Dha Yurt Bülteni - 16
Rize'de şiddetli rüzgarda 40 evin çatısı uçtuRİZE'de kısa süreli etkili olan şiddetli rüzgar 40 evin çatısını uçurdu.
Rize'de şiddetli rüzgarda 40 evin çatısı uçtu
RİZE'de kısa süreli etkili olan şiddetli rüzgar 40 evin çatısını uçurdu.
Rize'de sabah saatlerinde etkili olan şiddetli rüzgar nedeniyle il merkezi ile birlikte Çayeli ve Güneysu ilçelerinde 40 evin çatısı uçtu. Ölen ya da yaralananın olmadığı olaylarla ilgili İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri hasar tespiti çalışması başlattı. Rüzgar bazı köylerde elektrik nakil hatlarına da zarar verdi.
Rize'de son aylarda şiddetli rüzgarlar nedeniyle 475 evin çatısı hasar gördü. Evlerinin çatısı hasar gören ailelere 2'şer bin lira maddi yardım yapılacağı belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Evinin çatısı uçan bir kadın
-Uçan çatı detayları
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR RİZE-DHA
==================================
Aliağa TÜPRAŞ çalışanları da iş bıraktı
İZMİR'in Aliağa İlçesi'ndeki TÜPRAŞ Rafinerisi'ndeki işçiler, ülkedeki diğer üç rafineri ile birlikte eşzamanlı iş bırakma eylemi yaptı.
Toplu İş Sözleşmesi sürecinde yapılan görüşmelerin ardından olumlu bir yanıt alınamaması üzerine TÜPRAŞ'ın ülke genelindeki dört rafinerisinde, aynı anda başlatılan iş bırakma eylemi yapıldı. İzmir Aliağa'daki rafineride çalışan işçilerde eyleme gitti. Akşam vardiyasına kadar işçiler iş bıraktı.
Petrol İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay, saat 16.00'da başlayacak akşam vardiyası öncesi açıklama yaptı. Geçinebilecek bir ücret ve insan onuruna yakışır çalışma koşulları için mücadele verdiklerini belirten Oktay, "Geçtiğimiz hafta şirketin genel müdürü, genel merkezimize giderek bir görüşme talebinde bulundu. Biz de genel merkezimize şunları söylemiştik. Bir defa işveren bütün taleplerini geriye çekecek. İkincisi, toplu sözleşme süresince 'ben şu uygulamayı değiştirmek istiyorum diye herhangi bir taleple karşımıza gelmeyecek. Eğer bunları kabul ediyorsa biz görüşmeye hazırız demiştik. Bu çerçevede bugün öğle saatlerinde işverenden genel merkezimize bir görüşme talebi gelmiştir. Perşembe günü saat 10.00'da bir görüşme olacak. Ama bizim taleplerimiz halen aynıdır, hala olduğumuz yerdeyiz. Eğer yapılacak görüşmede işveren taleplerini geriye çekmezse ve önümüzdeki iki yıllık süre zarfında farklı isteklerle karşımıza gelecekse biz o oturumda bulunmayız" dedi.
"TALEPLERİMİZ BELLİ"
İsteklerinin kabul edilmemesi halinde eylemlerin devam edeceğini söyleyen Oktay, "İnsan onuruna yakışır bir ücret istiyoruz. İş huzuru istiyoruz, iş barışı istiyoruz, sağlıklı bir ortamda çalışmak istiyoruz. Bizim taleplerimiz bunlardır. Bu niyetle Perşembe günü o oturuma katılacağız. Bizim taleplerimize cevap verecek şekilde bir görüşme olmazsa, biz o masada gereğini yaparız, o masadan kalkıp geldikten sonra burada da gereğini yaparız" dedi.
