Dha Yurt Bülteni-18
Ayvalık'ta orman yangını EK BALIKESİR'in Ayvalık İlçesi'nde çam ve zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgede yangın çıktı.
Ayvalık'ta orman yangını EK
BALIKESİR'in Ayvalık İlçesi'nde çam ve zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgede yangın çıktı. Ekipler yangını söndürmek için havadan ve karadan çalışma başlattı.
Hakkıbey Yarımadası Şeytan Sofrası'nın alt kısımlarında bulunan çam ve zeytin ağaçlarının yer aldığı bölgede, bugün saat 16.15'te, henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın başladı. Sitelerin de yer aldığı bölgeden yükselen dumanları görenler yangını söndürme ekplerine bildirdi. İhbar üzerine ekipler bölgede çalışma başlattı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na bağlı 6 helikopter 2 amfibik uçak 36 arazöz 3 dozer müdahale ediyor. 2 sitenin sakinleri önlem amaçlı tahliye edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Yangın yerinden görüntü
Söndürme çalışmalarından görüntü
Haber- Kamera: Kadri KAYA/ AYVALIK (Balıkesir),
==========================================
2'si kardeş 3 çocuk, su birikintisinde boğuldu
ŞANLIURFA'nın Viranşehir İlçesi'nde, serinlemek amacıyla Mardin Su Tahliye Kanalı'ndan sızan suyla oluşan birikintiye giren 2'si kardeş 3 çocuk boğuldu.
Olay, bugün öğleden sonra, ilçeye bağlı Gözlek Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalleden geçen ve Atatürk Barajı'ndan Mardin'e arazi sulaması amacıyla su taşıyan kanaldan su sızmasıyla oluşan birikintiye serinlemek amacıyla giren 9 yaşındaki Eyüp Kaplan ile kardeşi 6 yaşındaki İlyas Kaplan ve amcalarının oğlu 9 yaşındaki Abdulkadir Kaplan, bir süre sonra suya battı. Çocuklarından uzun süre haber alamayan Kaplan aileleri, kanala girme ihtimali üzerine çevrede arama yaptı. Kanala bölgedeki su birikintisinde çocukların kıyafetlerinin bulunması üzerine jandarma ve sağlık görevlilerine haber verildi. İhbarla gelen jandarmalar önlem alırken, birikintide halatla yapılan aramada çocukların cesetlerine ulaşıldı. Ölümüyle yakınlarını yasa boğan çocukların cesetleri, otopsi için Viranşehir Devlet Hastanesi morguna götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Olay yeri
Su birikintisi
Arama çalışmaları
Genel ve detay görüntüler
Haber: Mustafa MERT- Kamera: ŞANLIURFA,
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 4 MB, 3 MB
===========================================
Şehit annesinin üniversite sevinci
DİYARBAKIR'ın Sur İlçesi'nde 28 Aralık 2016 tarihinde PKK terör örgütüne karşı gerçekleştirilen operasyonda şehit olan Yüzbaşı Yiğitcan Çiğa'nın Mersin'de yaşayan annesi 56 yaşındaki Ayla Çiğa, üniversiteye girdi.
LYS sonrası aldığı puanla Toros Üniversitesi Aşçılık Bölümü'nü tercih eden şehit annesi Ayla Çiğa, Mersin Milli Eğitim Müdürü Adem Koca ile birlikte kayıt yaptırmak için merkez Yenişehir İlçesi'nde bulunan Toros Üniversitesi'ne gitti. Ayla Çiğa ve ile Müdür Koca, Rektör Prof. Dr. Yüksel Özdemir tarafından karşılandı. Şehit annesi Çiğa, sınava girme gerekçesini açıklarken, "Oğlumun şehit olması, ardından eşimi kaybetmem beni etkilendi. Sonra kızımın teşviki ile sınava girmeye karar verdim. İki ay süreyle geceleri çalışarak kazandım. Gençliğimde mümkün olmamıştı. 37 yıl sonra başardım" dedi. Çiğa gastronomi eğitiminin ardından kendi işyerini açmak istediğini söyledi. Toros Üniversitesi Rektörü Özdemir de cesaretinden dolayı Ayla Çiğa'yı kutlayarak şöyle konuştu: "Okumanın yaşı yoktur. Ayla hanım da buna güzel bir örnek. Şehidimize rahmetle anıyorum. Çünkü şehidimiz ülkemiz için canını feda etti. Bugün huzurlu bir ortamda eğitim ve öğretim sürdürebiliyorsak onların sayesindedir. Ayla hanımı tebrik ediyorum. İnşallah çok güzel bir eğitim süreci geçireceğiz."
