DHA YURT BÜLTENİ-2
1)ARANAN KİŞİLERE HAVA DESTEKLİ ŞAFAK OPERASYONUADANA'da uyuşturucu suçundan hakkında hapis cezası bulunan ve aranması olan 47 kişinin yakalanması için operasyon düzenlendi.
1)ARANAN KİŞİLERE HAVA DESTEKLİ ŞAFAK OPERASYONU
ADANA'da uyuşturucu suçundan hakkında hapis cezası bulunan ve aranması olan 47 kişinin yakalanması için operasyon düzenlendi. Narkotik köpeklerinin de kullanıldığı aramalarda çok sayıda firari yakalandı. Adana Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü, uyuşturucu suçundan hakkında hapis cezası bulunan ve aranması olan 47 kişinin yakalanması için sabahın ilk saatlerinde operasyon düzenledi. Polis helikopterinin havadan destek verdiği operasyonda, bazı evlere, demir kapıları özel harekat timlerince kırılarak girildi. Özel eğitimli narkotik köpekleriyle yapılan ev aramalarında çok sayıda şüpheli yakalanırken, bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler, işlemleri yapılmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Polis araçlarının Emniyet Müdürlüğü'nden çıkışı
Zırlı ve sivil polis araçlarının baskın yerine gidişi
Baskın yapılan evin önündeki polisler
Özel harekat polislerinin koçbaşı ile evin bahçe bakısına vurması
Polislerin levye ile demir kapıyı girip, içeriye girmesi
Narkotik köpeğinin eve girmesi
Narkotik köpeği ile arama yapılması
Polis helikopterinden görüntü
Sokakta önlem alan silahlı özel harekat polisleri
Genel ve detay görüntüler
Süre: 02'24" Boyut: 269 MB
Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,
==================================================
2)DİLOVASI EYNERCE DERESİ'NDE KİMYASAL ATIK ŞÜPHESİ
KOCAELİ'nin Dilovası ilçesinden geçen Eynerce Deresi kimyasal olduğundan şüphelenilen bir atıkla kirlendi. Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü dereden numune alırken, ilçe sakinleri de duruma tepki gösterdi. Dilovası'nın üst kısımlarındaki sanayi kuruluşlarının arasından geçerek ilçe merkezine gelen ve buradan da Marmara Denizi'ne dökülen Eynerce Deresi'nde 3 gün önce kirlenme tespit edildi. Derenin normal zamanlarda berrak olan suyunun kahverengi aktığını gören vatandaşlar, durumu Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne bildirdi. Yapılan ihbar üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden gelen ekipler incelenmek üzere dereden numune aldı. Aynı zamanda dere yatağının zeminine de yapıştığı görülen maddenin ne olduğunun belirlenmesi yönündeki inceleme devam ediyor.Dilovası'nda yaşayan vatandaşlar tarafından kurulan Ekoloji ve Sağlık Derneği(EKOSDER) üyeleri de duruma tepki gösterdi. Kirlenmeye sebep olan maddenin kimyasal olmasından şüphelendiklerini söyleyen dernek üyeleri, yetkililerden yardım istedi. Kirliliğin yaşandığı bölgeye giderek inceleme yapan Dilovası EKOSDER Başkanı İsmail Sami, "Bizim Dilovası EKOSDER sayfamıza ihbar geldi. Biz geldiğimizde bu akıntı oluşmuştu. Burası Eynerce Deresi. Oluşurken de bu madde derenin altına yapışmış. Bugün üçüncü gün ve maalesef bitki örtüsünün zarar gördüğünü görüyoruz. Bu madde dereyle birlikte Marmara Denizi'ne akıyor. Buradan Çevre İl Müdürlüğü numune aldı. Bunun bir kimyasal madde olduğu zaten açık bir şekilde ortada. Yukarıda sanayi kuruluşları var. Burası için ayrı bir kaçak deşarj oluşmuş. Çünkü takip ettiğimiz kadarıyla bu herhangi bir fabrikaya ait değil. Buraya vidanjör ile getirilip deşarj edilmiş. Ağır bir kimyasal madde olduğu belli, çünkü her yere yapışarak gelmiş. Dere sürekli akmasına rağmen burada kirlilik halen bitmiş değil. Dilovası'nda Dilderesi ve Eynerce dereleri var. İkisi de böyle kimyasal saldırılara zaman zaman maruz kalıyor" dedi.
