Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Dha Yurt Bülteni - 16

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şanlıurfa'da PKK/KCK operasyonu: 190 gözaltı (5)GÖZALTI SAYISI 190'A YÜKSELDİŞanlıurfa kent merkezinde ile ilçelerinde sabah saatlerinden bu yana terör örgütü PKK/ KCK'ya yönelik eş zamanlı operasyonda 50 şüpheli daha gözaltına alındı.

Şanlıurfa'da PKK/KCK operasyonu: 190 gözaltı (5)

GÖZALTI SAYISI 190'A YÜKSELDİ

Şanlıurfa kent merkezinde ile ilçelerinde sabah saatlerinden bu yana terör örgütü PKK/ KCK'ya yönelik eş zamanlı operasyonda 50 şüpheli daha gözaltına alındı. Kentte süren operasyonda gözaltına alınanların sayısı, son alınan 50 şüpheli ile birlikte 190'a yükseldi.

Haber: Mustafa MERT / Şanlıurfa / Viranşehir,

=========================================

İzmir'de PKK operasyonu, 11 gözaltı (2)

EL YAPIMI PATLAYICI HAZIRLAMIŞ

İzmir'de, İstanbul'daki bombalı saldırıların ardından, sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla bölücü terör örgütü PKK'yı sempatik göstermeye çalıştıkları ve eylemlerini övdükleri gerekçesiyle gözaltına alınan 11 kişi arasında bulunan D.A.'nın parmak izinin, 6 Aralık 2016 tarihinde Kadifekale Polis Karakolu arkasındaki ağaçlık alanda bulunan el yapımı patlayıcıların üzerinde çıktığı belirtildi. Ele geçirilen 4 el yapımı patlayıcının, sentetik tiner, solüsyon, havai fişek rampasından oluştuğu belirtildi.

Haber: İzmir,

==========================================

Demirtaş'ın 'kolesterolü' yüksek çıktı (2)

BAŞSAVCILIK: TEHLİKE ARZEDECEK BİR SAĞLIK SORUNU BULUNMUYOR

Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı, F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kalp spazmı geçirdiği ve tedavisinin yapılmadığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, bazı basın ve yayın organlarında, Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulanan Selahattin Demirtaş'ın kalp spazmı geçirdiği ve tedavisinin yapılmadığına dair haberlere ilişkin, bir basın açıklaması yapılması gereği duyulduğu belirtilerek, şöyle denildi:

"04.11.2016 tarihinden itibaren, Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulanan Selahattin Demirtaş'ın Ceza İnfaz Kurumu Aile Hekimi tarafından ilk muayene formlarının oluşturulduğu, kurumumuzda bulunduğu süre içerisinde, herhangi bir sağlık sorununun yaşanmadığı, 05.12.2016 tarihinde, kurum idaresine hitaben dilekçe yazan Selahattin Demirtaş'ın, kurum hekimi ile görüşme talep etmesi üzerine muayenesinin yapıldığı, yapılan görüşmede bir kaç gün öncesinde göğüs ağrısı olduğunu ve geçmiş öyküsünde anjiyo yapıldığına dair raporlarını gösterdiği, ancak hastaneye gitmek istemediği için rahatsızlığını kimseye söylemediğini beyan etmesi üzerine, kurum hekiminin, göğüs ağrısı gibi şikayetleri olduğunda kurum içerisinde EKG çekimi yapılabileceği hususu kendisine bildirildiğinde, tutuklunun rahatsız olmadığını, rahatsızlık hissedince zile basarak EKG çekilmesi için talepte bulunabileceğini ifade ettiği, tedavisi kapsamında sunmuş olduğu evrakların kurum hekimince yorumlanarak, tutukluya ileri tetkik önerildiği, alınan kan örneği üzerinde Edirne Sultan 1'inci Murat Devlet Hastanesi'nce yapılan tekiklerle ilgili 08.12.2016 tarihinde yapılan değerlendirmede, verilerin tehlike arz edecek ölçüde olmadığı, ancak tutuklunun ileri tetkik için Devlet Hastanesi'ne sevk edilebileceği kendisine iletilmesine karşın, hastaneye gitmek istemediğini beyan ettiği, bu değerlendirmeden sonra herhangi bir sağlık sorunu bildirmediği, 12.12.2016 tarihinde kurum hekimliğince yapılan tetkik ve muayene itibariyle tehlike arz edecek herhangi bir sağlık sorununun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerin, yukarıda izah ettiğimiz üzere, gerçeklerle bir ilgisi yoktur. Tamamen yanlış bilgiler verilerek, olumsuz algı oluşturmaya yönelik olarak yayımlandığı değerlendirilmiştir."

