Dha Yurt Bülteni-2
(Özel) - CHP'li Bingöl: Temel bakış açımız, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasıCHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı adaylığı olabilir.
(Özel) - CHP'li Bingöl: Temel bakış açımız, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı adaylığı olabilir. Parti içinde bunu konuşuruz ve karar verilir" sözlerini değerlendirdi. Bingöl, "Sayın Genel Başkanımızın Cumhurbaşkanı adayı olması bizim için çok kıymetlidir ve bizim temel bakış açımız da bu doğrultuda" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, partisinin olağan il kongresine katılmak için geldiği Kahramanmaraş'ta 2019'da Türkiye'de 3 önemli seçim yapılacağını söyledi. Bingöl, erken seçim olması durumunda CHP'nin siyasi kadrolarıyla seçime hazır olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"CHP olarak 94 yıllık bir partiyiz. Çok derin bir siyasi geçmişimiz, deneyimlerimiz, karolarımız var. O açıdan erken seçim olması bizim için hiçbir zaman sorun teşkil etmez. Hazırlıklı bir partiyiz. O nedenle ne zaman bir seçim olursa olsun büyük bir iddia ile o seçimlere katılacağız ve sonuçta da Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullar bizi o seçimlerden bizi mutlaka başarılı çıkaracaktır."
KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIK AÇIKLAMASI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir televizyon programındaki, "Cumhurbaşkanı adaylığı olabilir. Yeri ve zamanı gelince, araştırmalar yapılır, parti içinde bunu konuşuruz ve karar verilir" sözlerini değerlendiren Bingöl, şunları söyledi:
"Genel Başkanımız, bir partinin genel başkanı olmaktan öte bir siyasi lider, önemli bir siyaset adamı. Söylediklerinin hepsi çok gerçekçi ve somut söylemler olduğunu herkes görüyor. Ayrıca Türkiye'de 'Adalet yürüyüşü' gibi çok önemli bir etkinliğe imza atmış bir siyasi lider. Artık böyle bir siyasi liderin toplumun her tarafından kabul gördüğü herkesçe malum. O açıdan Sayın Genel Başkanımızın Cumhurbaşkanı adayı olması bizim için çok önemli, çok kıymetlidir ve bizim temel bakış açımız da bu doğrultuda. Ama dediğim gibi bireysel anlamda bizim bu düşüncelerimizin ötesinde elbette bunu parti içerisinde tartışırız, değerlendiririz. Parti içinde Sayın Genel Başkanımızın adaylığıyla ilgili bir farklı düşünceye sahip olacak hiç kimsenin olacağını düşünmüyorum. Kamuoyunda da böyle olumlu bir yaklaşım söz konusu. Ama daha erken, seçim normal tarihte yapıldığı söz konusu olursa zaten epey bir zamanımız var."
"İKTİDARA ODAKLANMIŞ BİR PARTİYİZ"
Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin İyi Parti ya da HDP ile ittifak yapıp yapmayacağı sorusu üzerine Tekin Bingöl şöyle konuştu:
"Diğer siyasi partililerle ittifak konusuna gelince biz iktidara odaklanmış, her anlamda yerelde de genelde de tek başına iktidar olmayı hedefleyen, çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu bu sıkıntılı süreçten ancak tek başına CHP iktidarıyla çıkılabileceğine yürekten inanan bir siyasi karoya sahibiz. Bütün parametreler de zaten CHP'nin böyle bir sonuca ulaşacağını gösteriyor. İttifak konusuna gelince elbette önümüze çıkacak koşullar, neyi gösterir bilemeyiz ama zamanı geldiğinde ortaya çıkan tablo, bir takım yaklaşımları da beraberinde getirebilir. Ama bugün görüyoruz ki ittifakı dillendirenler sıkıntı içinde olanlar. 9-10 kez parlamentoya kanun teklifi vermiştik en son 'Baraj kaldırılsın' diye önerimiz de olmuştu. Ama AKP ve MHP bu teklifi hep reddetmişlerdi. Şimdi aksine barajın düşürülmesi talebi oradan geliyor, ittifak söylemlerini yükseltenler keza o siyasi partiler. Demek ki orada bir sorun var. Demek ki sonuç alamama gibi bir kaygıları var. Bu kaygı şimdi onları baraj ve ittifakı konuşturma noktasına geldi."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
Tekin Bingöl milletvekili ve partililerle birlikte
Tekin Bingöl ile röp.
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
=============================================
Bursa'da yılbaşı hareketliliği
YILBAŞI hazırlığına başlayan Bursalılar, yeni yıla dair temennilerde bulunurken, özellikle hediyelerde takılar, gıda sektöründe ise kuruyemiş alışverişleri ön plana çıktı.
2018'e sayılı saatler kala Bursa'da yeni yılın heyecanı yaşanıyor. Bursalılar, yeni yıl dolayısıyla hediyeler için çarşı ve alışveriş merkezlerine akın ederken, ortak temenniyi ise 2018'in iyi bir şekilde yaşanması oluşturuyor.
Her yıl olduğu gibi bu yılın son saatlerini de üniversiteden arkadaşlarıyla birlikte geçireceklerini belirten Betül Durmuş, 2018'in kendilerini güzel bir sürprizin beklediğini söyledi. Yaklaşık 6 aydır hamile olan Durmuş, "Mart ayında hayırlısıyla bebeğimiz Beren'in doğmasını diliyorum, kızım Defne'ye kardeş geliyor, Defne de ilk 1'inci sınıfa gidiyor, o da güzel okusun bunun yanında yeni yıldan beklentimiz şans ve mutluluk" dedi. Minik Defne ise, yeni yılda okulunu ilerletmek istediğini söyledi.
YENİ YIL YENİ BİR UMUT
Yılbaşında arkadaşlarıyla birlikte olacağını ifade eden Nilüfer Demirci ise, "Umarım güzel bir zaman geçireceğiz. Onlarla birlikte birbirimize çeşitli armağanlar alıyor, mutlu oluyoruz" diyerek yeni yıla dair düşüncelerini, "Yeni bir yıl, her şeye yeniden başlıyormuşuz gibi hissediyoruz ve umarım 2018 güzel geçecek" şeklinde aktardı.
TAKILARA İLGİ VAR
2018 için geri sayım sürerken, alışverişlerde de yoğunluk arttı. Yeni yıl hediyesi olarak takılara olan ilgi artarken, takı firmasında mağaza müdürü olan Evrim Koçkar "Yılbaşının gelmesiyle insanlar hediye açısındaan takıya daha çok önem veriyorlar, Bununla birlikte küpe, kolye, yüzük ve takımlar daha ön plana çıkıyor. Bizde bu dönemde, bazı ürenlerimizde kampanya yapıyoruz. Müşterilerimiz, bunlara da önem veriyorlar, ilgi gösteriyorlar." dedi.
GÜZEL BİR DÜNYA DİLEĞİ
Çağatay-Naşide Hüner çifti de, arkadaşlarına küçük armağanlar alabilmek için alışverişe geldiklerini söyleyerek, "İş sonrası biraz yorgunluk oluyor ama yine de güzel telaşlar bunlar. Yeni yılda beklentimiz sağlık ve özellikle yeni nesil için güzel bir dünya" ifadelerini kullandı.
YILBAŞINI EVDE GEÇİRECEKLER KURUYEMİŞÇİLERE GİTTİ
Yeni yılı evde geçirecek olan Bursalılar ise soluğu kuruyemişçilerde aldı. Bursa'da 19 yıldır kuruyemiş sektöründe çalışan Nejat Erdem, özellikle yılbaşına son 3 gün kala vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını söyledi. Erdem, özellikle son 2 günde işlerinin yoğunlaştığını ve pekakende müşterelirenin çoğunlukta olduğunu ifade etti.
