Dha Yurt Bülteni-12
1)ŞEHİT POLİS MEMURU SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDIİZMİR'in Bergama İlçesi'nde uyarıya rağmen durmadığı belirtilen sürücünün hafif ticari aracıyla çarparak şehit ettiği polis memuru 43 yaşındaki Nedim Öner, memleketi Balıkesir'in Havran İlçesi'nde toprağa verildi.
1)ŞEHİT POLİS MEMURU SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
İZMİR'in Bergama İlçesi'nde uyarıya rağmen durmadığı belirtilen sürücünün hafif ticari aracıyla çarparak şehit ettiği polis memuru 43 yaşındaki Nedim Öner, memleketi Balıkesir'in Havran İlçesi'nde toprağa verildi. İzmir- Çanakkale Karayolu Ovacık Bölge Trafik İstasyonu önünde denetim yapan ekipten, trafik polis memuru evli ve 2 çocuk babası Nedim Öner'e, kontrol noktasında, dün (salı) saat 02.00'de, uyarısına rağmen durmadığı belirtilen, Aytekin Uyanık'ın (42) yönetimindeki 45 HU 268 plakalı hafif ticari araç çarptı. Öner'e çarpan sürücü Uyanık, kaza yerinde durmayıp kaçtı. Ağır yaralanan Öner, olay yerine çağrılan sağlık ekiplerinin ambulansıyla Bergama Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken yolda şehit düştü. Yakalanan sürücü Uyanık, sevk edildiği adliyede tutuklandı. Şehit polis memuru Nedim Öner için Bergama Kaymakamlığı önünde tören düzenlendi. Ardından cenazesi, memleketi Balıksir Havran İlçesi'ne uğurlandı. Pehit Öner'in cenazesi bugün Havran Devlet Hastanesi morgundan alındı. Anne ve babası hayatta olmayan Öner'in cenazesi, eniştesinin evinin önüne helülik alınması için götürüldü. Evin önünde dualar okunduktan sonra helallik istendi. Cenaze, daha sonra kortej eşliğinde Kocacami'ye götürüldü. Öğle namazının ardından, cenaze namazı kılındı. Şehit Öner'in Türk bayrağına sarılı naşı, bir süre omuzlarda taşındıktan sonra Havran Şehir Kabristanlığı'ndaki Polis Şehitliği'nde toprağa verildi. Eşi Fatma Öner (43), oğulları Cengizhan Öner (20) ve Atilla Öner (13), son yolculuğunda şehit polis memuru Nedim Öner'i ebediyete uğurladı.Cenaze törenine; Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Ahmet Edip Uğur, Havran Belediye Başkanı AK Partili Emin Ersoy, Edremit Belediye Başkanı CHP'li Kamil Saka, Havran Kaymakamı Ahmet Türköz, Edremit Kaymakamı Ali Sırmalı, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Balıkesir İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü Birim Müdürlerinin yanı sıra yüzlerce vatandaş katıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Nedim Öner'in fotoğrafı
Cenazeden görüntü
Evin önünden görüntü
Kortejden görüntü
Cenaze namazından görüntü
Haber- Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN / HAVRAN (Balıkesir),
=====================================================
2)DEPREM KORKUSU 10 YILLIK BEBEK HAYALLERİNİ YIKTI
ÇANAKKALE'nin Ayvacık İlçesi'nde, 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki depremde Kadir Köse (33) ve Ramize Köse (32) çiftinin sadece evleri değil, 10 yıldır kurdukları bebek sahibi olma hayalleri de yıkıldı.
