Dha Yurt Bülteni-2
Operasyona giden polislerin bindiği asansör düştü: 1 yaralıKAYSERİ'de, uyuşturucu operasyonuna giden polislerden 4'ünün apartmanda bindiği asansör 5'inci kattan düştü.
Operasyona giden polislerin bindiği asansör düştü: 1 yaralı
KAYSERİ'de, uyuşturucu operasyonuna giden polislerden 4'ünün apartmanda bindiği asansör 5'inci kattan düştü. Olayda 1 polis memuru yaralandı.
Olay, merkez Melikgazi ilçesi Necip Fazıl Bulvarı Mevlana Apartmanında yaşandı. Uyuşturucu operasyonuna giden polis memurlarından 4'ü asansöre bindi. 8 katlı binada asansör 5'inci kata gelince halatın kopmasıyla birden düştü. Olayda asansörde bulunan polis Emre Ceran yaralandı. Diğer polis memurları ise, şans eseri yara almadan kurtuldu. Polislerin ihbarı sonrası olay yerine sevkedilen 112 sağlık ekibi, yaralı polisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine kaldırdı. Tedavi altına alınan polis memurunun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Asansörle ilgili 30 Ocak'ta yapılan periyodik kontrolde asansörün hafif kusurlu olduğu, kullanılmasına dikkat edilmesi gerektiği uyarısı görüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
-Olay yeri
-Hastaneye getirilen yaralı polis memuru
-Genel detay
Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, DHA)
=========================================
Fatsa'da kayıp liseli kızlar bulundu
ORDU'nun Fatsa İlçesi'nde 5 gündür kayıp olan Fatsa Anadolu Lisesi 12'nci sınıf öğrencileri 17 yaşındaki Melike Türkan ve Nazlı Özdemir, dün gece hastaneye gelince bulundu.
Ordu'nun Fatsa İlçesi'nde, geçen 18 Nisan sabahı okula gitmek için evden çıkan Fatsa Anadolu Lisesi 12'nci sınıf öğrencileri Melike Türkan ve Nazlı Özdemir akşam eve dönmeyince aileleri jandarmaya başvurdu. Fatsa İlçe Jandarma Komutanlığı ve Fatsa İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler çalışma başlatırken, iki aile sosyal medya üzerinden kızların bulunması için kampanya yürüttü. İddiaya göre kayıp kızlardan birinin annesi dün rahatsızlanarak Fatsa İlçe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Bunu öğrenen kızlar dün gece hastaneye geldi. Bu sırada hastane güvenlik personeli kayıp olarak aranan iki genç kızı tanıyınca alıkoyup polise haber verdi. Melike Türkan ve Nazlı Özdemir polis ekiplerine teslim edilerek İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Olay yerinin jandarma sorumluğunda olması nedeniyle kızlar Fatsa İlçe Jandarmaya Komutanlığı'ndan gelen ekibe, ardından da ailelerine teslim edildi. Kızların niye evlerine gitmedikleri ve bu sürede ne yaptıkları konusunda bilgi verilmedi.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
Görüntü Dökümü
---------------------
-FOTOĞAFLI
Ferudun ALTUNTAŞ / FATSA(Ordu), -
==============================================
DEDAŞ, 4 bin çiftçinin bankadaki 70 milyon lirasına bloke koydu iddiası
DİYARBAKIR merkez Yenişehir İlçesi Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, devletin Diyarbakır çiftçisine tarımsal destekleme primi olarak 167 milyon lira prim ödediğini ancak Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş (DEDAŞ)'ın bankadaki bu paranın 70 milyon lirasına elektrik borcu gerekçesiyle haksız yere bloke koyduğunu söyledi. DEDAŞ'ın bu haksız uygulaması nedeniyle 4 bin çiftçinin mağdur edildiğini ileri süren İskenderoğlu, "Bölgemizde yetişen pamuk, buğday, mısır, arpa ve yem bitkisi dahil, devletin destekleme primi verdiği bütün çiftçilerin hesabına bolke koydu. Bu uygulama bölgedeki tarımı bitirme aşamasına getirmiştir" dedi.
