Dha Yurt Bülteni-2
1)ADANA'DA FETÖ OPERASYONU: 35 GÖZALTIADANA'da Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik düzenlenen operasyonda aralarında kadınların da bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı.
1)ADANA'DA FETÖ OPERASYONU: 35 GÖZALTI
ADANA'da Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik düzenlenen operasyonda aralarında kadınların da bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt ile ilişkisi olduğu iddia edilen kişilerin evlerine, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube ekipleri tarafından operasyon düzenlendi. Ekiplerin evlerde yaptığı aramalarda farklı meslek gruplarından 35 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlan şüpheliler arasında hamile bir kadının da bulunduğu görüldü. Şüpheliler, sağlık kontrolü ardından sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Zanlıların adli tıp birimine getirilişi
Zanlıların arasında hamile bayan
Zanlıların agdli tıp biriminden çıkışı
Adli tıp birimi genel görünüm
SÜRE: 01'36" BOYUT: 98 MB
Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ / ADANA,
====================================================
2)OTOGARDA KAVGA: 3 YARALI
ANTALYA'nın Manavgat İlçesi otogarında iki otobüs yazıhanesi işletmecisi arasında başlayan tartışma bıçaklı kavgaya dönüştü. Kavgada 3 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı.Manavgat Otogarı'nda otobüs yazıhanesi işletmeciliği yapan Erkan C. ile Ali A. ve Hasan A. arasında önceki gün bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Araya girenler tarafından yatıştırılan tartışmanın devamında Hasan A., dün saat 17.30 sıralarında Erkan C.'nin yazıhanesine geldi. Burada tartışma yeniden alevlenerek Hasan A.'nın kardeşi Ali A.'nın da karışmasıyla bıçaklı kavgaya dönüştü. Kavgada Erkan C. ve Ali A. bıçakla çeşitli yerlerinden, Hasan A. da sert cisimle vurulması sonucu başından yaralandı. Kavganın ardından Erkan C. vatandaş tarafından özel bir hastaneye götürülürken, Ali A. ve Hasan A. çevredekilerin haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye sevk edildi. Hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenilen Erkan C., Alanya'ya gönderildi. Olay üzerine otogara çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Görgü tanıklarının ifadelerine başvuran polis, güvenlik kamera görüntülerine el koydu.
Görüntü Dökümü
--------------
Otogardan genel görüntü
Olay yerinden kanlı görüntüler
Olay yeri inceleme ekibi çalışırken görüntü
Olay yeri temizlenirken görüntü
50 MB /// 01.32"
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT,
===================================================
3)YAĞMUR, DOKTORA TACİZİ ANLATMIŞ
İZMİR'in Bornova İlçesi'nde, torununun arkadaşı 9 yaşındaki Yağmur K.'yı taciz ettiği suçlamasıyla hakkında 'Çocuğa cinsel istismarda bulunmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan tutuksuz sanık Tuncay Ç.'nin yargılanmasına devam edildi. Duruşmada dinlenen, küçük kızın adli raporunu veren psikiyatri doktoru Ülkü Deniz, Yağmur'un kendisine, arkadaşının dedesinin odaya kilitleyip özel bölgelerini ellediğini anlattığını söyledi. Bornova'da, torununun arkadaşı 9 yaşındaki Y.K.'yi taciz ettiği suçlamasıyla hakkında 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan tutuksuz sanık Tuncay Ç.'nin yargılanmasına İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davanın 5'inci duruşmasına tutuksuz yargılanan sanık Tuncay Ç., avukatı Hüseyin Karaboğa, ölen Y.K.'nin ailesinin avukatları Miray Sayman, İlke Erol, Bedriye Kurtuluş Türk, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği adına Sanem Deniz Kural katıldı. Duruşmada, olaydan sonra küçük kızın tedavi gördüğü Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde görevli Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Ülkü Deniz tanık olarak dinlendi. Ayda bir hastanenin Çocuk İzleme Merkezi'nde nöbet tuttuğunu, günde ortalama 20 vakanın geldiğini söyleyen Ülkü Deniz, şöyle dedi:
"Yağmur K.'ya ben bakmıştım. Öldüğünü de bir doktor arkadaşımdan duydum. Vaka gelince, biz genelde çocukla birlikte anneyi de görüşme için içeri alırız. Anne çok kaygılıydı, şok geçirmiş gibiydi. Çocuğu komşusunun evine gönderdiği için pişmanlık duyuyordu. Mağdur hatırladığım kadarıyla durgundu, olayı anlatmak istemiyordu. Biz adli vaka raporu veren doktoruz, tedavi eden doktor değiliz. Raporda da çocukta 'postravmatik stres bozukluğu' olduğu teşhisi koymuşuz. Bu stres bozukluğu teşhisini koyduğuma göre çocuğun olay nedeniyle uykusuzluk, korku, kaygı, dışarı çıkmama, ağlama, başına bir şey gelme endişesi gibi duygulara kapıldığı görülmüştür. Benim hatırladığım kadarıyla mağdure bana aynı mahalledeki komşularının evine gittiğini, orada komşusunun çocuğu ile oynadıklarını, dedenin kapıyı kilitlediğini, kendisinin özel yerlerine dokunduğunu anlatmıştı. Aradan uzun süre geçtiği için bu kadarını hatırlıyorum."
