Haberler
Kamu kurumu 515 sürekli işçi ilanına çıktı

Kamu kurumuna yüzlerce işçi alınacak

İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Dha Yurt Bülteni-10

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BAKAN YILMAZ: MESLEKİ EĞİTİM ORTAOKULDAN BAŞLAYACAK MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alındığını belirterek, "Mesleki eğitime lisede yönlendiriyoruz.

BAKAN YILMAZ: MESLEKİ EĞİTİM ORTAOKULDAN BAŞLAYACAK

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alındığını belirterek, "Mesleki eğitime lisede yönlendiriyoruz. Bazen lisede geç kalmak söz konusu oluyor. Bazı bölümlerde mesleki eğitime ortaokulda yönlendirebilir miyiz diye uluslar arası boyutta çalışma yapıyoruz. Meslek eğitimini memleket meselesi olarak görüp gereğini yerine getirmeliyiz" dedi.

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bursa'nın İnegöl ilçesindeki Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampusunu ziyaret etti. Ziyarette yaptığı açıklamada, özel okullarda ve özel okullaşmada Türkiye'nin en önde gelen illerinden birinin Bursa olduğunu belirten Bakan Yılmaz, "Bu da Bursa'da eğitime kamudan daha fazla önem verildiğini gösteriyorö dedi. İnegöl Mesleki Eğitim Kampusunu eğitime kazandıran Mehmet Yıldız'a teşekkür eden Yılmaz, "Bu külliyeyi eğitime kazandırdı, ama ailesinin de desteğini almasa bu mümkün olmazdı. Onu destekleyen ailesine de sonsuz teşekkür ediyoruz. Eğitim, bir milletin, kendi memleketine ve insanına yapabileceği en güzel şeydir. Katma değeri en yüksek çalışma eğitim konusundaki çalışmadır. Dolayısıyla eğitim iyi olursa her şey iyi olur, eğitim her şeyin temelidirö diye konuştu. "Mesleki eğitimi memleket meselesi olarak görüp gereğini yerine getirmeliyiz" diyen Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, şunları söyledi: "Ara eleman sıkıntısı var. Sıkıntı var ama söylenmiyor. Gelin bu yükü beraber taşıyalım. O halde meslek eğitimini memleket meselesi olarak görüp gereğini yerine getirmeliyiz. Türkiye'deki oranı yüzde 40'ın  üzerinde. Bursa'daki bu oran Türkiye ortalamasının üzerinde. Biz bunu yüzde 60'a çıkarmak istiyoruz. Geçen yıl okulda bin öğrenci vardı. Burayı doldurmamız lazımdı. Marifetin gereğini yerine getirmemiş, iltifatı gerçekleştirmemiş olurduk. Merkezdeki okuldan buraya taşıma yapmamız gerekirdi. İlave ücret çıkarsa bunu yerine getiririz dedik. Geçen yıl bin 400 civarındayken bu yıl 3 bin 300 civarı öğrenci var. Emeği geçenlere teşekkür ederim. Bu tip kampus okulu sistemi Türkiye'de yabancı bir sistem. Yeni bir sistemi hayata geçirdik. Yönetmeliğini bile daha yayınlamadık. Bu başarılı olursa Türkiye'nin diğer bölgelerine de yaygınlaştırırız. Bu kampusun başarıya ulaşacağını göstermemiz lazım."

