Dha Yurt Bülteni-12
Yüksekova ve Şemdinli'de el yapımı patlayıcı düzenekleri imha edildi Hakkari'nin Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde, terör örgütü PKK mensuplarınca tuzaklanan 2 el yapımı patlayıcı düzeneği, son anda fark edilerek, uzman ekipler tarafından imha edildi.
Yüksekova ve Şemdinli'de el yapımı patlayıcı düzenekleri imha edildi
Hakkari'nin Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde, terör örgütü PKK mensuplarınca tuzaklanan 2 el yapımı patlayıcı düzeneği, son anda fark edilerek, uzman ekipler tarafından imha edildi.
Yüksekova'da, polisin terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonları sürerken, ilçede yapılan arama-tarama çalışmalarında, Yeşildere Mahallesi'nde 2 yangın tüpüyle tuzaklanan, basma düzenekli el yapımı patlayıcı tespit edildi. Bölgede geniş güvenlik önlemi alınıp, uzman ekiplere haber verildi. Bölgeye gelen ekipler, el yapımı patlayıcı düzeneğini kontrollü olarak imha etti.
Öte yandan Şemdinli'nin Altunsu köyü kırsalında, polis ekiplerince yapılan arazi arama- tarama çalışmalarında, PKK'lı teröristlerce tuzaklandığı belirlenen el yapımı patlayıcı düzeneği imha edildi. İki olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Haber: HAKKARİ,
==============================================
Mahkeme, ucuz ekmek satışını 'haksız rekabet' olarak değerlendirdi
Antalya'da, 1 liralık ekmeği 75 kuruşa sattığı için Ekmek Üreticileri Federasyonu Antalya Şubesi'nce dava edilen market işletmecisi Ragıp Savaş'ın haksız rekabete neden olduğuna karar veren mahkeme heyeti, 87 kuruşluk maliyet fiyatından ucuza satılamayacağına hükmetti.
Ekmek Üreticileri Federasyonu Antalya Şubesi tarafından, 3 yıl önce, fırın ve marketlerde 1 liraya satılan ekmeği 75 kuruşa tüketiciye sunarak, haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle Kepez ilçesi Teomanpaşa Mahallesi'nde market işleten Ragıp Şahin hakkında dava açıldı. Antalya 3'üncü Asliye Ticaret Mahkemesi'nce ekmeğin ortalama maliyetinin 87 kuruş olduğuna ve bu fiyatın altında satılmasının uygun olmadığına karar verildi. Mahkeme heyeti, gerekçe olarak davalının, ekmeği ortalama maliyet fiyatının altında satmasını ve haksız rekabete yol açmasını gösterdi.
87 KURUŞUN ALTINA SATAN HUKUKA AYKIRI SATIŞ YAPMIŞ OLACAK
Ekmek Üreticileri Federasyonu Antalya Şubesi'nin avukatı Şerife Sultan Alp, 2015 yılında, ekmeğin Kepez ilçesindeki bazı yerlerde 1 liranın altında satıldığı iddiasıyla kendilerine başvurulduğunu söyledi. Alp, yaptıkları araştırmada, iddianın doğru olduğunu tespit ettiklerini dile getirdi. Avukat Alp, dava açmadan önce fırın ve market işletmecilerini, belirtilen fiyatın altında ekmek satışının, uzun vadede kendileri için dezavantaj olduğu yönünde uyardıklarını söyledi. Daha sonra konuyu mahkemeye taşıdıklarını anlatan Alp, "Dosya iki defa bilirkişiye gitti. 10 celsede sonuçlandı. Bilirkişi raporu neticesinde mahkeme ekmek fiyatının 87 kuruşun altına satılmamasına yönelik karar verdi. Kararda haksız rekabet vurgusu yapıldı. Karara istinaf yolu açık. Antalya'da 87 kuruşun altında satış yapan, hukuka aykırı satış yapmış olacak" dedi.
