Haberler

Dha Yurt Bülteni - 19

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kılıçdaroğlu: Mitinglerinde ana tema benim 18 maddenin 18'i de Kemal Kılıçdaroğlu (1)"YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GÖRE, TÜRKİYE'NİN MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİNİ TEK BAŞINA BELİRLEME YETKİSİNE SAHİP OLACAK.

Kılıçdaroğlu: Mitinglerinde ana tema benim 18 maddenin 18'i de Kemal Kılıçdaroğlu (1)

"YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GÖRE, TÜRKİYE'NİN MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİNİ TEK BAŞINA BELİRLEME YETKİSİNE SAHİP OLACAK. İSTEDİĞİ PARTİYİ KAPATABİLİR"

"İLANLARIMIZDA, REKLAMLARIMIZDA TÜRK BAYRAĞI KULLANAMIYORUZ 'YASAK' DİYORLAR ONLARINKİNDE YASAK DEĞİL"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni anayasa ve referanduma ilişkin, "Yeni anayasa değişikliğine göre, bir kişiye yetki vereceğiz. Tek başına OHAL ilan etme yetkisi. Bunun yanında, Türkiye'nin milli güvenlik siyasetini tek başına belirleme yetkisine sahip olacak. İstediği partiyi kapatabilir. İstediği sivil toplumu kapatabilir. İstediği odayı, borsayı kapatabilir. Benim mitinglerimde ana tema yeni anayasa ne getirip, götürüyor. Onların mitinglerinde ise ana tema benim. 18 maddenin 18'i de Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili. İlanlarımızda, reklamlarımızda Türk Bayrağı kullanamıyoruz 'yasak' diyorlar onlarınkinde yasak değil" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de konuştu.  Kılıçdaroğlu, "Yeni anayasa değişikliğine göre, bir kişiye yetki vereceğiz. Tek başına OHAL ilan etme yetkisi. Bunun yanında, Türkiye'nin milli güvenlik siyasetini tek başına belirleme yetkisine sahip olacak. İstediği partiyi kapatabilir. İstediği sivil toplumu kapatabilir. İstediği odayı, borsayı kapatabilir. Türkiye böyle bir sürece girerse, demokrasisi olmayan dikta yönetimi olan bir toplum haline dönüşmüş olacağız. demokrasisi gelişmiş bütün ülkeler Türkiye'yi eleştirecek. Türkiye'ye çıkan bu fatura çok ağır. Faturayı en başta,iş dünyası ödeyecek. Yabancı sermaye hiç gelmez can ve mal güvenliği yok ki" ifadelerini kullandı.

"ANAYASA MAHKEMESİ BİLE ESKİ KARARLARINDAN VAZGEÇTİ YUKARIYA BAKIYOR"

Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesi bile eski kararlarından vazgeçti. O da yukarıya bakıyor. Kendisini atayan o. Denetlenmesi hemen hemen imkansız olan bir mekanizma" dedi.

"MİTİNGLERİNDE İSE ANA TEMA BENİM 18 MADDENİN 18'İ DE KEMAL KILIÇDAROĞLU"

Kılıçdaroğlu gülerek, "Benim mitinglerimde ana tema yeni anayasa ne getirip, götürüyor. Onların mitinglerinde ise ana tema benim. Bazen düşünüyorum ne yaptım diye? Eşimin bileziğine kadar mal varlığım budur dedim. Dürüst temiz bir görev yaptık. Hesabını veremeyeceğim bir şey yok. Yok bir şey ne yapayım? Kabahat bende mi? anayasa değişikliğini anlatmıyorlar. Onlara göre 18 madde var. 18 maddenin 18'i de Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili. Onlar yeni anayasayı anlatamıyor. Nasıl bir felaket getireceğini onlar da biliyor çünkü" diye konuştu.

"İLANLARIMIZDA, REKLAMLARIMIZDA TÜRK BAYRAĞI KULLANAMIYORUZ 'YASAK' DİYORLAR ONLARINKİNDE YASAK DEĞİL"

Kılıçdaroğlu, "Eşit olmayan koşullarda bir referandum yapıyoruz. Biz kendi ilanlarımızda, reklamlarımızda Türk Bayrağı kullanamıyoruz 'yasak' diyorlar. Ama onlarınkinde yasak değil kullanıyorlar. Bu halkın gerekli dersi demokrasiye sahip çıkarak 16 Nisan'da vereceğine inanıyorum. Bir demokrasi destanı yazmak zorundayız bütün baskılara rağmen aksi halde sonumuz felakettir" dedi.