"MESLEKİ EĞİTİMLERE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ"

Son yıllarda meslek eğitimlere büyük önem verdiklerini, çıraklık eğitimini  zorunlu eğitim kapsamına aldıklarını anlatan Bakan Yılmaz, "Lisede mesleki eğitime yönlendiriyoruz. Bazen lisede de geç kalmak söz konusu oluyor. Bazı bölümlerde ortaokula yönlendirebilir miyiz diye uluslar arası boyutta çalışıyoruz. Bir keman virtüözü anaokulundan başlar, bir sporcu çok daha önceden başlar. Hem kendi gelişimine engel olmayacak şekilde hem de mesleğini etkilemeyecek şekilde bir yöntem bulmak lazım. Çıraklık eğitimini bitirenlere ustalık belgesi, kredi, hibe vereceğiz. Kendi işyerini açsınlar. Eğitimin amacı insanı üretime yönlendirmektir. Bilgi ürüne dönüşmeli. Bilgi ürüne dönüşürse Türkiye kalkınmış demektir. Tam bağımsızlık nitelikli bilgiyi ürüne dönüştürmekten geçiyor. Bizim insanımız bilgiyi ürüne dönüştürmeli, bu beceriyi kazanmalı. Bu kanunla birlikte tüm meslek lisesi mezunlarına teknisyen unvanı verilmesini sağladık. Mutlaka beceri eğitiminin alınması, öğrencilerin staja tabi tutulması gerekli. Bazı işyerlerinde de bu zorunlu. Bu işletmelerin öğrenciye vermek zorunda oldukları staj ücretini devlet olarak biz ödüyoruz. Bu kapsamda 200 milyon lira ödedik. Devam eden öğrencilerimize okula girdikleri andan mezun oldukları ana kadar iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik sigortalıyoruz" diye konuştu.

TEMATİK LİSESELER

Tematik liselerin bir bölgenin durumuna göre açıldığını ve bu yıl 19 tematik lise açtıklarını belirten Bakan Yılmaz, "Uçakla ilgili, kuyumculukla ilgili, ayakkabıyla ilgili tematik liseler var, bunları yaygınlaştıracağız. OSB'lerde açılan özel mesleki ve teknik liselere destek veriyoruz. 41 bine yakın öğrenciye bu kapsamda destek veriyoruz. OSB'nin içindeki bu okullar daha çok tecrübe katabiliyor ve okulu bitiren öğrenciler OSB'de işe giriyorlar. Sadece OSB içinde açılan değil dışında açılan okullara da destek vermeye başladık. 4-6 bin lira arasında 41 bin öğrenciye destek veriyoruz. OSB'lerin içinde açılanların başarılı olduklarını gördük, 2 yıllık meslek yüksekokulların açılmasına da destek verilmesi için YÖK bütçesine kaynak koyma kararı aldık. O kaynakla desteklerde bulunacağız. Taş üstüne taş koyarak 2023'e kadar meslek eğitimini yüzde 60'ın üzerine getireceğiz. Bu memleket meselesi. Bunu yaparsak ülkemize yaptığımız en büyük işi yaparız. Meslek liselerindeki okul aile birliğini, veli-öğrenci desteğini sağladığımızda başarıya ulaşacağız. Türkiye'nin meslek eğitimini özel bir yere getireceğiz" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE YILDIZI PARLAYAN TEK ÜLKE"

"Uludağ'ın tepesinde olanlar Uludağ'ın büyüklüğünü, heybetini anlayamazlar. Büyüklüğü anlamak için tepelerden inmek gerekir, düzdeyken bakmak lazım" diyen Bakan Yılmaz, "Avrupa'ya Afrika'ya bakın. Dünyanın neresine bakarsanız bakın Türkiye'nin çok büyük gelişim ve atılım sağladığını söylüyor. Bu ülkeler arasında yıldızı gittikçe parlayan tek ülke Türkiye'dir. Bu bizim bakış açımız değil, dışarıdan bakan insanların görüşüdür. Türkiye herkesin umudu… İyi şeyler yaparsanız umudu yarına taşırsınız. Hata yaparsanız umutlar kırılır. 21. yüzyılı Türkiye'nin asrı yapacağızö dedi. Türkiye'nin beşeri sermayesini kendisine güç olarak dönüştürmeyi başarabilmiş bir ülke olduğuna vurgu yapan Bakan Yılmaz, "Bunu da eğitim sistemine borçluyuz. Her alanda daha iyi eğitimler gerçekleştirdik. Memnuniyet oranında Japonya, İspanya, İtalya ve birçok ülkeden çok daha iyiyiz. Hem hizmeti alanı hem de hizmeti vereni daha iyi eğitebilseydik daha iyi yerlere gelirdik. Eğitimin bugün geldiği seviye çok iyi. Daha iyiye götürmemiz lazım. Her şey iyi gidiyor da bu değişiklikler ne? Hedefiniz büyükse yapacaklarınız daha fazladır. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline getirmek istiyoruz. Bunu yapabilmek için de daha çok çalışmak lazım. Çalışacağız ama bunda en büyük yük eğitimin üzerine düşüyor. Devlet ve millet el ele verip bunu gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Bakan Yılmaz, daha sonra İnegöllü hayırsever işadamı Abdullah Ezim  tarafından annesi Hacı Fatma Ezim adına yaptırılacak olan 24 derslikli ilkokulun protokolünü imzaladı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Genel görüntü