Diyarbakır merkez ve bağlı 14 ilçe genelinde, arpa, buğday, mısır, pamuk ve yem bitkisi gibi bitkileri eken çiftçilere devletin tarımsal destekleme primi adı altında para ödediğini belirten Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bu kapsamda bu yıl kent genelindeki 4 bin çiftçiye 178 milyon lira para ödediğini söyledi. 4 bin çiftçiden bazıları elektrik enerjisiyle, bazılarının ise sulama birliklerinden, elektrik enerjisine oranla daha düşük maliyetle aldığı suyla tarlasını suladığını belirterek, "Ancak, kendi imkanlarıyla nehir, suni ve tabii göletlerden motomopm sistemiyle de tarlasını sulayan çiftçiler var. DEDAŞ'ın bütün çiftçileri aynı kefeye koyarak, çiftçi kayıt sisteminde 'sulu tarla' göründüğü için sulamayı da elektrik enerjisiyle yaptığını kabul ederek, devletin çiftçiye verdiği bankadaki paralarına bloke koydu"dedi.
"BORCU OLAN OLMAYAN ÇİFTÇİNİN HESABINA DA BLOKE KONMUŞ"
Sadece Yenişehir İlçesi sınırları içerisinde 167 bin dönüm araziden 90 bin dönümünün sulu olduğunu hatırlatan İskenderoğlu, "Yenişehir'de, ilçe sınırlarında yaklaşık 167 bin dönüm araziden 90 bini sulu, 77 bini ise kuru mahsul olarak çiftçilik yapılıyor. DEDAŞ, çiftçilerin üzerinde büyük bir sıkıntı ve kambur oluşturmaya başladı. Pamuk, mısır ve buğdayda ilaçlama sezonu açıldı. Çiftçinin gelen destek primlerine haksız yere bloke konulmuş durumda. Biz de bu blokeyi kabul etmiyoruz. Diyarbakır İdare Mahkemesi vasıtasıyla, Danıştay'da; elektrik borcu olanlara destekleme primi ödenmemesine yönelik kararın yürütmesinin durdurulması, bu blokelerin kaldırılıp çiftçinin bir an önce alması gereken destek primlerini alması için dava açtım. Yenişehir İlçe sınırlarında Devegeçidi Barajı Sulama Birliği vasıtasıyla, pamukta ve mısırda dönüm başına 29 lira, buğdayda ise 13.50 lira ile bir sezon boyunca suyumuzu karşılıyoruz. Bölgede ne elektrikle, ne de enerjiyle bir işimizin olması söz konusu değildir. Pamukta enerji ile sulama yaparsanız, dönümüne yaklaşık 89 lira ödemek zorundasınız. Sulama Birliği'nden 29 liraya su alıyorduk, neden 3 katı fazla para verip enerji kullanayım ki? Borcu olan olmayan bütün çiftçilerin de hesabına Dicle Elektrik tarafından bloke konuldu. Çiftçi Kayıt Sistemi'nde (ÇKS) 'sulu yazılmış' deniliyor, 'belge getirin' deniliyor. Sulama Birliği'nden resmi belge getiriyorum ve saat tespitine gelecekler, 20 gün oldu. 20 gündür hesapta bloke var ve kalkmıyor" dedi. Devletin destekleme primi olarak çiftçiye 178 milyon lira para ödediğini anlatan İskenderoğlu, DEDAŞ'ın bu paradan 70 milyon liraya bloke koyduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"DEDAŞ, BÖLGEDEKİ TARIMI BİTİRME AŞAMASINA GETİRDİ"
"DEDAŞ, 4 bin çiftçinin hesabına bloke koymuş. Devlet Diyarbakır'daki 4 bin çiftçiye 178 milyon lira ödedi. Bu paralar çiftçilerin bankalardaki hesaplarına aktarıldı. DEDAŞ, geldi bunun 70 milyon lirası üzerinde bloke koydu. ÇKS'de sulu tarla yazdığı için, her tarlayı sulu olarak kabul ediyor ve sulamanın da elektrik enerjisiyle yapıldığını kabul edip, her çiftçiye tarlası oranında borç çıkarmış. Bazı çiftçiler elektrik enerjisiyle tarlasını suluyor, doğrudur ama bunlar borçlarını ödemiş. Yani borcu yok. Kaldı ki elektrik enerjisiyle tarlasını sulamayan çiftçiler daha çok. Sulama birliklerinden daha ucuza su alıyor, yani elektriksiz. Bazı çiftçilerimiz de suni, tabi gölet ve nehirlerden motopomp sistemiyle tarlasını suluyor yani elektrik kullanmadan. İşte DEDAŞ, bu çiftçilerimizin tarlaları sulu olduğu için hepsini, borucunu ödeyen ödemeyen 4 bin çiftçiye kafasına göre borç çıkarmış ve devletin ödediği, çiftçilerin banka hesaplarındaki destekleme primlerine bloke koymuş. DEDAŞ'ın bize yaptığı zulümdür. Daha önce dilekçe ile kuruma başvurduk. 20 gün oldu kimse cevap vermiyor. Oraya gidiyoruz kimse bizimle konuşmuyor, muhatap bulamıyoruz. Ekili tarlaların ilaçlama zamanı geldi ama çiftçinin parası yok. Bankada parası var ama kullanamıyor. Bu yüzden Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi üzerinden Danıştay'a yürütmeyi durdurmak için başvuruda bulunduk."