Görüntü dökümü

-Kılıçdaroğlu'nun konuşması

-Detaylar

==================================================

Kılıçdaroğlu: Ben olmasam miting yapamayacaklar (EK)

KILIÇDAROĞLU, "DEMOKRASİ DESTANI YAZMAK ZORUNDAYIZ"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında İzmir'de iş dünyası ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Salondakilere seslenen Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da demokrasi destanı yazılması gerektiğini dile getirip, "Ben şuna inanıyorum, ben bu memlekette yaşayan bütün insanların bilgisine, birikimine inanıyorum. Gerekli dersi demokrasiye sahip çıkarak 16 Nisan'da bu halkın vereceğine inanıyorum. Biz bunu yapacağız. Biz bir demokrasi destanı yazmak zorundayız. Bütün baskılara rağmen imkansızlıklara rağmen bu ülkenin insanı bir demokrasi destanı yazmak zorunda. Aksi halde sonumuz felakettir" diye konuştu.

Kaya Termal Otel'deki buluşma öncesinde bir grup partili otelin bulunduğu cadde üzerinde bir araya geldi. Partililer ellerinde çiçek ve Türk Bayrakları ile Balıkesir'den İzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu karşıladı. Partililer ellerindeki çiçekleri konvoydaki araçların üzerine attı. Buluşmaya, milletvekilleri, belediye başkanları, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, İzmir iş dünyasının önde gelen isimleri, kanaat önderleri ve çok sayıda davetli katıldı. Salonda her hangi bir siyasi partiye ait bayrak veya postere yer verilmedi. Yalnızca dev Türk Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk posteri ve 'Hayır' posteri asıldı.

"BİR MİLLETİN KADERİNİ BİR MAHKEME BELİRLEYEMEZ"

16 Nisan'da Türkiye'nin kaderinin belirleneceğini dile getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hepimize ağır bir sorumluluk düşüyor. Burada bir partinin genel başkanı olarak değil, sizler gibi ülkesini seven, bayrağını, insanını seven bir vatandaş kimliğiyle konuşacağım. Çünkü biz bir partiyi seçmiyoruz, bir kişiyi seçmiyoruz bir tercihte bulunacağız. Parlamenter sistem devam mı etsin yoksa tek adam rejimimi mi olsun? Bize, bu  değişiklik Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıktıktan sonra değişik çevreler 'Neden Anayasa Mahkemesi'ne gitmediniz?' diye sordular. Bir milletin kaderini bir mahkeme değil o milletin kendisi seçer dedik.  Yargılarımızdan arınıp, mensup olduğumuz partileri bir tarafa bırakıp belli bir paydada buluşabilirsek çözemeyeceğimiz hiç bir şey yok. Kimliklerimiz, görüşlerimiz, inançlarımız farklı olabilir ama biz bir arada yaşamak istiyoruz. Bunun da temeli demokrasi kültürüdür. Bunu kurmak zorundayız. Bunun korunup korunmaması benden çok sizlerin elinde.  O nedenle benim sorumluluğum var ama en az benim kadar her bir bireyin kendi sorumluluğu da var. Olay, düşünme ve karar verme zamanıdır. Slogan atma, alkışlama bunların hiç bir önemi yok. Önemli olan ayın 16'sında sandığa gidip inandığımız değerleri sandığa yansıtmaktır" dedi.

"18 MADDE HANGİ SORUNU ÇÖZECEK"

Daha önce söz verdiği için İzmir'e geldiğini ve programın sonrası İstanbul'a geçeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şunu düşünün 18 madde, Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi sorununu çözüyor. Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye'nin hiç bir sorununu çözmüyor. Yaşadığımız sorunların hiç birine çözüm getirmiyor. Tam tersine Türkiye'yi sonu belirsiz bir sürecin içine sokuyor. Bu kanıya şuradan vardım, 80 milyonu bir kişiye emanet ediyoruz. 80 milyonun düşüncesi bir tarafa 1 kişinin düşüncesi bir tarafa. O ne derse o olacak. Bir kişiyi seçtik, artık o her şeyi bilir, bütün kararları alır, aksine kimse bir şey söyleyemez. Bu nokta doğru mu yanlış mı ayın 16'sında göreceğiz. Başbakanlığın olmadığı bir düzen geliyor, bakanlar kurulunun olmadığı düzen geliyor, bir kişi arzu ettiği kadar başkan yardımcısı ve bakan belirleyebilecek. Bu güzel diyebilirsiniz eğer öyle diyorsanız o ayrı bir düşünce. Bugün kim bakan sayısını belirliyor, parlamenter sistemde her bakanlığın bir yasası vardır. O yasalarda tek tek bakanlıkların, bakanın, müsteşarın görevleri tanımlanmıştır, yetki Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndedir. Tek adamlık rejiminde bu yetki meclisten alınıyor. Mecliste olsaydı, bugünkü demokratik parlamenter rejim gibi, Milli Eğitim Bakanlığı mı kurulacak önce komisyonlara gelir, komisyonlarda tartışılır, ilgili sendikaların görüşleri alınır, değişik partilere sahip milletvekillerinin görüşleri alınır hatalar varsa düzenlenir genel kurula gider orada görüşülür ve yasalaşır. Bu süreçte gazeteler yazılarını yazarlar, öğretim üyeleri görüşlerini belirtir dolayısıyla olgunlaşma süreci olur. Tek adamlık sisteminde bunların hiç bir olmayacak bir sabah uyandığınızda yeni bir bakanlık kurulduğun görebilirsiniz. Bunun partisi var mı?" diye konuştu.

