Dha Yurt Bülteni-2
Soma maden faciası davasında mahkeme 'sabotaj' iddialarına itibar etmedi (EK)1)DAVA 19 HAZİRAN'A ERTELENDİManisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, savcının mütalaasını vermesinden...
Soma maden faciası davasında mahkeme 'sabotaj' iddialarına itibar etmedi (EK)
1)DAVA 19 HAZİRAN'A ERTELENDİ
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, savcının mütalaasını vermesinden sonra sanıklar savunmalarını yaptı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, mütalaadaki suçlamaları kabul etmediğini söyleyip iş güvenliği için her türlü harcamayı yaptığını anlattı, tahliyesini istedi. Tutuklu diğer sanıklarda suçlamaları kabul etmedi, savunmalarını hazırlamak için ek süre istedi. Sanıklardan sonra söz alan avukatları da, savunma için ek süre talep etti. Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme Başkanı Salih Pehlivan davayı 19 Haziran 2018 Salı gününe erteledi
Taylan YILDIRIM – Barış GEZİCİ/ AKHİSAR
========================================================
2)İZMİR'DE 90 ÖĞRENCİ, 40 METREKARELİK KONTEYNERLERDE EĞİTİM ALIYOR
İZMİR'in Buca ilçesinde, binadaki çökme nedeniyle 2012 yılında boşaltılan Zeki Püskülcü İlkokulu'nda okuyan 70 öğrenci önce mahallede bulunan Yıldızlar Camisi'nin altında ders görmeye başladı. Gelen tepkiler üzerine okulun bahçesine konteynerler konuldu. Öğrenciler, 3 yıldır 40 metrekarelik konteynerlerde ders görürken, veliler ise artık yeni okul yapılmasını istiyor. Buca ilçesi Yıldızlar Mahallesi'nde bulunan Zeki Püskülcü İlkokulu, binadaki çökme nedeniyle 2012 yılında boşaltıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, hayırsever bir vatandaş tarafından bağışlanan okul arsası üzerinde yeniden bir bina inşa etmek istedi. Ancak okul binasının üzerine kurulduğu arsa, tarla vasfında olduğu için eğitim kurumu yenilenemedi. Bunun üzerine yetkililer geçici bir çözüm üretti. Öğrenciler, önce mahalledeki Yıldızlar Camisi'nin altında ders işlemeye başladı. Bu durum tartışma konusu olunca bu kez de okul bahçesine konteynerler yerleştirildi. Biri idari bina olarak kullanılan 40 metrekarelik 5 konternerden 4'ünde 70 öğrenci ders işliyordu. Bu yıl okulda ana sınıfı açılınca, konteyner sayısı 6'ya, öğrenci sayısı 90'a çıktı. Sabah 09.00'da ders başı yapan öğrenciler, öğle arasında aileleri tarafından getirilen yemeklerle okul bahçesinde karnını doyuruyor. Saat 15.00'te okuldan çıkan öğrencileri, yine veliler alıp evlerine dönüyor. 2015 yılından bu yana konteynerlerde ders işlemek zorunda kalan çocuklar, okullarına kavuşacağı günü beklerken, öğrenci velileri ise artık sorunun çözüme kavuşturulmasını istiyor.
"SAĞLIKLI OKUL İSTİYORUZ"
Velilerden Özlem Toker, okulun bu durumundan memnun olmadıklarını, yeni bir okul yapılmasını istediklerini söyledi. Konteynerlerin sağlıksız olduğunu belirten Toker, öğrencilerin güzel bir okulda okumasını istediklerini aktardı. 3 çocuğu eğitim gören Fadime Dirbizoğlu ise okulun sıfırdan yapılmasını istediğini ifade etti. Ayrıca mahallede ortaokul olmadığı için çocukları 4'üncü sınıfı bitirdikten sonra okula göndermekte zorlandıklarını söyleyen Fadime Dirbizoğlu, "Çocuklarımız, 4'üncü sınıftan sonra okuyamıyor. Çünkü okul uzak, gönderemiyoruz. Servisler çocukları yollarda indiriyor, güvenemiyoruz. Bu nedenle çocuklarımız cahil kalıyor" dedi.
