Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

21 ilde daha okullar tatil edildi

21 ilde daha okullar tatil edildi

Dha Yurt Bülteni -2

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

2Salsa şampiyonu dansçı, balkondan düşerek öldüTürkiye Salsa Şampiyonası'nı 4 kez kazanan ve ABD'deki Dünya Latin Dansları Şampiyonası'nda yarıştığı salsa kategorisinde üçüncü olan Cem Demir (25), bir etkinlik için geldiği Adana'da kaldığı evin balkonundan düşüp, öldü.

DHA YURT BÜLTENİ -2

Salsa şampiyonu dansçı, balkondan düşerek öldü

Türkiye Salsa Şampiyonası'nı 4 kez kazanan ve ABD'deki Dünya Latin Dansları Şampiyonası'nda yarıştığı salsa kategorisinde üçüncü olan Cem Demir (25), bir etkinlik için geldiği Adana'da kaldığı evin balkonundan düşüp, öldü. Bir süre önce annesini kaybeden Demir'in kazara mı düştüğü, yoksa intihar mı ettiğinin belirlenmesi için çalışma başlattı.

Olay, saat 06.00 sıralarında merkez Çukurova ilçesi Mahfesığmaz Mahallesi Damar Arıkoğlu Bulvarı'ndaki bir apartmanda meydana geldi. Adana'da bir dans okulunun etkinliğinde sahneye çıkan Cem Demir, daha sonra ekip arkadaşlarıyla bir apartmanın 4'üncü katındaki daireye gitti. Burada bir süre arkadaşlarıyla sohbet eden Demir, balkona çıktı. Dışarıdan gelen sesler üzerine balkona çıkan arkadaşları, Demir'i aşağıda kanlar içinde yatarken görüp, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Demir'in öldüğü belirlendi.

Türkiye Salsa Şampiyonası'nı 4 kez kazanan, ABD'deki Dünya Latin Dansları Şampiyonası'nda yarıştığı salsa kategorisinde üçüncü seçilen Demir'in, ünlü sanatçıların kliplerinde oynadığı belirtildi.

Cem Demir'in cenazesi, olay yerinde yapılan incelemenin ardından Adana Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.

Polis, kısa süre önce annesini kaybeden ve çevresine kendisiyle kimsenin ilgilenmediğini söylediği iddia edilen Demir'in kazara düşerek mi öldüğü, yoksa intihar mi ettiğinin belirlenmesi için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Apartmanın önündeki ambulanstan görüntü

Apartmanın dış görüntüsü

Polis aracından görüntü

Olay yerindeki polislerden görüntü

Yerde üzeri örtülü cesetten görüntü

Polisin olay yerinde inceleme yapması

Genel ve detay görüntüler

Süre: 01'02" Boyut: 115 MB

Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,

==============

Parkta kendini öldürmek istedi

Adana'da İnönü Parkı'na gelen Muzaffer A. (37), sol göğsüne dayadığı tabancayı ateşleyerek intihara kalkıştı. Ağır yaralanan Muzaffer A., hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

Olay, saat 05.30 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Kayalıbağ Mahallesi'ndeki İnönü Parkı'nda meydana geldi. Parka gelen Muzaffer A., iddiaya göre sol göğsüne dayadığı tabancayı ateşleyerek kendini öldürmek istedi. Bu sırada parkın yakınlarında devriye görevi yapan çarşı mahalle bekçilerinin durumu fark etmesi üzerine olay yerine ambulans sevk edildi. Ağır yaralanan Muzaffer A., ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, Muzaffer A.'nın kendini yaraladığı tabancaya incelemek üzere el koydu.

Polis, olayla ilgili soruşturmaya devam ediyor.