Bakan açıklama

İmza töreni

Detaylar

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), -

=================================

HDP'Lİ BALUKEN'E 16 YIL 8 AY HAPİS CEZASI

HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, tutuklu yargılandığı davada, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' ve 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016'da  tutuklanan, 30 Ocak günü yapılan ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ve savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in yargılanmasına Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Sincan Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'li Baluken, davanın bugün görülen duruşmasına SEGBİS sistemi ile katılırken, duruşmayı HDP EŞ Genel Başkanı Serpil Kemalbay ve milletvekilleri de izledi. Duruşmada söz hakkı verilen savcı, önceki celselerde açıkladığı esas hakkındaki görüşünü tekrar ederek, Baluken'ın 11 yıldan 47 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi.

"SON KHK İLE 1 YILDIR HÜRRİYET GASPINA UĞRADIĞIM ORTAYA ÇIKTI"

Esas hakkındaki savunması alınan İdris Baluken ilk duruşmada söylediği birçok konunun Türkiye veya dünya kamuoynda yaşanan gelişmelerle doğrulandığını belirterek, "Siyasi iktidarın, yargı organlarının, mahkemelerin sorumluluk alarak elini taşın altına koymak yerine, süreci kotarmaya çalışan tutumlarını üzülerek izliyorum. İlk duruşmada verilen tahliye kararına rağmen, 1 yıla yakın süredir hukuksuz şekilde tutukluyum. Son yayınlanan KHK'daki bir madde adeta itiraf niteliğindedir. Son KHK ile açık şekilde hürriyet gaspına uğradığım ortaya çıktı. Mütalaadaki eylemler siyasi parti etkinlikleridir. Suçlamalar kürsü dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu noktasında ele alınmalıydı. Örgüt talimatı ile gösterilere katıldığım iddiasını asla kabul etmiyorum. Ben 100 binlerce oyla seçilmiş bir milletvekiliyim. Halkın iradesini temsil ediyorum. Partimin görevlendirmeleri dışında hiç kimseden talimat almadım. Bu tarz imaları bile kişiliğime ve temsil ettiğim seçmenin iradesine hakaret olarak görüyorum. Bunu kendi onuruma karşı suç sayarım"dedi.

"KONUŞMALARIMIN SORUŞTURMAYA KONU EDİLMESİ ANAYASA İHLALİDİR"