Görütü dökümü
Röpertajlar
Detaylar
Haber-Kamera: Gürkan DURAL/BURSA, -
===================================
Kırmızı iç çamaşırına yoğun talep
ANTALYA'da yılbaşı hazırlıkları için alışveriş yapanlar, kırmızı iç çamaşırlarına yoğun ilgi gösterdi. İç giyim mağazası müdürü Ersin Bozkuş, "Satışlarımız yüzde 50 arttı. Kırmızı renk soranların sayısı da 10 kat arttı. İnsanlar uğur getireceğine inanıyor" dedi.
2018 yılına sayılı gün kala vatandaşlar alışveriş için mağazalara akın etti. Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde yaya trafiğinin yoğun olduğu 'Kapalı yol' olarak bilinen Kazım Özalp Caddesi'nin her zamankinden daha hareketli günler yaşıyor. Vatandaşlar, cadde boyunca sıralı mağazalarda kıyafetten kuyuma her türlü ihtiyacını karşılayabiliyor.
Kadın ve erkek iç giyimi üzerine satış yapan bir mağaza ise yeni yılı kırmızılarla karşılıyor. Mağaza girişinden kasa bölümüne kadar reyonlarda kırmızı iç çamaşırları sergileniyor. Mağaza içerisindeki cansız mankenlere de yılbaşı temalı kırmızı iç çamaşırı giydirildi.
İÇ ÇAMAŞIRDA SATIŞLAR PATLADI
İç giyim mağazası müdürü Ersin Bozkuş, satışlardan memnun olduklarını belirterek, "İnsanlar son günlerde birbirlerine hediye almak istiyor. Sevdiklerini sevindirmek istiyor. Son günlerde satışlarımız yüzde 50 oranında arttı. Yılbaşının hafta sonuna denk gelmesi işlerimizi daha çok artıracak" dedi.
Bozkuş, kırmızı rengin diğer günlerde çok fazla satılmadığını, ancak yılbaşı nedeniyle tercih edenlerin oranının 10 kat arttığını anlattı. İnsanların, kırmızı iç çamaşırının uğur getireceğine inandığını ifade eden Bozkuş, "Kırmızı, yılbaşının vazgeçilmez rengi oldu. Erkekler de özellikle kırmızı renkli iç çamaşırı soruyor" dedi.
Alışveriş yapan kadınların kırmızı iç çamaşırlarının olduğu reyonda yoğunlaşması dikkati çekti. Alışveriş yapan Yeter Kalender, yeni yıldan beklentilerinin büyük olduğunu söyledi. Yeni yıldan sağlık mutluluk ve huzur dilediğini belirten Kalender, "Yılbaşı alışverişi için iç çamaşırı almaya geldim. Özellikle kırmızı renk tercih ediyorum. Kırmızı rengin uğur getireceğine inanıyorum" dedi.
Yılbaşının mutluluk getireceğine inandığını kaydeden Fehime Tefrul ise normalde iç çamaşırı rengi seçmediğini söyledi. Yılbaşına özel kırmızı tercih ettiğini kaydeden Tefrul, "Batıl inanç ama uğur getireceğini düşünüyorum. Kırmızı çamaşır takımı alacağım" diye konuştu.
Noel Baba desenli bokser alan Sercan Ünlü ise "Yeni yıl için alışveriş yapmaya geldim. Kendime iki bokser aldım. Kırmızı renkli ve Noel Baba desenli. Uğur getireceğine inanıyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------
Mağaza dış plan görüntü
Çamaşırların görüntüsü
RÖP 1: Ersin Bozkuş
RÖP 2: Yeter Kalender
RÖP 3: Fehime Tefrul
RÖP 4: Sercan Ünlü
Mağaza içinden görüntü
Çamaşırlardan görüntü
Detaylar
Haber: Alparslan ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
=============================================
Uludağ'da Takbul ve dronlu önlem
ULUDAĞ'da, yılbaşı nedeniyle Bursa İl jandarma Komutanlığı tarafından alınan önlemler artırıldı. Oteller bölgesi ve Sarıalan'ı, günün 24 saati gece görüşlü dronlarla kontrol altında tutulurken, Milli Parklardan giriş yapan araçlar ve tatilciler, Takbul adı verilen ve anında sorgulayan özel gözlüklerle inceleniyor.
Kayakseverlerin 'Beyaz cennet' olarak tanımladıkları Uludağ'da yeni yıl öncesi alınan önlemler üst seviyeye çıkartıldı. JÖH ekiplerinin yanı sıra çevre ilçelerdeki bazı jandarma birlikleri de Uludağ'a yönlendirildi. Bursa İl Jandarma Komutanlığı oteller bölgeleri ile Sarıalan'ı gece görüşlü dronlarla 24 saat kontrol altında tutuyor. Uludağ'a Milli Parklar'dan giriş yapan tüm araçlar ve tatilciler in kimlikleri, 'Takbul' adı verilen özel gözlüklerle kısa sürede inceleniyor. Araçlarda yapılan aramalarda bomba ve uyuştucu eğitimi alan köpekler de bulunduruluyor.
MÜŞTERİ GİBİ GİRECEKLER
Uludağ'da kar motoru ile devriye gezen ekip sayısı artırılırken, kalabalığın yoğun olduğu yerlerde sivil jandarmalar da görev yapacak. Eğlence yerlerindeki şüpheli kişiler müşteri gibi buraya gelecek kadın ve erkek jandarmalar tarafından takip edilecek. JÖH ekiplerinin oteller bölgesi kayak pistlerinin zirvesinde nöbet tutacağı Uludağ'da olası kaybolma olaylarına karşı müdahale edilmesi için Ankara'dan özel bir ekip getirildi. Tüm ekiplerin, tek merkezden yönlendirileği Uludağ'da alınan bu önlemlerin kayak sezonu sona erene kadar devam edeceği açıklandı. Toplam 5 bin yatak kapasitesi bulunan Uludağ'da 30'a yakın otel ve tesis bulunuyor.
Görüntü dökümü
Takbul gözlük ile plaka ve kimlik sorgusu,
Jandarma ekiplerinin asayiş uygulamasından genel görüntüler,
Kış lastiği kontrolü yapılması
Uludağ ile ilgili bilgilendirme broşürünün sürücülere verilmesi,
Kar motorlo jandarmalar
Kar kal sitğinin takılması
Genel görüntüler
Haber-Kamera: Enver Fatih TIKIR/BURSA, -
======================================
Gösteri yapmak istediği bisikletiyle evin duvarına çarpıp bahçeye düştü
KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde gösteri amaçlı bisikletini kaydırmak isterken bir evin duvarına çarptıktan sonra bahçesine düşen genç, arkadaşının cep telefonu ile görüntülendi.