"KURU FASULYEYİ İTHAL ETMEYE BAŞLADIK, SIRADA BUĞDAY VE PAMUK VAR"
Türkiye'de birçok enerji firması olduğunu anlatan İskenderoğlu, DEDAŞ'ın, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Siirt ve Batman'daki çiftçileri zora sokmak için hesaplarına bloke koyduğunu ileri sürerek, " Türkiye'nin diğer bölgelerinde de enerji dağıtım firmaları var. Hiç biri böyle bir uygulamayı yapmadı. Onlar çiftçiye yardımcı olacak işler yapıyor. Ama DEDAŞ Bakanlar Kurulu kararıyla çiftçinin bankadaki hesaplarına bloke koyuyor. Bakanlar Kurulu kararında, 'borcu olan çiftçiler" için uygulabileceği belirtiliyor ama, DEDAŞ, borcu olan olmayan, elektrikle sulayan, sulamyaan her çiftçinin hesabına bloke koymuş. DEDAŞ'ın uygulaması, bölgede tarımı bitirme aşamasına getirmiştir. Kuru fasulyeyi ithal etmeye başladık. DEDAŞ'ın bu uygulaması devam ederse, yakında bölgede tarım bitecek, buğday, arpa ve pamuk ile diğer ürünleri de ithal etmeye başlarız" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Buğday tarlaları
-Traktörün tarlayı ilaçlaması
-Kanaldan su akması
-Süleyman İskenderoğlu'nun konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İhsan YILMAZ-Mesut BUDRAÇ/DİYARBAKIR, -
========================================
Çarşıdaki standı elinden alınan annenin feryadı: Oğlum okusun diye para değil, iş istiyorum
ELAZIĞ Belediyesi bünyesinde hizmet veren ve el işi ürünlerinin satıldığı çarşıdaki standı elinden alınan Sümeye Subaşı adlı kadın, geçimini sağladığı tek ekmek teknesinin elinden alınmasına tepki göstererek, "Oğlum üniversiteye gidiyor. Ona bakıyorum. Kiralık evde yaşıyorum. Tek geçim kapımı da belediye elimden aldı"dedi. Belediye yetkilileri ise, söz konusu standın kaçak elektrik kulanılması nedeniyle Subaşı'ndan alındığını söyledi.
Rızaiye Mahallesi'ndeki kiralık evde, eşinden boşandığı için Fırat Üniversitesi Bilgisayar Bölümü 1'inci sınıfında eğitim gören oğlu Mehmet Ali Subaşı ile birlikte yaşayan 52 yaşındaki Sümmeye Subaşı, evde yaptığı el işi ürünlerini tarihi Harput Mahallesi'ndeki Belediye El İşi Göz Nuru Çarşısı'nda açtığı stantta satarak geçimini sağladığını, ancak Belediye zabıtalarının satışını yaptığı malzemelerin hazır ürün olduğu gerekçesiyle standın kendisinden alınarak çarşıdan çıkarıldığını ileri sürdü. Kendisinin de hasta olduğunu, yapacak bir işi olmadığı için hem oğlunun hem de kendisinin geçimini evde yaptığı el işi ürünleri satarak kazandığını anlatan Subaşı, "16 yıl önce eşimden ayrıldım. Oğlumla bir başımıza kiralık bir evde kalıyoruz. Oğlumu hiç kimseye muhtaç etmedim bu hasta halime çalıştım. Yaptığım el işi ürünlerimi satmak için bir yer istiyorum. Başvurmadığım yer kalmadı. Hiç kimse destek vermiyor, herkes seyirci. Ben artık depresyon ilaçları kullanıyorum, stresteyim hastalığım beşe katlandı. Allah rızası için oğlum okulunu bitirene kadar bana üç yılllık bir stant versinler, oğlumu okutayım, hayata atılsın başka bir şey istemiyorum. Eşyamı satabileceğim küçük bir yer istiyorum, para istemiyorum, yardım istemiyorum, bu hasta halimle çalışayım oğlumu okutayım"dedi.
