Dha Yurt Bülteni - 1
1)ZONGULDAK'TA ÖZEL MADEN OCAĞINDA GÖÇÜK: 1 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİZonguldak'ın Kilimli İlçesi Gelik Beldesi'nde özel maden ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi yaralandı, mahsur kalan 1 işçi hayatını kaybetti.
1)ZONGULDAK'TA ÖZEL MADEN OCAĞINDA GÖÇÜK: 1 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
Zonguldak'ın Kilimli İlçesi Gelik Beldesi'nde özel maden ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi yaralandı, mahsur kalan 1 işçi hayatını kaybetti. Göçük, saat 21.00 sıralarında Dağbaca Mevkisinde özel maden şirketine bağlı kömür ocağında meydana geldi. Yerin 140 metre altında maden işçilerinin çalıştığı bölgede, tavan göçmesi nedeniyle göçük oluştu. 36 yaşındaki Rıdvan Okumuş yaralı olarak kurtulurken, Mustafa Sarı, göçük altında mahsur kaldı. Ocakta çalışan işçiler ve TTK tahlisiye ekibi, madenciyi kurtarmak için çalışma başlattı.
Göçükte hafif yaralanan Rıdvan Okumuş ise ambulansla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Okumuş'un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Polis, göçüğün meydana geldiği ocağa gelerek işçilerin ifadesine başvurdu.
MADENCİNİN CESEDİNE ULAŞILDI
Zonguldak'ın Kilimli İlçesi Gelik Beldesi'nde özel maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan Mustafa Sarı isimli işçinin cesedine ulaşıldı.
Göçüğün altına kalan maden işçisi Mustafa Sarı, Türkiye Taş Kömürü Kurumu tahlisiye ekibi ve mesai arkadaşlarının yardımlarıyla 9 buçak saat süren kurtarma çalışmasının ardından göçükten çıkarıldı. Hayatını kaybetmiş olan maden işçisi, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Maden ocağı önünden görüntü
-Ocak önünde bekleyenler
-Ocak önündeki çalışmalar
Süre: (2.30) Boyut: (80 MB)
----------------------------
-Ambulansın morg önüne gelmesi
-Mustafa Sarı'nın cesedinin indirilmesi
-Morga sokulması
Süre: (1.02) Boyut: (62 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN / KİLİMLİ (Zonguldak),
22.11.2016 - Haber Kodu : 161122002
22.11.2016 - Haber Kodu : 161122011
==================================================
2)KISA SÜRELİ SEBZE SIKINTISI KAPIDA
Türkiye'nin en önemli örtüaltı üretim merkezi Antalya'da çiftçilerin Rusya'ya ihracat yasağı ve halde 50-80 kuruşa sattıkları domatesin İstanbul'da pazar ve markette 5 liraya kadar yükselmesine tepki olarak başlattığı ürün göndermeme eylemi nedeniyle kısa süreliğine İstanbul ve diğer illerde ürün sıkıntısı yaşanabileceği ifade edildi.
Antalya'da üreticilerin 50-80 kuruşa kendilerinden alınan domatesin İstanbul'da 4-5 TL gibi fiyata tüketiciye ulaştırılıyor olması, Rusya'ya ihracat yasağının sürmesi, dolardaki artış nedeniyle zirai ilaç, gübrenin zamlanması gibi gerekçelerle başlattığı hale ürün göndermeme eylemi, bazı çiftçiler tarafından sürdürülüyor. Kış döneminde Türkiye'nin sebze ihtiyacının çok önemli bölümünün üretildiği Antalya'da çiftçilerin, hale ürün göndermeme eylemini uzatmaları durumunda tüketici fiyatlarında artış ve piyasada ürün sıkıntısı endişesi yaşanıyor. Ancak çiftçi serada çok fazla bekletemeyeceği için bir hafta sonra ürünün ya çöpe gideceği ya da piyasaya çok fazla ürün arzı olması sebebiyle fiyatlarda daha sert bir düşüş yaşanabileceği öngörülüyor.
ANTALYA'DA 10 KURUŞ, İSTANBUL'DA 2 LİRA
Çocukluğundan beri tarımla uğraşan ve marul, tere, nane, maydanoz gibi yeşillik ürettiğini anlatan Mehmet Avcıoğlu, gübre, tohum gibi girdi fiyatlarının çok yükseldiğini ve çiftçinin emeğinin karşılığını alamadığını söyledi. Çiftçinin gübresini, ilacını banka borcuyla yapabildiğini belirten Avcıoğlu, "Kredisini ödeyemiyor. Kıvırcık marulun tanesi 10 kuruş, düz marul 40 kuruş, maydanoz, roka, tere 20 kuruş. Sadece yeşillik değil, domates, patlıcan, salatalık hepsinde aynı. Rusya'ya ihracat kapalı ve millete yazık, herkes kan ağlıyor. Geçen sene yine iyiydi fiyatlar bu sene tamamen oturdu. Bu sene kıvırcık marul eken tamamen sürüyor. Hepsinde aynı sıkıntı var. Antalya'da 10 kuruş olan kıvırcık marul İstanbul'da 2 liraya kadar satılıyor. Çiftçiler gerçekten çok rezil, emeğini karşılayamıyor" diye konuştu.