Çözüm süreci kapsamında en önemli müzakerelerde bizzat yer aldığını belirten Baluken, "O dönem Adalet Bakanı, Başbakan ve devletin ilgili bürokratlarıyla sayısız toplantıya katıldım. Ülke barışına katkı sağlama noktasında o çalışmaların son derece önemli ve hayati olduğu kanaatindeyim. 2013-2015 yılları arasındaki boşluk bile şahsımla ilgili olayın hukuki boyutundan çok siyasi açıyla ele alınmak istendiğini ortaya koyuyor. Ben bütün hayatını insan yaşamına adamış olan bir hekimim. Bu şekilde yaşama yaptığım katkıların yeterli olmadığını gördüğüm için siyaset yapmaya karar verdim. Şiddete çağrı yaptığım suçlamalarını reddediyorum. Konuşmalarımda savaş ve çatışma yöntemleri yerine müzakere yöntemlerini esas alan barış politikalarına gelinmesine vurgu yaptım. Ben ayrım yapmadan bu ülkenin hiçbir yurttaşının can kaybının olmasını istemiyorum. Meclise, siyasi partilere, STK'lara çağrıyı içeren konuşmalarımın şiddete çağrı şeklinde ele alınmış. Konuşmalarım, kürsü dokunulmazlığı ve mutlak yasama sorumsuzluğu kapsamındadır. Bunlann soruşturmaya konu edilmesi bile anayasayı ihlaldir " diye konuştu.

16 YIL 8 AY HAPİS

Sanık avukatları Reyhan Yalçındağ Baydemir, Mesut Beştaş ve Muharrem Erbey'in savunmalarının ardından duruşmaya yarım saatlik ara verildi. Daha sonra kararını açıklayan mahkeme Baluken'in, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak', 4 kez 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' ve 4 kez 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Baluken hakkında, 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçu da dahil olmak üzere 7 suçtan beraat kararı verilirken, 5 suçtan ise yargılamanın ertelenmesine hükmedildi. Mahkeme, Baluken'in tutukluluğunun devamına karar verdi.

HDP EŞ BAŞKANI KEMALBAY'DAN KARAR DEĞERLENDİRMESİ

Milletvekilleri ile birlikte duruşmayı izleyen HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay adliye önünde yaptığı açıklamada, bir kez daha hukuk katliamıyla karşı karşıya kaldıklarını ileri sürerek, "İdris Baluken, HDP'nin en kıymetli milletvekillerinden ve grup başkan vekili olarak siyasi faaliyetini gerçekleştirdi. 6 milyonunun iradesini parlamentoda ve Türkiye coğrafyasının her yerinde temsil etti. Sadece siyasi faaliyetini yapan bir milletvekiline hukuksuz, dayanaksız, evrensel ilkelerle hiçbir alakası olmayan,anayasayı ve yasaları, hukuku tamamen yok sayan kararlarla bugün ceza verilmiştir. Verilen bu ceza tam bir siyasi soykırım kararıdır. Hukukun katledilmesi kararıdır. HDP'ye yönelik bir saldırıdır. Buradaki karar hukuki bir karar değil. Tamamen siyasi bir karardır. Bu siyasi kararın sonuçlarını da bu ülkeyi yönetenler, iktidar misliyle sonuçlarına katlanacaktır "dedi.

Görüntü Dökümü:

-Adliyeden görnütüler

Güvenlik önlemleri

Kemalbay ve vekillerin adliyeden çıkışı

-Kemalbay"ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Felat BOZARSLAN-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,-

==========================================

SARAR: TERMİK SANTRAL ESKİŞEHİR'E YAKIŞMAZ

ESKİŞEHİR'de tekstil sektöründe faaliyet gösteren Sarar Şirketler Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, Alpu Ovası'na kurulması planlanan termik santralle ilgili, "Termik santral Eskişehir'e yakışmaz. Eskişehirli temiz havayı sever, suları sever, dağları sever. Şehrimize sahip çıkmamız lazım" dedi.

