Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Dha Yurt Bülteni-10

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)BARAJDA SU ÇEKİLDİ, TARİHİ HİCAZ DEMİRYOLU HATTI GÖRÜNDÜGAZİANTEP'in İslahiye ilçesinde, tarımsal sulama amaçlı kullanılan ve 22 farklı türde 6 bin 447 kuşa ev sahipliği yapan Tahtaköprü Barajı'nda, su seviyesi gözle görülür derecede düştü.

1)BARAJDA SU ÇEKİLDİ, TARİHİ HİCAZ DEMİRYOLU HATTI GÖRÜNDÜ

GAZİANTEP'in İslahiye ilçesinde, tarımsal sulama amaçlı kullanılan ve 22 farklı türde 6 bin 447 kuşa ev sahipliği yapan Tahtaköprü Barajı'nda, su seviyesi gözle görülür derecede düştü. Suyun çekilmesiyle tarihi Hicaz Demiryolu hattı ve menfezler ortaya çıktı.

İslahiye'ye 25 kilometre uzaklıkta bulunan, Yesemek, Şahmaran, Ağalarobası ve Filli Tepe mahallesi sınırları içerisinde yer alan baraj aynı zamanda ve Gaziantep Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesi tarafından göçmen kuşların en önemli göç yolu üzerinde bulunuyor. Tahtaköprü Barajı, 8 takım ile 13 familyaya ait 22 türde 6 bin 447 kuşa ev sahipliği yapıyor. Barajda su seviyesi, başlatılan yükselti çalışmaları ve Amik Ovası'na su verilmesi nedeniyle gözle görülür şekilde düştü.

BAZI BÖLGELERDE SU TAMAMEN ÇEKİLDİ

20 bin hektarlık alanı kapsayan ve 11 milyon olması gereken Tahtaköprü Baraj'ında su seviyesinin 45 yıl sonra ilk kez bu kadar düşmesi, bazı bölgelerde suyun tamamen çekilmesi nedeniyle, gölde balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayanlar zor günler yaşarken, sudaki oksijen yetersizliği nedeniyle de binlerce ölü sazan balığı da kıyıya vurdu.

TARİHİ HİCAZ DEMİR YOLU GÖRÜNDÜ

Tahtaköprü Barajı'na bir an önce su takviyesi yapılarak eski günlerine kavuşması beklenirken, çekilen suyun ardından daha önce teknelerle gidilen adalara yürüyerek ve araçlarla gidilebiliyor. Koyunların otlak alanı ve Abdulhamit tarafından 1900-1908 yıllarında inşa edilen Tarihi Hicaz Demir Yolu'nun 1974 yılında barajla birlikte su altında kalan 20 kilometrelik hat alanı ile menfez de suyun çekilmesiyle ortaya çıktı.

Tahtaköprü Barajı'nda ilk kez yürüyerek gittiklerini belirten Yesemek Mahallesi Muhtarı Mustafa Güneş, "45 yıl sonra ilk kez barajın suyu, barajda başlatılan çalışmalar ve Amik Ovasına su verilmesi nedeniyle bu kadar düştü. 1974 yılında baraj yapılmadan önce dedelerimizin yıllardır kullandığı Tarihi Hicaz Demiryolu'nun ilk geçtiği 20 kilometrelik hattın döşendiği alanın ve menfezlerin suların çekilmesiyle ortaya çıktı. Tahtaköprü Barajı'nın ilk kez 45 yıl sonra bu haline tanıklık ediyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Tahtaköprü Barajı

Suların çekilmesi

Koyunların otlaması

Kuşlar

Otla ile balık tutanlar

İlk Hicaz Demiryolu hattı

Muhtar Mustafa Güneş ile röp.

