Dha Yurt Bülteni - 1
23 yaşındaki genci öldürdüğü iddia edilen muhtarın evi kundaklandıADANA'da 23 yaşındaki Murat Aygün'ü tabancayla vurarak öldürdüğü öne sürülen 41 yaşındaki mahalle muhtarı Metin G.'nin evi kimliği belirsiz kişilerce kundaklandı.
23 yaşındaki genci öldürdüğü iddia edilen muhtarın evi kundaklandı
ADANA'da 23 yaşındaki Murat Aygün'ü tabancayla vurarak öldürdüğü öne sürülen 41 yaşındaki mahalle muhtarı Metin G.'nin evi kimliği belirsiz kişilerce kundaklandı.
Yangın, sabaha doğru saat 03.45 sıralarında merkez Seyhan İlçesi Kavaklı Mahallesi'nde meydana geldi. Kimliği henüz öğrenilemeyen kişiler, dün akşam saatlerinde kavga ettiği Murat Aygün'ü tabancayla vurarak öldürdüğü iddia edilen Kavaklı Mahalle Muhtarı Metin G.'nin evine kapıyı kırarak girdi. Yanıcı madde döktükleri evi ateşe veren şüpheliler daha sonra kaçarak olay yerinden uzaklaştı. Sese uyanan komşuları, dumanı fark edince durumu hemen itfaiye ve polise bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangını büyümeden söndürdü. Olay sırasında evde kimsenin olmaması ise olası bir faciayı önledi.
Polis ekipleri kundakçıları yakalamak için çalışma başlatırken, soruşturma devam ediyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
İtfaiye aracından görüntü
Evin içinden görüntü
İtfaiye aracının gidişi
Evin dış görüntüsü
Polislerin evde inceleme yapması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=======================================
Ortaokulu öğrencisi besihanede asılı bulundu
AFYONKARAHİSAR'da, ortaokul öğrencisi 14 yaşındaki Hamza Y., evlerinin yanındaki besihanede iple tavana asılı bulundu.
Olay, dün saat 17.30 sıralarında Kışlacık Mahallesi'nde meydana geldi. Kışlacık Ortaokulu 3'üncü sınıf öğrencisi Hamza Y.'yi evlerinin yanındaki besihanenin tavanına iple asılı gören yakınları, hemen yardıma koştu. İpi keserek Hamza Y.'yi indiren yakınları, durumu sağlık ekiplerine ve jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, Hamza Y.'nin yaşamını yitirdiğini belirledi.
Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Hamza Y.'nin cesedi, otopsi yapılmak üzere Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nin morguna gönderildi.
Hamza Y.'nin intihar etmiş olabileceği ihtimali üzerinde duran jandarma, soruşturmayı sürdürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Olay yeri detayları
-Olay evin çevresinde bekleyen köylüler
-Evde cesedin çevresinde feryat edenler
-Jandarma ekiplerinin insanlara müdahalesi
-Getirilen tabut ve eve detayları
Haber-Kamera: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
========================================
Edirne'de telefon dolandırıcılarına polis operasyonu
EDİRNE'de kendilerini 'hakim', 'savcı' ve 'polis' olarak tanıtan kişiler, telefonla aradıkları 12 kişiyi, "Adınız bir soygun olayına karışmış" yalanıyla dolandırdı. 700 bin lira ile 200 bin lira değerinde ziynet eşyası toplayan 3 şüpheli polis tarafından yakalanıp gözaltına alındı.
Edirne'de 12 kişi, dolandırıldıklarını söyleyerek İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne başvurdu. Polis, şüphelileri bulmak için geniş kapsamlı çalışma başlattı. Dolandırıcıların, kendilerini 'hakim', 'savcı' ve 'polis' olarak tanıtıp, aradıkları kişilere, "Kuyumcu soygununa adınız karıştı. Sizin altınlarınızla çalınan altınlar karşılaştırılacak. Kuyumcudan alınan paralar ile sizin paralar da karşılaştırılacak. Bu yüzden evinizdeki altın ve paraları gelen arkadaşlara verin. Eğer vermezseniz hakkınızda soyguncu olarak işlem yapılacak" dedi.
Telefonla aranan kişiler de ellerinde bulunan toplam 700 bin lira para ile 200 bin lira değerindeki ziynet eşyalarını dolandırıcılara kaptırdı.
Edirne polisi, dolandırıcıları tespit etmek için kentteki güvenlik kameralarını didik didik inceleyip, kimliklerini tespit etti. Şebeke üyelerinden V.S.'nin güvenlik kameralarında İ.S.'den 20 bin lira alırken, görüntüleri ortaya çıkarıldı. Polis, daha sonra takibe aldıkları şüphelilerin bulunduğu adresleri tespit ederek operasyon düzenledi. Edirne'deki operasyonda A.D. ve Ö.E., İstanbul'daki operasyonlarda ise V.S. ile A.G., yakalandı.
Edirne Emniyet Müdürlüğü'nde soruşturmaları tamamlanan ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ö.E., V.S., A.G. çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, A.D., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Polis, dolandırıcıların lideri konumunda olan bir kişiyi de yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
(GÜVENLİK KAMERASI)
-Zanlının yaşlı adamın yanına gelişi
-Yaşlı adamla bir süre bankta oturması
-Telefonla görüşmesi
-Yaşlı adamdan parayı alması
-Zanlıların adliyeye çıkışı
Haber: Ali Can ZERAY/EDİRNE,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==============================
Bursa'da 310 bin liralık gasp dehşeti
BURSA'da bir şirket çalışanı kadının bankadan çektiği 310 bin lira parayı gasp eden 3 şüpheliden Gürcistan uyruklu 39 yaşındaki Ramazı Jobao gasp edilen paralarla yakalandı. Polis diğer iki kişiyi arıyor.
Merkez Yıldırım ilçesi Davutdede Mahallesi'ndeki bir bankaya gelen reklam ajansı çalışanı 39 yaşındaki Havva Korkmaz, şirketin ödemeleri için 310 bin lira çekerek çalıştığı işyerine gitmek üzere bankadan çıkınca, onu takip eden 3 kişi para dolu çantayı gasp etti ve otomobile binerek kaçtı. Havva Korkmaz polisi arayarak olayı bildirdi. Alarma geçen polisin her yerde aradığı gaspçılar, izlerini kaybettirmek için olayda kullandıkları kiralık otomobili Kurtuluş Mahallesi İkinci Karaçeşme Sokak'ta ateşe verdi.
Mobese kameralarından otomobilin ateşe verildiği belirleyen polis bölgeye ulaşmadan farklı yönlere dağılan 3 gaspçıdan Gürcistan uyruklu Ramazı Jobao, sürücü Ç.B.'nin 16 T 0396 plakalı taksine binerek Yalova yönüne hareket etti. Polis taksiyi tespit ederek, güzergahtaki Gemlik, Orhangazi ve Yalova'daki ekipleri uyardı.
Taksinin Orhangazi'ye yaklaştığı bilgisini alan Orhangazi Emniyet Müdürlüğü ekipleri Yeniköy Kavşağı(nda barikat kurdu. Barikatta taksiyi durduran polis Ramazı Jobao ve taksici Ç.B.'yi gözaltına aldı. Takside gasp edilen para dolu çanta, bıçak ve çakmak tabanca ele geçti.