Haber: Engin ÖZMEN/EDİRNE,

===============================

Hamile kadına saldırıdan tutuklanan serbest (3)

ACİL ÇIKIŞ KAPISINDAN ÇIKTI

Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde, geçen çarşamba akşamı parkta spor yapan 1 çocuk annesi, 4 aylık hamile Ebru Tireli'ye saldırdığı gerekçesiyle tutuklanan Mehmet T., itiraz üzerine serbest bırakıldı. 3 gün cezaevinde kalan Mehmet T.'nin, saldırıda kullandığı ileri sürülen otomobilin, olay saatinde evinin önünden hiç ayrılmadığına dair elde edilen güvenlik kamerası kayıtlarından dolayı serbest bırakıldığı öğrenildi. Mahkemenin hakkında tahliye kararı verdiği Mehmet T., eşi N.T., avukatları ve yakınları tarafından cezaevi kapısında beklendi. Ancak görüntüsünün alınmasını istemeyen Mehmet T.'nin cezaevi yönetimince acil çıkış kapısından çıkartıldığı öğrenildi.

BİZ 'O OLABİLİR' DEDİK

Mehmet T.'nin serbest kalmasından sonra, suçsuz olup olmadığına yönelik tartışma da yaşandı. Mehmet T.'yi, poliste teşhis ettiği ileri sürülen tanıklar hakkında zanlının avukatlarının suç duyurusunda bulunacağı ifade edildi. Bu arada zanlının teşhis edilmesi konusunda telefonla soruları yanıtlayan Ebru Tireli'nin eşi Akın Tireli, "Eşim kendisine saldırılan kişinin Mehmet T. olup olmadığını tam olarak teşhis edemedi. Çünkü görememişti kim olduğunu. Ancak 'O olabilir' dedi. Yüzde 50 oranında teşhis edebildi" dedi.

Ailenin avukatı Tolga Tireli de "Biz masumiyet karinesine inanıyoruz. Peşinen hiç kimseyi suçlu ilan etmedik, etmeyeceğiz. Yargılamanın sonunu bekleyeceğiz" dedi.

Bu arada emniyet yetkilileri de tanıkların anlatımları üzerinden konuyla ilgili kendilerinin delillerini topladıklarını, Mehmet T.'yi gözaltına aldıklarını, gerekli teşhisleri yaptırdıklarını, savcının bu delilleri inceledikten sonra mahkemeye sevk ettiğini, mahkemenin de eldeki delilleri inceledikten sonra tutuklamaya karar verdiğini ifade etti. Ayrıca emniyet yetkilileri, hukuk sürecin sürdüğünü de vurguladı.

BAŞSAVCILIK YAZILI AÇIKLAMA YAPTI

Mehmet T.'nin cezaevinden tahliye edilmesinden sonra Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı da açıklama yaptı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"07.12.2016 günü akşam saatlerinde Turgutlu'da meydana gelen, medyaya organlarında da yer alan hamile kadın vatandaşımızın darp edilme olayıyla ilgili basına, kamu oyuna bilgilendirme amacıyla açıklama yapılması gereği duyulmuştur. Olayın öğrenilmesinden sonra soruşturmaya derhal başlanıldı. Mağdurun ve olay tanığının tarif ettiği şüpheli eşkaline, aracına uyan kişilerin araştırıldığı sırada, 08.12.2016 günü bir şahsın yakalanıp gözaltına alındığı, teşhis edilen bu şahsın 9 Aralık 2016 günü tutuklanarak ceza infaz kurumuna konulduğu, soruşturmaya devam olunurken yeni delillerin ortaya çıkması nedeniyle olayı bir başka şahsın gerçekleştirmiş olması ihtimaline binayen tutuklanan şahsın bugün 12 Aralık Pazartesi günü ceza infaz kurumundan tahliye edildiği olayın aydınlatılması ve şüpheli sahsın yakalanmasına yönelik çalışmalarının titizlikle sürdürüldüğü kamuoyuna saygıyla duyurulur."

