Haberler
NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

50 ülkeden İsrail'i yıkacak bir hamle daha: Tasarı resmen kabul edildi

50 ülkenin "Evet" dediği İsrail karşıtı karara 4 liderden "ret" oyu

Gayrimenkulde yeni dönem, vergide rayiç bedel tarih oluyor

Gayrimenkul alım satımında yeni dönem

Motorin, benzine fark attı

Son dönemlerin en yüksek seviyesi

Dha Yurt Bülteni-10

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)KHK İLE İHRAÇ EDİLEN ŞEF: TEK İLİŞKİM MÜZİKLEOHAL kapsamında 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararmae (KHK) ile İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra şefliği görevinden ihraç edilen Türkiye'nin ünlü şeflerinden İbrahim Yazıcı, suçlamalara çok şaşırdığı, bir yanlışlık yapıldığına ve...

1)KHK İLE İHRAÇ EDİLEN ŞEF: TEK İLİŞKİM MÜZİKLE

OHAL kapsamında 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararmae (KHK) ile İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra şefliği görevinden ihraç edilen Türkiye'nin ünlü şeflerinden İbrahim Yazıcı, suçlamalara çok şaşırdığı, bir yanlışlık yapıldığına ve düzeltileceğine inandığını söyledi. KHK'de tarifi yapılan bir örgütle ilişkisi olmadığını, tek ilişkisinin müzik olduğunu belirten Yazıcı, "Zor zamanlardan geçiyoruz. Araştırmaları yapanların herkesi yeteri kadar, tek tek araştırmaya vakitleri olduğuna inanmıyorum. Gözden kaçmış, yanlışlıkla alınmış bir karar olduğuna ve düzeltileceğine inanıyorum" dedi. KHK ile kamu görevinden uzaklaştırılan 4 bin 464 kişi arasında yer alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndaki kadrosundan ihraç edilen İzmir Devlet ve Opera Balesi Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı, ihracının bir hata olduğuna inandığını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun sanat danışmanlığını sürdüren Yazıcı, KHK'le kadrosundan çıkartılmasını ilk duyduğunda üzülmediğini çünkü kabahati olmadığına inandığı için müsterih olduğunu söyledi. Yazıcı "Çevremdeki insanlar çük üzüldü. Ben onları teskin etmeye çalıştım" dedi. KHK'da tarifi yapıldığı gibi bir örgütlü yana yana olamayacağını, ilişkisinin bulunmayacağını herkesin bildiğini belirten Yazıcı "Benim tek ilişkim müzik. Ben insanları, nefes alan tüm canlıları seven bir insanım. Kedisi ölünce aylarca psikolojisi bozulan bir yapıya sahibim. Böyle bir şey mevzu bahis olamaz" dedi. KHK'de ihraç edilenlerin çok araştırmadığını, 5 bine yakın uzun listeden tanıdığı bir kaç kişi olduğuna dile getiren Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendim ve tanıdığım insanlar için konuşabilirim. Ben hayatımı sanata vakfetmiş bir insanım. Sanat aracılığıyla herkese eşit şekilde ulaşmaya çalıştım. Sanata bütün enerjimi vakfettim. Ülkem için canı gönülden çalışan bir insanım. Bu tarz suçlamalarla karşılaşmak çok şaşırtıcı. Bu nedenle muhakkek bu bu yanlışın düzeltileceğine inanıyorum. Herkes hata yapabilir. Bu nedenle öfkeli, üzgün değilim. Muhakkak ki zor zamanlardan geçiyoruz Bu araştırmaları yapan insanların da herkesi yeteri kadar tek tek araştırmaya vakitelri olduğuna inanıyorum. Büyük ihtimal gözden kaçmış, yanlışlıkla alınmış bir karar olduğuna inanıyorum. Bu nedenle kararın düzeltilmesini bekliyorum."