ZARARINA ÜRETİM
Domates ve biber üretimi yapan Emrah Meydan, devletten bir pazar oluşturmasını beklediklerini söyledi. 1 dönüm domatesin maliyetinin 8 bin lirayı bulduğunu anlatan Meydan, "Domatesin haldeki fiyatı ise 50-80 kuruş arasında. Bunu hesaba vurduğumuzda, 10 ton civarı ürün alıyoruz, 8 bin lira kazanıyoruz. Bunun vergileri vs giderleri düştüğümüzde 6-7 bin lira kalıyor ve eksi 2 bin lira ile çalışıyoruz. Bu şekilde rakamlarla, ihracat olmaz ve bu mal para etmezse, çiftçi zaten bankalara borçlu, ileride elindeki serasını da satacak, el kapısına bakacak. Yapabileceğimiz tek şey o. Birçok kalem var bizi etkileyen, ilaçların yüzde 80'i yurtdışından ve dolar üzerinden geliyor. Dolar da yükseldiği için bu ilaçlara her gün zam geliyor ve biz bu ilaçları nakit alıyoruz. Eğer bu ürün Rusya'ya gitmezse direkt zarar edeceğiz ve yanımızdaki işçiler de işsiz kalacak" dedi.
ASIL PARAYI YİYEN İSTANBUL'DAKİ ARACILAR
Ürettiği domatesin köy domatesi cinsi ve Rusya pazarına yönelik olduğunu belirten Meydan, İstanbul'daki tüccarları suçladı. Antalya Hali'ndeki komisyoncuların çiftçinin cebinde parası yokken fide, işçi ücretleri konusunda faizsiz para desteği verdiğini kaydeden Emrah Meydan, "Bizi idare etmeye çalışıyorlar. Paketleme yapılıyor ve paketleme fiyatı üstüne biniyor. İstanbul'a gittiği zaman orada ekstra bir ücret konuluyor. Markette ekstra bir ücret daha. Asıl Antalya'dan çıktıktan sonra iş başlıyor fiyatlarda. Yani Antalya'dan uygun fiyata çıkıyor, bu domates 1 liraya çıktığında buradaki adam sadece kar alıyor. Ama İstanbul'daki ya da diğer şehirlerde ekstra para bindiriliyor. Burada 50 kuruşa gönderdiğimiz domates bile 2 liraya satılıyor. Bunların hepsi Antalya halinden çıktığında, asıl parayı yiyen İstanbul'daki aracılar. Kar yağdı bahanedir, ürün gitmedi iki gün ürün kesilir ve fiyatları yükseltilir" diye konuştu.
RUSYA'YA ÜRETİLEN BİBER ELDE Mİ KALACAK?
Yıllardır kaliforniya türü biberi Rusya pazarı için ürettiğini anlatan Mehmet Avcı, kendisinin ekimi biraz geç yaptığını, ama diğer üreticilerin ürünlerinin hasat dönemi olduğunu ve Rusya'daki yasağın sürmesi nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. İç piyasada da ürün bolluğu nedeniyle fiyatın ciddi düzeyde düştüğünü kaydeden Avcı, "Dönüm maliyetimiz en kötü 10 bin TL ve işçilik, ilaç, gübre, sürüm gibi şeylerle bu paralar bizim cebimizden çıktı. ve biz bu ürünü satacak mıyız, elimizde mi kalacak bunu bilmeden yetiştirdik. Rusya'nın sıkıntısı en çok bizleri vurdu. Bu biberin kilosunun en az 3 lira etmesi lazım. Eğer Rusya almazsa alıcı bulamayız, talep olursa götürebiliriz, yoksa dalında bekler. İç pazarda 1-2 ton talep olur, o da bizi tatmin etmez. Geçen yıl bu biber ortalama 4 liraydı, Rusya almazsa 1 liraya düşer" dedi.
PATLICAN 1 LİRAYA DÜŞTÜ
Patlıcan ve oval çeri domates üretimi yapan Bayram Avcı, 2 lira olması gereken patlıcan fiyatının 1- 1.2 liraya, 2.5- 3 lira olması gereken oval çeri domatesin de 1.8 TL'ye gerilediğini söyledi. Rusya'ya kapıların kapalı olmasından dolayı büyük sıkıntı yaşandığına da değinen Bayram Avcı, "Bunlar normal domates değil, oval çeri domates. Geçen hafta 2.5 liraydı, 1.8 TL'ye düştü. Rusya'ya ihracat yok, kapılar kapalı. Önceden Rusya'ya 2.5- 3 liraya gidiyordu ve üreticide haliyle para kazanıyordu. Hale ürün gönderiyoruz ama halci bizden alıyor 1 liraya, ihracata 4-5 liraya gönderiliyor. Çiftçi nereden kazanacak? Gübre, kömür, işçi yevmiyesi, bir işçi maliyeti 50 lira nereden para kazanarak çiftçi?" diye konuştu.
