DHA YURT BÜLTENİ - 10
Patlama meydana gelen gemideki soğutma çalışmaları sürüyorİzmir'in Aliağa ilçesindeki Petkim Limanı'nda, hidrokarbon dolumu yapıldığı sırada patlama meydana gelen, bir kişinin yaşamını yitirdiği İtalyan bandıralı 'Syn Zania' isimli gemisindeki yangın söndürüldü.
Patlama meydana gelen gemideki soğutma çalışmaları sürüyor
İzmir'in Aliağa ilçesindeki Petkim Limanı'nda, hidrokarbon dolumu yapıldığı sırada patlama meydana gelen, bir kişinin yaşamını yitirdiği İtalyan bandıralı 'Syn Zania' isimli gemisindeki yangın söndürüldü. Halen denizden römorkör ve söndürenlerle su sıkılıp soğutma çalışmalarının sürdüğü gemide patlamanın neden kaynaklandığını belirlemek için uzman ekip görevlendirildi. Savcılığın da bir yandan adli soruşturmayı sürdürdüğü ifade edildi.
Dün saat 23.20 sıralarında Petkim'deki 5 numaralı iskeleye yanaşan İtalyan bandıralı 'Syn Zania' isimli gemide, hidrokarbon dolumu için bağlantı yapıldığı sırasında henüz belirlenemeyen bir nedenle patlama meydana geldi. Patlamadan sonra ise gemide yangın çıktı. Yangını söndürmek için Petkim'deki itfaiye görevlilerinin yanı sırada çok sayıda ekip sevkedildi. Yangını söndürmek için karadan ve denizden müdahale edildi. Ekiplerin çalışmalarıyla yangın söndürüldü. Bu sırada yangında yaralanan gemi mürettebatından 15 İtalyan, 1 Romanya vatandaşı ile Petkim görevlisi bir çalışan hastaneye kaldırıldı. Durumu ağır olan gemi personelinden İtalya vatandaşı Roberto Montegurdia hayatını kaybetti. Diğerlerinin tedavilerinin ise tamamlandığı belirtildi.
SOĞUTMA ÇALIŞMALARI DEVAM ETTİ
Yangının kontrol altına alınmasından sonra ekiplerin gemideki soğutma çalışmaları ise gece boyunca ve günün aydınlanmasından sonra da devam etti. Römorkörler ve söndürenlerle denizden suyla soğutulan gemideki bu çalışmaların tamamlanmasından sonra patlamanın neden kaynaklandığıyla ilgili uzman ekip görevlendirildi. Savcılığında bir yandan adli soruşturmasını sürdürdüğü ifade edildi. İtalyan denizcinin cenazesi ise otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Otopsiden sonra gemicinin cenazesinin ülkesine gönderileceği öğrenildi.
SOCAR'DAN DA YANGINLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAPILDI
Yetkililerin denizde herhangi bir kirliliğine neden olmadığını açıkladıkları patlamayla ilgili Petkim'in sahibi SOCAR firmasından açıklama yapıldı. Şirketten yapılan yazılı açıklamada, "Hidrokarbon dolumu için Petkim İskele 5'e yanaşan İtalya bandıralı, Syn Zania adlı gemide 1 Temmuz'da saat 23.20 civarında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın meydana gelmiştir. Ekiplerimizin anında müdahalesi sonucu yangın söndürülmüş, gemideki soğutma çalışmaları başarıyla gerçekleşmiştir. Tüm gemi personelinin tahliyesi sağlanmış olup yaralı bir gemi personeli maalesef yaşamını yitirmiş, gazdan etkilenen bir kişi ise tedavisi yapılmak üzere hastaneye sevk edilmiştir. Hayatını kaybeden gemi personelinin ailesine başsağlığı, tedavi gören personele acil şifalar dileriz. Yangın ile ilgili soruşturma sürmektedir. Gelişmeler oldukça kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz" denildi.
Görüntü Dökümü
-----------
Geminin görüntüsü.
Söndürme çalışmalarından görüntü.
İskeleden görüntü.
Bölgeden görüntü.
Haber: Taylan YILDIRIM-Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR
=====================
Hapis cezasını öğrenince adliyenin kapısını kırarak kaçmaya çalıştı
Samsun'da, geldiği adliyede çeşitli suçlardan hakkında kesinleşmiş 25 yıl hapis cezası ile yakalama kararı olduğunu öğrenen Şerif G.,(30) görevlilerin polis çağırdığını anlayınca kaçmaya kalkıştı. Kapalı kapıyı kırarak adliyeden dışarı çıkmaya çalışan şüpheli, polis ekiplerince yakalandı.