Sarar Basma Fabrikası'nda gazetecilerle biraraya gelen Cemalettin Sarar, Sarar'ın 1944 yılında 12 metre karelik bir dükkanla başlayan iş serüvenin bugün 5 bin çalışanıyla sürdüğünü belirtti. Cemalettin Sarar şöyle devam etti:

"Bayat Pazarı'ndaki 12 metrekarelik dükkanla işe başladık. 12 metrekarelik dükkan 24 oldu, 24 metrekare 48 oldu. 3-5 kişiyle çalışırken 14 kişi olduk. Atölyemizi büyüttük, işlerimizi büyüttük. Avrupa'ya ve Türkiye'ye mal satmaya başladık. Böyle sata sata dedik ki; dünya markası olacağız dedik. 1980 yıllarında lambalar yanmıyordu, gaz yağı yoktu, benzin, mazot yoktu Türkiye'de. Asarcıklı Caddesi'nde bir bina yaptık. Oraya makineler aldık. Ama elektrikler 4 saat kesiliyordu. Allah'a şükürler olsun Türkiye bunu yendi."

'ÇİN'E BİLE MAĞAZA KURDUK'

Sarar şirketinin nasıl büyüdüğünü de anlatan Cemalettin sarar, "Almanya'ya gittim, oradan 5 tane kullanılmış makine aldım. 1983 yılında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde 2 arsa aldık. Daha sonra Sarar'ı Avrupa'nın en büyük firmalarından birisi yaptık. Çin'e bile mağazamızı kurduk. Rusya'ya gidin bizim mağazamız var. Bizim için bu büyük bir kıvanç. Dünyanın her köşesinde, 5 kıtada, 55 ülkede 100'den fazla mağazamız var. Türkiye'de de 200'ün üzerinde mağazamız var. Yaş 75 ama hala koşuyoruz" dedi.

'ÇALIŞANLARIMIZIN YÜZDE 90'I KADN'

Bir süre Eskişehir Ticaret Odası başkanlığı görevinde de bulunan Cemalettin Sarar, Eskişehir için var olduklarını söyledi. Sarar, "Şu anda Sarar'da çalışan sayımız 5 bin kişinin üstündedir. Bunların da 90'ı kadın çalışanlarımızdır. Çalışanlarımızla mutlu, birlik ve beraberlik içinde çalışmaktayız. Ayrıca çalışanlarımızın çocuklarına burs imkanı da sağlıyoruz. Ülkemizde bizim büyüklüğümüzde bir giyim ve ev tekstili firması yoktur. Ben ve kardeşlerim, bir Eskişehirli olarak çalışanlarımızla gurur duyuyoruz. Devletimiz ve milletimiz bizi ödüllendirmesi lazım. Hak ettiğimiz bu ödülleri de alıyoruz. Bu yıl, 'Yılın Altın Marka' ödülüne layık görüldük. Dünyanın en önemli markalarına burada mal dikiyoruz" diye konuştu.

'BÜYÜME HEDEFLERİMİZ DEVAM EDİYOR'

Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, 2018 yılında da büyüme hedeflerinin devam edeceğini belirterek şunları söyledi:

"İstanbul Esenyurt'ta 40 bin metrekarelik kapalı alanda, 264 odalı otelimiz için 2017 yılının sonuna kadar 50 milyon liralık harcama yaptık. Ayrıca Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi'nde 75 odalı otel inşaatımızın yüzde 90'lık kısmı bitirildi ve bu yıl inşallah açılışı yapılacak. OSB'deki yeni fabrika binamız için 15 milyon dolarlık yeni imalat makineleri alındı ve kimyasal arıtma tesisimiz de tamamlandı. İlk arıtma tesisi olan fabrikalardan biriyiz. 2018 yılında yine OSB içerisinde 20 bin metrekarelik diğer fabrika binamızın projesi bitirildi. Eski otogar binası için projeler hazırlandı ancak bina içerisinde faaliyet gösteren bir kiracımız tahliye edildiğinde iyi bir yatırımcı ile ortak ya da kendi imkanlarımızla Eskişehir'e yakışan bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Sarar Giyim bünyesinde yurt içi ve yurt dışı mağazaların açılması ve büyüme hedeflerimiz devam etmektedir. Yine aynı şekilde Sarar ev tekstilinde de büyümelerimiz sürüyor".

