Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Tunceli'de PKK'lı 2 terörist ölü ele geçirildiTUNCELİ merkeze bağlı Doluküp Köyü kırsal kesiminde silahlı insansız hava aracı (SİHA) desteğiyle bugün sabaha karşı yapılan operasyonda, 2 PKK'lı terörist ölü ele geçirildi.

Tunceli'de Pkk'lı 2 terörist ölü ele geçirildi

TUNCELİ merkeze bağlı Doluküp Köyü kırsal kesiminde silahlı insansız hava aracı (SİHA) desteğiyle bugün sabaha karşı yapılan operasyonda, 2 Pkk'lı terörist ölü ele geçirildi. Öldürülen teröristlerden birinin örgütün sözde Tunceli lojistik sorumlusu olduğu belirtildi.

Merkez Doluküp Köyü kırsalında bu sabaha karşı yapılan ve 2 teröristin öldürüldüğü operasyonla ilgili Tunceli Valiliği'nce yapılan yazılı açıklamada, "Tunceli İl Jandarma Komutanlığımız ve Tunceli İl Emniyet Müdürlüğümüz tarafından İlimiz Merkez Doluküp Köyü kırsalında SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) destekli müşterek olarak yapılan operasyon kapsamında 03.08.2017 tarihinde sabaha karşı 2 terörist silahları ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir.  İlimizde terörist unsurların bulunmasına ve etkisiz hale getirilmesine yönelik çalışmalar azim ve kararlılıkla sürdürülmektedir" denildi.

Güvenlik kaynakları, öldürülen iki teröristten birinin Pkk'nın sözde Dersim eyaleti batı karargahı olarak adlandırdığı Tunceli il merkezi lojistik sorumlusu Baran kod adlı Okan Uğurlu olduğunu açıkladı.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Askeri aracın görüntüsü

Haber: TUNCELİ

==========================================

Şemdinli'de Pkk'nın patlayıcıları ve mühimmat ele geçirildi

HAKKARİ'nin Şemdinli ilçesi'nde sokağa çıkma yasağının ilan edildiği bir mezrada yapılan arama tarama çalışmaları sırasında çok sayıda mühimmat ve patlayıcı ile patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirilirken, el yapımı patlayıcının imhası sırasında ise bir asker hafif şekilde yaralandı.

Hakkari Valiliği, 4 gün önce Şemdinli ilçesine bağlı Altınsu Köyü İnce Su mezrasında ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından gerçekleştirilen operasyonla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin PKK/KCK bölücü terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik olarak yürütülen çalışmalar kapsamında çok sayIda mühimmat ve patlayıcı ile patlayıcı yapımında kullanılan malzemenin ele geçirildiği belirtilerek şöyle denildi:

"30.07.2017 günü İlimiz Şemdinli İlçesi Altınsu Köyü İncesu Mezrasında Valiliğimizce ilan edilen sokağa çıkma yasağı neticesinde yürütülen operasyonlarda 3 farklı noktada yapılan arama ve tarama faaliyetinde; 2 adet anti tank rpg-7 mühimmatı,2 adet anti tank sevk fişeği,2 adet el yapımı anti tank mühimmatı atma sistemi (demir boru),60 adet elektrikli fünye,1 adet savunma tipi el bombası,12 kiloluk 2 adet mazotla güçlendirilmiş amonyum nitratlı EYP(el yapımı patlayıcı),2,5 lt saf nitrat,100 metre kablo,10 adet elektrik bandı,2 adet alphafire ateşleyici kumanda,1 adet toulsaria ateşleme düzeneği,30 adet oksijenli bez,2 adet batikon,15 adet koli bandı,4 adet enjektör,1 adet 500 ml serum,1 torba çivi,2 adet sırt çantası,1 adet keser,1 adet testere1, adet kazma,1 adet küçük tüp,3 adet tıbbi enjektör ampulü,1 adet roketatar silahı kullanma kılavuzu ile bölücü terör örgütü mensuplarına ait doküman ve çok sayıda yaşam malzemesi ele geçirilmiştir. Operasyon esnasında EYP(el yapımı patlayıcı) infilak etmesi sonucu 1 askeri personel hafif şekilde yaralanmıştır. Konu ile ilgili adli tahkikat devam etmektedir."

Görüntü dökümü

-----------------------

-Ele geçirilen silahların görüntüsü

Haber: Behçet DALMAZ/HAKKARİ,-

=============================================

Bursa'da kiraladıkları vinçle prefabrik evi böyle çaldılar

BURSA'da, vinç kiralayarak prefabrik ev, otomobil ve motosiklet çaldıkları belirlenen 20 yaşındaki Hıdır A. ve Faruk Ç. polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.   Aynı yöntemle 10 yakın hırsızlık olayı gerçekleştirdikleri bildirilen iki hırsızın Nilüfer İlçesi'nde bir prefabrik evi vinçle çaldıklarını gösteren güvenlik kamerası görüntüleri de ortaya çıktı

Merkez Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi'nde bir prefabrik evi gözüne kestiren Hıdır A. ve Faruk Ç., vinç kiralayarak evin kendilerine ait olduğunu ve Nilüfer İlçesi Hasanağa Mahallesi'ne götüreceklerini  söyleyerek çaldılar.  Prefabrik evin sahibi M.E., evinin yerinde olmadığı görünce durumu polise bildirdi. Osmangazi Suç Önleme ve Araştırma Ekipleri bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyerek şüphelilerin çok sayıda suç kaydı bulunan Hıdır A. ve Faruk Ç. olduğunu belirledi. Polis ekipleri iki hırsızı Hasanağa'da çaldıktan sonra boş araziye yerleştirdikleri prefabrik evde gözaltına aldı. İki şüphelinin aynı yöntemle 10'a yakın hırsızlık olayı gerçekleştirdiği de belirlendi.

