Dha Yurt Bülteni-13
Bilecik'e şehit ateşi düştüIRAK'ın kuzeyinde yürütülen operasyon sırasında, terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ünal Demir'in (24) Bilecik'teki babaevine acı haber ulaştı.
Bilecik'e şehit ateşi düştü
IRAK'ın kuzeyinde yürütülen operasyon sırasında, terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ünal Demir'in (24) Bilecik'teki babaevine acı haber ulaştı.
Hakkari Yüksekova Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Demir, Irak'ın kuzeyinde yürütülen operasyonda, sabah saatlerinde, teröristlerle çıkan çatışmada şehit oldu. Acı haber, şehit Demir'in Bozüyük ilçesine bağlı Yeni Mahalle'de oturan babası Resul ve annesine, askeri yetkililer tarafından verildi. Bekar olduğu öğrenilen şehit Uzman Çavuş Demir'in cenazesinin, yarın Bozüyük'te toprağa verileceği belirtildi.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber : BOZÜYÜK (Bilecik),
==================================================
Gebze'de, İYİ Partiler stantlarına saldırı iddiasıyla şikayetçi oldu
KOCAELİ'nin Gebze ilçesinde, İYİ Partililer, stantlarına gelen kişilerin bıçakla afiş ve posterlerin iplerini keserek, parti görevlilerin tehdit ettiklerini söyleyerek şikayetçi oldu.
Dün öğleden sonra, Gebze'de 15 Temmuz Milli İrade Meydanı'nda İYİ Parti'nin standına gelen 4-5 kişinin bıçakla partinin poster ve pankartların iplerini kesip yere attığı, saldırganların ayrıca kendilerine müdahale etmek isteyen parti görevlisini tehdit ettikleri iddia edildi. Saldırganlar olay yerinden uzaklaşırken, parti görevlileri şikayette bulundu. Görevliler, herhangi bir saldırıya karşı standı topladı. Polis, saldırganların tespit edilmesi için çalışma başlattı.
Partinin standında görevli İbrahim Coşkun, "Dün saat 17.00 sıralarında 4-5 kişi geliyor. İpleri kesiyor, 2 tane resim vardı onları parçalıyor. Arkadaşımız müdahale etmeye kalkıyor. Bıçakla saldırıyorlar. Onlar da kaçıp gidiyor. Daha sonra arkadaşlarımız da karakola bildiriyor. Yaralanan kimse yok. Herhangi bir saldırı olmasın diye standı topladık. CHP'den birkaç kişi saldırıyı kınamak için geldi. Ama diğer partilerden kimse gelmedi. Stant tekrardan açılacak" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Stanttan görüntü
Parti görevlisi ile röp
Meydandan görüntüler
Mesut IŞIK/GEBZE(Kocaeli),
===================================================
Tavukdan zehirlenen işçilerin tedavileri sürüyor
KARS'ın Sarıkamış ilçesindeki Karakurt Barajı Şantiyesi'nde çalışan işçiler yedikleri tavuk dönerden zehirlendi. İşçilerden Faik Tüysüz hayatını kaybederken, 200'e yakın işçinin Kars, Sarıkamış ve Erzurum'daki hastanalerde tedavisi devam ediyor.
Olay, 27 Mayıs akşamı meydana geldi. Iğdır ila Kars'ın Sarıkamış ilçesi arasındaki HES baraj inşaatında çalışan işçiler, tavuk döner yedi. Mide bulantısı, baş dönmesi ve karın ağrısı şikayetleri üzerine işçiler şantiyeye çağrılan ambulanslar ve otobüslerle Sarıkamış Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından işçiler Erzurum, Sarıkamış ve Kars'taki hastanelere sevk edildi. Kars'a kaldırılan işçilerden Faik Tüysüz yaşamını yitirdi. Olaydan sonra taburcu edilen işçiler her gün hastanelere götürülerek iğne yapılıyor. İşçilerin zehirlenmesi nedeniyle baraj yapımına bir süre ara verildi. Sağlık durumu iyi olan birçok işçi memleketlerine gönderildi.
Öte yandan olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma devam ediyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Yakutiye Araştırma Hastenesi
-Zehirlenen işçiler
-İşçilerle röp
-Hastane acil giriş kapısı
Haber-Kamera; Turgay İPEK / ERZURUM,
==================================================
Teyzesini boğazını keserek öldürüp, suçu Suriyelilere atmaya çalışmış
KAHRAMANMARAŞ'ta dün boğazı kesilerek öldürülen Hanife Akdişli'nin (78) cinayet şüphelisinin yeğeni, işsiz Bünyamin Mahsereci (44) olduğu belirlendi. Gözaltına alınan Mahsereci'nin, cinayetten sonra evine gidip duş aldıktan sonra döndüğü olay yerinde polisleri, teyzesini Suriyeli kiracıları tarafından öldürülmüş olabileceği yönünde yönlendirmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Olay, dün akşam saatlerinde merkez Dulkadiroğlu ilçesinin Şeyh Adil Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre Ömer Akdişli, iftardan hemen sonra yalnız yaşayan annesi Hanife Akdişli'yi telefonla aradı ancak cevap alamayınca eve gitti. Ömer Akdişli, içeri girdiğinde annesini kanlar içerisinde yatarken buldu. Boğazı kesilerek öldürüldüğü belirlenen yaşlı kadının katil zanlısını yakalamak için çalışma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, kapıda ve pencerelerde herhangi bir zorlama olmadığını belirledi.