Olay, sabah saatlerinde Samsun Adliyesi'nde meydana geldi. Adliyeye gelen Şerif G., ön büro memurluğundan hakkında kesinleşmiş 25 yıl hapis cezası ile yakalama kararı olduğunu öğrendi. Görevliler, acil çağrı butonuna basarak polis çağırmak istedi. Ancak çağrı butonu çalışmayınca, görevli koridorda polis ekibi aramaya başladı. Bu sırada yakalanacağını anlayan Şerif G., memurun elinden kimliği alarak koşmaya başladı. Adliyenin çıkış kapısının kapalı olduğunu gören Şerif G., kapıyı kırarak dışarı çıktı. Kaçmaya çalışan Şerif G., çevredeki polis ekiplerince kıskıvrak yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Aranan Şahıslar Bürosu'na teslim edilen Şerif G., işlemlerinin ardından cezaevine götürüldü.
Şerif G.'nin 2 yıl önce Samsun-Ankara karayolu üzerinde kasklı ve silahlı şekilde 4 ayrı benzin istasyonundan gasp ve yağma olayına karıştığı öğrenildi. Şerif G. Hakkında adliyenin kapısını kırdığı gerekçesiyle kamu malına zarar vermek suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
---------
Şüphelinin polis otosuna götürülüşü
Otonun cezaevine gidişi
Kırılan kapıdan detaylar
Adliyeden detaylar
(SURE: 01.29) (BOYUT: 167 MB)
Haber-Kamera: Tayfur KARA/SAMSUN,
================
Diyanet İşleri Başkanı: 'Onur Yürüyüşü' algı operasyonudur
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, her yıl haziran ayında LGBTİ üyesi bireylerin düzenlediği Onur Yürüyüşünü eleştirerek, "Aileyi tahrip eden, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan söz konusu propagandanın, özgürlük, onur gibi kavramlarla servis edilmesi bir algı operasyonu ve aldatmacadır. Anne olmayı devreden çıkaran bir kadın ve baba olmayı devreden çıkaran bir erkek tasavvuru, fıtrata, yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır ve tarih boyunca bütün inançlar tarafından hem reddedilmiş hem de lanetlenmiştir" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, diyanetin Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından Konya'da bir otelde düzenlenen 'İslam'a Karşı Küresel Meydan Okumalar Bağlamında Yeni Stratejiler' konferansına katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı temsilciliklerde görevli ataşeler ve din görevlilerinin katıldığı konferansta konuşan Ali Erbaş, İslamofobiye değinerek, İslamofobinin İslam düşmanlığı bir proje olduğunu belirtti. Erbaş, şunları söyledi:
"Bir İslam düşmanlığı projesi olan İslamofobi, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. İslam'ı, şiddet ve terörü besleyen bir ideolojiden ibaret göstererek bunu sun'i bir korku ile dünya kamuoyunda yaymak için çalışan hain ve karanlık bir projedir. Birçok Avrupa ülkesinde siyasi partilerin oy almak için İslamofobiye dayalı propagandalar üzerinden seçim kampanyaları yürüttükleri ve terör örgütlerinin karanlık yüzüyle aydınlık bir dini bağdaştırmaya çalıştıkları da dikkat çekmektedir. Dolayısıyla İslamofobiyle mücadele konusunda Müslümanların alternatif söylemlerini, çalışma planlarını oluşturmaları, islamofobi endüstrisinin kirli yüzünü ifşa etmeleri ve bütün dünyada yaygınlaştırmaları gerekmektedir."
'TERÖR ÖRGÜTLERİ İSLAMAFOBİYE MALZEME ÜRETİYOR'
FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebap gibi terör örgütlerin İslamafobiye desteklediğini ifade eden Prof. Dr.Ali Erbaş, "Derin hesapların, küresel güç savaşlarının, kirli çıkar ilişkilerinin neticesi olarak kurulan ve desteklenen ve hepsi birer proje olan terör örgütleri yaptıkları insanlık dışı uygulamalarla İslamofobi endüstrisine malzeme üretmektedir. FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi terör örgütlerinin arkasında hangi kirli çıkar ilişkilerinin olduğu apaçık ortadadır." diye konuştu.
