Dha İstanbul Bülteni - 5
1- ABDULLAH GÜL: ÇOK RAHATSIZ EDİCİ VE ÇOK VİCDAN YARALAYICI11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "(SON KHK İLE AKADEMİSYENLERİN İHRAÇ EDİLMESİ) Doğrusu bunu üzüntü ile takip ediyorum.
1- ABDULLAH GÜL: ÇOK RAHATSIZ EDİCİ VE ÇOK VİCDAN YARALAYICI
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
"(SON KHK İLE AKADEMİSYENLERİN İHRAÇ EDİLMESİ) Doğrusu bunu üzüntü ile takip ediyorum. Hem vicdan ile hem adaletle bağdaşmayan bir çok durumlar görüyorum"
"Özellikle bilim dünyasında, üniversitelerde bu işin sıklaşması çok rahatsız edici ve çok vicdan yaralayıcı. Ümit ediyorum ki süratle düzeltilir bunlar"
"(RUS JETİNİN TÜRK ASKERLERİNİ VURMASI) Memleketi yöneten arkadaşlar sorumlular, görevlerinin başında bulunan arkadaşların bileceği bir şey"
"Ama bu bataklıklardan sakin bir şekilde, emin bir şekilde sıyrılmayı tavsiye ederim"
Haber - Kamera: Enver ALAS, İstanbul / DHA
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kanun Hükmünde Kararname ile akademisyenlerin ihraç edilmesini üzüntüyle takip ettiğini belirterek, "Özellikle bilim dünyasında, üniversitelerde üniversitelerde bu işin sıklaşması çok rahatsız edici ve çok vicdan yaralayıcıdır" diye konuştu.
Abdullah Gül, Ressam Zeynep Aslı Türkeli'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla Harbiye Cemal Reşit Rey Salonu'nda düzenlenen 'Kasdım Budur Şehre Varam, Feryad ü Figan Koparam" adlı sergisinin açılışına katıldı. Törene Abdullah Gül'ün yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci katıldı.
GÜNDEME İLİŞKİN SORULARI YANITLADI
Abdullah Gül ve Nabi Avcı serginin açılış kurdelesini kestikten sonra sergi alanını gezdi. Gül, açılış programının sonunda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
AKADEMİSYENLERİN İHRAÇ EDİLMESİ
OHAL kapsamında çıkarılan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile akademisyenlerin ihraç edilmesine yönelik bir soru üzerine Abdullah Gül, "Doğrusu bunu üzüntüyle takip ettiğimi beyan etmek isterim. Çünkü hem vicdanla hem de çok adaletle bağdaşmayan birçok durumlar görüyorum, bu kanun hükmünde kararnamelerle ve görevlerine son verilenlerle ilgili. Özellikle bilim dünyasında, üniversitelerde üniversitelerde bu işin sıklaşması çok rahatsız edici ve çok vicdan yaralayıcıdır" diye konuştu.
"28 ŞUBAT'TA OLANLARI HERKES BİLİR"
Gül, "Ben hatırlıyorum; 12 Eylül'de güvenlik soruşturmaları vardı. Üniversitede hocaydım. Güvenlik soruşturmasından dolayı üniversiteden ayrılıp yurtdışına gitmek durumunda kaldım. 28 Şubat'ta olanları herkes bilir. Dolayısıyla bu tip vicdanlara ve adalete ters gelen konularda hep prensipli, ilkeli durmak gerekir. Bunları çok rahatsız edici görüyorum. Ümit ederim ki bunlar süratle düzeltilir" seklinde konuştu.
"BU BATAKLIKLARDAN SAKİN BİR ŞEKİLDE SIYRILMAYI TAVSİYE EDERİM"
Abdullah Gül'e Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında son günlerde Suriye'den gelen şehit haberleri ve dün Rus uçağının El Bab'ta Türk askerlerinin bulunduğu binayı vurması da soruldu.
Gül, "Çok sayıda şehitlerimiz var. Bu hepimizi derinden üzüyor. Hepsine Allah'tan rahmet dilerim. Bütün ailelerinin acılarını hep beraber paylaşıyoruz. Şüphesiz ki çok üzücü. Şehitleri görünce hiç kimsenin ağzının tadı kalmıyor. Ümit ederim ki, dua ederim ki yeni bu tip üzücü olaylar olmaz. Söylediğiniz kısım teknik bir kısım. Memleketi yöneten arkadaşlar sorumlular, görevlerinin başında bulunan arkadaşların bileceği bir şey. Ama bu bataklıklardan sakin bir şekilde, emin bir şekilde sıyrılmayı tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.