Görüntü Dökümü

-------------

Yaralı Muzaffer A. ve çevresindeki polislerden görüntü

Muzaffer A.'nın yanındaki tabancadan görüntü

Sağlık ekibinin Muzaffer A.'ya müdahalede bulunması

Yaralının sedyeye alınması

Yaralının sedye ile ambulansa taşınması

Ambulansın gidişi

Yerdeki boş kovan ve tabancadan görüntü

Genel ve detay görüntüler

Süre: 02'07" Boyut: 238 MB

Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,

================

Çocuklar, eski sokak oyunlarını okulda öğreniyor

Manisa'nın Şehzadeler ilçesindeki İstiklal İlkokulu'nda, çocukları teknolojik cihazların bağımlısı olmaktan kurtarmak için, bahçeye eski dönemin sokak oyunları çizildi. Öğrenciler bu sayede anne ve babalarının dönemine ait oyunları öğrenerek hem eğlenceli vakit geçiriyor hem de sosyalleşiyor.

Tunca Mahallesi'nde 430 öğrencisi bulunan İstiklal İlkokulu yönetimi, hayata geçirdikleri proje sayesinde öğrencilerin eski dönem sokak oyunları öğrenmesini sağladı. Uzun yıllardır sokakların vazgeçilmez oyunları arasında yer alan, ancak bugün yetişen çocukların kentleşme nedeniyle eskiye göre biraz daha uzak kaldığı oyunlar için okul bahçesinde çizimle alanlar oluşturuldu. Yağ satarım bal satarım', 'mendil kapmaca', 'seksek', 'köşe kapmaca' gibi oyunları öğrenen öğrenciler, bu sayede, teknolojinin zararlı etkenlerinden uzak tutuluyor. Sokakta oynama kültürünün arttırılması amacıyla çizilen sokak oyunları sayesinde çocuklar, anne ve babalarının bir zamanlar sokakta oynadığı oyunları şimdi okullarında öğrenmeye başladı. Öğretmenler, okul bahçesinde oluşturulan oyun alanında birçok öğrencinin adını bile bilmediği oyunları öğrencilere kurallarıyla öğretiyor.

Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Ermiş, asıl amaçlarının çocuklara eski oyunları öğretip, onları mücadele ruhlarını bir nebze de olsa arttırmak olduğunu ifade etti. İstiklal İlkokulu Müdürü Gürsel Kara ise projeyi okullarında uygulamaktan dolayı çok memnun olduklarını ifade etti. Okulun 3'üncü sınıf öğrencisi Esin Cansu, "Buradaki oyunlar sayesinde internetten uzak duruyorum" dedi. Aynı sınıftan Yunusemre Durmuş ise, yağ satarım bal satarım oyununu ilk defa oynadığını ve çok mutlu olduğunu dile getirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------

Okul binasından görüntü

Okul bahçesinden görüntü

Oyun alanlarından görüntü

Öğrenciler oyun oynarken görüntü

Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Ermiş röp.

Okul Müdürü Gürsel Kara röp.

Öğrencilerden röp.

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: CEMİL SEVAL / MANISA

================

Ahşap sanat eserleri ile doğayı günlük hayatın içine katıyor

İzmir'in Kemeraltı Çarşısı'ndaki atölyesinde sadece bıçak ve iskarpela kullanarak ahşaptan insan yüzleri, heykeller, aksesuarlar, biblolar, bıçak sapları yapan Şevki Köse, doğayı sanata dönüştürüp hayatın içinde dokunulan her şeye katıyor.

İzmir'in Kemeraltı Çarşısı'ndaki atölyesinde 13 yıldır ahşaptan heykeller, aksesuarlar ve biblolar üreten Şevki Köse (51), doğayı sanatında yaşatmaya devam ederek, onu hayata tekrar katıyor. Ağacın ölümsüz ve doğal bir malzeme olmasının kendini etkilediğini belirten Köse, konularını tarih, mitoloji ve kendisinde iz bırakan etkileyici insanların yüz ifadelerinden alan figüratif ahşap heykelleri üretiyor. Sadece bıçak ve iskarpela kullanarak el işçiliği ile ortaya koyduğu sanat eserlerinin satışını yapan Köse, daha geniş kitlelere hitap edebilmek için sergiler de düzenliyor. Öte yandan Köse, lazer kesim işiyle uğraşan Oruç Özdinç, demirci ustası Süleyman Akdemir ve İzmir'in son fıçıcılarından Yaşar Çan ile ortak işlerini insanlara sunabilmek adına kurdukları marka ile üretimlere devam ederek, ürünlerini yurt dışına ihraç etmeyi planlıyor.

