Dha Yurt Bülteni-10
1)ÇORUM'DA ÖNCE 4.7, SONRA 4.0 BÜYÜKLÜĞÜNDE 2 DEPREMÇORUM'un İskilip İlçesinde bugün saat 14.57'de Richter ölçeğine göre 4.7, saat 15.02'de de 4.0 büyüklüğünde art arda iki deprem meydana geldi.
1)ÇORUM'DA ÖNCE 4.7, SONRA 4.0 BÜYÜKLÜĞÜNDE 2 DEPREM
ÇORUM'un İskilip İlçesinde bugün saat 14.57'de Richter ölçeğine göre 4.7, saat 15.02'de de 4.0 büyüklüğünde art arda iki deprem meydana geldi. Bölgede yaşayanlarda paniğe neden olan deprem, ilk belirlemelere göre herhangi bir kayba yol açmadı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, bugün saat 14.57'de, merkez üssü Çorum'un İskilip İlçesi olan 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 5 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, ilçe merkezi ve çevre ilçelerde de hissedildi. Depremi hissedenler korkuyla ev ve işyerlerini terk etti.
Saat 15.02'de merkez üssü yine Çorum İskilip olan Richter ölçeğine göre 4.0 büyüklüğünde bir sarsıntı daha meydana geldi. Yerin 1.7 kilometre derinliğinde meydana gelen bu sarsıntı ile birlikte bölgede yaşayanların tedirginlikleri arttı.
Çorum Valiliği ve İskilip Kaymakamlığı, depremin herhangi bir hasara yol açıp açmadığı araştırıyor.
GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
ÇORUM, -
===================================================
2)CHP'Lİ TEZCAN'A YÖNELİK SALDIRIYLA İLGİLİ 2 ŞÜPHELİ ADLİYEDE - EK
AÇIKLAMA YAPTI, TABURCU OLDU
Aydın'da yemek yerken silahlı saldırıya uğrayan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, 4 günlük tedavinin ardından taburcu oldu. Tedavisinin yapıldığı Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nden (ADÜ) ayrılırken, hasta odasında açıklama yapan Tezcan, saldırının birlik ve beraberliğe yapıldığını söyledi.
"ARKA PLANINDA BAŞKA PLANLAYICILARIN OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Saldırıyı provakatif olarak niteleyen Tezcan, "Bu silahlı saldırı sonucunda ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildim. Bugüne kadar tedavim hastanede devam etti ve yapıldı. Öncelikle şunu paylaşmak istiyorum; Bu saldırı çok açık provakatif amaçlı bir saldırıdır. Türkiye'de özellikle çatışma ortamı yaratmak, toplumsal çatışmayı körüklemek, siyasetin ekseninde kavga ve çatışmayı planlayan gizli ellerin başlattığı, düğmeye bastığı bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Mutlaka adli merciler gerekli soruşturmayı yapacaklar. Tetikçilerle meşgul değiliz. Tetikçiler mutlaka fiillerinin cezasını alacaklar ama tetikçilerin arka planında başka planlayıcıların olduğuna inanıyorum. Bunu da adli merciler ortaya çıkarmalıdır diye düşünüyorum. Bu noktada çalışmaların bu çerçevede de devam etmesini bekliyorum" dedi.