'YARATILIŞA AYKIRI BİR SAPKINLIKTIR'
Erbaş, LGBTİ üyeleri ve onları destekleyenler tarafından her yıl haziran ayı sonlarında yapılan Onur Yürüyüşüne değinerek eleştiride bulundu. Anne ve baba olmayı devreden çıkaran anlayışın yaratılışa aykırı bir davranış olduğunu ifade eden Erbaş, şöyle konuştu:
"Dünyanın çeşitli yerlerinde şimdi ülkemizde de yavaş yavaş olmaya başladı, zaman zaman bazı kavramlar, organizasyonlar, cinsiyet eşitliği gibi sloganlar adı altında birtakım sapkınlıkların gündeme getirildiğini ve yaygara yapıldığını görmekteyiz. Aileyi tahrip eden, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan söz konusu propagandanın, özgürlük, onur gibi kavramlarla servis edilmesi bir algı operasyonu ve aldatmacadır. Anne olmayı devreden çıkaran bir kadın ve baba olmayı devreden çıkaran bir erkek tasavvuru, fıtrata, yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır ve tarih boyunca bütün inançlar tarafından hem reddedilmiş, hem de lanetlenmiştir. Bu manada çocuklarımızı, ümmetin ve tüm insanlığın çocuklarını evrensel değerlerdir bunlar. Annelik ve babalıktan vazgeçen cinslerin birbiriyle evlenmelerine varıncaya kadar ileri götüren bu işi bütün insanlığın meselesidir, sadece Müslümanların meselesi değil. Bu yüzden çocuklarımızı gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı eğitmek bilinçlendirmek ve korumak hepimizin vazifesidir."
Görüntü Dökümü
---------------------
-Diyanet İşleri Başkanı ve salondan detay
Diyanet İşleri Başkanının konuşması
Haber- kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))
====================
Tabancasını temizlerken tetiğe dokunan polis, yaşamını yitirdi
Gaziantep'te, tabancasını temizlerken yanlışlıkla tetiğe dokunan polis memuru Ali Başyiğit (24), kurşunun başına isabet etmesiyle yaşamını yitirdi.
Olay, dün akşam saatlerinde, Yeditepe Mahallesi'nde meydana geldi. Görevden dönen Ali Başyiğit, arkadaşlarıyla birlikte kaldığı evde tabancasını temizlemeye başladı. Başyiğit'in temizlik yaptığı sırada yanlışlıkla tetiğe dokunmasıyla tabanca ateş aldı. Tabancadan çıkan kurşunun başına isabet etmesiyle kanlar içerisinde yere yığılan Başyiğit için ev arkadaşları sağlık ekpilerinden yardım istedi. İhbar üzerine eve gelen sağlık ekiplerinin incelemesinde, Başyiğit'in yaşamını yitirdiği belirledi. 1 yıldır Gaziantep'te görev yaptığı öğrenilen polis memuru Başyiğit'in cansız bedeni Adli Tıp Kurumu morgunda yapılan otopsisinin ardından memleketi Konya'da toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
Ali Başyiğit'in fotoğrafı
Adli Tıp Kurumu
Cenaze aracı
Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 75 MB
Haber -Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
=================
Üzerine televizyon düşen 3 yaşındaki Zeynep öldü
Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde üzerine televizyon devrilen 3 yaşındaki Zeynep Aslan hayatını kaybetti.
Olay, gece saatlerinde İstasyon Mahallesi'nde meydana geldi. Aslan ailesinin kızları Zeynep'in üzerine, oturma odasında bulunan tüplü televizyon devrildi. Ağır yaralanan minik Zeynep, ailesinin ihbarıyla gelen sağlık ekiplerince ambulansla Ergani Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan Zeynep, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı.
Minik Zeynep'in cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Zeynep'in ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ TAKİP EDİLİYOR
Haber-Kamera: Esat TAŞTEKİN/ERGANİ (Diyarbakır), -
=====================
15 dakika içinde bisikleti çalındı
Aksaray'da kuruyemişçide çalışan Mehmet Karaketir (25), sabah iş yerinin arkasına bıraktığı bisikletini 15 dakika sonra yerinde göremeyince çalındığını fark etti. Hırsızlık anı ise iş yerinin güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı.