22 yaşındaki Oğuzhan Yıldırım, arkadaşlarıyla birlikte Bağlarbaşı Mahallesi Köyiçi mevkiinde bisikletleriyle gezintiye çıktı. Gösteri amaçlı yokuş aşağı yolda hızla gelip bisikletini kaydırmak isteyen Yıldırım, bir evin duvarına çarptıktan sonra bahçeye düştü. Yıldırım, kazayı küçük sıyrıklarla atlattı. Yıldırım'ın bisikletiyle evin duvarına çarpma ve bahçeye düşme anı ise arkadaşının cep telefonu ile görüntülendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Oğuzhan Yıldırım'ın bisikletiyle eve çarpıp bahçeye düşmesi(cep telefonu görüntüsü)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük) -
======================================
13 yaşındaki çocuğu intihara sürükleyen baba istismarına 24 yıl hapis
DİYARBAKIR'da 6 yıldan bu yana babasının cinsel istismarına maruz kalan 13 yaşındaki Z.K.,9 Aralık 2016 günü bileklerini keserek intihar etmek istedi. İntihar teşebbüsünün ardından mağdur ile görüşen öğretmenleri, cinsel istismar olayını öğrenince, durumu polise bildirdi. Tutuklanan baba A.K. hakkında "Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı" ve "Çocuğa müstehcen yayınları izletme" iddialarıyla 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan ve suçlamaları reddeden baba A.K., mahkeme tarafından indirim uygulanmadan ve 3 kez ceza artırımı yapılarak 24 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin gerekçeli kararında, mağdurun intihar girişiminin yardım çığlığı olduğu belirtildi.
Diyarbakır'ın bir ilçesinde ailesi ile birlikte yaşayan 13 yaşındaki Z.K. isimli kız çocuğu, 9 Aralık 2016 günü kırık cam parçasıyla bileklerini keserek intihar etmek istedi. İntihar sebebini ailesine açıklamayan mağdur, öğretmeni ile görüşmesinde 2010 yılından bu yana babasının cinsel istismarına uğradığını söyledi. Bunun üzerine 4 çocuk babası A.K.,(38) tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hakkında "Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı" ve "Çocuğa müstehcen yayınları izletme" suçlarından 24 yıl hapis istemiyle dava açıldı. A.K.'nin 2010 yılından beri öz kızına cinsel istismarda bulunduğu ve pornografik yayınlar izlettiği belirtilen iddianamede, istismarın birden fazla kez gerçekleştiği ifade edildi.
EŞİM BOŞANMAK İSTEDİĞİ İÇİN İFTİRA ATIYOR
İddianamenin kabulünün ardından tutuklu sanık A.K.'nin yargılaması Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın müdahil olduğu yargılamaya Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi de katıldı. İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen sanık A.K., "18 yıldır evliyim. Eşimle anlaşamıyoruz. Geçimsizlikten dolayı eşimin yönlendirmesiyle bana iftira atılmıştır. Kesinlikle kızımı taciz etmedim. Eşim sürekli gezdiği için benden boşanmak istiyor. 2-3 ay önce boşanmak istedi. Ben kabul etmedim. Çocukların yanında tartıştık ve sinirlenerek ona vurdum."dedi.
EVDE KALMAK İSTEMİYORDUM
Duruşmada ifadesi alınan mağdur çocuk Z.K. ise babasının kendisine hoşlanmadığı şeyler yaptığını belirterek, "Eğer birine söylersem annemi öldüreceğini söylüyordu. Bana video görüntüsü izletiyordu.'Sen de izle bunların aynısını yap' diyordu. Şikayet etmeden 3 gün önce yine böyle bir olay yaşandı. Bu olayı hiç kimseye anlatmayacaktım. Annem bir yere gittiğinde babam benim kalmamı istiyordu. Ben evde kalmak istemiyordum. Annem bu durumu öğrendikten sonra sürekli kavga ediyordu. Babam züccaciye dükkanı açıkken ortağına yalanlar söyleyip bir hafta işe gitmiyordu. O zamanlar bana dokunuyordu." dedi.
24 YIL 9 AY HAPİS
Kararını açıklayan mahkeme sanık A.K.'yi "Alt soydan birine zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı" ve "Çocuğa müstehcen yayınları izletme" suçlarından 3 kez ceza artırımı uygulayarak 24 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini dikkate alarak ceza oranında indirim yapmadı. A.K.'ye "Müstehcenlik" suçundan verilen 9 aylık hapis cezasını sanığın pişmanlık göstermemiş olması nedeniyle paraya çevirmeyen mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
MAHKEME: MAĞDURUN İNTİHAR GİRİŞİMİ AYNI ZAMANDA BİR YARDIM ÇIĞLIĞIYDI
Dava ile ilgili gerekçeli kararda mağdurun babasının cinsel istismarına maruz kaldığı, kollarını camla kestiğini ve sanığın olayı kimseye anlatmaması için kızını tehdit ettiği ifade edildi. Tüm aile bireylerinin sanığa iftira atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilen kararda, istismar olayının, mağdurun şikayeti değil intihara teşebbüs etmesi ile ortaya çıktığı, bu nedenle iftira iddialarının gerçeklikten uzak olduğu belirtildi. Mağdurunn, anne ve babası arasındaki geçimsizlikten dolayı, öz babasına böyle bir iftira atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu kaydeden mahkeme, "Mağdurun uzun süredir babasının tacizlerine maruz kaldığını ve bu travmayı kaldıramadığı içinde kendi canına kıyacak bir girişimde bulunduğu, bu girişimin aynı zamanda bir yardım çığlığı olarak nitelendirildiği tespit edilmiştir. Çocuklara karşı işlenen müstehcenlik suçunda korunan menfaat çocuk haklarıdır."denildi.
Davayı takip eden Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatı Ümit Asye Demir, mahkemenin iyi bir karar verdiğini belirterek, "Babanın yaptığı şey cezasız kalmadı ve bir indirim almadı. Mahkeme çocuğa inandı. Çocuğun intihar girişiminin olmsı, mahktemede çok büyük inandırıcılık yarattı. Çocuk, bu olayı gerçekten yaşanmamış olsaydı kendini ölüme sürükleyecek hale gelmezdi. Çocuğun gerçekten bunu yaşadığı ve istismarcı babanın hiçbir indirimi hak etmeden bu cezayı çekmesine ilişkin bir karardı. Bu dosyada çocuk ve aile vazgeçmedi ama vazgeçedebilirlerdi. Çünkü aile içi bir vakaydı, diğer aile bireyleri baskı yapabilirdi, tehdit edebilirdi. Bu davalar uzun sürdükçe, ailede daha fazla baskı görüyorlar, tehdit ediliyorlar. Bu dosyada aile hiçbir anlamda yılmadı. Bu dosyada çocuğu çok iyi destekledik, mahkeme de bu kararıyla kendisinin de desteklediğini ortaya koydu. Bu dosyalarda çocuğun yanında olmamız açısından müdahallik talepleri önemli. Aile şikayetinden vazgeçtiği zamanlarda bizim için çok daha önemli hale geliyor. Biz bir dosyaya müdahil olduğumuzda o dosyaya gerçekten inanarak giriyoruz. Reddedildiğinde çocuğun yanında olamıyoruz. Aile şikayetinden vazgeçtiğinde çocuk yalnız başına kalıyor. Bazen çocuk şikayetinden vazgeçmek durumunda kalıyor, bu da çocuğun mahkemede yalnız kalmasına neden oluyor."dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Diyarbakır Adliyesi'nden görüntü
Avukat Ümit Asye Demir ile röportaj
Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Felat BOZARSLAN-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, -
====================================================
Hastalarla zeybek onamasıyla dikkat çeken o doktor konuştu
"Hastaların morali çok önemli"
İZMİR Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Uzm. Dr. Mehmet Bayındır'ın, kanser hastalarının kemoterapi gördüğü serviste orkestra eşliğinde onlara şarkı söylediği, birlikte zeybek oynadığı görüntüler beğeni topladı. Hasta tedavisinde moralin çok önemli olduğunu söyleyen Mehmet Bayındır, "Tıbbi müdahaleler önemli elbette ama moral ve motivasyon da önemli bir itici güç. Ben bunu sadece bu yıl değil, hemen her yıl farklı servislerdeki hastalara yaparız" dedi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan genel cerrah Mehmet Bayındır, kemoterapi gören kanser hastalarına moral vermek için düzenlenen yılbaşı eğlencesinde, orkestra eşliğinde şarkı söyledi. Üzerinde beyaz önlüğü ile Kerimoğlu zeybeği oynayan Bayındır'a ellerinde ilaç verilmek üzere bronül takılı olan hastalar da büyük bir coşkuyla eşlik etti. Bazı hastalar ise koltuklarda oturup alkışlayarak eğlenceye katıldı. Hastane duvarları kırmızı balonlarla süslenirken, hemşireler de alkış tuttu.
