Dha İstanbul Bülteni - 4

HRANT DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ DAVASI...

Haber : Özden ATİK / İstanbul,DHA

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmada çarpraz sorgusu yapılan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, o dönem emniyet içinde bir yapılanma olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine "Dink cinayetiyle ilgili herhangi bir illegal yapılanma aklıma gelmedi. Bugün de aklıma gelmiyor açıkçası" diye yanıt verdi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hazır bulundu. Başka suçlardan tutuklu Mülkiye Başmüfettişleri Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç ile tutuksuz sanık eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay da duruşmaya katıldı. Duruşmaya aralarında Ogün Samast'ın da olduğu bir kısım sanıklar da Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katıldı.

"EVRAK İMHA TALEBİNİ ŞİDDETLE REDDETTİM"

Duruşmada, önceki celse savunması alınan Ramazan Akyürek'in çapraz sorgusu yapıldı. Üye hakimin "Daha önce Celalettin Cerrah'ın Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen yazının imha edilmesini istediği iddia ettiniz. Bunu neden daha önce söylemediniz? Bakana söylemediniz mi?" sorusuna Akyürek, "Bakana ilk ve ikinci telefonunda herhangi bir bilgi vermedim. Emniyet Genel Müdür Vekili Necati Altıntaş'ın yanına gittim. Cerrah'ın kötü niyetli olduğunu söyleyerek İstanbul'a gitmek istemediğimi söyledim. O da İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'yu arayarak gitmek istemediğimi söyledi. Ardından bakan arayarak ' İstanbul'a git' dedi. Ertesi gün Necati Altıntaş ve müsteşar Şahabettin Harput ile birlikte gidip bakana yüzyüze söyledik. 'Devlet işlerinde kırgınlık olmaz' dediler. O yüzden evrak imha talebi bir daha gündeme gelmedi" dedi. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar'ın "Böyle bir imha yapılabilir miydi? Sadece bir yazının silinmesiyle bu iş biter miydi?" şeklindeki sorusuna ise "Böyle bir şey yapılabilir mi diye düşünmedim. İmha talebini şiddetle reddettim. Meslek hayatımda ilk kez böyle bir taleple karşılaştım. Böyle bir kapı açıldıktan sonra gerisi gelir zaten" diye yanıt verdi.

"DİNK CİNAYETİYLE İLGİLİ YAPILANMA AKLIMA GELMEDİ"

Üye hakim, Dink yargılamasını yapan Mahkeme Başkanı Erkan Canak'ın dinlenmesinden bilgisi olup olmadığını sorması üzerine Akyürek, "Benim hem emniyet müdürlüğüm, hem de İstihbarat Daire Başkanlığı görevim boyunca dinleme talimatım olmamıştır" şeklinde yanıt verdi. Ankara'da görülen usulsüz dinleme davasına atıfta bulunan üye hakimin, "Belli bir grup arasında yapılanma veya dayanışma yapıldığına dair sezgileriniz oldu mu? Birileri iş çevirmiş dediğiniz oldu mu?" sorusuna da Ramazan Akyürek, "Herhangi bir şube müdürü, herhangi bir polis ile ilgili herhangi bir yapılanmayla ilgileri olsa gereğini yapardım" dedi. "O dönemde aklınıza gelmemiş olabilir ama günümüzde hiç düşündünüz mü?" sorusunu ise Akyürek, "Dink cinayetiyle ilgili herhangi bir illegal yapılanma aklıma gelmedi. Bugün da aklıma gelmiyor açıkçası" diye cevapladı.

REŞAT ALTAY TEPKİ GÖSTERDİ

Mahkeme başkanı Canel Rüzgar'ın son dönemde usulsüz dinlemelerle ilgili olarak davalar açıldığı görülüyor. Dink davasına bakan başkan Erkan Canak, Muhittin Zenit, Reşat Altay, Ercan Demir niye dinlendi?" sorusuna Akyürek, "Ben bunlar doğrudur demiyorum. Ama Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmasına bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Ercan Demir'in, Muhittin Zenit'in, Reşat Altay'ın dinlenmesinden ne gibi bir menfaatim var" diye yanıt verdi. Bu yanıt üzerine duruşmada bulunan Reşat Altay "Kim karar veriyor peki" diyerek tepki gösterdi.

"HERHANGİ BİR TARİKAT SEZMEDİM"

"Bu kişiler konumları ve yaptığı işler nedeniyle önem arzediyor. Hizbullah'tan emniyet amiri dinleniyor. O zaman bu adamın ilişiğinin kesilmesi lazım. Bunlar ne anlama geliyor?" şeklindeki soruya karşı Akyürek, "Bu kişilerin dinlenmesiyle ilgili bir bilgim yok. Ben herhangi bir tarikat, cemaat sezmedim. Bununla ilgili kararı yargı verebilir. Ben ne diyebilirim" dedi. Akyürek, "Dinlemeler başka bir amaçla mı yapılmıştır?" sorusuna da "Kanunsuz yapılan her işin karşısındayım. Kanunsuz bir iş yapılıyorsa belli bir amacı vardır" diyerek yanıtladı. Duruşma Akyürek'in sorgusuyla devam ediyor.

==============

112 ACİL ÇALIŞANLARI 10 ARALIK ŞEHİTLERİNİ ANDI

Şehitler Tepesi'ne yapılan ziyaretler gün boyu devam etti. Bugün, terör saldırısında şehit olanları ananlar arasında sağlık çalışanları da vardı.

Haber- Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL DHA

Beşiktaş'taki terör saldırının ardından vatandaşların akınına uğrayan Şehitler Tepesi'ne ziyaretler bugün de devam etti. 112 Acil Çalışanları,15 Temmuz Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şubesi üyeleri ve çeşitli liselerden gelen öğrenciler saldırının yapıldığı yere çiçek bırakıp dua etti.

"BU VATANI KİMSE BÖLEMEYECEK"

Öğlen saatlerinde 112 Acil çalışanlarıyla birlikte Şehitler Tepesine gelen İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, "Emperyalistlere, kapitalistlere bu vatan diz çökmeyecek. Biz 112 ve İs Sağlık Müdürlüğü olarak daha önce 15 Temmuz'da olduğu gibi o gece dördüncü dakikada 106 ambulansla buraya hizmet veren, sadece sağlık hizmeti değil bu ülkenin gücünü göstermesi açısından tüm sağlık çalışanlarına, hastanede olan hekimlere, hemşire hanımlara ben binlerce kez teşekkür ediyorum. Bu vatanı kimse bölemeyecek. Bu ülkede birliği sağlayarak tüm ezilenlerin Suriye'de, Irak'ta ölen insanların birini yaşatmak için gece gündüz çalışan biz sağlık çalışanları olarak Türkiye'de bu vatanın sesi olmaya devam edeceğiz. Allah bizimle olacaktır. Hainler, gaflette olanlar bunu çok iyi bilsinler" diye açıklama yaptı. Açıklamanın ardından, "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı atan sağlıkçılar, saldırıda şehit olanlar için dua okuyup patlamanın olduğu noktaya karanfil bıraktı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-112 çalışanlarının görüntüsü

-Memişoğlu'nun açıklaması

-15 Temmuz Derneği üyelerinden görüntü

-Muharip gazilerin görüntüsü

-Öğrencilerin görüntüsü

-Genel ve detaylar

19.12.2016 - 16.01 Haber Kodu : 161219122

===============================

EYÜP'TE KUYUMCU SOYGUNU (SON)

Yan dükkanın duvarı delerek kuyumcuya girdiler, 1 kilogram altını çalarak kayıplara karıştılar

Erhan TEKTEN, İstanbul DHA

Eyüp'te bir kuyumcuya giren hırsızlar yaklaşık 1 kilo altın çalarak kaçtı. Önce bitişikteki kuaföre pencereden giren hırsızlar, daha sonra duvarı kırıp asıl hedefi kuyumcuya girdi. Oksijen kaynağı ile kasayı açan hırsızlar, 1 kilo altını alıp kayıplara karıştı.

SABAHA KARŞI YÜZÜ MASKELİ...

Eyüp Akşemsettin Mahallesi Cengiz Topel Caddesi'ndeki kuyumcuyu hedefleyen hırsızlar önce bitişiğinde kuaföre pencere demirlerini keserek girdi. Saat 04.00 ü gösterdiğinde yüzleri maskeli 2 hırsız duvarı delerek asıl hedefleri kuyumcuya girdi. Alarmları da susturan hırsızlar oksijen kaynağıyla çelik kasayı açtı ve içindeki 1 kilogram altını alarak kayıplara karıştı. Hızla uzaklaşan soyguncular bu sırada ziynet eşyalarından bir kısmını da döktü.

KAÇARKEN KUAFÖRÜ DE SOYDULAR

Olay, sabah kuaförü açan çalışan tarafından fark edildi. Polisler olay yerine geldi ve soyguncuların kimliğini belirlemeye yarayacak iz aradı, güvenlik kamerasi görüntülerini izledi. Hırsızların soygunda kullanıp geride bıraktığı malzemeler toplandı. Soyguncuların altınlarla kaçarken kuaförün kasasındaki bir miktar parayı da çaldıkları belirlendi.

"YÜZLERİ MASKELİ 2 KİŞİ…"

Kuyumcu Birkan Topuz, "Yan taraftaki komşunun dükkanından duvarı kırıp girmişler. 1 kilogram civarında altın kaybımız var. Kuaförün arka camını kırıp içeriye oradan da duvarı kırdıktan sonra alarmları susturup giriyorlar. Yüzleri maskeli 2 kişi, yaklaşık yarım saatte soygun gerçekleşiyor. Oksijen kaynağıyla çelik kasanın bir bölümü patlatıyorlar. Diğerlerini açamamışlar. Buraya 1-2 hafta önce taşındık tam oturtamamıştık. Ondan istifade ettiler" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------

-Olay yeri

-Polis ekipleri

-İncelemeler

-Kesilen parmaklıklar

-Delinen duvar

-Kuyumcu ile röp

-Delil torbalarının çıkarılması

-Genel ve detaylar

19.12.2016 - 14.56 Haber Kodu : 161219105

===================================

ŞEHİT POLİS DATLI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Haber - Kamera: Çağatay KENARLI / İstanbul DHA

Ümraniye'de terör saldırılarını protesto için HDP İlçe binasının terasına çıkan 2 kişiyi indirmek isterken, havalandırma boşluğuna düşen ve kaldırıldığı hastanede şehit olan polis memuru Numan Şeref Datlı, Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazına Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da katıldı.

Ümraniye'de terör saldırılarını protesto için HDP İlçe binasının terasına çıkan 2 kişiyi indirmek isterken, havalandırma boşluğuna düşen ve kaldırıldığı hastanede şehit olan polis memuru Numan Şeref Datlı için Fatih Camii'nde cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Birinci Ordu Komutanı Musa Avsever, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda meslektaşının yanı sıra askeri personel katıldı. İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran'ın kıldırdığı cenaze namazının ardından şehitler için dua edildi. Şehit polis meslektaşlarının omuzlarında camiden çıkartılırken, cami dışındaki bir grup 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' şeklinde slogan attı. Cenaze namazı sonrasında Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şehidin babası Hüseyin Datlı'ya taziyelerini iletti.

Baba Hüseyin ve Anne Seher Datlı'nın 16 çocuğundan biri olan şehit polis Numan Şeref Datlı, Ruşen Datlı ile evliydi. Seher Sıla(17), Ebrar Zeren (5) ve Asya Cemre (2) isimlerinde 3 kız çocuğun babası, 42 yaşındaki şehit polis memuru olan Numan Şeref Datlı'nın cenazesi Edirnekapı Şehitliği'ne götürülerek defnedildi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Cenaze namazına katılanlardan görüntü

-Şehidin babasının görüntüsü

-Numan Kurtulmuş'un görüntüsü

-Cenaze namazı

-Cenazenin taşınması

-Numar Kurtulmuş'un taziyesini iletmesi

-Genel ve detaylar

19.12.2016 - 17.32 Haber Kodu : 161219148

=================================

ERDAL TOSUN'A ÇARPAN SÜRÜCÜ HAKKINDA 9 YILA KADAR HAPİS TALEP EDİLDİ

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

Oyuncu Erdal Tosun'un ölümüne neden olan kazada, tutuklanan sürücü Nihat Şaki hakkında, "Bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

Sarıyer'de 29 Kasım'da oyuncu Erdal Tosun'un aracına çarparak ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklanan sürücü Nihat Şaki hakkındaki İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Karabulut tarafından başlatılan soruşturma tamamlandı. Savcı Karabulut, Şaki hakkında, "Bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talep etti. İddianame, İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

"KAZANIN NASIL MEYDANA GELDİĞİNİ HATIRLAMIYORUM"

Tosun'un aracına çarptıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Nihat Şaki, ifadesinde, "Ben trajik bir kaza neticesinde kendi babamı da kaybettim. Kazanın ne olduğunu iyi bilenlerdenim. Çok üzgün olduğumu ifade ediyorum. Kazanın nasıl meydana geldiğini tam hatırlamıyorum. Şuurumu kaybetmiştim. Suçsuzum, serbest bırakılmamı talep ediyorum" demişti.

===================================

HRANT DİNK CİNAYETİ DAVASINDA MAHKEME BAŞKANI DEĞİŞTİ...

Haber: Özden ATİK / İstanbul,DHA

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı davaya bakan Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, duruşma sonunda görev yerinin değiştiğini açıkladı. Başkan Rüzgar, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı olarak atandım" dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, sanık Akyürek'in sorgusunun yarına devam edileceğini belirttikten sonra görev yerinin değiştiğini açıkladı. Mahkeme Başkanı Rüzgar, HSYK kararıyla İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başkan olarak atandığını belirtti. Rüzgar, resmi yazının kendisine henüz tebliğ edildiğini ifade ederek kendisi yerine yine aynı mahkemede birinci heyetin başkanlığını yapan Ali İhsan Horasan'ın başkan olarak atandığını ifade etti. Canel Rüzgar, yarından itibaren Dink davası duruşmasına çıkmayacak.

Öte yandan, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Canel Rüzgar'ın başkanlığında MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin görüntülerin yayınlanması davası, Tahşiye davası, Selam Tevhid'de kumpas gibi davalar görülüyordu.