"HUKUKÇULARDAN YARDIM ALACAĞIM"

Kararın düzeltilmesi için hukuki girişimi olacağını ancak OHAL döneminde normal hukuk prosedürünün takip edilemediğini belirten Yazıcı, hangi prosedürü izleyeceği konusunda hukukçu arkadaşlarından yardım alacağını söyledi. KHK'nın duyulmasından sonra telefonlarının susmadığını, sosyal medyadan mesajlar aldığını dile getiren Yazıcı, müzisyen ve şefliğinin yanısıra da sevilmekten dolayı mutlu olduğunu belirtti. Kadrosunun Devlet Opera ve Balesi'nde olduğu için artık devlet operası temsillerine çıkamayacağını, devlet orkestralarındaki prosedürü ise bilmediğini belirten Yazıcı, "Benim gibi sanatçıları insanlar devlet orkestralarında cüzi bir bilet parasına izleyebiliyordu. Şimdi ise özel konserlerde tüm halkın ulaşamayacağı, kısıtlı konserler verebileceğiz. Ama bu durumun yakında düzeltileceğine inanıyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra şefliği görevinden ihraç edilen Türkiye'nin ünlü şeflerinden İbrahim Yazıcı'nın açıklamaları

Genel ve detay görüntü

Haber: Utku BOLULU Kamera: Mücahit BEKTAŞ-İZMİR/DHA

=====================================================

2)VALİ AKSOY: DİYARBAKIR HALKI TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ARALARINA MESAFE KOYMUŞTUR

DİYARBAKIR Valisi Hüseyin Aksoy, terör ve suç ile suçlunun yakalanması konusunda Jandarma ve Emniyete yapılan ihbarlarda geçmiş yıllara oranla 2016'da yüzde 90'lık bir irtaş sağlandığını belirterek, "Önemli teşekkürümü Diyarbakır halkına iletmek istiyorum. Terörle mücadele konusunda, terör örgütüyle aralarına Diyarbakır halkı mesafe koymuştur. Terör örgütünün çağrılarına itibar etmemiştir"dedi.

Vali Hüseyin Aksoy, Emniyet Müdürü Tacettin Aslan ve il Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Demir ile birlikte 2016 yılanda terör, uyuşturucu ve kaçakçılak ile mücadelede yapılan çalışmaların değerlendirmesini yaptı. Vali Aksoy, 2016 yılında Jandarma ve Emniyet bölgesinde gerçekleştirilen operasyonlarda, toplam 326 adet uzun namlulu silah, 40 Roketatar, 1340 Roketatar mihimatı, 235 bin mermi, 366 adet el bombası, 1052 adet el yapımı patlayıcı ve patlayıcı yapımında kullanılan 208 ton Amunyum nitratın ele geçirildiğini söyledi. Terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonda, 5 bin 84 kişinin gözaltına alındığı, 1429'unun tutuklandığını söyleyen Vali Hüseyin Aksoy, aralarında örgütün 3 üst düzey yöneticisinin bulunduğu 125 teröristin öldürüldüğünü, 27'sinin sağ ele geçirildiğini ve 49 teröristin ise teslim olduğunu ifade etti.

Diyarbakır Valisi Aksoy, uyuşturucu ile mücadele ve hem Jandarma hemde polisin yollarda gerçekleştirdiği yol uygulamalarının bilonçolarını da vererek, "2016 yılında yol kontrollerinde 304 bin araç kontrol edildi, 2183 araç trafikten men edildi. 1 milyon kişinin sorgusu yapılırken, yol kontrollerinde terör, cinayet ve yoklama kaçağına kadar bir çok skuçtan aranan 16 bin 266 kişi yakalandı"diye konuştu. Yapılan çalışmalar nedeniyle önemli teşekkürünü Diyarbakır halkına iletmek istediğini söyleyen Vali Aksoy, "Terörle mücadele konusunda, terör örgütüyle aralarına Diyarbakır halkı mesafe koymuştur. Terör örgütünün çağrılarına itibar etmemiştir. Bu çağrılara itibar etmeyen, bunlara mesafe koyan Diyarbakır halkına teşekkür ediyorum. Bizim de amacımız Diyarbakır'da yaşayan halkımızın huzur ve güvenliğini en üst noktalara taşımaktır. Bu gayret içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz"diye konuştu.

