Dha Yurt Bülteni - 11
PANİĞE NEDEN OLAN HURDALIK YANGINIYLA İLGİLİ MUHTARDAN ÇARPICI İDDİABURSA'da bir hurdalıkta çıkan yangın çevrede paniğe yol açarken, Küçükbalıklı Mahalle Muhtarı Cemil Aksu, yangının, hurdalıklar arasındaki demirleri ayıklayıp çıkarmak için hurdalık sahibi tarafından kasıtlı olarak...
PANİĞE NEDEN OLAN HURDALIK YANGINIYLA İLGİLİ MUHTARDAN ÇARPICI İDDİA
BURSA'da bir hurdalıkta çıkan yangın çevrede paniğe yol açarken, Küçükbalıklı Mahalle Muhtarı Cemil Aksu, yangının, hurdalıklar arasındaki demirleri ayıklayıp çıkarmak için hurdalık sahibi tarafından kasıtlı olarak çıkarıldığını iddia etti.
Yangın bugün saat 11.30 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Küçükbalıklı Mahallesi'nde Tamer Abaklı'ya ait hurdalıkta meydana geldi. Yangını gören vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, polis çevrede güvenlik önlemi aldı. 3 itfaiye aracının müdahale ettiği yangın yaklaşık 1 saatlik çalışmanın ardından söndürülürken, yangında ölen ya da yaralanan olmadı.
"YANGINI KENDİLERİ ÇIKARIYORLAR"
Küçükbalıklı Mahalle Muhtarı Cemil Aksu, bu hurdalıkta hemen her gün malzemelerin yakıldığını, bunun geri dönüşüm maddelerinin arasındaki demirleri almak için yapıldığını söyledi. Muhtar Aksu, "Yetkililere sürekli bildiriyoruz ama bir çözüm üretilmedi. Dün iftar saati yine yangın oldu. İtfaiye ile mahalle halkı birlikte söndürdük. Yetkilkileri göreve davet ediyoruz. Burada vatandaşlar penceresini bile açamıyor. Hurdalığın etrafında dokuma tezgahları var, buralarda 50-60 kişi çalışıyor, alevler oralara sıçrarsa kötü sonuçlar doğabilir. Yoksa önlem almak için can kaybının olmasını mı bekliyorlar? Bu arkadaş bilinçli bir şekilde yakıyor, çöpün içindekileri ayıklamak için. Hiç bir vergi levhası olmadığı halde etrafını sac levhalarla çevirdi. Burası mutlaka denetlenmeliö dedi.
-Olay yerinden görüntüler
-İtfaiye ekipleri çalışırken
-Muhtar Röportaj
-Detaylar
Mehmet İNAN/BURSA,
============================================
İŞÇİ EYLEMLERİNİN YIL DÖNÜMÜNDE EGE İŞÇİLERİNE DESTEK
DEVRİMCİ İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş Sendikası, 15-16 Haziran işçi eylemlerinin yıl dönümünde, İzmir'de güvenlik gerekçesiyle kadroya geçemeyen ve 73 gündür Ege Üniversitesi Rektörlüğü önünde oturma eylemi yapan işçiler için yürüdü. Yarım gün iş bırakan sendika üyeleri, Bornova Metrosu önünde başlattıkları yürüyüşü, Rektörlük binası önünde sonlandırdı.
DİSK, 15-16 Haziran işçi eylemlerinin yıl dönümünde, yarım gün süreyle iş bıraktı. İşçilerin koşulsuz şartsız kadrolu ve güvenceli olarak istihdamının sağlanmasını isteyen DİSK, Bornova metro durağı önünde toplandı. DİSK üyesi işçiler, Ege Üniversitesi'nde güvenlik gerekçesiyle kadro alamayan ve işten çıkarılan işçilere destek vermek için buradan Rektörlük binası önüne kadar yürüdü. '15-16 Haziran ruhu ile güzel günlere yürüyoruz' pankartı ile yürüyen işçiler, 'İş ekmek yoksa barış da yok', 'Kadro dediniz işimizden ettiniz', 'Zafer direnen emekçinin olacak', sloganları attı. İşçilere; HDP, KESK, TMMOB ve CHP İzmir milletvekili adayı Kani Beko da destek verdi. Rektörlük önüne geldiklerinde açıklama yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Türkiye'yi işçilerin haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasına sokan iktidar, hedeflediği rejim değişikliğini bir an önce hayata geçirebilmek için baskın seçim kararı almıştır. OHAL'den istifade ederek grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, imza toplamaktan meydanlara çıkmaya kadar her türden hak arama yönteminin baskı altında alındığı, mahkemelere başvurma hakkının bile kısıtlandığı bir ortamda işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını korumak ve geliştirmek oldukça zorlaştırılmıştır" dedi.