Deredeki kirliliğin bölgedeki hayvanları da etkilediğini söyleyen Sami, "Burası hayvanların otlak alanı, derenin üst taraflarında ağıllar var. Hayvanlar bakılıyor. Bu dere aynı zamanda mahalle arasından da geçen bir dere. Bu dere şehir merkezinin içinden geçiyor. Islah edildiği için dar bir alanda, şehir içindeki kısımlarda kapalı bir şekilde gidiyor. Orada dere bu şekilde gözükmediği için bu kadar tepki olmuyor. Ancak mevcut durum ortada. Şu kirlilik oluştuğundan beri hayvanlar buradan su içemiyor. Gelen hayvan da geri dönüp gidiyor" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------
Kirlenmenin yaşandığı bölgeden drone görüntüleri
Kirlenen dereden görüntüler
Dilovası EKOSDER Başkanı İsmail Sami ile röp.
Detay
HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/DİLOVASI(Kocaeli),
===================================================
3)ŞEZLONGLAR ARASINDA YUMURTLAMA ALANI ARAYAN KAPLUMBAĞA TARTIŞMASI
ANTALYA'nın Alanya ilçesinde deniz kaplumbağasının sahildeki şezlonglar arasında yumurtlama alanı kazdığı görüntü tepkilere neden oldu. Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği (ALÇED) Başkanı Şerefnur Kayhan, yeşil deniz kaplumbağası olan bu türün şezlonglardan değil, etrafındaki insanlar, patlayan flaş ve kamera ışıklarından korktuğu için yumurtlamadığını söyledi. Alanya'da geçen pazar günü Ahmet Tokuş Bulvarı üzerindeki sahilde vatandaşlar tarafından plajda şezlongların arasında yumurtlama alanı kazmaya çalışan bir kaplumbağa görüldü. Kaplumbağanın videosunu çekenler sosyal medyada #dogayikoruyalim etiketiyle Caretta caretta'ların üreme alanı olan Akdeniz sahillerinde denizin dibine kadar şezlongları indirmeyi anlamıyorum yorumuyla paylaştı. Kısa sürede birçok kişiye ulaşan görüntü tepkilere neden oldu. ALÇED Başkanı Şerefnur Kayhan, görüntülerdeki kaplumbağanın Caretta caretta değil, Chelonia mydas (Yeşil deniz kaplumbağası) olduğunu ve Alanya kıyılarında görülmeyen bir tür olduğunu söyledi. Yeşil deniz kaplumbağası için şezlongların bir engel teşkil etmediğini belirten Kayhan, Kaplumbağaya ebat ve güç olarak şezlonglar engel teşkil etmez. Alanya kıyılarında görülmeyen bir tür olduğu için, yumurtlama alanı olmadığı için orayı seçmiş olabilir. Burada asıl büyük sorun, videoyu dikkatlice izlerseniz hayvanın yumurtlamamasının tek nedeni etrafındaki insan sesleri ve patlayan flaş ve kamera ışıklarından korkmasıdır. Videonun bir bölümünde flaşın patlamasının ardından kaplumbağa kafasını kuma gömmeye çalışıyordu. Korkutulmasaydı burayı yumurtlama alanı olarak seçebilirdi. Vatandaşlarımızdan ricamız bu tür bir durumla karşılaştıklarında hayvanın etrafına toplanılmaması, yüksek ses, hareket ve flaşlarla hayvanı korkutmamaları. Hayvan bir engelle karşılaşmışsa ve başa çıkamıyorsa sadece bu konuda ona yardım edilmesi ve etrafından uzaklaşarak onu korkutacak hareketlerden kaçınılması en doğrusu olacaktır dedi.