ÜRETİCİ KATLANAMAZ DURUMA GELDİ
Üretim maliyetleri artarken sebze fiyatlarının değişmemesi ve buna bağlı olarak giderek üreticilerin yoksullaşmasını asıl sıkıntı olarak gösteren Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, "Yoksulluk öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, şu anda üretici 2016'nın ürününü satıp para kazanabilirse 2015 yılında kullandığı ilaç, gübre, tohumun borcunu ödeyebilecektir. 2016'ya da bu atmosferde girildikten sonra ve Rusya'ya yönelik ihracat yasağının kalkmaması nedeniyle arzın fazlalığı fiyatların düşmesine neden olmaktadır. Artık üretici katlanamaz duruma gelmiş ve örgütsüz bir şekilde bu olaya bir protesto gerçekleştirmeye başladı. Antalya Hali'nde bu eylem yapıldı ama geçen hafta Gazipaşa'da üreticilerin ürün göndermeyerek protesto etmeye başladıklarını hep duyuyoruz" dedi.
ÇİFTÇİ KOOPERATİFLEŞMEDİĞİ İÇİN KAZANAMIYOR
Bu eylemin haldeki fiyatların yükselmesini ya da halcilerin de bu eyleme destek vermesiyle çiftçinin sorununun çözüleceğini sanmadığını da belirten Vahap Tuncer, "Nedeni, sorun yapısaldır. Yıllardır ifade ediyoruz, üretici fiyatlarıyla pazar fiyatları arasında uçurum kadar fark var diye. Aracıların fazla olması, tüketici bölgesindeki halle üretici halleri arasındaki fiyat farkı gibi ama burada tarım sektörü paydaşlarının birbiriyle kavga ederek bu sorunun üstesinden gelmeleri mümkün değil. Bugün AB ülkelerinde üreticilerin tamamının kooperatifleştiğini görüyoruz. Örgütleri aracılığıyla gübreyi, fideyi, fidanı ilacı daha ucuza aldıkları ve iç veya dış pazara da kooperatif aracılığıyla daha yüksek fiyata sattıklarına tanıklık ediyoruz. Bizde ise örgütsüz yapı, bir araya gelmedikleri için aracılar aracılığıyla pazara sunulmaya çalışılıyor" dedi.
RUSYA MERHEM OLMAZ
Türkiye'de üreticinin para kazanamadığı, tüketicinin pahalıya sebze meyve tükettiği için şikayet ettiğinden bahseden Tuncer, "Enflasyon sepetinde sebze ve meyve olması, pazar fiyatının yüksek olmasına bağlı olarak Türkiye'yi yönetenler fiyatların pahalı olduğundan şikayetçi. Aradaki komisyoncular, tüccar yeterince para kazanamadığından şikayetçi. Dolayısıyla kimsenin mutlu olmadığı bir tarım sektörü yapısı oluştu. Yine bu alanda ilaç, tohum, gübre tedarikçileri, vadelerin 16 aya yükselmesi nedeniyle para tahsil edemedikleri için şikayetçi ve batma noktasına geldiklerini ifade etmektedirler. Dolayısıyla bu yapı sürdürülemez noktadadır. Zaten çiftçinin kendi meslek odaları, ziraat odalarını bir tarafa bırakarak bu işe tepki göstermeleri, ürünlerini sokağa dökmeleri de bunun açıkça bir işareti. Aralık ortasında Rusya'ya sebze ihracatı serbest bırakılsa da bu soruna merhem olacağını düşünmüyoruz. 2015 yılı seviyelerini yakalamak mümkün değil ve daralma yaşanacaktır" diye konuştu.
İSTANBUL VE DİĞER İLLERDE ÜRÜN SIKINTISI
Çiftçilerin hale ürün göndermeme eylemi nedeniyle İstanbul ve diğer illerde kısa süreliğine sebze sıkıntısı yaşanabileceğini de kaydeden Tuncer, "Antalya'daki üretici seradaki ürünü domates, biber veya patlıcanını çok uzun süre hasat etmeden duramaz, hasadın yapılması lazım. Pazar değerinin kaybolmaması, arkadan yeni ürünler gelmesi için. 2-3 günlük süre içinde fiyatlarda kısmi yükseklik olabilir ama çok uzun süre sıkıntı yaşanacağını zannetmiyoruz. Üreticinin asıl sıkıntısı, şu an 80 kuruşa domatesi satıyor, bu insanlar haklı olarak ancak harcadıkları paranın karşılığında bir paraya sattıkları için para kazanamadığından şikayet ediyor. Halde 80 kuruşken tüketici halinde 1.5- 2 lira olması, pazar ve markette 5 liraya satılması ister istemez çiftçileri isyan noktasına getirmiştir" dedi.