İslahiye Demiryolu Garı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 235 MB

=====================================================

2)UÇAK KAZASINDA HAYATINI KAYBEDEN SERKAN DİLCİ TOPRAĞA VERİLDİ, ÖĞRETMENİ KONUŞTU

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde düşen Cessna 150 tipi eğitim uçağında hayatını kaybeden pilot Serkan Dilci, memleketi Adana'da toprağa verildi. Dilci ile birlikte uçuşlar yapan Öğretmen Pilot Yakup Çarkçı, "Uçakta arıza olduğunu sanmıyorum. Ben yüzlerce öğrenci yetiştirdim, öğrencilerim de uçtu. Herhangi bir sıkıntı olmadı" dedi. Antalya'nın Manavgat ilçesi Karaöz mevkiinde geçtiğimiz 30 Ekim'de saat 15.30 sıralarında tek motorlu Cessna 152 tipi TC KIM tescilli eğitim uçağı, toprak araziye düştü. Uçağın düştüğü ihbarı üzerine bölgeye, jandarmanın yanı sıra çok sayıda sağlık ve kurtarma ekibi sevk edildi. Ekipler, pilot Serkan Dilci ve yanında bulunan Deniz Adalı'nın yaşamını yitirdiğini belirledi. Kazanın ardından hayatını kaybeden Dilci, Antalya'da yapılan otopsinin ardından memleketi Adana'ya getirildi. Yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu'ndan alınan cenaze, defnedilmek üzere Kabasakal Mezarlığı'na götürüldü. Burada gözyaşı döken yakınları sinir krizleri geçirdi. Cenazede anne Hülya ve baba Ali Dilci, güçlükle ayakta durabildi. Cenaze namazının ardından Dilci'nin cenazesi toprağa verildi.

DİLCİNİN ÖĞRETMENİ: O UÇAĞA BİRLİKTE BİNDİK

Serkan Dilci'nin 3 yıl önce uçuşa başladığı, kapanan Barış Havacılık şirketinde birlikte uçuşlar Öğretmen Pilot Yakup Çarkçı da cenazeye katıldı. Çarkçı, "Serkan'ın hayali hava yollarına girmekti. Çok efendi, saygılı, sessiz bu kadar duygusal bir öğrenciydi. Devamlı da dinlerdi, söylediklerimizi yapardı. Allah rahmet etsin. Ben 2-3 kez uçurdum. O uçuşunu fazlalaştırmak istedi. Bu uçak daha önce TARKİM'deydi. Ben oranın genel müdür yardımcısıydım. Biz onu İzmir Uçuş Okulu'na sattık. Onlar da Yıldız Havacılık'a satmışlar. Kazanın sebebi kaza kırım raporu geldikten sonra belli olacak" dedi.

O UÇAKTA ÖĞRENCİ YETİŞTİRDİM

Düşen uçakla yıllarca uçuşlar yaptığını kaydeden Çarkçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben düşen uçakla yıllarca uçtum. Uçak çok abartılıyor vukuatlı olduğu yönünde. Uçan insan vukuatlıdır. Uçakta arıza varsa Sivil Havacılık uçurmasın. Teknisyen uçuşa vermesin. Uçakta arıza varsa pilot uçmaz. Arabada benzin yoksa biner misiniz? Binmezsiniz. Bunda da biri alıyor alçak uçuyor. Biri alıyor olmayan hareketler yapıyor işte kazaya sebebiyet veriyor. Uçakta arıza olduğunu sanmıyorum. Ben yüzlerce öğrenci yetiştirdim, öğrencilerim de uçtu. Yani herhangi bir sıkıntı olmadı. Olursa da teknisyenler gerekli bakımı yapıyordu. Benim anlamadığım Sivil Havacılık bunun üzerine gitmeli. Uçağın ticari uçuşlara elverişliliği yoktu. Ticari amaçla uçuyordu. Serkan da yardımcı oluyordu" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Cenazeye katılan kalabalık