'DOĞAYI HAYATIN İÇİNE KATMAK İÇİN UĞRAŞIYORUM'

Oymacılığa oğluna oyuncak yapma isteği ile başladığını anlatan Şevki Köse, "13 yıldır atölyemde yontu tekniği ile daha çok heykel ve dekorasyon ürünü çalışmaları yapıyorum. Mekana görsel zenginlik katacak bir takım çalışmalar yapmaya çalışıyorum. Doğal malzemelerden çok uzaklaştığımızı düşünüyorum. Ağaç da insan da doğanın bir parçası, bunu son zamanlarda unuttuk. Algılarımız ve zevklerimiz değişti. Nelerden hoşlanacağımızı, neyi beğeneceğimizi bile başkaları belirliyor artık. Her şey fabrikasyon oldu. Doğal malzemeleri hayatımızın içine almayı unuttuk. Ben de doğayı hayatın içine daha çok katmak için ağaçlarla uğraşıyorum. Her parça, her ağaç farklı. Ağaç kesildikten sonra da bu eserlerde yaşamaya devam ediyor. Benim çabam hayatımızda yer alan şeylerde özgünlük katmak, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği çalışmalar ortaya koymak" dedi.

DOĞA, SANAT ESERLERİNDE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR

Sanatın bir yere hapsedilmesindense günlük hayatın içine dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Köse, "Daha çok iç mimarlarla, mekan tasarımı yapan insanlarla birlikte çalışarak bunları daha çok hayatımızın içine sokmalıyız diye düşünüyorum. Günlük hayatta kullandığımız basit objelere bile sanatsal dokunuşlar yapabiliriz. Özgün tasarımlı ağaç heykeller, duvarlara, aynalara, raflara başka bir boyut kazandırıyor. Sanat hayatımızın ne kadar içinde olursa o kadar iyi hissederiz, bakış açımız, birbirimize olan davranışlarımız bile değişir. Yaptığımız işleri insanlarla ancak sergiler aracılığıyla buluşturabiliyoruz. Geçen ay Alaçatı'da tasarımcı bir arkadaşımla beraber ağaç heykellerle hazırladığımız aynalarla bir sergi açtık, aldığım tepkiler beni çok mutlu etti. Bu gibi çalışmalarla sanat, dekorasyonla buluşuyor ve günlük hayatın içinde dokunduğumuz, hissettiğimiz her şeyde yer alabiliyor" dedi.

Köse, her ağacın bir karakteri olduğundan ve hepsinin dokusunun ayrı olduğundan söz ederek, "İnsanların ağaca dokunup bu farkları hissedebilmesi gerekiyor. Fakat insanlar ulaşımı kolay ve ucuz olduğu için plastikten, fabrikasyon ürünleri tercih edebiliyor. Fakat o ürünlerin hiçbir ruhu olmuyor. Çünkü tamamen makinenin yaptığı ve birbirinin tekrarı olan objeler. Benim yaptığım ürünler el işçiliği ile oluştuğu için her biri birbirinden farklı ve tek" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------

-Şevki Köse sanatını icra ederken genel ve detay görüntüler

-Atölyeden genel ve detay görüntüler

-Ürünlerden genel ve detay görüntüler

-Şevki köse ile röp.

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR

===============

Doktor anne, oğluna karşı koruma ve uzaklaştırma kararı aldırdı

İzmir'de kadın doğum uzmanı olan A.M.B., evine gelip beyzbol sopasıyla eşyaları kıran ve kendisini özel hayatına dikkat etmemekle suçlayan lise öğrencisi oğlu 17 yaşındaki O.B.'ye karşı, mahkemeden hem koruma hem de evden uzaklaştırma kararı aldırdı. Bu gelişme üzerine Karşıyaka 1'inci Aile Mahkemesi, O.B.'nin velayetini tedbiren göz doktoru olan baba N.M.B.'ye verdi.