Polis, gasp olayının diğer iki failinin kimliklerini belirleyerek yakalanmaları için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
(ORHANGAZİ)
-Taksinin görüntüsü
-Polis ekipleri
-Zanlılar
------------
(BURSA)
-Mağdurenin görüntüsü
-Bankanın görüntüsü
-Polis ekipleri
Haber-Kamera: Faruk KAHRAMAN-Hasan BOZBEY/BURSA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
================================
Kapkaçıları yakalayıp polise teslim ettiler
ADANA'da yolda yürüyen bir kişinin elindeki cep telefonunu kapıp kaçan 20 yaşındaki Ferhat Ö. ile arkadaşı 19 yaşındaki Oğuzhan Y., çevredekilerce yakalanarak polise teslim edildi.
Merkez Seyhan İlçesi Kocavezir Mahallesi'nde yürüyen Sinan Mortepe'nin yanına yaklaşan Ferhat Ö. ile Oğuzhan Y., cep telefonunu alarak ara sokaklara girdi. Sinan Mortepe'nin yardım istemesi üzerine, çevredekiler, kısa süreli kovalamaca sonucu 2 zanlıyı yakalayarak polise teslim etti. Üzerlerinden Mortepe'den kapkaç yaptıkları cep telefonu çıkan zanlılar gözaltına alındı.
Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulanan Ferhat Ö.'nün, arkadaşı 15 yaşındaki S.Ç. ile birlikte 29 Mart günü de dinlenmek için Atatürk Parkı'na gelen 55 yaşındaki Gani Düt'ün cep telefonunu kapkaç yaptığı ortaya çıktı. Ekipler tarafından yakalanan S.Ç. Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edilirken, Ferhat Ö. ile Oğuzhan Y., sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Zanlıların Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi
Arşiv Adli Tıp Birimi görüntüsü
Zanlıların Adli Tıp Birimi'nden çıkarılması
Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI/ADANA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==============================
Afyonkarahisar'da kaza: 1 ölü, 6 yaralı
AFYONKARAHİSAR'da, otomobil ile hafif ticari aracın çarpıştığı kazada 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
Kaza, dün saat 16.30 sıralarında Afyonkarahisar-Şuhut karayolunun 20'nci kilometresinde meydana geldi. Afyonkarahisar'a giden 26 yaşındaki Yılmaz Arslantürk yönetimindeki 20 AD 031 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Adil Erçin yönetimindeki 03 SE 033 plakalı hafif ticari araçla çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Yılmaz Arslantürk öldü, diğer sürücüsü Adil Erçin ile araçlardaki Sultan Yaşar, İrem Yaşar, Hüseyin Alkoç, Hasan Şap ve Fatih Salim İnanır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen ambulanslarla yaralılar, kentteki çeşitli hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı. Yılmaz Arslantürk'ün cenazesi de yapılan incelemenin ardından morga kondu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kaza yerinden genel ve detaylar
Haber-Kamera: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===================================
Üniversite önünde kaza: 3 yaralı
BİLECİK Şeyh Edebali Üniversitesi önünde 2 otomobil çarpıştı, kazada 3 kişi yaralandı.
Kaza Bilecik-Osmaneli karayolunun 6'ıncı kilometresindeki Şeyh Edebali Üniversitesi önünde meydana geldi. Üniversite karşısındaki kavşaktan dönüş yapmak isteyen Osman Çolak yönetimindeki 11 BA 538 plakalı otomobile, Bilecik istikametine gitmekte olan Ahmet Ateş'in kullandığı 14 GD 272 plakalı otomobil çarptı. Ahmet Ateş kazada yaralanmazken, diğer otomobilin sürücüsü Osman Çolak ile aynı araçta bulunan Berat Çolak ve Emre Köse yaralandı.
Yaralı 3 kişi, olay yerine gelen ambulanslarla Bilecek Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı, kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kaza yerindeki yaralıların,
-Sağlık ekibinin yaralılara müdahalesi ve ambulansa götürmesi
Haber-Kamera: Cafer ELMAS/BİLECİK,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
================================
Doğubayazıt'ta 'Hayır' mitinginde gerginlik
AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesinde HDP'nin 'hayır' mitinginde atılan yasadışı sloganlar yüzünden gerginlik çıktı, polis havaya ateş ederek kalabalığı dağıttı.
Iğdır'dan karayoluyla Doğubayazıt'a geçen HDP'nin 'hayır' kampanyasını yürüten heyet, İnzibat Köprüsü üzerinde bulunan HDP ilçe binası önünde partililerce karşılandı. Kalabalığa hitap eden HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, 16 Nisan'da yapılacak olan referandum için 'hayır' oyu istedi. Atılan bazı sloganlar nedeniyle polis, megafonla yasa dışı slogan atılmaması yönünde uyardı. Bu sırada HDP Grup başkan Vekili Ahmet Yıldırım ile polisler arasında tartışma çıktı.
Bazı kişilerin polise taş atması üzerine polis, havaya ateş ederek grubu dağıttı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kalabalık detay
-Ahmet Yıldırım konuşma
-Milletvekili ile polisler tartışıyor detay
-Genel detaylar
Haber-Kamera: DOĞUBAYAZIT(Ağrı),
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=================================
5'inci denemesinde de amacına ulaşamadı
AYDIN'ın Kuşadası İlçesi'nden umuda yolculuğa çıkmaya hazırlanan grubun içindeki Suriyeli 7 aylık hamile Adoree Muhammed'in, beşinci denemesinde de amacına ulaşamadığı ortaya çıktı. Jandarmanın denize açılmadan yakaladığı 34 kaçak içindeki 17 çocuğa çikolata ve şeker dağıtıldı.
Güzelçamlı Jandarma Karakolu ekipleri, yurt dışına kaçma hazırlığındaki 30'u Suriye, 3'ü İran, 1'i Afganistan uyruklu 34 kişiyi, dün saat 11.00'de Güzelçamlı sahilinden bota binmek üzereyken yakaladı. En fazla 15 kişiyi taşıyabilecek 7 metrelik bota, 17'si çocuk 34 kişi binmeye hazırlanan kaçaklar Güzelçamlı Jandarma Karakolu'na getirildi. Kaçakların sorguları sürerken, sıkılan çocuklara, yaşananlardan etkilenmemeleri, travma yaşamamaları için çikolata ve şeker dağıtıldı. Şekerleri avuç avuç alan çocukların yüzleri güldü. Yetişkinlere ise yemek ve battaniye yardımında bulunuldu. Ayak parmağında yara olan küçük bir çocuğun yarasını temizleyen ve pansuman yapan jandarma personeli, çocukları karakol bahçesindeki yeşil alana aldı.
BEŞİNCİ KEZ DENEDİ
Öte yandan kaçma teşebbüsünde bulunanların arasında olan Suriyeli 7 aylık hamile Adoree Muhammed'in daha önce dört kez kaçmayı denediği ve her defasında polis veya jandarma engeline takıldığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmada bedensel engelli oğlu ile Yunanistan'daki kampta bulunan eşinin yanına gitmek için her yolu denediği öğrenildi. Yapılan kimlik tespitlerinde her defasında farklı bir isim verdiği ortaya çıkan Adoree Muhammed'i her defasında parmak izinin ele verdiği kaydedildi.
Bunun dışında son bir ayda yakalanan mültecilerin tamamının İzmir'in Basmane semtinden, minibüslerle Kuşadası'na getirildiği ortaya çıktı. 11 kişinin ölmesiyle sonuçlanan bir hafta önceki facia dahil, Kuşadası'na getirilen göçmenlerin tamamının Basmane'den yola çıkmış olduklarını belirtmesi dikkat çekti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Mülteciler Jandarma karakolundan çıkarken, özellikle hamile kadın ve engelli oğlu
Çocuklara şeker ve çikolata dağıtılırken ve çocuğa pansuman yapılırken fotoğraflar
Mültecilerden genel ve detay görüntü
Haber-Kemera: Latif SANSÜR/KUŞADASI(Aydın),
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===============================
Gölet taşınca mezarlık suya gömüldü
BOLU'nun Seben İlçesi'ndeki Hoçaş Köyü'nün eski mezarlığı, orman yangınları için yapılan göletin taşması sonucu su altında kaldı. 1965 yılında ölen Minta Aydemir'in yakınları, suyun içindeki taşlara basarak ulaştıkları mezar başında dua ediyor.