'VATANDAŞI DÜŞÜNEN YOK'
İşletmeci Ragıp Şahin ise o dönem Antalya Fırıncılar Odası'nın, kendisine 1 liranın altında ekmek satmaması yönünde fırıncılara baskı uyguladığını ileri sürdü. Fırıncıların kendi aralarında 'Kimse kimsenin bakkalına ekmek satmayacak' diye gizli anlaşma yaptığını iddia eden Şahin, "Tabi bu anlaşmanın herhangi bir evrakı yok. 1 TL'nin altında hiçbir market veya bakkala ekmek sattırmamak için fırıncılar korkutuyor. Eğer satan olursa o markete ekmek verilmeyeceği uyarısında bulunuyorlar. Antalya ekmeğinin yüzde 70'ini Kepez ilçesi tüketiyor. Burası varoş bölgesi. Fırıncılar kendi çıkarlarını düşünüyor. Vatandaşı düşünen yok. Ben ekmeği ucuza satıyorum diye ekmek alamıyorum. Ben de ekmeği Serik, Gebiz, Belek'ten getirttim. Ekmeğimi 1 yıl boyunca dışarıdan almak zorunda kaldım. Ben onların ekmeği ile oynuyormuşum. Kimseye borcum yok. Peşin çalışıyorum. Kimseyle de husumetim yok. Günde ortalama 800 ile 1000 arasında ekmek satıyorum" diye konuştu.
ESNAFA TEBRİK
Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz ise "Tüketicimizin ucuz ekmek yemesini, ucuz gıda almasını gönülden çok arzu ediyoruz. Ancak maalesef bu esnaf kardeşimiz gibi bazı esnaf arkadaşlar da bu türlü sorunlarla sık sık karşılaşıyor. Esnafımız düşük fiyatla ürün satmak istedikleri zaman ilgili kuruluşlar, resmi olmamak kaydıyla tehditkar dil kullanarak esnafımızı, tacirlerimizi zora sokmaktadır ki ekmek, Türk milletinin en büyük gıdasıdır. Ne diyoruz? Ekmek parası diyoruz. Ekmek bu kadar kutsaldır. Dolayısıyla tüketicilerimiz ucuz ekmeği hak ediyor. Burada bu firmalar eğer ekmek satmıyorlarsa bu sorgulanması gereken bir konudur" dedi.
'BİZ EKMEĞİ UCUZA YEMEK İSTİYORUZ'
Esnaftan yıllardır ekmek aldığını belirten mahalle sakinlerinden Nizamettin Aktay, vatandaşın ekmeğinin bir lokma olduğunu söyledi. Aktay, "Gramajına bakıp öyle fiyat istesinler. Biz ekmeği ucuza yemek istiyoruz. Bu fiyatı kabul etmeyen fırıncılar gidip gelir düzeyi yüksek ilçelerde bu ekmeği satsın. Burası varoş, gariban yeri" dedi.İlhami Çelik ise vatandaşın büyük geçim sıkıntısı çektiğini, düşük fiyata ekmek yemenin en doğal hakları olduğunu ve alım güçlerinin iyice düştüğünü söyledi.Şeker hastası olduğunu ve 16 yıldır insülin kullandığını anlatan Ali Uysal da eşinin 3 yıldır yatalak olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Çocuğumuz yok. Kimsem de yok. Asıl mesleğim sanayide kaynakçılık; ama hastama baktığım için çalışamıyorum. Şimdi 4 ekmek aldım. Tanesini ilk defa 85 kuruş olarak gördüm. Daha önce 75 kuruşa alıyordum. Ben bakkaldan veya fırından 2 günlük bayat ekmek almak istiyorum. Bir tek sebebi var. 1027 lira maaşım var. Yatalak hastamla birlikte iki kişiyiz. Bir günde iki öğün yemek yiyoruz. Bir oturmaya sadece yarım ekmek tüketiyoruz. Bulsam 50 kuruşa iki günlük bayat ekmek alacağım. O duruma geldik. Ben buraya ekmek 85 kuruş olduğu için 8-10 bakkalı aşarak geliyorum. Ekmek her yerde 1 TL. Ben nerede ucuz ekmek var, oraya sığınıyorum."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
Dolap içinde ekmeklerin görüntüsü
Fiyat tarifesinden görüntü
Ekmeklerin dolaba dizilmesinden görüntü
RÖP 1: Ragıp Şahin
RÖP 2: İlhami Çelik
RÖP 3: Ali Uysal
RÖP 4: Neşet Gündüz
RÖP 5: Av. Şerife Sultan Alp
Detaylar
Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
==========================================
Tutuşturulan lastik büfeyi yaktı
Karabük'te, tutuşturulan lastikten yükselen alevler parktaki büfenin yanmasına neden oldu. Yangın itfaiye ekiplerince söndürülürken, büfe hasar gördü.