'ESKİŞEHİRLİ TEMİZ HAVAYI SEVER'

Sarar şirketini çevreci ve yeşilci olduğunu da belirten Cemalettin Sara, "Fabrika alanındaki çamların bir tanesini kesmedik, daha da çam dikiyoruz. Termik santral Eskişehir'e yakışmaz. Eskişehirli temiz havayı sever, suları sever, dağları sever. Şehrimize sahip çıkmamız lazım, bu şehir bizim. Kim ne derse desin. Ben ortadan konuşuyorum. Bu şehre sahip çıkan ağabeyler lazım. Bir Cemalettin Sarar ile bir ETİ ile olmaz. Bir sürü marka çıktı Eskişehir'de fabrikalarını yabancılara sattılar. Yabancılar geldi, aldılar. Bizi de istediler ama biz satmadık. Eskişehir'de 10 tekstil fabrikası vardı. Hepsi kapandı. 3 tane fabrika kaldı. Ben kapanmasını arzu etmiyorum. Ben Eskişehir'in konfeksiyon şehri olsun, otomotiv şehri olsun, sanayi şehri olsun istiyorum" dedi.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Cemalettin Sarar'ın konuşması,

-Fabrika içerisinden çekilen görüntüler bulunuyor.

Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN-ESKİŞEHİR,

===============================================

KOCAELİ MERKEZLİ 10 İLDE FETÖ OPERASYONU: 17 GÖZALTI

KOCAELİ merkezli 10 ilde FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda 17 kişi gözaltına alındı.Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 5'i meslekten ihraç edilen, 1'i emekli olan, 20'si muvazzaf olmak üzere 26 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Kocaeli merkezli 10 ilde operasyon düzenlendi. 17 subay gözaltına alınırken, 9 kişinin yakalanması için ise çalışmalar devam ediyor.

Selda Hatun TAN/İZMİT (Kocaeli),

=================================================

KAZADA ÖLEN ANNE VE OĞLU TOPRAĞA VERİLDİ

İSTANBUL'un Pendik ilçesinde trafik kazasında hayatını kaybeden 35 yaşındaki Lütfiye Bilir ile 12 yaşındaki oğlu Kubilay Bilir, Bartın'ın Ulus ilçesinde toprağa verildi.Önceki gün, Pendik'te meydana gelen trafik kazasında bir otomobilin çarpması sonucu sürücüsünün kontrolünün kaybettiği otomobilin takla atması sonucu sürücü Yakup Ese yaralanırken, otomobilde bulunan akrabası Lütfiye Bilir ile 6. sınıf öğrencisi oğlu Kubilay Bilir yaşamlarını kaybetti. Anne ve oğlunun cenazeleri memleketleri Bartın'ın Ulus ilçesine getirildi. Evin önünde helallik alındığı sırada Lütfiye Bilir'in annesi Nezaket Özkan sinir krizleri geçirdi. Daha sonra cenazeler Ulus Hasandede Camii'ne getirildi. Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazı sırasında eşini ve oğlunu kaybeden Mehmet Bilir ve 20 yaşındaki oğlu Tolunay Bilir gözyaşlarına boğuldu. Cenaze namazının kılınmasının ardından anne ve oğlu Eldeş köyü mezarlığında toprağa verildi.Lütfiye Bilir'in kuzeni Adil Kahveci, "2 önce İstanbul Pendik'te yaşanan kazada akrabamız Yakup Ese'nin kullandığı otomobile arkadan gelen başka bir otomobil çarpıyor. Otomobilin içinde bulunan kuzenim ve onun oğlu hayatını kaybetti. Kazaya neden olan sürücü otomobille olay yerinde kaçtı. Biz adalete ve emniyete güveniyoruz. Bir an önce kaçan ve cinayet işleyen sürücünün bulunmasını istiyoruz" dedi. Adil Kahveci daha sonra Lütfiye Bilir'in kardeşi Mesut Özkan'a sarılarak ağladı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Baba Mehmet Bilir ve oğlunun ağlaması