Hoçaş Köyü'nde 1965'li yıllara kadar vefat edenler, ormanlık alanın eteğindeki köye ait yaylada yol kenarında oluşturulan mezarlıkta defnedildi. Hoçaş Köyü Yaylası'ndaki eski mezarlığın yanına 10 yıl önce orman yangınlarında kullanılmak üzere gölet yapıldı. Kış aylarında yağan kar ve yağmur suları ile seviyesi her geçen yıl artan gölet taştı. Göletin yanındaki eski mezarlık da sular altında kaldı. Mezarlıkta az sayıda bulunan mezarın hemen hemen hepsi, mezar taşları yapılmadığı için su altında kayboldu.
1965 yılında ölen Minta Aydemir'in mezarı ise mezar taşı yapıldığı için suyun içinde sağlam kaldı. Minta Aydemir'in yakınları, suyun içindeki taşlara basarak ulaşabildikleri mezar başında dua ediyor.
Minta Aydemir'in torunu, komşu Kaş Köyü Muhtarı Nurettin Aydemir, 10 yıl önce yapılan göletin taşmasıyla mezarların su altında kaldığını söyleyerek, "Burada 5-6 mezar daha vardı ama taşları olmayınca yok olup gittiler. Kenarda da yine sular altında kalmayan ve mezar taşları olmayan bir mezar var. Eskiden vefat edenleri köy yerine buraya defnederlerdi. Bizim mezar, mezar taşı yapıldığı için yerinde kaldı. En azından yeri belli. Suyun seviyesi çok değil. Çok da rahatsızlık vermiyor bize. Ama gölette taşma olayı devam eder ve mezar tamamen suya gömülürse o zaman taşınması gündeme gelebilir" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Sular altında kalan mezardan görüntü
-Göletten görüntü
-Nurettin Aydemir'in dua etmesi
-Nurettin Aydemir ile röp
Haber-Kamera: Mutlu YUCA/BOLU,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
================================
Kılıçdaroğlu Demirel'in mezarını ziyaret etti
Isparta'da referandum çalışmaları kapsamında vatandaşla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Atabey İlçesi'ne bağlı İslamköy'de 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in mezarını ziyaret etti. Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, bazı milletvekilleri ve parti yöneticileri eşlik etti. Kemal Kılıçdaroğlu beraberindekiler Süleyman Demirel Demokrasi Müzesi ve Külliyesi'nin de bulunduğu Çalca Tepe'de Süleyman Demirel'in mezarı başında dua okudu. Kemal Kılıçdaroğlu anı defterini de imzalayan Kılıçdaroğlu, deftere, "Türkiye'ye büyük hizmetleri olan Süleyman Demirel'i saygıyla yad ediyorum. Demokrasi mücadelesini asla unutmayacağız" notunu yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu ardından ise İslamköy'de vatandaşlarla buluştu, sohbet etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin mezar başında görüntüsü
Mezarın görüntüsü
Dua okunmasından görüntü
Kemal Kılıçdaroğlu anı defterini imzalaması
Detaylar
HABER: Mehmet çınar-kAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ISPARTA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==========================
Başbakan Yardımcısı Kaynak, üniversite öğrencileriyle buluştu
BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş'taki temasları kapsamında Kredi Yurtlar Kurumu Kız Öğrenci Yurdu'nda düzenlenen kandil programına katılarak öğrencilerle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Eylül ayında siyasette 30 yılı geride bırakacağını belirten Kaynak, referandum sürecinde yaşanan yalan furyasının Türk siyasetinde bugüne kadar hiç görülmediğini kaydetti.
ÖĞRENCİDEN KAYNAK'A: MÜLAKAT KADROLAŞMAYA SEBEP OLUYOR
Konuşmasının sonunda öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Veysi Kaynak'a Serap Fırtına isimli öğrenci, eğitim sisteminde her sene değişiklik olduğunu, TEOG'un her sene değiştiğini belirterek, "Ondan sonra bu öğretmen atamalarında mülakat getirdiniz, bu da aslında bir kadrolaşmaya, torpile sebep oluyor. Bunlar niye düzelmiyor?" diye sordu.
'MÜLAKAT KADROLAŞMAK İÇİN YAPILMAZ'
Veysi Kaynak ise, bazı mesleklerde mülakatın gerekli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Öyle meslekler vardır ki; testle, test sonucu kurayla ben şahsen hakim olmayı, savcı olmayı, öğretmen olmayı asla ben doğru bulmuyorum, açık yüreklilikle söylüyorum. Mülakat ne için yapılır, asla kadrolaşmak için değil. Bizim zaten kadrolaşmaya ihtiyacımız yok. Türkiye'nin yüzde 52'sinin oyunu almış bir Cumhurbaşkanımız var. Türkiye'nin yüzde 50 oyunu almış, 3 dönem, 4 dönem iktidar olmuşuz. Yani nüfusun asgari yarısı zaten bizim partilimiz demek. Biz bunların tamamına kadro verebilir miyiz, veremeyiz. Bizim kadrolaşmaya ihtiyacımız yok. Fakat bizim o mülakatta yaptığımız nedir, temsil kabiliyeti, muhakeme kabiliyeti, ifade kabiliyeti, bunlardır. Mülakat bunlar için gerekli. Bazen sorarlar 'Yahu feşmekan soruyu niye sordunuz?' Saçma bir soru soracaksın, refleksine bakacaksın. Mülakat bunun için var. Kadrolaşmak isteyen mülakatı da tamamen kaldırır. Bir kanun çıkartırız, Mecliste 316 kişiyiz ya da OHAL var, bir kanun hükmünde kararname çıkarırız 'Acil ihtiyacımız var 25 bin tane sabaha kadar müracaat eden öğretmen adayları alınacak' deriz. Kendi teşkilatlarımıza bilgi veririz sabah kadar da münacat edenler onlar olur. Bakın, mülakat bazı görevler için muhakkak surette gereklidir."
'ADALETLİ MÜLAKAT OLMUYOR'
Bir başka öğrenci de mülakatın eğitim seviyesini artıracağına inandığını, ancak adaletli bir mülakat olmadığını öne sürmesi üzerine Veysi Kaynak, "Adalet her şeyin temeli. Siz adaletli mülakat olmadığını nereden biliyorsunuz, diğer mülakat tabi tutulanla aynı salonda mısınız? Yok, aynı salonda değilsiniz. Mutlak adaleti ancak, isimlerinden biri de adil olan Allah sağlar. Ama biz de yönetirken adaletli davranmazsak onun cezasının çok ağır olduğunu biliriz. Bakın siyaset için söylemiyorum, bizim ailemizin büyüklüğü 80 milyon. Yakın akraba olarak kabul ederseniz de 40 milyon, yüzde 50 oy alıyoruz. Biz bunun içinden kimi kimden ayırabiliriz? Ama çocuklarımızı emanet edeceğimiz kişileri gerçekten, ben inanarak söylüyorum şimdiye kadar bilgisayar kura çekiyordu, bazı kardeşlerimiz seviniyor ama çoğu üzülüyordu, ben asla doğru bulmuyordum. Gerçekten mülakat gereklidir, mülakatta bilgi sorulmaz. Bilginiz zaten testtir, yazılıdır orada ölçülür. Mülakatta sizin davranış şekliniz, hadiseler karşısındaki soğukkanlılığınız, refleksiniz, bunlar ölçülür" diye konuştu.