Ayvacık'a bağlı Yukarıköy Köyü'nde yaşayan Ramize ve Kadir Köse çiftinin yaşadıkları dram yürekleri sızlattı. 10 yıl önce evlenen ve 2,5 yıl önce düşük yapan Ramize Köse, bir süre önce tekrar hamile kaldığı haberini aldı. Ancak çiftin çocuk hayalleri hayallerini bu kez de 6 Şubattaki 5.3 büyüklüğündeki deprem yıktı. Depremde evleri yıkılan çift, büyük bir korku ve panik yaşadı. Aynı gün fenalaşan Ramize Köse, kontrolleri için Ezine Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada karnındaki bebeğin kalbinin durduğu anlaşıldı. Kucağına almayı beklediği bebeğini kaybetmenin acısını yaşayan Ramize Köse ve eşi Kadir Köse çifti büyük üzüntü yaşadı. Ramize Köse, bebeğini kaybetmenin acısıyla, depremde evlerinin yıkılması üzerine yerleştikleri konteyner eve kendini kapattı. Yaşadıklarının ardından bir haftadır konteyner evden dışyarı adımını atmayan Köse'yi Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri ikne edip, Ayvacık Devlet Hastanesi Psikiyatri Servisi'nde tedavi görmeye ikna etti. Köse, eşi Kadir Köse ile birlikte ambulans ile Ayvacık Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada kendisine psikolog desteği verileceği öğrenildi. Depremde eşinin çok korntuğurnu belirten Kadir Köse, "Evden çıkıp, okulun yanına gelirken, kendisi rahatsızlandı. Ezine ve Çanakkale'de hastaneye gittik. Böyle bir sonuç ortaya çıktı. Bebeğin kalbinin durduğunu öğrendik. Bebeğimiz 2,5 aylıktı. İki sene önce de böyle bir düşük olmuştu. Üzgünz" dedi.
Ramize Köse, "Depremde çok korktum. Ağrım başladı. Hastaneye gittik. Doktorlar, karnımdaki bebeğin kalp atışlarının durduğunu söylediler. Belki biz farkedememiş olabiliriz deyip, iki gün sonra tekrar gelmemizi istediler. Gittik aam sonuç değişmedi. Bebeğimizi kaybetitğimizi öğrendik" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Düşük yapıp, bebeğini kaybeden Ramize Köse'nin görüntüsü
-Ramize Köse ile röp.
-Kadir Köse ile röp.
-Ramize Köse'nin ambulansa bindirilip, götürülmesinden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,
=========================================================
3)DEPREM BÖLGESİNDE HAYAT NORMALE DÖNÜYOR
Çanakkale'nin ayvacık ilçesinde, 6 şubat'ta meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki deprem ve artçı sarsıntıların hasara neden olduğu 21 yerleşim birimindeki vatandaşlar, konteyner kente alışmaya çalışıyor.depremden en çok hasarın meydana geldiği yukarıköy'de depremzedeler, geçici barınma yerleri olan konteyner kentte yaşam mücadelesini sürdürüyor. yemek ihtiyaçları türk kızılay'ı ekiplerince karşılanan depremzedelere günde 3 öğün olmak üzere toplam 12 bin kişilik yemek dağıtılıyor. depremzedeler ise boş zamanlarını 10 günden bu yana giymek zorunda kaldıkları geleneksel yörük kıyafetlerini yine geleneklerine göre yıkayıp kurutmaya çalışıyor. kaldıkları konteyner kentin yan tarafında yeşil bitki örtüsünün üzerine yayılan köylü kadınlar ateş yakıp üzerinde kazanla su kaynatıyor. leğende yine kendilerinin yaptığı ev sabunlarıyla çamaşırlarını yıkıyor. tokaç, kullanarak yıkadıkları çamaşırları, çalı ve dal parçalarıyla konteyner kentin etrafını çeviren tel örgülere ve ağaçlara asarak kurutmaya çalışıyor. yine gün içinde hayvanı olanlar, ağıllardaki hayvanlarını otlatmaya çıkarıyor.
Depremzedelerden 74 yaşındaki medine köse, "tozun dumanın içinde kaldık. evimiz yıkıldı. zor koşullarda da olsa yaşamımızı sürdürüyoruz. Evimiz yıkılmadan önce kumaş, halı dokur, istanbullar'a satardık. artık, başımızın çaresine bakacağız" dedi.
Görüntü dökümü:
---------------------------
-Deprem bölgesindeki kadınların günlük işlerinden görüntü
-Köylü kadınlar ile röp.
Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,
===================================================
4)ŞANLIURFA'DA, HASTANENİN TEMİZLİK CİHAZLARINA HACİZ
ŞANLIURFA Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde temizlik hizmeti veren iki firma arasında çıkan anlaşmazlık sonucu hastanedeki temizlik cihazlarına haciz geldi. Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, temizlik hizmeti veren iki firma arasında anlaşmazlık çıkınca hastanede temizlikte kullanılan cihazlara haciz konuldu. Haciz memurları, sabah saatlerinde polis eşliğinde hastaneye gelip cihazların sayımını yapıp Yediemin'e götürmek istedi. Hastane yöneticileri, hastanedeki temizlik hizmetlerinin aksatılmaması için cihazların götürülmemesini istedi. Yapılan görüşmeleri ardından sayımı yapılan çamaşır makineleri ile zemin temizlik cihazları hastane yönetimine teslim edildi. Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Faruk Günak, haciz işleminin hastaneyle ilgisinin bulunmadığını belirterek şunları söyledi:
"Bu yılın Ocak ayında genel sekreterlik tarafından yaptığımız temizlik ihalemiz var. Bu ihale ortak girişim olarak alınmış. Ortaklar arasında olan hukuki anlaşmazlık neticesinde üçüncü firmalarla ilgili alacak- verecek meselesinde haciz işlemleri başlatılmış ama muhatabı genel sekreterliğimiz ve hastanemiz değildir. Üçüncü şahıslar arasındaki hukuki süreci biz de bekleyeceğiz. Şu anda tutanak altına alıyorlar. Biz de hukuki sürecin sonucunu bekleyeceğiz. Hukuk nasıl bir karar verirse biz de ona göre işlem başlatacağız. Şu anda cihazlar bizdedir. Bunun belli hukuki bir süresi var. Biz hastanemizdeki hizmeti devam ettiriyoruz. Ne zaman mahkeme süreci sonuçlanırsa o zaman hukukun verdiği karar ne ise biz de ona uyarak işlem tesis edeceğiz. Cihazların aşağıya indirilmesinin sebebi de sadece tespit açısındandı. Bu cihazlar hastanemizdedir."
Görüntü Dökümü
----------------------------------
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Polis ve haciz memurlarının gelmesi
Cihazların taşınması
Cihazların boş bir alana konulması
Cihazların sayımları yapılması
Başhekim Faruk Günak ile röportaj
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 244 MB
=======================================================
5)EŞ KATİLİ, BIÇAĞI DOMATES BİBER- KESMEK İÇİN YANINA ALMIŞ
ANTALYA'da eski eşi 61 yaşındaki Muazzez Türkyılmaz'ı evinin önünde 6 bıçak darbesiyle öldüren 70 yaşındaki Muammer Türkyılmaz, cinayette kullandığı bıçağı domates ve biber kesmek için aldığını iddia etti.Muazzez Türkyılmaz, sürekli kavga ettiği eşinden boşanmak için geçen yıl dava açtı. Çift 2016 yılı yaz aylarında boşandı. Ancak Muammer Türkyılmaz kararı temyiz etti. Temyiz süreci devam ederken Muammer Türkyılmaz, 19 Ağustos akşamı eski eşinin oğlu ve geliniyle birlikte oturduğu Kepez İlçesi Yeni Mahalle 2324 Sokak'taki eve gitti. Eski eşiyle apartman önündeki sokakta tartışan Muammer Türkyılmaz, yanında getirdiği ekmek bıçağıyla Muazzez Türkyılmaz'ı 6 kez bıçakladı. Muazzez Türkyılmaz yaşamını yitirirken, Muammer Türkyılmaz tutuklandı.
Hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Muammer Türkyılmaz, ikinci duruşmada eşini kendisinin öldürmediğini ileri sürdü. Muammer Türkyılmaz, "Eşimden ayrılıp günlüğü 15 liraya bir pansiyonda kalmaya başladım. Eşimin evde kalan bana ait eşyaları sattığını duydum. Eve gelip baktım, eşyaların bir kısmı balkondaydı. Balkondaki eşyaların arasında ekmek bıçağı da vardı. Kaldığım pansiyonda bize yemek yapmak yasaktı. Domates biber kesmek için bu bıçağı yanıma aldım. Evden çıktığımda eşimle karşılaştım. Elimde gazete kağıdına sarılı bıçağı görünce 'Bıçağı da mı aldın' diyerek benimle tartışmaya girdi. Arbede sırasında ikimiz de yere düştük. Bu sırada ne olup bittiğini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Olaydan bir süre sonra yakalanıp tutuklandığını belirten Türkyılmaz, eşinin vefat ettiğini ise kendisini cezaevinde ziyarete gelen torunundan öğrendiğini söyledi. Torununa inanmayınca oğlunun kendisine ölüm raporunu gönderdiğini anlatan Türkyılmaz, bu olaydan önce eşini öldürmesini gerektiren bir husumet olmadığını iddia etti. Türkyılmaz, tahliyesini talep etti.