"ANAYASA KOLAY KOLAY DEĞİŞMEZ"

Anayasa'nın kolay kolay değiştirilemeyeceğini ve değişikliğin kolay olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Yeni sistemde devletteki liyakat sistemini belirleyecek olan da 1 kişi olacak. Sayın Cumhurbaşkanı olacak. Mevcut sistemde, yasada ön görülmeyen bir atama yapılamaz. Devlette müsteşar olarak atama yapılabilmesi için o kişinin devlette 12 yıl görev yapması lazım ve bunun 4-5 yılını üst düzey görevlerde geçirmesi gerekiyor. Tek adamlık sisteminde bunun hiç bir önemi yok. Amcasının oğlu isterse kamuda görev yapmış olmasın, ilkokul mezunu olsun bu kişiyi atayabilir. Devlette liyakatin önemi devletin ön yargısız yurttaşlarına hizmet etmesi demektir ve işi bilen tarafından bu işin gerçekleştirilmesi demektir. Ben doktor değilim ameliyat yapamam, beste yapamam ama ben maliyeciydim bunu iyi bilirim. Devlet standartları belirlerken yeteneklerinin ne olduğunu belirler ve ilgili birimlere o insanları yerleştirir. Bu sistem şimdi parlamentonun elinden alınıp bir kişinin eline bırakılıyor. Türkiye'yi ne kadar tehlikeli bir sürecin beklediğini bilmemiz lazım" dedi.

"DEMOKRAT PARTİ'NİN CUMHURİYETLE ATATÜRK'LE BİR SORUNU YOKTU"

Kendisine yönelik eleştirileri de yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Deniyor ki 'Mustafa Kemal Atatürk de tek adamdı. Kılıçdaroğlu kendi tarihini bilmiyor' deniyor. Ben söylemeyeceğim, Nilüfer Gürsoy'un ifadesi Celal Bayar'ın kızı 94 yaşında pırıl pırıl bir zeka, Demokrat Partili bir aileden geliyor. Demokrat Parti'nin varlık nedeni de en büyük rakibi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Ama ben biliyorum ki Demokrat Parti'nin de Doğruyol Partisi'nin de Cumhuriyetle Atatürk'le bir sorunu yoktu. Ne diyor Nilüfer hanım 'Atatürk tek adamlığı aklından geçirmemiştir' diyor. Evet geçirmemiştir, bunu en iyi bilen rahmetli Celal Bayar'dır. Onun en yakın arkadaşlarından birisidir. Erzurum ve Sivas kongrelerinde tek adam mı vardı? Meclis açıldığında tek adam mı vardı? Tam tersine bütün yetkiler meclisin elindeydi. Mustafa Kemal Atatürk'e de başkomutanlık yetkisini meclis verdi. Milli iradeye o kadar önem verilirdi ki 1921 Anayasası'nın 1. maddesi; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'. 1924 Anayasası da aynı. Şimdi bu söz meclisin duvarında yazıyor. Şimdi biz parlamentodan bu yetkiyi alıp saraya veriyoruz. O kişi aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olacak. O bir kişi parlamentoyu hiç bir gerekçe göstermeden arzu ettiği zaman fesih edebilecek. 1924 Anayasası görüşülürken bu yetki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e verilmemiştir. 2017'de biz bu yetkiyi parlamentodan alıp 1 kişiye vereceğiz. Bunun bir partiyle ilgili var mı? Devletin rejimi değişiyor. Neden bir rejim değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz ben bunu hala bilmiyorum, öğrenmiş değilim" dedi.