DİSK'TEN 24 HAZİRAN MESAJI
Eylem esnasında meşale de yakıldı. DİSK'in tüm işçileri, sermayenin çıkarları için işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını sürekli olarak geriye götürenlere karşı 'tamam' deme çağrısı yaptığını ifade eden Sarı "24 Haziran 2018 cumhuriyet tarihinin kader anıdır. DİSK, işçi sınıfını ve tüm halkı cumhuriyetin laiklik ve demokrasi gibi temel nitelikleriyle, 'Yurtta Barış Dünyada Barış' gibi temel kurucu ilkeleriyle, hukuk devletiyle ve temel yurttaşlık haklarıyla çatışan bir düzene 'Tamam' demeye çağırmaktadır. Unutulmamalıdır ki, demokrasi işçinin ekmeğidir ve tüm haklarımınız tek bir kişinin keyfiyetine teslim edildiği bir düzene demokrasi denmez. Böylesi bir düzende işçilerin hakları savunmak ve geliştirmek daha da zorlaşır. 15-16 Haziran 1970'de tek tip sendika dayatmasını durduran işçiler, 2018 Haziran'ında dayatılan rejimi durduracaktır" dedi.
İşçiler, geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleştirdikleri eylemin ardından dağıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-DİSK'li işçilerin Bornova Metrosu önünde toplanması
-Sendikanın Ege Üniversitesi Rektörlüğü önüne kadar yürümesi
-DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı'nın açıklaması
-Eylemden genel ve detay görüntü
Haber- Kamera: Umut KARAKOYUN / İZMİR
=============================================
1 YAŞINDAKİ BEBEĞE, AYNI ANDA BÖBREK VE KARACİĞER NAKLİ
ANTALYA'da 1 yaşındaki Eylül Asel Sarı'ya, aynı anda iki canlı vericiden böbrek ve karaciğer doku nakli yapıldı. Bu yaştaki bir bebeğe iki canlı vericiden naklin, Türkiye'de ilk olduğu kaydedildi.
Manavgat Belediyesi'nde şoför olarak çalışan Hüseyin Sarı (34) ile Ayşegül Sarı'nın (28) ikinci çocukları Eylül Asel Sarı, geçen yıl 24 Haziran'da dünyaya geldi. Karaciğerinde genetik bir hastalıkla doğan bebeğe nakil için doktorlar, uygun kilo ve yaşı beklemeye karar verdi. Minik Eylül'ün karaciğer rahatsızlığı aynı zamanda böbreklerini olumsuz etkiledi. Durumun kritikleşmesi üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne (AÜ) getirilen Eylül Asel Sarı için doktorları, karaciğer ve böbrek naklinin zaman geçirmeden yapılması kararı aldı. Bebek için baba Hüseyin Sarı'dan böbrek alınmasına karar verildi. Karaciğer için uygun verici aranırken, ailenin kan bağışında tanıştığı İbrahim Halil Sökmen (26) de bebeğe karaciğer doku nakli için gönüllü oldu.