Sümeyye Subaşı, "Belediye diyor ki, 'size 4 defa uyarı gönderdik, hazır ürün satmayacaksınız.' Oysa çarşıdaki herkes hazır ürün satıyor. Sonra dedilerki, 'erkek oğlun orda niye duruyor?' Ama ben hastayım, o benim refakatçim, sabah beni götürüyor, satandı dizip okuluna gidiyor, bazen akşamları gelip beni alıyor. Herkes bir fakir arıyor ki bir şey versin eline, bir öğrenci arıyorlar ki okusun, bu çocuğumun elindekini alıyorlar, bu adalet midir? Bir burs almıyor, ne yapayım ben öleyim mi" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Sümeyye Subaşı'nın 18 yaşındaki oğlu Mehmet Ali Subaşı ise, çareşisiz kaldıklarını ifade ederek, "Annem, omurgada hareket kısıtlılığına neden olan iltihaplı bir romatizma (Ankilozan spondilit) hastasıdır. Çok ağır ilaçlar kullanıyor. Doktorlar, 'çalışamazsın' diyorlar ama yaptığı el işi ürünlerini satıyor. 12 yıl seyyar tezgahta sattık, yeni başkan el emeği göz nuru salonunda bize yer verdi, bir yıl orda sattık. Sonra ürünlerimizin hazır olduğunu iddia ettiler. Ben de tüm tezgahtaki ürünleri çektim. Hepsi hazır ürün belediyedeki yetkililere gönderdim. Bana, 'niye bunu çekiyorsun biz bilmiyor muyuz? Amacın ne skandal mı yaratmak? Medyaya mı vermek?' dediler. Baktılar hazır üründen bir şey çıkaramıyorlar sonra erkek olduğum için belediyeye yanlarına gittiğimizde telefonu elimden çekip aldılar, 'Sen görüntü çekiyorsun' dediler. Benim başka kimsem yok, annem var. Hep beni uyarıyorlar, titreme tutuyor üzüntüden, kolumda çıban çıktı, kolumu oynatamıyorum. Ömrümden ömür gidiyor, daha dayanacak takatim kalmadı. 18 yaşındayım sanki 118 yaşındayım gibi hissediyorum. Annem varken destek çıkmıyorlar, annem olmazsa kim destek çıkacak, tinercimi olayım, hırsızlık mı yapayım? Gerçekten ne yapayım? Bilmiyorum" diye konuştu
Belediye Kültür Müdürlüğü yetkilileri, söz konusu Semaye Subaşı'nın kaçak elektrik kullandığı için Elazığ Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından şikayet edildiği ve mahkeme kararı ile söz konusu çarşıdan çıkarıldığını söyledi.
Görüntü Dökümü:
-Sümeyye subaşı nın yaptığı el işlerinden detay
-Kadından detay
-Raporundan detay
-Kadın ile röp
-Oğlu Mehmet Ali Subaşı ile röp
-Oğlunun çektiği cep görüntüler
-Annesinin belediye de ağlamsından görüntü
-El emeği göz nuru çarşısında stantlardan konuşmalı görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Şahismail GEZİCİ/ELAZIĞ, -
===================================================
Taylandlı bilim adamları 'Mevlana Çizeri' için Antalya'da
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Çağırgan, kampus alanındaki taşlık bir alanı öğrencileriyle aylar boyunca temizledi. Taşlardan temizlenin alanda 23 dönümlük tarla açmayı başaran Prof. Dr. Çağırgan ve öğrencileri, birçok uygulama dersini bu tarlada gerçekleştiriyor. Son yıllarda tarlada susam yetiştiren Prof. Dr. Çağırgan, küçük tohumlu bitkilerin ekimi için sıra açmakta kullanılan yeni bir buluş geliştirdi. Dönerek çizi açtığı için Mevlana Çizeri adını alan buluş, susamın çokça tüketildiği Taylandlı bilim adamlarının dikkatini çekti. YÖK'ün başlattığı program kapsamında Türkiye çapında desteklenen 23 projeden biri olan bu uygulama için Tayland'tan gelen 3 bilim adamı buluşu ülkelerinde de kullanacak. Prof. Dr. Çağırgan, "Toprakta çizi açma işini, toprağı yırtıp kesek çıkaran yöntem yerine tekerlekler vasıtasıyla dönerek yapan ve dünyada bir ilk olan Mevlana Çizeri buluşu ile gerçekleştiriyoruz. Buluşu Türk Patent Enstitüsü faydalı model olarak tescil etti" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Görevlilerin tarla ya girmesi