Görüntü DÖkümü
------------------------------
Nane yetiştiricisiyle röportaj
Biber yetiştiricisiyle röportaj
Biberden ve olgunlaşmamış domatesten detay görüntüler
Domates yetiştiricisiyle röportaj
Seradan detay görüntüler
Patlıcan serasında çalışan işçilerden detay görüntü
Domates yetiştiricisiyle röportaj
Olgunlaşmış domateslerden detay görüntüler
RÖP: Vahap Tuncer
Haber: HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
21.11.2016 - Haber Kodu : 161121165
21.11.2016 - Haber Kodu : 161121166
==================================================
3)AK PARTİ BİLECİK MİLLETVEKİLİ ELDEMİR'DEN ÖNERGE SAVUNMASI
AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, tartışmalara neden olan cinsel istismar önergesiyle ilgili, "Siz bir taraftan 16 yaşındakileri sanatçı kimliği ile gece kulüplerine çıkarılmasına her türlü müsaadeyi göstereceksiniz. veya kızlı- erkekli aynı evde kalmalarını meşru göreceksiniz. Öbür taraftan ailelerin rızası olan, kızın-erkeğin rızası olan evliliğe 'hayır' diyeceksiniz. Burada yanlışlık var" dedi. Bilecik'te bir lokanta açılışına katılan milletvekili Halil Eldemir, gazetecilerin gündemle ilgili yönelttiği soruları yanıtladı. Eldemir, kamuoyunda tartışılan cinsel istismara uğrayan birey ile failin evlenmesi durumunda failin cezasının geri bırakılması veya ertelenmesini içeren önergenin muhalefet tarafından istismar edildiğini söyledi. Önergeyi savunan Eldemir şöyle konuştu:
"Bu konu hassas bir konudur. Burada telaffuz edilen kavramların sıkıntısı yaşanıyor. Yasalara göre 18 yaşından önce nikah kıyılamıyor. Kız ile erkek görüşüyor ve aileler anlaşıyor. Evlenmeye karar veriyorlar. Gidip evleniyorlar ama nikahı yapamıyorlar. Nikahı yapamadıkları zaman resmi olarak kayıt altına alınamıyor. Daha önceden çıkan yasaya göre 18 yaşından önce evlenenler için erkek tacizci, kadın ise istismara uğramış kişi olarak geçiyor. Bizim yapmak istediğimiz, aile müessesesini kurmuş olan mağdurların mağduriyetlerini gidermektir. Ben 44 yaşında bir adamım. Benim jenerasyonumun anne ve babaları 18 yaşından önce evlenmiştir. Bu şu anda yasa gereği suçtur. Bu tecavüz edilmiş, zor kullanılmış, cinsel tacizde bulunmuş insanlara yönelik bir çalışma değildir. Bu tamamen karşılıklı rıza ile yapılmış evliliklerde aile bütünlüğünün sağlanması adına yapılmaktadır. Burada muhalefet bir çığırtkanlık yapıyor. Siz bir taraftan16 yaşındakileri sanatçı kimliği ile gece kulüplerine çıkarılmasına her türlü müsaadeyi göstereceksiniz. İnsan hakları ihlali diyeceksiniz. Barlarda 18 yaş altındaki kız çocuklarını sahneye çıkaracaksınız. Bunun adı kızları korumak olacak. veya kızlı-erkekli aynı evde kalmalarını meşru göreceksiniz. Öbür taraftan ailelerin rızası olan, kızın-erkeğin rızası olan evliliğe 'hayır' diyeceksiniz. Burada yanlışlık var."
Görüntü dökümü:
--------------------------
-Milletvekili Halil Eldemir'in konuşmasından çekilen görüntüler
Haber: Cafer ELMAS/BİLECİK,
21.11.2016 - Haber Kodu : 161121168
====================================================
4)PROFESÖR ATASOY: ÇOCUKLARI İSTİSMARCILARIN ÖNÜNE ATMIŞ OLURUZ
BÜLENT Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Nuray Atasoy, tartışmalara yol açan 'cinsel istismar' düzenlemesinin yasalaşması halinde çocukların istismarcıların önüne atılmış olacağını söyledi. Prof.Dr. Nuray Atasoy, 18 yaş altındaki insanların belli olgunluğa erişene kadar yaşadığı şeyin ne olduğunu tanımlayamayabileceklerini, bu yüzden de olabilecek şeyleri engelleyemeyeceklerini ya da onay veremeyeceklerini söyledi. 9 yaşında cinsel istismara uğramış bir çocuğun hastalık belirtilerinin 25 yaşında ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Atasoy, şöyle konuştu:
"O yüzden insanların böyle bir istismardan etkilenmesi her yaşta ortaya çıkabilir. En azından bu olgunluğu kazanana kadar çocuğun başına, kandırarak, zorla, tehdit ederek herhangi bir istismar geldiğinde, çocuğun bunu anlama, engelleme ve ön görmesine dayanarak bir şeye karar veremeyiz. O zaman çocukları tamamen potansiyel istismarcıların önüne artmış oluruz. Çocuk kendini koruyamadıysa da 'rıza gösterdi' gibi son derece tehlikeli bir karara varırız ve çocukları koruyamayız. Nitekim de cinsel istismarcılar açısından baktığınızda gerçekten çok yüksek oranlar var artık karşımızda. Bu çocuklarımızı, gençlerimizi koruyamayacaksak bu hepimizin geleceğini karartacak bir şey. O yüzden insanların 18 yaş öncesinde algılamaları, kendini korumaları açısından her zaman toplumun çok büyük rolü var. Bu kişi fiziksel, duygusal ya da cinsel açıdan zarara uğradığında bu zarara uğrayan kişiye sorumluluk vermek son derece yanlış, sağlıksız bir yaklaşımdır."