"İHBARLARDA YÜZDE 90'NIN ÜZERİNDE ARTIŞ VAR"

Vali Hüseyin Aksoy, özellikle 155 ve 156'ya yapılan ihbarlarda ciddi şekilde artışlarolyduğunu, 2015 yılında Jandarmaya 3 bin 516 ihbar yapılırken, 2016 yılında bu rakamın 7 bine çıktığını söyledi. Jandarmaya yapılan ihbarlarda bir önceki yıla oranla yüzde 97'lik bir artış olduğunu söyleyen Vali Hüseyin Aksoy, "Yapılan ihbarların yüzde 93'ü de doğru ihbarlardı. Bu anlamda, bu vatandaşlık görevini, herhangi bir suç unsuru olduğunda, bu suç unsurunu ilgili kurumlara bildirmelerini de herkesten bekliyoruz. Bu bir vatandaşlık görevidir. Yine polis bölgemizde de 155'e 2015 yılında gelen ihbar 140 bin iken, 2016 yılında 161 bine çıkmıştır. Burada da doğru çıkan oran oldukça yüksek olup, yaklaşık yüzde 90 oranında doğru ihbarlardır. Terörle mücadele konusunda suç ve suçlulularla mücadele konusunda vatandaşımızın da duyarlı hale geldiğini ve bu çalışmalarda bizlere katkı sunduğunu da ifade etmek istiyorum"dedi. Soru-Cevap bölümünde bir gazetecinin bölgedeki çalışmalarda PKK-FETÖ ilişkisinin ortaya çıkıp çıkmadığı ile ilgili sorusu üzerine Vali Hüseyin Aksoy, "Bu konuda çeşitli söylemler var. Henüz çok somut olarak tespit edip, evet bu, budur, noktasında değiliz. Ama şüphe duyduğumuz, bu konuda acaba ilişki var mıdır? diye aklımızdan geçen ve üzerinde çalıştığmız bazı hususlar var"dedi. Yaapılması beklenen Referandum ile ilgili bir soru üzerine ise Vali Aksoy, "Muhtemelen Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilecek Referandumun güvenli bir şekilde, vatandaşın özgür iradesiyle oyunu kullanabilmesinin gerçekleşebilmesi için her türlü tedbiri alacağız. Bu konuda ön toplantımızı yaptık. Referandum takvimi netleştiğinde ayrıntılı olarak bu çalışmaları ortaya koyacağız. Bugün İçişleri Bakanımız ile videokonferansla yapılan toplantıda Sayın Bakanımız da aynı hassasiyeti ifade etti. Önümüzdeki dönemde böglede Referandumla ilgili güvenlik toplantıları yapılacak. Geçtiğimiz yıl 2 seçim gerçekleştirdik. Belirli bir deneyimimiz var. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımızı ayrıntı bir şekilde sürdüreceğiz"diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Vali'nin toplantısından detaylar

-Vali'nin konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,-

==========================================================

3)TESCİLLİ TARİHİ ESER OLAN DEMİR KAPIDA 'MERYEM ANA' İŞLEMESİ

SAMSUN'da 65 yaşındaki İbrahim Germi, üzerinde 'Meryem Ana' işlemesi bulunan 'tescilli tarihi eser' olan demir kapıyı torunlarına miras bırakacağını söyledi.