Programın sonunda öğrenciler Veysi Kaynak'a kendi elleriyle yaptığı tabloyu hediye etti. Ardından öğrenciler Kaynak ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Kaynak'ın konuşması
Fırtına'nın soru sorması
Kaynak'ın konuşması
Öğrencinin soru sorması
Kaynak'ın konuşması
Kaynak'ın salona girişi
Kaynak otururken
Kaynak'a tablo ve çiçek verilmesi
Öğrencilerin Kaynak'la fotoğraf çektirmesi
Haber-Kamera: Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===============================
Bakan Soylu, Trabzon'da konuştu
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu'daki programının ardından Trabzon'a geçti, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Trabzon İl Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen, 'IPARD 1 Yatırımları' ve toplu açılış törenine katıldı. Toplam 81 milyon 721 bin lira yatırım tutarına sahip 116 projenin açılışının yapıldığı programda konuşan Bakan Soylu, TKDK'nın önemli başarılara imza attığını, bu sayede istihdam sorununun çözümü noktasında ciddi katlıları olduğunu söyledi.
İstihdamın artması noktasında hükümetlerinin önemli çalışmalar yürüttüğünü belirten Bakan Soylu, "Bu projelerde 1 istihdam benim gözümde kamudaki 5 istihdamdan daha önemli. Bu şehir güzelleştikçe ve kalkındıkça hem biz, hem de çocuklarımızın hayatı, hem de Türkiye'nin tümü daha da güzelleşecektir. İnşallah bunu hep birlikte sağlayacağız. Türkiye'de moral ve motivasyonunun düşürülmeye çalışıldığı bir dönem içinde hemşerimizin, ticaret erbabımızın bu anlamlı yatırımları ile çok önemli işlere imza atılmaktadır. Bilsinler ki tüm meselelerde yanlarındayız. Burada bir istihdamın artması bizim için önem taşımaktadır" dedi.
'ÇOCUK CESETLERİNİN KIYIYA VURDUĞU BİR DÜNYA HAYAL ETMEMİŞTİK'
21'inci Yüzyıl'ı değerlendiren ve bu dönemde terörün bir politika aracı olarak kullanıldığını ifade eden Bakan Soylu şöyle konuştu:
"Bu toplantı aslında bize dünyada nelerle uğraşılması gerektiğinin de ipuçlarını vermektedir. 21'inci Yüzyıl'da dünya terörle, göç ile, maalesef son dönemde Avrupa'da hep beraber yaşadığımız ve gördüğümüz ırkçılıkla, ötekileştirmelerle uğraşmamalıdır. Üretimle, tarımsal üretimle, küresel iklim değişiklikleriyle uğraşmalıdır. Ama maalesef böyle olmadı. Hayal ettiğimiz 21'inci Yüzyıl böyle değildi. Terörün bir politika aracı olarak kullanıldığı, çocukların cesetlerinin kıyıya vurduğu bir dünyayı asla hayal etmemiştik. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü gibi hakların gerçekten evrensel olduğu, toplumlara ve olaylara göre esnetilmediği ve buna göre şekillendirilmediği bir dünya olmalıydı."
'BU SİSTEM GÜÇLÜ BİR MECLİS ÖNERMEKTEDİR'
Avrupa ekonomisinin büyük sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan ve yeni Anayasaya ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Süleyman Soylu şöyle devam etti:
"Türkiye güçleniyor ve zenginleşiyor. Türkiye yükseldikçe, insan kaynağını yükselttikçe vatandaşlarımızın özgüveni ve geleceğe bakışı bambaşka bir tabloya yöneldi. Elbette ki siyaset bir mücadele halidir. Ülkeler birbirleriyle rekabet ederler ama bu söylediğimiz büyüklükleri sağlayan Türkiye hiçbir ülke için tehdit değildi. Türkiye'de demokrasi yükselseydi, kişi başına milli gelir yükselseydi, sanayisi, ekonomisi kesintilere uğramasaydı, gençleri sağ-sol çatışmalarında, idam sehpalarında hayatlarını kaybetmeseydi, Batı dünyasına ne kadar gelecekti? ve niçin Türkiye 1980 darbesi ile karşı karşıya kalacaktı? Tezgah budur. Avrupa ekonomisi bugün büyük bir sıkıntıyla karşı karşıyadır. Birliği neredeyse bir dağılma halindedir. Türkiye de mevcut sistemde çok yorulmuştur. Darbe anayasalarıyla çok yorulmuştur. Bu millet büyük ve arif bir millettir. 16 Nisan teklifi aslında çok basittir. Türkiye başka ülkelerin yaptığından farklı bir şey önermiyor. Bu sistem güçlü bir meclis önermektedir."
'ORTAK PARA BİRİMİ' DEDİLER DUVARA TOSLADILAR
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yeni anayasayı anlatan ve bunun Türkiye için bir fırsat olduğunu kaydeden Bakan Soylu, "Bu fırsatı bir daha elde edemeyiz. Avrupa şu anda ırkçılığın ve faşizmin göbeğine oturmuş. 'Ortak para birimi' dediler duvara tosladılar. 'Ortak Anayasa' dediler, bir kelimesine bile beceremediler. İngiltere kendisini buradan çıkararak kurtaracağını düşündü. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Aşağımızdaki coğrafyada bir kaos var ve Türkiye'de bugün bu toplantıyı yapıyor ve yatırımlarını sürdürüyor. Genç insan kaynağımızla ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. 1960 ve 80 anayasası, bu 2 anayasa hayırsız bir anayasadır. Güçlü, kudretli ve modern bir Türkiye öneriyoruz. Bir laf vardır; 'Bu dereden ancak bu kadar balık tutulur.' Bu kadar basit. Bu dereden ancak bu kadar balık tutulabilir. Geldiğimiz yer budur. Şimdi bir adım daha öteye gitmemiz gerekmektedir" diye konuştu.
Bakan Süleyman Soylu, konuşması sonrasında projeleriyle destek almaya hak kazanan sektör temsilcilerine çeklerini verdi.
MEMUR-SEN İL BİNASINI AÇTI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, MEMUR-SEN Trabzon Şubesi'nin açılış törenine katılarak 16 Nisan referandum süreci, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yeni anayasayı anlattı. Bakan Soylu, yeni sistemin devreye girmesiyle Türkiye'nin ikinci sıçramasını yaparak daha güçlü ülke olacağını söyledi.
'BİZ TÜRKİYE'NİN YORULMASINI İSTEMİYORUZ'
Türkiye'nin yorulduğunu belirten, güçlü, zengin ve özgür olmaları gerektiğini ifade eden Bakan Soylu, "16 Nisan'da hep beraber göreceğiz. Bu arif milletin, feraset sahibi milletin aldığı kararı göreceğiz. Artık Türkiye'nin yorulmasını istemiyoruz. Türkiye'nin artık darbelerle karşı karşıya kalmasını istemiyoruz. Artık insanlarımızın fişlenmesini istemiyoruz. Artık ezanımızın sesinin ülkemizde bir daha kısılmasını istemiyoruz. Biz yerli, milli, kendi düşüncemizle, kendi değerlerimiz ve medeniyetimizle birlikte geleceğe adım atmak istiyoruz. Biz güçlü, kudretli, özgür ve zengin olmalıyızö dedi.