'YENİ GELEN NESİL İÇİN DE RİSK'
18 yaşı altındaki kızların evlendirilmelerinin tıbben mümkün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Atasoy, "Herhangi bir şeyden sorumlu tutulmaları, hele cinsellik gibi kapalı, bilgilenmedikleri, önceden öngöremeyecekleri, tamamen bilgisiz oldukları bir alanda kendilerini tamamen korumalarını beklemek de 18 yaşındaki kızların istismara daha açık hale gelmesine, istismarcıların da cesaretlenmesine neden olacaktır. 18 yaşından önce evlenip de çocuk sahibi olmak, yeterli olgun yaşta olunmadığı için yeni gelen nesil için de bir risktir. Çünkü çocuk bakımı, çocuk yetiştirmek son derece önemli ve beceri isteyen bir iştir" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------------------
-Prof. Dr. Nuray Atasoy ile röp.
-Prof.Dr. Nuray Atasoy'un çalışması
Haber: Gürkay GÜNDOĞAN/ ZONGULDAK,-
========================================
5)BURSA BARO BAŞKANI ALTUN: BU TEKLİF YASALAŞIRSA SIRADA EVLİLİK YAŞININ DÜŞÜRÜLMESİ VAR
BURSA Baro Başkanı Gürkan Altun, TBMM'ye görüşülen 'çocuğa cinsel istismardan yargılanan veya hüküm giyenleri, mağdurla evlenmesi koşulu ile bir seferliğine hapis cezasından kurtaracak' düzenlemeyi eleştirdi. Baro Başkanı Altun, "Bu teklifin yasalaşmasından sonra sıra, evlenme yaşının çok daha aşağılara belki de 15'e indirilmesi getirilecek" dedi.
Bursa Baro Başkanı Gürkan Altun ile avukatlar, Bursa Barosu önünde düzenledikleri basın toplantısı ile tepkilere neden olan düzenlemeyi eleştirdi. Türkiye'nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi'nde de belirtildiği gibi, uzlaştırma ve arabuluculuğun asla kabul edilemeyeceği bir alan olduğunu belirten Baro Başkanı Gürkan Altun, TBMM'ne getirilen tartışılan bu düzenleme ile 15 yaşından küçük çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun faillerinin cezasız bırakılacağını savundu. Bu teklifin yasalaşmasından sonra sıranın, evlenme yaşının çok daha aşağılara belki de 15'e indirilmesinin geleceğini belirten Altun, böylece çocukların yanında, kadınların da eve kapatılması, toplumsal hayattan dışlanması, istismar yoluyla da olsa 'evinin kadını yapılması' sürecini başlatılacağını ileri sürdü.
Gürkan Altun, bu içerikteki bir yasa değişikliğinin suçu önleyeceğini de savunarak, "Salı günü yapılacak oylamada, tasarının meclisten geçmesi, çocuk yaşta evlilikleri ve suçu özendirir. Suçluyu ödüllendirir ve tecavüzü de su olmaktan çıkartır" şeklinde konuştu.
Görüntü dökümü
-----------------------
-Basın toplantısından görüntü
-Detaylar
Halil ÖZÇOBAN/ BURSA, -
==================================================
6)BALIKESİR'DE O DÜZENLEMEYE TEPKİ EYLEMİ
Balıkesir'de düzenlenen eylemde, cinsel istismar suçlarıyla ilgili düzenleme protesto edildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Balıkesir Şubeler Platformu dün saat 17.30'da, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda bir araya geldi. Kamuoyunda tepki çeken cinsel istismar suçlarıyla ilgili düzenlemeyi protesto etti. KESK'e bağlı sendikaların yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de eyleme destek verdi. Eylemde kadınlar düdük çalıp, alkışlayarak tasarıya tepkilerini dile getirdi. 'Çocuk susar, sen susma, tecavüzü meşrulaştırma' yazılı pankart açan kadınlar, "Tecavüz yasanı al başına çal", "Kadın, çocuk düşmanı yasalara hayır", "Tecavüz suçtur, aklanamaz" sloganları attı.
Konuşma yapan KESK'e bağlı Eğitim-Sen Balıkesir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Avcı, önergeyle 4 bin tecavüzcüye tahliye yolunun açılacağını belirterek, şunları söyledi:
"Doğuracağı insanlık dışı sonuçları şimdiden bilinen bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Tüm kadınlar olarak tecavüzcüleri ve tecavüzü aklayanlar hesap verene kadar direnişte olacağız."
Eyleme katılan yaklaşık 80 kişi açıklamanın ardından sessizce dağıldı.
BİR TEPKİ DE EĞİTİM-İŞ'TEN
Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şubesi de düzenlediği basın toplantısıyla, düzenlemeyle çocuk istismarının meşrulaştırıldığını söyledi. Eğitim-İş Eğitim Sekreteri Filiz Aygün, "Tacizi ve tecavüzü meşrulaştıran söz konusu önergenin yasalaşması durumunda, kız çocukları her türlü taciz ve tecavüze karşı korunmasız bırakılacak, eğitimden koparılarak küçük yaşta evlendirilmelerine yol açılacaktır. Çocuklar mağdur edilirken, tecavüz özgür bırakılacaktır. Eğitim-İş olarak çocuk istismarını, taciz ve tecavüzü meşrulaştıran bu yasaya karşı çıkacağız" diye konuştu.