SİYASİ SUİKAST TEŞEBBÜSÜ OLARAK NİTELEDİ
Ülkenin ciddi bir toplumsal çatışmanın eşiğine getirildiğini söyleyen Tezcan, "Siyaset kurumunun görevi çatışmayı tahrik ve teşvik etmek değil uzlaşmayı teşvik etmektir. Siyaset kurumu çözüm kurumudur, kriz kurumu değildir. Bu nedenle özellikle terörün her gün can aldığı, şehitlerimizin arkasından ağladığımız böyle bir tabloda, şehitlerimizin olmadığı, terörün can almadığı ve yeni çatışma kapılarının açılmadığı bir Türkiye'yi özlüyoruz. Türkiye'nin tarihinde bu tür kanlı tablolar ne yazık ki çok yaşandı. Bu kanlı tablolardan ne toplumumuza, ne milletimize ne de siyaset kurumuna, devlete, ülkeye hiçbir faydası olmamıştır. Bu tablolar sadece Türkiye'ye zarar vermek isteyen belirli güçlerin istediği ortamlardır. Bu çerçevede artık her gün teröre şehitlerin kurban verildiği bir aşamadan, siyasi suikastlerin planlandığı bir aşamaya doğru geçtiğimizi görüyoruz. Bugün CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili olarak bana yapılan bu saldırı, sadece CHP'ye dönük bir saldırı değildir. Bu saldırının arka planındakilerin geçmişteki siyasi ilişkilerinin nerede olduğunun bir önemi de yoktur. Çünkü biliyoruz ki bu tip tetikçileri kullanan gizli eller; şu veya bu, sağcı veya solcu olduğuna bakmaksızın teröre ve kullanılmaya yatkın isimleri bulurlar. Bugün herhangi bir siyasi eğilimle ya da o eğilimle teması bulunan bir kişi birini bulup, kışkırtıp bir siyasi suikast için kullanırlar. Yarın farklı bir kesim ve cenahtan provokasyonu kışkırtıp başka bir siyasetçiye yönelebilirler. Bunun kaynağı ve adresi hiçbir zaman net olarak ortaya çıkmaz. Amaç şudur; sağ-sol bir çatışma ortamı yaratmak. Biz buna fırsat vermeyeceğiz" diye konuştu.
"O TETİKÇİLERİN ARKASINDAKİ GİZLİ ELLERİ DE BULACAĞIZ"
Ülkenin çatışma ortamına çekilmek istendiğine değinen Tezcan, "Bu noktada bu şu siyasi akımın saldırısıdır dememiz, yapılacak en büyük yanlıştır. Öncelikle herkesin bunu bilmesinde yarar var. Bu Türkiye'yi 1980 öncesi çatışma ortamı, 1990'lı yılların başındaki çatışma ortamı, bugün terör ve katliam ortamından yeni bir siyasi suikast ve cinayetler ortamına taşımanın aracıdır. Siyasetçi olarak bu tabloya fırsat vermeyeceğiz. Dilimizi dikkatle kullanacağız. Tetikçilerden elbette hukuk hesap soracak ama biz devlet ve millet olarak o tetikçilerin arkasındaki gizli elleri de bulacağız. Sağcı-solcu herkesi hedef seçebilen bir karanlık kumpanyayla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Bu kumpanyaların hedeflerine ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Bunun için de her şeyden önce toplumsal uzlaşmaya ihtiyacımız var. Siyasetçiler olarak böyle dönemlerde bile kutuplaşmayı ve çatışmayı değil uzlaşmayı uygulayacağız" dedi.
DESTEKLER İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ
Ankara'ya döneceğini belirten Tezcan şöyle devam etti:
"Ankara'da işlerimiz devam ediyor. 29 Ekim Salı gecesinden itibaren ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çok iyi bir tedavi ve muameleyle karşılaştım. Bunun sadece bana özgü bir şey olmadığını biliyorum. Ben Aydın'ın çocuğuyum, sizlerin evladınızım. Aydın'da ADÜ gibi bir kurumun olması bizler için gurur ve mutluluk kaynağı. Şimdiye kadar bütün hastalarımızı güvenle emanet ettik. Ben öncelikle ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan'a, Hastane Başhekimimiz Mücahit Kapçı'ya, ilk günden itibaren Ortopedi Ana Bilim Dalı Başkanı Öner Şavk, Hastane Başhekim Yardımcısı Vahit Yıldız ve tedavim sürecinde ilgilerini esirgemeyen hastane ve üniversite personeline tek tek teşekkür ediyorum. İlk günden itibaren arayan, geçmiş olsun diyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanımız soruşturmayla yakından ilgilendi. Kendisine, valimiz ve emniyet müdürümüze, polis memurlarına, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız, Efeler Belediye Başkanımız, il başkanımız, tüm partili başkanlarımız çok yakından ilgilendi. Genel Başkanımız yakından ilgilendi, ziyaret etti. Çok teşekkür ediyorum. Yine geçmiş olsun mesajlarını ileten Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, MHP Genel Başbakanı'na, tek isim isim sayamayacağımız siyasilerimize, grup başkanvekillerimize teşekkür ediyorum. Planlama ve çatışma ortamı yaratmak isteyenler kendi seslerini basın eliyle duyurmak isteyeceklerdir. Doğru bilgiye yönelelim, kimseyle bir kavgamız yoktur. Siyaset kurumu menfaat kurumu değildir. Kimse kendince kendini memleket kurtarma hesabı içerisinde, Türkiye'yi karanlık bir tabloya sürüklemenin misyoneri sanmasın. 80'li ve 90'lı yıllarda birçok insan kullanıldı ve sonra kullanıldığını fark etti."