Velilerden Kadriye Özen ise daha sağlıklı bir ortamda çocukların eğitim görmesini istediklerini belirtti. Özen, "Çocuklarımızın ısınabileceği, oturup kalkabilecekleri sınıflar olmasını istiyoruz. Çocuğum hastalıktan kurtulmuyor. Sürekli hastanedeyiz. Ayrıca çocuğu buraya araçla getiriyoruz. Öğle arası yemek yemesi için yemek getiriyoruz. Akşam da yiye araçla almaya geliyoruz. Her şey sorun. Çocuğumu tek başına okula gönderemem, çünkü bir öğrenciye araç çarptı ve çocuk öldü" dedi.
"ÇOCUKLARI SIRTIMDA GEÇİRİYORUM"
Hasan Çavuş Sokağı'nda oturan ve çocuklarını okula getirmek için dereden geçmek zorunda kaldığını söyleyen Güllü Bir ise dere üstüne köprü yapılmasını istedi. Dereden geçerken çocuklarını sırtında taşıyarak geçirdiğini anlatan Güllü Bir, "Sürekli pis suyun içerinden geçtiğimiz için ben de çocuklar da hasta oluyoruz. Buraya köprü yapılmasını istiyoruz. Ayrıca sağlık ocağı yapılmasını da istiyoruz" dedi.
Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Can da okul binasını yapmak istediklerini, ancak arsanın imar sorunu çözülmeden bina yapamayacaklarını belirtti. Can, yerel yönetimlerin tarla vasfı taşıyan arsanın imar sorununu çözmesini istedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Öğrenci velileri ile röp.
-Konteyner okuldan görüntü
-.Çocuklar okul bahçesinde öğle yemeği yerken görüntü
-Okuldan genel ve detay görüntü
Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Tekin GÜLBULAK /İZMİR,
======================================================
3)UYKU HASTALIĞI 'NARKOLEPSİ' HAYATI ALT ÜST EDİYOR
MANİSA Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Uyku ve Epilepsi Birimi Başkanı Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, neredeyse 24 saat uyuma isteği yaratan 'narkolepsi' yüzünden hastaların yemek yerken, 65 saniyelik kırmızı ışıkta beklerken veya işte çalışırken uyuyakaldıklarını, bu yüzden iş yapamaz hale geldiklerini, gündelik hayatlarının olumsuz etkilediğini söyledi.
MCBÜ Tıp Fakültesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Uyku- Epilepsi Birim Başkanı Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, narkolepsi hastalığı hakkında bilgi verdi. Kişilerin gündüz aşırı bir uyku isteği hissettiklerini vurgulayan Yılmaz, hastaların düşme atakları, karabasan görme gibi sıkıntılar çektiklerini belirterek, "Gündüz aşırı uyuma atağı, diğer uyku bozukluklarında görülen uyuma isteğinden biraz daha farklıdır. Anormal durumlarda uyku hali görülür. 65 saniyelik bir kırmızı ışıkta bile bu kişiler uyuyabilirler. Sohbet ederken, araç kullanırken uykuya dalabilir. Aşırı uyku hali insanları artık mesleğini yapamaz duruma getirebilir. Sağlıklı insanlar, 5-10 dakika içinde uykuya dalarken; 40 dakika içinde derin uykuya, 90 ila 120 dakika içinde de rüyaların sıklıkla görüldüğü rem uykusuna dalarlar. Ama narkolepsi hastaları rem uykusuna erken girer. Bazen beyin tümörleri bu hastalığa yol açabilir, bazen de genetik bir hastalık olabilir" dedi.
Türkiye genelinde yapılmış bir araştırmada yaklaşık 35 bin civarında tanı bekleyen narkolepsi hastasının bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, tedavisinde yurtdışından getirilen kırmızı reçeteli bir ilacın kullanıldığını belirterek, "Evine misafir geldiğinde eşlik edemiyorlar, bir işe devam edemiyorlar. İş kazaları, trafik kazaları oluyor. Narkolepsi hastalığı tedavisi olan bir hastalıktır. Uyku merkezlerinde bu kişileri yatırarak tanılarını koyuyoruz ve kesin tedavilerini yapıyoruz" diye konuştu.