Samsun'un İlkadım İlçesi'nde demircilik yapan 66 yaşındaki İbrahim Germi'nin, sahibi olduğu tescilli tarihi eser olan kapı, görenlerin büyük ilgisini görüyor. 'Meryem Ana' işlemeli 1.5 asırlık demir kapıyı almak isteyenler olduğunu söyleyen Germi, "Kiliselerden, yurt dışından gelenler oldu. Kapıyı satmamı istediler. Ama ben satmadım, satmayı da düşünmüyorum. Çünkü bu kapı, babama dedemden kalmış, ondan da bana. Ben de torunlarıma bırakacağım" dedi. 2.40 metre boyunda iki bölümden oluşan demir kapının yaklaşık 300 kilo geldiğini kaydeden İbrahim Germi, kapının üzerinde tek bir kaynak bile olmadığını, birbiri içine geçme sistemi ile yapıldığını ifade etti. Kapıdaki kilidin bir benzerinin de olmadığını anlatan Germi, "Bu kapı haneden kapısı olarak kullanılıyormuş. Sultanlar ve kralların konakladığı yerlerde kullanılmak üzere tasarlanmış" dedi.

İbrahim Germi, tescilli tarihi eser olan kapanın çocukluğunda eşeklerin bağlandığı bir handa muhafaza edildiğini anlattı, "Oradan çıkartıp dükkanımda getirdim ve burada saklıyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-Kapıdan detay

-Meryem ana kabartması

-Röportaj

-Detaylar

(SÜRE: 3.26 Dk) (BOYUT: 109.88 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

=======================================================

4)GÜRSÖZ; YERLİ İLAÇ ÜRETİMİYLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ VAR

ÇORUM'da 4'üncü Eczacılıkta Muvazaa ile Etkin Mücadele Çalıştayı düzenlendi. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Hakkı Gürsöz, "Yerli ilaç üretimiyle ilgili çalışmalarımız var. Özellikle Türkiye'de üretebileceğimiz ithal ilaçları Türkiye'de ürettirmeyi hedefliyoruz" dedi.

İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Anitta Otel'de düzenlenen 4'üncü Eczacılıkta Muvazaa ile Etkin Mücadele Çalıştayı'na, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz'ün yanı sıra, Çorum Valisi Necmeddin Kılıç, AK Parti Çorum Milletvekilleri Ahmet Sami Ceylan ve Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Arman Üney, 45'inci Bölge Eczacılar Odası Başkanı Sönmez Çalışkan, daire müdürleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile eczacılar katıldı. Toplantıda konuşan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz, ilaç tedarik etmede hiçbir sorun yaşamadıklarını dile getirdi. Son günlerde tartışılan bu konunun yanlış olduğunu belirten Gürsöz, şöyle konuştu:

"Son günlerde ilaç tedarik sorunu olduğuyla ilgili tartışmalar sürüyor. Esasında ciddi manada bir sorun yok. Bizde bu küçük bir sorunun büyütüldüğü ve spekülatif hale getirilmeye çalışıldığı izlenimi var. Türkiye'nin ilaç sevkiyatında bir sorun yoktur. Ocak ayından önceki aylara göre daha yukarıda ilaç sevkiyatı yapıldı. Bu ay bize 49 adet şikayet geldi. Bunları da tek tek inceledik. Şuanda lanse edildiği gibi bir ilaç tedarik sıkıntısı yok. Çünkü rakamlar bize bunları söylüyor."

Kurumun geliştirdiği yeni bir arama motoruyla birlikte vatandaşların hangi ilaçların hangi eczanelerde bulabileceğini görebileceğini anlatan Gürsöz, "İlacımı nerede bulabilirim?" diye bir ilaç arama motoru geliştirdik. Vatandaşlarımız, artık hangi ilacın hangi eczanelerde olduğunu görebilecek. Son değerlendirmeler yapıldı, pilot uygulama başarıyla gerçekleştirildi, şu anda gayet başarılı çalışıyor. Sayın bakanımızın da talimatını bekliyoruz. Daha sonra halka arz edeceğiz. Sadece eczane ismiyle görecekler. Bunun bir sonraki adımında da eczacılarımıza yönelik düşünüyoruz. Eczacımız depolarda aradığı ilacı aratıp bulabilecek. Bir de böyle bir çalışma düşünüyoruz" diye konuştu.

