Dha Yurt Bülteni-10
MHP'li Tor: Tedavi ettiklerimiz bugün askerimize, polisimize kurşun sıkıyorMHP Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, parti olarak geçmişte iktidarı PYD konusunda çok ciddi şekilde uyardıklarını belirterek, "Kobani'ye teröristleri geçirdiler, arabalarının mazot parasını Türkiye ödedi.
MHP'li Tor: Tedavi ettiklerimiz bugün askerimize, polisimize kurşun sıkıyor
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, parti olarak geçmişte iktidarı PYD konusunda çok ciddi şekilde uyardıklarını belirterek, "Kobani'ye teröristleri geçirdiler, arabalarının mazot parasını Türkiye ödedi. Hastalarını Suruç'ta, Şanlıurfa'da devlet hastanelerinde tedavi ettik, bugün onlar bizim askerimize, polisimize, korucumuza maalesef kurşun sıkıyor. İktidar ayağını denk alsın, iktidar bunları görsün" dedi.
Milletvekili Tor, memleketi Kahramanmaraş'ta partisinin olağan il kongresine katıldı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde; mevcut il başkanı Süleyman Öner, MHP Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Mustafa Akpınar ve Ömer Özkan'ın yarıştığı kongre, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Daha sonra Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor'un başkanlığında divan oluşturuldu. Burada konuşan Tor, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal çok ciddi problemlerle karşı kaşıya olduğunu söyledi. Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın kuzey Irak'ta bir oluşum sağladıklarını ve aynı oluşumu Suriye'de sağlamaya çabası içinde olduklarını belirten Fahrettin Oğuz Tor, terörün karşısında olduğunu söyleyenlerin bugün teröriste yardım edip ağır silahlar verdiklerini söyledi. Tor, şöyle devam etti:
"Ancak unutmamamız gereken bir konu var. MHP'nin sayın Genel Başkanı Habur'un rezalet olduğunu, Kobani'nin rezalet olduğunu, açılımın rezalet olduğunu defalarca söyledi ve haklı çıktı. Biz, PYD konusunda da iktidarı geçmişte çok ciddi şekilde uyardık, burada liderinin ayağına bir tek kırmızı halı sermedikleri kaldı. Kobani'ye teröristleri geçirdiler arabalarının mazot parasını Türkiye ödedi. Hastalarını Suruç'ta, Şanlıurfa'da devlet hastanelerinde tedavi ettik, bugün onlar bizim askerimize, polisimize, korucumuza maalesef kurşun sıkıyor. İktidar ayağını denk alsın, iktidar bunları görsün."
Tor'un konuşmasının ardından sırasıyla adaylar Ömer Özkan, Mustafa Akpınar ve Süleyman Öner birer konuşma yapıp delegelerden oy istedi. Konuşmaların sonunda delegeler oy kullanmaya başladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------------
Atatürk, Türkeş ve Bahçeli'nin olduğu afiş
Kongreye katılanlar
İstiklal Marşı'nın okunması
Tor'un konuşması
Salondan detay
Özkan'ın konuşması
Akpınar'ın konuşması
Öner'in konuşması
Adayların delegeleri selamlaması
Adayların divanla birlikte delegeleri selamlaması
Oy kullanılması
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
=================================
Yanlış iğne sonucu sakat kaldığını öne süren kadın hastaneden şikayetçi oldu
AYDIN'ın Söke İlçesi'nde, doğum yaptığı hastanede yanlış iğne sonucu sağ ayağını kullanamadığı iddia eden 33 yaşındaki Sadiye İzgi, hastaneden şikayetçi oldu. İzgi, "Ben sağlığımı istiyorum. Ayağımı katlayamıyor yürüyemiyorum ve küçük çocuğuma bakamıyorum. Tek başıma hiçbir yere çıkamıyorum eve mahkum oldum" dedi.
Söke Yenidoğan Mahallesi'nde yaşayan 4 çocuk annesi Sadiye İzgi, 14 ay önce Söke Fehime Faik Kocagöz Hastanesi'nde doğum yaptı. Erkek çocuk dünyaya getiren İzgi, hastaneden taburcu olduktan sonra eve döndüğünde sağ bacağında uyuşmalar başladı. Bir süre sonra dizini bükemeyen ve yürümekte güçlük çeken İzgi, hastaneye gittiğinde doktorlar doğumda ve sonrasında herhangi bir ihmalin olmadığını söyledi. Ayağı 14 aydır düzelmeyen İzgi, bu süreçte merdivenden düşerek diz kapağını kırdı.