FAZLA MESAİ KARARI
Geçtiğimiz hafta, Pazartesi gününe kadar hiçbir TÜPRAŞ çalışanının fazla mesaiye kalmaması yönünde karar alan Petrol İş Sendikası, yönetim kurulu olarak aldığı kararla Perşembe günü yapılacak oturuma kadar işçilerin fazla mesai yapabileceklerini söyledi. Diğer bölgelerle eşgüdüm içinde sürecin yürütüldüğünü ve dört bölgede de aynı uygulamaların geçerli olduğunu belirten Oktay, Perşembe günü oturumdan olumlu bir sonuç çıkmazsa, değil fazla mesai, içeride üretim dahi olmayacağını söyledi.
Eyleme katılan işçiler, sık sık "Gemileri yaktık geri dönüş yok" ve "İş ekmek yoksa barış da yok" şeklinde sloganlar atarak Ahmet Oktay'ın sözünü keserken, eylem sonunda işçiler sıralı bir şekilde vardiya değişimini gerçekleştirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Eylemden görüntü
Ahmet Oktay konuşması
İşçi sloganları
Genel ve Detay görüntü
Haber: Bülent PINARBAŞI / İzmir / Aliağa,
==========================================================
Deprem konferansında katılımcı depremi
ÇANAKKALE'de düzenlenen 'Deprem, Binalarımız, Güçlendirme ve Önlemler' konulu konferansa katılım yok denecek kadar az oldu. Birinci derece deprem kuşağında bulunan Çanakkale'de, uzmanların 7 şiddetinde deprem uyarısı yapmasına rağmen, katılımcı sayısının düşük olması deprem konusundaki duyarsızlığı gözler önüne serdi. Bin 250 koltuklu salonda sadece 130 kişi vardı. Konferanstaki konuşmacılar da salonun boş olmasına sitem etti.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Depremle Savaş Derneği ile Çanakkale İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) katkılarıyla ÇOMÜ İçdaş Kongre Merkezi'nde 'Deprem, Binalarımız, Güçlendirme ve Önlemler' konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak ÇOMÜ ve İTÜ'den depremle ilgili akademisyenler katıldı. Geçtiğimiz şubat ayında 5.3 büyüklüğündeki depremde Ayvacık İlçesi'ne bağlı köylerde çok sayıda binanın yıkılmış olmasına karşın konferansa yeterli katılım sağlanmadı. Bin 250 koltuklu salonda sadece 130 kişi yer aldı.
Konferansa konuşmacıların yanı sıra CHP'li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale AFAD İl Müdürü Levent Yılmaz ve ÇOMÜ Acil Yardım ve Afet Yönetimi (AYAY) Bölümü öğrencileri katıldı. Salonun boş olması nedeniyle üzüldüğünü dile getiren Depremle Savaş Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Malik Gözübol, bundan sonraki benzer etkinliklerde daha geniş bir katılımın sağlanmasını temenni etti. Üzerinde AYAY yazılı kırmızı tişörtleri ile konferansa katılan bir grup öğrenciye seslenen Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, "Bu salona bakarak, sakın ola bu mesleğinizin önemsiz olduğunu zannetmeyin. En önemli mesleklerin başında geliyor. Çünkü insan hayatıyla ilgili, onun kurtarılmasıyla ilgili eğitim alıyorsunuz. Türkiye'de birçok fay hattı bulunuyor. Çanakkale de ne yazık ki iki tane ana fay hattından oluşan bir bölgede yer alıyor. Çanakkale'de her an ciddi bir deprem olabilir" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından konferansta 1'nci oturuma geçildi. Prof. Dr. Süha Özden'in oturum başkanlığını yaptığı konferansın ilk oturumunda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erdinç Yiğitbaş 'Çanakkale ve çevresinin jeolojisi', Prof. Dr. Süha Özden 'Çanakkale ve çevresinin aktif tektoniği', Doç. Dr. Tolga Bekler 'Çanakkale ve çevresinin depremselliği', Çanakkale Belediyesi'nden Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç 'Çanakkale Belediyesi mücavir alan sınırlarındaki zemin koşulları ve yapılaşma arasındaki ilişkiler' ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Orhun Köksal 'Çanakkale kentsel ve kırsal alanlardaki yapıların mevcut durumu' konularında konuşma yaptı.