GÖRÜNTÜLER BÜYÜK BEĞENİ ALDI
Büyük beğeni toplayan ve sosyal medya hesaplarından binlerce kişinin paylaşımda bulunduğu görüntülerdeki doktor Mehmet Bayındır, hastalarının adeta sevgilisi durumunda. Servisten hiç ayrılmayan, sürekli hastalarının sıkıntılarını gidermeye çalışan, yakınlarına telkinlerde bulunan Bayındır, yaptığı işe aşkla bağlı olduğunu anlattı. Okul yıllarından beri hem Türk halk müziği hem de Türk sanat müziğine ilgisinin bulunduğunu söyleyen Bayındır, doktorluk yıllarında da sık sık sahne aldığını ifade etti. Hastalarının kontrollerini yaptığı seviste soruları yanıtlayan Mehmet Bayındır, "Hasta tedavisinde moral çok önemli. Tıbbi müdahaleler önemli elbette ama moral ve motivasyon da göz ardı edilemeyecek itici güç. Bunu sadece bu yıl değil, hemen her yıl farklı servislerdeki hastalara yaparız. Yılın belli zamanlarında Psikiyatri Servisi'nde kalan hastalarımız için yaparız. Kemoterapi gören hastalar için de yapardık ama bu yıl Başhekimin de desteğiyle daha profesyonelce oldu" dedi.
Videodaki, hastalarıyla oynadığı o anları da anlatan Mehmet Bayındır, "Hastalarımız şaşırdı yapılan hazırlıklara. Sonra düğün havasında şarkılar çalındığı zaman biraz kıpırdanma başladı. Ancak ben Kerimoğlu türküsünü söyleyip zeybek oynamaya başlayınca ellerindeki serumlarla oynamaya başladılar. Hatta bazıları bunları çıkartıp benimle oynadı. Görüntülerden sonra da çok olumlu tepkiler aldım" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Mehmet Bayındır'la röportaj.
Hastalarla ilişkisinden görüntü.
Haber: Taylan YILDIRIM - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,
===============================================
Batman'da eski lastikler artık olaylarda değil, çocuk parkında kullanılıyor
BATMAN Belediyesi, önceki yıllarda toplumsal olaylarda barikat için, Nevruzlarda ise yakmak için kullanılan eski lastikleri boyayarak çocuk parklarında kullanmaya başladı. Kent merkezindeki Atatürk Parkı'ndaki çocuklar için ayrılan oyun alanında makine mühendisi, peyzaj mimarı ve marangoz ekipleri, atık lasitlerle ilgniç tasarımlar yaptı. Daha önce çevreye büyük zararları olan atık otomobil lastikler artık çocuklar için oyun gruplarına dönüştürüldü. Batman Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğünden makine mühendisi Tayip Aksoy, "Daha önce atık listikler ile ilgili araştırma yapıyorduk, dünyada ilginç tasarımlar diye araştırma yaptık. Motifleri görünce biz de onlardan esinlendik. Çevreye kirlilik saçtıkları için lastikleri değerlendirelim dedik. Çocuklar için farklı tasarım ve figürler olsun istedik" dedi
Türkiye'de, geçmiş yıllarda toplamsul olaylarda yollara barikat oluşturmak ve Nevruz kutlamalarında ise yakılan eski otomobil listiklerinden Batman'da çocuk parkindı oyun grupları yapıldı. Belediye Park ve Bahçe Müdürlüğünde, hurdalık malzemeler ve kullanılmış lastiklerden yapılan çeşitli çocuk oyun gruplarını Atatürk Parkı'na monte etti. Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğünde görevli Makine Mühendisi, Peyzaj Mimarı ve Marangoz ekibinin bir araya gelerek hurdalık malzemelerden yaptıkları çocuk oyun gurubu, büyük ilgi gördü. Eğlencenin, oyun oynamanın lüks ve pahalı bir maliyet gerektirmediğini göstermek için böyle bir çalışmaya imza attan mühindisler ve marangozların ortaya çıkardığı oyun grupları çocukların ilgi odağı haline geldi.
Belediye Park ve Bahçe Müdürlüğü personellerinin, ortaya çıkardığı çalışmalar arasında Formula1, traktör, pedallı dönme dolap, motosiklet ve sevilen hayvan figürlerinden oluşan çeşitli oyuncaklar yer alıyor. Daha önce Nevruz ve eylemlerde yakılan oto lastiklerin çevre verdiği zararın büyük olduğunu belirten Batman Belediyesinde görevli makine Mühendisi Tayip Aksoy, "Daha önce atık listikler ile ilgili araştırma yapıyorduk, dünyada ilginç tasarımlar diye araştırma yaptık. Motifleri görünce biz de onlardan esinlendik. Çevreye kirlilik saçtıkları için lastikleri değerlendirelim dedik. Çocuklar için farklı tasarım ve figürler olsun istedik.
Bunların yapımı iki hafta sürdü"dedi.
Görüntü Dökümü:
-Atatürk Parkına monte edilen oyuncaklardan görüntüler
-Çocuklar oyun gruplarına dönüştürülen atık oto lastikli oyuncaklarda eğlenmesi
-Vatandaşlarla röportaj
-Makine Mühendisiyle röportaj
-Parktan genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera. Reşat YİĞİZ/BATMAN,
=======================================
Görme engelli gazinin yaşam azmi
MANİSA'da yaşayan terörle mücadele gazisi 44 yaşındaki Selami Pazar azmiyle örnek oluyor. Eşinden ayrıldıktan sonra iki çocuğuna hem anne hem de babalık yapan Pazar, 3 yılda ortaokulu, liseyi bitirip, üniversite sınavını kazandı. Şimdi üniversite okuyan Selami Pazar, bir yandan da 7 sivil toplum kuruluşunda görev yapıyor. 24 yıldır karanlıkta yaşayan Pazar, ancak şu an deneysel aşamada olan özel bir çip sayesinde yeniden görebilme umudu taşıdığını söyledi.
Manisa'da yaşayan terörle mücadele gazisi Selami Pazar, yaşama sevinci ve azmiyle örnek oldu. 1993 yılında Şırnak Silopi'de vatani görevini yaparken çatışma esnasında roket düşmesi sonucu iki gözünü de kaybeden Selami Pazar, o günden sonra karanlığa mahkum oldu. 3 yıl Gülhane Tıp Hastanesi'nde tedavi gören Pazar, tedavisinin ardından hayata küsmeyip, memleketine gelip yaşamını devam ettirdi. Eşinden 2011 yılında boşanan Pazar, görme engelli olmasına rağmen çocuklarının bakımını üstlenmek istedi. Boşanma öncesi süreçle birlikte 6 yıldır, 22 yaşındaki oğlu ve 13 yaşındaki kızına bakan ve evin tüm işlerini tek başına yapan Selami Pazar, çocuklarına hem anne hem de baba oldu.