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: TURGUTLU,

==============================

Yeni doğan bebeğin kulağı koptu (2)

BAKANLIK AÇIKLAMA YAPTI

Aydın'da ikinci çocuğunu dünyaya getiren İngiliz uyruklu turizmci Hannah Louise Jackson'ın yeni doğan bebeğin hastanede zarar gören kulağının bir bölümünü, götürüldüğü evinde koptu. Hastanenin ihmali olduğunu öne süren aile, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Sağlık Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

"Söz konusu olayla ilgili ailenin, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'ne yaptığı şikayet üzerine 9 Aralık 2016 tarihince inceleme başlatılmıştır. İnceleme sonucunda ihmal ya da kusur tespit edilmesi halinde gerekli yasal işlemler uygulanacaktır. Ayrıca özel hastanede gerçekleşen olayla ilgili adli süreç de devam etmektedir."

==============================

Manisa'dan teröre tepki

MANİSA'da, İstanbul'daki bombalı saldırılarda şehit olanlar anılıp, teröre tepki gösterildi. Emek Demokrasi ve Barış Platformu basın açıklaması yaparak terörü lanetlerken, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi, Merkez Efendi Devlet Hastanesi ve Manisa Devlet Hastanesi'nde de anma törenleri düzenlendi.

İstanbul'da Vodafone Arena yakınındaki patlamalarda hayatını kaybeden polis ve sivil vatandaşlar, Manisa'da anıldı. Çeşitli törenler ve eylemlerle Manisalılar teröre tepki gösterdi. Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi, CBÜ Hafsa Sultan Hastanesi ve Manisa Devlet Hastanesi çalışanları da hayatını kaybeden sivil ve polisler için saygı duruşunda bulundu, dua etti. Merkez Efendi Devlet Hastanesi önündeki törene Sağlık- Sen Şube Başkanı Mustafa Irgat, Türk Sağlık- Sen Şube Başkanı Rıtvan Mutlu, Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Engin Yıldırım ve hastane çalışanları katıldı. Şehitler için saygı duruşunda bulunularak teröre tepki gösterildi.

"ARTIK YETER" DEDİLER

Manisa Emek Demokrasi ve Barış Platformu da, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda toplanarak terörü lanetledi. Birçok sendika üyesi, sivil toplum kuruluşlarının üyelerinin de katıldığı eylemde, teröre karşı "artık yeter" dedi. Platform adına konuşan Ali Gök, ülkenin geleceğinin bombalı saldırılarla belirlenmeye çalışıldığını belirtip, "PKK/TAK tarafından gerçekleştirilen, düşmanlığı, ayrıştırmayı derinleştiren bu katliam, halka, yaşam hakkımıza ve geleceğimize yönelik bir saldırıdır. Görevi başındaki emekçilerin, öğrencilerin, çocukların yani halkımızın düşlerini çalan her saldırı halk düşmanlığıdır. Ülkemizde ve bölge coğrafyamızda her geçen gün daha geniş bir alana yayılan terör, çatışma ve savaşın getirdiği, giderek yükselen şiddetin sonucu olan bu saldırıyı ve yaşam hakkına kast eden tüm saldırıları kınıyoruz" diye konuştu .Grup bir süre terör karşıtı sloganlar attıktan sonra dağıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------------------------

-Emek Demokrasi ve Barış Platformu'nun görüntü

-Manisa Emek Demokrasi ve Barış Platformu adına Ali Gök'ün basın açıklaması

-Slogan atılması

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,

==============================

Tekirdağ'da teröre tepki mitingi

TEKİRDAĞ'da İstanbul Beşiktaş'taki terör saldırısı, 'Tek yürek, tek bilek, tek Türkiye' adıyla yağmur altında düzenlenen mitingle lanetlendi. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, "Bu ülkeyi de hainlere böldürmeyiz. Artık bütün siyasilerimiz birleşsin, söz konusu vatandır" dedi.