"ÇANAKKALE TÜRKİYE'NİN EN TEHLİKELİ BÖLGESİ"
ÇOMÜ Jeofizik Bölüm Başkanı Doç Dr. Tolga Bekler, yaptığı sunumda şubat ayında deprem fırtınasının yaşandığı Ayvacık depremlerinin kendisi için sürpriz olmadığını söyledi. Doç. Dr. Bekler, Çanakkale'nin deprem konusuna uzak olmadığı ifade ederek, "Bu grafik de bize gösteriyor ki, neredeyse 6 ve üzerindeki depremlerin Çanakkale ve çevresindeki aktif fay sistemlerine bağlı olarak oluşma potansiyelleri neredeyse yüzde 50'nin üzerinde. Dolayısıyla orta büyüklükte veya büyük bir depremi yaşamama beklentisi içerisinde olmamız mümkün değil. Bermuda şeytan üçgeninde bulunur gibi maalesef Çanakkalemiz belki de Türkiye'nin en tehlikeli bölgelerinden birinde bulunuyor. Kötümser bir havayı çizmek istemem ama durum bu. Kuzeybatıda Saroz Körfezi, Kuzey Anadolu fayının batı uzantısının ciddi yerlerinden bir tanesi, güneybatıda Edremit Körfezi ve Yunan ana karasına doğru Edremit fayının kendisi ve devamı, yine hocalarımızın da bahsettiği gibi Biga Yarımadası'ndaki farklı fay sistemleri yer alıyor. Bunlar sayısal kayıtları olan depremleri oluşturmuş" diye konuştu.
"7 VE ÜZERİNDE DEPREM OLABİLİR"
ÇOMÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yapı Ana Bilim Dalında Prof. Dr. Hasan Orhun Köksal ise, "Her an Çanakkale toprakları içerisinde veya sınırlarında 7 ve üzerinde deprem olabilir. Şuanda da olabilir. O zaman bizim Çanakkale olarak yapılaşmaya verdiğimiz önem nedir? Çok başarılı bir zemin çalışması yapılmış ve yürürlüğe konulmuş durumda" dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN YANINDA GÜÇLENDİRMEYİ ÖNERDİ
Birinci oturuma verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kadir Güler, Çanakkale ve ülke genelindeki betonarme yapılarla ilgili sorunların çözümü için gayretler olduğunu söyledi. Deprem yönetmeliği ile ilgili herhangibir sorun bulunmadığını hatırlatan Güler, şunları söyledi:
"Hazırlandığı dönem itibariyle, yalnız güncellemede biraz eksiğimiz oldu. 75 yönetmeliği, 97 yönetmeliğine kadar 22 sene güncellenemeden kullanılmış oldu. Esas sıkıntımız, gerek proje denetimi, gerekse yapımla ilgili denetimdeki eksikliklerdir. Ülkenin koşulları, malzeme kalitesi de önemli etkenler. Mevcut yapı stokunun problemlerini çözmek için kötü durumdaki binalar yıkılabilir. Kentsel dönüşüm konusu sürekli gündem de ancak bunun yerine güçlendirmeyi de gündemimize almamız lazım ülke olarak. Çünkü biz mevcut yapıların hepsini yıkıp yenileyemeyiz. Yani hiçbir ülkenin ekonomik durumu buna el vermez. Biz toptan göçmeyi önleyemiyorsak, can kayıplarını azaltamıyorsak bu da bizim bir kusurumuz olarak tarihe geçebilir. O bakımdan yani bu kentsel dönüşüm devam etsin, bölgesel bazda devam etsin. Fakat bir taraftan da güçlendirilmesi ekonomik olan binaları güçlendirmemiz lazım. Yoksa bütün binaları kentsel dönüşüm kapsamında yenilemek 20-30 veya daha fazla yıllar alacak bir süreçtir. O kadar zamanımız var mı? İşte o bir soru işareti. Çünkü depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz."