Olay, Taşpazar Mahallesi'nde kuruyemiş dükkanında meydana geldi. Bisikletiyle iş yerine gelen Mehmet Karaketir, bisikleti dükkanın arkasına kilitlemeden bıraktı. 15 dakika sonra dükkandan geri çıktığında bisikletinin olmadığını fark etti. Güvenlik kamera kayıtlarını incelediğinde yaklaşık bin 200 lira değerindeki bisikletinin çalındığını gördü. Güvenlik kamera kayıtlarında ise bir kişi, bisikleti fark edince bir süre etrafı gözetliyor, kimsenin olmadığını fark edince de hızla alıp uzaklaşıyor.
Polis, şikayet üzerine bisikletin bulunması için çalışma başlattı. Bisikleti çalınan Mehmet Karaketir, "Sabah iş yerini açmak için geldiğimde bisikletimi arka tarafa bıraktım. Daha sonra çalındığı fark ettim. Kamera kayıtlarının da çalınma anı var. Polis ekipleri geldi, görüntüleri alıp inceleme başlattı. Sonucu bekleyeceğiz. Bisikletimi 1200 liraya almıştım. Bisikletimi çalan kişi kendimi biliyordur. Bisikletimi getirsin. Şikayetçi olmayacağım. "dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------
Bisikletin çalınma anı
Bisikleti çalınan Karaketir röp.
Polisin inceleme yapması
Haber- kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA))
====================
Öykü Arin'in annesi: İlik savaşı riski devam ediyor
Antalya'da, lösemi tedavisi gören Öykü Arin Yazıcı'ya (4) babası Çağdaş Yazıcı'dan yapılan yarı uyumlu kök hücre nakli, yüzde 98,5 oranında tuttu. Öykü Arin'in sağlık durumuyla ilgili açıklama yapan anne Eylem Şen Yazıcı, yarı uyumlu nakillerde hayati riskin çok yüksek olduğunu belirterek, "Taburcu olmadık. İlik savaşı riski devam ediyor. İlik tuttu ama yeniden geri dönüş olabilir. Kendi iliği yeniden devreye girebilir" dedi.
İzmir'de, geçen yılın Kasım ayında, löseminin ender görülen türü Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi koyulan Öykü Arin için anne Eylem Şen Yazıcı ve baba Çağdaş Yazıcı tarafından 'Öykü Arin'e umut ol, donör ol' kampanyası başlatıldı. Medical Park Antalya Hastanesi'nde, 11 Nisan'da steril odada tedaviye alınan Öykü Arin'e, 18 Nisan'da annesinden yarı uyumlu kök hücre nakli gerçekleştirildi. Yapılan testler sonucu Öykü'ye nakledilen iliğin tutmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine 3 Haziran'da baba Çağdaş Yazıcı'dan yarı uyumlu kök hücre nakli yapıldı. Nakilden 13 gün sonra yapılan testlerde, Öykü Arin'in kimerizm sonucunun yüzde 98,5 oranında tuttuğu açıklandı.
'KENDİ İLİĞİ YENİDEN DEVREYE GİREBİLİR'
Eylem Şen Yazıcı, Öykü Arin'e yüzde 100 uygun donör bulunamadığı için önce kendisinden sonra eşinden yarı uyumlu kök hücre nakli yapıldığını anlattı. Yarı uyumlu nakillerde ilik savaşı riskinin çok yüksek olduğunu belirten Yazıcı, Öykü Arin için hayati riskin devam ettiğini söyledi. Öykü Arin'in değerlerinde düşüş olmadığını anlatan Yazıcı, "Öykü tamamen toparlanmış değil, henüz taburcu olmadık. İlik savaşı riski devam ediyor. Önümüzdeki hafta yeniden kimerizm testi yapılacak. 'Naklin başarısı yüzde 98,5' diye basın toplantısında duyurmuştuk. İlik tuttu ama geri dönüş olabilir. Kendi iliği yeniden devreye girebilir. O yüzden belirli periyotlarda sürekli kimerizm testi yapılacak. Şimdi sonucunu bekliyoruz" diye konuştu.
GÜNDÜZLERİ DIŞARI ÇIKABİLİYOR
Eylem Şen Yazıcı, kızının gündüzleri hastaneden dışarı çıkabildiğini belirterek, "Hastaneye 5 dakika uzaklıkta kiraladığımız eve geliyor, oyun oynuyor sonra geri dönüyoruz. Hastaneye dönüş kısmı zor oluyor. Hastaneye dönmek istemediği için epey sıkıntılı oluyor. Öykü havale riski olan ilaç kullanıyor. Dolayısıyla hastanenin maksimum 5- 10 dakika uzağına gitme iznimiz var. 6- 8 ay kullanacağı için hep böyle olacak. O yüzden çok uzaklara gidemiyoruz. Evde oyuncaklarıyla zaman geçirmekten mutlu. Oyuncaklarını, odasını özlemişti zaten burayı benimsedi artık. Vedat hocamızın bize söylediği, 1 sene yakinen takip etmek durumundayız sonrasında da kontrole gidip, geleceğiz. En az 1 sene Antalya'dayız" dedi.