PREFABRİK EVİ BÖYLE ÇALDILAR

Hıdır A. ve Faruk Ç'nin Demirtaş Mahallesi'nden vinçle prefabrik evi çalmaları güvenlik kameralarına yansıdı.  Özel bir şirkete ait vincin, yerinden söktüğü  prefabrik evi dorsesinde götürdüğü ve 2 şüphelinin de aracın ön koltuğunda oturduğu görüldü. 2 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

vinç ile prefabrikin götürülmesi

Şüphelilerin fotoğrafları

Prefabirk evin fotoğrafları

Haber-Kamera: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,-

=========================================

Seyir halindeki otomobil alev alev yandı

ANTALYA'da, seyir halindeyken henüz belirlenemeyen bir nedenle alev alan otomobil yanarak kullanılmaz hale geldi. Yanan otomobil bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

Muratpaşa İlçesi Kundu turizm bölgesindeki olay, dün saat 18.00 sıralarında meydana geldi. Sürücüsünün ismi ve plakası açıklanmayan otomobil, Ermenek Mahallesi Kardeş Kentler Kavşağı'na geldiğinde henüz belirlenemeyen nedenle alev aldı. Motor kısmından duman yükseldiğini fark eden sürücü, aracı kavşakta durdurarak indi. Bu sırada alevler bütün aracı sardı. Yangına müdahale etmekte zorlanan sürücü itfaiyeden yardım istedi. Kısa sürede gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen araç tamamen yanarak kullanılmaz hale geldi. Çevrede kısa süreli paniğe neden olan yangın, bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------

Otomobilin alevler içinde kalması

Dumanlar

İtfaiye ekiplerinin gelip müdahale etmesi

Çevredeki otomobillerden detay

Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: ANTALYA,

============================================

Falezlerde erkek cesedi bulundu

ANTALYA'da, Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü falezlerde, erkek cesedi bulundu.

Muratpaşa İlçesi Güzeloba Mahallesi'nde Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü falezlerde sabah saatlerinde gezintiye çıkanlar, kayalıkların arasında erkek cesedi gördü. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Cesede karadan ulaşılamayan ekipler, deniz polisinden yardım istedi. Deniz polisi, botla falezlere yanaşarak cesede ulaştı. 40 yaşlarında olduğu tahmin edilen ve üzerinden kimlik çıkmayan erkek cesedi bota alınarak Kaleiçi Yat Limanı'na götürüldü. Polis ve sağlık görevlilerinin incelemesinden sonra ceset, otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Polisten görüntü

Deniz botunun gelişi

Ceset görüntü

Haber- Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA-DHA)

=================================================

(ÖZEL) - Gaziantep'te otomobil elektrik direğine çarptı: 3 yaralı

GAZİANTEP'te,  refüjdeki elektrik direğine çarpan otomobilde aynı aileden 3 kişi yaralandı.

Kaza, sabah saatlerinde Üniversite Bulvarı üzerinde meydana geldi. Gaziantep Üniversitesi yönüne ilerleyen Mustafa Kılıç yönetimindeki 27 N 2460 plakalı otomobil, bilinmeyen nedenle kontrolden çıkarak refüjdeki aydınlatma direğine çarptı. Ön bölümü hasar gören otomobilin sürücüsü Mustafa Kılıç ile araşta bulunan annesi Gönül ve babası Hüseyin Kılıç yaralandı. Kazayı görenler tarafından otomobilden çıkarılan yaralılar, ambulanslarla Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedavisine başlanan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.

Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------------------

Kaza yeri

Kaza yapan araç

Sağlık ekiplerinin yaralılara müdahalesi

Yaralıların sedyeyle taşınması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Eyyüp BURUN-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-

==============================================

(ÖZEL) Polis seminerden sonra özel güvenliği denetledi

EMNİYET Genel Müdürlüğü tarafından Erzurum'da düzenlenen, 'Özel Güvenlik uygulamalı denetleme semineri' sonrası gruplara ayrılan sivil polisler, kent merkezindeki bazı kurumların özel güvenlik görevlilerini denetledi. Uygulamada  X-Ray cihazından silahları ile geçerek özel güvenlik görevlilerin işlerinde ne kadar hassas davrandıklarını ve onları izleyerek hatalarını gözlemleyen polis, tutanak tuttu. Uygulama sonrası özel güvenlik görevlilerin amirleri ile görüşüp belgeleri incelendi ve yapılaması gerekenleri anlatıldı. Özel Güvenlik Daire Başkanlığı Türkiye'de 284 bin 399 özel güvenlik görevlisinin bulunduğunu bildirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Seminere katılanlar

-Polislerin denetleme için yola çıkması

-Denetlemeye gitmeleri

-Otogara gelmeleri

-X-Ray cihazından geçen polis

-Güvenlik görevlisini denetlemesi

-Güvenlik amirinden bilgi almaları

-Otogara gelen yolcular

-Erzurum Otogarı

Haber-Kamera: Turgay İPEK/ ERZURUM,

===========================

(ÖZEL) Oğlunun övünç madalyası var ama şehit olduğunu ıspatlayamıyor

TUNCELİ'nin Nazımiye İlçesi'nde 1995 yılında vatani görevini yaptığı sırada şehit olan Bülent Gezer'in babası Durmuş Gezer, oğlunun resmi kayıtlarda şehit olduğu kabul edilmesine rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu'nca oğlunun şehit sayılmamasına tepki göstererek, "Eğer oğlum şehit değilse, o zaman bu övünç madalyasını bana neden verdiler" diye sordu.