Gazi Pazar, ilkokul mezunu olmasına rağmen, 3 yılda azmiyle ortaokul ve liseyi bitirdi, aynı zamanda da üniversite sınavına girip Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İnsan Kaynakları Bölümünü kazandı. Eğitimini sürdüren Pazar, evde oturmayıp 7 sivil toplum kuruluşunda da çalışıyor. Aynı zamanda sporcu da olan Pazar, yüzmede 200 metre serbest stilde altın madalya sahibi. Birçok yarışmaya katıldığını ve 7 madalya kazandığını dile getiren Gazi Selami Pazar, kendini hayattan soyutlamadığını söyledi.
"GÖRME ENGELLİ OLDUĞUMU KABUL EDİYORUM AMA EVDE OTURMAYI ASLA"
Görme engelli olmasına rağmen hayata bağlılığını kaybetmediğini belirten Pazar, "Yemek ve temizlik de dahil olmak üzere her şeyi yapabiliyorum. Kolay değil. Görmüyorsun, çocukların yemekleri beğenip, beğenmeyeceğini bilmiyorsun. Ama gayet güzel yemekler yapabiliyorum. Çocuklarıma da bakıyorum. Evde her şeyi de kendim yapıyorum. Kendimi eğitim hayatına adadım. İnsan Kaynakları bölümünde eğitim görüyorum. İkinci üniversiteyi de düşünüyorum. Derslerimi de internetten çalışıyorum. Kendimi geliştirmek için her gün evde bilgisayar başında çalışıyorum. Boş zamanı hiç sevmem. Kendimi görme engelli olarak kabul ediyorum ama evde oturmayı asla" dedi.
YENİDEN GÖRME UMUDU DOĞDU
Gazi Selami Pazar, 24 yıldır karanlıkta yaşadığını, ancak şu an deneysel aşamada olan özel bir çip sayesinde yeniden görebilme umudu olduğunu anlattı. Görme umudundan vazgeçmeyip Ankara'daki Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiğini ve burada kendisine yapılan çalışma hakkında bilgi verildiğini kaydeden Gazi Selami Pazar, "Gözle ilgili çalışmalar yapan doktorları araştırıyordum. Doktorlarla gidip görüşüyorum. Ankara'daki Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittim. Deneysel olarak Amerika Birleşik Devletleri askeri teşkilatı DARPA Enstitüsü'nde çalışma yapıldığını anlattılar. ABD'deki gaziler üzerinde bu çipin denendiğini söylediler. Eğer bir komplikasyon çıkmazsa, beyinde iltihaplanma olmazsa Türkiye'de de takılabilecek. 250 kişilik bir ekip oluşturuluyor. Genetik körlüklerde kullanılmıyor. İki gözünü de kurşunlanma sebebiyle kaybetmiş, her iki gözünü kaybetmiş kişilerde gözün olduğu yere mikro kamera şeklinde takılıp, beyne implant ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanması bekleniyor. 3 yıllık bir süre olduğunu söylediler. Eğer onaylanırsa Türkiye'deki görme engellilere faydalı olacak. Beyne takılan çipi vücut kabul ederse ve onaylanırsa bizim için umut olacak. İlk çalışmaların da gazilerin üzerinde olacağını duyduk. Umutla bekliyoruz. Bir gün aydınlığa yeniden kavuşacağım" dedi.
Selami Pazar'ın görev yaptığı sivil toplum kuruluşları ve aldığı görevler şöyle: Manisa Altı Nokta Körler Derneği, Manisa Altı Nokta Spor Kulübü, Gördesliler Derneği, Manisa Şehit Aileleri Kalkındırma Derneği, Manisa Valiliği Mütevelli Heyeti, Şehzadeler Belediyesi Engelli Meclisi Başkanlığı, Manisa Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü Engelliler Denetmenliği.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Görme engelli, gaziSelami Pazar'ın evinde temizlik yaparken görüntüsü
-Selami Pazar'ın bilgisayarda ders çalışırken görüntüsü
-Selami Pazar ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,
========================================
Hiç gitmediğini öne sürdüğü İstanbul'da dilencilik yapmadığını kanıtlamaya çalışıyor
KONYA'da demir doğrama atölyesi işleten 47 yaşındaki Ali Coşar, hayatı boyunca hiç gitmediğini öne sürdüğü İstanbul'da 2015-16 yılları arasında 'Dilencilik' yaptığı gerekçesiyle, kendisine Kabahatler Kanunu'na göre 15 kez toplam 2 bin 500 lira para cezası uygulandığını söyledi. Coşar, dilenci olmadığını belirtip, hakkında uygulanan para cezalarına itiraz ettiğini ancak, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından, başvurunun süresi içerisinde yapılmadığı için reddedildiğini, bunun üzerine BİMER'e başvurduğunu söyledi.
Yakmayık 35 yıldır demir doğrama ustalığı yapan ve 20 yıldır da kendi atölyesini işleten 4 çocuk babası Ali Coşar, geçen Ağustos ayında vergi dairesinden gelen mesajla hayatının şokunu yaşadı. Coşar, cep telefonuna mesaj gelmesi üzerine vergi dairesini gittiğini ve dilencilik nedeniyle adına Kabahatler Kanunu'na göre para cezası uygulandığını öğrendiğini belirtti.
Coşar, şunları söyledi: "Cep telefonuma geçen Ağustos ayında, vergi dairesinden mesaj geldi. Bende bu mesajı anlamadığım için muhasebecime gönderdim. Maliyeye borcumuzun olup olmadığını sormasını istedim. Yaptığı araştırmada Kabahatler Kanunu'na göre para cezası uygulandığını söyledi. Bunun üzerine vergi dairesine gittiğimde, oradaki görevli, benim TC kimlik numarasına, İstanbul'da dilencilik yaptığım gerekçesiyle 2015-16 yılları arasında 15 kez olmak üzere toplam 2 bin 500 lira para cezası uygulanmış olduğunu belirtti. İstanbul'a hiç gitmediğimi, Konya'da esnaf olduğumu söyledim."
'İSTANBULA GİTTİĞİMİ İSBAT ETSİNLER, MALIM, MÜLKÜN DEVLETİMİN OLSUN'
Adına uygulanan para cezalarına itiraz etmek için İstanbul'da Sulh Ceza Hakimliği'ne başvurduğunu belirten Coşar, ancak mahkemenin, başvurunun süresi içerisinde yapılmadığı için geçen 20 Kasım günü ret kararı verdiğini söyledi. Coşar, "Ben itirazımla kendimi aklamaya çalışmıyorum. İstanbul'a ömrüm boyunca gitmiş bir insan değilim. Eğer İstanbul'a gittiğimi ispat etsinler, malım, mülküm devletimin olsun" dedi.
Coşar, para cezasını ödemediğini ve ödemeyeceğini, mahkemenin ret kararının ardından da geçen 22 Aralık günü BİMER'e başvurduğunu ve cevap beklediğini söyledi.
"UTANCIMDAN, YAKINLARIMIN YÜZÜNE BAKAMIYORUM"
Bu olaydan dolayı utancından yakınlarının yüzüne bakamadığını ve psikolojisinin bozulduğunu belirten Coşar, "Sorun para cezası değil. Buradaki çevredeki esnaf bana 'Sen İstanbul'da dilencilik mi yaptın?' diye soruyor. Ben yakınlarımın yüzüne bakamıyorum. Ben sesimi duyuramıyorum.ödedi.
Görüntü dökümü:
-------------------------------
Ali Coşar röportaj
Ali Coşar'ın işyerinden görüntü
Ali Coşar'ın işyerinde çalışırkenki görüntüsü
Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))
=========================================
Prof.Dr. Ortaylı: Fahrettin Paşa'ya ittihatçı diyenler, geri zekalıdır
YENİ Ufuklar Derneği tarafından '2017 Türk Kültürüne Hizmet Ödülleri' töreni yapıldı. Geceye onur konuğu olarak katılan Tarihçi-yazar Prof.Dr. İlber Ortaylı, Fahrettin Paşa'ya 'İttihatçı, neden Medine'yi savunmuş?' diyenlere, "Geri zekalı" dedi.