'CHP'DE İNÖNÜFOBYA BAŞLAMIŞ'
Tek adamlık değerlendirmelerine de tepki gösteren ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Bakan Süleyman Soylu, "Sabahtan akşama kadar, 'tek adam' diyecekler. Anlaşılıyor ki, Avrupa'da islamofobi var, Cumhuriyet Halk Partisi'nde de İnönüfobya başlamış. Tek adamlığın ne odluğunu kendileri en iyi bilirler. Buradan Kılıçdaroğlu'na söylüyorum; sen bu kavrama biraz uzaksın ama, bu kavramı biraz çalışsan anlayabileceksin. Bilesin ki bu Anadolu coğrafyasında ve bu topraklarda tek adamlık olmaz, milletin adamlığı olur, milletin. Gerçi onun anlayabilecek bir hali kalmadı. Bizim buraların güzel bir sözü var; düşmüş bir longoza çıkamıyor. PKK'nın longozuna düşmüş, FETÖ'nün longozuna düşmüş, oradan hiçbir şekilde çıkamıyor. Çıkabileceğini de göremeyeceğizö ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, 16 Nisan'da yapılacak referandum için destek isteyerek konuşmasını noktaladı.
Bakan Soylu, daha sonra protokolle birlikte kurdela keserek hizmet binasının açılışını yaptı.
FIRINCILAR ODASI ÜYELERİYLE BULUŞTU
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon Fırıncılar Odası üyeleriyle bir araya geldi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yeni anayasayı anlattı. Mevcut sistemin darbeler ürettiğini belirten Bakan Soylu yeni anayasayla Türkiye'nin daha çok gelişeceğini söyledi.
'GİT O ŞARKIYI KILIÇDAROĞLU İLE ÇAL'
HDP'nin referandum çalışmaları kapsamında kullandığı 'Bejin Na' (Hayır deyin) isimli şarkının Şırnak Valiliği'nce 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek ifadeler barındırdığı' gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin konuşan Bakan Soylu, "Geçen gün bunlar bir şarkı çıkarmışlar. Biz de bu şarkıyı yasakladık. 'Bu şarkıyı çalamazsınız' dedik. Şarkı şu: tek bayrağa hayır, ötekisi tek devlete hayır. Kürtçe olarak söylüyorlar. Biz de buna müsaade edeceğiz öyle mi? Sen şarkı çalacaksın içerisinde 'tek devlete, tek bayrağa hayır' diyeceksin. Biz müsaade etmeyiz de sen onu CHP genel merkezinde Kılıçdaroğlu ile beraber çal, o buna müsaade etsin. O şarkıyı Kılıçdaroğlu ile çal. Kılıçdaroğlu öyle bir longoza (çukur) düştü ki; bir daha çıkamazö dedi.
'OPERASYONLAR SÜRÜYOR'
Terörle mücadelenin sürüdüğünü ve bu mücadelenin en kritik aşamasında olduklarını ifade eden Bakan Soylu şöyle devam etti:
"Terörle mücadelenin en kritik aşamasındayız. Bizim evlatlarımız terörle ilgili çok yoğun bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Her yerde operasyonlar sürüyor. Operasyonlarda öyle gidip bakmıyorlar, sonuç alana kadar mücadele ediyorlar. Bugün bine yakın sığınağı bu ülkede bizim evlatlarımız buldular ve gereğini yerine getirdiler. Neymiş PKK imiş, neymiş FETÖ imiş, DAEŞ imiş, Hollanda, Almanya imiş topunuz bir arada gelin bize burası yeter, bize Türkiye yeter. Kandil'deki itlere söylüyorum; canınızın kıymetini biliyorsanız, oradan sıvışın gidin. Bakın 2-3 günden beri bir şey söylüyorum size, içerideki hainler nasıl temizlenmişse burada da, Kandil'de de duramayacağınızı ifade etmek istiyorum. Kim sahip çıkarsa çıksın, ülkemizin birliğine ve beraberliğine kasteden kim varsa, nerede bulursak orada biletini ve cezasını keseriz.ö
Bakan Soylu, 16 Nisan'da yapılacak referandum için destek isteyerek konuşmasını noktaladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Bakan Soylu'nun konuşması
-Detaylar
Haber-Kamera: Fatih TURAN-Osman ŞİŞKO/TRABZON,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Bakan Zeybekci: Fırat Kalkanı hakkında konuştu
EKONOMİ Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli programının ardından ardından Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne geçti. Kaymakam İbrahim Küçük ve Belediye Başkanı MHP'li Haluk Alıcık'ı zeyaret eden Zeybekçi, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Fırat Kalkanı harekatıyla ilgili soru üzerine Zeybekci, "Fırat Kalkanı Operasyonu sona erdirilmemiştir. El Bab operasyonu bitmiştir. El Bab'ta yaşayan Suriyeli vatandaşların memleketlerine dönmesi için çalışmalar yapılmaktadır" dedi.
'CHP, KILIÇDAROĞLU'NDAN KURTULACAK İNŞALLAH'
Bakan Zeybekci, daha sonra belediye yanındaki meydanda halka seslendi. Zeybekci'ye, Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak, Nazilli Kaymakamı İbrahim Küçük, Ak Parti Aydın milletvekilleri Mehmet Erdem ve Abdurrahman Öz, Belediye Başkanı Haluk Alıcık da eşlik etti. Bakan Zeybekci, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Bakan Zeybekci, "Yeni sistem sadece tek başına iktidar getiriyor. İster sağdan gelsin, ister soldan gelsin. Kılıçdaroğlu'nun tek derdi var, o da referandumda hayır çıkması. 16 Nisan'dan sonra hayır çıkmazsa o yok. CHP, Kılıçdaroğlu'ndan kurtulacak inşallah. Çünkü bakın bu CHP'ye iyi gelecek, Türkiye'de siyasete iyi gelecek. Türkiye'de siyaset, 'mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır' diyebilecek. Bakın Devlet Bahçeli'ye, devlet adamı nasıl olurmuş, millet adamı nasıl olurmuş, görsünler" dedi.
'RESMEN KOMEDİ'
Kılıçdaroğlu'nun Aydın programında referanduma ilişkin açıklamalarını komedi olarak değerlendiren Zeybekci, "Kılıçdaroğlu, Aydın'a geldiğinde ne dedi biliyor musunuz? Minibüsçüleri toplamış diyor ki '16 Nisan'da evet çıkarsa, bir gün sabah görecekseniz, minibüsleriniz elinizden alınmış olacak' diyor. Geldiğinde bunları söyledi. Yaklaşık 82 tane muhtarımız içinde bir tane de kadın kardeşimiz vardı. Muhtarlarla bir araya gelmiş. Muhtarlara ne diyor biliyor musunuz? '16 Nisan'da evet çıkarsa bir gün sabah muhtarlıkların kapandığını görürsünüz. Muhtarlıklarınızın elinizden alındığını görürsünüz.' Sevgili kardeşlerim, ben inanamadım. Evvelsi gün akşam da televizyonda seyrediyorum. Televizyonda da '16 Nisan'da evet çıkarsa, bir gün sabah lokantaların elinizden alındığını görecekseniz.' Şaka gibi. Resmen komedi. Gelecekle ilgili zerre miktar söyleyecekleri söz yoktur" diye konuştu.
ALANDAN 'HAYIR' SESİ YÜKSELDİ
Ekonomi Bakanı'nın konuşması sırasında 34 yaşındaki Ali K., "Doğruları konuşun, doğru söylemiyorsunuz. İnadına hayır" diye bağırmaya başlayınca çevre hareketlendi. Halkın tepki gösterdiği Ali K., polisin müdahalesiyle uzaklaştırılarak gözaltına alındı, emniyete götürüldü.