ÇİFT BAŞLILIK TARTIŞMASI

Şu an devlette çift başlılığın olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu şunları kaydetti; "Şu an kaç Cumhurbaşkanı, Başbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı var? 1 tane. Nerede çift başlılık, şu an devlette çift başlılık yok. Çift başlılık ne zaman olur aynı işi iki kişi yaparsa o zaman olur. Herkesin görevleri tanımlanmış. Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın görevleri tanımlı Anayasa'da yazılı. Biri diğerinin işine müdahale etmediği sürece çift başlılık olmayacak. Peki, bu doğru bir karar mı değil, çift başlılık ne zaman olacak? Bu Anayasa değişikliği kabul edilirse devlette çift başlılık olacak. Çünkü Cumhurbaşkanı aynı zamanda partinin de genel başkanı olacak, iki şapkası olacak. Biz Cumhurbaşkanı'nın her zaman tarafsız olması gerektiğini savunduk. İşin özü şudur Cumhurbaşkanlığı makamı bizim ortak değerimizdir, devletin sigortası Cumhurbaşkanı'dır. Devlette en temel kriz çıktığında Cumhurbaşkanı iktidar, muhalefet hepsini çağırır. En son örnek 15 Temmuz sonrası saraydaki toplantıydı. Neden bu noktaya geldik nasıl aşarız diye oturup konuştuk. Bunu ancak tarafsız birisi yapabilir. Cumhurbaşkanı aynı zamanda yargıç da tayin ediyor. Tarafsız olmadığında, bir partinin genel başkanı olduğu takdirde Cumhurbaşkanı'nın atayacağı hakim yargıç bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürür. Bir partinin genel başkanı hakim mi tayin eder? O nedenle Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı önemlidir. Seçilirken bir parti destek verebilir bir diğeri karşı çıkabilir. Örneğin Abdullah Gül'e biz karşıydık ama seçildikten sonra biz kendisini tarafsız kaldığı sürece hiç eleştirmedik. Gizli kalması gereken şeyler olduğunda bunu söylerdi biz bunlara uyardık. Çünkü devlete saygılıyız. Devletin de elbette kendi ölçüleri var ve bunlara saygı göstermeliyiz. Ama bir partinin genel başkanı olarak oturduğu zaman oturduğu zaman çift başlılık çıkıyor ortaya. Tabanda da çift başlılık olacak. Çünkü bu Cumhurbaşkanı hem valiyi hem de il başkanını tayin edecek. Partisinin il başkanı da vali de Cumhurbaşkanı'nı temsil edecek. Bu bizim hangi ihtiyacımızı karşılayacak. Dolayısıyla hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bütün partililerin oturup düşünmesi lazım. Sıradan bir değişiklik değil bu rejim deşiyor. 'Sayın Cumhurbaşkanı'na bu kadar yetki verilebilir. Bizim de düşünmeye ihtiyacımız yok bırakalım Türkiye'yi istediği gibi kullansın' diye düşünebilirsiniz. Bu da bir tercihtir. Sorun bu tercih doğru mu yanlış mı? Türkiye'yi nereye taşır."

ANAYASA'NIN ÖNEMİNE DEĞİNDİ

Konuşmasında Anayasa'nın önemine de değinen Kılıçdaroğlu, "Anayasalar güçlü devlet karşısında devlet aygıtının gücü karşısında vatandaşlarının haklarını güvence altına alan metinlerdir Anayasalar. Devletin valisi, kaymakamı, bakanı, jandarması, polisi, hakimi, savcısı var. Devletin bütün organları var, vatandaşın hiç bir şeyi yoktur. Ama vatandaş, Anayasal güvence altında hak arama özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu nedenle Anayasalar önemlidir.  Yeni değişikliğe göre 1 kişi tek başına OHAL ilan etme yetkisini veriyoruz. Türkiye'nin milli güvenlik siyasetini tek başına belirleme yetkisi veriyoruz.  Bugün nasıl ilan ediliyor, önce Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülüyor, Bakanlar Kurulu'na tavsiyede bulunuluyor, oradan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelir. 550 milletvekilleri tartışır ve hükümete OHAL ilan etme yetkisi verilir veya verilmez. 550'yi, Milli Güvenliği bir tarafa bırakıyorsunuz, 1 kişi sabah kalkıp 'İzmir'de OHAL ilan ettim' diyebilir. 'Bir kişi böyle bir şeyi kullanmaz' diyebilirsiniz ama öbürü gelip kullanır. Ölçüsü, zamanı, görüşebileceği bir organ yok. Neden? OHAL'in önemi şu; Bu yetkiyi kullanan kişi, kişi hak ve özgürlüklerinde, siyasi hak ve özgürlüklerinde, ekonomik ve sosyal konuların tamamında tek başına kararname çıkartma yetkisine sahip. İstediği partiyi sivil toplum örgütünü, odayı, borsayı kapatabilir. Gerçi OHAL olmasa da kapatabilir. ekonomik ve sosyal konularda karar alma yetkisi OHAL dışında vardır. OHAL'de iki konuda vardır, kişi hak ve özgürlükleri ve siyasi konularda tek başına karar alabiliyor. 'Bu yetkiler verilsin ne olacak' diyebilirsiniz faturası şu; Hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek, sadece kendisi değil. O açıdan hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bu yetkileri verelim mi vermeyelim mi diye. Bu bizim ortak sorunumuzdur. Bu bir memleket meselesidir, şahıs veya parti meselesi değildir. Hepimizin sorumluluk üstlenip toplumu aydınlatmamız lazım. Bunları anlatmak zorundayız" diye konuştu.