Fenalaşan yakınlarından görüntü

Cenaze namazından görüntüler

Bir yakınının konuşması

Öğretmen Pilot Yakup Çarkçı'nın konuşması

Cenazenin araca konulması

Cenaze aracının gidişi

SÜRE: 03'52" BOYUT: 429 MB

Haber: Akif ÖZDEMİR-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,

==================================================

3)RAHMİNDE SARGI BEZİ UNUTULAN KADININ ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN DOKTOR VE HEMŞİREYE CEZA

İZMİR'de, 2 yıl önce sezaryenle doğum yapan Harika Kanık (22), rahminde unutulan sargı bezi yüzünden vücudu iltihaplanınca yaşamını yitirdi. Kusurlu bulunan doktor Ü.Ç. ile ameliyathane hemşiresi H.C., 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan 2 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Üç ay süreyle mesleklerinden de ihraç edilen iki sanıkla ilgili hapis cezasında indirim de uygulanmadı. Karar duruşmasında ifade veren hemşire H.C., "Ben ameliyata girmedim. Çalıştığımız dönemde doktorlarla birlikte ameliyata giren personelin yerine, ameliyata girmiş gibi yasal olmayan bir şekilde bizim ismimiz yazılıyordu. Ameliyata giren personel ehliyetsizdi ve ameliyata girmesi yasal olmadığı için böyle bir yola başvuruyorlardı" dedi.

Buca'da oturan Harika Kanık, çocukluk aşkı, özel güvenlik görevlisi Figani Kanık (26) ile evlendikten sonra hamile kaldı, 13 Nisan 2016 tarihinde özel hastanede doğum yaptı. Sezaryenle yapılan doğumun ardından kızını kucağına alan genç kadının karnındaki ağrı ve halsizliği bir türlü geçmedi. Birkaç kez gittiği doğumu yaptıran kadın doğum uzmanı Dr. Ü.Ç., iddiaya göre ağrıların sezaryenden kaynaklandığını belirterek, ağrı kesici almasını söyleyip kadını evine gönderdi. Bu sorundan kurtulmak için çare arayan Harika Kanık'ın rahatsızlığına teşhis konulamadı. Doğumu yaptıran Dr. Ü.Ç., son olarak Kanık'ı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderdi. Burada tedaviye alınan Harika Kanık'ın kanında yüksek miktarda iltihap bulundu. İltihabın tedavi uygulanmasına rağmen düşmemesi üzerine Harika Kanık ameliyata alındı.

SARGI BEZİ UNUTULMUŞ

Özel hastanede doğumu gerçekleştiren Ü.Ç.'nin, Harika Kanık'ın rahminde sargı bezini unuttuğu, bunun zaman içerisinde rahim duvarına yapışmasıyla oranın parçası gibi algılandığı, zehirlenme ve ardından vücutta iltihaplanmaya neden olduğu saptandı. Farklı bölümlerde uzmanlaşmış cerrahların çağırıldığı 6 saat süren ameliyatta, Harika Kanık'ın rahminin tamamı ile idrar kesesinin bir bölümü alındı. Operasyondan sonra yoğun bakım ünitesine alınıp uyutulan Kanık, vücuduna yayılan iltihabın organlarında yarattığı tahribatın tedavi edilememesi üzerine, ameliyattan 8 gün sonra 23 Ekim 2016 tarihinde hayatını kaybetti.

MESLEKTAŞLARI DA KUSURLU BULDU

Bu arada aile adına avukatları Nilüfer Atılgan Balcı, İzmir Tabib Odası'na da şikayette bulundu. Bunun üzerine oluşturulan kurul, yapılan araştırma ve incelemelerin ardından Dr. Ü.Ç.'yi, 3 ay meslekten men etti. Kararlarının gerekçe bölümünde de "Ameliyat bölgesinde yabancı cisim unutulması ciddi bir özensizlik olarak değerlendirilmiş, hastanın vefatı ile sonuçlanmış süreçte Ü.Ç.'nin hata ve ihmali olduğu kanaatine varılmıştır" denildi.

İNDİRİMSİZ CEZA ALDILAR

Sürdürülen soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulu, doğumu yaptıran doktor Ü.Ç. ile malzeme sayımından sorumlu olan ameliyathane hemşiresi H.C.'yi kusurlu buldu. Bunun ardından Dr. Ü.Ç. ile hemşire H.C. hakkında taksirle ölüme neden olmaktan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle İzmir 29'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Doktor Ü.Ç. ile hemşiresi H.C., yargılama sonunda 2 yıl 6'ar ay hapis cezasına çarptırıldı, 3 ay süreyle mesleklerinden de ihraç edildi. İki sanıkla ilgili hapis cezası kararında indirim de uygulanmadı.