REFERANDUM SORUSUNA YANIT VERMEDİ
Abdullah Gül, bir gazetecinin anayasa değişikliği referandumu ile ilgili sorusunu ise yanıtsız bıraktı.
Görüntü Dökümü
--------------------
-Açılış kurdelesinin kesilmesi
-Sergi alanının gezilmesi
-Abdullah Gül ve Nabi Avcı'nın tabloları incelemesi
-Hediye takdimi
-Gül'ün soruları yanıtlaması
-Genel ve detaylar
10.02.2017 - 15.54 Haber Kodu : 170210126
10.02.2017 - 16.28 Haber Kodu : 170210144
====================================
2 - DEAŞ'IN KADIN MİLİTANLARININ CEP TELEFONLARINDAKİ ÜRKÜTÜCÜ PAYLAŞIMLAR
Şehitlerimizin ölümlerine "Bir sürü T.C uşağı gebertmişler" diye sevinen terör örgütü üyeleri "Andımız" daki kelimeleri değiştirip oluşturdukları uyduruk metne de "Ahdimiz" adını koyup bunu okumuş.
Ümit TÜRK İstanbulDHA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Mehmet Şenay Baygın tarafından DEAŞ terör örgütü mensubu 35 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, tutuklu şüpheli V.İ.'nin telefonundan elde edilen ve eşine ait olduğu düşünülen whatsapp yazışmalarına da yer verildi. Dosyaya yansıyan ve iki kadın arasındaki yazışmalarda şu ifadeler kullanıldı;
"Bugün bir sürü T.C. uşağı gebertmişler"
"Ohh iyi yapmışlar ölsün kafirler"
"Şimdi hemen şehit derler"
"Sınıra gelirlerse geçişimiz kolay olur"
"İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangir'i Yarın Ankara'ya Geliyor"
"Tüm ankara halkına duyrulur..."
"Ümmet uyuma"
"Muta çocuğu p. evladına bir hoş geldin demek boynumuzun"
"Kalk ve kardesine sahip cik.?"
"Plan bizden icraat onlardan"
"Çıksınlar tabi, silahını kapan çıksın"
"Bu müslüman erkekler spor bile yapmıyor be"
"Cihada hazırlık için ille de cephede olmaya gerek yok ki"
"Silah eğitimi için kondisyon için ille kital burada mı olacak"
"Aynen işte atış derslerine baslicaz inşallah ormanda"
"Ben de evli olsam ben de başlarım"
"Hatta ben kendim ok derslerine başlamayı düşünüyorum nasipse"
"insaallah. Çok güzel bi fikir"
"Allah o kafirlerden intikamımızı ellerimizle alsın"
"Halk artık Islam dewletini istiyor"
"Müslümanlar düzenli bir yapı altında toplanmak zorundalar artık"
ANDIMIZ'I AHDİMİZ'E ÇEVİRMİŞLER...
DEAŞ'lı şüphelilerin "Andımız"dan esinlenerek "Ahdimiz" yazılı bir metin de ele geçirildi.