TÜRKİYE ELEŞTİRİLECEK İDDİASI

Yeni sisteme Türkiye'nin girmesi durumunda dikta yönetimi olan bir toplum haline dönüşeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Demokrasisi gelişmiş bütün ülkeler Türkiye'yi eleştirecek. Türkiye'ye çıkacak bu fatura çok ağır bir fatura, bunu en başta iş dünyası ödeyecektir. Sizin ürünleriniz büyük ölçüde alınmayabilir, turist ülkeye gelmeyebilir. Yabancı sermaye hiç gelmez, can ve mal güvenliği yok ki. Bir kişi o yetkiyi verdikten sonra o tek kişi bir kişiye kızarsa yalnızca 1 kararnameye bakar. Hak hukuk OHAL'de yok. Anayasa Mahkemesi'ne gidebiliyor musunuz? O da eski kararlarından vazgeçti o da yukarıya bakıyor çünkü onu da atayan o. Denetlenmesi imkansız bir mekanizma getiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı, başkan yardımcıları veya bakanların Yüce Divan'a gitmesi için 400 milletvekiline ihtiyaç var. Bugün 276 oy yetiyor. Neden 400, hangi gerekçeyle 400? Hesap vermeme üzerine inşa edilen bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Apartman yönetiminde bile denetim kurulu seçiyoruz. Koskoca Türkiye'de denetlenmeyen bir mekanizma. Farz edelim 400 vekili bulup Yüce Divan'a gönderdik, 15 hakimin 12'sini tek adam tayin ediyor. Benim tayin ettiğim bir hakim, bir partinin genel başkanının tayin ettiği hakim o kişiyi nasıl yargılar? Kaygı ve kuşku yaratmaz mı?" dedi.

"SAYIN DAVUTOĞLU SARAY DARBESİYLE GİTMEK ZORUNDA KALDI"

Oy kullanacakların sandığa giderken, demokrasiyi, çocuklarını, Türkiye'yi düşünmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Demokraside eksiklerimiz elbette var ve giderilmeli. Bu konuda ben sayın Binali Yıldırım'a da sayın Davutoğlu'na da en az 50 kez hatırlattım. Bizim ülkemizin insanları neden 3'üncü sınıf demokrasiye layık. Bizim ülkemizin insanı tam demokrasiye layık değil mi? Bunları getirin yapalım. 'Milli irade' diyorsunuz, yüzde 10'unun altında oy alan parti parlamentoya gelemiyor. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı meclise gelsin. O gelse kaybımız mı olacak? Hayır, milli irade parlamentoya tam yansımış olacak. Siyasi ahlak yasası neden çıkmaz. Bunu istiyoruz, getirin diyoruz. Hakkını yemeyeyim Sayın Davutoğlu bunu getirdi, siyasi etik kanunu getirdi. Fakat sayın Davutoğlu saray darbesiyle gitmek zorunda kaldı. Siyaset kirlilikten arınmak zorunda. Siyaset, topluma hizmettir cebini düşünmez. Siyaset yapan kişi toplumun çıkarları için çalışacaktır. Malı götüren adamdan siyasetçi mi olur?" diye konuştu.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ BOŞUNA MI KURDUK?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum'un sözlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Defalarca söyledim, sayın Cumhurbaşkanı'nın bir danışmanı var sayın Mehmet Uçum bir açıklama yapmış 16 Nisanla ilgili 'Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor'. Biz devletimizi ne zaman kurduk. Acıyla gözyaşı ile kurduk, şehitler var gazilerimiz var ya hu bu devlet sıradan bir devlet mi? Erzurum, Sivas kongresi boşuna mı toplandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni boşuna mı kurduk? Yeni devlet anlayışı hangi gerekçeyle çıktı. Bunun cevabını almış değilim. Yeni bir devlet kurmak istiyorlar bunu da kendileri itiraf ediyor. Sizin Türkiye Cumhuriyeti ile alıp veremediğiniz nedir? Yeri geldi TC'yi bile sildiniz. Bu devletten, cumhuriyetten, parlamenter sistemden ne istiyorsunuz? Bakın bu devlet size imkan sağladı, milletvekili, başbakan, Cumhurbaşkanı oldunuz ne istiyorsunuz? Düşüncelerinizi özgürce ifade ediyorsunuz kimse karşı çıkmıyor. 15 yıldır siz yönetiyorsunuz kardeşim Almanlar mı Fransızlar mı yönetiyor? Bütün bakanlar size bağlı, bütün bürokrasi size bağlı. Hepsi size bağlı, siz ekonomide istikrarı sağladınız da biri karşı mı çıktı. Siz doları istikrara kavuşturdunuz da biri karşı mı çıktı? Yok, böyle bir şey. Siz terörü bitirdiniz kanun yaptınız da birisi karşı mı çıktı. Ben defalarca terörü bitirmek için ne istiyorsanız her türlü desteği vermeye hazırız diye açıklama yaptım" dedi.