Diyarbakır merkez Bağlar İlçesi'nde yaşayar Gezer ailesinin 7 çocuğundan biri olan Bülent Gezer, 1995 yılında gönüllü askerlik yasasından yararlanarak bir yıl erken, yani 19 yaşında askere gitti. Vatani görevini Tunceli'nin Nazımiye İlçesi'nde piyade er olarak yapan Gezer, 9 ağustos 1995 yılında şehit oldu. Gezer'in cenazesi düzenlenen resmi törenle Diyarbakır'da yaşayan ailesine teslim edildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca verilen Şahadet Belgesi'nde Gezer'in ölümüyle ilgili  "9 Ağustos 1995 tarihinde iç güvenlik operasyonu icra edilirken Nazımiye/Tunceli bölgesinde şehit olmuştur" ifadeleri yer aldı.

SGK, "İNTİHAR ETTİ" DİYOR

Resmi kayıtlarda oğlunun şehit sayıldığını, kendisine verilen övünç madaylası ve Şahadet Belgesi'nin olduğunu anlatan 67 yaşındaki baba Durmuş Gezer, yasadan doğan haklarından yararlanmak için girişimlerde bulundu. Ancak, baba Gezer'in oğlunun şehitlik maaşını alma konusunda yaptığı girişimler sonuçsuz kaldı. SGK'dan aileye gönderilen yazıda Bülent Gezer'in şehit olmadığı, otopsi raporunda 'intihar' ettiği ifade edildi. Her yıl özel günlerde askeri yetkililer tarafından aranan ve yemeklere davet edilen, övünç madalyası verilen baba Gezer, aldığı haberle adeta yıkıldı.

OĞLU ÖVÜNÇ MADALYASINI SATIŞA ÇIKARDI

Gezer ailesi, baba Durmuş Gezer'in aldığı yaşlılık maaşıyla geçimini sağlıyor. İkamet ettikleri evin kirasını ödemedekte güçlük çeken aile, mağduriyetlerin giderilmesi için yetkililere çağrıda bulundu. Şehit oğluna verilen ödünç madalyasının tepki amacıyla, başka bir oğlu tarafından internet ortamında satışa sunulan Baba Gezer, "Eğer oğlum şehit değilse, o zaman bu övünç madalyasını bana neden verdiler" dedi.

"OĞLUM ŞEHİT OLMASINA RAĞMEN ŞEHİTLER İÇİN VERİLEN İMKANLARDAN YARALANAMIYORUM"

Durmuş Gezer, yaşadığı sorunun, bir çok yere başvurmasına rağmen, sorunun giderilmediğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Oğlumun şehit olduğu haberini askerler bana söyledi. Oğlum için madalyalar verdiler. Oğlumun şehit olduğuna dair elimizde belge var. Yaşadığım sorunu bir çok yere dile getirdim. Oğlum şehit olmasına rağmen şehitler için verilen imkanlardan yaralanamıyorum. Oğlum için şehit demiyorlar. Sanki eceliyle evinde ölmüş. Benim oğlum dağda vuruldu. Arkadaşı mı, komutanı mı, PKK mı kim vurmuş, bilmiyorum. Bana gelen kağıda göre ben şehit ailesiyim. Tüm resmi günlerinde şehit ailesiyim, maaşa söz konusu oldu mu, şehit ailesi değilim. Bir insanın bedeli 964 lira mıdır? Eğer 964 lira ise bir şey değil. Her bayramda benim evime ziyaretçi gelir. Bu yıl babalar günü nedeniyle Mehmetçik Vakfı bana 500 lira gönderdi. Onu da alıp, yediysem zehir olsun. Biriken elektrik faturasını yatırdım. Şehit ailesi olarak bana maaş bağlanmasını istiyorum. Şu an aldığım engelli maaşından olmazsa gidip dileneceğim. Hiç bir gelirim yok. SGK oğlumun intihar ettiğini söylüyor."

"2 OĞLUMU ASKERLİKTEN MUAF ETTİLER"

Yasal yollara başvurduğunu ancak otopsi için oğlunun mezarının yeniden açılmasını kabullenemediğini belirten Baba Gezer, "Bana madalyaları gözümü kapatmam için verdiler. Şehit olmasaydı bana bu madalyaları vermezdiler. Hem de bu madalyayı törenle verdiler. Oğlumun mezarını yaptılar, 2 oğlumu askerlikten muaf ettiler. Ama maaşa geldi mi, şehit değildir. Mahkemeye de başvurdum. Oğlumun otopsinin yapılacağını söylediler, ben de bunu kabullenemedim. Böyle bir şey yapılmasını kabul etmedim. Oğlumun mezarını açtırmam, böyle bir acıya dayanamam" dedi.

ÖVÜNÇ MADALYASININ BERATI DÖNEMİN CUMHURBAŞKANI DEMİREL İMZALADI

Gösterdikleri sorumluluk ve görev anlayışı içinde feragat, fedakarlık, başarı ve yararlılıkk dolu çalışmaları ile Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti adına haklı gurur kaynağı teşkil ederek malül olanlara ve şehit olan kişilerin mirasçılarına verilen övünç madalyası, Bülent Gezeri'in şehit olmasının ardından dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in imzasıyla övünç madalyası Gezer ailesine teslim edildi. SGK tarafından otopsi raporundaki "intihar etti" cümlesi nedeniyle yasalardan doğan hakları verilmeyen Bülent Gezer'in adı hem Diyarbakır'daki şehitler anıtında, hem de şehitler için hazırlanan albümde yer alıyor. Gezer ailesi, yaşadığı sorunları başta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) olmak üzere bir çok birime başvuru yapmalarına rağmen sorunları giderilemedi.