Tezcan, yaptığı açıklamanın ardından, sedyeyle hastaneden çıkarıldı. Ambulansa alınan Tezcan, karayoluyla Ankara'ya gitmek üzere kentten ayrıldı.
GÖRÜNTÜ GÖRÜNTÜ:
Bülent Tezcan'dan görüntü
Tezcan'ın açıklamasından görüntü
Genel ve Detay görüntü
(Haber- Kamera: Cem ULUCAN / AYDIN,
===================================================
3)BARO BAŞKANI ÖZMEN: ÇÖZÜMÜ ADLİ MERCİLERE VE KOLLUĞA HAVALE ETMEYİ DOĞRU BULMUYORUZ
DİYARBAKIR Baro Başkanı Ahmet Özmen, Olağanüstü Hal'in (OHAL) ilanın ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek, "Sorunların çözümünü siyasal zeminden uzaklaştırıp, adli mercilere ve kolluk birimlerine havale edilmesini doğru bulmamaktayız. Geçmişte uygulanmış benzer metotların çözümden ziyade sorunları daha da büyüttüğü bilinen bir gerçektir" dedi.Baro binasında basın toplantısı düzenleyen Baro Başkanı Ahmet Özmen, 15 Temmuz darbe girişimin ardından uygulanan OHAL ile birlikte, belediyelere kayyum atamaları, kapatılan yayın kuruluşları, kamu çalışanlarının görevden alınmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. OHAL kapsamında hayata geçirilen uygulamaların, demokratik kazanımları ortadan kaldırdığını söyleyen Özmen, geçmişte uygulanmış benzer uygulamaların sorunları daha da büyüttüğünü hatırlattı. Siyasal iktidarın, OHAL ilanı ve çıkarılan KHK'lere yönelik yapılan haklı eleştirilere karşı vermiş olduğu cevaplarda, darbe teşebbüsünde bulunanlara ve darbe koşullarının giderilmesi için OHAL rejiminin ilanını zorunlu gördüklerini, toplumun endişeye kapılmamasını ve "Devlet millete değil, kendisine OHAL ilan etmiştir" şeklinde savunduğunu söyleyen Baro Başkanı Özmen, şöyle konuştu:
"ÇÖZÜMÜN, ADLİ MERCİMLERE VE KOLLUK BİRİMLERİNE HAVALE EDİLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ"
"Maalesef gelinen aşamada çıkarılan KHK'ler ve uygulamalar darbe teşebbüsünde bulunanlara karşı mücadelenin ötesinde temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, muhalif kesimlerine yönelik sindirme ve baskıyı amaçlayan anti demokratik uygulamalara dönüştüğünü görmekteyiz. Diyarbakır Barosu olarak tüm bu uygulamaları, demokratik kazanımları ortadan kaldırıcı, demokratik siyaset alanını daraltıcı ve sivil siyaseti işlevsizleştirici uygulamalar olarak görmekteyiz. Sivil siyaset kanallarının kapatılmasının, TBMM'nin işlevsizleştirilmesinin, Kürt Meselesinin şiddet sarmalına itilmesinin, yerel yönetici ve siyasetçilerin tutuklanmasının, basın ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırıcı uygulamaların sorunları daha da büyütüp toplumsal ayrışma ve kutuplaşmaya sebebiyet vereceğini bir kez daha dile getirmek isteriz. Sorunların çözümünü siyasal zeminden uzaklaştırıp, adli mercilere ve kolluk birimlerine havale edilmesini doğru bulmamaktayız. Geçmişte uygulanmış benzer metotların çözümden ziyade sorunları daha da büyüttüğü bilinen bir gerçektir."