YÜZDE 100 UYUMLU ÇIKMADIĞI İÇİN YARI UYUMLU NAKİL YAPILDI
Öykü Arin için sosyal medyadan gelen sorulara açıklık getirmek istediğini dile getiren Eylem Şen Yazıcı, şunları söyledi:
"Sosyal medyadan 'Babasından tutuyordu neden kampanya yaptınız? Niye binlerce kişiyi seferber ettiniz? Neden bu kadar beklenildi?' gibi sorular geliyor. Bu tabi kök hücre bağışı ve ilik naklindeki bilgisizlikten kaynaklı ya da Öykü Arin'in sürecini çok iyi takip etmemekle ilgili. Her hasta için durum aynı değil. Öykü Arin, JMML hastası. Löseminin özel bir tipi. Öykü Arin'in durumunda birinci olasılık; bir kardeşi olsaydı eğer 10'da 9 uyumlu, 10'da 10 uyumlu ilk olarak o tercih edilecekti. Ama bir kardeşi yok ve böyle bir olasılık da yok. İkinci olasılık; 10'da 10 uyumlu ya da 10'da 9'dan yüksek uyumlu akraba dışı bir donör olmasıydı ki biz bunun için çaba gösterdik ve uygun donör çıkmadı. Öykü Arin JMML'nin agresif bir mutasyonuna sahip olduğu için bekleme şansımız yoktu ve daha fazla bekleyemediler; çünkü kanser diğer organlarını sarabilir, iliğin dışına çıkabilir ve o zaman geri dönüşsüz bir süreç başlıyordu. Hayati anlamda tedavi şansı kalmayacaktı öyle olsaydı. Mecburen anne ya da babadan 10'da 5 yani yarı uyumlu nakil yapmak zorunda kaldık."
'YARI UYUMLU NAKİLLERDE HAYATİ RİSK YÜKSEK'
Yarı uyumlu naklin Türkiye'de ve dünyada yeni yeni yapıldığını anlatan Eylem Şen Yazıcı, bu nakillerde hayati riskin çok yüksek olduğunu belirterek, "Basın toplantısında dedik ki 'Babadan yapılan nakil yüzde 98,5 tuttu'. Bu, 'Babanın iliği, Öykü Arin'le yüzde 98,5 uyumlu' demek değil. Babadan yapılan naklin kimerizm sonucu yüzde 98,5 geldi. İliğin tutma ve naklin başarısı yüzde 98,5; fakat uyum meselesi, HLA dediğimiz bir doku tipine bakılarak belli oluyor. Hala ilik savaşı riski sürüyor. Nakil yapılan kişiyle nakle ihtiyacı olan kişinin iliği bağışıklık sistemi arasında bir mücadele söz konusu olabiliyor. Bu risk aylarca böyle devam ediyor olacak. Onun da birtakım hayati riskleri var. Organ kaybı riskleri var. Dolayısıyla biz en zor ihtimale mecbur kaldık" diye konuştu.
'DONÖR OLUN, UMUT OLUN VE ASLA VAZGEÇMEYİN'
Nakillerde ilk aşamanın iliğin tutması olduğunu belirten Eylem Şen Yazıcı, "Şu aşamada tuttu. İkinci aşama ilik savaşının gerçekleşmemesi. Bunun uzun süre takibi olacak. Üçüncü aşama ise hastalığın geri gelmemesi. Bu konuda umudumuzu diri tutacağız. Onun sağlıklı ve mutlu olması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Donör olun, umut olun ve asla vazgeçmeyin, demeye devam ediyorum. Biz bu kampanyayı sürdüreceğiz. Bütün Öykü'ler için sürdüreceğiz" dedi.
KİMERİZM NEDİR?
Kimerizm, farklı zigotlardan çoğalan hücrelerin tek organizma oluşturması olarak bilinen biyolojik terimdir.
Görüntü Dökümü
-----------
-Öykü Arin'den arşiv görüntü
Haber: Aslı DURAN/ANTALYA, -