Yangın, saat 14.30 sıralarında Kayabaşı Mahallesi Bahattin Gazi Parkı'nda meydana geldi. Parkta kim tarafından tutuşturulduğu bilinmeyen lastikten yükselen alevler büfeye sıçradı. Alevler kısa sürede büfeyi sardı. Vatandaşlar hortumla su tutarak alevlere müdahale etmeye çalışırken, itfaiyeye haber verildi. Hatalı park eden bir otomobil, itfaiye aracının geçebilmesi için vatandaşlar tarafından itilerek yol açıldı. İtfaiye ekipleri kısa sürede yangını söndürürken, büfe hasar gördü. Bir otomobilde ise hasar oluştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Vatandaşın hortumla alevlere müdahale etmeye çalışması
-İtfaiyenin girebilmesi için otomobilin vatandaşlar tarafından kaldırılmaya çalışılması
-Alevleri söndürme çalışmaları
Süre: (01.52) Boyutu: (207 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
==========================================
SMA hastası oğluyla yaşam mücadelesi veren annenin yardım çığlığı
Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde yatağa bağımlı olan spinal müsküler atrofi (SMA) hastası oğlu 10 yaşındaki Hasan Mehmet Kayhan ile birlikte yaşayan anne 41 yaşındaki Gülhan Kayhan, yaşam mücadelesi veriyor. Oğlunun tedavisi için yurt dışından temin edilen 12 doz ilacın 750 bin dolar olduğunu belirten anne Kayhan, evinde oğlunun tedavisi için gereken oksijen tüpünü bile 35 liraya doldurtamadı. Aylık 400 lira olan ev kirasını da 8 aydır ödeyemeyen anne Kayhan, devletin ödediği aylık 1000 lira bakım parasıyla geçinmeye çalıştığını, çocuğunun tedavisi için hayırseverlerin desteğini beklediklerini söyledi.
Sevindik Mahallesi'nde yaşayan anne Gülhan Kayhan, oğlu 10 yaşındaki Hasan Mehmet Kayhan'ın hastalığını 6 aylıkken hiç hareket etmemesi üzerine fark etti. Hastaneye götürülen Mehmet Kayhan'ın yapılan muayenelerinde, SMA yani kas ve sinir hastalığı olduğu ortaya çıktı. Demircilik yapan eşi Halil Kayhan'ı 2.5 yıl önce kalp krizinden kaybeden Gülhan Kayhan, yatağa bağımlı oğlu Hasan Mehmet Kayhan ile birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Hiçbir geliri olmayan ve oğlunun bakımı için devletin ödediği aylık 1000 lirayla geçinen anne Kayhan, aylık 400 lira olan ev kirasını da 8 aydır ödeyemedi. Oğlunun nefes darlığı çektiği sırada oksijen alması gerektiğini ancak oksijen tüpünün bittiğini söyleyen anne Kayhan, "3 ay önce oksijen tüpü bitti. O zaman 35 liraya dolduruluyordu. Tüpü doldurtacak paramız bile yok. Devletin ödediği 1000 lirayla oğlumun medikal ihtiyaçlarını karşılıyorum ve elektrik, su faturalarını ödüyorum. Elimizde bir şey kalmıyor. 8 aydır ev kiramızı ödeyemedik. Ev sahibi haklı olarak kirayı alamayınca çıkmamızı istiyor. Kimsemiz yok, gelirimiz de yok, çok zor durumdayız" dedi. Oğlunun solunum cihazına bağlı şekilde yaşadığını ifade eden anne Kayhan, "Eşim 2.5 yıl önce kalp krizinde evde hayatını kaybetti. Ondan kalan sigorta borcu da var. Bizim yaklaşık 32 bin liralık borcu da ödememizi istiyorlar. Buna gücümüz yok. Oğlumun tedavisi için yurt dışından ilaç getirilmesi gerekiyor. 12 doz ilaç, 750 bin dolar tutuyor. Oğlumun ilaçlarını devlet karşılamıyor, bu tür hastalıkta tip 1'ler karşılanıyor ancak oğlumun ki tip 2 olduğu için karşılanmıyor. Devletimizden ilaçlar için yardım istiyoruz" dedi. Anne Kayhan, oğlunu hava alması için evden dışarıya çıkardığı tekerlekli sandalyesinin de kırıldığını belirterek, engelli sandalyesine ihtiyaçları olduğunu da söyledi. Hasan Mehmet Kayhan ise sokakta arkadaşları gibi koşup oynamak istediğini belirterek, "Ben ilacımı istiyorum. Diğer çocuklar gibi okula, gitmek, koşup oynamak istiyorum" dedi.