DURUŞMADA SKANDALI ANLATTI

Karar duruşmasında olaya dair çarpıcı açıklamalarda bulunan hemşire H.C., skandalın nasıl yaşandığını da gözler önüne serip, "Ben ameliyata girmedim. Defterdeki yazılar bana ait değil. Çalıştığımız dönemde doktorlarla birlikte ameliyata giren personelin yerine, ameliyata girmiş gibi yasal olmayan bir şekilde bizim ismimiz yazılıyordu. Ameliyata giren personel ehliyetsizdi ve ameliyata girmesi yasal olmadığı için böyle bir yola başvuruyorlardı" dedi.

ARŞİV GÖRÜNTÜLER

Taylan YILDIRIM/İZMİR, -

===============================================

4)6 FETÖ ŞÜPHELİSİ ADLİYEDE

SAMSUN merkezli 10 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik düzenlenen 'ankesörlü telefon' operasyonunda gözaltına alınan 12'si muvazzaf asker olmak üzere 17 şüpheliden 6'sı adliyeye sevk edildi.

Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttükleri soruşturma kapsamında, örgüt imamları ile ankesörlü telefon aracılığıyla iletişim kurduklarını belirlediği şüphelileri takibe aldı. Samsun merkezli Tekirdağ, Tunceli, Van, İzmir, Ordu, Ankara, Çanakkale, Kırklareli ve Kastamonu'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda, 12'si muvazzaf, 1'i daha önce meslekten ihraç edilen asker, 4'ü kapatılan Kara Harp Okulu öğrencisi olmak üzere toplam 17 şüpheli dün gözaltına alındı. Şüpheliler ifadeleri alınmak üzere Samsun İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 6 şüpheli bugün adliyeye sevk edildi. Diğer 11 şüphelinin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği belirtildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Şüphelilerin adliyeye getirilmesi

-Adliye dışından detay

(SÜRE: 37 sn) (BOYUT: 70 MB)

Haber-Kamera: Hüseyin KALAY/SAMSUN,

===================================================

5)MASTOB BAŞKANI BARUT: HER ŞEY DAHİL SİSTEMİ OLMAZSA OLMAZ

MANAVGAT Side Turizm ve Otelciler Birliği (MASTOB) Başkanı Cengiz Haydar Barut, her şey dahil sisteminin mecburiyetten doğduğunu belirterek, "Her şey dahil sistemi olmazsa olmaz. Değişme şansı da yok" dedi.

MASTOB Başkanı Cengiz Haydar Barut, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Manavgat Turizm Fakültesi'nde Kariyer Günleri etkinliği kapsamında düzenlenen söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. Turizm, otelcilik ve sektörde çalışma şartları konusunda öğrencilere bilgi veren MASTOB Başkanı Barut, soruları da yanıtladı. Manavgat'ta bakanlık belgeli 220 bin yatak olduğunu aktaran Başkan Barut, ilçenin Türkiye'nin en büyük turizm destinasyonu olduğunu ve turizm gelirleriyle ülke ekonomisine yıllık katkısının 3- 4 milyar dolara yaklaştığını söyledi.

'HERŞEY DAHİL SİSTEMİ MECBURİYETTEN OLUŞTU'

Türkiye'de bir süredir her şey dahil sisteminin eleştirildiğini ancak sistemin bir pazarlama stratejisi olduğunu belirten Barut, "Her şey dahil sistemi bir turizm biçimi, mecburiyetten oluşmuş bir turizm biçimi. İnsanlar artık her şey dahilin iyi para verip, kalitelisini yapıyor. Bu misafir için de bir rahatlık. Özellikle aileler için. Çünkü kaç lira olursa olsun, pahalı veya ucuz. Ne harcayacağını bilerek geliyor. Ondan sonra da varsa harcama kapasitesi dışarıda da harcıyor" dedi.