"KIRSALDA DA PROJE DENETİMİ GEREKLİ"
Mevcut yapı stoğunu kısa sürede elden geçirmek ve çok kötü binaları ayıklamak gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Güler, "Yakın zamanda yıkıcı bir deprem olursa bu çok sayıda can kaybına neden olabilecek bir durumdur. Biz yapılaşmayı çok ciddiye almıyoruz. Gecekondu olan ve mühendislik hizmeti görmemiş çok sayıda yapımız var. Bundan sonra üretilen yapıların çok daha iyi olmasını bekleriz ama proje kalitesi de önemli. Proje denetimi ve yapı denetimi ile ilgili hala bir takım sıkıntılarımız var. Sadece belirli bir kesimi suçlayamayız. Köysel yada kırsal dönüşüm anlamında da Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın çalışmaları olmalı. Çünkü kırsal kesimde de belirli bir nüfus barınıyor. Dolayısıyla onların yaşadığı konutların da 5 ve 5 buçuk büyüklüğünde depremlerde hasar görmemesini sağlamamız lazım" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Konferanstan genel ve detay görüntüler,
-Salondaki boş koltuklardan görüntüler,
-Ali Malik Gözübol'un konuşması,
-Ülgür Gökhan'ın konuşması,
-Tolga Bekler'in konuşması,
-Hasan Orhun Köksal'ın konuşması,
-Kadir Güler'in konuşması.
Haber: Burak GEZEN- Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,
==========================================================
KTÜ'de 'Sayısal Navigasyon Bilgisi ve Uçuş Haritalarının Üretim ve Yönetimi' semineri
TRABZON Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Harita Mühendisliği Bölümü tarafından, 'Ulusal ve Uluslararası Sayısal Navigasyon Bilgisi ve Uçuş Haritalarının Üretimi ve Yönetimi' konulu seminer düzenlendi.
KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü tarafından, LUCİAD firması, Pegasus Hava Yolları ve Microsoft sponsorluğunda düzenlenen, 'Ulusal ve Uluslararası Sayısal Navigasyon Bilgisi ve Uçuş Haritalarının Üretimi ve Yönetimi' konulu seminer Erdoğan Özbenli Amfisi'nde gerçekleştirildi. Seminer kapsamında sponsor şirket temsilcileri tarafından öğrencilere uçuş haritaları üretimi, navigasyon, dijital dönüşüm, haritacılığın havacılıkta kullanımı, yüksek performanslı havacılık bilgi yönetimine ilişkin sunum gerçekleştirdi.
'ÖĞRENCİLİK SADECE SINIFTAN İBARET DEĞİLDİR'
Etkinliğin açılışında konuşan KTÜ Harita Mühendisliği Uzaktan Algılama Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Oğuz Güngör, organizasyona katılımlarından ötürü sponsorlara teşekkür etti, öğrencilere harita mühendisliğinin farklı açılardan görülmesini sağlamayı amaçladıklarını söyledi. KTÜ Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fevzi Karslı da, etkinlik sayesinde öğrencilerin mesleki fizibilite yapacaklarını belirterek, "Öğrencilik sadece sınıftan ibaret değildir. Aynı zamanda bu tür aktivitelerle de mesleğimizin hangi alanlarda yer bulduğu ve efektif olduğu yönünde bir kültürü de geliştirmiş oluyor. Belki burada detaylarıyla çok daha iyi bir şekilde öğrenme şansınız olacak. Etkinlik sayesinde mesleki fizibilite yapmış olacaksınız" dedi.
PROF. DR. ÇELİK'DEN ÖĞRENCİLERE TAVSİYE
Konuşmaların ardından başlayan seminerde öğrencilere hitap eden İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Rahmi Nurhan Çelik de, nesnelerin interneti ve üretilen ürünlerin konum bilgisi hakkında bilgiler verdi. Araştırma ve girişimciliğin öneminin altını çizen Çelik, öğrencilere öğrenim gördükleri bölüm dışındaki diğer öğrencilerle de tanışmaları ve arkadaşlık ilişkileri kurmaları gerekiğini söyledi, bu ilişkinin ilerleyen zamanda kendilerine fayda sağlayacağı tavsiyesinde bulundu.