KUTU
SPİNAL MÜSKÜLER ATROFİ NEDİR?
Spinal Müsküler Atrofi (SMA), hareket sinir hücrelerinden (motor nöronlardan) kaynaklı nöro-müsküler bir rahatsızlıktır.Bu hastalığın tüm tiplerinde omurilikte bir bölgedeki hareket sinirleri etkilenir. SMA, kas hareketlerini kontrol eden sinir sisteminin tahrif olmasıyla kasların erimesi ve zayıflaması belirtileriyle literatürdeki yerini almıştır. SMA hastalığının evreleri söz konusudur. En tehlikelisi SMA Tip 1 denilen evredir. SMA Tip 1 hastalığının belirtileri çocukluk yaşlarından itibaren gözle görülebilir. Bu belirtiler içerisinde yutkunma ve solunum zorluğu, desteksiz oturamama gibi sorunlar söz konusudur.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
Hasan Mehmet Kayhan'dan görüntü
Anne Gülhan Kayhan'ın konuşması
Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,
==========================================
Van'da ilk kez kısa film festivali yapılacak
Van'ın İpekyolu Belediyesi tarafından 3-5 Mayıs tarihleri arasında kentte ilk kez 'Kısa Film Festivali' düzenlenecek. Kurmaca, belgesel, deneysel, animasyon, engelsiz yaşam ve Van temalı filmler kategorilerinde 13 ödülün verileceği festivale 424 başvuru yapıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tarafından desteklenen 'Kısa Film Festivali' lansman toplantısı belediye binasında düzenlendi. Toplantıya İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili aynı zamanda Festival Başkanı Cemil Öztürk, Festival Yönetmeni Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nergiz Karadaş, Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Afıf Ataman ve Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Çelik katıldı.İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cemil Öztürk, Van'ın daha önce terörle, olumsuzluklarla gündeme geldiğini bu imajı değiştirmek için böyle etkinlikler yapılması gerektiğini söyledi. Öztürk, "Tarihe karşı sorumluluk bilinci ile birçok medeniyete beşiklik etmiş, tarihi, kültürü ve sanatı kendinde barındırmış bu şehri ve doğal güzellikleri tüm dünyaya gösterebilmek kısa film festivalini yapmaya kara verdik. Amacımız Van'ın tüm güzelliklerini sadece Vanlılara değil tüm Türkiye'ye ve dünyaya gösterebilmektir. Bunun yanında bir diğer amacımız da sanatsal anlamında ilimizde sanatı, sinemaseverleri kısa film festivali ile buluşturmak ve sanata dair, sinemaya dair Van'ımızdan katkı sunmaktır. Artık Van, hem ülke hem de dünya gündeminde güzelliklerle, olumlu haberlerle, festivallerle, şenliklerle ve örnek projelerle anılan bir şehir haline gelmiştir. Kısa Film Festivali'ne 424 filmin başvuruda bulundu. Bunun yanında 70'ten fazla kişi Van temalı kısa film atölyesi kapsamında başvuru yaptı. Bu sayı çok güzel bir sayı. Festivalin ikincisi, üçüncüsü düzenlendiği zaman bu sayı daha da artacak ve bu festival ulusal değil, uluslararası film festivali olarak devam edecek" dedi.Festival Yönetmeni Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nergiz Karadaş da Van'ın ünlü yönetmenler ve senaristler tarafından keşfedilmediğini bu tür festivaller