TÜRKİYE'DE İLK
AÜ Organ Nakil Merkezi'nde 20 gün önce Eylül'e, iki canlıdan böbrek ve karaciğer dokusu nakli yapıldı. Başarılı operasyon sonrası kameraların karşısına geçen Sarı Ailesi ve ameliyatı gerçekleştiren doktorları, açıklamada bulundu. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, AÜ'nün önemli ve gururlu günlerinden birini yaşadıklarını söyledi. Dünya üzerinde bu yaş ve kiloda, canlı vericiden böbrek ve karaciğer naklinin aynı anda çok az sayıda yapıldığını belirten Prof. Dr. Aydınlı, dünyada bugüne kadar 200 ameliyat yapıldığını kaydetti. Prof. Dr. Aydınlı, "Bu yaş ve kiloda, iki vericinin de canlı olması Türkiye'de bir ilk" dedi.
KARNINDA YER AÇTILAR
10 kilonun altıda bir insana ilk kez yapılan bu ameliyatı gerçekleştirmenin ekip olarak gururunu yaşadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Aydınlı, bebeğin kilosunun 8'den 9'a çıktığını kaydetti. Prof. Dr. Aydınlı, "Önce bebeğin kendi karaciğerini çıkardık ve karnında alan açtık. Ardından iki böbreği alarak babadan aldığımız böbrek için yer açtık. Diğer vericiden aldığımız küçük karaciğer parçasını karnına yerleştirdik. Bebeğin bedeni küçük olduğu için karın kaslarını kapatmadık, şu an sadece cildini kapattık. İki küçük böbrek çıktı, yerine büyük bir böbrek geldi" diye konuştu.
'YENİ YAŞINA YENİ BÖBREK VE KARACİĞERLE GİRECEK'
Anne Ayşegül Sarı çok mutlu olduğunu belirterek, doktorların çok emek verdiğini belirtti. Anne Sarı, "Bebeğim bugüne kadar burundan mamayla besleniyordu. Ameliyattan sonra ağızdan yemeye başladı, mutluluğumuz tarif edilemez" dedi. Kızına böbreğine veren Hüseyin Sarı da "Kızım ciddi bir hastalığı nakillerle yendi. Kızımın dayanıklılığı bizi mutlu etti. Yeni yaşına yeni böbrek ve karaciğerle girecek" ifadelerini kullandı. Eylül bebeğe karaciğerinin bir parçasını veren ve ailenin tesadüfen tanıştığı asansör tamircisi İbrahim Halil Sökmen de toplantı sırasında ve konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı. Sökmen, dışlanarak büyüdüğünü belirterek, "Benim gibi insanların örnek olması için karaciğerimden parça verdim. Önemli olan dış görünüş değil, kalp güzelliği olduğunu düşünüyorum. Babamı kanserden kaybettim. Bu acıyı çekenlerin bildiğini düşündüğüm için verici oldum. Ablam öldü, bir kardeşim olması için verici oldum. Yeni bir ailem oldu" diye konuştu.
ÖZKAN: AÜ İÇİN GURURLUYUZ
Ameliyatı yapan ekipte yer alan, Türkiye'nin ilk yüz naklini de gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan da güzel ve önemli bir gün yaşadıklarını kaydetti. Prof. Dr. Özkan, "Türkiye'de ilk olan bu nakil için gururluyuz. Bu tür örnekler bağış açısından çok güzel" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Hastane dış plan görüntü
Organ nakil merkezi dış plan görüntü
Toplantı salonundan görüntü
Prof Dr. Bülent Aydınlı'nın konuşması
Anne Ayşegül Sarı'nın konuşması
Baba Hüseyin Sarı'nın konuşması
Halil İbrahim Sökmen'in konuşması
Bebeğin görüntüsü
Doktor ve ailenin birlikte görüntüsü
436 MB -- 03.59 /// HD
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
================================================
BAŞKAN DEMİRCAN: ARAMIZDA FİTNECİLER, BÖLÜCÜLER VAR
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesi'nde iftar yemeğine katılan İstanbul Beyoğlu Belediye Başkanı
Ahmet Misbah Demircan, ülkede terörün, fitne ve hainlerin olduğunu belirterek, "Soframızı memleketimizi paylaşıyoruz. Ne zaman ki fitne var, fesat var, aramızda terör var, hainler var, bölücüler var. İşte bu memleket sofrasını paylaşanları çok görenlere bizim cevabımız var" dedi.
