Dha Yurt Bülteni-11

ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MAHMUT YILDIRIM, KAYSERİ'DE GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI (EK)

1)DUALARLA TOPRAĞA VERİLDİ

Jandarma Uzman Çavuş Mahmut Yıldırım'ın cenazesi top arabası üstünde ve arkasındaki kortej eşliğinde Garnizon Şehitliğine getirildi. Şehit cenazesi dualar eşliğinde toprağa verilirken, eşi Esra Yıldırım, elleriyle mezara toprak atarak gözyaşı döktü. Şehit oğlu Efe ise, babasını asker selam ile uğurladı.Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mahmut Yıldırım defnedildiği sırada 21 Aralık'ta El Bab'ta şehit olan oğlu Piyade Uzman Çavuş Osman Çelik'in mezarının yanında duran annesi Suriye Çelik fenalaştı. Cenazenin toprağa verilmesinden sonra tabutun üstündeki ay yıldızlı bayrak ve şehidin fotoğrafı, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler tarafından şehit eşi Esra Yıldırım'a teslim edildi. Şehit eşi öperek aldığı bayrağı " Bu bayrağı onurla kabul ediyorum. Şehit eşiyim. Kanı yerde kalmayacak. Emaneti bendeö dedi.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

KAYSERİ/DHA

=======================================================

2)KURTULMUŞ: HOLLANDA'DAKİ SEÇİMLER ENDİŞELERİMİZİN HAKLI OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUŞTUR

BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'da dün yşapılan seçimleri değerlendirirken, "Avrupa'daki aşırı bu aşırı sağcı dalgalar Türkiye olarak bize bir zarar vermez, kendimizi koruruz. Ama, Avrupa siyasetçilerini bundan sonra zor bir süreç beklediği Hollanda seçimleriyle bir kere daha ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa'nın mutedil, demokrat gerçekten yerel siyasetçileri ciddi bir şekilde tedbir almazlarsa ve artan bu aşırı ırkçı dalganın altında kalırlarsa bir gün bu dalga yükselir, yükselir onları da boğar . Dolayısıyla bu aşırı ırkçı formlara Avrupa kamuoyunun son derece hassas olması, liberal meşru makul siyasetinde güçlenmesi lazım. Hollanda'nın seçimleri maalesef bu endişelerimizi teyit ediyor"dedi. Elazığ'a gelen ve STK temsilcileri ile şehit aileleri ile kahvaltıda bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, daha sonra Elazığ valiliğine geçti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hollanda'da dün yapılan seçimlerin sonuçlarını değerlendirirken, Hollanda'nın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına gösterdiği tavır nedeniyle iki ülke ilişkilerinde ciddi bir gerilim ve krize neden olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'nın dünkü seçimden sonra, makul bir hükümet kurma imkanına kavuşmasını umut ettiğini belirtirek, şöyle konuştu:

"KIZDIK, ÖFKELENDİK AMA SONUÇTA BİZ REFLEKS İLE DEĞİL, DEVLET AKLIYLA HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ"