GEÇEN PAZAR GÜNÜ ÇEKİLDİ
Sosyal medyada kaplumbağanın görüntülerini ilk paylaşan su ürünleri mühendisi Elçin Taşdemir ise görüntülerin geçen pazar günü sabah saatlerinde bir arkadaşı tarafından çekildiğini belirterek, Farkındalık yaratmak için görüntüleri paylaştık. Bu kaplumbağa türü sahillerimizde çok görünmüyor. Bu nedenle paylaştık. Dalış eğitmenliği de yaptığım için su altını ve canlılarını çok iyi tanıyorum. Bu tür özellikle Mersin, Hatay ve Adana bölgesinde yuvalanıyorlar. Duygusal hayvanlar. Yumurtadan nerede çıktılarsa kendileri de 35- 40 yıl sonra o noktaya yumurta bırakıyorlar. Bu kaplumbağa da muhtemele burada yumurtadan çıktığı için burayı tercih etmiştir. İnsanların daha duyarlı olmalarını ve onları ürkütmemelerini istiyoruz diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------
Sahilden görüntü
Caretta yuvaları görüntü
Kaplumbağanın kumsala çıktığı yerden görüntü
Sahildekilerden görüntü
Röp (ALÇED) Başkanı Şerefnur Kayhan
Röp Elçin Taşdemir
Haber- Kamera Engin ANAKALANYA(Antalya), (DHA
==========================================================)
4)CARETTA CARETTALARIN ZORLU YOLCULUĞU ÇIRALI'DA BAŞLADI
ANTALYA'nın Kemer ilçesinde dünyaca ünlü Çıralı sahilindeki yuvalanma alanına caretta carettaların iki ay önce yumurta bıraktığı ilk iki yuva açıldı. Gün ışığıyla birlikte yumurtalardan çıkan 85 yavru, zorlu yolculuk sonunda denize ulaştı.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için korunma altına alınan caretta carettaların denize zorlu yolculuğu Kemer ilçesindeki Çıralı sahilinde bugün günün ilk ışıklarıyla başladı. İki ay önce sahile yumurta bırakan carettalardan ikisinin yuvası açıldı. Yavrular, yumurtadan çıkarak denize ulaşmak için yoğun çaba gösterdi. İlk yuvadaki 72 yumurtadan 30, ikinci yuvaki 104 yumurtadan ise 55 canlı yavru çıktı. Yavruların zorlu yolculuğuna Kemer Kaymakamı Hüseyin Karameşe, Kemer Belediye Başkanı DSP'li Necati Topaloğlu, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ramazan Ergel, yerli ve yabancı turistler de eşlik etti.
İKİ YUVA AÇILDI
Kaymakam Karameşe, 82 yuvanın tespit edildiği Çıralı'da caretta yavrularını görmek isteyenlere bilgiler verdi. Kaymakam Hüseyin Karameşe; "Yaklaşık 2 ay önce ana kaplumbağalar geldi. 3,5 kilometrelik muhteşem sahilde yuvalarını yapmaya başladı. Bugün itibariyle 82 yuvamız var. Yavru çıkışları başladı. Bu yıl mevsim şartlarından dolayı yavrulamalar ve yuva yapımları geç başladı. Havalar soğuk gitti. 45 gün ile 60 günlük olgunlaşma döneminden sonra yavrularımız çıkıyor. 2 yuvamızı açtık. Bir yuvada 72 diğerinde ise 104 yumurta vardı. İlk yuvada biraz daha fazla zayiat vardı. Birinci yuvadan 30, ikinci yuvadan 55 olmak üzere toplam 85 yavru denize ulaşmış durumda. Bu sene havaların soğuk ve yağmurlu gitmesinden dolayı yavrularda biraz daha zayiat var. Çıralı halkına, gönüllülerimize, Caretta dostlarına teşekkür ediyorum. Carettanın nesli tehlikedeydi fakat Türkiye'deki duyarlılık vatandaşların carettaya sahip çıkması bunu azalttı. Çıralı'da örnek bir uygulama yapılıyor" dedi.
TATİLCİLER DE KORUYOR
Tatilcilerin de carettalara ciddi şekilde sahip çıktığını vurgulayan Kaymakam Karameşe, "Saat 21.00'den sonra hiç kimse sahile girmiyor ve carettaları rahatsız etmiyor. Gönüllüler güneş doğana kadar dolaşıyor. Yuvaları takip ediyorlar, işaretliyor ve tarihlendiriyorlar. Zamanı geldiğinde de açıp kontrol ediyorlar. Örnek bir uygulama var" dedi.
HERKES KORUMALI
Belediye başkanı Necati Topaloğlu ise "82 yuvamız vardı. İlk yuvada zayiat fazlaydı. İkinci yuvada zayiat az olması bizi sevindirdi. Herkesin korumasıyla Çıralı'da bu yuvalar bu hale geldi. İlçemizde bu güzellikler oluyorsa, bu doğanın sayesinde olacaktır. Herkesin carettalara dikkatli davranmalarını istiyorum" diye konuştu.
Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı ve Ulupınar Muhtar Habip Altınkaya da şunları söyledi:
"Geçen yıla göre yavru sayısında düşüşümüz var. Hava şartlarından olabilir. 82 yuva tespit edildi. Artık yavru çıkışları da başladı. Yuvaları açma nedenimiz sıkışan, altta kalan yavruları çıkarmak, yumurta sayısını öğrenmekti. Embriyoları raporluyoruz ardından Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne gönderiyoruz. Orada istatistikler tutuluyor ona göre tedbirlerini arttırıyorlar. Doğa için çevre için herkes burada. Çıralıdaki tatil yapan meraklı insanlar da bu doğaüstü olaya şahitlik ediyorlar. Bunları gören çocukların çevreye karşı duyarlılığı artırıyor. Olimpos'da da yaptığımız koruma ve izleme çalışmaları sayesinde 10 yuva oluştu. Geçen yıllarda bir ya da 2 yuva oluyordu. Anne kaplumbağa rahatsız edilmediği için yumurtalarını bırakıp dönüyor. Carettalar Çıralı, Antalya ve ülkemiz için veli nimet."
Görüntü Dökümü
---------------------
-Gün doğumu detay
-Yuvadan detaylar
-Yuvaya gelen yerli ve yabancı turistler
-Kaymakam Hüseyin Karameşe açıklama
-Yuva açımı ve Caretta Caretta yavrusu detaylar
-Belediye Başkanı Necati Topaloğlu açıklama
-Caretta ve turistlerden detay
-Habib Altınkaya açıklama
-Caretta yakın detay
05: 07 dakika ve 565 MB
=========================================================
5)KAYINPEDERİ TARAFINDAN VURULAN DAMADA TAZMİNAT ŞOKU
İZMİR'in Karabağlar ilçesinde, boşanmak istediği için kayınpederi tarafından pompalı tüfekle vurularak yaralanan Seçkin Selek (31), eşine toplam 40 bin lira maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Kayınpederinin kendisini yaralamaktan dolayı 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldığını belirten Selek, "Boşanmak istediğim için kayınpederim canıma kast etti. Ama aile mahkemesi boşanma davasında 40 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Bu kararın adil olmadığını düşünüyorum" dedi.
Olay, geçen yıl ekim ayında plastik doğrama işiyle uğraşan Selek kardeşlerin Paşaköprü Mezarlığı yakınlarında bulunan işyerinde meydana geldi. Emekli Fahrettin Kerim Özel, kızı Sinem Selek ile 5 yıl önce evlenen, ancak boşanma aşamasında olan damadı Seçkin Selek'in dükkanına gitti. Bir elinde çanta olan kayınpeder, diğer elinde örtüye sarılı halde taşıdığı pompalı tüfeği çıkartarak, art arda damadına ateş açtı. Seçkin Selek ile yanında bulunan kardeşi Sezgin Selek, tüfekten çıkan saçmaların isabet etmesiyle yaralandı. Kardeşler, silah sesini duyan çevredekilerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırdı. Gözaltına alınan kayınpeder ise polisteki ifadesinde, "Sadece konuşmak için gitmiştim. Ancak bana ters tepki verince sinirlerime hakim olamadım" dedi. Tutuklanan Fahrettin Kerim Özel hakkında 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kasten yaralama' ve 'işyeri dokunulmazlığını ihlal' suçlarından dava açıldı. İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonrasında mahkeme heyeti, sanık Özel'in eylemini tasarlayarak gerçekleştirdiğine kanaat getirerek, 'tasarlayarak öldürmeye teşebbüs' suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Eylemin teşebbüs aşamasında kalmasından dolayı cezası 16 yıl 8 aya indirildi. Sanığa ayrıca Sezgin Selek'e yönelik 'olası kastla yaralama' suçundan 1 yıl 3 ay, 'işyeri dokunulmazlığını ihlal'den de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Özel toplamda 19 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edildi.