sayesinde Van'ın ileriki dönemlerde beyaz perde de çokça yer bulacağını söyledi. Yönetmen Karadaş: "Van'ın güzelliği halen çok fazla filmde yer almış değil. Van maalesef halen çok fazla filmlere konu olmamış, filmlerin kimliği öznesi olamamış. Ama ben inanıyorum ki 50'ye yakın yönetmenin, hatta jurimizde yer alan ünlü yönetmenlerin de buraya gelmesiyle Van çok daha farklı bir kimlikte, beyaz perde de yer bulacak diye düşünüyorum. Ulusal basın festivalimizi ilk günden bu yana ciddi şekilde takip ediyor. Sevindirici olan bir diğer tarafı da yıllardır yapılan birçok festivalden daha çok başvuru aldık. Bunda jurimizin etkisi var. Sürece ilişkin şeffaf durmamızın etkisi var. Van hala belli bir kesim için gelinmesi korkulan bir yerken, bizim jurimizde gönüllü olarak gelen çok ünlü oyuncular var. Bir çoğu festival süresince burada olacak. Bir kısmı da ödül töreninde Van'da bulunacak" diye konuştu.Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Afıf Ataman ise ilki yapılan kısa film festivaline tahmin edilenden daha fazla başvurunun olduğunu ifade ederek, "Van'da daha önce film festivali yapıldı ama ilk kez kısa film festivali yapıyor. Bu festivalde sinema ile daha önce profesyonel olarak ilgilenmeyen sinemaseverlerin Van temalı filmler atölyesi düzenledik. Buraya başvuranlar değişik sosyal sınıflardan, mesleklerden insanlardı. Lise öğrencisinden belediye işçisine, doktordan hemşireye sinemayı seven ve gönül veren insanlardı. Bu sene pek çok kısa metrajlı film festivali var. Bizim festivalimize bu festivale yapılan başvurulardan daha çok başvuru yapıldı. Ulusal bazda toplam 424 film festivalimize başvurdu. 424 film'in 249'u kurmaca dalında, 110'nu belgesel dalında, 36'sı deneysel ve 29 animasyon filmi yarışmaya başvurdu. Bunları ön jüriler izlediler. Her dal için ayrı bir ön jürimiz var. Bu süreç sonunda toplam 39 yarışma ve 14 gösterim filmi belirlendi. 39 yarışma ve 14 gösterim, 7 de Van temalı film festival süresince 3-5 Mayıs tarihlerinde ücretsiz olarak gösterimde olacak. Sinema ile alakalı 70'i aşkın kişi Van'a gelecek. Van'da sinema mevsimi yaşanacak.Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Çelik festivalde özel ödüllerin verileceğin söyledi. Dr. Çelik, "7 dalda ödül vereceğiz. Bu 7 dalın 4 dalı sinemanın teknik dalları kurmaca, belgesel, animasyon ve deneysel daldaki ödüller olacak. Engelsiz Yaşam Özel ödülümüz, Van temalı ödülümüz ve Münir Özkul onur ödülü olarak da 3 özel ödülümüz olacak. Gala gecemizde 13 farklı dalda 7 ödül vereceğiz."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
İpekyolu Belediyesinin logosunun olduğu flama
Toplantının yapıldığı yerden detaylar
Salondan detaylar
İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cemil Öztürk'ün konuşması
- Festival Yönetmeni Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nergiz Karadaş'ın konuşması
- Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Afıf Ataman'ın konuşması
- Festival Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Çelik'in konuşması
Haber: Arif KARAKAŞ/VAN,