İstanbul Beşiktaş'ta terör örgütü PKK'nın 36'sı polis 44 kişinin şehit olduğu ve 155 kişinin yaralandığı iki ayrı bombalı saldırısı Tekirdağ'da Büyükşehir Belediyesi tarafından 'Tek yürek, tek bilek, tek Türkiye' adı altında düzenlenen mitingle kınandı. Bedesten Meydanı'nda yağmur altında gerçekleşen mitinge ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık bin kişi katıldı. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ",Güvenlik güçlerimize karşı yapılan bu hain saldırı tüm ülke olarak hepimizi derinden yaraladı. Terör denilen bu belaya asla ve asla taviz vermeyeceğiz. Nasıl ki bu ülke, bu millet 15 Temmuz döneminde dinci terör örgütüne karşı durdu, bu hainlere de karşı durmasını ve haddini bildirmesini bilecektir. Biz büyüklüğümüzü 'ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum' diyen büyük önderimizin gücünden alıyoruz. Biz Çanakkale'de 250 bin şehit verdik, Kıbrıs'ta 40 bin şehit verdik. Bu ülkeyi de hainlere böldürmeyiz. Artık bütün siyasilerimiz birleşsin, söz konusu vatandır" dedi.

Tekirdağ merkez Süleymanpaşa İlçesi Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ise terörü lanetlemekten öte bir şeyler yapılması gerektiğini belirterek, "Bugün gerçekten sözün bittiği bir noktaya ülke olarak gelmiş bulunmaktayız. Her gün canımız yanıyor ama biz terörü lanetlemekten başka bir şey yapamıyoruz. Artık lanetlemekten öte bir şeyler yapma zamanımız gelmiştir. Siyaseti de, ekonomiyi de bir kenara bırakmak ve her gün canlarımıza mal olan terör belasına son vermek zorundayız. Enerji köprüsü üzerinde çıkarları olanlar, bu ülke üzerinde hesap yapanlar, terörü maşa olarak kullananlar benim umurumda değil. Kaybettiğimiz evlatlarımız bir daha geri gelmeyecek. Artık daha fazla can yitip gitmesin, artık evlatlarımız, kardeşlerimiz rahatça sokaklarda yürüyebilsin istiyorum. Her ne olursa olsun, kan dökenler, terörden medet umanlar bilmelidir ki bizim İstiklal Marşımız bize ilk sözcüğünde korkmamayı emrediyor. Biz asla korkmuyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Meydanda toplanan kalabalık

-Açılan dövizler

-Kadir Albayrak'ın konuşması

-Yağan yağmur

-Detay görüntüler

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,

==============================

Edirne'de ülkücüler 'şehitler' için yürüdü

EDİRNE'de Ülkü Ocakları'na üye yaklaşık 500 kişi, İstanbul'daki terör saldırısını düzenledikleri yürüyüşle protesto etti.

Edirne Ülkü Ocaklarına üye yaklaşık 500 kişilik kalabalık, trafiğe kapatılan Atatürk Bulvarı üzerinde toplandı. Ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 3 kilometre yürüyen grup, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' ve 'Polise uzanan eller kırılır' sloganları attı. Atatürk Anıtı'na kadar gelen grup saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşı okudu.

Kalabalık adına konuşan Edirne Ülkü Ocakları Başkanı Taner Albayrak, terörü lanetlediklerini ifade ederek, "İstanbul'da yapılan bombalı saldırıyı lanetlemek üzere yürüdük. Bugün Edirne sokaklarında hainlere net bir şekilde şu mesajı vermiş bulunuyoruz. Biz teröre, teröriste, vatan hainlerine asla boyun eğmeyeceğiz. Yer yarılsa, gök yıkılsa, oksijen yerine barut koklasak, ciğerlerimize kan kokusunu çeksek de vatanımızdan bir karış toprak, istikbalimizden zerrece ödün vermeyeceğiz" dedi.

Yürüyüşe Ak Parti Edirne İl Başkanı İlyas Akmeşe, Edirne Baro Başkanı Özgür Yıldırım, Türk Sağlık-Sen Edirne Şube Başkanı Ali Kanpolat ve vatandaşlarda destek verirken, kalabalık okudukları ülkücüsü andından sonra dağıldı. Yürüyüş boyunda Edirne Emniyet Müdürlüğü ekipleri de cadde üzerinden güvenlik tedbiri aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Kalabalık kortej gelişi

-Slogan atmaları

-Kortejden detay

-Kortej yukardan

-Kortej Selimiye Camii önünden geçmeleri

-Kortej Atatürk Anıtına gelişleri

-Şehitler için saygı duruşu

-İstiklal Marşı okunması

-Taner Albayrak konuşması

-Ülkücülerin ant içmesi

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,

==============================

Adana'da darbeci 5 eski subay hakim karşısına çıktı

ADANA'da 15 Temmuz darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla tutuklanan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen İl Jandarma Bölge Komutanlığı'nda görevli 5 eski subay, 3'er kez ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandıkları mahkemede suçlamaları kabul etmedi.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma kapsamında dönemin İl Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Halil Çelik, Çukurova İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Kurmay Binbaşı Hüseyin Yalçınkaya, darbe girişimi gecesi nöbetçi olan İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli Binbaşı Osman Tunahan Berk, Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Atilla Demir ile Üsteğmen Hasan Şahna tutuklandı.