"Müslümanım, doğruyum, çalışkanım." diye başlayan söz konusu metnin "Şiarım büyüklerime hürmet, küçüklerime şefkattir" şeklinde sürdüğü "Ne mutlu Müslümanım diyene..." diye bittiği görüldü.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
İddianamede yer alan ve el yazısı ile yazılmış metin fotoğrafı
============================
(ek bilgilerle)
3- AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞINI İŞGAL DAVASI : TUTUKLU 10 RÜTBELİ ASKER TAHLİYE EDİLDİ
Haber: Hayati KILIÇ - İSTANBUL
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgal eden 14'ü tutuklu 74 askerin yargılandığı davanın beşinci duruşmasında 10 kişi tahliye edildi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumlarının karşısındaki mahkeme salonunda yapılan beşinci duruşmaya, haklarında "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez müebbet hapis cezası istenen 14 tutuklu ve 29 tutuksuz sanık katıldı. Talepleri ardından Asteğmen Berkay Demir, Astsubay Ali Aydoğan, Uzman Çavuşlar Cem Karaaslan, Arif Emre Esen, Fahrettin Kemal, Feyyaz Yörük,Reşat Ardıl, Şahin Kurt, İbrahim Tıraş ve Hüreyre Can Çatal tahliye edildi. Mahkeme, davanın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda görülmesi kararlaştırıldı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 236 sayfalık İddianamede, 1 Binbaşı, 2 yüzbaşının da aralarında bulunduğu 14 tutuklu rütbeli asker ve tutuksuz yargılanan 60 er hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, bir kısım şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
====================================
4 - BAKAN ARSLAN'DAN "TAKSİM'E 3 KATLI TÜNEL" AÇIKLAMASI
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan,
"(TAKSİM'E 3 KATLI TÜNEL) İhale sürecini başlatmıştık, ön yeterlilikleri belirledik ve bu kapsamda 15 Şubat'ta mali teklifleri alacağız. En uygun teklifi veren firmaya etüt ve projelerini hazırlatacağız, bu sene sonunda da bitirip, yapım ihalesine çıkmış olacağız"
"(YATLARDA KDV VE ÖTV İNDİRİMİ) 6 bin tane tekne Türk bayrağına geçtiği zaman Türkiye ekonomisine katkısı olacak. Bayrağımızın prestiji bizim için önemli. Bu kadar kolaylık sağlandıktan sonra, hala Türk bayrağına geçmemekte direnen Türk sahipli tekneler olursa onlara da zorluklar ve yaptırımlar getireceğiz"
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
CNR Boat Show-11. Uluslararası Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı VIP açılış töreni Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın katılımıyla gerçekleşti. Açılış törenine Bakan Arslan'ın yanı sıra CNR Holding Yönetimi Kurulu Başkanı Ceyda Eren, CNR Holding Pazarlama Grup Başkanı Reha Tartıcı katıldı.
Bakan Ahmet Arslan açılış töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bakan Arslan "Bir gazetecinin Taksim'e yapılacak 3 katlı tünel projesinde ne aşamaya gelindi?" şeklindeki sorusu üzerine, "Projeyi Bakanlık olarak çok önemsiyoruz. Hem raylı sistemin olduğu, hem karayolunun, taşıtların geçeceği bir tünel olacak. Bu, yaklaşık 10 ayrı raylı sistemle entegre olan, günde 1,5 milyon yolcunun karşıdan karşıya geçeceği, entegre olduğu raylı sistemlerle günde 6,5 milyon insana hizmet edecek bir proje. İhale sürecini başlatmıştık, ön yeterlilikleri belirledik ve bu kapsamda 15 Şubat'ta mali teklifleri alacağız. En uygun teklifi veren firmaya etüt ve projelerini hazırlatacağız, bu sene sonunda da bitirip, yapım ihalesine çıkmış olacağız" şeklinde yanıtladı.
ÖTV VE KDV İNDİRİMİ
Bakan Arslan, yatlar, kotralar, tekneler ve gezinti gemilerinde uygulanacak KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi ve ÖTV oranının sıfırlanmasına gösterilen tepkileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, yapılan çalışmaların piyasanın canlandırması ve insanların hayatının kolaylaştırılması, ekonominin canlandırılması adına yapıldığının belirterek şunları kaydetti:
"Denizcilik sektöründe yapılan çalışmalar kapsamında, özellikle Türk sahipli teknelere yabancı bayrak çekiliyor. Bunun da sebebi şu; başka bayrakların kolaylıkları var. orada kolaylık olunca vergileri ve gelirleri oraya gidiyor, istihdam orada oluşuyor. Halbuki onun yerine biz getirdiğimiz düzenleme ve kolaylıkla yaklaşık 6 bin tane yabancı bayrak çeken Türk sahipli teknenin Türk bayrağına geçmesini, böylece de bütün iş ve işlemlerinin Türkiye'de yapılmasını, oluşturduğu katma değerin de Türkiye'de kalmasını sağlayacağız, insanların konuya böyle bakması lazım. Kolaylıklar yaparken ülkemize avantajlar sağlıyoruz. KDV'yi yüzde 1'e düşürdük, ÖTV'yi sıfırladık, bir takım vergi ve harçlardan muaf tuttuk. 6 bin tane tekne Türk bayrağına geçtiği zaman Türkiye ekonomisine katkısı olacak. Bayrağımızın prestiji bizim için önemli. Bu kadar kolaylık sağlandıktan sonra, hala Türk bayrağına geçmemekte direnen Türk sahipli tekneler olursa onlara da zorluklar ve yaptırımlar getireceğiz. Sektörde yapacağımız birçok düzenlemeyi yapmış olduk, sektörün beklentilerinin hepsini karşılamış olduk"
BAYRAK ÇEKTİ
Bakan Arslan daha sonra fuarı gezdi ve Trio Deniz Araçları firmasının fuara getirdiği 'Hanse 588' adlı tekneye Türk Bayrağı uygulamasının ardından ilk bayrağı çekmek için beraberindekiler gitti.
