Dha Yurt Bülteni-10
(ÖZEL)BEDENSEL ENGELLİ OĞLUNA HAYATINI ADADIMuğla'nın Ortaca ilçesinde yaşayan 62 yaşındaki Halime Gün, doğuştan bedensel engelli oğlu Erhan Gün'e gözü gibi bakmasıyla takdir topluyor.
(ÖZEL)
BEDENSEL ENGELLİ OĞLUNA HAYATINI ADADI
Muğla'nın Ortaca ilçesinde yaşayan 62 yaşındaki Halime Gün, doğuştan bedensel engelli oğlu Erhan Gün'e gözü gibi bakmasıyla takdir topluyor.
Eşi pazarcılık yapan 5 çocuk annesi Halime Gün, olumsuz hayat şartlarına rağmen yaşam mücadelesinden hiç vazgeçmedi. Doğuştan elleri ve ayaklarını kullanamayan, en küçük çocuğu 31 yaşındaki Erhan Gün'e hayatını adayan Halime Gün, evladına gözü gibi bakmasıyla takdir topladı. Tüm gününü çocuğuna ayıran Halime Gün, akşamları dahi çoğu zaman uykusuz kalmasına rağmen hiç pes etmedi. Çocuğuna kol kanat gelip, yemeğinden temizliğine aksatmadı.Çocuğunu çok sevdiğini söyleyen Halime Gün, "Allah bana ömür verdiği sürece çocuğuma bakmaya, onun tüm ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğim. Engelli diye insan çocuğunu göz ardı edemez. Ben ona kıyabilir miyim? Dünyam sanki onun üzerine kurulmuş gibi. Şimdi bile tuvalete götürürüm, üzerini temizlerim, yemeğini yediririm. Üstü başı kokmasın diye çok dikkat ediyorum" dedi. Halime Gün, 2 damadı ile diğer çocuklarının engelli oğlunun bakımında kendisine çok yardımcı olduğunu belirtti. Annesini çok seven Erhan Gün ise, "Ben, Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan'ı çok seviyorum. Onu görmek çok istiyorum" dedi. Başta kendi annesi olmak üzere tüm annelerin gününü kutladı.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
Halime Gün ile röp.
Erhan Gün ile röp.
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Cihan KAYA / ORTACA (Muğla),
======================================================
(ÖZEL)
ENGELLİ OĞULLARINA YILLARDIR GÖZÜ GİBİ BAKIYOR
Muğla'da yaşayan 68 yaşındaki Semiha Topbaş, doğuştan görme ve zihinsel engelli iki oğluna bebek gibi bakıyor. İki yıl önce yakalandığı göğüs kanseri hastalığını da yenen Topbaş, fedakarlığıyla takdir topluyor.
Muğla'nın merkez ilçesi Menteşe'de yaşayan Semiha Topbaş, fedakarlığıyla takdir topluyor. 46 yıl önce Nihat ismini verdiği ilk çocuğunu kucağına alan Semiha Topbaş, oğlunun görme ve zihinsel engelli olduğunu öğrenince üzüntü yaşadı. Nihat'ın ardından 2 yıl sonra doğan ve Ali ismini verdiği diğer oğlunun da aynı rahatsızlıkları taşıması, Semiha Topbaş'ın üzüntüsünü arttırdı. Semiha Topbaş'ın son çocuğu Metin Topbaş ise sağlıklı olarak dünyaya geldi. İki engelli oğlunu bağrına basan Semiha Topbaş, 2016 yılında ise göğüs kanseri hastalığına yakalandı. Doktorların ameliyat etmesinin ardından moralini yüksek tutan Topbaş, amansız hastalığı yenmeyi başardı.Semiha Topbaş'ın yaşlılığa bağlı yürümekte güçlük çeken işçi emeklisi eşi 74 yaşındaki Mustafa Topbaş'ın emekli maaşı ve çocuklarının evde bakım ücreti ile aile geçimini sağlıyor. Ailenin tüm yükü ise Semiha Topbaş'ın üzerinde bulunuyor. Sabah erken kalkarak 2 engelli oğlunun kahvaltısını yaptıran, öğlen ve akşam yemeklerini yediren eli öpülesi anne Topbaş, "Çocuklarıma bakmak benim için hiç zor değil. Yemeklerini yediriyorum, banyolarını yaptırıyorum. Her ihtiyaçları ile yakından ilgileniyorum. Oğlum Ali her yere benimle gitmek istiyor. Onların gülüşü dünyalara bedel. Herkes engelli olabilir. Benim durumumda olan