Kayseri'de Yeni Ufuklar Derneği tarafından Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi'nde 2017 Türk Kültürüne Hizmet Ödülleri törenine yapıldı. Geceye tarihçi Prof.Dr İlber Ortaylı'nın yanı sıra Yeni Ufuklar Derneği Genel Başkanı Mustafa Argunşah ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlanması ardından gecede 2017 Türk Kültürüne Hizmet ödülleri verildi. Gecede Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazeteci Veli Altınkaya, Arşivci Faruk Yaman, İşitme Engelli Dünya Güreş Şampiyonu İlhan Çıtak, Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Prof Dr Mustafa İnbaş kültür ödüllerini aldı.
"SARIKAMIŞ'TA 19 BİN RUS ÖLDÜRÜLDÜ"
Ödül töreni ardından Prof.Dr İlber Ortaylı, 'Ortadoğu'da Yeni Gelişmeler ve Kudüs' konulu konferans verdi. Aralık ayının tarihte Türkiye açısından yenilgiler tarihi sayıldığına dikkat çeken Ortaylı, şöyle dedi: "Aralık ayında Türkiye birçok savaş içine girmiştir. Bunlardan birisi olan Sarıkamış faciasında silah atmadan dondular şeklinde ifade edilse de, 19 bin Rus öldürüldü. Balkan savaşında ilk zararları aldık. Türkler,yarı cehaletten yarı tembellikten tarih yazmayı sevmezler. Teferruattan hoşlanmazlar. Sarıkamış'ta ordu silah atmadan donmamıştır. Bazı ülkelerin tarihleri siyah ve beyazdır. Bizim ülkemizin tarihi beyazdır. Bazı yerlerde grilik vardır. Ülkemizde bazı yazarlar Rus yazarlar hakkında olumsuz ifadelerde bulunuyor. Bu çok doğru değildir. Gerilimlere neden oluyor."
"MEB 60 SENEDİR ÇÖKÜNTÜ HALİNDE"
Eğitim ve bazı tarihçilerle ilgili değerlendirmeler de yapan tarihçi-yazar Prof.Dr. Ortaylı, şöyle devam etti: "Milli Eğitim, çok zayıf bakanlık. 'Bunu çok tenkit ediyorsunuz' diyen Bakan İsmet Yılmaz'a da söyledim. 'Tenkit ettiğim siz değilsiniz' dedim. Milli Eğitim Bakanlığı; maalesef 60 senedir çöküntü halinde gidiyor. Ne Osmanlı döneminde ne de Cumhuriyet'in ilk yıllarında olmayacak kadar toplum hayatının dışına itilmişlik, öğretmene saygı olayı ortadan kaldırılmış, yöneticilerin maariften anlamadıkları bir müessese haline gelmiş. Ülkemizde en önemli şey; eğitimdir. Öyle önemlidir ki her şeyi başı da, kıçı da maariftir. Siyasi partilere oy verirken size maarif bakımından neler katacağına bakmalısınız. Öğretmenlerin maaşları ne olacak, mesleğin içine uyuşuk insanlar nasıl girmeyecek, nasıl sınavlar hazırlanacak, çocuklar nasıl okutulacak bu konulara ilgili programı olmayan partilere oy vermeyiniz. Çünkü Türk insanının yetişmesini ciddiye almayan bir siyasi heyetin bizim başımızda yeri olamaz. Her şey sadece silahlarla etrafınızda bekleyenler değildir. Türkiye'nin tarihi milli karakterini hedef alan insan doludur etrafımızda."
"GERİ ZEKALILAR VAR"
Mondros Mütarekesi 1918'de imzalandığı zaman Halep'in kuzeyinde, doğuda Medine'de olduklarına işaret eden Prof.Dr. Ortaylı, şöyle devam etti: "Medine'den çekilmedik. İstediğin kadar mütareke imzala biz burayı terk etmeyiz. Fahrettin Paşa, 'Ben burayı terk etmem' dedi. Bu arada Fahrettin Paşa'nın bazı eserleri yolu uçurmalarına rağmen vagona yükletti. 'İstanbul'da İngilizler var, aman mütareke ahkamına mugayir olarak getirdiniz. Bir şey yaparlar' diye oradan Niğde'ye götürülerek burada saklandı. Askerlerimizi de maalesef, edepsiz herifler enterne edip, Mısır'a esir diye götürdüler. Çoğuna ne olduğunu Allah biliyor. Bir kısmı döndü, Fahrettin Paşa da. Şimdi bu paşa ittihatçı, yok bilmem ne Araplar'a karşı niye savunmuş diye yazan geri zekalılar var. Adam Peygamberin kabirini savunuyor, namusunuzu kurtarıyor, ne istiyorsunuz daha? Bunun neresi Müslümanlık, bazı şeyleri hakikaten hesaba katmamız gerekiyor. Bunlar hoş şeyler değil, çok ilginç. Kudüs, daha evvel ki Kut'ül Amare cengi ve bilhassa mütarekenin yapılmasına rağmen daha hala Medine'de savunma yapmamız çok önemli olaylardır. Şu sıralar Arap dünyasında büyük çatışmalar var. Suudiler tükeniyor o yüzden bu cephe ile işleri yok. İstedikleri Katar'dır."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
2017 Türk kültürüne hizmet ödülleri töreni genel görüntü
2017 Türk kültürüne hizmet ödüllerinin verilmesi
Tarihçi-yazar Prof.Dr. İlber Ortaylı'nın konferansı
Etkinlikle ilgili diğer detaylar
Haber - Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,
===========================================
Asırlık tezgahta 60 yıllık ömür
DENİZLİ'nin Çal ilçesinde, hiç okula gitmeyen 71 yaşındaki Fatma Karan, teknolojiye meydan okuyarak asırlık dokuma tezgahında ilerleyen yaşına rağmen, ailesine katkı yapmak için çalışıyor. Karan'ın, 'Paşa Kapısı' adını verdiği modellerle 100 yıllık tezgahında dokuduğu halı ve kilimler, cep telefonu kılıfları, hediyelik minyatür el emeği göz nuru torbaların ünü ABD ve Almanya'ya kadar uzandı.
Çal İlçesi Akkent Mahallesi'nde yaşayan 68 yaşındaki Mustafa Karan ile 47 yıllık evli olan üç çocuk annesi Fatma Karan, hiç okula gitmedi. Bu nedenle okuma yazma da bilmeyen Fatma Karan, dokuma tezgahıyla çocukluk yaşında tanıştı. Çocukluğundan beri yaklaşık 100 yıllık olan dokuma tezgahında, Paşa Kapısı adını verdiği modelle torbalar, çantalar, halılar ve kilimler dokuyan Karan, teknolojiye de meydan okuyor. Karan, kendi ve çocuklarının evindeki halı ve kimleri de kendi tezgahında dokumuş. Karan, aile ekonomisine katkı sağlamak için de özellikle minyatür hediyelik torbalar, cep telefonu kılıfları dokuyor. Torbaları, satarak geçimini sağlamaya çalışan Karan'ın ünü ABD ve Almanya'ya kadar uzandı.
Evinin küçük bir odasını atölye olarak kullanan Karan, ilerleyen yaşına rağmen asırlık tezgahında bıkmadan usanmadan her gün dokuma yapıyor. Eşi işçi emeklisi olan Karan'ın dokuma tezgahında yaptığı ürünlerden en çok ise minyatür hediyelik torbalar ile cep telefonu kılıfları büyük ilgi görüyor. Karan'ın el emeği göz nuru yaptığı ürünleri duyanlar, özellikle evine gelip satın alırken, Almanya ve ABD'den de talep geliyor. Yurt dışındaki gurbetçi vatandaşlar, Denizli'deki yakınları aracığıyla ürünlerden alıp kendilerine göndermesini istiyor.