Miting sonunda Nazilli Ticaret Borsası'nın ödül törenine katılan Bakan Zeybekci, buradan Denizli'ye gitmek için ayrıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Zeybekci'nin belediyedeki Fırat Kalkanı operasyonuyla ilgil konuşması
Bakan Zeybekci'nin mitingi
Hayır diye bağıran Ali K.'nin gözaltına alınmasından görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber-Kamera: NAZİLLİ(Aydın),
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
==============================
Bakan Avcı, üniversite öğrencilerine konferans verdi
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'nde (DPÜ) 'Neden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi?' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. DPÜ Öğrenci konseyi tarafından düzenlenen konferansta Bakan Avcı, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlattı. Hükümetin Türk Sinemasına destek verdiğini belirten Bakan Avcı, şöyle konuştu:
"2002 yılında Türkiye'de 9 tane film çekildi. 2016'da 139 tane film çevrildi. 40 milyon 50 milyon, bunlar sembolik görünebilir, sinemaya verdiğimiz destekler var. Tam sinemaya verdiğimiz desteklerden bahsederken Halit Akçatepe rahmetli olmuş. Allah rahmet eylesin. Bizim kendi kanunlarımızdaki sorunlar nedeniyle pek çok sanatçı son yıllarını yoksulluk ve yoksunluk içerisinde geçirdi. Mesela televizyonlarda filmleri oynuyor, ama para alamıyorlar. Halit Akçatepe de onlardan bir tanesiydi. Ama çok şükür bizim haberimiz olduğu için Kültür Bakanlığı olarak, devlet olarak gereken yapıldı. Türk sineması son dönemlerde uluslararası festivallerde pek çok ödüller aldı. O ödül alan filmlerin hemen hemen tamamı Kültür Bakanlığı destekli filmlerdir. Destek derken, çok büyük paralar verdiğimiz yok. Diyelim 50 milyon liyara çıkacak bir filmden Kültür Bakanlığı 1 milyon veriyorsa sembolik olarak başka finansörleri de teşvik eden bir şey olur. Kültür Bakanlığı desteklediğine göre bu filme biz para yatırabiliriz diyorlar. O bakımdan orada çok güzel gelişmeler sağlandı."
Gezi Parkı protestolarında meselenin ağaç olmadığını söyleyen Bakan Avcı, "Gizli istihbarat servisleri, bunların basın yayın organları, Gezi olaylarının içerisindeydiler. Mesele gerçekten ağaç meselesi değildi. 15 Temmuz'da son kozlarını oynadılar. O da olmadı. Şimdi ümitlerini 16 Nisan'a bağlamış, acaba 16 Nisan'da mevcut hükümetin, mevcut cumhurbaşkanının meşrutiyetine gölge düşürebilecek bir şey çıkartabilir miyiz buradan, diyorlar. Çıkmayacak, Allah'ın izniyle. İnşallah milletin ferasetiyle, gençlerin ferasetiyle bu dönemeci de Türkiye sükunetle geçecek. Üçüncü havaalanımızı da yapacağız" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Bakan Avcı'nın gelişi ve karşılanması,
-Bakan Avcı'nın konuşması,
-Bakan Avcı'nın konferansa katılması ve konuşması,
-Bakan Avcı'ya hediyelerin verilmesi
Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ/KÜTAHYA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Baykal: Anayasa, bir milletin medeniyet tercihini ifade eder
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, referandumda oylanacak yeni anayasanın tek adam anayasası olduğunu belirterek, "Bir asırlık Meclis egemenliğine dayalı Türkiye Cumhuriyeti'nin temelindeki anlayışımızı çöpe atacaktır. Anayasa yapmak, aslında sadece bir yönetim biçimi belirlemek değildir. Anayasa, aslında bir milletin medeniyet tercihini ifade eder" dedi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, İzmit'te esnafı ziyaret ettikten sonra Mevlana Kültür Merkezi'nde referandumla ilgili toplantıya katıldı. Burada konuşan Baykal, anayasanın bir medeniyet tercihi olduğunu söyledi. Baykal, "Bu anayasa gelirse biz artık süper ligden mahalli lige düşeceğiz, anlatabiliyor muyum? Biz süper lige layığız ve bizim yerimiz dünya süper ligi. Onlar bizim rakiplerimiz, onlarla mücadele edeceğiz ama usulune göre, konumuna göre, kuralına göre medeni bir şekilde. Daha iyi olarak, küfrederek, hakaret ederek değil, çamur atarak değil. Kendimizi kanıtlayarak tıpkı Mustafa Kemal'in zamanında yaptığı gibi" dedi.
'BANA TERÖRİST DİYENİN ALNININ KARIŞLARIM'
Baykal kendisinin referandumda 'hayır' diyeceğini belirterek, "Ben 16 Nisan'da bu anayasa hayır diyeceğim. Milletimin de bu anayasaya hayır demesi için işi gücü her şeyi bıraktım, köy köy, kasaba kasaba dolaşacağım. Bu anayasaya hayır diyeceğim, bana terörist diyenin de alnını karışlarım. Ne söylüyor Sayın Cumhurbaşkanı, 'tek adam demek, Atatürk'e hakarettir'. Atatürk'e hakaret edilmesinden üzüntü duyduğuna tanık olmasından ayrıca mutluluk duyuyor. Yani diyor ki; bize tek adam diyorsunuz bak, Atatürk'e hakaret ediyor olursunuz. Atatürk'e hakaret etmeyelim istiyor, ona memnun oldum da yalnız diyor ki Atatürk tek adamın aslıdır demek istiyor. Mustafa Kemal daha adımını atarken Samsun'dan çıktıktan hemen sonra tek adam olmayı elinin tersiyle iten adamdır. Meclis diyen adamdır. Erzurum, Sivas kongresi diyen adamdır. TBMM diyen insandır" dedi.
'BU ANAYASA TEK ADAM ANAYASASIDIR'
Anayasada evet oyunun Meclisi ikinci sınıf bir konuma düşüreceğini söyleyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu anayasa tek adam anayasasıdır. Parlamentonun yetkilerini budamıştır. Cumhurbaşkanı denetlenebilir olmaktan çıkmıştır. Buna denilecek 'Evet' oyu Meclisi ikinci sınıf bir konuma düşürecektir. Cumhurbaşkanını denetlenemez hale getirecektir. Bizim bir asırlık Meclis egemenliğine dayalı Türkiye Cumhuriyeti'nin temelindeki anlayışımızı çöpe atacaktır. Anayasa yapmak, aslında sadece bir yönetim biçimi belirlemek değildir. Anayasa, aslında bir milletin medeniyet tercihini ifade eder. Anayasanla kendini tarif edersin. Bizim 1924 anayasası döneminde yani İtalya, Almanya, İspanya'da, Portekiz'de faşizm egemen diktalar esiyor bütün Avrupa'da. Bizim o 1924 anayasası öyle bir anayasa anlayışıydı ki; ilk kez Avrupa'da kadınlara oy hakkını tanıdı. Çünkü o anayasanın yöneldiği hedef dünya medeniyetiydi, anaç medeniyetti, demokrasiydi, hukukun üstünlüğüydü. Medeni kanun, çağdaş hukuk olduğu için kabul edildi. Giderek o doğrultuda çok partili hayata demokrasiye yöneldik. Medeniyet tercihi oydu. Almanya'da Hitler faşizminden kaçan hocalar, aydınlar koştular Türkiye'ye geldiler."