'BOŞANMA DAVASINDA MAĞDUR EDİLDİM'
Seçkin Selek ile eşinin İzmir 4. Aile Mahkemesi'nde devam eden boşanma davaları da sonuçlandı. Hakim gerekçeli kararda, Selek'in kayınpederi tarafından pompalı tüfekle vurulmasıyla boşanma davası arasında bir bağlantı olmadığına dikkat çekerek, mağdur tarafın Sinem Selek olduğuna kanaat getirdi. Mahkeme, Selek'in eşine aylık 400 lira nafaka ile 20 bini manevi, 20 bini maddi olmak üzere toplam 40 bin lira tazminat ödemesine karar verdi. Kararın temyizi için Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvuran ve mağdur olduğunu söyleyen Selek, "2018 yılında anlaşmazlık yaşadığım eşimle boşanmak istedim. Boşanma davası açıldıktan sonra kayınpederim işyerime gelerek canıma kast etti. Battaniyeye sarılı pompalı tüfeği çıkartıp beni öldürmeye çalıştı. Kaçarak ve kardeşimin cesareti sayesinde ölmekten son anda kurtuldum. Aile mahkemesi boşanma davasıyla vurulmam arasında bir bağlantı olmadığını belirterek, aylık 400 lira nafaka ve 20 bin lira manevi 20 bin lira da maddi tazminat ödememe karar verdi. Ben boşanmak istediğim için kayınpederim tarafından vuruldum. Vücudumda hala 200'ün üzerinde saçma var. Yaralandığım için uzun süre çalışamadım, tedavi görmeye de devam ediyorum. Bu kararla mağdur edildim. Bu kararın adil olmadığını düşünüyorum. Beni boşanmak istediğim için vuran kayınpederim 19 yıl hapis cezası almışken, benim hakkımda bu kararın verilmesi düşündürücü. Kararın istinafta bozulacağına inanıyorum ve Türk adaletine güveniyorum" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------
Seçkin Selek ile röportaj
Olayın güvenlik kamerası görüntüleri
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet CANDAN / İZMİR,
===================================================
6)BİTKİN HALDE BULDUĞU EBABİLE SAHİP ÇIKTI
YERE hiç inmeyen, uçarken uyuyan ebabil kuşu bitkin düşünce Kars İnönü caddesine indi. Uçamayan kuşa sahip çıkan Emrah Doğu, araç altında ezilmekten kurtardığı ebabili Doğa Koruma Milli Parklar Şubesi ekiplerine teslim etti.
Merkez İnönü caddesinde kafe işletmeciliği yapan Emrah Doğu, sabah saatlerinde işyerine giderken yol kenarında uçamayan ebabil kuşunu gördü. Sağa solan çırpınan kuşu yakalayan Doğu, işyerine götürerek yem ve su verdi. İnternetten de kuşla ilgili bilgiler idinen Emrah Doğu, işyerinde kaldığı süre içinde kuşu besleyip bakımını yaptı ve düşüp kanadını kırmasın diye de hava delikleri açtığı bir karton kutuya koydu. Kuşla sürekli ilgilenen Doğu, daha sonra Doğa Koruma Milli Parklar Şubesini arayarak yardım istedi., Ekipler işyerine gelerek kuşu alıp rehabilitasyon merkezine götürdü.
Ebabil kuşlarının havada uyuyup beslendiğini söyleyen Emrah Doğu, Kars'ta bu kuş türüne pek rastlamadıklarını söyledi. Ebabil kuşunu emin ellere teslim edene kadar gözü gibi baktığını da belirten Doğu, merak ettiği ebabili de gördüğünü ifade etti.
Görüntü Dökümü
-------------------
Ebabil kuşu
Emrah Doğu'nun konuşması
Uçma çabası, yere düşmesi
Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS,
(Boyut: 452 MB - Süre: 4 dk 07 sn)
===================================================
7)6 YILDIR EVLERİNE KAVUŞMAYI BEKLİYORLAR
AYDIN'ın Efeler ilçesinde, bir müteahhit kat karşılığı aldığı toplam 195 metrekarelik arsaya 15 ayda yapmayı taahhüt ettiği 5 katlı, 15 daireli apartmanın inşaatını aradan 6 yıl geçmesine tamamlamadı. Ellerinde kat irtifakı tapuları bulunan 11 mağdurun, 2 yıl önce avukatları aracılığı ile başlattığı hukuk mücadelesi sürüyor.