Okuma yazma bilmediğini söyleyen Fatma Karan, "Ailem hiç okula göndermedi. 3 ay kurs aldım ancak erken kapanınca burada da okuma-yazma öğrenemedim. Köy yerinde başka gelir olmağından dokuma yaparak geçimimizi sağlamaya çalışıyorum, ek gelir oluyor. 60 yıldır dokuyorum, boş durmayı sevmediğim için sürekli dokuma yapıyorum. Karan'ın yaptığı el işi göz nuru torbalar özellikle Çal Belediyesi tarafından satın alınıyor. Çal Belediyesi, yurt dışı ve yurt içindeki turizm fuarlarında ilçenin tanıtımı için yöresel ürünler olarak sergilerken, gelen misafirlere de hediye olarak veriliyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Fatma Karan'ın evinden görüntüler
-Odadan ve tezgahtan görüntüler
-Dokuma tezgahında çalışırken görüntü
-Yaptığı torbalardan detay görüntüler
-Karan'ın dokuduğu halı ve kilimlerden görüntü
-Fatma Karan ile röp.
Haber-Kamera: Ramüazan ÇETİN / DENİZLİ, DHA)
============================================
Oltu çayına düşen tavuğu itfaiye kurtardı
ERZURUM'un Oltu ilçesinde Oltu Çayına düşen İran tavuğunu itfaiye erleri tarafından kurtarıldı. İtfaiye erleri merdivenle indikleri çaydan güçlükle yakalayıp çıkardıkları tavuğu ihbar eden Hacer Macit'e teslim etti. Sahibi çıkana kadar tavuğa kendi tavkları ile birlikte bakacağını söyleyen Macit, "Tavuk sesi geldiğini görünce Oltu Çayının geçtiği dereye baktık ve bir tavuk gördük. Çayın etrafı duvarla örülü olduğu için oradan çıkması imkansızdı. İtfaiyeye haber verdik ve gelip tavuğu çıkardılar. Haline acıdığım için tavuğu sahibi çıkana kadar bakmak için teslim aldım. Zaten benim evimde de tavuklar var" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Tavuğun çay kenarında görüntüsü
-İtfaiye erinin tavuğun peşine gitmesi
-Vatandaşın tavuğu yakalamısı
-Çay kenarından medivenle çıkışları
-Etraftan izleyen vatandaşlar
-İhbarı yapan kadınla röp
-Tavuğun kümeste görüntüsü
Haber-Kamera: Murat AYDIN / OLTU (ERZURUM),
================================================
Baba sağlıkçı, oğlu hakem
BURDUR'da 20 yıl amatör futbol oynayan, 7 yıl da hakemlik yapan Kamil Erölmez, futboldan ayrı kalamadı. Oğlu Mertcan Erölmez de kendisi gibi hakemlik yapan Kamil Erölmez, aldığı ilkyardım sertifikasıyla maçlarda sağlıkçı olarak görev yapıyor.
Burdur'da bölge hakemi olarak görev yapan lise mezunu Mertcan Erölmez(19) yeşil sahada düdük çalarken, DSİ'de memur olarak çalışan babası Kamil Erölmez(51) de saha kenarında sağlıkçı olarak görev yapıyor. Burdur Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu ile Sağlık İl Müdürlüğü'nün yürüttüğü proje kapsamında verilen eğitim sonrası ilkyardım sertifikası alan Kamil Erölmez, oğluyla birlikte sahada görev yapmanın mutluluğunu yaşıyor.
'SAHALARDAN KOPMADIM'
Kamil Erölmez, amatör olarak Burdur'da 20 yıl futbol oynadığını belirtirken, "Futbolu bıraktıktan sonra 7 yıl amatör futbol hakemliği yaptım. Sahalardan kopamadım. Şimdi de maçlarda sağlıkçı olarak görev yapıyorum" dedi.
'MUTLULUK VERİYOR'
Bilgisayar mühendisi olan büyük oğlunun İstanbul'da C klasman yardımcı hakem olarak görev yaptığını anlatan Erölmez, "Küçük oğlum da Sağlık Meslek Lisesi'ni bitirdi. O da amatör kümede hakemlik yapıyor. Onların başarılarıyla gurur duyuyorum. Kendim de sporun içinden geldiğim için onların bu şekilde başarılı olmalarını görmek beni mutlu ediyor. Başarılarının devamını diliyorum. Büyük oğlumla aynı maça hakem olarak çıktığımda da aynı mutluluğu yaşamıştım. Küçük oğlumla da aynı maçta görev almak mutluluk veriyor. Güzel bir duygu" diye konuştu.
Mertcan Erölmez de "Amatör kümede futbol oynarken babam yıllarca maçlarımı yönetti. Şimdi ben hakemlik yapıyorum babam benim maçımda sağlıkçı olarak görev yapıyor. Allah başımızdan eksik etmesin" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Mertcan Erölmez maçta
Kamil Erölmez'in sakatlanan oyuncuya müdahalesi
RÖP 1: Kamil Erölmez (baba)
RÖP 2: Mertcan Erölmez
Detay
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,
==============================================
Belediye'nin zeytin dalı ekibi topluyor yoksul vatandaşlar mutlu oluyor
BURSA'nın Mudanya İlçe Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, kurduğu "Zeytin Dalı Ekibi" il belediye sınırlarında bulunan ağaçlardaki zeytinleri toplatıp bunları zeytinyağı haline dönüştürüyor. Türkyılmaz bu zeytinyağlarını evlerini ziyaret ettiği dar gelirli vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıyor.
Mudany'nın CHP'li Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, ilginç bir projeye imza attı. Belediye bünyesinde "Zeytin Dalı Ekibi" kuran Türkyılmaz, bu ekibe belediye sınırlarında bulunan ağaçlardaki zeytinleri toplatıyor. Türkyılmaz, toplanan zeytinleri daha sonra bir tesiste zeytinyağı haline getirterek ihtiyacı olan ailelere evlerini ziyaret ederek veriyor.
"Mudanya'da halkın malı halkın olacak" prensibi ile bu yıl böyle bir proje başlattıklarını söyleyen Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, "Belediyemiz sınırlarındaki, park, bahçe, sokak ve kırsal arazide, 2 bine yakın zeytin ağacımız bulunuyor. Bu zeytinleri kurduğumuz ekip ile toplatıyoruz. Sonrada, anlaştığımız bir tesise verip zeytinyağı haline dönüştürüyoruz. Üzerine, 'Mudanya Belediyesi'nin kendi zeytin ağaçlarından toplanan ürünlerden üretilmiştir' yazılı etiket bulunan zeytinyağları, ihtiyaç sahiplerine gerekirse evlerine giderek ücretsiz olarak veriyoruz. Şu ana kadar 600 ağaçtan zeytin toplandı. Bu sayı çok daha artacak. Önümüzdeki yıl hasadı erken başlatıp tüm ağaçlarımızdaki zeytinleri toplayıp, zeytinyağı haline dönüştürmeyi planlıyoruz. Böylece çok daha fazla aileye ücretsiz zeytinyağı vereceğiz" dedi.
Bu zamana kadar, dar gelirli vatandaşlara 80 kilo zeytinyağını dağıtan Mudanya Belediyesi'nde, Zeytin Dalı Ekibi'nin Koordinatörü Ebru Akaltun ise vatandaşların bu hizmetlerinden dolayı kendilerine teşekkür ettiğini söyledi.
Görüntü Dökümü
Park ve Bahçelerdeki zeytin ağaçları
Ağaçlardan zeytin toplanması
Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile Röportaj
Zeytin Dalı ekibinin zeytinyağlarını evlere dağıtması
İhtiyaç sahibi Fatma Körken'e zeytinyağı verilmesi
Fatma Körken ile röportaj
Zeytinyağı Fabrikasından görüntü
Zeytinyağı üretimi Ebru Akaltun ile röportaj
Detaylar
Haber-Kamera: BURSA
===========================================
Hande Kazanova: 2018, Türkiye için birlik beraberlik yılı olacak
NEVŞEHİR'de söyleşi yapan astrolog Hande Kazanova, Türkiye'nin 2018'deki burcunun akrep olduğunu belirterek, "2018'de güzel gelişmeler yaşayacağımızı düşünüyorum. Birlik beraberlik içinde hem sanatta hem toplum içindeki olaylarda ya da sportif faaliyetlerde özellikle,Türkiye'nin haritasına bakıldığında astrolojik değerlendirmesi yapıldığında çok güzel başarılara imza atılacağını düşünüyorum. Bu yıl birlik ve beraberlik yılı olacak. 2018- 2017'den daha uğurlu gelecek" dedi.
Astrolog Hande Kazanova, Nevşehir'de bir alışveriş merkezinde 2018 yılında burçlara ilişkin öngörülerini ve düşüncelerini içeren söyleşi yaptı. Kazanova, koç, boğa ve akrep burçlarının özelliklerini ve yeni yıldaki durumlarını şöyle anlattı:
Koç burcu deyince aklınıza tek bir şey gelecek, 'meraklı, hareketli, cesur, aktif, dinamik, yerinde duramayan, hele bayanları var ya aynı anda üç tane işi halleder, ondan sonra gitmesi gereken yere gider. Çocuğuna bakar, evine bakar, işini de yapar, aynı anda her şeyi derleyen toparlayan insanların koç burcu insanları olduğunu görüyoruz ve inatçılar. 2018 döngüsü geliyor. Özellikle bu sene ortak parasal konularda çok güzel gelişmeler yaşanabilir hayatınızda eşinizin parası olabilir ortağınızın parası olabilir ailenizin olabilir, patronunuzun olabilir ortak parasal konulardan güzel gelişmeler karşılaşacaksınız, geçtiğimiz senelerde yaşadığınız maddi sıkıntılar sorunlar var ise bu sene rahatlıkla bunları çözmesini başaracaksınız. Bu da sevgili koçların bir parçada olsa yüzlerini güldürecek.
Boğa burcunun insanları güzel kokmayı, güzel kokuları seviyor. Aynı zamanda bu burcun insanları güzel şarkı dinlemeyi sever ya da kendisi güzel şarkı söyler, sanatla çok bağlantılı bir burç olduğu söylenir. Aynı zamanda güzel yemek yemeyi de sever. Boğa burcu astrolojide boğaz bölgesini yemeyi içmeyi de temsil ediyor aynı zamanda yemeyi içmeyi bırakın kendisi de yemeyi içirmesiyle de meşhurdur. Boğa burcu bu dünyaya hayatın tadını çıkarmaya gelmiş insanlar. Görüntüsüne dikkat eder para kazanmasını iyi bilir, biriktirmesini de iyi bilir. 2018 döngüsüne geldiğimizde Boğa burçlarını özellikle ikili ilişkiler, özel hayat evlilikle ilgili konularda çok güzel şanslara sahip olduğunu söyleyebilirim. Çok güzel etkiler alacaksınız sevgili boğalar, eğer bekarsanız evliliğe adım atabilirsiniz evliyseniz eşinizin hayatındaki güzel gelişmeler güzel oluşumlar sizin hayatınızda renklendirecek, bereketlendirecek insanların takdirini alacaksınız ve önemli adımlarlarda bulunacağınız bir yıl içerisindesiniz sevgili boğalar.
Akrep; Türkiyemizin de burcu. 29 Ekim, o yüzden bu sene akrep ve özellikle yükselen akrepler anlamında çok şanslı bir yıla giriyoruz. Sadece akreplerde değil, yengeçler, balıklar, boğalar, başaklar ve oğlaklar özellikle bu sene şansı üzerinizde hissedeceksiniz."
Görüntü Dökümü:
Burç yorumcusu Hande Kazanova'nın yaptığı açıklama
-Form AVM 'de Burçlar hakkında konuşması
-AVM' deki vatandaşlar burçları hakkında sorularını cevaplaması
-Vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirmesi
Haber - Kamera: Sinan KORKMAZER /NEVŞEHİR,DHA)
==============================================
Kitap Ağacı'na yoğun ilgi
AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı İlçe Halk Kütüphanesi'nde yeni yılda kitap okuma farkındalığını artırabilmek amacıyla kitapların üst üste dizilip çam ağacı şeklinde süslenerek oluşturulan Kitap Ağacı, öğrencilerin yoğun ilgisini çekti.
Sandıklı İlçe Halk Kütüphanesi çalışanları yeni yılda kitap okuma alışkanlığının artması ve dikkatleri kitap okumaya çekmek için 10 gün önce kütüphane içerisinde kitapları çam ağacı şeklinde üst üste koyup süsleyerek 'Kitap Ağacı' yaptı. Kitap Ağacı'nı balon ve ışıklarla süsleyen kütüphane çalışanları bulunduğu yerin üstündeki duvarda '2018'de bir kitap daha fazla okumaya ne dersin? Kütüphane/kitapla ilgili düşünce ve görüşlerini kitap ağacına iletebilirsin' yazısı astı.
Kitap Ağacı'nı gören ve duyan öğrenciler ise kütüphaneye akın etti. Her gün yüzlerce öğrenci okul çıkışı kütüphaneye gelirken, öğrenciler Kitap Ağacı önünde hatıra fotoğrafı çektirip, dilek ve temennilerini yazdıkları küçük not kağıtlarını astı. Kütüphaneye ilgiyi artıran Kitap Ağacı'nın yılbaşından sonra kaldırılacağı belirtildi.
Kitap Ağacı'nın çok güzel olduğunu söyleyen 6'ncı sınıf öğrencisi Sude İrem Erdem, Kitap Ağacı'na yeni yılın herkese mutluluk getirmesini yazdığını ve yeni yılda her zamankinden daha fazla kitap okuyacağını söyledi.
'FARKINI GÖRDÜK'
Kütüphane çalışanlarından Mevlüt Tunç (47), "Çocukların ilgisini çekebilmek ve bir fazla kitap okutabilmek için yılbaşına 10 gün kala bir Kitap Ağacı yaptık. Farkını gördük. Kitap Ağacı'nı gören çocuklar sınıflarındaki diğer arkadaşlarını da getirdi. Bu sayede bir fazla daha kitabı öğrencilerimize verebildik. Gelen öğrencilerimize kitap ve okumak için düşüncelerini yazarak Kitap Ağacı'na iliştirme önerilerini bulunduk. Onlar da istek ve temennilerini Kitap Ağacımıza yazdılar. Yılbaşından sonra da kitap ağacımızı kaldıracağız" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Kütüphane dışarıdan görünüm
Kütüphane içerisindeki yoğunluk
Kitap Ağacına bakan çocuklar
Kitap Ağacı önünde hatıra fotoğrafı çektiren çocuklar
Kitap Ağacına not yazan çocuklar
RÖP 1: Sude İrem Erdem (öğrenci)
RÖP 2: Mevlüt Tunç (Kütüphane çalışanı)
HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),
================================================