"KAYYUM ATAMALARI KABUL EDİLEMEZ"
Baro Başkanı Özmen, belediyelere kayyum atanmalarına da tepki göstererek, "Bilindiği üzere son aylarda bir kısım belediye başkanlıklarına kayyım atanmış ve son olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları'nın tutuklanması ile birlikte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına da kayyım atanmıştır. Demokrasinin olmazsa olmazı olan seçimlerle göreve gelmiş ve halk iradesini temsil eden yerel yöneticilere yönelik tutuklamaların ve yerlerine kayyım atamalarının yapılmasını kabul edilemez bulmaktayız. Bu ve benzeri uygulamaların demokratik kazanımlara ve halkın iradesine müdahale niteliğinde olduğunu belirtir, başta Kürt meselesi olmak üzere, toplumun tüm sorunlarının demokratik zeminde, diyalog ve müzakere ile çözüleceğine inanmaktayız"diye konuştu. Baro Başkanı Ahmet Özmen, Diyarbakır Barosu olarak sorunların çözümü için 8 maddelik taleplerini ise şöyle açıkladı:
-Diyarbakır Barosu olarak siyasal iktidardan demokratik bir Hukuk Devletinde kabulü mümkün olmayan, ilan edilen OHAL rejimi kapsamında çıkarılan KHK'lerin Anayasaya aykırı, TBMM'nin işlevini ortadan kaldırıcı şekilde yasal değişikliklere sebebiyet veren uygulamalardan vazgeçilmesini,
-Avrupa Birliğine uyum süreci kapsamında çıkarılan yasal düzenlemelerin KHK'ler ile değiştirilerek 1990'lı yılları aratmayacak şekilde müvekkil-avukat görüşmesinin kısıtlanması, görüşmenin kayda alınması, 30 güne kadar gözaltı uygulaması,5 gün avukat ile görüş yasağı ve duruşmalarda avukat sınırlaması gibi adil yargılanma ve savunma hakkını kısıtlayıcı ve ortadan kaldırıcı uygulamalardan vazgeçilmesini,
-İfade ve basın özgürlüğünü ortadan kaldırıcı gazete ve haber ajanslarının kapatılması, yetkililerinin tutuklanması şeklindeki uygulamalardan vazgeçilmesini ve bu kapsamda tutuklama ve gözaltı işlemlerine son verilmesini,
-Demokrasinin olmazsa olmazı olan seçimle işbaşına gelmiş yerel yöneticilerin yerlerine kayyım atanma tasarruflarından vazgeçilmesini,
-KHK'ler ile toplu ihraç uygulamalarının durdurulması, darbe girişimi ile bir bağlantısı olmayan ve açığa alınan ya da ihraç edilen kamu personellerinin görevlerine dönmelerinin sağlanmasını
-Başlatılan soruşturmalar kapsamında seçilmiş yerel yöneticilerin kaçma yada delilleri yok etme koşulları olmadığı halde tutuklanma gibi ağır koruma tedbirine başvurulması yönündeki uygulamadan vazgeçilmesini
-İletişim, haberleşme ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalardan özelikle hayatın her alanında büyük aksaklık ve hak ihlallerine sebebiyet veren internet kesintisi şeklindeki uygulamalardan vazgeçilmesini
-Toplumun bu denli hassas olduğu bir süreçte idam cezasının tartışmalara açılmasını doğru bulmamakla, ülke imajına zarar verici suni gündemlerin toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamayacağından bu tartışmalara son verilmesini, talep ediyoruz.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Açıklamaya katılanlar
-Baro Başkanı Özmen'in konuşması
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,
====================================================
4)ÜNYE'DE İKİNCİ EL EŞYA SATILAN İŞYERİ KUNDAKLANDI
ORDU'nun Ünye İlçesi'nde ikinci el eşya satışı yapılan işyeri iddiaya göre 2 kişi tarafından kundaklandı. İki şüpheli polis tarafından gözaltına alındı.
Olay, dün gece Ordu'nun Ünye İlçesi Devlet Sahil Yolu Burunucu Mahallesi'nde meydana geldi. Sahil yolu kenarında bulunan 5 katlı apartmanın altında 50 yaşındaki Ayhan Altınok'a ait ikinci el eşya alınıp satılan işyerinde yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, ambulans ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yoğun duman nedeniyle güçlükle müdahale ettiği yangını üst katlardaki dairelere sıçramadan söndürdü.
İşyerinde bulunan eşyaların tamamı yanarak kullanılamaz hale gelirken, polis olayla ilgili olarak 16 ve 17 yaşındaki iki şüpheliyi gözaltına aldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü :
------------------------
Yangından detay
Olaya karıştığı iddia edilen iki gencin itfaiye ekiplerine saldırması (Güvenlik kamerası)
Detaylar
(SÜRE : 2.13 - BOYUT : 200 MB)
Haber-Kamera : Mücahit GÜREL/ÜNYE(Ordu), -
=====================================================
5)SİVAS'TA CHP'DEN CUMHURİYET GAZETESİ'NE YÖNELİK OPERASYONA TEPKİ
CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Sivas Merkez İlçe Teşkilatı, Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına yönelik yapılan operasyona tepki gösterdi.