ailelerin evlatlarına sahip çıkmasını istiyorum. Sakın yavrularını kırıp incitmesinler. Hayatımız imtihanlar ile geçiyor" dedi. Topbaş ailesini evlerinde ziyaret eden Muğla Engelliler Derneği Başkanı Emine Çakıroğlu ise, "Semiha teyzeyi 10 yıldır tanıyorum. İki delikanlımıza sabır ve özveriyle bakıyor. Haberli ya da habersiz ne zaman evlerine gelsem odaları mis gibi. Bizim için çok önemli annemiz. Göğüs kanseri tedavisi süresince bile çocuklarını hiç ihmal etmedi. Kendisinin Anneler Günü'nü içtenlikle kutluyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Semiha Topbaş, eşi ve engeli oğulları ile görüntüsü
-Semiha Topbaş'ın oğullarına sarılması ve öpmesi
-Semiha Topbaş ve ziyarete gelen Engelliler Derneği Başkanı Emine Çakıroğlu ile sohbet etmesi
-Semiha Topbaş'ın çocuklarına su içirmesi
-Röp. Semiha Topbaş
-Röp. Emine Çakıroğlu
3 dakika 35 saniye
Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA,
=============================================
(ÖZEL)
ELİ ÖPÜLESİ ANNE
Aydın'ın İncirliova ilçesinde, engelli oğluna, yatalak kayınvalidesine ve eşinin zihinsel engelli ağabeyine bakan 54 yaşındaki Nurcan Kesgin, onlara hayatını adayarak annelik yapıyor.
Kurtuluş Mahallesinde yaşayan Kesgin ailesinin annesi Nurcan Kesgin, el ve ayaklarını kullanamayan bedensel engelli oğlu 25 yaşındaki Zafer Kesgin, belden aşağısı felçli kayınvalidesi 90 yaşındaki Huriye Kesgin ve eşinin zihinsel engelli ağabeyi 56 yaşındaki Necati Kesgin'e yıllardan beri sabır ve özveriyle bakıyor. Yemek ve bakımlarıyla titizlikle ilgilenen Nurcan Kesgin, mücadelesiyle takdir topluyor. Tüm annelere sabır dileyen Nurcan Kesgin, "Zafer karnımdayken doğum öncesi havale geçirmiş. 25 yaşında ama bakımı bir bebek gibidir. Altının değiştirilmesi dahil her şeyini ben yapıyorum. Babası da tabii ki yardımcı oluyor, o dışarıda biz içeride görevliyiz. Her yere götürüyoruz, 24 saat birlikteyiz. Tuvalette, banyoda ve yatarken hep yanındayım, tırnaklarımızı bile birlikte kesiyoruz. Özel eğitim okuluna götürüyorum" dedi. Hepsinin adeta bir çocuktan farkının olmadığını ifade eden Keskin, "Oğlum Zafer ile birlikte eşimin ağabeyi Necati'ye ve yine 4.5 buçuk yıl önce kısmi ferç geçirerek yatalak olan eşimin annesi Huriye Kesgin'e de aynı anda bakıyorum. Üçünün de her şeylerini biz yapıyoruz. Çocuktan hiç farkları yok. Bizler onlar için fedakar olmak zorundayız. Her şeyimizle fedakarlık yapmak zorundayız. Maddi ve manevi destek olmak zorundayız. Annelerin bu tür konularda çok sabırlı olmalıdır. Çünkü böyle bir işin mükafatı çok büyük olabilir" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
Anne Nurcan Kesgin ile röp.
Evden ve bakımını üstelendiği Zafer Kesgin görüntü
Necati Kesgin ve Huriye Kesgin'den görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN,
==========================================
(ÖZEL)
HAYIRLI EVLATLAR VE MUTLU ANNELER BULUŞTU
İzmir Kent Hastanesi'nde çocuklarından nakledilen karaciğer ve böbreklerle ikinci hayata başlayan anneler, hayırlı evlatlarıyla Anneler Günü kutlamasında bir araya geldi. Verdikleri hayat hediyesi ile annelerine yeni bir yaşamın kapılarını açan çocukları haklı bir gurur ve sevinç yaşarken, hepsinin ortak söylemi, "Annelerimiz başımızın tacı, onlara canımız feda" oldu. Anneler de dünyaya hayırlı evlatlar getirmiş olmanın gurur ve mutluluğunu bir kez daha yaşadı.