Orta Mahalle'de yaşayan Hayriye Tekeli ve Hatice Gülay Demiral, 213 Sokak'taki ortak oldukları toplam 195 metrekarelik arsalarını kat karşılığı 6 yıl önce müteahit B.Y.'ye verdi. Müteahhit B.Y. (Burhan Yeke), yapacağı 5 katlı, 15 daireli apartmandan iki kadına arsalarına karşılık 1+1 3'er daire vermek üzere noterde sözleşme imzaladı. Sözleşmede binanın yapımının 15 ay içinde tamamlanacağı da yer aldı. Müteahhit B.Y.'nin yer tesliminin ardından başladığı inşaat, ilk aylarda hızlı bir şekilde ilerlerken, kalan 9 daire de satıldı. Daire sahipleri inşaat devam ederken kat irtifakı tapularını da aldı. Ancak, müteahhit B.Y., 15 aylık süre dolmasına rağmen kabası bitip, sıvası yapılan binada daireleri tamamlamadı. Bunun üzerine hak sahipleri 10 Temmuz 2017 tarihinde avukatları aracılığıyla Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne değişik iş davası açtı. Dava kapsamında gönderilen bilirkişi, apartman inşaatında başta asansör olmak üzere çok sayıda eksik tespit etti. Bilirkişi, raporunda binanın tamamlanması için yaklaşık 200 bin liraya ihtiyaç olduğu belirtildi. Hak sahipleri, binadaki eksikleri giderebilmek için icra yoluna başvurdu, ancak müteahhit B.Y.'nin üzerine para edecek bir şey bulunamadı.
'ALACAKLILAR ASANSÖR KASALARINI SÖKÜP GÖTÜRDÜ'
Son 1 yıldır müteahhit B.Y.'ye telefonla bile ulaşamadıklarını belirten mağdurlardan Hatice Gülay Demiral, "Arsamızı iki ortak olarak kat karşılığı müteahhite verdik. Ancak, aradan 6 yıl geçti, inşaat bitmedi. Binadaki asansör kasalarını bile müteahhitten alacağı olanlar, bizlerden habersiz söküp götürdüler. Bina adeta talan edildi. Allah'tan elimizde kat irtifakı tapularımız var. Binanın eksiği çok, ancak bizim inşaatı tamamlayacak paramız yok" dedi. Demiral, müteahhit B.Y.'nin sözleşme gereği inşaatı zamanında bitiremezse kiralarını karşılaması gerektiğini, ancak bunu da yapmadığını kaydetti.
'ELİMİZDEN BİRŞEY GELMİYOR'
Mağdurlardan Fahri Demirtaş da "1+1 2 daireyi toplam 120 bin TL'ye aldık. İlk zamanlar inşaat hızlı ilerledi. Ancak daha sonra iki ortak müteahhit arasında anlaşmazlık yaşanınca, binada işler durdu bir daha çalışma yapılmadı. Yıllardan beri konunun çözüme kavuşmasını bekliyoruz. Elimizden de bir şey gelmiyor" diye konuştu.
'1.5 YIL ÖNCE BAŞKASINDAN ALDIK'
Mağdurlardan Hacer Koçyiğit de "Yatırım amaçlı yer ararken emlakçıda satılık 1+1 daire olduğunu öğrendik. Emlakçıyla binaya geldik ve bize bir daire gösterdi. Binanın 2 ay içinde tamamlanacağını söyledi. Biz daireyi gezdiğimiz sırada boya yapılıyordu. Ancak bir türlü inşaat bitmedi. Aradığımızda bizi hep oyaladılar. Artık müteahhite telefonla da ulaşamıyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------
-İnşaatı bitirilmeden kalan apartmanın içi ve dışından görüntü
-Arsasını kat karşılığı müteahhite veren mağdur Hatice Gülay Demiral ile röp.
-Mağdurlar Fahri Demirtaş ve Hacer Koçyiğit ile röp.
Haber - Kamera: Burhan CEYHAN /AYDIN,
===================================================
8)KÖYLERİNDEKİ 'SAKLI TARİHİN' GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMASINI İSTİYORLAR
ARDAHAN'ın Göle ilçesine bağlı Dedeşen köyünde yer altı çarşısı, çeşme, cami, han ve hamamların bulunduğunu ileri süren köy halkı, ismi Yavuz Sultan Selim tarafından konulan köyün bu tarihi varlıklarının gün yüzüne çıkarılmasını istedi.