"Onlar tarafından çıkarılan krizi biz çıkarmadık. Türkiye ile Hollanda arasındaki bu krizi telafi edici adımlar atmaları mümkün olur. En kısa zamanda da bu adımları atmalarını onlardan beklediğimizi ifade etmek isterim. Bizim bu krizle birlikte söylediğimiz bir şey vardı. Dünkü seçimler maalesef endişelerimizin haklı olduğunu ortaya koymuştur. O da nedir ' Avrupa'da artan bir aşırı sağ, milliyetçi damar var. Maalesef bu ırkçılık bazında ortaya çıkıyor. Tabiri caizse bir neo faşizm ortaya çıkıyor. Yabancı, göçmen, Müslüman düşmanlığı özellikle de Türkiye düşmanlığı şeklinde tezahhür ediyor. Bu yabancı düşmanlığı, ırkçılık Avrupa için çok tehlikelidir. Allah'ın izniyle biz tedbirlerimizi alırız. Bize bir şey olmaz. Avrupa'daki aşırı bu aşırı sağcı dalgalar Türkiye olarak bize bir zarar vermez, kendimizi koruruz. Ama; Avrupa siyasetçilerini bundan sonra zor bir süreç beklediği Hollanda seçimleriyle bir kere daha ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa'nın mutedil, demokrat gerçekten yerel siyasetçileri ciddi bir şekilde tedbir almazlarsa ve artan bu aşırı ırkçı dalganın altında kalırlarsa bir gün bu dalga yükselir, yükselir onları da boğar . Dolayısıyla bu aşırı ırkçı formlara Avrupa kamuoyunun son derece hassas olması, liberal meşru makul siyasetinde güçlenmesi lazım. Hollanda'nın seçimleri maalesef bu endişelerimizi teyit ediyor. Mark Rutte'nin başında olduğu parti 33 milletvekili almış durumda, açıkça İslam ve Türk düşmanlığı yapan Geert Wilders'ın 20 milletvekili almış olması, oylarını yükseltmiş olması, milletvekili sayısını artırmış olması Hollanda içinde endişe verici bir durumdur. Burada zor bir koalisyon tablosu ortaya çıkıyor. Biz Cumhurbaşkanlığı hükümet modelini teklif ederken bu tür endişelerle ortaya çıktık. Yani seçimler artık bir takım belirsiz koalisyonlar dönemi değil, seçim akşamında kim Cumhurbaşkanı seçildiyse ülke yöneteceği bir atmosfer ortaya çıkarmalıdır ve hükümet hemen seçimin ertesi günü kurulabilecek bir noktada olmalıdır. Hollanda buradan nasıl bir hükümet çıkaracağı onların kendi bileceği bir iş, son derece dalgalı bir tablo ortadadır. Buradan ümit ederiz ki, yabancı, göçmen, İslam düşmanlığını, Türkiye düşmanlığını öne çıkaran siyasetçiler siyasi gelişmede söz sahibi olmasınlar. Etkili olmasınlar diye ümit ederiz ve biz Türkiye olarak da hem Hollanda hem de Avrupa Birliği ile genel olarak ilişkilerimizde de hem milli onurumuzu haysiyetimizi koruyacak şekilde kararlılık içerisinde davranırız hem de sabaha kadar çok kızdık, öfkelendik, içimizde fırtınalar koptu ama; sonuçta biz refleksle değil devlet aklıyla hareket etmek zorundayız." Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, hem Türkiye'nin menfaatlerini hemde orada yaşayan vatandaşların haklarını korumak zorunda olduklarını da ifade ederek, "Orada artık 3'üncü nesil yerleşmiş, işini gücünü kurmuş oralı olmuş vatandaşlarımız var. Onlara da hiçbir zarar gelmeyecek şekilde tedbirlerimizi alırız. Avrupa ile yeni bir sürece giriyoruz. Türkiye sürekli olarak Avrupalılara Avrupa değerlerini hatırlatmak durumunda kalıyor. Yani insan hakları, demokrasi, fikir ve ifade özgürlükleri her ağızlarını açtıklarında onlar bize ya da başka ülkelere bunların üzerinden konuşuyorlar şimdi ne oldu ' Şimdi Avrupa ülkelerinin birçoğunda sanki bunların hepsi rafa kalktı. Faşizm, aşırı ırkçı söylemler, din, İslam düşmanlığı para ediyor. Bu çıkar yol, doğru yol değil. Avrupa'da sadece aşırı sağcı akımlar göçmenlere ve yabancılara karşı bir düşmanlık olarak ortaya çıkmaz. Birinci ve ikinci dünya savaşı arasında görüldüğü gibi Avrupa'nın kendi içerisinde, Avrupa milletleri arasında düşmanlıkları artırır. Dolayısıyla buraya çok hassas bir şekilde yaklaşmaları lazım"diye konuştu. Almanya'da yaşayan Türklerin oy kullanması ile ilgili bir soru üzerine ise Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Türkler, yurtdışında ilk defa oy kullanıyor değiller. Geçen sefer Cumhurbaşkanlığı seçiminde Avrupa'nın her yerinde Türkler güle oynaya katıldı. Seçim kampanyalarında şu kişiye, bu kişiye 'oy verin' diyenler oldu. Benim anlamadığım taraf şu: Allah aşkına ne oldu da hepsinin düğmelerine basılmış gibi hepsi bir den bu seçim kampanyasında 'Hayır' Türkler oy kullanmasın, 'Türk bakanlar buraya gelmesin, propaganda yapılmasın' diye bir takım hezeyanlar içerisine girdiler. Bunlar kabul edilebilir bir şeyler değildir. Eğer oy kullanmanın önünü açıyorsanız her kampanyanın önünü açacaksın. Şimdi burada iki şık var 'Evet' ya da 'Hayır'. 'Evet' diyende 'Hayır' diyende olacak. Referandum da bir şey soruyorsanız bu kampanyaların yapılmasını müsaade etmeniz demokrasinin gereğidir. Dolayısıyla top yekun hepsi bu anlamda çok ciddi sınavlar veriyorlar. Tabi ki orada vatandaşlarımız oy kullanacaktır. Bununla ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Orası zaten YSK tarafından belirlenmiş seçim çevrelerinden oluşuyor. Bu seçim çevrelerinde nasıl içeride referandum da oy veriliyorsa ora da oy verilecektir. Alman makamlarında da diğer makamlardan da beklentilerimiz, bizim oradaki görevlilerimize gerekli kolaylıkları göstermeleridir. Bu Türkiye Almanya ilişkileri geleceği bakımından doğru olan yoldur. Ayrıca demin de ifade ettiğim gibi Almanya'nın demokrasiye demokratik standartlara saygısı bakımından önemli bir yoldur. İnşallah Avrupa'da bu seçimi yapacağız. Referandum da halkımız orada oy kullanacaktır"dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Kurtulmuş'un salona gelişi