HÜCRE ÖLÜMÜNE VE ERKEN YAŞLANMAYA NEDEN
Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, akşam yatıp sabah kalkmanın aslında insan fizyolojisine uygun olmadığını, günde iki kez uyumanın insan sağlığı için daha yararlı olduğunu söyledi. Ancak günümüz şartlarında bunun çok mümkün olmadığını da dile getiren Prof. Dr. Yılmaz, ideal uyku süresinin 6-8 saat arasında olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Yılmaz, "Erişkin yaşta kadın veya erkeklerde olması gereken ideal uyku süresi 6-8 saattir. Bu saatin altında uyunduğunda ya da daha fazla uyunduğunda programlanmış hücre ölümüne neden oluyor. Erken yaşlanmaya neden oluyor. Ciltte kırışıklar, bellek bozukluklarına yatkınlık gibi. Sağlıklı kalabilmek için ideal uyku süresi olan 6-8 saat uyumak gerekiyor" dedi.
HASTALAR DERTLİ
Manisa'da yaşayan TIR şoförü 41 yaşındaki Ferhat Altaş'ın da hayatı, sürekli uyuma isteği duymasıyla değişti. Mesleğini yapamaz hale gelen Altaş'ın sosyal hayatı da sürekli uyuma isteği yüzünden bozuldu. Manisa Devlet Hastanesi'ne giden Altaş'ı doktorlar, MCBÜ'ye gönderdi. Uyku birimine yönlendirilen Altaş, hayatını alt üst eden hastalığının narkolepsi olduğunu öğrendi. Uyku biriminde tetkikleri yapılan ve uyutulan Altaş, "Ben sürekli uyuyordum. 24 saat boyunca uykum vardı. Evden çıkıp hastaneye gelirken uyudum. TIR şoförlüğü yapıyorum. Kırmızı ışıkta bile uykum geliyor. Eve misafir geldiğinde bile dayanamayıp uyuyorum. Akşam işten geldiğimde yemek yediğim yerde ya da oturduğum yerde uyuyup kalıyorum. Sabah işe gitmek için zoraki kalkıyorum. Şu anda şoförlükte kısa mesafede çalışıyorum. Bazen 50 kilometrelik mesafeyi bile gidemez hale geliyorum. 3-4 yıldır bu sorunu yaşıyorum. Rahatsızlığım için şimdiye kadar doktora gitmemiştim. Sürekli uyuyorum diye devlet hastanesine gittim, oradan buraya gönderdiler" dedi.
Uyku sorunu yaşayan diğer bir hasta emekli 56 yaşındaki Ayhan Aksekili ise horlama ve sürekli kilo alma şikayetiyle hastaneye geldiğini belirterek, "10 yıldır uyku problemi yaşıyorum. Horlamadan kaynaklanan bir durumu olduğunu öğrendim. Önce kulak burun boğaz bölümüne gittim. Beni uyku bozuklukları birimine gönderdiler. Sabah kalktığımda kendimi yorgun hissediyordum, unutkanlık başladı. Gündüz oturduğum yerde uyuyordum. Bilgisayarın başında otururken uyuyup kalıyordum. Araba kullanırken ağırlık çökerdi. Zayıf bir insandım, çok fazla kilo aldım. Şu anda tedavim iyiye doğru gidiyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------------------
Uyku biriminde uyutulup tetkikleri yapılan hastalardan görüntü
Uyku problemi yaşayan Ayhan Aksekili'nin konuşması
Ayhan Aksekili'nin uyutulması ve bilgisayardan uykusunun izlenmesi
Prof. Dr. Hikmet Yılmaz'ın narkolepsi hastası Ferhat Altaş ile konuşması
Ferhat Altaş'ın görüntüsü ve sorunlarını anlatması
Prof. Dr. Hikmet Yılmaz'ın açıklaması
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Nermin UÇTU- İlker KILIÇASLAN / MANİSA,