Haber: MERSİN,
===========================================
Üniversitedeki deprem panelinde salon boş kaldı
ZONGULDAK'ta Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin düzenlediği 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 18'nci Yılı Paneli'ne basın mensupları ve iki akademisyen dışında kimse katılmayınca salon boş kaldı. Paneli iptal etmeyerek devam eden BEÜ Rektör Yardımcısı ve Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, "Bizim yarın ya da bugün deprem olacakmış şeklinde tedbirlerimizi hızlı bir şekilde alıyor olmamız, uygulamaya geçiliyor olmamız lazım.ö dedi.
BEÜ Afet Uygulama ve Araştırma Merkezince, 17 Ağustos Marmara Depreminin 18'inci yıldönümü nedeniyle 'deprem ve etkileri' paneli düzenledi. Panele BEÜ Rektör Yardımcısı ve Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Serdar Görmüş, Yrd. Doç. Dr. Saygın Abdikan ve araştırma görevlisi Gökhan Gürbüz konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu'ndaki panele basın mensupları haricinde sadece iki akademisyen katılınca salon boş kaldı. Paneli iptal etmeyerek sürdüren Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, 17 Ağustos Marmara ve Ege Bölgesi'nde yaşanan depremler ile Türkiye'nin deprem geleceği konusunda açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, bu yılın başından itibaren Çanakkale, Ayvacık, Muğla ve Bodrum'da deprem fırtınası yaşandığını, depremlerin kendilerini hatırlattığını söyledi. Yaşanan depremlerin ardından "Şu tarihte deprem olacak. Şu tarihte deprem beklemiyoruz' şeklinde kamuoyuna yanlış bilgiler aktarıldığını belirten Kutoğlu, şöyle dedi:
"Uluslararası literatüre baktığınız zaman Marmara depremiyle ilgili olasılıklar söz konusu. Her geçtiğimiz gün bu olasılıklar artıyor. Bugün de Marmara denizinde deprem olma olasılığı var. Yarın biraz daha artacak, önümüzdeki yıl biraz daha artacak bu şekilde devam edecek. Uluslararası literatürde yapılan çalışmalara göre Marmara denizindeki faylarda 2030'lu yıllara kadar bugünden artarak devam eden şeklinde yüzde 30'lara varan deprem olma olasılığı var. Bütünleşik anlamda baktığınız zamanda herhangi bir fayın kırılma olasılığı yine uluslararası literatürde yayınlanmış eserlerde yüzde 40'lar civarında deprem olasılığı var. Bu, gün gün giderek artıyor. Bizim yarın ya da bugün deprem olacakmış şeklinde tedbirlerimizi hızlı bir şekilde alıyor olmamız, uygulamaya geçiliyor olmamız lazım. Sorunlu zeminlerden uzaklaşıyor olmamız lazım."