'EİNSTEİN OLSA ÇIKARAMAZ'
Referandumla ilgili ince hesapların yapıldığını ifade eden Baykal, "Şimdi sen genel başkan olacaksın Mayıs'ta çıkarsa ondan sonra 2019 seçiminde listeyi sen yapacaksın. Ön seçim yok, uygulama da yok. Meclis oluşacak o Meclisin üyelerini bugünkü dengeyle onların umudu da o yarısından fazlası cumhurbaşkanının seçtiği partiye mensup olacak. Şimdi o Meclisin içinden, 600 kişinin içinden 400 kişi cumhurbaşkanına suç işliyorsun diyecek milletvekili bulacağız. 600'ün içinden 400'ü çıkaracağız. Vallahi Einstein olsa çıkaramaz. Peki diyelimki buldun yiğit ve vatansever. Siyasi hayatını noktalamaya hazır yiğit milletvekilleriymiş onların da yarısı vazgeçti diyelim ki bunu yargıya verelim. Hangi yargıya gidecek, yüce divana gidecek. O nasıl oluştu? 15 tane yüce divan yargıcı var, 12 tanesini cumhurbaşkanı atıyor. Şimdi bazıları diyor ki; onların 12'si oluncaya kadar çok zaman geçer. Arkadaşlarımız inceledi hiç gecikme yok. 2019 yılından sonra 12 tanesi de cumhurbaşkanın atadığı insanlardan olacak. İnce ince hesaplar" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Baykal'ın esnafı ziyareti
-Açıklamaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Orhan UZUN/Ergün AYAZ/İZMİT(Kocaeli),
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===============================
CHP'li İnce, Zonguldak'ta konuştu
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Zonguldak'ta Madenci Anıtı önünde parti otobüsünden halka hitap etti.
Referandumda oylanacak 18 maddede halkın yararına bir şey olmadığı ifade eden İnce, şöyle konuştu:
"En az 50 kere okudum acaba dedim bu maddelerin birinde işçiler var mı? Emekliler var mı? Terörle mücadele var mı? Sana bana emekliye işçiye memura öğrencisine işsize köylüye çiftçiye hiçbir şey yok burada. Şimdi evet derseniz meclisi devlet dışı bırakıyorsunuz. Meclisi güçsüzleştiriyorsunuz. Milletvekilini muhtarın yanındaki aza gibi bir şey yapıyorsunuz. Bakın bu milletin başına çorap örer bu demedi demeyin. Bir adamın tahtı mı memleketin bahtı mı bunu seçeceksiniz. Bir adamın tahtı diyenler evet desin, memleketin bahtı diyenler hayır desin."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Mitingden detaylar
-Muharrem İnce'nin konuşması
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=================================================
Ümit Özdağ: Başbakan'ın 'Hayır' oyu kullanacağını düşünüyorum
GAZİANTEP bağımsız milletvekili Ümit Özdağ, "Binali Yıldırım'ın, Başbakan olarak kalması için çalışıyoruz. Ben ayrıca Binali Yıldırım'ın 'Hayır' oyu vereceğini düşünüyorum. Bir tek endişesi var, oy kullandığı sandıkta hiç 'Evet' çıkmazsa bunu nasıl izah eder onu düşünüyordur" dedi.
MHP'den ihraç edilen ve referandumda 'Hayır' oyu için kampanya çalışmalarını sürdüren Gaziantep bağımsız milletvekili Ümit Özdağ, Karaman'da bir otelde basın toplantısı düzenledi. Referandum çalışması için gittiği yerlerde saldırıya uğradıklarını söyleyen Özdağ, "Gittiğimiz yerlerde protestolardan ziyade, saldırılarla karşılaşıyoruz. Bir küçük grup tarafından gerçekleştiriliyor. Önemli değil. Biz her türlü şart altında yola çıkmayı kabul ettik ve yürümeye de devam edeceğiz. Bizi protesto eden, saldıran arkadaşlara önerim, önce Kerkük'ün Barzani tarafından ilhakını protesto etsinler" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Hayır' oyu kullanacağını belirten Özdağ, şunları söyledi:
"Referandumda sonuç 'Hayır' olursa Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak kalır. Binali Yıldırım da Başbakan olarak kalır. Biz de Binali Yıldırım'ın Başbakan olarak kalması için çalışıyoruz. Ben ayrıca Binali Yıldırım'ın 'Hayır' oyu vereceğini düşünüyorum. Bir tek endişesi var, o da oy kullandığı sandıkta hiç 'Evet' çıkmazsa bunu nasıl izah eder onu düşünüyordur" dedi.
ÜMİT ÖZDAĞ'A PROTESTOYA POLİS MÜDAHALESİ
Karaman'da referandum çalışmasını sürdüren Gaziantep bağımsız milletvekili Ümit Özdağ, basın toplantısının ardından aynı otelde anayasa değişiklik paketini anlatmak için konferans düzenledi. Geniş güvenlik önlemi alan polis, otelin bulunduğu caddeyi trafiğe kapattı. Yayaların da kontrollü olarak caddeden geçişi sağlandı. Davetliler, salona üst araması yapıldıktan sonra alındı.
Toplantı başlamadan önce Ülkü Ocakları Karaman Başkanı Yusuf Başkocagil'in de aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, polisin önlem aldığı noktaya gelip Özdağ'ı protesto etmek istedi. Bu sırada polis, ülkcü grupla görüştü. Ardından taşkınlık yapmamak şartıyla gruptan yaklaşık 20 kişi, otele yaklaşık 20 metre daha yaklaştırıldı. Ülkü Ocakları Karaman Başkanı Yusuf Başkocagil, grup adına basın açıklaması yapıp, ülkücü ve MHP'lilerin liderinin Devlet Bahçeli olduğunu belirterek, 'Devletin başına Devlet gelecek' şeklinde slogan attı.
Bu sırada Ümit Özdağ'ın davetlileri arasından, Ülkü Ocakları grubuna tepki gösterenler oldu. Polisin önlem aldığı noktada bekleyen kalabalık Ülkü Ocakları grubu da olayı görüp basın açıklaması yapan arkadaşlarının yanına gelmek isteyince arbede çıktı. Polis gruba, biber gazı ve copla müdahale etti. Polis, önlem amacıyla 'salon doldu' diyerek otelin kapısın kapattı ve gazeteciler de içeri alınmadı. Davetlilerin ise bir kısmının salona girebildiği ileri sürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Ümit Özdağ detay
-Ümit Özdağ açıklama
-------------
-Davetlilerin üst araması yapılarak otele alınması
-Otel önündeki polisin önlemi
-Ülkücü grubun gelmesi ve bekletilmesi
-Ükücü grubun basın açıklaması
-Ülkücü gruba müdahale
-Genel ve detay
Haber-Kamera: Muammer ŞEN/KARAMAN,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Akşener: Hakimler ve savcılar beni tehdit ediyor
MHP'den ihraç edilen Meral Akşener, referandum sürecinde savcılar ve hakimler tarafından tehdit edildiğini belirterek, "Elinizden geleni ardınıza koymayın. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, demirden korksaydık trene binmezdik" dedi.
Referandum çalışmalarını sürdüren Meral Akşener, Kırklareli'nin Lüleburgaz İlçesi'nde Ata İş Merkezi'nin alt katındaki Aşkiye-Neşet Çal sahnesinde salon toplantısına katıldı. Yaklaşık 350 kişinin salonu doldurduğu etkinlikte, İzmir ve 10'ncu Yıl marşları çalındı. Ellerinde Türk bayraklarıyla toplantıya katılanlar, Akşener'i sık sık 'meydana' diye bağırarak sokak toplantısına davet etti. Sahneye Rumeli kızı olarak çağrılan Akşener için 'Rumeli kızı, Türk milletinin Asenası, Allah nasip ederse Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetecek tek Rumelili, Meral Akşener" anonsu yapıldı.