Çorlu'da Ak Parti ilçe başkanlığının Omurtak Caddesi Atatürk Meydanı'nda düzenlediği iftar yemeğine Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Ak Parti Tekirdağ Milletvekili adayları Mustafa Yel, Kerim Atalay, İlçe Başkanı Yavuz Uylaş ile yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Yemekte konuşan Demircan, ramazan ayının bereket, rahmet ayı olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Değerli Çorlulular, ramazan ayının, bu rahmet ayının bu paylaşma ayından hareketle şunu söylemeye çalışıyorum. İşte hep birlikte meydanımızı doldurduk paylaşıyoruz. Soframızı, memleketimizi paylaşıyoruz. Ne zaman ki fitne var, fesat var, aramızda terör var, hainler var, bölücüler var. İşte bu memleket sofrasını paylaşanları çok görenlere bizim cevabımız var. Cumhurbaşkanımız liderimiz onun için ne diyor. Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet diyor. Bu memleket 81 milyon hepimizin. Hep birlikte birbirimizin hukukunu, birbirimizin kardeşlik hukukunu korursak ve bir birimizle kenetlenirsek o zaman bu memleket daha refah içerisinde daha güzellikleri birlikte yaşayacaktır. Ramazan ayı bereket ayı kardeşlik ayı. Ama en önemlisi paylaşmak ayı. İşte burada bugün Çorlu'nun bu meydanını paylaşıyoruz. Soframızı, çorbamızı, hurmamızı paylaşıyoruz. İnsan paylaşmaktır. İnsanoğlu bağımlı aciz bir varlık.Tek başına yaşayamaz. Bizi cennete koysalar, tek başımıza bize bir şehri verseler deseler ki, tek yaşayacaksın yaşayamayız. İnsan havaya bağlı, yemeğe bağımlı sevgiye muhabbete bağımlı anneye babaya çevresine komşuya bağımlı.Komşu komşunun külüne muhtaç. Bakın hepimizin evinde yiyicek yemeği var.Ama bugün buraya doldurmak bize neşe veriyor. Heyecan, güzellik veriyor. Çünkü burada insanlar var. Hep birlikteyiz beraberiz. İşte insan aslında böyle bir varlık."
İnsan oğlunun bazen nankör olduğunu söyleyen Ahmet Misbah Demircan, "Nefsinin esiri olur. Vicdanın aklı ile düşünmez, ben yiyim başkası yemesin. Dünyadaki bütün problemlere bir bakın. Irak'ta, Suriye'de her yerde nefsinin esiri olmuş insanlar gibi bakıyorlar. Ben yiyim sen yeme, ben yaşayayım sen yaşama .Ben iyi olayım sen öl diyorlar. İşte ramazan ayı rahmet, bereket ayı. Bize neyi hatırlatıyor ' İnsanlığımızı, vicdanımızın aklı ile bedenimize tahakküm kuruyoruz.16 saat boyunca su yok, açlık var terbiye ediyoruz. Diyoruz ki, sen istediğini gibi beni yönetme. Biz sana tahakküm edeceğiz. Böylelikle insan olarak Sultan Süleyman ne diyor' Olma devlet cihanda bin nefes sıhhat gibi. Bir bardak su, bir kap yemek nasılda bizim bütün havamızı bozuyor. Oruç bize paylaşmayı hatırlatıyor. İşte bu ramazan ayı sofralarının büyüklüğü burada" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
-İftara katılanlar
-Belediye Başkanı Demircan'ın gelişi
-Demircan'ın konuşması
-İftara katılanlar
-Alandan detaylar
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ)-
=======================================================
EŞİNİ ÖLDÜREN NAKLİYECİ, YURT DIŞINA KAÇARKEN YAKALANDI
KIRKLARELİ'nin Babaeski ilçesi Alpullu beldesinde 1 hafta önce, boşanmak isteyen 2 çocuk annesi, eşi Zerrin Neşe Ü.'yü (26), 4 kurşunla vurarak öldüren Cüneyt Ü. (28), Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı.