Görüntü Dökümü:

-Övünç madaylasından görüntü

-Bülent Gezer'in fotoğrafları

-Cumhurbaşkanı Demirel'in imzaladığı övünç madalyasının beratı

-Gezer'in cenaze töreninde çekilmiş fotoğraflar

-Durmuş Gezer'in konuşması

-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,

===================================================

Minik Yakup'a 4 hastanede teşhis konulamadı

ADANA'da 39 yaşındaki Mehmet Demir, Down sendromlu 1 yaşındaki Yakup Demir'in 3 aydır 'doğum sancısı gibi' idrarını yaptığını 4 hastaneye götürmelerine rağmen tedavi edilemediğini söyledi.

Merkez Seyhan İlçesi Yunus Emre Mahallesi'nde oturan Demir Ailesi, çocukları Yakup'un 3 ay önce idrarını yaparken zorlandığını fark etti. 8 çocuk annesi 32 yaşındaki Güneş Demir, eşi Mehmet Demir ile birlikte Yakup'u 25 gün içinde Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ve Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne götürdü.  'Doğum sancısı gibi' idrarını yapan Yakup'a çare bulunamaması aileyi perişan etti.

Doktorların her seferinde kendilerinden kültür idrar ve kan testi istediğini belirten baba Demir, geçen süre bir çare bulunamadığını söyledi. Tek isteğinin oğlunun idrarını sağlıklı olarak yapması olduğunu belirten Demir, "Oğlumuzu 25 gün içerisinde 4 hastaneye götürdük. Oğlum hala idrarını yaparken büyük sancı çekiyor. Bize hastalığın tam olarak ne olduğunun söylenmesini istiyoruz. Maddi manevi kimseden bir beklentimiz yok, gerekirse evimi satar oğlumun tedavisini yaptırırım" dedi.

Geçimini seyyar satıcılıkla sağlayan Demir, çocuğunun gözü önünde acı çektiğini ve durumunun her geçen gün ağırlaştığını belirterek yardım istedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Yakup Demir'in ailesiyle birlikte görüntüsü

Yakup'un genel ve detay görüntüleri

Yakup'un babası Mehmet Demir'in konuşması

Anne ve babanın Yakup'u yürütmesi

Babanın belgeleri göstermesi

Genel ve detay görüntüler

Haber: Çağlar ÖZTÜRK   -Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,

======================================

(ÖZEL) -  Kadın hükümlülere eğitim desteği

GAZİANTEP'te Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından; 'Öğretmenimi Buldum' projesi kapsamında okuma yazma bilmeyen kadın hükümlülere kırtasiye malzemesi dağıtıldı.

Kent genelinde okuma yazma bilmeyen kadın hükümlülerin bu eksikliğinin giderilmesi için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve KADEM tarafından 'Öğretmenimi Buldum' adı verilen proje başlatıldı. Proje kapsamında kayıt yaptıran kadın hükümlülere Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen törenle kırtasiye malzemeleri dağıtıldı. Denetimli Serbestlik Müdürü Leyla Karakülah, proje ile kadınların okur- yazar olmasını ve sosyal alanda kendilerini daha fazla göstermelerini hedeflediklerini belirterek, şöyle dedi:

"Bu proje ile okuma- yazma bilmeyen bayan hükümlüleri okuma yazma öğreterek daha bilinçli ve sosyal bireyler olmalarını hedefliyoruz. Projeyi Milli Eğitim Müdürlüğü ve KADEM'in desteği ile yürütüyoruz. Kayıt yaptıran her öğrencimize kırtasiye malzemesi veriyoruz. Projemizden bugüne kadar 350 hükümlümüz faydalandı, yıl sonuna kadar bu rakamı 500'e çıkarmayı hedefliyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Hükümlülere projenın anlatılması

Leyla Karakülah röp.

Hükümlüler röp.

Hükümlülere kırtasiye malzemesi dağıtılması

?- Genel ve detay görüntüler

Haber- Ahmet SOYDOĞAN Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

======================================================

Taş değirmen kültürünü yaşatıyor

MANİSA'nın Gölmarmara İlçesi'nde babadan kalma 50 yıllık taş un değirmeninde çalışmayı sürdüren 52 yaşındaki Emek Evci, burada öğütülen unların daha sağlıklı olduğunu söyledi.

Teknolojiye yenik düşen meslekler arasında yer alan ve geçmişte oldukça yaygın olan taş değirmen ustaları mesleklerini sürdürmek için büyük mücadele veriyor. Geçmişte oldukça yaygın olan taş un değirmenleri, mesleğin son temsilcileri ile yaşatılmaya devam ediyor. Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde yaklaşık 50 yıllık taş un değirmeninde baba mesleğini sürdürmeye çalışan Emek Evci, taş değirmenlerin eskisi gibi rağbet görmediğini belirtti. Dönen çarkın kuvvetiyle, silindir şeklindeki taşların buğdayı ezmesi prensibiyle çalışan taş değirmenlerin sayısının da giderek azaldığını kaydeden Evci, artık nostalji olmaya başladığını anlattı.

"TAŞ DEĞİRMENDE ÖĞÜTÜLEN UNLAR DAHA SAĞLIKLI"

Taş değirmenden buğdayın una dönüşme hikayesini anlatan Evci, "Buğday, çiftçi tarafından çuvallarla değirmene getirilir. Biz o buğdayların içinden sağlamlarını eleriz. Sonra temiz buğdayları elekten ayırarak saf halini bir yerde toplarız. Daha sonra buğdaylar, taş değirmene atılarak iki taş arasından çıkarılır. Kesinlikle bir katkı maddesi yoktur" dedi.

Fırınlarda kullanılan ve büyük fabrikalarda yapılan unların bağımlılık yapıcı olduğunu öne süren Evci, "İnsanlar has un kullanmaya başladılar ama has unda bağımlılık yapan birçok madde var. En zararlı olarak ise beyazlatıcı maddeler kullanıyorlar. Unun kaskatı kesilmesinin nedeni de bu içine karıştırılan kimyasallar maddeler. Bağımlılık yaptığı için de insanlar ona alışmış ve onu tüketiyor. Ancak en kaliteli un taş değirmenlerde öğütülen undur. Çünkü ne yediğini bilirsin, kendi buğdayını getirirsin, nasıl öğütüldüğünü görür, için rahat yersin" dedi.