"SİZ YARIM SAAT KONUŞUN BEN 15 DAKİKA KONUŞAYIM"

Yeni sistemle sözlü soru bile sorulamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hükümet programı mecliste okunmayacak, güven oyu meclisten istenmeyecek, neden? Bu meclisten ne şikayetiniz var? Farklı bir görüşe tahammül edemiyorlar. En aykırı görüşmelere bile dünyanın her kesimi kulak kabartıyor. Bunları anlattığımda doğruları söylemediğimi söylüyorlar Affedersiniz, 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor' diyorlar. Hangi cümleyle bana söyleyin 'Şu cümle yanlış' deyin öğreneyim. Bir Anayasa değişikliği yapıyoruz, rejimi değiştiriyoruz madem ki ben doğruyu söylemiyorum size fırsat veriyorum gelirsiniz bir televizyon programında oturur konuşuruz, hepi topu 18 madde. Bu zor değil 18 madde. Beni mahcup edin, deyin ki 'Arkadaş sen bilmiyorsun' deyin. Alın elinize metni okuyun. Siz yarım saat konuşun, vallahi ben 15 dakika konuşacağım yeter ki gelin. Binali Bey diyor ki '16 Nisan'dan sonra oturup konuşuruz' diyor, ne konuşacağız. Hani yetkili birisi olsa diyeceğim ki oturup konuşalım ama yetkili de değil. Buna rağmen gelirse başımın üstüne. Oturup konuşuruz zor bir şey değil. Fransız'ı, Alman'ı, İtalyan'ı, İspanyol'u yapar da biz niye yapmıyoruz? Medeni insanlar gibi bir araya gelip oturup konuşuruz. Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Bazen hayretler içinde kalıyorum" diye konuştu.

"7 SÜLALEM İNCELENDİ"

Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yıldırım'ı kast ederek, mitinglerde Anayasa değişikliğini anlatmayıp kendisini eleştirdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu; "Hayretler içinde kalıyorum, mitingi herkes yapar. Mitingin ana teması Anayasa değişikliği olması gerekiyor ama onların mitinginin ana teması benim. Bazen düşünüyorum ya arkadaş, ben ne yaptım acaba? Bir şey yaptık değil? Bürokraside çalıştım, karımın bileziğine kadar benim mal varlığım bu dedim. Hesabını veremeyeceğim bir şey yok. Çok şükür onların sayesinde 7 sülalem de incelendi. Yok kardeşim ne yapayım. Yoksa kabahat bende mi? Anayasa değişikliğini anlatmıyorlar. Onlara göre 18 madde var, o 18 maddenin 18'i de Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili. Bu Anayasa değişikliğinin ülkeye hangi yararları getireceğini anlatmaları gerekiyor ama anlatamıyorlar çünkü bu Anayasa değişikliğinin topluma nasıl bir felaket getireceğini onlar da biliyor.  Binali bey ne diyor, 'Biz hele bunu böyle çıkartalım aksayan yönleri olursa değiştiririz'. ya hu bu sıradan bir kanun mu?  Bu bir Anayasa değişikliği, bunun ne kadar ciddi olduğunun farkında bile değiller. Bütün bunları yaparken devletin bütün imkanları kullanılıyor. Arabalar, uçaklar, valiler, kaymakamlar, televizyonlar. Eşit olmayan koşullarda bir referandum yapıyoruz. Biz kendi reklamlarımızda Türk Bayrağı kullanamıyoruz 'Yasak' diyorlar ama onlarınkinde yasak değil."

"BEN BU MEMLEKETTE YAŞAYANLARA GÜVENİYORUM"

16 Nisan'da demokrasi destanı yazılması gerektiğini dile getiren  Kılıçdaroğlu, "Ben şuna inanıyorum, ben bu memlekette yaşayan bütün insanların bilgisine, birikimine inanıyorum. Gerekli dersi demokrasiye sahip çıkarak 16 Nisan'da bu halkın vereceğine inanıyorum. Biz bunu yapacağız. Biz bir demokrasi destanı yazmak zorundayız. Bütün baskılara rağmen imkansızlıklara rağmen bu ülkenin insanı bir demokrasi destanı yazmak zorunda. Aksi halde sonumuz felakettir. Annelere diyorum ki 'Siz çocuklarınızı freni olmayan bir otobüse bindirir misiniz?' diye. Şimdi 80 milyonu freni olmayan ve nereye gittiği belli olmayan bir otobüse bindirmek istiyorlar. Bir ülkenin geleceği bir kişiye emanet edilemez. Bunun adı demokrasi değildir. Bir ülkenin geleceği dengelere bağladır. Yasama, yürütme ve yargı diye organlar neden var? Birinin yaptığı hatayı diğeri düzeltsin diye. Hepimizin dikkatli olması lazım. İzmir'den en küçük bir kuşkum yok isterim ki sandıklardan yüzde 100 hayır çıksın" dedi. Konuşmasını tamamlayan Kılıçdaroğlu'na 2 amatör spor kulübü tarafından üzerinde 'Kılıçdaroğlu 35' yazan forma ile çeşitli hediyeler verildi.

GÖRÜNTÜLER CANLI VERİLDİ

Haber: Tufan HAMARAT, Timur TARLIĞ / İZMİR,

==============================================

CHP'li İnce: Erdoğan'a beygirden düştüğü için gazilik veririz

Mehmet YİRUN- Şaban KARDEŞ/ÇERKEZKÖY (Tekirdağ), - CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gazilik unvanı verilmek istendiğini belirterek, "Gazilik unvanı vereceklermiş Cumhurbaşkanına gazi. ya güzel kardeşim, Atatürk'e bu yetki Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra verildi. Sen meydan muharebesi mi kazandın? Ama illa gazilik istiyorsa, o savaş kazanmadığına göre beygirden düştüğü için gazilik veririz" dedi.