-Kurtulmuş'un konuşması

-Kurtulmuş'un Valilik önünde halk ile görüşmesi

-Kurtulmuş'un Valilikte karşılanması

-Valilik şeref defteri imzalaması

-Kurtulmuş'un açıklaması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Şahismail GEZİCİ/ELAZIĞ,-

======================================================

3)SELAHATTİN DEMİRTAŞ: SEGBİS İLE YARGILAMA FİİLİ BİR İŞKENCE

MERSİN'de yaptığı konuşmada dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, SEGBİS ile yapılan yargılamanın fiili bir işkence ve hukuksuz bir uygulama olduğunu söyledi.'Hakaret, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama' suçlaması hakkında 4 yıl 8 ay hapis cezası istenen Selahattin Demirtaş, Mersin 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu olduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmaya çok sayıda HDP'li ve Demirtaş'ın avukatlarının yanı sıra HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım katılırken, Davutoğlu'nun avukatı ise duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı. Savunmasını yapan Demirtaş, hakkında açılan çok sayıda dava nedeniyle fiilen mahkemede olmasının imkansız hale getirildiğini vurguladı. Demirtaş, SEGBİS üzerinden savunma yapmak zorunda bırakıldığını, SEGBİS ile yapılan yargılamanın da fiili bir işkence ve hukuksuz bir uygulama olduğunu kaydetti. EŞ GENEL BAŞKANIMIZ YARGI OPERASYONU İLE TASFİYE EDİLDİ

Bu uygulamanın kabul edilecek bir yanının olmadığını belirten Demirtaş savunmasında şunları söyledi:  "Ben Türkiye'nin en büyük üçüncü partisinin eş genel başkanıyım. Diğer Eş Genel Başkanımız yargı operasyonu ile tasfiye edildi. Bu bir suçtur. Yargının bu suça alet olmaması gerekir. Herkes bilsin ki biz adil bir yargıya saygılı olacağız. Ama herkes bilsin ki bugün iktidarı elinde tutanlar ortalığa korku yaydılar diye biz de korkacak değiliz. Mahkemenizin de adalet ve Allah korkusu dışında bir şey taşımadığını umut ediyorum. Mahkemenizden talebim somut norm denetimi yapılması açısından dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin değişikliğin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini ve yargılamanın durdurulmasıdır." Mahkeme eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

BEHÇET YILDIRIM: EŞ GENEL BAŞKANIMIZ SEGBİS YOLUYLA GÖRÜYORUZ

HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Eş genel başkanımız SEGBİS yoluyla canlı yayındaydı. Referandum sürecinde, Cumhurbaşkanı ve Başbakan kanal kanal geziyor canlı yayında, ama biz SEGBİS yoluyla Eş Genel Başkanımızı ancak görebiliyoruz. Son derece moralliydi, güzel mesajlar ve hukuk dersi verdi."