"SAĞLIĞIMI GERİ İSTİYORUM"
Ayağındaki sakatlıktan dolayı yürüyemeyen ve diz ayağını bükemeyen Sadiye İzgi, sakat kalmasında hastanenin ihmali olduğunu öne sürerek, "Ben sağlığımı istiyorum. Yetkililerden bize yardım etmelerini bekliyorum. Bana yardımcı olsunlar. Ayağımdaki sorunun neden olduğunu bilmiyorum. Ayağımı katlayamıyor yürüyemiyorum ve küçük çocuğuma bakamıyorum. Tek başıma hiçbir yere çıkamıyorum eve mahkum oldum" diyerek gözyaşlarına hakim olamadı. İnşaatlarda çalışarak geçimini sağlayan Mehmet İzgi (35), eşinin ayağının sakat kalmasının ardından savcılığa giderek suç duyurusunda bulunurken, "Şubat 2016 tarihinde eşimi Söke Fehime Faik Kocagöz Hastanesi'nde doğum için götürdük. Aynı gün gece eşim doğum yaptı ve sabah eve getirdik. Doğumdan birkaç gün sonra eşimin ayağında uyuşmalar olmaya başladı. Bunun üzerine hastaneye götürdüm ama bir şeyi yok diye ilgilenmediler. Bende başhekime çıkarak durumu anlattım. Oda bir şey yapamayacaklarını söyleyerek gerekli yerlere şikayette bulunabilirsin dedi. Sağlık Bakanlığı'nı arayarak durumu anlattım. Sağlık Bakanlığı'ndan gelen cevap anestezi uzmanı ve ortopedi doğum doktorunun herhangi bir ihmalinin olmadığına dahildi. Ancak üçüncü basamak bir hastaneye sevkinin uygun olduğu söylendi" dedi.
"EŞİM SAKAT, BEN DE İŞSİZ KALDIM"
Çocukları Seher (16), Mustafa (11), Büşra (9) ve Ömer'e (1) baktığı için çalışamadığını söyleyen Mehmet İzgi, "Eşimin dizini bükemediği için merdivenden düştü. Diz kapağını kırdı. Kırılan diz kapağından bir ameliyat geçirdi. Onunla alakalı bir sıkıntısı kalmadı. Ancak doğum sonrası ayağında yaşanan sıkıntıyla ilgili Söke'deki hastaneye gittiğimde doktoru eşimin iyileşme şansının olmadığını söyleyerek ancak 30 bin TL karşılığında özel bir hastanede tedavi olunabileceğini belirtti. Daha sonra eşimi alarak İstanbul ve Ankara ve İzmir'deki hastanelere götürdüm. Buralarda derdimizi anlattık ancak başhekimler kendilerinin bu konuda bir şey yapamayacaklarını nerede olduysanız o hastanenin rapor vermesi gerektiğini söyledi. 6 hastane dolaştım tüm hastaneler doğum anındaki iğneden ayağında sıkıntı oluşmuş olabileceğini söyledi. İğneden olduğunu söyleyen bir başka hastanede kalçadan açmalarını gerektiğini bununda büyük bir mucize olabileceğini ifade etti. ve gerekli müdahaleyi yaptılar daha önce kalçadan hareket yokken şimdi kalçadan adım atabiliyor ama dizini bükemiyor. Bu nedenle çocuğa bakamıyoruz. Ben de işime gidemiyorum. Kendi ihtiyacını göremiyor, yemek yapamıyor. Çare bulmak için her yere gittik. En son Çapa Tıp Göğüs Hastanesi'ne gittik. Doktor, eşimin ayağındaki ameliyatın çok basit olduğunu belirterek, 'bunu benim stajyerlerim bile yapar Söke'deki hastane neden yapmadı' dedi. Hastanede yer yoktu. Bize iki ay sonraya ancak yatak ayarlayabileceklerini söylediler ama halen kimse bize dönmedi. Zor durumdayız, yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Sadiye İzgi ile röportaj
Mehmet İzgi ile röportaj
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / SÖKE (Aydın),
========================================
Havacılık Parkı'ndaki uçaklar, klasik otomobillerle buluştu
ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı'ndaki uçaklar, düzenlenen etkinlikte klasik otomobillerle buluştu.
Anadolu Üniversitesi ile AutoShow26 Otomobil Sporları ve Yardımlaşma Derneği tarafından 'Gökyüzünün klasikleri karadakilerle buluşuyor' adlı etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı'nda sergilenen aralarında savaş uçaklarının da bulunduğu 19 uçağın yanına 23 klasik otomobil getirildi. Etkinlikte, üniversite öğrencileri tarafından Havacılık Parkı'ndaki atölyelerde ilk ve ortaokul öğrencilerine model uçak yapımı gösterildi, uçakların nasıl uçtuğu anlatıldı.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Naci Gündoğan da uçakların yanında sergilenen klasik otomobilleri inceledi, araç sahipleriyle sohbet etti. Rektör Prof.Dr. Gündoğan etkinlikle ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Temel amacımız; havacık tutkunlarıyla klasik otomobil tutkunlarını buluşturmak. Havacılık parkımız yıllardır Eskişehir'e, hem de Türkiye'ye hizmet veren önemli bir park. Burada 1950'li, 60'lı yılların uçakları yer alıyor. Bugünkü etkinlikte hem klasik uçaklarımızı, hem de 1950'lerin, 60'ların, 70'lerin klasik otomobillerini bir arada sunuyoruz. Parkımız sadece uçakların görüldüğü, ziyaret edildiği bir park değil. Özellikle ilköğretim okulu öğrencilerini burada havacılık fakültesi öğrencilerimizle buluşturup, onlara havacıkla ilgili temel bilgileri öğretmeye çalışıyoruz. Örneğin uçaklar nasıl uçarlar? Havada nasıl kalırlar? Tüm bunları bilimsel basit deneylerle, deney setleriyle, simülasyonlarla öğretmeye çalışıyoruz. Eskişehir bir havacılık kenti. Havacılığa meraklı, pilot olmak isteyen, geleceğin Vecihi Hürkuş'ları olmak isteyen ya da uçak mühendisi olmak isteyen çocuklarımıza havacılık sevgisini bilimsel bir temelle aşılamak istiyoruz. Bu etkinlik, kara araçlarıyla hava araçlarının buluştuğu Türkiye'deki ilk etkinliklerden biridir."