-Tarlanın görüntüsü
-Prof. Dr. İlhan Çağırgan tarlada traktör sürüp çizeri göstermesi
-RÖP 1: Prof. Dr. İlhan Çağırgan
-Prof. Dr. İlhan Çağırgan misafir bilim adamlarına çizer hattında bilgi verirken
-RÖP 2: Prof. Dr. Chalermpol Phumichai
-RÖP 3: Dr. Sujin Jenweerawat
-Prof. Dr. İlhan Çağırgan eskiden kullanılan çizerleri misafirlerine anyatması ve uygulamadan görüntü
-Diğer tarım aletlerinin görüntüsü
-Detaylar
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
=================================================
Köylünün sezonluk geçim kaynağı kuzugöbeği
Antalya'nın Gazipaşa İlçesi'nde orman köylüsü baharın gelmesiyle ormanda yetişen kuzugöbeği mantarını toplayarak ekonomisine katkı sağlıyor. Orman köylüsünün sezonluk geçim kaynaklarından bir mantar türü olan kuzugöbeği, deniz seviyesinden 200 metre yükseklikteki ormanlık alanlarda başlayıp mart ve haziran döneminde 1600 metreye kadar bölümlerde doğal olarak yetişiyor. Yeniköy, Sugözü, Çığlık, Doğanca ve Çile gibi mahallelerde orman köylüleri kuzugöbeği mantarlarını toplayarak bütçelerine katkı sağlıyor. Kuzugöbeğinin kilosu 80 ile 120 lira arasında değişen fiyatlarda alıcı bulurken, kurutulmuşu ise 500 liradan satılıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
Ormanlık alandan genel görüntü, detaylar
Kuzugöbeğinden görüntü ve detaylar
Kuzugöbeğinin orman köylüsünce toplanması, tüccara satışı ve detaylar
Röp 1: Metin Utku (Toplayıcı)
Röp 2: Ahmet Koç (Tüccar)
HABER-KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya),
======================================
Kavşakları Suriyeli çocuk dilenciler kaptı
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak büyük umutlarla Türkiye'ye gelen Suriyelilerin bir bölümü, dilenerek yaşamlarını sürdürüyor. Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde kiraladıkları harabe evlerde yaşam mücadelesi veren Suriyeli ailelerin özellikle kadın ve çocukları kaşvakları mesken tuttu. Yanan kırmızı ışıkla birlikte sürücüler ya da yolculardan para isteyen Suriyeliler, canlarını tehlikeye atıyorlar.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Suriyeli çocuklar canlarını tehlikeye atıyor
-Işıklarda duran arabalardan detaylar
-Kucağında bebekleriyle dilenen kadınlar
-Para için arabalara asılan çocuklar
Haber-Kamera: Yusuf İBA / DOĞUBAYAZIT (Ağrı),
==========================================
Kore Dansları büyüledi
Ankara Kore Kültür Merkezi ve Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği işbirliğiyle Kars'ta Kafkas Üniversitesi'nde düzenlenen 'Kore Kültür Günü' etkinliklerinde yapılan danslar, Karslıları büyüledi.Kore-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 60'ncı yılı yöresel kıyafetlerle yapılan Kore dansları izleyenlere parmak ısırttı. Kore Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Yunsoo Cho, Kore'nin 50 yıl içerisinde inanılmaz bir değişim yaşadığına işaret etti ve "Eğer Kore gazileri olmasaydı Güney Kore şu an Kuzey Kore ile aynı kaderi paylaşıyor olabilirdi. Bu sebeple bizim Kore gazilerine olan minnettarlığımız çok büyüktür" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Yeonhee Yoo sahne performansı
-Müzik enstrümantalleri genel ve detaylar ve dans
-Kore Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Yunsoo Cho ile röp.
-Öğrencilerin yöresel Kore kıyafatlerini giyinip poz vermeleri
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS,
=============================================