'CİNAYETİ SURİYELİLER YAPMIŞTIR'
Cinayeti Akdişli'nin bir tanıdığının işlemiş olabileceğini değerlendiren ekipler, olay yerinde Hanife Akdişli'nin öz yeğeni Bünyamin Mahsereci'nin hareketlerinden şüphelendi. Mahsereci, bir ara polislerin yanına gelip, "Teyzemin alt komşusu Suriyeli kiracıları ile arası kötüydü, cinayeti onlar yapmıştır" dedi. Aşırı tepkiler verip polisi yönlendirmeye çalışan Mahsereci, gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
'DUŞ ALDIKTAN SONRA OLAY YERİNE GELDİM'
Sorgusunda suçlamaları kabul etmeyen Bünyamin Mahsereci'nin evinde arama yapan polis, kanlı elbiseler ile evin bahçesinde olayda kullanılan bıçağı ele geçirdi. Bunun üzerine Mahsereci suçunu itiraf ederek ifadesinde şunları söyledi:
"Teyzem bana olaydan bir gün önce 100 lira para vermişti. Olay günü de uğradım. Evde aramızda tartışma çıktı. Teyzemi önce darp ettim, sonra bıçaklayarak öldürüp, olay yerinden kaçtım. Kendi evime gidip duş alıp bir süre bekledikten sonra olay yerine tekrar gittim. Orda bulunan kalabalığı yanlış yere yönlendirmek için 'Suriyeliler yapmıştır, teyzemin Suriyeli kiracıları ile arası iyi değildi, bana sürekli onlarla kavga ediyorum diyordu' diye yön verdim. Yalan söyleyerek olayı yönlendirmek istedim."
Bünyamin Mahsereci, sorgusunun ardından hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi. Yaşlı kadının cenazesi ise otopsinin ardından yakınlarınca Şeyh Adil Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
Bünyamin Mahsereci polisler arasında
Hastaneye getirilmesi
Doktor odasına alınması
Hastaneden çıkarılması
Polis otosuna bindirilmesi
Olay yeri şeridi
Evin önündeki polisler
Polislerin çalışması
Sokaktaki kalabalık
Polis aracı
Ambulans
Cenaze aracının gelişi
Cesedin çıkarılması
Tabuta konuşması
Tabutun taşınması
Tabutun cenaze aracına konulması
Hanife Akdişli'nin sağlık fotosu
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
==========================================================
Babalığı kabul etmeyen işadamı DNA testine zorla getirildi
İZMİR'de yaşayan iki çocuk annesi Berrin Aşık, yıllarca babası olarak bildiği ve yanında büyüdüğü Mehmet Acül ile yaşarken, iddiaya göre annesinin yasak aşk yaşadığı ve kızına 'Bir yakınım' diyerek tanıştırdığı iş adamı Halim Bükcüoğlu, ona biyolojik babasının kendisi olduğunu söyledi. Berrin Aşık, Halim Bükcüoğlu'na babalık davası açtı, Bükcüoğlu duruşmaya gelmedi. Mahkeme, DNA testi için vücudundan doku ve kan örneği alınmak üzere Bükcüoğlu hakkında yakalama çıkarttı.
Berrin Aşık'ın annesi Rezzan Acül, seneler önce çalışmak için Almanya'ya gitti ancak kocası Mehmet Acül Türkiye'de kaldı. İddiaya göre Rezzan Acül, Almanya'da Halim Bükcüoğlu'yla yasak aşk yaşadı ve bu ilişki sonucunda Berrin Aşık dünyaya geldi. Acül, Berrin Aşık'ı Türkiye'ye getirdi ve bebeğin kendisinden olduğunu söylediği kocası Mehmet Acül'ü nüfusuna kaydettirdi. Bir süre sonra işadamı olan biyolojik baba Halim Bükcüoğlu, kızını görmek isteyip gelince, Rezzan Acül Bükcüoğlu'nu hem kızına hem de kocasına 'Bir yakınım' diye tanıttı. Böylece Bükcüoğlu, kızıyla yakınlık kurdu yaklaşık 20 sene önce de ona gerçek babasının kendisi olduğunu ve kendisine dava açması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Berrin Aşık, kendisine babalık davası açtı, ancak Bükcüoğlu'nun isteği ve gerçek babasının kendisinin olmadığını söylemesi üzerine davayı geri çekti.