Görüntü dökümü:
---------------------------------
KESK'in eylemine katılan kadınlardan görüntü
Pankart ve dövizler
Kadınlar düdük çalıp, alkışlıyor, sloganlar atıyor
Eğitim-Sen Balıkesir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Avcı'nın konuşmasından görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Hilmi DUYAR- Coşkun YAMAN / BALIKESİR,
21.11.2016 - Haber Kodu : 161121167
======================================================
7)BODRUMLU KADINLAR CİNSEL İSTİSMAR ÖNERGESİNE KARŞI MEYDANLARDA
MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde cinsel istismara uğrayan birey ile failin evlenmesi durumunda, failin cezasının geri bırakılması veya ertelenmesini içeren cinsel istismar önergesine karşı çıkan Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri yaptıkları eylemle önergenin geri çekilmesini istedi.
Cinsel istismar önergesine karşı olan Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri, bugün akşam saatlerinde Belediye Meydanı'nda eylem yaptı. Eyleme, yaklaşık 250 kadının yanı sıra erkeklerde destek verdi. Kadınlar tepkilerini düdük çalarak, alkışlarla ve pankartlarla duyurdu. Kadınlar ellerinde "Erkek faillerin affına hayır', '12 yaşında tecavüze uğra rıza ara, akla erkek faili evlilikler pakla', 'Çocuklara uzanan penisler kırılsın', 'Failleri aklayan önergeye hayır' ve '18 yaş altı çocuktur, rıza aranmaz' gibi pankartlarla meydanda önergeye karşı tepkilerini gösterdi. Polisin güvenlik önlemi aldığı meydandaki eyleme Bodrum'da yaşayan şarkıcı Zeynep Casalini de katıldı. Casalini, "Benim iki tane kızım var. Kızım olmasa oğlum olsa hatta çocuklarım olmasa da yine burada olacaktım. Yasaların en güçsüzü korunması gerekirken burada inanılmaz bir durum var. Ne koruyor, ne gözetiyor. Akıl almaz bir şey. Ben söyleyecek söz bulamıyorum. Ancak yasak olabilecek bir şey, nasıl yasa olabilir, aklım almıyor. Böyle bir şeyi düşünmek, kabusunu görmek bile gerçekten inanılmaz bir acı. Derhal bunun iptal edilmesini istiyorum" dedi.
Bu önergenin kız çocuklarının kaderini belirlediğini söyleyen Bodrum Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Figan Erozan ise, "Biliyorsunuz bu yasa gece önerge olarak verildi. AKP milletvekilleri tarafından verildi. O yüzden bugün bu alanlarda nöbet tutuyoruz. Dolayısıyla bu bizim bedenlerimizi ilgilendiriyor ve doğurduğumuz kız çocuklarının kaderini belirliyor. Herhangi bir erkeğin işlediği suçu siz 12 yaşında rızaya indirerek evlilik kurumuyla aklayamazsınız. Böyle bir hak yoktur, suç suçtur. Dolayısıyla bu yasa geçmeyecek, geçerse de biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Asla erkek failleri teşhir etmekten, onlarla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu yasayı geçirebilirler ama imzaladıkları İstanbul Sözleşmesi ve Sedan Sözleşmesi var uluslararası hukuk var. Dolayısıyla bu yasayı kabul etmiyoruz o yasa çekilecek" dedi.Eyleme katılan kadınlar basın açıklamasının ardından, olaysız bir şekilde dağıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
Eylemden görüntü
Zeynep Casalini ile röp,
Figan Erozan'ın açıklamasından görüntü
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla),
================================================================
8)AYVALIKLI KADINLARDAN DÜZENLEME TEPKİSİ
BALIKESİR'in Ayvalık İlçesi'nde bir araya gelen kadınlar, cinsel istismar suçlarıyla ilgili düzenlemeyi protesto etti.
Ayvalık'taki çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına üye yakaşık 100 kişilik bir grup kadın, cinsel istismar suçlarıyla ilgili düzenlemeyi protesto etmek amacıyla bugün saat 17.00'de Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya geldi. "Hükümet elini bedenlerden çek" sloganı atan kadınlar, alkışlarla tepkilerini gösterdi.
Topluluk adına açıklama yapan Ayvalık Kent Konseyi Kadın Meclisi Üyesi Hilal Uslu, "Türkiye'deki bu geriye gidiş son derece vahimdir. Cinsel ilişkiye rıza yaşını 12'ye indirmek isteyenler de çocuk istismarı mahkumlarına af önergesi verenler de oylamada 'Evet' diyenler de bu yanlışlarından derhal geri adım atmalıdır. Aksi takdirde onarılamaz sonuçlar doğuracak bir adım atmış olacaklar, çocuk ve kadın haklarını Meclis eliyle gasp etmenin yolunu açacaklardır" dedi.