'HAKİKATEN HER ŞEY DAHİL YAPMAMASI GEREKEN TESİSLER VAR'

Her şey dahil sisteminin değişme şansının olmadığını belirten Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şey dahil sistemi olmazsa olmaz. Değişme şansı da yok. Biz neyi değiştirmeye çalışıyoruz? Her şey dahil sisteminin standartlarını. Biz son 2- 3 yıldır tüm toplantılarımızda, bakanlıkta yaptığımız toplantılarda her şey dahilin standartlarını değiştirmek için çaba sarf ediyoruz. Hakikaten her şey dahil yapmaması gereken tesisler var. Yiyecek içecek olarak ne verdiği belli değil. Ben plastik bardakta, ayran makinesinde, soğuk su makinesinde beyaz şarap gördüm. Bu hakikaten olmaz, ayıp. Gelen turiste de ayıp, kendimize de ayıp. Artık her şey dahilde de hizmet kalitesi o kadar hızla yükselmeye başladı ki yorum portallarına girdiğiniz zaman iyi tesisleri görüyorsun, kötülerde de kötü yorumları alıyorsun."

'EN İYİ GENEL MÜDÜRLER YİYECEK İÇECEKÇİLERDENDİR'

Turizm sektöründe rahatsız olduğu konuların başında öğrenci ve yeni mezun olanlardan tecrübe istenmesinin anlamsız olduğunu belirten Başkan Barut, öğrencilere otellerde satış pazarlama veya ön büro gibi bölümler haricinde diğer bölümleri tercih etmelerini istedi. Halkla ilişkiler, resepsiyon, ön büro bölümlerinin ışıltılı olduğunu söyleyen Başkan Barut, "Dünyanın en iyi otel genel müdürleri yiyecek içecekçilerdendir. Bunu unutmayın. Yani seyahat acentesi kökenli, ne bileyim ön büroda çalışmış, satış pazarlamada çalışmış değil, en iyi genel müdürler hep yiyecek içecekçilerden çıkar. Yiyecek içecekçi, tüm otelin ruhunu daha iyi tanır. Bunu da unutmayın. Tabii resepsiyon, ön büro, halkla ilişkiler daha ışıltılıdır, size cazip gelebilir ama benim size tavsiyem genç yaşınızda çekeceğiniz 2- 3 senelik sıkıntılar sizi ileride çok daha yüksek yerlere taşıyacak" diye konuştu.

'PERSONELİ TUTMAK İÇİN OTELLER AÇIK KALIYOR'

Bu sene ekim ayının sektörün beklentilerinin üzerinde geçtiğini belirten MASTOB Başkanı Cengiz Haydar Barut, gelecek yıl mart ayının da çok iyi göründüğünü söyledi. Turizm sektöründe en büyük sorunun kalifiye personel sıkıntısı olduğunu, bu nedenle otellerin çoğunun zararına da olsa personellerini elinde tutmak için otellerini açtığını anlatan Barut, şöyle dedi:

"Ben, geçen yıl 4 ay oteli kapattım, 140 personele ücret ödedim. Benim bildiğim 5 ay otelinin kapatıp, 200 personeline, çalışanların yüzde 70'ine ücret ödeyen arkadaşımız var. Personeli kaçırmamak için. Bazen eleştiri de alıyoruz aslında, 'Kışın niye ucuza bu otelleri açıyoruz. Birçok otelde Avrupalı evinde yaşadığından daha ucuza geliyor.' Çünkü kışın deniz ve güneş satamadığımız için 12 aya yayamıyoruz. 12 aya yaymak için tek silahımız fiyat. Fiyat kırıyoruz. Emin olun kasım ayından itibaren açık olan tesislerin tamamı zarar ediyor. Ama açık olduğu için hem personelin ücretini karşılıyor hem personelini tutmak için birçok tesis açık oluyor. Hedefte önümüzdeki günlerde hiç olmazsa turizm çalışanının 10 ayın üzerinde ücret alması. 10 ay, 11 ay ücreti başarırsak, turizmi biraz daha yayarsak, daha kaliteli elemanları sektöre kazandırmış olacağız."