Görüntü Dökümü

------------------------

-Adliyeden görüntüler

-Adliyeye girip çıkan vatandaşlar

-Adliye önündeki HDP'li heyet

-HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım'ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

SÜRE: 01'35" BOYUT: 106.00 MB

Haber-Kamera: İbrahim MAŞE/ MERSİN,

========================================================

4)HDP'Lİ VEKİLLER KANDIRA'DA TUTUKLULARI ZİYARET ETTİ

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve HDP milletvekilleri, Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde kalan HDP'li belediye başkanı ve milletvekillerini ziyaret etti. HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP İstanbul Milletvekilleri Garo Paylan, Erdal Ataş, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir ve partililer, Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, eski HDP milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Gülten Kışanak ve Fırat Anlı'yı ziyaret etti. Ahmet Yıldırım ziyaretin ardından açıklamada bulunarak, "Biz buraya şunun için geldik, milyonlarca insanın oyunu almış milletvekili, belediye başkanları ve siyasetçiler yatıyor. Biz burada onların cezaevi koşulları için gelmiş değiliz. Burada bizzat tutulmalarının bir hukuksuzluk ve anayasaya aykırı olduğunu düşünüyoruz. Şunu söyleyelim bu ülkenin en üst yargı organlarından biri olan anayasa mahkemesi kendini tekzip eden, kendini inkar eden bir kararın altına imza atarak suskunluğunu korumaktadır. Buradan hareketle anayasada aykırı bir şekilde dokunulmazlıkları kaldırılan, hukuka aykırı bir şekilde siyasallaşmış hukuk tarafından tutuklanan arkadaşlarımızın burada rehin halde tutuluyor olmalarını kabul etmedik, etmeyeceğiz" dedi. Yıldırım arkadaşlarının haksız tutukluluk hallerinin son verilmesini, özgürlüklerine kavuşmasını isteyerek, şöyle konuştu:

"Biz burada onların tutukluluk halleri içerisinde hangi koşullarda kaldığını sorgulayan bir noktada değiliz, cezaevi koşullarının ne olduğunun sorgulanması noktasında iş değil. Bizzat cezaevinde bulunmalarının bir hukuksuzluk, yasaya ve anayasaya aykırılık teşkil ettiğini ifade ediyoruz. Burada bizim açıklama yapmamıza yasak getirmeye çalışanlar hukuku çiğnemektedirler ve yasakçı bir zihniyetle yasamanın bize vermiş olduğu hakları kısıtlamaya çalışmaktadırlar. Bu yasa dışılıklarla hiçbir yere yürünemez. Biz bu anlamda bir an önce arkadaşlarımızın haksız tutuklu hallerinin son verilmesini, bu rehin işlerine son verilmesi ve özgürlüklerine kavuşması gerektiği noktasında buradayız. Bu noktada çalışmalarımız son vermeyecektir. Belli bir süreden beri buradaki Kürt siyasetçilerin tutukluluk hallerine, onların yoldaşlarına ve HDP bileşenlerine dönük operasyonları teşhir edeceğimizi ve bu uygulama sonlanana kadar mücadele edeceğiz"

Görüntü Dökümü

-------------------

Açıklamalar

Cezaevinden görüntü

KANDIRA(Kocaeli), -

===========================================

5)HDP'Lİ BALUKEN 3.5 YIL HAPİS İSTEMİYLE YARGILANDIĞI DAVADA BERAAT ETTİ

HDP'nin tutuklu Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, Bingöl'de, 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet etmek' suçundan 3.5 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada beraat etti.

Diyarbakır'da hakkında açılan davada tutuklu olan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, partisinin 2013 yılında Bingöl'de düzenlenen bir mitinge katıldığı gerekçesiyle hakkında açılan davaya devam edildi. Bingöl Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ve Baluken'e, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet etmek" suçundan 3.5 yıl hapis istenen davanın duruşmasında Baluken, tutuklu bulunduğu Ankara F Tipi Cezaevi'nde SEGBİS ile bağlanarak, savunma yaptı.

Avukatların savunması ardından Mahkeme heyeti, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve daha önce aynı dosyadan yargılananların beraat ettiği gerekçesiyle HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in beraatine karar verdi.

Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL,-

=====================================================

6)İSTİHDAM FUARI'NDA BİN KİŞİYE İŞ SÖZÜ

10. Hatay İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı İskenderun Teknik Üniversitesi'nin (İSTE) ev sahipliğinde başladı. Günün konuşmacısı olan Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı asgari ücretle nitelikli iş yapılamayacağını, işsizlerin beceri sahibi yapılması gerektiğini söyledi, hemen bin kişiyi işe başlatacağını açıkladı. 2 gün sürecek olan fuarın açılışına Hatay Valisi Erdal Ata, İSTE Rektörü, MKÜ Rektörü, İŞKUR Genel Müdür yardımcısı Cafer Uzunkaya ve davetliler katıldı. Açılan stantlarda firmalara iş başvuruları yapıldı. İlk günde konuşmacı olarak katılan Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı, işsizlik sorununun çok büyük olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: öÜlkemizin içinde bulunduğu döneminde ve dünyanın bugün kasıp kavurduğu işsizlikte, hatta dünyanın kasıp kavurduğu bu fakirlik sadece Türkiye'de yok, dünyada da var. Bugün Amerika'da Avrupa'da bin dolar, bin euro, bin 500 euro alan insanın geçimi inanın bizden bin kat daha zor. Orada da iyi yetişmemiş, iyi eğitim almamış, öğrenememiş, okulu bitirmemiş iş bulamamış bir sürü insan var. Bizi davet ediyorlar Amerika'ya gelin yatırım yapın, önünüzü açalım, hiçbir problemle karşılaşmayacaksınız, hatta bir iki verginizi biz ödeyelim. Yeter ki Amerika'ya gelin yatırım yapın. Niçin? Amerika da vatandaşımız işsiz kalmasın, sokakta kalmasın, düşük ücret almasın. Avrupa, Balkan ülkeleri kendini kasıp kavuruyor. İşsizlik dünyanın her tarafında büyük sıkıntı.ö

İŞSİZLİKTE 20-40 YAŞ PROBLEMİ

Turanlı, Türkiye'deki işsizliğin iki problemi olduğunun altını çizerek konuşmasına şöyle devam etti:  "Bu işsizlerin iki tane problemi var. Bir tanesi 20-40 yaş arası, okullarından mezun olmuş ya da okumamış, yüksek tahsil yapmamış, uygulamalı eğitim almamış, yani mükemmel bir meslek sahibi değil, okuldan mezun olmuş ortalıkta dolaşıyor.

İşi yok bu arkadaşımın kalbi temiz, pırıl pırıl kazanmak istiyor. Harcamak istiyor, ev sahibi olmak istiyor, araç almak istiyor, evlenmek çoluk çocuk sahibi olmak istiyor. Ama maalesef bu arkadaşım bu mutluluğu yaşayamıyor. Niye yaşayamıyor? Çünkü işi yok, aşı yok, ekmeği yok başka da hiçbir derdi yok. Peki ne yapmak lazım bu pırıl pırıl kardeşlerimizi, canlarımızı evlalarımızı kazanmak için, mutluluk içinde yaşatmak için onları iş sahibi yapmak lazım. Hiç bu işin başka çaresi yok. Bunun başka bir yolu da yok. Bu insanların mutlaka kazanması lazım.

BİN 400 LİRA İLE KARIN DOYMAZ

Türkiye'de asgari ücret olarak 1400 lira alan bir kişinin karnının doymayacağını belirten Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı, şöyle devam etti: ö Bakın bir insan1400 TL ile karnı doymaz, bu mümkün değil. Bunu kim söylüyorsa bunu hepimiz biliyoruz yanlış söylüyor. Doymaz mümkün değil. Bin 400 lira da hanımı veya beyi alsın 2 bin 800 lirayla gene doymaz mümkün değil. İki tane sıkıntımız var bir kişilere iş vermek, iki iş verdiğimiz insanların gelirini artırmak. Niçin çünkü o insanın huzurlu yaşaması için. Bugün 1500 lira maaş alan adam nasıl huzurlu yaşayacak. Bak iki tane büyük derdimiz var. Bir tanesi adamın işi var maaşı düşük. Bir tanesi Allah muhafaza işi hiç yok. Bu iki konuyu çözmemiz lazım. Maaşı yükseltmek için kişiden verim almak lazım. Kişinin veriminin yüksek olması lazım.ö

GELECEĞİNİZ İÇİN AĞZINIZI AÇIN

En büyük sıkıntının eğitimden kaynaklandığına dikkat çeken, Emrullah Turanlı uygulamalı eğitime geçilmesinin şart olduğunu konuşmasında vurgulayarak şunları söyledi:

"Bir yüksekokuldan mezun olan mimar kardeşimin, makine mühendisi kardeşimizin inanın bana hocalarım, inanın bana valim, inanın bana rektörüm, okuldan mezun olup işe geldiğinde, bakın bizde 4 bin endirekt 15 bin insan çalışıyor üzülüyorum kahroluyorum. Niye o genç kardeşimiz 2 bin 2 bin 500 lira maaş alıyor kardeşimiz bütün gençlik hayatını bu üniversitelerimizin sıralarında geçirmiş. Ama anne babayı kara haller basıyor. Niye? Biz bu çocuğa nasıl iş bulacağız. Neden kaynaklanıyor bu? Uygulamalı eğitim olmayışından kaynaklanıyor. Okuldan mezun olan gençleri bizim gibi iş adamları bu kapılarda beklemesi lazım. Bizi arayıp bu çocuğu iş alın denmemesi lazım. Onun için bu eğitimin mükemmel uygulamalı sisteme geçmesi lazım. Siyasi liderlerimizden rica ediyorum. Valilerimizden, rektörlerimizden, Milli Eğitim Bakanımızdan rica ediyorum Allah aşkına. Öğrenci kardeşlerimden rica ediyorum. Öğrenci kardeşlerim geleceğiniz için açın ağzınızı, siyasilere yapın talebinizi, uygulamalı eğitim istediğinizi üstüne basa basa söyleyin. Okullardan mezun olduğunuz zaman on bin lira maaş alabilecek duruma gelin. Yirmi yılınız boşa gitmesin evlatlarım. Benim çocuklarımda yüksekokullardan mezun oldular. Ama aynı acıları paylaşıyorum.

ALLAH AŞKINA KIRIN ŞU BÜROKRASİYİ

Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı,daha sonra ö Sayın valim Allah bin razı olsun, hepinizden niye çünkü bizim sizden bir isteğimiz var. Allah aşkına kırın şu bürokrasi zincirlerini, açın işadamlarının önünü, hiçbir şey tıkamayın sizden rica ediyorum" dedikten sonra ise şöyle konuştu: "Bütün Türkiye ayağa kalksın. Bu evlatlar bu milletin evlatları. Hangi partiye, kime, hangi kuruluşa nereye oyu olursa olsun, bu milletin evlatları bunlar. Bunlar doymak zorunda, karınları doymak zorunda. Alkışı boş ver, alkışı sonra yaparsınız. Önemli olan beni davet edenlerle iletişim kurayım. Alkış işi benim işim değil. Kardeşler, yirmi yıl okumuş bir evladımız, eğer okuldan mezun olduktan sonra, karnı doymuyorsa hiçbirinizin bu başarıdır diye alkışlamamamız lazım. Oturup kara kara kara düşünmemiz lazım. Çünkü bunlar bizim çocuklarımız başkasının değil. Hatta ve hatta bu evlatlarımız gençlerimiz dünyaya hükmedecekler dünyaya.

Turanlı, konuşmasının bu bölümünde hemen bin kişiye işe alacağı sözünü de verdi.

BİN DÖRTYÜZLE BU İŞ OLYMAZ

12 milyon işsizin olduğu bir ülkede alım gücünün de aynı oranda düşük olduğuna vurgu yapan Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı konuşmasını şöyle tamamladı.ö Bütün iş arkadaşlarım bütün yatırımcılar hepsi aynı dertten mustariptir, yetişmiş insan arıyorlar. 20-40 yaş arası insanları mutlaka eğitmemiz lazım. İnsanlarımız perişan 12 milyon işsizimiz var olacak şey değil. Birde 1500 liralık işsizimiz var. Otomotiv sanayi çalışamıyor, buzdolabı çalışmıyor, televizyoncu çalışmıyor, mobilyacı çalışmıyor. Niye? Bin 400 lirayla mobilya olmaz. 1400 lirayla araba olmaz 1400 lirayla hamsi teknesi olmaz. Bu insanların fazla kazanması lazım Onun da fazla hizmet vermesi lazım. Onun için eğitim kursları açalım.ö

Görüntü Dökümü

---------------------------

Taşyapı Group sahibi Emrullah Turanlı'nın konuşması

Alkışlayanlar

Rektörün Emrullah Turanlı'ya çiçek vermesi

İstihdam fuarının açılış kurdelesinin kesimi

SÜRE: 08'32" BOYUT: 387 MB

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),

==========================================================

7)FEDERASYON BAŞKANI YENİCE'DEN UZMANLARA ET VE EKMEK TEPKİSİ

TÜRKİYE Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Ethem Aykut Yenice, uzmanların medyada sağlıklı beslenmeyle ilgili yaptığı açıklamalara "Et yemeyelim, ekmek yemeyelim, ne yiyelim? Taş mı yiyelim?" diyerek tepki gösterdi.