'UÇUŞ PLANLAMA SİSTEMİNİ DE YAPMAK İSTİYORUZ'
Seminerde Pegasus Havayolları Navigasyon Müdür Yardımcısı Harita Yüksek Mühendisi Mete Ercan Pakdil ile Navigasyon Mühendisi Yusuf Çelik Konak, 'Uçuş haritaları üretimi, navigasyon ve mevcut teknoloji' konulu sunum yaptı. Sunumunda Pegasus'un uçuş haritaları konusunda bilgi veren Mete Ercan Pakdil şunları söyledi :
"Uçağın uçmasında olmazsa olmaz 3 kural vardır. Yakıt, pilot ve uçuş haritası. Birde uymanız gereken standartlar var. Kağıt kullanılıyorsa bunun bir maliyeti var. Bu konuda dünyada 2 tane üretici var. Biz bu uçuş haritasını üreterek dünyada bunu yapan 3'üncü ülkeyiz. Tüm Türkiye'yi bitirmiş durumdayız. Arkadaşlarımız gece gündüz uçuş haritalarını üretiyor. Uçuş haritasını dijital olarak üretiyoruz. Bunun avantajları da kağıt ve baskı maliyetinden kurtulmak. Diğer avantajı dağıtım operasyonu da verimli hale geliyor. Elimizde bir veri tabanı var. Bu verilerle hem uçağın pilotunu yönlendiriyorsunuz, hem de o ürettiğiniz sayısal navigasyon verisiyle uçağın otomatik pilotunu da yönlendirmiş oluyorsunuz. Bu verileri toplayarak yakın bir gelecekte kendimize uçuş planlama sistemini de yapmak istiyoruz."
'HERKES UÇSUN İSTİYORUZ'
Sunumun kapanışında öğrencilerle deneyimlerini paylaşan Pegasus Havayolları Performas ve Navigasyon Direktörü Ömer Kaya ise, "Pegasus gerçekten düşük maliyetli hava taşımacılığında öncü bir kuruluş. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanıyoruz. Herkes uçsun istiyoruz. Düşük fiyatlı bilet satarak bu hizmeti vermeyi amaçlıyoruz. 14 uçakla başladık, şimdi 82 uçağız. Çok hızlı büyümüşüz. Yolcu sayımız 1.9 milyondan yıllık 24.2 milyona kadar çıktı. Haftalık uçuş sayımız 2 bin 938'lere ulaşmış durumda. Şu anda 40 ülke ve 103 noktaya uçuyoruz. Türkiye'nin ikinci büyük tarifeli uçak şirketiyiz. Hızlı bir şekilde büyüme kat ediyoruz. Türkiye'de pazar payında sektör yüzde 5.8 büyürken biz yüzde 10.7 büyüdük. 2017'nin ilk 3 aylık verisi; 2.11 milyonu yurt dışı, 3.63 milyonu da yurt içi olmak üzere toplam 5.76 milyon yolcu sayısına ulaştık. Uçaklarımızın zamanında kalkış oranı da yüzde 85'lerde. Günümüzde birçok insanın Pegasus deneyimi vardır" diye konuştu.
Konuşması sonrası Kaya öğrencilere Pegasus'un dijital uçuş haritası sisteminden nasıl kalkış ve iniş yaptığı gösterilen bir video sunum izletti. Uçuş haritacılığına ilişkin konuşan Kaya, harita olmadan uçakların uçuş yapamayacağını kaydederek sözlerini noktaladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Seminerden genel görüntüler
-Sunumlar
-Detaylar
HABER : FATİH TURAN KAMERA: SELÇUK BAŞAR/TRABZON,