'EGE BÖLGESİ'NDE DEPREM OLURSA TSUNAMİ BOYU 3.5 METREYE ULAŞABİLİR'
Prof. Dr. Kutoğlu, Ege Denizi'nin içinde bulunan büyük dalma-batma bölgeleri ve kıta sınırlarında deprem olması durumunda tsunami etkisinin daha büyük olacağını ifade etti. Tsunami etkisinin 3.5 metreye kadar çıkabileceğini anlatan Prof. Dr. Kutoğlu, "O zaman buna da hazırlıklı olmak lazım. 50-60 santimlik bir dalgada biraz sınırlıda olsa bir takım sıkıntılar oldu. Karaya etkisi ne olabilir? Düşük kotlu alanlarda 3.5 metrelik bir dalga kotu düşük olduğu, eğimin düşük olduğu kıyılarda daha fazla içeriye girip daha fazla hasar verme potansiyeli var. Onun için bu yapılan çalışmaların kağıt üzerinde kalmaması lazım. Yerel idarelerimizin bu çalışmaları alarak risk haritalarını oluşturmaları ve imar düzenlemelerinin de bunlara göre oluşturmaları lazım. Bilimsel çalışmaların doğrultusunda bununla ilgili düzenlemeleri biran önce hayata geçirmemiz lazım. Hala da denize sıfır o bölgelerde yapıların yükseldiğini görüyorsunuz." dedi. Panel, Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Sedar Görmüş, Yrd. Doç. Dr. Saygın Abdikan ve araştırma görevlisi Gökhan Gürbüz'ün konuşmalarının ardından sona erdi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Panel yazısı
-Prof.Dr. Şenol Hakan Kutoğlu'nun konuşması
-Sunumdan bilgiler aktarmaları
-Paneli izleyen gazeteciler ve 2 akademisyen
-Boş koltuklar
Süre: (5.34) Boyut: (372 MB)
Haber-Kamera: Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,
============================================
Evlendirmek vaadiyle 22 bin lira dolandırdı
BURSA'da, aktarlık yapan 44 yaşındaki Mehmet Ali O., bakıma muhtaç olduğu için eş arayan 74 yaşındaki M.F.A.'yı olmayan kayınvalidesiyle evlendirmek vaadiyle dolandırdı. 22 bin lirasını kaptıran yaşlı adamın polise yaptığı şikayet üzerine yakalanan Mehmet Ali O.'nin evli olmadığı ve kayınvalidesinin bulunmadığı da ortaya çıktı.
Merkez Yıldırım İlçesi'nde aktar dükkanı işleten Mehmet Ali O., aynı mahallede yaşadığı M.F.A.'nın kendisine bakabilecek bir eş arayışında olduğunu duyunca yaşlı adamla görüşerek Azerbaycan'da yaşayan dul olan kayınvalidesi ile evlenmesini önerdi.
Mehmet Ali O. teklifinin kabul edilmesi üzerine M.F.A.'dan yol ve pasaport masrafları bahanesiyle yüklü miktarda para aldı. Ardından kardeşinin de cezaevinde olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen dolandırıcı, yaşlı adamdan yine nakit para ve kredi kartını istedi. Toplam 22 bin lira dolandırılan M.F.A., kredi kartı harcamalarının artması üzerine polis ekiplerine başvurdu.
Evli olmadığı ve kayınvalidesinin bulunmadığı tespit edilen Mehmet Ali O., Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından buluştuğu işyerinde M.F. A .'dan para alırken suçüstü yakalandı.
Daha önce iki kez dolandırıcılık olayına karıştığı öğrenilen Mehmet Ali O. polisteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Mehmet Ali O. emniyet binasından çıkarken kendisini görüntülemek isteyen muhabire tekme savurdu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------------------------
şahsın emniyetten çıkışı
gazetecilere saldırması
emniyetten detaylar
SÜRE: 53 SN, BOYUT: 30 MB
Haber: Enver Fatih TIKIR/BURSA,
===========================================
'Çobanlara ÖTV sıfırlansın'
TÜRKİYE Kasaplar Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, Türkiye'de hayvancılığın gelişebilmesi için önce çobanlara destek verilmesi gerektiğini açıkladı. Çobanların Mercedes'e binebilecek bir geliri olması halinde hayvancılığın gelişebileceğini söyleyen Yardımcı, "Çobanlara otomobil satılırken ÖTV alınmasın, sosyal yaşantılarının gelişmesi için tatil hediye edilsin" dedi.