Türkiye'de kadavradan bağışların yetersiz olması yüzünden pek çok böbrek ve karaciğer yetmezliği hastası yaşama canlı donörlerden nakledilen organlarla tutunuyor. Hastalar çocuklar ise, anne babalar hiç tereddütsüz gönüllü donör oluyor. Eğer nakil olması gerekenler anne babalarsa da bu kez çocukları sıraya girip canlı donör oluyorlar. İşte bu durumdaki annelerine organ donörü olmuş, çoğu çoluk çocuğa karışmış kadın ve erkekler, Anneler Günü öncesi, nakillerinin gerçekleştiği İzmir Kent Hastanesi'nde buluştu. Anneler ve evlatları, Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç ve ekibi ile böbrek nakli ekibinden Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok'un da katıldığı kutlamada bir araya geldi. Kendilerini dünyaya getiren annelerine armağanların en büyüğü, en kutsalı olan 'hayat hediyesi' veren çocukları, birer buket çiçekle annelerinin bu özel gününü kutladı.
HAYIRLI EVLATLAR DÜNYAYA GETİRMENİN GURUR VE MUTLULUĞU
Özel Anneler Günü kutlamasına en yeni nakilli hasta da katıldı. Henüz hastanede nekahat dönemini geçiren 14 Nisan 2018'de oğlu Alper Yoldaş'dan (26) alınan karaciğer dokusu nakledilen Sevgi Yoldaş (53) kutlamaya pijamalarıyla geldi. Karaciğer nakli olan anneler; Zinet Demirkıran (59) (nakil tarihi 19 Nisan 2017), Güzin Özeren (55) (nakil tarih: 10 Şubat 2016) Neriman Çakmak (50) (nakil tarihi 1 Mayıs 2013), Safiye Çakır (66), (Nakil tarihi 30 Mart 2017), Şenay Dinçdeveci (62), (nakil tarihi 22 Eylül 2016), Şükriye Çatal (67) (Nakil tarihi 28 Temmuz 2015) ile vericileri evlatları Faruk Demirkıran (30), Gökhan Özeren (28), İbrahim Çakmak (28), Hüseyin Çakır (29), Aydın Dinçdeveci (35), Nuray Akkeçi (44) ve 28 Eylül 2017'de kızı Fatma Günbaş'tan (33) alınan böbrek nakledilen Nuran Bardakcı'nın (58) katıldığı kutlamada duygu dolu anlar yaşandı.
ANNEME VERDİĞİM EN GÜZEL HEDİYE
Evlatlarının ameliyat masasına yatmalarını istemeyen, ancak ısrarlarına yenik düşüp onların organlarıyla yeni bir hayata başlayan anneler ve evlatları duygularını şöyle dile getirdi: Nuran Bardakçı, "10 yıldır diyalize giriyordum. Son günlerim çok kötü geçti. Kızımdan istemezdim böyle bir şey. Bana hayat hediyesi verdi, Rabbim kızıma benim yaşadıklarımı yaşatmasın" derken kızı Fatma Günbaş, nakil gündeme geldiğinde babasıyla birlikte annesini kaybetmekten çok korktuklarını belirtti. Fatma Günbaş, "En doğru kararı verdim ve şimdi çok mutluyuz. Bu yaşıma kadar anneme verdiğim en güzel hediye diye düşünüyorum" dedi.