Referandum çalışmaları kapsamında Tekirdağ'ın Çerkezköy İlçesi Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara seslenen CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, halk oylamasında bir oyun bile önemli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 15 Temmuz gecesi nedeniyle 'gazilik' unvanı verileceğini söyleyen Muharrem İnce, "Bu deneme, yanılma değil, '3-5 yıl sonra vazgeçeriz bu sistemden' yok böyle bir şey. Bakın Oslo'da yanıldılar. Habur'da yanıldılar, 2010 referandumunda bu meydanlara gelip size ne dediler? 'Evet verin, hukukun üstünlüğü gelecek' dediler, değil mi? Kendileri kandırıldı, sonra milleti kandırdılar evet verdirdiler. 2010'da ne oldu. Yargı FETÖ'nün eline geçti. 2010'da yargı FETÖ'nün eline geçtiği için 15 Temmuz gecesi bombalar Meclisin üzerine yağdı. Utanmadan şimdi FETÖ'yü kendilerinden kenara atmaya çalışıyorlar. Bir de gazilik unvanı vereceklermiş Cumhurbaşkanına. Gazi ya güzel kardeşim, Atatürk'e bu yetki Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra verildi. Sen meydan muharebesi mi kazandın? Yani benim bir şartım var bakın. Önce 17 üniversite kurdurduğu için FETÖ'ye ne istediler de vermedikleri için Rabbim beni affetsin dediği için, milletim beni afetsin dediği için FETÖ'cüleri general yaptığı için, hakim savcı yaptığı için önce FETÖ'ye hizmetlerinden dolayı bir madalya versinler. Ama illa gazilik istiyorsa, o savaş kazanmadığına göre beygirden düştüğü için gazilik veririz" dedi.

'BİR OY BİLE ÖNEMLİ'

Bir oyla Türkiye'nin kaderinin değişebileceğini kaydeden İnce, "Bir oyla çocuklarımızın kaderi değişir, onun için o zaman bir çivi, bir nalı kurtarır, bir nal, bir atı kurtarır, bir at, bir yiğidi kurtarır, bir yiğit de memleketi kurtarırö dedi.

Konuşmasının ardından alanda bulunanlara karanfil atan CHP'li Muharrem İnce, mitingin ardından Çerkezköy'den ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Alandan görüntü

-Muharrem İncenin gelişi

-Muharrem İncenin konuşması

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Şaban KARDEŞ/ÇERKEZKÖY(Tekirdağ),–

==============================

İnterpol Daire Başkanı Çiçek: FETÖ'cülerin kaçacak delikleri yok

İNTERPOL Daire Başkanı Lütfi Çiçek, Fetullahçı Terör Örgütü(FETÖ) üyesi olan ve yurt dışına kaçan kişilerin yakalanarak gerekli cezai işlem uygulaması için başlatılan çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, "Kaçacak delikleri yok" dedi.

İnterpol Daire Başkanı Lütfi Çiçek, emniyet malulü ve gazileri ziyaret etmek için memleketi Sivas'a geldi. Kentte çeşitli ziyaretlerde bulundu. İnterpol Daire Başkanlığı olarak yoğun bir çalışma temposu yürüttüklerini söyleyen Çiçek, 17-25 Aralık süreci ve 15 Temmuz dare girişiminden sonra yoğunluğun arttığını belirterek, "Daha önceden yabancı terör savaşçılarıyla ilgili yoğunluğumuz vardı. Yaklaşık 140 ülkeden yabancı terör savaşçıları maalesef Suriye'ye savaşmak için, değişik amaçlarla gitmişlerdi. Onlarla yoğun bir mücadelemiz varken darbe sürecinden sonra yurt  dışına kaçan FETÖ'cülerin peşine düştük. Çok başarılı operasyonlarımız var. Dünyanın dört  bir tarafından FETÖ'cüleri alıp, yakalatıp, getirip adalete teslim ediyoruz. Yakalananların sayıları her gün değişiyor. Yurt dışında oldukça yoğun sayıdalar. Hatta bir çoğu da darbenin başarısız olması ihtimaline karşı önceden uçak biletlerini alıp ülkeyi terk etmişler. Ama onların ensesindeyiz. Kaçacak delikleri yok" dedi.