Bakan Arslan teknenin yanında kedisine verilen Türk Bayrağı'nı 3 kez öperek alnına götürdü. Arslan ayrıca tekneyi de gezdi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Arslan'ın açıklamaları
-Arslan'ın fuarı gezmesi
-Türk Bayrağı'nı öpmesi
-Tekneyi gezmesi
-Detaylar
10.02.2017 - 16.47 Haber Kodu : 170210159_
==================================
5- BEYOĞLU BELEDİYE BAŞKANI, TAKSİM'E YAPILACAK CAMİYLE İLGİLİ BİLGİ VERDİ
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan,
"Çalışmalar kazık çakılarak başlayacak; Anıtlar Kurulunun gözetiminde devam edecek. Kazık çalışması çevredeki binalarda tehlike olmasın diye yapılıyor"
"Esnaf ise kazık çalışmalarının seyrüseferine göre bir miktar daha durabilir gibi duruyor. Sonuna kadar kalabilirse sonuna kadar tutmaya çalışacağız. Ama cami bittikten sonra tamamen kalkacak"
Haber-Kamera : Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ İSTANBUL
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan bugün cuma namazını Taksim Mescidinde kıldı. Demircan, daha sonra Taksim Meydanı'na yapılacak cami ile ilgili gazetecilere bilgi verdi. Demircan, "Taksim Mescidinin bulunduğu yerde bir Taksim Camii yapılması düşüncesi son elli yıldır İstanbul'un gündeminde. 2010 yılına vardığımızda imar planlarında arkadaki otopark alanı cami alanı olarak planlandı. 2013 yılında imar planı iptal olunca 2015'e kadar plansız kaldı bölge. 2015 yılında sayın Cumhurbaşkanımızın,İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın liderliğinde tartışıldı, çalışıldı. İyi alternatifler üzerinde duruldu. Buraya uygun bir camii Anıtlar Kurulunda onaylandı. Arazi Vakıflar Bölge Müdürlüğünün arazisi ve Taksim Camii'ni yapmak isteyen bir hayırsever bir iş adamı da var" dedi.
'CAMİİ İNŞAATI ANITLAR KURULU GÖZETİMİNDE DEVAM EDECEK'
Kamu kaynağı harcanmadan yapılacak bu caminin belediye ruhsatı da verilmiş durumda olduğunu belirten Demircan, "Ruhsatı alan bu iş adamı iş makinelerini getirdi ve ilk çalışmalarına başladı. Çalışmalar kazık çakılarak başlayacak; Anıtlar Kurulunun gözetiminde devam edecek. Kazık çalışması çevredeki binalarda tehlike olmasın diye yapılıyor. Süreç bu şekilde devam edecek, inşaatın bitmesi de bir iki yılı alacak. Bütün maliyeti Sur Yapı ve ortakları üstlendi. Bu firma Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile bu işin protokolünü yaptı ve ruhsatı aldı. Caminin altında 180 araçlık bir otopark ve sosyal alan var. Bu mescidin yerine yeni camii olacak" ifadelerini kullandı.
CAMİNİN MİMARI ŞEFİK BİRKİYE
Caminin mimarının Şefik Birkiye olduğunu söyleyen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, "İstanbul'da da çok güzel projeler yaptı; tarzı modern klasik. Esnaf ise kazık çalışmalarının seyrüseferine göre bir miktar daha durabilir gibi duruyor. Sonuna kadar kalabilirse sonuna kadar tutmaya çalışacağız. Ama cami bittikten sonra tamamen kalkacak. Binanın yüksekliği 20 metre kubbenin yüksekliği 9,5 metre tam orta noktası yerden 30 metre; tabi ki önünde mahsen var. 820 metrekare bir cami. Buradaki yapılara uygun mimarisiyle, büyüklüğüyle sanki burada varmış gibi bir yapı ortaya çıkacak, insanlar sanki burada varmış gibi hissedecek" dedi.