Sevgi Yoldaş kendisine hayat veren oğlunu bağrına basarken, oğul Alper yoldaş, şunları söyledi: "Çok mutluyum. Annem sayesinde bende can bulan şey şimdi ona can veriyor. Bunun en güzel yanı o. Anneme gönüllü olurken hiç tereddüt etmedim. Korku vardı ama günü gelince o korku da kalmıyor. Vereceğin kişi annem, beni dünyaya getiren annem. Canım feda."Kızının ısrarlarına karşın iki kez karaciğer nakli olmaktan kaçtığını, sonunda ise yakalandığını belirten Şükriye Çatal, "Kızıma ben yaşımı aldım, nakil istemiyorum dedim, dinletemedim. Ben onun annesiydim şimdi o benim annem oldu. Çok mutluyum, doktorlarımıza da çok teşekkür ediyorum" dedi. Kızı Nuray Akkeçi ise, "Annemin hastalığı 15 yıl önce başlamıştı, ilaçlarla dondurulmaya çalışılıyordu. Ancak sarılığı arttı, nakil kararı verildi. Annem istememişti hiç nakil olmayı. Erkek kardeşim yurtdışındaydı, kız kardeşim yeni doğum yapmıştı, eşim gönüllü oldu, ama testler olumsuz çıktı. Ben ilk baştan istiyordum ve nasip banaymış, çok mutluyum" diye konuştu.
"EVLADIM SAYESİNDE İKİNCİ BAHARIMI YAŞIYORUM"
Test sonucunun olumlu çıkması üzerine hemen annesini nakil için Kent Hastanesi'ne getirdiğini, naklin üzerinden 5 yıl geçtiğini belirten İbrahim Çakmak, donör olduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Çocukların annelerini düşündüğünü belirten anne Neriman Çakmak, "Ancak anneler çocuklarını onlardan daha çok düşünüyor, onların hayatını, geleceğini, nasıl etkileneceğini düşünüyor. Ancak iki oğlum da benim için bu kararı hiç tereddütsüz verince çok mutlu oldum. Çocuklarımla gurur duyuyorum ve şu anda ikinci baharımı yaşıyorum" dedi.
ÇOCUKLARI ANNELERİNİ GÖZ GÖRE GÖRE KAYBETMEK İSTEMİYOR
Öte yandan İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç neden canlı vericilere başvurulduğunu şöyle anlattı: "Ülkemizdeki organ nakillerinin çoğu canlı vericilerden yapılıyor. Yüzde 80'i canlıdan, yüzde 20'si kadavradan. Bunun nedeni de beyin ölümü olduktan sonra organ bağışlarının yeterli sayıda olmaması. Ülkemizde aile bağları kuvvetli olduğu için aileden herkes yardıma koşmaya çalışıyor. Bir çocuk hasta olduğunda anne ve babalar hiç düşünmeden çocuklarının hayatını kurtarmak için ameliyat masasına yatıyorlar. Ancak anne-babalar hasta olduğunda durum daha karmaşık bir hal alıyor. Çünkü anne ve babalar çocuklarından organ almak istemiyorlar. Özellikle karaciğer nakli bekleyen hastalarda böbrekteki gibi bir diyaliz şansı olmadığından nakil olmazlarsa kaybedilmeleri söz konusu. Çocuklar da göz göre göre annelerini kaybetmek istemediklerinden anneleri için verici oluyorlar. Bu ameliyatın riskinin yüzde 1 düzeyinde olduğunu düşünürsek, göze alınabilir bir risk olarak aileler tarafından kabul edilmekte. Uzun dönemde karaciğer kendini yenilediği için eski hacmine kavuşuyor ve kalıcı bir sağlık problemi yaratmıyor. Bu durumda çocuklar annelerine yaşam hediyesi sunmuş oluyorlar. Canlı vericili nakillerde Türkiye dünyanın en başarılı ülkelerinden birisi konumunda. Kore ve Hindistan ile birlikte bu konuda dünyanın ilk 3 ülkesi içinde."
Görüntü Dökümü
-------------------------------
Anne ve evlatlarından görüntü
Nuran Bardakcı- Fatma Günbaş, Sevgi Yoldaş- Alper Yoldaş, Şükriye Çatal- Nuray Akkeçi, Neriman Çakmak- İbrahim Çakmak ile röp.
Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. murat Kılıç röp.