-Cenaze namazı

-Adil Kahveci'nin açıklaması

-Ölen anne Lütfiye Bilir ve oğlu Kubilay Bilir'in fotoğrafları

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,

===================================================

KAHRAMANMARAŞ'TA KADINLARA ÖZEL OTOBÜS

KAHRAMANMARAŞ Büyükşehir Belediyesi, kadınlara özel 2 otobüs hattı oluşturdu. Kadınlardan olumlu tepkiler alan belediye, bu otobüslerden birinin şoförlüğüne de 3 çocuk annesi Duygu Ümmü Gürkan'ı getirdi.

Üniversite öğrencilerinden gelen yoğun talep üzerine Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 13 ve 22 numaralı hatları yaklaşık 1 ay önce kadınlara ayırdı. Sadece kadınların binebildiği iki otobüsün tabelasına 'Kadınlara özel' yazdırıldı.

Her iki hattın son durağı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nin Avşar Kampusu ve 13 numaralı hat Güneşevler-Doğukent-Ulucami-Şekerdere-Necip Fazıl Kültür Merkezi-12 Şubat Parkı-Adliye-Üngüt-Avşar Kampusu güzergahını; 22 numaralı hat da Kaledibi-Büyükşehir Belediyesi-Orman Dairesi-Kayseri Çevre Yolu-Avşar Kampüsü güzergahını kullanıyor.

KADINLARA ÖZEL KADIN ŞOFÖR

Belediye ayrıca, kadınlara özel otobüslerden birini de bir kadına emanet etti. Direksiyon eğitmeni olan Duygu Ümmü Gürkan, Kahramanmaraş'ta yapılan ilk uygulamanın içerisinde ilk kadın şoför olarak görev aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Erkekler de dahil toplumdan olumlu tepkiler aldığını ifade eden Gürkan, "Gören kadınlarımız, onurlanıyorlar, mutlu oluyorlar, devamının olmasını dahi istiyorlar. Böyle güzel bir atmosferde görevimi icra etmeye çalışıyorum. Beyefendilerin anlayışını gördükçe de daha çok mutlu oluyorum. Güzel bir proje içerisinde yer almak güzel" diye konuştu.

Direksiyon eğitmeni olmasından dolayı şehrin trafiğine de yabancı olmadığını belirten Gürkan, şöyle devam etti: "Direksiyon eğitmeniyim, dolayısıyla şoförlüğüm bu anlamda ölçüp biçilemez ama yabancı değilim trafiğe. Ama büyük araç olarak ciddi anlamda kullandığım araç şu an kullandığım araçtır. Eşim de her zaman destekleyicidir. Hangi işte bir girişimde bulunsam hiçbir zaman fikrime bir Maraşlı erkeği olarak asla ters bir tepkisini almadım her zaman yanımda desteğini gördüğüm için eşime teşekkür ediyorum."

Kadınlar ise kendileri için özel otobüs olmasından dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek pozitif ayrımcılığın devamını beklediklerini söyledi. Öte yandan otobüsün öndeki levhasında 'Kadınlara özel' yazısını görmeyen bir erkek kartını okutup binmek istediği otobüsten sürücü Duygu Ümmü Gürkan'ın uyarısı üzerine indi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------

Durakta bekleyen yolcular

Otobüsün gelişi

Kadınların otobüse binişi

Öndeki kadınlara özel yazısı

Otobüsteki kadın yolcular

Duygu Ümmü Gürkan ile röp.

Gürkan'ın otobüsü kullanması

Otobüsün durağa yanaşması

Erkek yolcunun binmesi

Gürkan'ın erkek yolcuyu uyarması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

==============================================

GÜNEŞ ENERJİLİ ÜÇ SÜPER LÜKS YAT DENİZE İNİYOR

ANTALYA Serbest Bölgesi'nde faaliyet gösteren yat firması, yenilenebilir enerji kullanımının artırılması ve fosil yakıtlardan oluşan çevre kirliliğinin azaltılması hedefleriyle 2018'de 26, 32 ve 38 metre boylarında güneş enerjili üç süper lüks yatı denize indirecek.