MASTOB Başkanı Cengiz Haydar Barut, gelecek yıl turizm sektöründe ücretlere beklentilerin üzerinde zam yapılacağını da sözlerine ekledi.Söyleşinin sonunda AÜ Manavgat Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hacer Bakır Sert, MASTOB Başkanı Cengiz Haydar Barut'a teşekkür ederek çiçek verdi.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Söyleşiden genel görüntü

Cengiz Haydar Barut'un konuşması (4 parça)

Salondan detay görüntüler

Sahilden turist görüntüsü (Arşiv)

Turistler için havuz eğlencesi (Arşiv)

Yemek alan turistler (Arşiv)

Çıkış için bekleyen turistler (Arşiv)

486 MB /// 04.23"

Haber- Kamera: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

================================================

6)MUŞMULA ÇİFTÇİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

BURSA'nın İnegöl ilçesine bağlı kırsal Kurşunlu Mahallesi'nde alternatif ürün olarak yetiştirilen muşmulanın hasadına başlandı. Ekildikten yaklaşık 3 yıl sonra ürün vermeye başlayan muşmula (döngel), çiftçinin yüzünü güldürdü. Türkiye'nin tüm illerine çilek satışı yapan kırsal Kurşunlu Mahallesi'nde çiftçiler muşmula üretiminde de iddialı. Asıl gelir kapısı çilek olan bölgede, alternatif gelir kapısı ise muşmula oldu.

İnegöl ilçesinin Kurşunlu mahallesi geleneksel ürünü olan fasulyeden yeterli verim alamayınca ektiği ürünü değiştirdi ve bu sayede yüzü gülmeye başladı. 10 yıl önce yeşil fasulyeden umduğunu bulamayan, kurtuluşu çilek üretiminde bulan Kurşunlu halkının, çilek sayesinde yıllarca yüzü gülerken, alternatif ürün muşmula da çiftçinin beklentisini karşılamaya başladı.

BU GÜN İÇİN MEMNUNUZ

Muşmula hasadı yapan çiftçi Hüseyin Kandemir, Kurşunlu'nun çileğiyle ünlü olduğunu hatırlatarak, "Son birkaç yıldır muşmula (döngel) üretimi de parlamaya başladı. Yetiştirmesi elmaya, armuda göre daha kolay. Hasadı da oldukça kolay. Kar, kırağı yağmadığı sürece meyve zarar görmüyor. Bu gün için memnunuz. Yüzümüzü güldürüyor. Yeni başladık üretime. Mahallemizin alternatif ürünü olacak. İnşallah daha iyi seviyelerde olacak. Muşmulanın pazar sorunu yokö dedi. Muşmulanın bahçede 2.5 ile 3.5 TL arasında fiyattan satışının yapıldığını ifade eden Kandemir, "Bir dönümden 2 ton civarında meyve alıyoruz. Rekolte oldukça iyi. 50 dönüm alanda ekim yapıldı. 50 dönüm alandan 100 ton civarında ürün bekliyoruzö diye konuştu.

KIŞ AYLARINDA ÇOK TÜKETİLEN BİR MEYVE

Karadeniz bölgesinde de yetişen muşmula meyvesi çeşitli şekillerde tüketilir. Turşusu ve çayı yapılan muşmula meyvesi kış aylarında da çokça rağbet görür. Farklı yerlerde de kullanılan muşmula meyvesi marmelat olarak ta tüketilir. İnsan sağlığına bir çok faydası bulunan muşmula  C vitamini bakımından oldukça zengin ve az kaloriye sahip bir meyve. Muşmulanın pekmezi, sirkesi ve reçeli yapılarak da tüketiliyor.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-Genel görüntü

-Ağaçtan toplanması

-Kasalar halinde görüntüsü

-Çiftçi açıklama

-Detaylar

Haber/Kamera:  Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa),

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title