Topluluk açıklamanın ardından sessizce dağıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
Eylemci gruptan görüntü
Hilal Uslu'nun yaptığı açıklamadan görüntü
Genel ve Detay görüntü
(Haber- Kamera: Kadri KAYA / AYVALIK (Balıkesir),
================================================
9)FETÖ'CÜ AKADEMİSYEN ÇİFT YURT DIŞINA KAÇARKEN YAKALANDI
EDİRNE'de jandarma ekiplerince durdurulan bir otomobilde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görev yaptıkları Turgut Özel Üniversitesi'nden ihraç edilerek haklarında yurt dışı yasağı konulan Prof. Dr. M.Y. ile eşi Doç. Dr. Ü.Y. ve onlara organizatörlük yapan bir şüpheli yakaladı. Almanya'ya gitmek istediklerini itiraf eden akademisyen çift ve diğer şüpheli ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Edirne Jandarma Komutanlığı ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yurt dışı yasağı olan bazı şüphelilerin kaçacağı bilgisi üzerine harekete geçti. Plakası belirlenen otomobili Havsa İlçesi'ne bağlı Kuzucu Köyü'nde durduran jandarma ekipleri, araçtaki 3 şüpheliyi incelemeye aldı. Yapılan araştırmada üzerlerinde sahte kimlik ve pasaport bulunan şüphelilerin Turgut Özal Üniversitesi'nden FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevlerinden ihraç edilen Prof. Dr. M.Y. ile eşi Doç. Dr. Ü.Y. olduğu ortaya çıktı. Aracı kullanan K.A.'nın ise akademisyen çifte kılavuzluk yaparak yurt dışına çıkaracağı tespit edildi. Şüphelilerin üzerlerinde yapılan aramalarda ise M.Y. tarafından kullanılmak üzere 'D.M.A.' adına, Ü.Y. tarafından kullanılmak üzere ise 'N.A.' adına düzenlenmiş iki adet sahte pasaport ve nüfus cüzdanı, 4 bin 300 euro, 200 lira, 5 adet cep telefonu ve 5 adet sim kart ele geçirildi.
ALMANYA'YA KAÇACAKLARDI
Edirne Jandarma Komutanlığı'nda ifadeleri alınan şüpheli akademisyenler, Almanya'ya kaçmak istediklerini itiraf etti. Jandarmadaki işlemlerinin ardından elleri kelepçeli olarak adliyeye getirilen akademisyen çift ve diğer şüpheli sorguya alındı. Soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
-Jandarma araçlarınını gelişi
-Şphelilerin adliyeye getirilmesi
-Adli tabelası
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/EDİRNE,-
===================================================
10)ERKAN PETEKKAYA HAYALİM F 16 PİLOTU OLMAKTI
BURSA Teknik Üniversitesi öğrencileriyle buluşan ünlü oyuncu Erkan Petekkaya, yaşam hikayesini öğrencilerle paylaştı. Öğrencilik hayatında oyunculuk fikrinin olmadığını söyleyen Petekkaya, "Her zaman F 16 pilotu veya konsolos olmak istedim" dedi. Bursa Teknik Üniversitesi Sinama Topluluğunun düzenlediği söyleşiye katılan Erkan Petekkaya, öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. 250 kişilik salonda öğrencilerle buluşan Petekkaya, içinde büyük bir adalet duygusunun olduğu ifade erek, "Olur olmaz şeylere sinirleniyorum ve kendimi engelleyemiyorum. Bu ailemden geçmiş bir duygu. Bir adeletsizlik gördüğüm zaman cinlerim tepeme çıkıyor" diye konuştu.
MACERAM SONA ERDİ
Ünlü oyuncu, samimi bir atmosferde gerçekleşen söyleşi sırasında öğrencilik hayatında oyuncu olmayı hiç düşünmediği vurguladı. Özellikle F 16 pilotu veya konsolos olmayı istediğini söyleyen Petekkaya, "Babama bunu söyleyince, 'aklım havalarda kalmasın' diyerek pilot olmamı istemedi" dedi. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda 12 yıl boyunca oyunculuk yaptığını anlatan Petekkaya, "Turneye çıktığımızda bulunduğumuz oranın Alay komutanına, beni simülasyona soksun diye rica etmiştim. O da tamam dedi. Ama sabah kalkamadım ve o maceram da böylece sona erdi" diyerek anılarını paylaştı.
ÇOK KIYMETLİ MESLEK
Yaşam hikayesini hayranlarıyla paylaşan Petekkaya, konsolos olma isteğiyle ilgili olarak da "Gittiğiniz yabancı ülkelerde kendi ülkenizi temsil ediyorsunuz. O ülkeyle ilgili bütün ilişkiler sizin iki dudağınız arasında. Onun için çok kıymetli bir meslek" diyerek konsoloslüğün önemine değindi. Erkan Petekkaya samimi bir atmosferde gerçekleşen söyleşi sonunda öğrencilerle selfi çekti.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Erkan Petekkaya öğrencilerle
-Salondan alkışlar
-Detaylar
Haber: Recai GÜLER- Hüseyin TÜCCAR/BURSA, -
===================================================
11)FETÖ SORUŞTURMASINDAN İHRAÇ EDİLEN KOMİSER YARDIMCISI İNTİHAR ETTİ
SAKARYA'nın Karasu İlçesi'nde, FETÖ ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen komiser yardımcısı 40 yaşındaki Hayrullah Tamtürk kayınpederinin evinde kendisini iple tavana asarak intihar etti.