131 SAYFA İDDİANAME HAZIRLANDI

Soruşturmayı yürüten savcı 131 sayfadan oluşan iddianame hazırladı. İddianameye göre, Jandarma Bölge Komutanı'nın izinli olması nedeniyle vekaleten bu görevi yürüten şüpheli Albay Halil Çelik'in, 'Harekat Yıldırım' nitelikli sözde sıkıyönetim direktifi ile silahlı kalkışmayı gerçekleştiren 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından sözde Adana Jandarma Bölge Komutanı olarak atandığı belirtildi. FETÖ üyesi Halil Çelik'in, sözde Adana Sıkıyönetim Komutanlığı'na atanan İncirlik 10'uncu Tanker Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Bekir Ercan Van ile telefonla görüşmeler yapıp, Van'ın emriyle Osmaniye'de bulunan Jandarma Özel Harekat (JÖH) Taburu'nu Adana'ya getirmek için girişimlerde bulunduğu ve diğer şüpheliler ile odasında toplantı yaptığı bildirildi. Ayrıca tüm uyarılara rağmen darbecilerle hareket ettiği bildirilen eski Çukurova İlçe Jandarma Komutanı Kurmay Binbaşı Hüseyin Yalçınkaya ile Adana Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Atilla Demir'in kırmızı renkli 'ByLock' adlı gizli ve şifreli program kullanıcısı olduğu öne sürüldü. 5 Eski subay hakkında 3'er kez müebbet hapis cezası istemiyle Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.

'TUĞGENERAL VAN, JÖH TABURUNU GETİRTMEYE ÇALIŞTI'

Bugün ilk kez hakim karşısına çıkarılan 5 sanığın savunması görüntü ve ses kaydı yapılarak alındı. İlk olarak savunma yapan Halil Çelik, kendisine iftira atıldığını öne sürerek, savunmasında şunları söyledi:

"Olay gecesi, bir çok kişi odama gelip gitmiştir. Kimseyle yalnız kalmadım. İddia edildiği gibi bir toplantı da yapmadım. Sıkıyönetim mesajında sıkıyönetim komutanı olarak dönemin 10'uncu Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ı görünce telefonunu buldurtarak aradım. Kendisine durumdan haberi olup olmadığını söyledim. Daha sonra beni tekrar arayarak İl Jandarma Komutanı Albay Fatih Yılmaz'a ulaşamadığını toplumsal olaylara karşı birlik olup olmadığını sordu. Ben de kendisine herhangi bir birliğimiz olmadığını söyledim. Tekrar aradığında ise Osmaniye'de konuşlu Jandarma Özel Harekat Taburu'nu Adana'ya getirilmesini istedi. Ben bunun mümkün olamayacağını ve suç olduğunu söyledim. Bekir Ercan Van'ın suça beni de ortak etmeye çalıştığını düşündüm. Konuştuğum kişilere kendimi devamlı kurmay başkanı olarak tanıttım. Burada yanlış anlaşılma var. İftiraya uğradım. Gelen mesaja da itibar etmedim. Darbe girişimine itibar etseydim, bölge komutanı ve vali ile görüşmezdim. Gelen darbe mesajını komutanlığa bağlı ve yaklaşık toplamda 10 bin personel olduğu diğer komutanlıklara göndermedim. Mesaja itibar etmeyerek ve kimsenin dikkate almamasını sağlayarak Adana'da hiç kimsenin burnunun kanamasını sağladım. Ayrıca o gün komutanlığa gelen tüm personeli evlerine gönderdim."