Çocuklar annelerine çiçek verirken,
-Anneler pasta keserlerken,
-Çocukları annelerine pasta yedirirken
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,
==========================================
15 YIL SONRA 'KORUYUCU AİLE' OLARAK EVLAT MUTLULUĞU YAŞADILAR
SAMSUN'da yaşayan Halime (53) ve Selçuk Karslı (55), çifti 15 yıl süren evlat hasreti sonucunda devlet korumasında olan bir çocuğa koruyucu aile olmaya karar verdi. Çift, yaptıkları başvuru sonucunda 3,5 yıl önce G. adlı erkek çocuğun koruyucu ailesi oldu. Çocuğun aileye katılması Karslı çiftine yaşam sevinci verdi. Halime Karslı, oğlunun ilk defa kendisine 'Anne' dediğinde tarifi imkansız bir duygu yaşadığını söyledi.İlkadım ilçesinde yaşayan Halime ve Selçuk Karslı çifti yaklaşık 15 yıl boyunca evlat sahibi olmak istedi. Tedavi yöntemleri deneyen çift bir sonuç alamayınca Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvurarak devlet korumasında bulunan bir çocuğa 'koruyucu aile' olmak istediklerini bildirdi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Süleyman Yançatoral Çocuk Yuvası'nda bulunan G. isimli erkek çocuğa, çiftin koruyucu aile olmasına karar verildi. 31 Aralık 2014 tarihinden itibaren çocuk, Karslı çifti ile birlikte yaşamaya başladı. Çocuğun aileye katılması, Karslı çiftine yaşam sevinci verdi.
Halime Karslı, G.'nin 3,5 yıldır ailelerinin bir üyesi olduğunu söyleyerek, "Bizim evladımız, oğlumuz oldu. Sadece eşimle ben değil bütün aile fertlerimiz onu çok sevdi. Oğlumun Anneler Günü'nde gelip beni öpmesi, kutlaması çok güzel, çok tatlı bir duygu. Tarifi imkansız bir duygu. 15 yıl bu duyguyu yaşamak için bekledik. Çok uzun bir zaman. 15 yıl sonra G. ailemize gelince evimize sanki bir hayat geldi, neşe doldu, pozitif bir enerji geldi. O benim canım. Bir anne kendi doğurduğu evladına ne yapıyorsa ben de ona aynısını yapıyorum. Benim gözümde hiçbir farkı yok. Biz onu evladımız olarak görüp bakıp, seviyoruz. İlk defa 'Anne' dediği zaman çok başka bir duyguydu. Tarifi anlatılamayacak bir histi. Onu yüreğimin içine soktum ben" dedi.
Uzun zaman süresince eşi ile bir evlat sahibi olmak istediklerini dile getiren Selçuk Karslı ise "Çeşitli tedaviler gördük, birçok yere başvurduk ancak bir türlü nasip olmadı. Sonra bir arkadaşımız vasıtasıyla bu uygulamadan haberimiz oldu. Aslında evlat edinmek istiyorduk ancak o zaman yaşımız nedeniyle uygun görülmedi. Biz de koruyucu aile olmak istedik. İyi ki G.'nin koruyucu ailesi olmuşuz. Çocuk sahibi olsun olmasın her aileye koruyucu aileye olmayı tavsiye ediyoruz. Eşimle çocukları seviyorduk ama koruyucu aile olduktan sonra bu sevgiyi daha farklı tattık. Mutlu bir yaşantımız var. G.'ye anne ve baba olduk o da bize bir evlat oldu. Anne ve baba olmak çok başka bir duyguymuş bunu öğrendik" diye konuştu.
Samsun Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Tekin Balcı ise Samsun'da 151 koruyucu aile yanında 166 çocuk bulunduğunu belirterek "Devletimiz kurumlarımızda bulunan çocuklarımızın her türlü ihtiyacını en iyi şekilde karşılıyor. Onların tek ihtiyaçları bir aile ortamı, anne ve baba sevgisini yaşamak. Bu anlamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız 'koruyucu aile' uygulamasına çok önem veriyor. Biz de kentimizde bu uygulamanın geliştirilmesi için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızdan koruyucu aile olarak kurumlarımızda bulunan çocuklarımızın yetiştirilmesinde sorumluluğu birlikte paylaşmayı istiyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü-HD
------------------------
-Çiftin çocukla ilgilenmesi
-Çocukla oyun oynamaları
-Çocuğu parka götürmeleri ve parkta oynaması
-Halime Karslı ile röportaj
-Selçuk Karslı ile röportaj
(SÜRE: 04.06 DK.)-(BOYUT: 460 MB)
Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-SAMSUN,