Mesleğini sürdürmeyi istediğini, ancak para kazanamadığını söyleyen Evci, işin ağır olmasından dolayı da artık zorladığını anlattı. Taş değirmenlerin geçmiş kültürü yaşattığını belirterek koruma altına alınmasını isteyen Evci, eskiden yaptıkları işin yüzde 10'unu bile yapamadıklarını söyledi.

GÖRÜNTÜLÜ DÖKÜMÜ:

Taş un değirmeninden genel ve detay görüntü

Değirmen ustası Emek Evci'nin görüntüsü ve konuşması

Buğdayın atılması ve taş değirmende öğütülmesi

Haber- Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,

==================================================

Olimpiyat şampiyonu Merve'nin gururu

SAMSUN'da yaşayan milli tekvandocu Merve Yazıcı (24) 23'üncü Yaz İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları'nda 49 kiloda altın madalya kazanmanın mutluğunu yaşıyor.

Samsun'da geçen 18-30 Temmuz'da yapılan 23'üncü Yaz İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları'nda 49 kiloda tatamiye çıkan Merve Yazıcı, Rus Evelina Karpinskaia'yı 6-4 yenerek olimpiyat şampiyonu olmasının ardından elde ettiği başarının gururunu yaşıyor. İkinci defa İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan Yazıcı mutluluğunu ailesi, arkadaşları ve antrenörü ile paylaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'dan tebrik mesajları aldığını belirten Yazıcı çok mutlu ve gururlu olduğunu söyledi. 5 yaşında geçirdiği orta kulak iltihabı sonrasında gelişen rahatsızlık nedeniyle sağ kulağının tamamen duymadığını sol kulağında ise işitme kaybı yaşandığını belirten Yazıcı, "2004 yılında İlkadım Belediyesi'nin açtığı yaz spor kursuna gidip tekvando öğrenmeye başladım. Ardından bu sporu devam ettirmeye karar verdim. Bir yıl sonra müsabakalara katılmaya başladım. Bu zaman kadar hem normal sporcularla katıldığım hem de işitme engelli sporcularla katıldığım mücadelelerde başarılar elde ettim. Türkiye, Avrupa, Balkan Şampiyonalarında madalyalar kazandım. Son olarak 2015 yılında Ermenistan'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda Rus rakibimle finalde karşılaşmış ve ikinci olmuştum. Aynı rakibim ile 23'üncü Yaz İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları'nda tekrar finalde mücadele ettim ve bu defa altın madalya kazandım. 2013 yılında Bulgaristan'da da işitme engelliler olimpiyat şampiyonu olmuştum. Ülkeme bu gururu yaşattığım için çok mutluyum. Aileme ve antrenörüme teşekkür ediyorum" dedi.

Merve Yazıcı'nın antrenörü olan Mustafa Gençtürk, de sporcusu ile gurur duyduğunu belirterek "Merve ikinci defa olimpiyat şampiyonu oldu. Finalde zor bir müsabakanın ardından altın madalyaya ulaştı. Destek veren herkese, idarecilerimize teşekkür ediyorum. Hedefimiz üçüncü defa olimpiyat şampiyonu olmak. Haftanın altı günü antrenman yapıyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Son Olimpiyat Oyunları Samsun'da yapıldığı için ayrı bir heyecan oldu. Seyircilerimiz Merve'yi ve bize yalnız bırakmayıp tribünlerde desteklediler. Herkese teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Merve Yazıcı'nın antrenman yapması

-Röportajlar

-Detaylar

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

==========================================

Aikido yaparak egolarını yeniyorlar

ÇANAKKALE'de, Aikido ve Budo Federasyonu tarafından düzenlenen 'Aikido Yaz Kampı Semineri' ilgi görüyor. Seminere çeşitli ülkelerden katılan 150'ye yakın kişiye Aikido öğreten eğitmen Nebi Vural, bu disiplin sanatı sayesinde kişilerin egolarını yenebileceğini söyledi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Dardanos Yerleşkesindeki 'Aikido Yaz Kampı Semineri', renkli görüntülere sahne oluyor. Türkiye'nin yanı sıra Bulgaristan, İsrail ve Sırbistan gibi ülkelerden 150'ye yakın kişinin katıldığı seminer, 6 Ağustos'a kadar devam edecek. Japonca 'savaş sanatı' anlamına gelen Budo'nun bir dalı olan Aikido'yu öğrenmek için seminere farklı meslek gruplarından erkek ve kadınların yanı sıra çocuklar da katıldı. Katılımcılar ünlü eğitmen Nebi Vural gözetiminde Aikido öğrenmek için ter döküyor. Günde 3 kez düzenlenen seanslarda sabahları meditasyon ve egzersizin sonrasında ise silahlı ve silahsız eğitimler veriliyor. Aikido savaş sanatının silahı olan gerçek kılıç yerine tahta kılıç (bokken) ve tahta sopa (jo) ile sergilenen hareketler nefesleri kestiği gibi renkli görüntülere de sahne oluyor.

Aikido'yu yaymak ve eğitmenleri eğitmek için her hafta Avrupa ve Asya'nın farklı ülkelerinde eğitim veren Aikido duayeni 66 yaşındaki Nebi Vural, bu disiplin sanatına 50 yılını verdiğini söyledi. Çanakkale'deki Yaz Kampı Seminerini bu yıl 6'ncı kez düzenlediklerini belirten Nebi Vural, hedeflerinin Çanakkale'de uluslararası bir organizasyon ile Aikido'yu geliştirmek olduğunu ifade etti.