İlk duruşmada babalarından şikayetçi olan çiftin çocukları Erdinç ve Ebru Türkyılmaz ise şikayetlerini geri aldı. Çiftin talimatla ifadesi alınan diğer kızı Yeşim Acarlı da babasından şikayetçi olmadığını bildirdi. Mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (19 Ağustos 2016)
------------------------------
-Ambulansın gidişi
-Yerde yatan ceset
-Çalışma yapan polisler
-Olay yerinin çalışmaları
-Oğlu ve gelinin ağlamaları
-Komşu röp
-Cenaze arabası cenazeyi alarak gidişi
Boyut: 96 MB Süre: 03.01 dk
Haber: Mustafa KOZAK- Kamera: ANTALYA,
=========================================================
6)NECLA SAĞLAM CİNAYETİNDE SANIĞA MÜEBBET HAPİS
ZONGULDAK'ta, 23 yaşındaki Necla Sağlam'ı evinde boğazını keserek öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan 34 yaşındaki Tolga Kudu, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Geçen 24 Şubat'ta meydana gelen olayda Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda memur olan Necla Sağlam, yalnız yaşadığı evinde başına poşet geçirilip boğazı kesilerek öldürüldü. Olaydan 21 gün sonra gözaltına alınan boya ve tesisat ustası Tolga Kudu, tutuklandı. Tolga Kudu'nun cinayetten birkaç gün önce Necla Sağlam'ın evine su tesisatındaki arızayı gidermek için gittiği ve olay günü de evinin çevresinde dolaştığı tespit edildi. Ayrıca Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı'ndan gelen raporda da sanıktan alınan örneklerin Necla Sağlam'ın tırnaklarından ve poşetten alınan DNA örnekleriyle uyuştuğu tespit edildi.
Yargı sürecinde suçlamayı kabul etmeyen Tolga Kudu'nun karar duruşması Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talebiyle yargılanan sanık duruşmaya Kocaeli 1 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan video konferans sistemiyle katıldı. Duruşmada ölen Necla Sağlam'ın annesi Serpil Gökyer ve yakınları da hazır bulundu.
Cumhuriyet Savcısı, geçen 30 Kasım'da mahkemeye sunduğu mütalaasında sanık için, maktülü başına vurup, çöp poşetiyle boğarak ve bıçakla boynunu keserek öldürdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talep etti. Son sözü sorulan Tolga Kudu, "Ben suçsuzum. Ben yapmadım. Beraatimi istiyorum" dedi. Mahkeme, sanığın eylemini TCK'nın 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen 81'inci maddesi kapsamında değerlendirerek müebbet hapis cezası verdi. Sanığa 'konut dokunulmazlığını ihlal' suçundan da 2 ay hapis cezası verildi.
Adliye çıkışında açıklama yapan ölen kızın annesi Serpil Gökyer, "Adalet yerini buldu. Ama ben kadınlara, kızlara bunları yapanların idam edilmesini istiyorum. Bunlar idam edilmediği sürece bunların önü arkası kesilmez. Bir benim çocuğum değil. Şubat'tan bu yana 47 kadın öldürüldü. Devlet gerekeni yapsın. Biz bunu istiyoruz. Bizim canımızı yakanların canını yaksınlar" dedi.
Gökyer'in avukatı Merve Kır ise "Cezada iyi hal indirimi uygulanmadı. Çünkü halen duruşmada yapmadığını, suçu olmadığı yönünde beyanlar veriyor. Mahkemeye yardımcı olmuyor. Mahkemenin elinde çok sağlam deliller olmasına rağmen. Süreç henüz bitmedi. Büyük ihtimal karşı taraf bunu temyize gönderir. Sürecin takipçisi olacağız" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
-Olay günü cenazenin evden çıkarılması(arşiv)
-Sanığın adliyeye getirilmesi(arşiv)
-Adliyeden detay
-Anne Serpil Gökyer'in konuşması
-Avukat Merve Kır'ın konuşması
Süre: (4.16) Boyut: (136 MB)
Haber-Kamera: Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,