Ak Parti hükümetini eleştiren MHP'li Merak Akşener, referandum için 'hayır' oyu vereceklerin terörist ilan edildiğini söyledi. Başbakan Binali Yıldırım'a seslenen Akşener, "Başbakan 'hayır' diyenleri teröristlikle suçladı. Ben buradan soruyorum. Sizler arasında Habur'da davul-zurna ile PKK'lı terörist karşılayan var mı? Sayın Başbakan duy. PKK'lı teröristlerle masaya oturan var mı? Peşmergeler üç gün boyunca davulla-zurnayla girdiler, bunları Türkiye'den geçirenlerin içinde siz var mısınız? Oslo'da Türkiye iki paralık edilirken, o iki bürokratı aranızda gönderen var mı? Dolmabahçe'de Apo'nun 10 emri okunurken, 3'ü de PKK'nın siyasi programından alınmaydı, gözlerinizi yere doğru diktiniz Türkiye Cumhuriyeti bakanları, dinlediniz. O Dolmabahçe'de aranızdan bir kişi var mı? Peki Barzani'nin paçavrasını Ankara ve İstanbul'a asanınız var mı? Barzani'nin bayrağını asarak, onun özerk yönetimini Türkiye resmi olarak tanımış oldu. Bunu olumlu karşılayanınız var mı? Sayın Başbakan terörist arıyorsan, önce sağına, sonra soluna bakacaksın, sonra da aynaya bakacaksın, orada teröristleri göreceksin" şeklinde konuştu.
'ŞAPKA DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ'
Konuşması sık sık 'Başbakan Meral' sloganlarıyla kesilen Akşener, diktatörlüğe doğru bir gidildiğini bu nedenle referandumda hayır oyu kullanacaklarını ifade etti. Akşener, "Şapka düştü, kel göründü. Anayasa teklifinin Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerini, Atatürk ve arkadaşlarının değerlerini ortadan kaldırmak üzere bir rejim değişikliğine bir sebep olacağı bu '94 senelik parantezi kapatıyoruz' diyenler şapkayı düşürmüş keli göstermiştir. Şimdi Burgazlılara sesleniyorum, biz buna müsaade etmeyeceğiz" dedi.
'HAKİM VE SAVCILAR BENİ TEHDİT EDİYOR'
Salonda yaklaşık yarım saat konuşan Meral Akşener, daha sonra iş merkezi önünde bekleyenleri selamlamak için dışarı çıktı. Binlerce kişinin toplandığı İstanbul Caddesi'nde 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganlarıyla karşılanan Akşener, hakim ve savcıların kendisini 'tehdit' ettiğini açıkladı. Bir referandum kararı alındığını ve bu konu tercihlerini gittiği yerlerde anlattığını ifade eden Akşener şunları söyledi:
"Bir referandum kararı alındı, o karar nedeniyle tercihlerimizi bildiriyoruz. Hakimler mesaj atıyor, 'Sonra görüşürüz haa', görüşsek ne olacak? Elinden geleni ardına koyma. Savcılar mesaj atıyor 'küsmece yok'. Hakim ve savcının, camide imamın, politika yaptığı, tercihleri için insanları tercih ettiği benim vergimle maaş alan imam efendim, benim gibiler için 'kafir' diyor. Allah sizi ıslah etsin. Böyle bir dönem görülmemiştir. Referandumun birinci hayırlı sonucu, Türkiye'de nelerin iflas ettiğini görmemize neden oldu. İkinci hayırlı sonucu ise Atatürk'ü, Cumhuriyetin değerlerini yeniden hatırlamamıza sebep oldu. Beni tehdit ediyorlar, ben de onlara diyorum ki 'harami var deyu. Korku verirler, benim ipek yüklü kervanım var. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, demirden korksaydık trene binmezdik"
Konuşmasının ardından toplanan kalabalığa karanfiller atan Akşener, daha sonra ilçeden ayrıldı. Akşener'in salon ve caddedeki konuşması sırasında polis ve jandarma ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Polisin arama noktaları
-Salona giren vatandaşlar
-Salondaki kalabalık
-Türk bayrakları ve marşların çalınması
-Akşener'in anons edilmesi
-Akşener'in salonu selamlaması
-Akşener'in konuşması
-Salondan görüntüler
-Dışarıdaki kalabalık
-Slogan atmaları
-Akşener'in caddeye çıkması
-Akşener'in buradaki konuşması
-Kalabalığa çiçek atması ve ayrılması
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Vahit İŞBAŞARAN/LÜLEBURGAZ(Kırklareli),
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
====================================================
TBB Başkanı Feyzioğlu: Bu gemi batarsa, siz de batarsızınız, biz de
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu, 16 Nisan'da yapılacak referandumun Türkiye'yi felakete sürükleyecek bir proje olduğunu söyleyerek, "Sayın Cumhurbaşkanı bu gemi batarsa siz de batarsınız, biz de batarız" dedi.
Bolu Barosu tarafından kentte bulunan bir restoranda düzenlenen 'Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz' konferansında konuşan TBB Başkanı Feyzioğlu, ülkede yapılan köprüler ve hızlı trenlerle gurur duyduğunu söyledi, teşekkür etti. Büyük bir tehlikenin olduğunu belirten Feyzioğlu, "Burada diyoruz ki; bir büyük tehlike var. Bizi 2008'de dinlemediniz. Türkiye'nin milli kurumları kumpas davalarıyla balyozlanırken dinlemediniz. Bilgiye değer vermediniz. 2010'da anayasa değişikliği yapılırken bizi dinlemediniz. Dedik ki; yargıyı birileri ele geçirecek, kızdınız bize saldırdınız. Türkiye koalisyonla yönetilmesin diyorsunuz ama, kusura bakmayın Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, 12 küsür yıldır siz koalisyonla yönettiniz. İlker Başbuğ tutuklanmaya sevk edildiğinde o zamanın Cumhurbaşkanı ve Başbakanına Ankara Barosu Başkanı olarak mektup yazdım. O mektupta neler var burada söylüyorum. İlker Başbuğ'un savcı cübbeli terörist tarafından tutuklamaya sevk edildiği o gün yazdığım mektup şöyle başlıyordu, 'Sıra size geliyor dikkat Sayın Cumhurbaşkanım, sıra size geliyor dikkat Sayın Başbakanım.' O gün bile saldırdınız, o gün bile kızdınız, o gün bile yandaş medyayı üzerimize saldınız. 2.5 ay sonra MİT Müsteşarını 'Gel bakalım' diye çağırdıklarında o zaman gördünüz" diye konuştu.
Anayasa değişikliği referandumunun milli bir mesele olduğunu vurgulayan Feyzioğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bu milli bir mesele. Sizin ayrı bir siyasi partiden olmanız, benim hayatta hiç oy vermemiş bir siyasi partiden olmam aynı gemide olmamız gerçeğini değiştirmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, bu gemi batarsa siz de batarsınız biz de batarız. 2013'te Türkiye'nin tüm milli kurumları ele geçirildiğinde, kozmik oda ele geçirildiğinde, devletin en mahrem ve bilinmemesi gereken sırları birilerinin eline geçtiğinde açılım süreci başladı. Sizleri burada barış yoktur diye uyardık. Barışa gider levhası Türkiye'yi savaşa götürür dedik, yine kızdınız. 3 yıl boyunca şehirler tuzaklandı mayınlandı. Maliyeti ne oldu yüzlerce şehit verdik. Bir kez daha uyarıyoruz. 2017 anayasa değişikliği küresel kuklacıların son bir projesi olarak felakete sürükleyecek bir proje. Sayın Cumhurbaşkanı bizi lütfen davet edin. Bize evinizin kapısını açmak zorunda değilsiniz. Bu ülkenin 80 milyon vatandaşına devletin kapısı Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1923'de Cumhuriyet ilan edildiği gün açıldı. Siz o kapıyı hiç kimseye kapatamazsınız."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Salondan görüntü
-Metin Feyzioğlu'nun konuşması
Haber-Kamera: Mutlu YUCA/BOLU,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=================================