Olay, Karasu İncilli Mahallesi'nde meydana geldi. Bilecik Emniyet Müdürlüğü'nde komiser yardımcısı olarak görev yapan 17 yıllık emniyet mensubu Hayrullah Tamtürk bir süre önce FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle açığa alındıktan sonra meslekten ihraç edildi. Bunun üzerine eşi ve çocuklarıyla birlikte Karasu'da yaşayan kayınpederinin evine gelen Hayrullah Tamtürk evde kimsenin olmadığı sırada evin salonunda tavana bağladığı ipe kendini astı. Hayrullah Tamtürk'ün yakınları durumu hemen 112 Acil'e bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları müdahalede Hayrullah Tamtürk'ün öldüğünü belirledi. Tamtürk'ün cenazesi morga kaldırıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü DÖkümü
-------------------------------
-Evden görüntü
-Cenazenin evden çıkarılması
Haber: Zafer TOKUŞ- Aziz GÜVENER/ADAPAZARI (Sakarya),
21.11.2016 - Haber Kodu : 161121179
=============================================================
12)KIZ KARDEŞLERİNİ YOZGAT'TAN DİYARBAKIR'A GETİREN DAMATLARINA KURŞUN YAĞDIRDI
DİYARBAKIR'ın merkez Yenişehir İlçesi Ekinciler caddesi üzerinde gümrük kaçağı sigara satışı yapan tezgahtar Fırat Yaşar, Yozgat'tan gelen ve kız kardeşlerinin Diyarbakır'a getirilmesine kızan kayın biraderinin silahlı saldırısı sonucu yaralandı. Merkez Yenişehir İlçesi Ekinciler Caddesinde seyyar tezgahta gümrük kaçağı sigaraları satan Fırat Yaşar, bugün akşam saatlerinde bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Aldığı kurşun yarası ile bacağından yaralanan Yaşar, olay yerine gelen polislere kendisine saldıranların kayın biraderleri olduğunu söylediği belirtildi. Yaralı tezgahtar Fırat Yaşar, Ambulans ile hastaneye kaldırılırken, olayı araştıran polis, Yaşar'ın eşini Diyarbakır'a getirmesinden dolayı Yozgat'tan gelen kayın biraderi tarafından vurulduğunu söyledi. Polis, damatları Fırat Yaşar'ı silahla yaralayarak kaçan kayınbiraderlerin peşine düşerken, olay ilye ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Yaralı Yaşar'dan görüntü
-Kalabalığın toplanması
-Ambulansın ve polisin gelmesi
-Polisin bilgi alması
-Alınan güvenlik önlemleri
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,
=======================================================
13)KAN DAVASI TATLIYA BAĞLANDI
Muş'un Varto ilçesinde 4 yıl önce iki aile arasında cinayetle başlayan kan davası barışla sonuçlandı. Sayın ailesinden bir gencin öldürülmesi sonucu iki aile arasında başlayan husumet Hacı Kaya Özer Camii imamı Mele Muhiddin Turzak ve İlçe Müftüsü İsmail Aktoprakın girişimleriyle son buldu. İki aile okunan Kuran ve yenen yemeğin ardından birbiriyle tek tek tokalaşarak barıştı.
Görüntü dökümü
--------------------------
-Camiden görüntü
-Aileler
-Barıştırılma
-Yemek
-Konuşmalar dualar
-Mele Muhiddin Turzak ile röp.
-Varto Müftüsü İsmail Aktoprak ile röp .
Haber-Kamera: Fatih ÇELİK / VARTO, (Muş),
22.11.2016 - Haber Kodu : 161122007
===================================================
14)AYVALI BARAJDA SEMAVERLİ BALIK TUTMA KEYFİ
Erzurum'un Oltu ilçesinde Ayvalı barajının yapılmasının ardından vatandaşlar hafta sonlarını olta ile balık tutarak değerlendiriyorlar. Olta ile balık tutan Hikmet Dağ baraj gölünün balık sever ve olta balıkçığı hobisi olanlar için bulunmaz bir nimet olduğunu belirtti. Arkadaşları ile her hafta sonu balık tutmak için baraja gittiklerini hatırlatan Dağ "Oldukça güzel bir hava var. Bizlerde arkadaşlarımızla birlikte hafta sonunu böyle hoş bir ortamda değerlendirmeye çalışıyoruz. Semaverde çay demliyor, oltaları suya atıyoruz " dedi.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Göl kenarında oltalarla balık avlayan vatandaşlar
-Röportajlar
-Oltalarla balık çekerken detaylar
-Semaver yakarken
-Oltadan balıkları çıkarılırken
-Kasa içerisinde tutulan balıklar
Haber-Kamera: Dursun Murat AYDIN / OLTU (Erzurum),
22.11.2016 - Haber Kodu : 161122006