CHP Merkez İlçe Teşkilatı Başkanı Adil Keser parti binasında basın toplantısı düzenleyerek, Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına yönelik yapılan operasyonu protesto etti. Ellerinde Cumhuriyet Gazetesi taşıyan partililer gözaltı kararlarına tepki gösterdi. Yaklaşık 50 kişilik grup adına açıklama yapan Merkez İlçe Başkanı Adil Keser, "Ülkemiz ne yazık ki normal olmayan bir süreçten geçiyor. Hukukun yok edildiği, özgürlüklerin ayaklar altına alındığı günlerden geçiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimini kendisine kalkan yapan iktidar, özgür basını susturmak, muhalif isim varsa yok etmek için her koldan saldırıyor. Bunun son halkasını Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyon oluşturuyor. Yaşı Cumhuriyet ile yaşıt olan gazete, bu ülkede yazarlarını gerici ve faşist anlayışa kurban vermiş, ülkemizde FETÖ'yü ilk gündeme taşımış, yılları bu cemaatler ile mücadele içinde geçen bir gazete için bu iftiraları atmak sadece muhalifleri susturma hareketidir." dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-CHP Merkez İlçe Başkanı Adil Keser'in açıklaması
-Genel detaylar
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
=================================================
6)CARETTA CARETTA'YI AKUT EKİBİ KURTARDI
MUĞLA'nın Bodrum ilçesi açıklarında, suda hareket etmekte güçlük çeken, bitkin haldeki caretta caretta, Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Bodrum ekibi tarafından denizden çıkartılarak, kurtarıldı. Kaplumbağanın tedavisi için Ortaca ilçesi, Dalyan Mahallesi'ndeki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'ne (DEKAMER) götürüleceği bildirildi.
Bugün öğlen saatlerinde Yalıkavak Mahallesi, Çimentepe Mevkisi'nde kıyıdan yaklaşık 200 metre açıkta suya batıp çıkan bir deniz kaplumbağası olduğunu farkeden vatandaşlar, durumu AKUT Bodrum ekibine bildirdi. Ulaş Akman başkanlığındaki üç kişilik AKUT ekibi, botla denize açılarak 60 kilogram ağırlığında, 90 santimetre boyundaki, caretta caretta türü deniz kaplumbağasını güçlükle karaya çıkartarak kurtardı. Hasta veya çok aç kalmaktan bitkin düştüğü sanılan yaşlı deniz kaplumbağasının vücudunda herhangi bir yara izine rastlanmadı. Geç kalınması halinde belki de bir teknenin çarpması sonucu telef olacak deniz kaplumbağasının duyarlı vatandaşların ihbarı sayesinde kurtarıldığını belirten Ulaş Akman, "Tedavi ve rehabilitasyonu için DEKAMER'e götüreceğiz" dedi. Caretta caretta'nın kurtarılmasını sahilde toplanan vatandaşlar da merakla izledi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Denizin yüzeyinde durmaya çalışan Caretta Caretta'nın görüntüsü
-AKUT Bodrum ekibinin gelmesi
-Bot ile denize açılınmasından görüntü
-Caretta Caretta'nın önce bota ardından karaya çıkarılmasından görüntü
-AKUT Bodrum Ekibi'nden Ulaş Akman ile röp.
-Caretta Caretta'nın kurtarılmasını sağlayan vatandaşlarla röp.
-Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla),
=====================================================
7)ÖLÜMÜ BEKLEYEN TÜMÖRLÜ KÖPEĞİ HAYATA DÖNDÜRDÜLER
MERSİN Büyükşehir Belediyesi, karnında 2 kiloluk tümörle ölümü bekleyen sahipsiz köpeği ameliyat ettirerek hayata döndürdü. Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından koruma altına alınan köpeğe 'çakı' adı verildi.