İstanbul'da nakliyat firması sahibi olan Cüneyt Ü.'nün boşanma aşamasında olduğu 2 çocuğunun annesi Zerrin Neşe Ü., evine terk ederek bir hafta önce Kırklareli'nin Babaeski ilçesi Alpullu beldesinde yaşayan kayınvalidesi Fatma ve kayınpederi Fevzi Ü.'nün yanına geldi. Eşinin ardından, Cüneyt Ü. de anne ve babasının evine geldi. Çift arasında boşanma davası nedeniyle çıkan tartışma kısa sürede büyüdü. Balkonda süren tartışma sırasında Cüneyt Ü., üzerinde taşıdığı tabancayı çıkarıp 4 el ateş açarak eşini öldürdü. Cinayetin ardından otomobille kaçan Cüneyt Ü.'nün, baldızını da öldürmeyi planladığı öğrenildi.
Güvenlik güçleri, Cüneyt Ü.'nün İstanbul'dan gasp edilen otomobille Edirne otoban gişelerinden çıkış yaptığını belirledi. Edirne İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin takibe aldığı otomobil, Uzunköprü ilçesinin Kırcasalih köyü yakınlarında Uzunköprü Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından durduruldu. Otomobilde bulunan katil zanlısı Cüneyt Ü. gözaltına alındı. Yurt dışına kaçmak istediği belirlenen şüpheli, Babaeski İlçe Jandarma Komutanlığı'na teslim edildi.
BABAESKİ (Kırklareli), -
=========================================================
HAKKARİ'DE PKK BOMBALARI VE MÜHİMMATI ELE GEÇTİ
HAKKARİ'de kırsalında jandarmanın terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlediği operasyonda, el bombası, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildi.
İl Jandarma Komutanlığı'nın merkeze bağlı Oğul Köyü kırsalına düzenlediği operasyonda Talebe ve İnek Tepe mevkilerinde yapılan arazi arama tarama faaliyetlerinde el bombası, çeşitli mühimmat ve yaşam malzemeleri ele geçirildi. Hakkari Valiliği'nden yapılan açıklamada, bulunan malzemeler şöyle sıralandı:
"2 fünyesiz el yapımı basma düzenekli patlayıcı, 240 Bixi makineli tüfek mühimmatı, 250 AK-47 kaleşnikof mühimmatı, 3 RPG-7 anti-tank roket ve sevk barutu, 4 Rus tipi savunma el bombası, 8 el bombası fünyesi, 15 savunma tipi kurulmamış el bombası gövdesi, 1 kullanılamaz durumda gündüz dürbünü, 1 kullanılamaz durumda M-16 piyade tüfeği dipçiği, 2 kullanılamaz durumda AK-47 kalaşnikof şarjörü, 6 tüp, 10 küçük tüp, 2 kullanılamaz durumda 3 KW jeneratör, 2 kullanılamaz durumda 1 KW el jeneratörü, 1 kullanılamaz durumda büyük akü, 1 adet 12v akü, 6 duy, 2 not defteri, 2 örgüt dokümanı, 1 el arabası, 8 el yapımı hedik,1 kullanılamaz durumda LCD TV, 20 çift ayakkabı, çok miktarda ilkyardım ve yaşam malzemesi, el yapımı patlayıcı yapımında kullanılan el aletleri ve ideolojik yayınlar"
Bölgede operasyonların aralıksız süreceği bildirildi.
HAKKARİ,
==========================================================
Bozdağ: Kılıçdaroğlu'nun erdemli duruşunun bir benzerini İnce'nin göstermesi gerekirdi
BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, CHP heyetinin, FETÖ'nün iade dosyasını incelemesi konusunda, "Sayın Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamasıyla, çok net bir şekilde, belgelerde tamlık olduğunu, ufak tefek, bazı şeyler olduğunu ama bunun esasa müessir olmadığını çok açık bir şekilde ifade etti. Eksiklik yok. Amerika'nın bunu iade etmesi lazım geldiğini ifade etti. Bu şunu gösteriyor. CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Muharrem İnce'yi tekzip etmiş oldu. Çünkü aynı rapor, Sayın İnce'ye de verildi. Sayın Kılıçdaroğlu'nun, erdemli duruşunun bir benzerini Sayın İnce'nin göstermesi gerekirdi" dedi.