Aikido'nun gerçekte bir harp sanatı olduğunu söyleyen Vural, "Ama bugün artık bu ismi kullanmıyoruz. Çünkü harp sanatı deyince insanların aklına hemen savaş geliyor. Biz burada kimseye savaşı öğretmiyoruz. Onun için artık disiplin sanatı Aikido diyoruz. Çünkü kendini disipline etmek de bir sanattır. Judo ve karate gibi. Judo ve karate ile aramızdaki fark, onlarda müsabaka olması. Aikido'da bir müsabaka yok. Tek yarış kendinizle. Disiplin sanatı olmasının nedeni, her gün düzenli çalışmanız gerekiyor. Çünkü her gün kendinizi değiştirmeye ihtiyacınız var. Bunun en önemli faydası insanın kendi egosunu kaldırması. Kişinin kendini sorgulaması için çok önemli Aikido. Yaptığımız eğer gerçekten disiplin sanatıysa, bunu yaşam alanınızda uygulamanız gerekiyor. İşyerinde olsun, dışarı da olsun, kendi ailenizde olsun. Çünkü bu günlük yaşamınıza girmeli. O zaman bunun faydasını görüyorsunuz. Bu sanatı 7'den 70'e herkes yapabilir. Her insanın kendini geliştirmeye ve değiştirmeye ihtiyacı var. Her şeyi başkalarından beklememiz gerekiyor. Aikido size bunu öğretiyor. Bunu yaptıkça daha toleranslısınız, daha açıksınız ve korkuyu yavaş yavaş ortadan kaldırıyorsunuz. Kendinize güveniniz geliyor. Kendinize güveniniz geldiği zaman karşıdakileri suçlamıyorsunuz. Kendinizi daha kolay sorguluyorsunuz. Kendinizi sorgularken komplekse girmeden, gerçekleri bulabilmek için insanın kendi analizini yapması gerekiyor. Bu sanat size bunu gösteriyor" dedi.

Bulgaristan'dan Yaz Kampı Semineri'ne katılan Ivaylo Mihaylov, Aikido'da hiçbir sportif faaliyet ve madalya bulunmamasının egoyu yenme konusunda çok faydalı olduğunu söyledi. Mihaylov, "Uzun süre bu sanatı icra edebilmek istiyorsanız egonuza hakim olmanız ve nefsinin yenmeniz gerekiyor. Bunu söyleyebilirim" dedi.

Yaz kampına ailesiyle birlikte İstanbul'dan katılan 7 yaşındaki Balamir Erol, dövüş sanatlarına ilgisi olduğunu için babası ile birlikte Aikido'ya başladığını belirterek, "Şu anda taklalar atıp, kol kırma hareketlerini öğrendim. Yeni kuşaklara geçerek, başka hareketler öğreneceğim" diye konuştu. Aikido ile 2011 yılında üniversitede tanıştığını ifade eden 25 yaşında İpek Havuç ise şunları söyledi:

"İçinde disiplin, teknik, estetik ve güç antrenmanları var. Aikido sayesinde birçok yer gezdim. Yurtdışına çıktım. Güzel arkadaşlıklar edindim. Spor olarak sağlığım açısından çok şey kattı. Ayrıca insan olarak çok şey kattı. Çünkü Aikido psikolojik ve bedensel olarak insanı geliştiren bir sanat. Tekniklerle bedenimizi eğitiyoruz. Aynı zamanda karşı karşıya geldiğimiz için psikolojimizi de eğitmemiz gerekiyor. Diğer disiplinlerden farklı olarak kadın erkek birlikte çalışıyor. Bu da farklı bir hava veriyor. Karşı taraf benden daha kuvvetli, daha iri oluyor. Buna rağmen benim sarsılmadan, tereddüt etmeden teknikleri yapmam gerekiyor. Bu psikolojik olarak başta beni çok zorluyordu. Korkuyordum, ama yavaş yavaş kendime güvenmeyi öğrendim. Kendimi daha iyi ifade etmeye başladım."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Aikido Yaz kampından genel görüntü

-Ünlü Aikido eğitmeni Nebi Vural'dan eğitim görüntü

-Aikido kampına katılan katılımcıların çalışmalarından görüntü

-İpek Havuç ile röp.

-Balamir Erol ile röp.

-Bulgaristan'dan katılan Ivaylo Mihaylov ile röp.

-Aikido Yas kampına katılan sporculardan toplu görüntü

Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,

============================================================

Batman'da boyun ve bel fıtığına ameliyatsız tedavi

BATMAN'da bulunan özel bir hastaneye Kanada'dan getirilen Spinemend makinası, boyun ve bel fıtıklarında ameliyatsız ve ilaçsız tedavi imkanı sunuyor. Hastane Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dinç, yeni makinenin fıtık ve boyun ağrısı olanlara ameliyatsız ve ilaçsız tedavi imkanı sağlayacağını söyledi.

Batman'da faaliyet yürüten özel bir hastane tarafından Kanada'dan getirilen Spinemend makinası ile boyun ve bel fıtığı hastaları artık ameliyatsız ve ilaçsız tedavi olacak. Hastane Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dinç, yüksek teknoloji ile tedavi yönteminin yapıldığı Spinemend cihazında 20 seansla hastanın iyileştiğini ifade etti. Bugünden itibaren hasta kabulüne başlayacaklarını söyleyen Dinç, Spinemend makinasının Türkiye'de ilk kez Batman'da kullanılacağını belirtti.