BÜYÜK BABADAN SANIK AVUKATINA TEPKİ
Duruşmada söz alan sanık avukatı Hüseyin Karaboğa, tanığa soru sorduğu sırada izleyciler arasında bulunan Yağmur K.'nın büyükbabası Zeki K. ayağa kalkıp avukata yönelik, "Senin çocuğun yok mu? Bu adamın avukatlığını yapmaya utanmıyor musun?" sözleriyle tepki gösterdi. Mahkeme başkanı, uyarılara rağmen susmayan büyükbaba Zeki K.'yı salondan dışarı çıkarttı. Yağmur K.'nın hastanedeki tedavisinde görev alan diğer doktorların da tanık olarak dinlenmesine, karar verip duruşmayı erteledi.
NE OLMUŞTU?
Olay, Kızılay Mahallesi'nde geçen yıl 29 Temmuz akşamı meydana geldi. İlkokul öğrencisi Yağmur K., babasından izin alıp komşularının kızı G.A. ile balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Yağmur K.'nın yanına gelen arkadaşının dedesi Tuncay Ç. iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı torununun odasına götürdü. Hem bu odada, hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada Tuncay Ç.'nin tacizine uğradığı öne sürülen Yağmur K., bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak karşıdaki evlerine gitti. Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan Tuncay Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra da Tuncay Ç. hakkında İzmir 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yağmur K., iddiaya göre ilk duruşmada tacizcisiyle karşılaşacağı için yaşadığı stres ve korkuya minik kalbinin dayanmaması sonucu duruşmadan iki gün önce, geçen 21 Kasım'da kalp krizinden hayatını kaybetti. Mahkeme heyeti, ikinci duruşmaya avukatı ile birlikte gelen sanık Tuncay Ç.'yi tutukladı. Mart ayında yapılan üçüncü celsede, gelen adli tıp raporunda küçük kızın kalp krizinden öldüğünün belirtilmesi üzerine sanık tahliye edildi.
İZMİR, -
====================================================
4)NAYLON POŞETİ HAYATINDAN ÇIKARDI
ÇANAKKALE'nin Gelibolu İlçesi'nde yaz aylarını geçiren 70 yaşındaki Haluk Saygın, alışveriş merkezlerinde ve pazaryerlerinde yaptığı alışverişlerde naylon poşet yerine bez torba kullanarak örnek oluyor.İstanbul'da yaşayan ve özel bir bankadan emekli olan Haluk Saygın, 25 yıl önce çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla mücadele başlattı. Yaz aylarını Gelibolu'daki yazlığında geçiren Haluk Saygın, alışveriş merkezleri ile pazaryerindeki alışverişinde 25 yıldır naylon poşet yerine bez torba kullanıyor. Gelibolu İlçesi'nde salı ve cumartesi günleri kurulan pazara bez torba ve daha önce kullanılmış kese kağıtları ile giden Haluk Saygın, alışveriş sırasında aldıklarını naylon poşet yerine yanında getirdiği bez torbanın içine koyuyor. Vatandaşları da naylon poşet kullanmamaları konusunda uyaran Saygın, topladığı eski gazete ve plastik kapakları da İstanbul'da geri dönüşüm için gerekli yerlere teslim ettiğini söyledi. Haluk Saygın, "Günümüzde herkes çevrecilik konusunda daha heyecanlı olmalı. Ben gönüllü ağaç dikiyorum. Geyikli'den İstanbul'a kadar yüzlerce ceviz fidanı diktim. Bununla da gurur duyuyorum. Ben poşeti ekonomik bir varlık olarak düşünüyorum. İnsanlar her aldığı malzemeye bir poşet kullanıyor. Diyelim ki bir vatandaş pazarda 10 çeşit mal alacaksa her birine bir poşet alıyor ve eve gittiğinde onları çöp kutusuna atıyor. Halbuki ülkemiz bunun hammaddesine döviz veriyor. Öyle bir çevre kirliliği var ki, ben şahsen bakarken utanıyorum. Onun için kendim de böyle bir sorumluluk aldım" dedi.