"FETÖ MAĞDURUYUM"

Sanıklardan Osman Tunahan Berk ise FETÖ mensubu olmadığı, aksine kendisinin de bu örgütün mağduru olduğunu öne sürdü. Berk, sıkı yönetim mesajının komutanlığa gelmesinin ardından durumu telefonla Halil Çelik'e ilettiğini belirterek, şunları söyledi:

"İstanbul'da görev yaptığım dönemde FETÖ'nün askeri okullara sızma girişimi nedeniyle çalışma yürüttüm. Bu nedenle görevden atılmaya çalışıldım. Sürgün yeri olarak görülen Adana'ya gönderildim. Darbeyi asıl durduranlar tankların, uçakların önünde duran polisler ve askerlerdir. Vatandaş 2'nci derecede etkili oldu. Darbeyi TSK durdurmuştur. Darbeyi Cumhurbaşkanımızın cesareti durdurmuştur. İlk andan itibaren darbeye karşı olduğumu açıkça herkese ifade ettim. Komutanım Halil Çelik'in emri üzerine İncirlik'e giderek sıkıyönetim evrakını Bekir Ercan Van'a teslim ettim. Halil Çelik şimdi verdiği emri inkar ediyor, anlamadım. Bekir Ercan Van ile özel görüşmemiz olmadı. Kendisi ile 5-10 cümle konuştum. Evrakı kendisine verdiğimde bana 'diğeri' dedi. Herhalde sıkıyönetim komutanlığı ile ilgili olanı sordu. Daha sonra İncirlik'ten ayrılmak istedik, polisler bizi bırakmadı."

"KAHRAMANDIM HAİN OLDUM"

Darbe gecesi İl Jandarma Komutanı Fatih Yılmaz'ın emirlerini yerine getirdiğini kaydeden Hüseyin Yalçınkaya ise kendini şöyle savundu:

"Darbe gecesi Fatih Yılmaz, beni arayarak Çukurova İlçe Jandarma'da bulunan tüm rütbeli personeli evlerine göndermemi söyledi. Komutanlığa giderek tüm personeli evlerine gönderdim. Ayrıca emir üzerine komando bölüğünü de silahlarından arındırdım. Albay Yılmaz beni arayarak kendisinden başka kimsenin emrini yerine getirmememi istedi. Gözaltına alınana kadar kahramandım daha sonra hain ilan edildim. Telefonumda ByLock çıkmış. Benim kullandığım telefon dışarıdan herhangi bir program kurulmasına müsade etmiyor. Böyle bir program kullanmadım. Tüm eğitimimi dereceyle bitirdim, çok sayıda ödül ve madalyam var. Geleceğin paşası olarak görülürken mesleğim elimden gitti. Suçlamaları kabul etmiyorum."

Hasan Şahna ise Whatssap grubundan kendisinin göreve çağırıldığını belirterek, "Darbe ile ilgili ne emir aldım ne de bir emir verdim. Ben zaten sivil çalışıyorum. Üzerimde 1167 dolar vardı. Ama nedense sadece çıkan 2 dolar görüldü. Bu art niyettir. İncirlik'ten çıkışımız sırasında bize engel olan polislere herhangi bir müdahalem olmadı" suçlamaları kabul etmiyorum" diye savunma yaptı.

"FETÖ İLE MÜCADELE ETTİM"

Atilla Demir de darbe girişimi öncesinde MİT TIR'larıyla ilgili görüntülerin sosyal medya hesaplarından yayınlanmaması için Başsavcılık ile çalışma yürütüp engellediğini anlatarak, şöyle konuştu:

"FETÖ'yle hep mücadele ettim. Darbe girişimi gecesi bizi İl Jandarma Komutanı Fatih Yılmaz göreve çağırdı. Fatih Yılmaz, neden Bölge Komutanı Vekilinden emir almak için aramadı da emir almak için Halil Çelik'in yanına gitti. Gerçek suçlular dışardayken biz içerdeyiz. Suçlanmamızı sağlayan tutanaklarda imza atan kişilerin benimle ilgili husumeti bulunmaktadır. İftira olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki imzası bulunan personelin verdikleri bilgiler de birbirleriyle de çelişmektedir. Ayrıca bana çamur atan çoğu personel daha sonra FETÖ mensubu olmaktan ihraç edilmiştir. Darbe başarılı olsaydı kurşuna dizilebilirdim. Aradan 6 gün geçtikten sonra bir terörist gibi tartaklanarak gözaltına alındım. Kahraman olmayı beklerken hain ilan edildim."

Duruşma müşteki ve avukatların beyanları ile devam ediyor.