Görüntü dökümü:
-Havacılık parkındaki klasik otomobilerin ve uçakların görüntüsü,
-Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Naci Gündoğan'ın konuşması,
-Klasik otomobil sahibi bir kişinin konuşması,
-Parkı gezenlerin,
-Parktaki atölyede bulunan çocukların görüntüsü
Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİŞEHİR,
==================================
Konya'da Afgan fidyeciler, 'Bizler Türkiye mafyasıyız' demiş
KONYA'da fidye için kaçırdıklarını söylediği 6 Afganlı ile birlikte sahte pasaport yaptığı iddiasıyla tutuklanan İranlı mühendis 43 yaşındaki Kazem Morad'ın ifadesi alındı. Morad, kendisini işkence yapıp fidye isteyen şüphelilerin, "Bizler Türkiye mafyasıyız. Senin gibi daha önceden çok kişiyi alıp, parasını aldık. Vermeyenleri kestik" diye korkuttuklarını söyledi.
Geçen 11 Mayıs günü Denizli'ye ardından da Konya'ya geldikten sonra Afganistan uyruklu 6 kişi tarafından rehin alınıp, İran'daki ailesinden fidye istenen elektronik mühendisi Kazem Morad polisin operasyonu ile kurtarıldı. İran'da fabrikası bulduğu belirtilen elektronik mühendisi Kazem Moradı, soruşturmada kendisini kaçıran Afganistan vatandaşı Majit Shekarı (31), Mohammadaref Yıldız (24), Gholam Farogh Akbarı (32), Qudratullah Fedaıe (23), Abdulhalık Muhammed Şerif (20) ve Mohammod Dod Mohammod Eyup (23) ile sahte pasaport yapıp sattığı iddiasıyla tutuklanan Kazem Morad'ının ifadesi alındı.
Kazem Morad, ifadesinde ülkesinde mezhep kavgaları olduğunu kendisinin herhangi bir dine mensup olmadığı için mezhep taraftarlarının kendisini öldürmek istedikleri için kaçak olarak Türkiye'ye gelip bir süre Doğubeyazıt'ta kaldığını, daha sonra Denizli'ye geçtiğini anlattı. Üzerinde bulunan 3 bin 200 dolar ve 10 milyon İran tümeniyle Türkiye'ye geldiğini belirten Morad,, Denizli'deki İranlı arkadaşı sayesinde Majit Shekarı ile tanıştığını belirtti. Sahte pasaport suçunu kabul etmeyip, suçu Afgan şüphelilerin işlediğini ileri süren Morad'ı, 800 bin İran tümeni karşılığında aldığı sahte pasaportla Ankara'da Birleşmiş Milletler'e sığınma başvurusu yaptığını söyledi. Morad, şunları söyledi:
"Konya'ya geldiğimde Majit aracılığıyla Kosova Mahallesi'nde peşin 2 bin 430 TL verip ev kiraladım. Bir gün sonra tramvayla çarşıdan eve giderken Majit aradı ve Majit ve Qudratullah Fedaıe beni taksi bindirip rehin alındığım eve getirdi."
Rehin alındığı evde yüzü maskeli diğer kişilerin, Oudratullah Fedaie'de rehin aldığı görüntüsü verdiklerini, şüphelilerin daha sonra Fedaie'yi fidye parasını ödediği için serbest bıraktıklarını söylediğini belirten Morad, "Ellerimi arkadan kelepçelediler. Gözlerimi ve ayaklarımı bağladılar. 'Bizler Türkiye mafyasıyız. Senin gibi daha önceden çok kişiyi alıp, parasını aldık. Vermeyenleri kestik' dediler. Sonra benden fidye istediler" diye ifade verdi.
Majit Shekarı'nın, boğazına bıçak dayalı fotoğrafını çekip İran'daki eşine gönderip fidye istediğini ileri süren Morad, "Benim üzerimdeki elbiseleri çıkardılar. Şahıslardan biri bana tecavüz edip fotoğrafını çekip, eşime göndereceğini söyledi. Fotoğraflarımı çıplak şekilde çektiler. Eşime gönderip, göndermediklerimi bilmiyorum" dediği kaydedildi.
Görüntü Dökümü
Haber: Tolga YANIK/KONYA, -
======================================