Kanada'da ürettiği makinayı Türkiye'de ilk kez Batman'a getirdiğini kaydeden Tim Ensky ise "Avrupa'nın bir çok ülkesi bu cihazı kullanıyor. Türkiye'ye ilk kez getirdiğimiz makinayı Batman'da monte ettik. Bu cihaz ile bel ve boyun fıtığının yanı sıra kalça eğriliği olanların da ameliyatı tarihe karışmış olacak. Hasta ağrısız ve ameliyatsız tedavi olabilecek. 20 seans gören hasta iyileşebilecek. Dünyanın bir çok ülkesi artık bu cihazı tercih ediyor. Batmanlıların bu tedavi yönteminden memnun kalacağına inanıyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Makineyi kuran ekiple röportaj

Hastane sahibiyle röportaj

Makine hastaları tedavi ederken

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN, -

====================================================

Dizi oyuncusuna trafikte yumruk

BALIKESİR'in Ayvalık İlçesi'nde ailesinin yanında tatil yapan dizi oyuncusu 36 yaşındaki Kemal Pekser'e, trafikte kimliği belirsiz bir kişi yumruk atıp kaçtı. Pekser şikayetçi olurken, polis saldırganın yakalanması için çalışma başlattı.

Dün akşam saatlerinde, Ayvalık Limanı önü Atatürk Caddesi üzerinde otomobiliyle giden dizi oyuncusu Kemal Pekser, yaşı küçük olan, kulağında kulaklık bulunan kasksız bir motosikletli genci görünce uyardı. Motosikletli gence kask takmasını telkin ettiği sırada aracının sürücü koltuğunda oturan Pekser'e, tanımadığı bir başka kişi yumruk atıp kaçtı. Durum polise bildirildi. Çevredeki güvenlik kameralarını incelemeye alan polis, saldırganın yakalanması için çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

Yaşadığı o anları anlatan Pekser ise şunları söyledi: "Ayvalık'ta ailemin yanında tatil yapıyorum. Otomobilimle ilçe merkezinden dönerken, yoğun trafikte 15 yaşlarında bir çocuk motosiklet kullanıyordu. Başında kask olmayan bu çocuk, her iki kulağına da kulaklık takmıştı. Ben aynı zamanda motosiklet tutkunuyum. Motosiklet camiası olarak, özellikle motosiklet kullanıcılarının kask takması konusunda aşırı hassas olduğumuz için süratli motosiklet kullanan çocuğa korna çalarak ikazda bulundum. Fakat çocuğun kulağında kulaklık olduğu için çaldığım kornayı duymadı. Birkaç kez daha korna çaldım. Son anda fark etti, ama korktu. Korktuktan sonra da toparlanıp bana küfür etti. Ben de aracımı durdurdum ve çocuğa yaptığı işin son derece tehlikeli olduğunu anlatmaya çalıştım. Tam o sırada hiç tanımadığım bir şahıs aracımın açık penceresine yaklaşarak, yüzüme çok sert bir yumruk attı. Ne olduğunu anlayamadan bana yumruk atan kişi kaçıp, gitti."

Şikayetçi olduğunu belirten Pekser, "Birbirimize sahip çıkmamız gereken bu günlerde bu tarz tatsız bir olayın yaşanması beni de çok üzdü. Bana göre, son dönemde kötü bir karakteri canlandırdığım için yediğim yumruğun nedeni bu olabilir. Konunun takibindeyiz" diye konuştu.

--- KUTU ---

ROL ALDIĞI DİZİLER

Dizi film tutkunlarının ekran karşısında izlediği Kemal Pekser, 'Küçük Kadınlar' dizisinde Timuçin, 'Eksik Etek' dizisinde Yusuf, 'Kartallar Yüksek Uçar' dizisinde Mehmet, '29-30' dizisinde Erman, 'Candan Öte' dizisinde Tunç, 'Karagümrük Yanıyor' dizisinde Teoman ve son olarak 'No 309' dizisinde Koray karakterlerini canlandırdı. Pekser, Survivor yarışmasına da katıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Kemal Pekser ile röp.

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Tuncel YILMAZ / AYVALIK (Balıkesir),

=====================================================

'Kutnu kumaşı' Londra Moda Haftası'nda sergilenecek

GAZİANTEP Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in girişimleri ile önümüzdeki Eylül ayında İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenecek Londra Moda Haftası'nda Gaziantep'e özgü kutnu kumaşından yapılan özel tasarımlar sergilenecek.

İngiltere'de dünyaca ünlü Türk modacı Bora Aksu, Londra'da 15 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek Londra Moda Haftası'nda Gaziantep'in Kutnu kumaşından hazırladığı özel tasarımıyla yer alacak. Yaklaşık 500 yıllık geçmişi olan kutnu kumaşı, modacı Bora Aksu'nun 2018 yaz defilesinde hayat bulacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep'e özgü olan kutnu kumaşın Londra'da yapılacak defilede yer alacağını belirterek, şöyle dedi:

"Kutnu; bir Osmanlı sarayı kumaşıdır. Çok ciddi tarihi ve kültürel miras. Biz geldiğimizde tarihi kültürel mirasın yok olmaya yüz tuttuğunu gördük. 3 yıl önce kültür bölümümüzle ve gönüllü tanıtım grubumuzla beraber kutnuyu tanıtmaya başladık. Bize ait olan bir kumaşın Londra'da uluslararası boyutta bir defileye dönüştürmenin büyük bir mutluluğunu yaşıyoruz."

Kutnu kumaşıyla 2018 koleksiyonu hazırlayacaklarını belirten Bora Aksu da defilenin kendisini heyecanlandırdığını kaydederek, şöyle dedi:

"El emeği, göz nuru bir değerin kıyafetlerle canlanması ve bir moda trendi haline gelebiliyor olması, bu ürünlerle çalışmak benim için çok önemli. Ben büyürken, anneannemin, annemin, teyzemin kendi yaptığı el işleriyle büyüdüm, çünkü kültürümüz öyleydi. Değerleri canlandırmak bizim elimizde ve biz de elimizden geldiği kadar bunu sağlamaya çalışıyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Kutnu kumaşı tanıtımı

Fatma Şahin'in konuşması

Bora Aksu'nun konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber- Metin Faruk TAMER- Kamera: Mustafa KANLI GAZİANTEP-DHA)

=============================================

Birecik'teki husumet, barış yemeğiyle son buldu

ŞANLIURFA'nın Birecik İlçesi'nde 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan kavga ardından iki aile arasında başlayan husumet verilen barış yemeğiyle son buldu.