==============================

Bodrum'a bir polis kontrol noktası daha

MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde hizmet yerecek yeni polis kontrol noktası törenle hizmete açıldı. Bodrum'un giriş noktalarından biri sayılan Torba Mahallesi Kaynar Mevkii'ndeki Polis Kontrol Noktası'nda 24 saat boyunca nöbet tutularak, kontrol yapılacağı bildirildi.

Torba Mahallesi Kaynar Mevkisi'nde yatırılan polis kontrol noktası binasının açılışı yapıldı. Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından çeşitli birimlerde kullanılmak üzere alınan üç otomobilin tanıtımının da yapıldığı törene, Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş, Bodrum İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ömer Faruk Karaşahin, Bodrum İçe Emniyet Müdür Yardımcıları ve polisler katıldı. Bina ve araçlar için kurban kesildi, dua edildi. Kurban kesiminin ardından, İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş, binanın yapımı ve peyzaj düzenlemesinden hiçbir ücret talep etmeyen Kandemir İnşaat sahibi Kıyasettin Demir'e teşekkür plaketi verdi. Bina açılışının ardından Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü birimlerinde kullanılacak ikisi sivil üç polis otomobilinin tanıtımı yapıldı. Bodrum Güvenlik Hizmetlerini Geliştirme ve Destekleme Derneği, Bodrum'daki özel liman işletmeleri ve bağışçıların destekleriyle alınan otomobiller hizmete başladı.

Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş, "Ülkemizde son dönemlerde artan terör ve asayiş olaylarına karşı ilçemizin daha huzurlu olması için jandarma ile birlikte 24 esasına dayalı bir şekilde bu noktada yol kontrolü yapılacak. İlçeye gelen giden, suça karışan araçların yakalanması ve suçun önlenmesi için böyle bir binaya ve tesise ihtiyaç vardı. Yazın gerçekleştirilen konserler neticesinde ve bağışçıların destekleri ile 3 polis otomobili alındı. Hedefimiz araç filomuzu daha da genişletmek. Bodrum turizm anlamında Türkiye'nin ve dünyanın önemli bir yeri. Ülkemizin dünyaya açılan bir kapısı. Burada asayişin ve güvenliğin sağlanabilmesi için teknik alt yapımızın çok kuvvetli olması lazım. Yarımadamızın iki giriş noktasına plaka tanıma sistemi kurmuştuk ve bu sayede de Bodrum'a gelen ve giden araçlar kontrol altında" dedi.

Candaş, bu kontrol noktası sayesinde birçok suçlunun ve aranan şahsın yakalandığını belirtip, "Farklı suçlara karışmış 100'e yakın suçlunun yakalanmasını sağladı. Suç iştirak amaçlı ilçemize gelme amacı olan kişiler için psikolojik anlamda da bir etkiye sahip. Uyuşturucu kapsamında da çalışmalar yapıldı. Her türlü teknik alt yapıya sahip bir merkez" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Dua okunmasından görüntüler

-Araçlardan görüntüler,

-Polis kontrol noktasının görüntüsü

-Araçlar ve polis kontrol noktası önünde hatıra fotoğrafı çektirilmesinden görüntü

-Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş'ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla),

============================

Parasını alamayan inşaat işçisi intihar girişiminde bulundu

ÇORUM'un Osmancık İlçesi'nde yapımı devam eden TOKİ inşaatında çalışan bir işçi 3 aydan bu yana ücret alamadığını öne sürerek, kule vincin üzerine çıkıp intihar girişiminde bulundu. Polis ekiplerinin ikna ettiği işçi daha sonra vinçten indi.

Osmancık İlçesi Gemici Mahalesi'ndeki TOKİ inşaatında taşeron firma bünyesinde çalışan 37 yaşındaki Ali A., 3 aydan bu yana ücret alamadığını iddia ederek inşaattaki kule vincin üzerine çıkıp intihar girişiminde bulundu. Bunun üzerine arkadaşları polisi arayarak yardım istedi. Evli ve 2 çocuk babası Ali A., polisin ikna çabalarının ardından firma yetkililerinin parasını ödeyeceğini söylemesi ardından ikna olup vinçten indi. Aşağı indikten sonra parasını alan Ali A., sağlık kontrolü için Osmancık İlçe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Haber: Mustafa ULUSOY/OSMANCIK(Çorum), -

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title