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Ethem Aykut Yenice, Şanlıurfa mutfağının dünyaya tanıtılması amacıyla düzenlenecek olan Uluslararası Türk Mutfağı Festivali'nin tanıtım toplantısına katıldı. Şanlıurfa Aşçılar ve Pastacılar Derneği'nde bölgenin şube başkanlarıyla bir araya gelen Yenice, televizyon ekranlarında 'Ekmek ve et yemeyin' diye uyarılarda bulunan bilim adamlarına tepki gösterdi. Yenice, uzmanlara "Taş mı yiyelim?" diye sorup şunları söyledi:

"Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'i kutluyorum. Et yemeyelim, ekmek yemeyelim ne yiyelim? Taş mı yiyelim? Bu ülkede yüzyıllardır bu kentlerde yaşıyorlar, bu kentlerde olağanüstü mutfak kültürü var ve bu günlere kadar gelmiş dünyanın en önemli mutfaklarından birinin temsilcileriyiz. Bu güne kadar yemişiz ve bu güne kadar gelmişiz de bu saatten sonra neyi anlatmaya çalışıyorlar. Ayrıca oturup bir karar versinler. Hepsi ortak bir deklarasyon yapsınlar. Televizyon kamerasını gören bir şeyler söylüyor ve kendini ekranlara atanlar bir şeylerden bahsediyor. Tabi ki bizde şaşkınlık içerisindeyiz ama biz Türk esnaf sanatkarı olarak işimizi doğru yapmaya, özen göstermeye ve bu bağlamda da kent halkına ve ülke halkına sağlıklı yiyecekler sunmak için kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Kamuoyundaki bu algılar, kamuoyunun kafasını karıştıran bu demeçler bizleri de son derece rahatsız ediyor. 'Ekmek yemeyin, et yemeyin' diyenlere ben de buradan şunu söylemek istiyorum; ne yesin insanlar? Onu söylesinler. Biz ne yapalım, ne satalım? Onu söylesinler."

"ETE VE EKMEĞE DİL UZATMAK ETİK DEĞİLDİR"

19 milyar lira bir iş hacmine sahip olduklarını ve ete, ekmeğe dil uzatmanın etik olmadığını ifade eden Yenice, "Bu kadar önemli çapta aş, iş ve istihdam üreten bir mesleğin temsilcileri olarak ülkenin 19 milyar liraya ulaşan bir işlem hacmine ulaşmış bir sektörün temsilcileri olarak bizlere yapılan bu şeylerin ben çok doğru ve sağlıklı tespitler olduğunu düşünmüyorum. Hocalarıma, bilime ve ilime saygı duyuyorum ama yüzyıllardır bu kentlerde lokantacılık ve pastacılık yapan insanların da ürettiklerine biraz da saygı duyulmasını, mesleklerine saygı duyulmasına, algı operasyonlarıyla zaten zor günler geçiren ülke ekonomisinin bizim gibi ayakta tutmaya çalışan lokomotif bir sektöre de darbe vurulmasına da karşıyız. İlime ve bilime saygılıyız derken ABD'de söylenenle burada söylenenin arasında fark var. Orada sağlıklı olan şeyler burada sağlıksız, bir hocaya göre burada sağlıklı olan, bir hocaya göre sağlıksız olan şeyleri tabi ki bir takım yağlar ve bitkisel ürünler var tıbben kanıtlanmış bir takım zararları var ancak ete, ekmeğe çok daha fazla ülkenin temel besin değerlerine dil uzatmak bana göre etik değildir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Lokantalar

Etli yemekler ve kebaplar

Ethem Aykut Yenice'nin toplantıya katılması

Toplantıya katılan şube başkanları

Ethem Aykut Yenice ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 429 MB