Kafası karışan Berrin Aşık, İzmirli avukat Varol Turbay'a danıştı. İzmir 16'ncı Aile Mahkemesi'ne yapılan başvuru üzerine, Mehmet Acül'ün mezarının kazılması kararı alındı. Mezarı açılıp kendisinden doku örnekleri alındıktan sonra, Acül'ün gerçek babası olmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine Aşık aynı mahkemeye, Bükcüoğlu hakkında hem babalık davası hem de babalığı benimsemediği ve kendisine sahip çıkmadığı için 500 bin TL'lik tazminat davası açtı. Mahkeme, Bükcüoğlu'ndan DNA testi için kan ve doku testi istedi, ancak Bükcüoğlu yıllardır bunu yerine getirmedi. Son olarak, mahkeme 8 ay önce Bükcüoğlu hakkında yakalama ve zorla getirme kararı çıkarttı. Bükcüoğlu, yaklaşık bir hafta önce İstanbul'da polis ekiplerince yakalandı ve Kartal Devlet Hastanesi'nde kendisinden kan ve doku örnekleri alındı. Berrin Aşık, şimdi DNA testinin sonucunu bekliyor.
'YILLARDIR NE ÇEKTİĞİMİ BİR BEN BİR ALLAH BİLİYOR'
Berrin Aşık, senelerdir birçok işte çalıştığını ve yoksulluk çektiğini belirterek, "Kimileri benim para için bu davayı açtıığımı düşünüyor ama senelerdir neler çektiğimi bir ben bir Allah bilir. Eğer benim babamsan, eğer ben bu dünyaya senin sayende gelmişsen sorumluluğunu tabi ki üstleneceksin, iki çocuğumla birlikte bir lokma yiyecek bulamadığım günler biliyorum" dedi. Avukat Varol Turbay ise, aile mahkemelerinde 'polis zoruyla getirme', 'yakalama' gibi kararların daha sıklıkla kullanılmasının mahkemelerin seyri açısından çok faydalı olacağını belirterek, bu kararlar sayesinde belki yıllardır çözülemeyen meselelerin çok kısa sürelerde çözüleceğini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Berrin Aşık ile röp.
Avukat Varol Turbay ile röp.
Halim Bükcüoğlu'nun fotoğrafı
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Davut CAN / İZMİR,
========================================================
Manavgat Irmağı'nda kaybolan Samet, 13'üncü günde bulundu
ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde ırmağa düşerek kaybolan Samet Durmuş Vurkun (5), 13'üncü gün su altında yapılan aramalar sonucunda bulundu.
Manavgat'a bağlı Bucakşeyhler Mahallesi'nde 18 Mayıs Cuma günü, turizm sektöründe çalışan babası İbrahim, annesi Zeynep, kardeşleri Ömer (2) ve 8 aylık Hira ile gittiği piknikte Manavgat Irmağı'na düşerek kaybolan Samet Durmuş Vurkun, 6 gün boyunca Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Sualtı Arama Timi, sahil güvenlik, deniz polisi, AFAD ve IHH'nın da aralarında bulunduğu çeşitli kurumların ekipleri ve sualtı arama robotları tarafından arandı. Küçük Samet'in izine rastlanmazken, aramalar esnasında ırmak üzerinde bulunan Oymapınar ve Manavgat barajlarından su tutuldu. Barajlarda su haddinin yükseldiği gerekçesiyle geçen cuma günü ırmakta dalgıçlarla aramalar sonlandırılırken, ırmak kenarı ve denizde arama başlatıldı.
KAYBOLDUĞU YERİN 2 KİLOMETRE UZAĞINDA BULUNDU
Önceki gün Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) toplantısına katılmak üzere ilçeye gelen Antalya İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Cengiz Yıldız, Vurkun ailesini Sarılar Mahallesi'ndeki evlerinde ziyaret etti. Ziyarette ailenin çocuklarının yeniden aranması talebi üzerine Tuğgeneral Yıldız'ın talimatıyla dün JAK Sualtı Arama Timi ve deniz polisi ekipleri ırmakta arama yaptı. Bu sabah Konya, Muğla ve Antalya'dan gelen 15 kişilik deniz polisi su altı arama ekibiyle birlikte IHH tarafından yeniden arama yapıldı. Aramalar sonucunda Samet Durmuş Vurkun'un cansız bedeni ırmağa düştüğü yerden yaklaşık 2 kilometre aşağıda dalgıçlar tarafından bulundu. Haber verilmesi üzerine olay yerine cumhuriyet savcısı ve Samet'in ailesi de geldi. Savcının incelemesinin ardından Samet'in cenazesi Manavgat Devlet Hastanesi morguna konuldu.
'BEN ANNEYİM, DAYANIRIM'
Hastane önünde bekleyen Samet'in annesi Zeynep ve babası İbrahim Vurkun, yakınları tarafından güçlükle sakinleştirildi. Anne Vurkun, "Çocuğumun yüzünü göstermiyorlar bana, ben anneyim, dayanırım. Görmek istiyorum çocuğumu" diye feryat etti. Baba İbrahim Vurkun, ağlayan eşini gözyaşlarıyla teskin etmeye çalıştı.
Görüntü dökümü
----------------------
Irmak kenarından savcının incelemesinden görüntü
Morgdan görüntü
Devlet hastanesinin önünde ailesinde görüntü
Annesinin feryad etmesi
Detay görüntü
Haber- Kamera: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),