'MALEZYA İMAMINI GETİRTTİK'

İnterpol Genel Sekreterliği nezdinde kırmızı bülten düzenlemek için yoğun çabalar sarf edildiği söyleyen Çiçek, "Adalet önüne getirilmeleri için tüm kurumlar, Dışişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız, emniyet teşkilatımız koordineli bir şekilde, omuz omuza mücadele ediyor. Dünyanın dört bir tarafından, çok uzak yerlerden, en son Malezya'dan Malezya imamını getirttik. Çok yoğun çalışıyoruz. İnşallah yaptıkları yanlarına kar kalmayacak" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Lütfi Çiçek açıklama

Haber: Hüsne AKKAYA/SİVAS,

=========================================

Çukurca ve Şemdinli'de 3 PKK'lı öldürüldü

HAKKARİ'nin Çukurca ve Şemdinli ilçelerinde üs bölgelerine sızma girişiminde bulunan 3 PKK'lı terörist öldürüldü.

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde PKK'lı teröristler, akşam saatlerinde sisli ve yağmurlu havadan faydalanarak sıfır noktada bulunan Hantepe Üs Bölgesi'ne sızmaya çalıştı. Sızma girişiminde bulunduğu tesbit edilen 2 terörist, bölgede bulunan tank tarafından yoğun ateş altına tutuldu. Çağlayan Dere'ye yapılan atışla 2 PKK'lı teröristten 1'i etkisiz hale getirildi.

Öte yandan Şemdinli İlçesi Derecik Beldesi Yeşilova Gerdan Tepe üs bölgesine Kuzey Irak'tan sızmaya çalışan yine 2 PKK'lı terörist, güvenlik güçleri tarafından çıkan çatışmanın ardından öldürüldü. Bölgede operasyonlar sürüyor.

Haber: HAKKARİ, -

============================================

Arazi anlaşmazlığında kan döküldü: 1 ölü

DENİZLİ'nin Baklan İlçesi'nde, 55 yaşındaki Salih Durmaz, arazi anlaşmazlığı yüzünden aralarında husumet bulunan 35 yaşındaki Cafer Kayhan'ı kamyonetin içinde av tüfeğiyle vurarak öldürdü.

Olay, bugün saat 13.00 sıralarında Dağal Mahallesi'nde meydana geldi. Fransa'da yaşayan Mehmet Durmaz, iddiaya göre tarlasını işlemesi için kardeşi Salih Durmaz'a 5 yıllığına kiraladı. Ancak Cafer Kayhan'da tarlanın kendisine verildiğini öne sürerek Durmaz'la tartışmaya başladı. Tartışmanın sona ermesi üzerine kamyonetine binen Kayhan, hareket edeceği sırada Durmaz'da kamyonete bindi. İkili arasındaki tartışma tekrar alevlenince Durmaz av tüfeğiyle Kayhan'a ateş etti. Vücuduna isabet eden saçmalarla Kayhan ağır yaralanırken, Durmaz olay yerinden hızla uzaklaştı. Durumun bildirilmesi üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Kayhan'ın hayatını kaybettiği anlaşıldı. Cafer Kayhan'ın cesedi otopsi için Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı. Cinayet zanlısı Salih Durmaz ise kısa süre sonra jandarmaya giderek teslim oldu.  Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Olayın yaşandığı yerden görüntüler

Bir vatandaşın olayı anlatması

Kamyonetin girdiği bağdaki izlerden görüntü

Ölen Cafer Kayhan'ın resmi

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,

===================================================

Erciyes Üniversitesi'nde iki öğrenci grubu kavga etti

ERCİYES Üniversitesi'nde (ERÜ) aralarında husumet bulunan iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgayı, polis piper gazı ile müdaha ederek sonlandırdı. 5 öğrencinin yaralandığı olayın ardından polis üniversitede önlemleri artırdı.

Erciyes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda aralarında sorun olduğu öne sürülen iki öğrenci grubu arasında çıkan tartışma, yumruklu, sopalı kavgaya dönüştü. Olay yerine giden polis ekiplerinin biber gazı ile müdahalesinin ardından taraflar ayrıldı. Kavgada 5 öğrenci yumruk ve sopa darbeleri ile yaralanırken, bazı öğrencilerin de biber gazından etkilendiği kaydedildi. Yaralanan öğrencilere olay yerine gelen 112 ekipleri müdahalede bulunuldu. Öğrencilere ayakta tedavileri yapıldı. Kavga ile ilgili soruşturma başlatırken, Çevik Kuvvet polisleri de yeni bir olay yaşanmaması için üniversitede geniş güvenlik önlemleri aldı.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Kavganın yaşandığı fakülteden görüntü

-Polin önlem almasından görüntü

-Gazdan etkilenen öğrencilere arkadaşlarının mürahalesi

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Cafer ZENGİN/KAYSERİ,DHA)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2026 yılında hanelerimizin yarısını kendi doğalgazımızla karşılayacağız

2026 yılını işaret etti: Hanelerin yarısının ihtiyacını karşılayacağız

'Safları sıklaştırın' diyen Kılıçdaroğlu'na adliye önünde coşkulu karşılama

Adliye önünde istediği oldu

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

İsrail savaş uçakları Beyrut'ta bir binayı yerle bir etti! Dehşet anları kamerada

Gözü dönmüş bunların! Başkentin göbeğinde yaptıklarına bakın

title