Hayvancılık ve et ticaretinde yaşanan sorunlar ile çözüm önerileri, Antalya Ticaret Borsası'nda düzenlenen sektörel analiz toplantısında görüşüldü. Moderatörlüğünü Mehmet Akif Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Saatçi'nin yaptığı toplantıda, bölgedeki hayvancılık sektörüyle ilgili paydaşlar bir araya geldi. Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, hayvancılığı geliştirebilmek için öncelikle girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi. Avrupa ülkelerindeki gibi etin kilosunun 10-15 liraya mevcut girdilerle satılmasının mümkün olmadığını belirten Nazif Alp, "Çünkü bizim girdilerimiz çok yüksek" dedi. Avrupa ülkelerinde hayvancılığa verilen desteğin yanında Türkiye'deki desteğin çok düşük kaldığını söyleyen Nazif Alp, 50 kiloluk yemin 60 lira olduğunu söyledi. Türkiye'de böyle bir maliyetle hayvancılığın geşimemeyeceğini anlatan Alp, mevcut şartlarda et fiyatlarının de düşmesinin mümkün görünmediğini açıkladı. Antalya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı İlhan Ayhan da mevcut şartlarda kırmızı etin ucuzlamasının mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'de bol süt veren hayvan ırklarının yanında bol et veren ırklara da ağırlık verilmesi halinde hayvan sayısı aynı kalsa bile et üretiminin yüzde 40 artabileceğini anlatan Ayhan, "Devletten hayvan ırklarının ıslah edilmesini, kombine ırkların da hızla yaygınlaştırılmasını istiyoruz" dedi. Hayvancılıkta bürokrasinin de çok fazla olduğunu savunan Ayhan, bir işletmeye ruhsat alabilmek için en az 8 resmi daireden görüş almak gerektiğini söyledi. Antalya Tuicaret ve Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Taş ise Türkiye'deki işsizlik sorununa dikkat çekti. Taş, işsizlerin hayvancılık sektörüne yönelmesi için teşvikler yapılmasını önerdi. Veteriner hekim Yılmaz Gökçay ise bütünşehir yasasıyla birlikte köylerin mahalleye dönüştürülmesi sonucu hayvancılık yapmanın zorlaştığını söyledi. Yaylalara yazlık yapan kişilerin 'koku oluyor' diyerek şikayet etmesi sonucu yerleşim alanlarındaki hayvancılık işletmelerinin yıkıldığını anlatan Gökçay, çobanların sosyal güvenlikle ilgili sıkıntılarından dolayı genç neslin hayvancılıktan uzaklaştığını söyledi. Şu anda çobanların ortalama yaşının 55 civarında olduğunu anlatan Gökçay, 10 yıl sonra çoban da bulmanın mümkün olamayacağını söyledi. Türkiye Kasaplar Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı ise Türkiye'de çobanların yaşam standardının yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda Almanya'dan örnek veren Yardımcı, "Almanya'da bir çiftlikteki anne, baba ve kız üçü de tulum giyip çalışıyordu. Akşam olduğunda hepsi de kendi Mercedes araçlarına binip çıktılar. Türkiye'de de çobanlara satılan araçlarda ÖTV'yi kaldıralım. Çobanlar da Mercedes'e binsin. Devlet onlara da destek versin. Niye benim çobanım Mercedes'e binmesin. Devlet çobanı teşvik etmeli. Filan otelde yılda 15 gün tatil de verebilir.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp'in konuşmaları
Antalya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı İlhan Ayhan'ın konuşmaları
Antalya Tuicaret ve Sanayi Odası meclis Üyesi Hasan Taş'ın konuşmaları
Veteriner Hekim Yılmaz Gökçay'ın konuşmaları
Kasaplar Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı'nın konuşmaları
219 MB /// 6. 53"
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,