İthal edilen ilaçların patent sahipleriyle Sağlık Bakanlığı aracılığıyla görüştüklerini, Türkiye'de üretmeleri için çalışmalara başladıklarını açıklayan Gürsöz, bu çalışmayla birlikte 2 milyar 400 milyon TL'lik bir tasarruf yapılacağını ifade etti. Gürsöz, şöyle devam etti:

"Yerli ilaç üretimiyle ilgili çalışmalarımız var. Özellikle Türkiye'de üretebileceğimiz ithal ilaçları Türkiye'de ürettirmeyi hedefliyoruz. İthal ilaç ruhsat sahiplerine çağrıda bulunuyoruz. 'Sen bu ilacını Türkiye'de üretir misin?' diyoruz. Üretim diyorsa sorun yok. Gelmiyorum diyorsa onun eşdeğerleriyle onun yerini doldurmayı hedefliyoruz. Süreci başlattık. İlk etapta 2 milyar 400 milyon TL'lik ithal ettiğimiz ilacın parası bizde kalacak. Bir yıllık süre zarfında gerçekleştirileceğiz. Bu şekilde ekonomimize katkı sağlayacağız. Yaklaşık 500 adet ithal ilacı da imale döndürmüş olacağız. İlaç aynı isimle satılmaya devam edecek ancak ekonomik anlamda ülkemizin dış ticaret dengeleri anlamında katkı sağlayacak."

Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Arman Üney ise, halka ilacı ulaştırmada büyük sorunlar yaşadıklarını söyledi. Muvazaa yapan eczanelerle ilgili, "Çekmeceyi açtığınızda biz muvazaa yapıyoruz diye bir belge bulunmuyor" diyen Üney, bu sorunu çözmek için eczacılara çağrıda bulundu.

Çalıştayda konuşmaların ardından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz protokol üyelerine katılım belgelerini verdi.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Salondan görüntü

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz konuşması

-Detaylar

(SÜRE: 4. 30 -BOYUT: 183 MB)

Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR/ÇORUM,

=====================================================

5)SALDRIYA UĞRAYAN 112 ACİL SERVİS ÇALIŞANLARINDAN ŞİDDETE TEPKİ

KONYA'da 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin yaralandığı silahlı çatışma sırasında, yaralının arkadaşlarının tesadüfen oradan geçen 112 Acil Servis ambulansını durdurup sürücüyü dövmesi üzerine, sağlık çalışanları bugün, kendilerine yapılan şiddeti protesto etti. Merkez Meram İlçesi'nde geçtiğimiz 7 Şubat Salı günü, borç alacak konusu yüzünden iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada 1 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Yaralının arkadaşları, bir hastaya müdahale ettikten sonra 112 Acil Servis Komuta Merkezi'ne geri dönmekte olan ve tesadüfen oradan geçen ambulansı durdurup, ambulans sürücüsü 41 yaşındaki Göksel Yorgancı'ya saldırıp dövdü. Yaralı aynı ambulansla hastaneye kaldırılırken, saldırıya uğrayan sürücü Yorgancı da saldırganlar hakkında polise şikayette bulundu.

112 Acil Servis çalışanları bugün, İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanarak saldırıyı protesto etti. Gruptan bazıları ellerini, kanı sembol etmesi için kırmızı boyaya batırıp, üstlerindeki önlük ve ambulansın üzerine ellerinin izini çıkartması dikkat çekti. Önlüklerini ve ambulansı ellerini batırdıkları kırmızı boyayla ellerinin izini çıkardı. 'Sağlıkçıya uzanan eller kırılsın', 'Sağlığa yönelik şiddete hayır', 'Sağlık sorunu şiddetle çözülmez' yazılı dövizler taşıyan sağlık çalışanları bir süre slogan attı.

Grup adına konuşan Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Zeynel Abidin Uysal, "Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı önleyici her türlü caydırıcı tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasına yönelik yasa çıktı. Ancak tam anlamıyla sağlıkta şiddete çözüm bulunamamış, sağlıkta şiddetin önüne geçilememiş olması önemli bir sorundur" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------

Sağlık çalışanlarından detay

Protestodan detay

Genel ve detay

Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA)

======================================================

6)MERSİN'DE 14 AYRI OKULA GİREN HIRSIZ KAMERAYA YAKALANDI

MERSİN'de son bir ay içerisinde 14 ayrı okuldan hırsızlık olayının zanlısının başka bir hırsızlık suçundan cezaevinde bulunan 33 yaşındaki S.A. olduğu belirlendi.