Gelibolu İlçesinde pazarcılık yapan Tuncay Ege ise, "Haluk amca çevre kirliliğine dikkat çekmek için alışveriş yaparken poşet almadı. Bir kilo poşet on lira. Çok güzel bir şey, herkes Haluk amca gibi olsun. Çevre kirliliğini önlediği için Haluk amcaya teşekkür ederim" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------------:
-Haluk Saygın'ın pazarda bez poşetle alışveriş yapmasından görüntü,
-Haluk Saygın konuşmasından görüntü,
-Pazarcı Tuncay Ege'nin konuşmasından görüntü.
Haber-Kamera: Doğan ZELOVA / GELİBOLU (Çanakkale),
====================================================
5)KADIN MUHTAR ALZHEİMER HASTALARI İÇİN ÇİP İSTEDİ
AYDIN'ın Nazilli ilçesinde 3 yıldır Alzheimer hastaları için isimleri ve iletişim bilgilerinin yazılı olduğu bileklikler hazırlayan Turan Mahallesi Muhtarı Serpil Akçasakız, bu hastaların ıssız bir yerde kaybolmaları durumunda kullanılması için cilt altına çip yerleştirilebileceğini söyledi.
Nazilli'nin tek kadın muhtarı Serpil Akçasakız, şehir içinde kaybolan Alzheimer hastaları için kırmızı ve mavi olmak üzere iki çeşit bileklik hazırlıyor. Evini kaybeden yaşlı hastaların ailelerine ulaşılmasını sağlayan bilekliklerde isim ve iletişim bilgilerinin bulunduğunu belirten Akçasakız, sadece kendi mahallesinde değil ülke genelinden arayanlara hiçbir ücret almadan bileklik gönderdiğini söyledi. Anne ve babasını 17 yaşında kaybettiğini anlatan Akçasakız, "Yaşlılarımızın beni aramalarından çok büyük mutluluk duyuyorum. Onlar benim hem annem hem de babam oldular. Ben onlarla beraber büyüdüm, onların sayesinde kendimi yetiştirdim. Ben bu bileklikleri 3 yıl önce yaptırdım. Ninelerimizi, amcalarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bu bilekliklere ad soyad ve telefon numarası yazıyoruz. Ancak bunlar dağlara, bahçelere gittiklerinde kayboldukları zaman ne olacak? Sağlık Bakanlığımızdan özellikle Alzheimer hastaları için çip uygulamasını başlatmalarını istiyorum. Alzheimer'in yaşı yok. Hepimizin başına gelebilir" dedi.
Alzheimer hastalarının geçmişiyle yaşadığını hatırlatan Serpil Akçasakız, "Şehir içinde kaybolurlarsa bileklik sayesinde bulunabilirler. Ama sürekli geçmişleriyle yaşadıkları için çocukluğunda dağlık bölgelerde yaşayanlar dağlara gidiyor. O zaman yaşlılarımız kurda kuşa yem oluyorlar. Onları bulmamız imkansız oluyor. Teknoloji ilerledi. Alzheimer hastaları için deri altına küçük bir çip konulmasını istiyorum" diye konuştu.
Muhtar Serpil Akçasakız, kendisini ziyaret eden Alzheimer hastası emekli öğretmen Fatma Burmaoğlu'na da bileklik hediye etti.
Görüntü Dökümü
------------------------:
-Bilekliklerden detay görüntüler,
-Turan Mahalle Muhtarı Serpil Akçasakız'ın konuşmasından görüntü,
-Muhtar Serpil Akçasakız ile Fatma Burmaoğlu'nun birlikte görüntüsü.
Haber - Kamera: Bahattin ALBAYRAK / NAZİLLİ (Aydın),