Mut İlçesi'nden, hastalıklı bir köpeğin sokakta dolaştığı ihbarı üzerine harekete geçen Veteriner Hizmetleri Daire Başkanlığı görevlileri hayvan ambulansı ile giderek hasta hayvanı teslim aldı. Yapılan incelemede köpeğin karın kısmından dışarı sarkan ve ağırlığı 2 kilograma ulaşan açık yara şeklindeki tümörün ameliyatla alınması gerektiğine karar verdi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı'na götürülen hayvan burada ameliyat edilerek karnındaki tümör alındı. Sahipsiz Hayvanlar Şube Müdürü Veteriner Hekim Mehmet Cücük, yapılan ameliyat sonrası köpeğin sağlığına kavuşacağını söyledi. Cücük, "Tümörle hayatta kalma mücadelesi veren köpeğin karnındaki kitleyi yaklaşık 4 saat süren bir operasyonla aldık ve kesilen alana tam 100 dikiş attık. Şimdi köpeğimizin sağlık durumu iyi. Yaptığımız müdahale ile hayata dönmesine yardımcı olduk. Bugüne kadar sayısız ameliyat yaptım, sayısız hayvanı sağlığına kavuşturdum. Ama böyle bir vaka ile ilk defa karşılaştım. 32 yıllık meslek hayatımda canlı bir hayvanda bu kadar büyük bir kitle görmedim" dedi. Sağlığına kavuşan köpeğe ise operasyona katılan ekip tarafından 'Çakı' adı verildi.
MERSİN, -
==============================================
8)ŞANLIURFA'DA KARDEŞLER ARASINDA BIÇAKLI KAVGA: 1 ÖLÜ
ŞANLIURFA'da, 45 yaşındaki Veysel Yaşar'ın para anlaşmazlığı nedeniyle tartıştığı 3 kardeşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olay anı, güvenlik kameralarına yansıdı.
Aralarında para anlaşmazlığından husumet bulunan 4 kardeş, pazartesi günü Atatürk Mahallesi'nde bulunan bir otoparkta karşılaştı. Yaşar kardeşler arasında başlayan tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. Kavgada bir kişinin elinde tabanca olduğu görülürken, diğer 2 kişi de bıçaklarla Veysel Yaşar'a saldırdı. Vücuduna aldığı bıçak darbeleri ile kanlar içerisinde yere yığılan Veysel Yaşar, ağır yaralanırken, 3 kardeşi olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine gelen sağlık görevlileri tarafından ağır yaralı olarak Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ne götürülen Veysel Yaşar, doktorların müdahalesine karşın kurtarılamadı.Olayla ilgili inceleme başlatan polis ise otoparktaki güvenlik kamerası kayıtlarına el koydu ve kaçan 3 kardeşin yakalanması için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Otoparka giren kardeşler (Güvenlik Kamerası)
Kardeşlerin kavga etmesi (Güvenlik Kamerası)
Yere düşen Veysel Yaşar'ın bıçaklanması (Güvenlik Kamerası)
Kardeşlerin otoparktan kaçması (Güvenlik Kamerası)
Ölen Veysel Yaşar'ın fotoğrafı
Olayın yaşandığı otopark
Otoparktaki güvenlik kameraları
Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 253 MB
===================================================
9)AÇIK HAVADA KİTAP OKUDULAR
HATAY'ın İskenderun İlçesi'nde Halk Kütüphanesi tarafından Atatürk Anıt Alanı'nda kitap okuma etkinliği düzenlendi.
Geleneksel hale getirilen etkinliğe İskenderun Teknik Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu ve Gençlik Merkezi öğrencileri ile Toplum Destekli Polis ekipleri katıldı. Katılımcılar, güneşli bir havada kitap okudu.
İlçe Halk Kütüphanesi Müdürü Harika Leyla Yaman, yaptığı açıklamada "Amacımız okuyan bir nesil yetiştirmek. Okuyan bir nesil sorgulayan, neden-sonuç araştırması yapan, zekası yüksek kişilerden oluşur bu da toplumların refah seviyesine yükselmesini sağlar" dedi. İskenderun Teknik Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Havacılık Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nuriye Güreş de sosyal sorumluluk bilinciyle etkinliğe destek verdiklerini söyledi.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Atatürk anıt alanında kurulan stant
Kitap okuyanlardan görüntüler
Halk kütüphanesi müdürü Harika Leyla Yaman'ın açıklaması
İSTE Sivil Havacılık Yüksekokulu Havacılık Bölüm Başkanı Nuriye Güreş'in açıklaması
SÜRE: 02'40" BOYUT: 128 MB
Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),
==================================================