Şubat ayında Mezra Mahallesi'nde 'Akbaş' ve 'Begit' aileleri arasındaki silahlı kavgada; İbrahim Akbaş, Hatice Akbaş ve Halil Begit öldü, 4 kişi yaralandı. Bu olayın ardından Akbaş ile Begit aileleri arasında husumet başladı. Birecik Belediye Başkanı Mehmet Faruk Pınarbaşı ile ilçedeki kanaat önderi Mahmut Mirkelam ve Mezra Mahalle Muhtarı Mehmet Kılıç, iki aile arasındaki husumetin kan davasına dönüşmemesi için çalışma başlattı. Belediye başkanı ve kanaat önderlerin yaptığı girişimler sonrası iki aile barışmaya ikna oldu.

Barış kararı ardından ilçe merkezinde yemek verildi.. Yemeğe, barışa aracılık edenler, husumetli aileler ile yakınlarının aralarında olduğu 2 bin kişi katıldı. Birecik Belediye Başkanı Faruk Pınarbaşı, husumetli ailelerin barışmasına vesile olanlara teşekkür etti. Konuşmaların ardından Akbaş ile Begit ailesinin temsilcileri dualar eşliğinde tokalaşarak barıştı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Barış yemeğine katılanlar

Her iki aile büyüklerinin tokalaşması

Duaların okunması

Davetlilere yemek ikram edilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: ŞANLIURFA-DHA)

=============================================

Mağazada paniğe yol açan yılanı itfaiye yakaladı

BOLU'da giyim mağazasına girerek paniğe yol açan yılan itfaiye tarafından yakalanarak doğaya bırakıldı.

Kentin en işlek caddesi İzzet Baysal'daki mağazada alışveriş yapan bir müşteri, yerde yaklaşık 1.5 metre uzunluğundaki yılanı görünce korkuyla görevlilere haber verdi. Panik yaşayan çalışanlar ve müşteriler dışarıya çıkarak itfaiyeye haber verdi. Gelen itfaiye ekibi yılan yakalama aparatı ile hayvanı yakalayıp torbaya koydu. Bu sırada mağazanın önünde toplanan kalabalık itfaiyenin çalışmasını izledi. Yılan mağazadan çıkarılıp doğal ortamına bırakıldı.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat Fakültesi yanında bulunan işçi konteynerine giren başka bir yılan da yine itfaiye tarafından yakalanıp doğaya bırakıldı.

Görüntü dökümü:

----------------------------

-Yılanın yakalanmaya çalışılması

-Yılanın yakalanmasını izleyenler

-Yakalanan yılanın götürülmesi

-Detaylar

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

============================================

Kırsal kalkınmaya destek için sepet yapımı eğitimi

MUĞLA Büyükşehir Belediyesi tarafından 13 ayrı ilçede 13 farklı projeyle kırsal kalkınmaya destek amacıyla hayata geçirilen 'Atölye Muğla Bir Projesi' kapsamında, Datça'da 'Yemek ve ambalaj tasarımı' atölyesine katılan gönüllüler, uygulamalı sepet yapımı eğitimi gördü.

Hızırşah Mahallesi Yeşil Bahçe Restoran'da gerçekleştirilen çalışmada, sepetçi ustası 67 yaşındaki Hasan Söyü, gençlere hayıt ağacı dallarından ve kargıdan, nasıl sepet örüleceğini gösterdi. Sepetçi ustasının çalışmasını büyük bir dikkatle izleyen gençler, sepet yapımının her aşamasını cep telefonları ve amatör kameralarıyla kaydetti. Sepet yapımının püf noktalarını 50 yıllık sepetçi ustası Hasan Söyü'den dinleyen gençler, bu sanatın yaşatılması için çaba göstereceklerini söyledi.

Projeye gönüllülerinden mimar 25 yaşındaki Engin Ergin, "Atölye Muğla 1, Muğla'nın 13 ilçesinde 13 farklı proje ile il genelinde kırsal kalkınmanın geliştirilmesini amaçlanıyor. Bütün atölyelerde Türkiye'nin her yerinden katılımcılar yer alıyor. Katılımcılar özellikle, mimar, endüstriyel tasarımcılar, iç mimarlar ve peyzaj mimarlarından oluşuyor. Her ilçede 5 er günlük çalışmalarla projeler yürütülecek. Datça'da 'Sepet' adı verilen atölyede, yemek ve ambalaj tasarımı konuları ele alınıyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

67 yaşındaki sepetçi ustası Hasan Söyü, gençlere uygulamalı olarak sepet yapımını gösterirken…

Atölye gönüllüleri, büyük bir dikkatle yapılan çalışmayı izlerken…

Yapımın her aşamasında, gençler ortayla çıkan ürünü dikkatle incelerken…

Projeye gönüllülerinden, 25 yaşındaki mimar Engin Ergin ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla),

============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Yenidoğan Çetesi davasında ara karar! Sanıkların tutukluluk halleri devam edecek

Yenidoğan Çetesi davasında ara karar açıklandı

İşte terör örgütünün acımasızlığı! Küçük çocuk havan saldırısında bu hale geldi

Terör örgütünün acımasızlığının en net kanıtı! Küçük çocuk hain saldırıda bu hale geldi

Yerine kayyum atanan DEM Partili Birsen Orhan, gözaltına alındı

Yerine kayyum atanan belediye başkanı gözaltına alındı

title