İzmir'de kadın doğum uzmanı olan doktor A.M.B. ile göz doktoru N.M.B., 1999 yılında mutlu bir yuva hayaliyle evlendi. 2001 yılında ise çocukları O.B. dünyaya geldi. Ancak çift, çocuklarının da dünyaya gelmesinden sonra sık sık tartışmaya başladı. Mutlu evlilikleri bozuldu, 2002 yılında da anlaşmalı olarak boşandı. O.B.'nin velayeti de anne A.M.B.'de kaldı.

Lise öğrencisi O.B., son 1,5 yıldır annesiyle iddiaya göre alkol aldığı ve zaman zaman eve gelmediği gerekçesiyle tartışmaya başladı. Bu nedenle de babasının evinde kalmayı tercih etti. Bu süreç içerisinde baba N.M.B., oğlunun velayetini alabilmek için Karşıyaka 1'inci Aile Mahkemesi'ne, 'velayetinin değiştirilmesi' davası açtı. Ancak anne A.M.B. buna karşı çıktı, velayetin kendisinde kalmasını talep etti. Velayet davası sürdüğü sırada O.B., mayıs ayında annesini cep telefonundan görüntülü olarak aradığında, iddiaya göre onu alkollü ve yanında da tanımadığı bir erkekle gördü. O.B. bu nedenle annesi ile muayenehanesinde tartıştı. Bir başka zamanda da annesinin evine giden O.B., evde bir erkek olduğunu gördü. Bu duruma sinirlenen O.B., beyzbol sopasıyla annesinin evine zarar verdi, eşyaları kırdı.

ANNE OĞLUNA KARŞI KORUMA VE UZAKLAŞTIRMA KARARI ALDIRDI

Oğlunun bu davranışından sonra anne A.M.B., Karşıyaka 3'üncü Aile Mahkemesi'ne başvurup, kendisine karşı hem koruma, hem de oğlunu uzaklaştırma kararı talep etti. A.M.B.'nin avukatı mahkemeye sunduğu dilekçesinde, O.B.'nin babasının yanında kaldığını, baba N.M.B.'nin oğlunu anneye karşı kışkırttığını, bunun üzerine O.B.'nin de eve gelip beyzbol sopası eşyaları kırdığını belirtti. Ağustos ayında Karşıyaka 3'üncü Aile Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme, lise öğrencisi O.B.'nin annesi A.M.B.'nin ev ile iş yerine 3 ay boyunca yaklaşmaması kararı verdi. Kararda ayrıca O.B.'nin 3 ay boyunca iletişim araçlarıyla anneyi rahatsız etmemesi de yer aldı.

MAHKEME VELAYETİ BABAYA VERDİ

Bu gelişmeler çiftin devam eden velayet davasında da etkili oldu. Anne koruma ve uzaklaştırma kararı aldırdığı oğlunun velayetini babaya vermek istemediğini mahkemede yineledi. Eylül ayında Karşıyaka 1'inci Aile Mahkemesi'nde görülen duruşmada, annesiyle yaşadığı olumsuzlukları anlatan O.B., velayetinin babasına verilmesini istedi. Bu gelişme üzerine, çocuğun velayetini tedbiren baba N.M.B.'ye veren mahkeme, pedagogdan rapor istedi. Sosyal hizmet uzmanı pedagog, anne, baba ve çocukla birebir görüşmeler yaptı. Mahkemeye sunduğu raporda, O.B.'nin velayetinin baba N.M.B.'ye verilmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı kanaatine vardığını ifade etti.

Davayla ilgili değerlendirme yapan baba N.M.B.'nin avukatı Emine Merve Görgülü, "Anne hem evden uzaklaştırma ve koruma kararı aldırtıyor, hem de velayeti bırakmak istemiyor. Böyle bir durum söz konusu olabilir mi? Hem kendinizden uzaklaştıracaksınız, hem de velayeti bırakmayacaksınız. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan amaç, küçüğün yararı olduğundan, mahkemenin de tedbiren babaya verdi" dedi.

Haber: Taylan YILDIRIM/İZMİR, -

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title