Taksim Mescidinde Cuma Namazını kıldığını belirten Necdet Bekçi ise, "Yıllarca sokakta namaz kıldık. Bizim Müslüman olarak güzel bir mabette, Beyoğlunda medeniyet şehrinde Taksim gibi yerde bir caminin olmasını vatandaş olarak sabırsızlıkla bekliyoruz. Cuma namazlarında sokakta ibadet ediyoruz. İslam dini dışında hiç bir dinde sokakta ibadet edildiğini gördünüz mü? Oysa İstanbul'un beşiği dediğimiz Beyoğlu'nda sokağın ortasında ibadet etmeye çalışıyoruz. Burada yeri geliyor yağmurun, çamurun ortasında namaz kılıyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------
-Sokakta namaz kılanlardan genel ve yakın detaylar
-Taksim Mescidinden görüntü
-Ezan okunmasından görüntü
-Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircanın açıklamaları
-Necdet Bekçi ile röportaj
-Genel ve yakın detaylar
10.02.2017 - 15.55 Haber Kodu : 170210128
================================
6- İSTANBUL VALİLİĞİ, UZUN NAMLULU HARP SİLAHLARINA BENZEYEN AV TÜFEKLERİNİN KULLANIMINI YASAKLADI
İstanbul DHA)
İstanbul Valiliği, ilde meydana gelen terör eylemlerinin de dikkate alınarak genel güvenlik ve kamu düzenini korumak, meydana gelebilecek müessif olayları önlemek amacıyla uzun namlulu harp silahlarına benzeyen av tüfeklerinin İstanbul sınırları içerisinde taşınması ve kullanılmasının Olağanüstü Hal süresince yasaklandığını açıkladı.
Valiliğin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"M-16, AK-47 ve G3 gibi uzun namlulu ve tam otomatik atış yeteneğini haiz silahlara benzer av tüfeklerinin bulunduğu, bu silahları taşıyanlarla ilgili olarak avcı-terör örgütü mensubu ayırımı konusunda tereddütler yaşanabileceği, uzun namlulu ve tam otomatik harp silahına benzerliğinin yanlış anlamalara ve müessif olaylara sebebiyet verebileceği değerlendirilmiştir.
İlimizde meydana gelen terör eylemleri de dikkate alınarak genel güvenlik ve kamu düzenini korumak, meydana gelebilecek müessif olayları önlemek amacıyla M16, AK-47 (Kalaşnikof) ve G3 gibi uzun namlulu harp silahlarına benzeyen av tüfeklerinin İstanbul İli Mülki sınırları içerisinde taşınması ve kullanılması 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunun 11. Maddesinin (i) bendi hükmüne istinaden Olağanüstü Hal süresince yasaklanmasına karar verilmiştir."
===================================
7- 17 YAŞINDAKİ CANSU'NUN ÖLDÜRÜLME ANI KAMERADA
Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Bağcılar'da, 17 yaşındaki Cansu Çartı'nın sokak ortasında pompalı tükefle öldürülmesi güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, Bağcılar Çınar Mahallesi'nde önceki sabah 09.15 sıralarında meydana geldi. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre, eski erkek arkadaşı olduğu iddia edilen M.A.K.'den bir süre önce ayrılan Cansu Çartı(17) sabah saatlerinde çalıştığı işyerinden satmak için aldığı börekleri seyyar aracına yükleyerek yola koyuldu. Bir süre genç kızı takip eden M.A.K yanında getirdiği pompalı tüfekle Çartı'nın üzerine ateş açtı. Cansu Çartı olay yerinde hayatını kaybetti.
UYUŞTURUCU, YAĞMA VE HIRSIZLIK SUÇLARINDAN KAYDI ÇIKTI
Şüpheli M.A.K Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği ekipleri tarafından kısa süre sonra yakalanarak gözaltına alındı. Emniyette yapılan incelemesinde M.A.K'nin 17 yaşında olduğunun belirlenmesi üzerine Üsküdar'da bulunan Çocuk Şube Müdürlüğü'ne gönderildi. Yapılan incelemesinde M.A.K'nin uyuşturucu, yağma ve hırsızlık suçlarından kaydının bulunduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan M.A.K dün akşam saatlerinde adliyeye sevk edildi. M.A.K çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
SALDIRI ANI GÜVENLİK KAMERASINDA
Güvenlik kameraları tarafından kaydedilen görüntülerde, Cansu Çartı'nın börek arabasıyla sokakta ilerlediği, ardından koşarak gelen M.A.K'nin pompalı tüfekle genç kıza ateş açtığı görülüyor. Vurularak ağır yaralanan Cansu Çartı'nın yere yığıldığı, kısa sürede bir kişinin genç kızın yardımına koştuğu kameraya yansıyor.