Mersin'de şehir merkezinde son bir ay içerisinde okullarda yaşanan hırsızlık olaylarıyla ilgili çalışma başlatan Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede son bir ay içerisinde 14 ayrı okulda meydana gelen hırsızlık olaylarının şüphelisinin S.A. olduğu ortaya çıktı. Polisin zanlı ile ilgili yaptığı araştırmada başka bir hırsızlık suçundan cezaevinde tutuklu olduğunu belirledi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Zanlının okulun koridorlarında görüntüsü

Kilitli kapıları kontrol etmesi

Okulun içinde dolaşırken görüntüsü

Kilitli kapıları tekmeleyerek kırması

Okuldan ayrılış

SÜRE: 09'24" BOYUT: 311.14 MB

Haber-Kamera: Mustafa İNSAN /MERSİN

==============================================

7)SEVİMLİ KUZU AİLENİN ADETA ÇOCUĞU OLDU

MANİSA'da Karaca ailesi, 15 gün önce doğan, annesi telef olan minik kuzunun bakımını yapmak için evlerine aldı. Altına bezlenen, biberonla beslenen kuzuya bebek gibi bakan ailenin kızı Sinem Ay Karaca, kuzunun aileden biri olduğunu söyleyip onunla misafirliğe dahi gittiklerini anlattı.

Manisa'da çiftçilikle uğraşan Nihat - Nebahat Karaca ve 2 kızı, 15 gün önce çiftlikte doğan kuzunun annesi ölünce evde bakmaya karar verdi. Kuzuyu Şehzadeler ilçesindeki apartmanın birinci katındaki evlerinde bakmaya başlayan aile, kuzuyu biberonla besledi, altına bez bağladı.

EVİN MASKOTU OLDU

Günde 2.5 litre süt tüketen ve 7 adet bez değiştiren kuzu, evin maskotu oldu. Anne Nebahat Karaca ve çocukları, minik kuzun evin bir parçası olduğunu anlattı. Kuzuya bakan ailenin kızı Sinem Ay Karaca, ismini 'Benekli' koyduklarını belirterek, "15 gün önce koyunumuz doğum yaptı. Yavrular ve annesi vefat etti. Bir tek bu kaldı. Bizde evde bakıma karar verdik. Şimdi gül gibi bakıyoruz. Çocuklar gibi şen. Aileden biri oldu. Altına bez bağladık. Günde 7 bez bağlıyoruz. 2.5 litre süt tüketiyor. Doğal ortamına zor alışacak. Büyüyünce ne olacak bilmiyoruz. Babam hayvancılıkla uğraşıyor. Büyüyünce doğal ortamına adapte olur" dedi.

"AYRILMAK ZOR OLACAK"

Minik kuzuya çok alıştıklarını söyleyen Sinem Ay Karaca, "Bir yere gideceğimiz zaman onu alıp gidiyoruz. Çünkü hiçbir yeri kirletmiyor. Ev gezmelerine, misafirliğe gidiyoruz. Acıktığı zaman hareketler yapıyor. Hopluyor, zıplıyor. Aynı bebek bakımı gibi. Kız kardeşimi annesi gibi görüyor. Büyüdüğünde ayrılmak bizim için çok zor olacak" diye konuştu. Daha önce de evde birçok hayvan baktıklarını anlatan Sinem Karaca, "Kedi, köpek baktık. Ördek yavrularımız vardı. Biz hayvanları çok sevdiğimiz için ne kadar öksüz yetim var alıp getiriyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Kuzunun evin içinde dolaşması

Kuzunun genel ve detay görüntüleri

Kuzunun biberonla beslenmesi

Sinem Ay Karaca'nın konuşması

Kuzunun beslendiği apartmandan genel görüntü

Haber- Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title