ETİ Şirketler Grubu ve Sarp Havacılık Lojistik'in sahibi Kanatlı ailesi tarafından Antalya Serbest Bölgesi'nde kurulan tersanede tamamen Türk işçisi ve mühendisinin emeğiyle süper lüks yat üretimleri yapan Sarp Yachts firması, yeni yılda güneş enerji sistemiyle çalışan üç yeni süper lüks yatı denize indirmeye hazırlanıyor.

2017 yılında üretilen 46 metre boyundaki 'La Passion' adlı Türk yatı ile dünya yat sektörünün 'Oscar'ı olarak kabul edilen 'Neptün heykeli' ödülünü alan firma, aynı yatla denize indirilmeden 5'i uluslararası olmak üzere 6 ödül aldı. Cannes Boat Show Fuarı'nda 'En İyi İlham Veren Yılın Teknesi' kategorisinde jüri özel ödülünü de alan firma, 2018'e de üç hibrit motoryat ve 55 metrelik süper lüks projeleriyle iddialı giriyor.

Yeni yılda iki yeni projeye başlayacak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten yat firmasının Tersane Müdürü Emre Sandan, ilk projenin 55 metre, Hotlab firması tarafından tasarımı yapılan 'Nacre' adlı yat olduğunu söyledi. Sandan, Nacre'nin teknolojik üstünlüğünü benzersiz Türk el işçiliğiyle birleştirerek her türlü lüks ve konforun bulunabileceği gösterişli bir yat olduğunu kaydetti.

İkinci projenin ise Red Yacht Desing firmasının tasarımını yaptığı XSR serisi olduğunu belirten Emre Sandan, "Sarp Yachts olarak artan deniz ve hava kirliliğine karşı farkındalık oluşturmak istedik. Yat inşa sektöründe, en son teknolojileri takip ederek, yenilenebilir enerji kullanımının artırılmasını ve fosil yakıtlardan dolayı oluşan çevre kirliliğinin azaltılmasını hedefliyoruz. Yeni nesil hibrit yat ailesi XSR, 26 metre, 32 metre ve 38 metre olarak üç farklı boyda üretilecek" dedi.

Firmanın üç farklı boydaki XSR serisi güneş enerjili ve normal yakıtı da barındıracak hibrit yatları, 2016'da ARC Yat firması tarafından Avusturyalı bir müşterisi için 1.3 milyon dolara üretilen 19 metrelik 'Solarwave 62' adlı tekneden sonraki ilk güneş enerjili süper lüks yatlar olacak.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------

Yat makenlerinden görüntü

Tersane Müdürü Emre Sandan görüntü

Röp: Emre Sandan

Haber- Kamera: Mehmet ÇINAR/ANTALYA-DHA)

=========================

UÇURUMDA MAHSUR KALAN 4 KEÇİYİ AFAD KURTARDI

BOLU'nun Seben ilçesinde uçumun kenarında mahsur kalan 4 keçi, AFAD ekiplerinin çalışması sonucu kurtarıldı.

Seben Yuva köyü Çeltikderesi mevkiinde Hasan Çelik'e ait 4 keçi mahsur kaldı. Yaklaşık 100 metre yükseklikteki uçurumda mahsur kalan keçileri kendi imkanlarıyla indiremeyen Hasan Çelik, durumu Bolu İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'ne bildirdi. Bölgeye gelen 5 kişilik AFAD ekibi, yaklaşık yarım saatlik çalışma sonucu halatlarla aşağı inerek mahsur kalan 4 keçilere ulaştı. Keçiler, halatla yukarı çekildikten sonra sahibine teslim edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Keçilerin kurtarılması

Haber: Murat KÜÇÜK/SEBEN(Bolu),

================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title