Görüntü Dökümü
----------
(Güvenlik Kamerası)
-Cansu Çartı'nın börek aracıyla yürümesi
-M.A.K.'nin koşarak gelmesi
-M.A.K.'nin silahını çıkartması
-M.A.K.'nin silahı doğrultarak ateş etmesi
-Genç kızın yere yığılması ve yardıma koşanlar
10.02.2017 - 16.30 Haber Kodu : 170210146
===================================
8- TRUMP'I TİYATRO SAHNESİNDE CANLANDIRACAK
Erhan Yazıcıoğlu,
"Zaten oyun ilişkiler üzerine, aşk üzerine; buna biraz politik öğeler koyduk ve güzel, lezzetli bir çorba çıktı ortaya. Sanıyorum halk da benimseyecektir"
Haber-Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İstanbul DHA
Ünlü tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu'nun ABD Başkanı Donald Trump'ı tiyatro sahnesine taşıdığı "Aşk-ı Memduh"un, 13 Şubat'ta prömiyeri yapılacak, 23 Şubat'ta izleyiciyle buluşacak.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın, Doktor Aşkın Sevgi Seli adıyla karakterize edildiği tiyatro oyunu Aşk-ı Memduh'un provası Trump Gösteri Merkezi'nde yapıldı. Ünlü Tiyatro oyuncuları Erhan Yazıcıoğlu, Nurseli İdiz, Melda Gür ve Volkan Severcan'ın yer aldığı ve yönetmenliğini Bora Severcan'ın yaptığı oyunda Erhan Yazıcıoğlu, Donald Trump olarak seyircilerin karşısına çıkacak. Bugün basına özel gerçekleştirilen provanın ardından açıklama yapan oyuncular 4,5,13 ve 31 Mart tarihlerinde Trump Gösteri Merkezi'nde de sahnelenecek oyun ve oyunda yer alan Donald Trump'la ilgili konuştu.
TRUMP OYUNCULAR İÇİN İYİ BİR MALZEME
Trump gösteri merkezinde prova yaparken binadan esinlenerek böyle bir karakter tasarladıklarını ve sonrasında ABD Başkanı Donald Trump'ı yakından takip etmeye başladığını anlatan Erhan Yazıcıoğlu, Trump'ı yaptıkları ve yapamadıklarıyla ironik bir şekilde oyunun içine dahil ettiklerini ifade etti. Yazıcıoğlu, "Zaten oyun ilişkiler üzerine, aşk üzerine; buna biraz politik öğeler koyduk ve güzel, lezzetli bir çorba çıktı ortaya. Sanıyorum halk da benimseyecektir" diye konuştu. Donald Trump'ın son zamanlarda çok fazla gündemde olduğunu ve oyuncular için iyi bir malzeme teşkil ettiğini söyleyen Yazıcıoğlu, Trump'ı övmediklerini, hatalı taraflarını da göstererek ironik bir şekilde eleştirdiklerini de belirtti. Yazıcıoğlu ayrıca, amaçlarının zor zamanlarda insanları biraz olsun güldürmek olduğunu, uygun ortamın oluşması halindeyse Türkiye'deki siyasileri de sahneye taşımak istediklerini dile getirdi.
TRUMP'A ÖZEL GÖSTERİ YAPMAK İSTİYORLAR
Donald Trump'ın oyunda canlandırılması ile ilgili düşünceleri sorulan Aşk-ı Memduh'un bir diğer önemli oyuncusu Nurseli İdiz ise, "Trump'ın seçilmesi bütün dünya liderlerini oturup düşündürttü. Batı ve Doğu dünyası, Müslüman ve Hristiyan dünyası daha keskin hatlarla ayrıldı. Dünya siyasetinde çok önemli bir nokta… Böyle bir romantik komedinin içerisinde özellikle ekonomik ve siyasi alanda hayatımızı son derece etkileyen bir liderin ağzından da bir takım göndermeler yapmak çok hoş oldu bence. Bu bizi günümüze çok bağlayan bir oyun. İlişkiler açısından da dostlukları, arkadaşlıkları, sevgi ve aşk ilişkilerini, bütün bu saf şeyleri yitirdiğimiz günlerde bunlara bir gönderme yapmak, saf ve doğal ilişkilere gönderme yapmak çok hoş bir düşünce" şeklinde konuştu. Trump'ın Türkiye'ye gelmesi durumunda kendisi için de özel bir gösteri yapabileceklerini söyleyen Nurseli İdiz, "Artık tiyatro festivalinde olduğu gibi üst yazıyla gayet güzel izleyebiliyorlar. Böyle bir imkan da var, tiyatrolarda. Çok eğleneceğine eminim" diye konuştu.
Aşk-ı Memduh'un yönetmeni Bora Severcan' da oyunlarının romantik bir komedi olduğunu belirterek "İnsan ilişkilerini anlatan bir yapısı var fakat biz bu oyunu sahnelerken Erhan Yazıcıoğlu'nu Trump tiplemesiyle gösteriyoruz. Aslında Trump değil kendisi, Doktor Aşkın Sevgi Seli diye bir 'ilişki uzmanı'; fakat küresel kültür üzerinden bir eleştiri yapmak istediğimiz için onu biraz daha Trump'la birleştirmek istedik. Dünyanın şu andaki politik ve ekonomik noktası hızla çok kötü bir noktaya gidiyor ve bu da toplumdaki en ufak bireyi bile etkiler durumda. Dolayısıyla buradan bir gönderme yapmak istiyoruz" dedi.
13 Şubat'ta prömiyeri yapılacak oyun, ilk olarak 23 Şubat'ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahnelenecek. 4,5,13 ve 31 Mart tarihlerinde Trump Gösteri Merkezi'nde tiyatro izleyicileriyle buluşacak oyun ilerleyen zamanlarda İstanbul dışında çeşitli illerde de sahnelenecek.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Erhan Yazıcıoğlu ile röportaj
-Nurseli İdiz ile röportaj
-Bora Severcan ile röportaj
-Oyunun provasından görüntüler
-Genel ve detaylar
10.02.2017 - 16.51 Haber Kodu : 170210160
=========================
9- PETEKKAYA ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ, NURGÜL YEŞİLÇAY'IN "HAKARET DAVASI" DÜŞTÜ
Nurgül Yeşilçay : Şaşırdım çok enterasan… Eee hadi gidelim ben niye bu kadar gerildim"
2 ünlünün davasında ilginç bir yorum da durşma sonunda hakimden geldi : Türkiye'nin tanınmış insanlarısınız. Biz sizleri sevgiyle izliyoruz. Sizleri burada görmek bizi üzüyor. Davanın böyle bitmesinden dolayı şahsım adına ben de mutluyum
Serpil KIRKESER, İstanbul DHA
Oyuncu Erkan Petekkaya'ya cep telefonu mesajlarıyla hakaret ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıkan Oyuncu Nurgül Yeşilçay söz konusu mesajların hakaret değil, tespit olduğunu söyledi. Erkan Petekkaya şikayetini geri aldığı için Nurgül Yeşilçay hakkındaki dava da düştü. Dava bittikten sonra hakim, sanık Nurgül Yeşilçay'a "Türkiye'nin tanınmış insanlarısınız. Biz sizleri sevgiyle izliyoruz. Sizleri burada görmek bizi üzüyor. Davanın böyle bitmesinden dolayı şahsım adına ben de mutluyum" diye konuştu.
NURGÜL YEŞİLÇAY DURUŞMADA HAZIR BULUNDU
Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan 44. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Nurgül Yeşilçay ve taraf avukatları hazır bulunurken, müşteki Erkan Petekkaya katılmadı. Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Nurgül Yeşilçay, "Hakaret iddialarını kabul etmiyorum. Dosyada bulunan mesajlar tarafımdan gönderilmiştir. Söz konusu mesajları mesaj tarihinden bir gün evvel sette kavga olmuştu. Bu nedenle bu mesajları çektim. Ancak mesajların hakaret olmadığını tespit olduğunu düşünüyorum. Gazeteye röportaj vermiştim. Röportajda belirtilen hususlar bana aittir. Buradaki sözleri hakaret kastıyla söylemedim. Sadece kendimi savundum. Bu röportaj kavgadan sonraydı. Savcıya kendini tam olarak ifade edemedim. Savcı Bey sadece kavgayı sordu ben de buna ilişkin beyanda bulundum" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE VE DÜNYA'DA ALMADIĞIM OYUNCULUK ÖDÜLÜ YOK"
"20 yıldır bu sektörün içindeyim ve Türkiye'de ve dünyada almadığım oyunculuk ödülü yok" diyen Yeşilçay, çok iyi temel aldığını, bugüne kadar en iyi yönetmenlerle birlikte çalıştığını ve kendini kanıtlamış biri olduğunu anlattı. Erkan Petekkaya'nın alkol problemi olduğunu ve sabah kalkamadığını, sete geç kaldığını ve geldiğinde de konuşamadığını belirten Yeşilçay, "Yönetmen bunu kontrol ediyor, dengeyi sağlıyordu. Bu sette kapıları kırmaya başladı, müthiş bir öfke problemi vardı. Yapımcıya gittim. "İdare edeceğiz, reytinglerimiz iyi- dedi" diye konuştu.
"…SİNİRLENEREK KÜFRÜ SÖYLEDİM "
Yedigöller'de çekim yapıldığını ve yemek sahnesinin çekildiğini anlatan Yeşilçay, "Erkan Petekkaya alkollü geldi. Biran evvel çekim yapmak istiyorduk. Sahne ile ilgili bir takım sözlerin söylenmesi gerekiyordu. Sözlerin çok romantik olduğunu söyleyerek çıkarılmasını istedi ve o sözleri söylemedi. Oyun gereği diyalog olması gerekiyordu. Romantik akşam yemeği kurgulanmıştı. Rol gereği bana "Hangi şarkıyı seviyorsun" repliğini söyledi. Ben de onun üzerine iddianameye konu sözü söyledim. Bu sözü söylememin nedeni sürekli gerginlik içindeydi. Söylemesi gereken sözleri gereksiz olarak söylemediğinden ben de sinirlenerek bu küfürü söyledim. İddianamedeki mesajlar yemek sahnesinden sonraki mesajlardır. Bunlar da bana aittir " şeklinde konuştu.
BURADA BANA "SEN O…ROLLERİNİ SEVERSİN"
Yeşilçay, "Otel odasındaki çekimlerde de öpüşme sahnesi çekilmesi gerekiyordu. Burada bana "Sen …. rollerini seversin" türünde sözler söyledi. Ben de çok sinirlendim. Akşam da yapımcıya ayrılmak istediğimi söyledim. 52. Bölüme kadar anlaşma olduğunu söyledi. 52. Bölüm tamamlanınca diziden ayrıldım. Reytingler düşünce Erkan Petekkaya reyting yükseltmek için 'Nurgül Yeşilçay hakkında konuşursam yer yerinden oynar 'diyerek benim tahrik edecek bir sürü röportaj verdi. Ben de röportajı kabul ederek olayla ilgili açıklamalarda bulundum. Söylediğim gibi hakaret etmedim" diyerek savunmasını tamamladı.
"BEN NİYE BU KADAR YORULDUM"
Hakim, Erkan Petekkaya'nın avukatı aracılığı ile bugün mahkemeye dilekçe yolladığını ve şikayetinden vazgeçtiğini söyledi. "şikayeti geri çekmesini kabul ediyorum" diyen Nurgül Yeşilçay da "Şaşırdım çok enterasan… Eee hadi gidelim ben niye bu kadar gerildim" diye konuştu.
DAVA DÜŞTÜ
Yeşilçay'ın avukatı "Savunma için çok iyi hazırlanmıştık" demesi üzerine Yeşilçay da "Sen bana dışarıda anlatırsın" diye cevap verdi. Mahkeme, şikayetçi Erkan Petekkaya'nın şikayetini geri çektiği için davanın düştüğünü açıkladı.
DAVANIN BÖYLE BİTMESİNDEN DOLAYI ŞAHSIM ADINA BEN DE MUTLUYUM
Hakim, Nurgül Yeşilçay'a şu konuşmayı da yaptı: "Türkiye'nin tanınmış insanlarısınız. Biz sizleri sevgiyle izliyoruz. Sizleri burada görmek bizi üzüyor. Davanın böyle bitmesinden dolayı şahsım adına ben de mutluyum."
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Erkan Petekkaya'nın cep telefonuna attığı SMS'lerde ve bir gazeteye verdiği röportajında kendisine hakaret ettiğini öne sürdüğü Nurgül Yeşilçay hakkında suç duyurusunda bulunduğu anlatıldı. İddianamede, Nurgül Yeşilçay'ın şikayetçi Petekkaya hakkında gazete röportajında sarf ettiği sözlerin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği belirtildi. Yeşilçay'ın attığı cep telefonu mesajlarında ise "hakaret" suçunu işlediğini öne sürülen iddianamede, Nurgül Yeşilçay'ın "hakaret" suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyordu
Görüntü Dökümü:
----------------
-Yeşilçay'dan görüntü
-Genel ve detaylar
10.02.2017 - 16.08 Haber Kodu : 170210139