Göle ilçesine 20 kilometre mesafede bulunan Dedeşen köyü halkı, köy yerleşim alanın yakınında ki tepede devasa büyüklükte bir yer altı çarşısı, çarşının üstünde ise hanların bulunduğunu ileri sürdü. Köyde ayrıca tarihi bir cami, çeşme ve hamamın da olduğunu söyleyen köylüler, Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran seferine çıktığı sırada, o dönem köyün bulunduğu alanda ki handa yaşayan Şeyh Ahmedi Kebir ve Şeyh Mehmedi Kebir adlı iki kardeşin orduyu misafir ettiğini söyledi. Fakir olmalarına rağmen ilahi bir yetiye sahip oldukları ileri sürülen iki kardeşin, tüm askerlerin heybesini yiyeceklerle doldurup sefere uğurladığını da belirten köy halkının iddiasına göre, Yavuz Sultan Selim, bu misafirperverlik dolayısıyla yerleşim alanını Ahmedi Kebir ve Mehmedi Kebir kardeşlere bırakıp sefere devam etti. Yavuz Sultan Selim köyden ayrılırken de iki kardeşe köyde ilelebet huzurlu yaşamalarını dileyerek, köyün ismini Dedeşen koydu. Köyün ismi o tarihten itibaren hep Dedeşen olarak kaldı.
ŞEYH KARDEŞLER TÜRBEDE YATIYOR
Köyün kurucusu olduğu ileri sürülen Şeyh Ahmedi Kebir ve Şeyh Mehmedi Kebir'in türbesi köyün hemen çıkışında bulunuyor. Mezarları türbenin içinde yer alan iki kardeşin yanında onlarca mezarda ise Arapça yazılı kitabede ismi bulunan müritler yatıyor. Köylülerden, Hamit Candemir'in (81) iddiasına göre, 1974 yılında Kıbrıs Savaşı sırasında yakıtı tükenen helikopter iniş yapmak durumunda kaldı. İndiği alanda yaşlı bir adamı gören Pilot, 'Amca sen de kimsin?' diye sorunca, 'Ben Şeyh Ahmedi Kebir'im, mezarım Göle'nin Dedeşen köyünde, orada yatıyorum. İkmalın tamam, artık gidebilirsin' dedi. Bu duruma şaşıran pilot, depoya baktığında yakıtın doldu olduğunu görerek yeniden havalanıp, düşman mevzilerini bombaladı. Pilot, savaşın ardından kafasına takılan bu soru işaretinin peşine düşerek Dedeşen köyüne geldi. Köylülere, Şeyh Ahmedi Kebir diye birisinin mezarı olup olmadığını soran pilota, o dönem yapılan türbede yattığı söylendi. Pilot, başından geçen bu ilginç olayı köy halkına anlatınca, Şeyh Ahmedi Kebir ve Mehmedi Kebir efsanesi daha da büyüdü.
SAKLI TARİHİN GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMASINI İSTEDİLER
Dedeşen'in tarihi bir köy olduğunu, Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran seferine çıktığı 1514 yılından önce yer altı çarşısı, han, hamam ve caminin bulunduğu ileri süren köy halkından Yaşar Canpolat (75), asırlardır özenle sakladıklarını Yavuz Sultan Selim'in verdiği tapu beratını eline alarak, "Bu köyün bulunduğu tepenin altı yer altı çarşısıdır. Yavuz Sultan Selim seferden gelince orada konaklamış. Burada yaşayan Ahmedi Kebir ile Mehmedi Kebir kardeşler Yavuz Sultan Selim'i burada konak etmişler. Ordu yemeği yemiş ama bakmışlar ki karavana aynı dolu duruyor. Kendileri ihtiyar olduğu için 'dede siz burayı şenlendirin' demiş ve o zamandan beri adı Dedeşen olarak kalmış. Burası Osmanlı'dan evvel eski, bir yerleşim yeridir. Burasının gün yüzüne çıkarılmasını istiyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Köyden genel detaylar
-Tarihi çeşmeden detay
-Han ve yer altı çarşısının bulunduğu tepeden görüntü
-Türbeden görüntü
-Köylülerden genel detaylar
Haber-Kamera: Deniz BAŞLI-Dinçer AKTEMUR / ARDAHAN,
==================================================