Memleketi Yozgat'ta seçim çalışmalarını sürdüren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, açıklamalarda bulundu. CHP heyetinin FETÖ iade dosyasını incelemesi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına değinen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adalet Bakanımız çağırdı, bakanlığa geldiler. İncelediler ve 5 saatten fazla bir çalışma yaptılar. Bütün evrakı tek tek gördüler. Sorular sordular, cevap aldılar ve bilgilendirildiler. Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öğreniyoruz ki, 3 sayfalıkta bir rapor sunmuşlar. Sayın Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamasıyla çok net bir şekilde, belgelerde tamlık olduğunu, ufak tefek bazı şeyler olduğunu ama bunun esasa müessir olmadığını çok açık bir şekilde ifade etti. Eksiklik yok. Amerika'nın bunu iade etmesi lazım geldiğini ifade etti. Bu şunu gösteriyor. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Muharrem İnce'yi tekzip etmiş oldu. Çünkü aynı rapor, Sayın İnce'ye de verildi. Sayın Kılıçdaroğlu'nun, erdemli duruşunun bir benzerini Sayın İnce'nin göstermesi gerekirdi. İnce, bunu yapmadı. 7 ay sonra falan gönderildiğine dair başka şeyler söyledi. Yahu; belgede eksiklik var mı, yok mu? Tercümesi var mı yok mu? Siz bunları iddia ettiniz. Bunlar var mı, yok mu? Bunların hepsi tamamsa, dürüst bir siyasetçiye düşen nedir. İncelettirdik, eksiklik yok. Dolayısıyla, 'ABD üzerine düşenleri yapmıyor' demesi lazım. İnce bunu demedi, en son Kılıçdaroğlu'nun açıklaması bizim haklılığımızı ortaya koymuş oldu. Sayın İnce'yi, Sayın Kılıçdaroğlu'da yalanlamış oldu."
'İNCE, TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLEMELİ'
Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sayın İnce, dürüst bir siyasetçi gibi çıkıp Türkiye'den özür dilemeli, 'ben yanlış yaptım' diye. Adalet Bakanlığı'ndan özür dilemelidir. 'Ben ülkemin gösterdiği belgelere, gerçeğe rağmen itiraz ettiğim için, özür diliyorum' demesi lazım. Bu dürüst bir siyasetçiye yakışan bir tutumdur. Umarım, Sayın İnce, Türk halkından özür diler, adalet bakanından özür diler."
'HDP GÖRÜNMEZ MÜTTEFİK'
CHP'nin Diyarbakır mitinginde, CHP bayraklarıyla HDP bayraklarının yan yana ve birlikte dalgalandırıldığını söyleyen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bunu defalarca söyledik. HDP millet ittifakının görünmez müttefikidir. Kare dışı müttefikidir. Aynı istikamette birlikte koşmaktadırlar. İttifakın içinde resmen yer verilmeyişinin nedeni, milliyetçi muhafazakar seçmenden, oy kaçışını engellemek içindir. Esasında HDP doğrudan doğruya, millet ittifakının bir parçasıdır. CHP'de onu öyle kabul etmektedir. Diğerleri de öyle kabul etmektedir. Çünkü hep beraber, Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkartılmasını talep etmektedirler. Hep beraber, HDP'nin söylemlerine benzer söylemleri dile getirmekteler. En son Diyarbakır mitinginde gördük ki, CHP bayraklarıyla HDP bayrakları yan yana ve birlikte dalgalandırılıyor. Belli ki HDP mitinge çok büyük destek vermiş durumda. Bu bayrak olayı ve HDP'nin mitinge vermiş olduğu destek, CHP, HDP ve millet ittifakı arasındaki, birlikteliği ve dayanışmayı gösteren somut bir örnektir."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın açıklamaları
Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT,