resul Dalmış ve Gülcan Arslan, ambulansla Karabük eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Bazı vatandaşlara ise olay yerinde hazır bekletilen sağlık ekipleri tarafından ambulansta müdahale edildi. Yangın nedeniyle büyük panik yaşayan bina sakinleri, dışarıda itfaiyenin çalışmasını izledi. Kafes içindeki 2 muhabbet kuşu da yangında zarar görmemesi için binadan dışarıya çıkarıldı. Yangın itfaiyenin çalışmasıyla söndürülürken evde hasar oluştu. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü dökümü:
------------------------
-Merdivenle anne ve oğlu indirilirken
-Olay yeri
-İtfaiyenin çalışması
-Mahsur kalanların kurtarılması
-Çevredeki kalabalık
Süre: (02.41) Boyutu: (85 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
========================================
Bariyerlere çarpan motosikletin sürücüsü öldü
ŞANLIURFA'da, kontrolden çıkıp bariyerlere çarpan motosikletin kasksız sürücüsü 26 yaşındaki Yakup Kılıç, hayatını kaybetti.
Kaza, akşam saatlerinde Akabe Mahallesi yakınlarında meydana geldi. TOKİ konutları yönüne giden Yakup Kılıç yönetimindeki 63 B 957 plakalı motosiklet, kontrolden çıkıp yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Kazayı gören diğer sürücüler, polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Yakup Kılıç, gelen sağlık ekiplerinin tüm çabasına karşın yaşamını yitirdi.
Başında kaskı olmadığı görülen Kılıç'ın acı haberini alan yakınları, olay yerine gelerek gözyaşı döktü. Kılıç'ın cesedi otopsi için morga konuldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------------
Olay yeri
Sürücünün cesedi
Polis ekiplerinin inceleme yapması
Ölen gencin yakınlarının sinir krizi geçirmesi
Cesedin cenaze aracına konulması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 216 MB
===========================================
Kars'ta, '100. yılında Sovyet İhtilali, gelişimi ve bölgesel etkileri uluslararası sempozyumu'
ATATÜRK Araştırma Merkezi, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Tarih Enstitüsü ve Kafkas Üniversitesi (KAÜ) işbirliğiyle '100. yılında Sovyet ihtilali, gelişimi ve bölgesel etkileri uluslararası sempozyumu' düzenlendi.
Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu'ndaki program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Sempozyumda konuşan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Ali Beyhan, 1'inci Dünya Savaşı ile ilgili olarak, "Sovyet İhtilali olmasaydı, büyük bir ihtimalle biz zaten mağlup olacaktık. Çünkü 1'inci Dünya Savaşı'nın başlangıcı, aslında sonu belli olmayan bir savaştı. Büyük bir mağlubiyet yaşardık ve Rusya buraya yerleşmiş olacaktı. Belki milli mücadelede, istiklal savaşında işimiz daha da zor olacaktı. Onun için Sovyet ihtilalinin bu noktadan bir iyi tarafı var" dedi. Mehmet Ali Beyhan Sovyet İhtilalinin ikinci iyi tarafını da şöyle özetledi: "Milli mücadele başlarken hem insan kadroları bakımından büyük bir zaafiet içindeydik, silah ve mühimmat, teçhizat noktasında büyük bir zaafiyet içindeydik. Dolayısıyla milli mücadelede kullanılan silahların tamamına yakını yeni kurulan Sovyet hükümetinden temin edilmişti. Çünkü başka çalacak bir kapımız sözkonusu değildi. Müttefikimiz Almanya mağlup olmuştu, İngiltere ve Fransa hasım taraftaydı. Dolayısıyla tek çalacağımız kapı Sovyet hükümetiydi. Bu bakımdandır ki; Sovyet hükümetinden silah ve mühimmat temin etmek imkanı hasıl oldu. Bu bakımdan bu ihtilalin bizimn açımızndan iyi tarafı sözkonusudur." Rusya adına konuşan Prof. Dr. Damir Shapsugov da Kuzey Kafkaslarda metaryallerin toplanmasına önem verdiklerini söyledi. Bunun üzerinde çalışmalar yaptıklarını aktaran Prof. Dr. Shapsugov, "Yani hukuk, edebiyat, tarih bu konuların hepsinde çalışıyoruz. Bizim için Türkiye tarafından da bu çalışmaların yapılması önemli. Ne tarihi olaylar olmuş gibi konularda Türkiye'de bu çalışmalar olmuş mu? Biz bu araştırmaları birlikte yapmayı arzuluyoruz" diye konuştu. Azerbaycan adına konuşan Prof. Dr. Tefik Mustafazade ise 1911'de ihtilallerinin büyük önemi olduğunu vurguladı. Rusya'nın bir devlet gibi ortaya çıktığı zamandan Türk halklarının topraklarına göz diktiğini bildiren Prof. Dr. Tefik Mustafazade, "Hele hele 15. yüzyılda Osmanlı topraklarını bile ele geçirmek istemiştir. Tarihte 11 Osmanlı-Rusya muharebesi olmuştur. Osmanlı'nın birçok toprağını zaptedebilse de bütün Osmanlı toprağını elde edemedi. Azerbaycan'ın da kuzey hissesini Rusya ele geçirdi. Rus çarları İstanbul'u almayı bile arzuluyordular. 1'inci Dünya Savaşına girmekte Rusya'nın başlıca amacı İstanbul'u ve Doğu Anadolu'yu tutmaktı. İngiltere ve Fransa da her ne kadar karşı olsa da güçlü olan Almanya gibi güçlü ordunun karşısında durabilmeyi istiyordu ve bazı anlaşmalar çıktı ve ne yazık ki bu ihtilaller başverdi. Burada bir şeyi unutmak olmaz; bu ihtilallerin yaşanmasında Osmanlı devletinin kalmasının büyük önemi olmuştur. Rusya, Osmanlı'nın önünü tutmak, devirmek isteyerek kendisine kabir kazmış oldu. Bunun sayesinde bu ihtilaller başverdi. Bugün de Rusya'nın, eğer Ermeniler'i desteklemesi olmasa Azerbaycan topraklarını geri alabilir" dedi. KAÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan ise, Kafkasya'ya bilim, kültür ve sanat üzerinde kurulmuş olan Kafkas Üniversitesi'nin sayısız etkinlik düzenlediğini söyledi. Kafkasya'nın Türk-Rus mücadelesinin en uzun ve en kanlı coğrafyalarından birini teşkil ettiğini anlatan Özcan, 1'inci Dünya Savaşı günlerinde yaşanan Sovyet İhtilali'nin önce Rusya'yı, ardından çevre bölgeleri derinden etkilediğine işaret etti. İhtilalin, siyasi ve askeri yapıları değiştirerek bölge milletlerini yeni duruma ayak uydurmaya zorladığını söyleyen Özcan, Kafkasya'nın konum itibariyle kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde önemli bir geçiş noktası olduğunu vurguladı. Sami Özcan, "Kafkasya'nın stratejik değeri coğrafyasının yanı sıra farklı millet ve kültürlere evsahipliği yapmasından kaynaklanmaktadır. Kars, Türkiye'nin Kafkasya'ya açılan kapısıdır. Şehrimiz, taşıdığı coğrafi ve kültürel potansiyeli itibarıyla önemli bir konuma sahiptir. Tarih boyunca birçok medeniyete evsahipliği yapan Kars, Osmanlı Devleti'ne katıldığı tarihten itibaren ise serhad şehri konumuna yükselmiştir" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Ali Beyhan'ın konuşması
-Salondan genel ve detaylar
-Rusya adına konuşan Prof. Dr. Damir Shapsugov
-Azerbaycan adına konuşan Prof. Dr. Tefik Mustafazade
-KAÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan'ın konuşması
407 MB - 6 DK
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS,