Dha İstanbul Bülteni- 4
(ek bilgi ve görüntülerle)1- BÜYÜKÇEKMECE'DE "HİDROJEN SİYANÜR" ALARMI...Boş araziye dökülen kimyasal madde nedeniyle 9 koyun 10'dan fazla tavuğun öldüğü öne sürüldü.
(ek bilgi ve görüntülerle)
1- BÜYÜKÇEKMECE'DE "HİDROJEN SİYANÜR" ALARMI...
Boş araziye dökülen kimyasal madde nedeniyle 9 koyun 10'dan fazla tavuğun öldüğü öne sürüldü.
Koyun ve tavuklar kireçlenerek gömüldü.
AFAD ekiplerinin, bölgede hidrojen siyanür maddesi tespit ettiği öğrenildi.
Hidrojen siyanürün karıştığı toprak imha edilecek.
Haber : İhsan YALÇIN - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Büyükçekmece'de boş bir araziye dökülen kimyasal madde nedeniyle koyun ve tavuklar öldü. Bölge karantinaya alındı. AFAD ekipleri, araziye dökülen sıvıdan numune alarak incelemelerde bulundu. İlk bulgulara göre suda, hidrojen siyanür maddesi tespit edildi. Alana yakın bir ev de geçici olarak boşaltıldı.
Kamiloba Mahallesi TEM Otoyolu'nun bitişiğindeki araziye kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kimyasal bir madde döküldü. Alana yayılan sıvı madde nedeniyle bölgede otlayan 9 koyun ve 10'un üzerinde tavuk zehirlenerek öldü. Hayvanlarının öldüğünü gören Halim Binici durumu Büyükçekmece Belediyesi'ne bildirdi. Bölgeye AFAD ve İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ekipleri de sevk edildi. Alanı güvenlik çemberine alan ekipler, özel kıyafetlerini giyerek incelemelerde bulundu. Kimyasal sıvıdan numune alan ekipler, bulguları incelemek üzere laboratuvara götürdü. Araziye yakın bölgede bulunan bir evde yaşayanlar da geçici olarak tahliye edildi.
AFAD'ın yaptığı incelemelerde kimyasal maddenin siyanür hidrojen siyanür olduğu tespit edildi.
Ölen hayvanlar ise kepçe ile kazılan çukura kireçlenerek gömüldü.
SİYANÜRÜN KARIŞTIĞI TOPRAK İMHA EDİLECEK
Büyükçekmece Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü ekiplerinin bölgedeki çalışmaları sürüyor. Hidrojen siyanürün yayıldığı alandaki toprak, kepçelerle kazılarak imha edilmek üzere kamyonlara yükleniyor.
"BU BİR ÇEVRE KATLİAMI"
Çalışmaları yerinde takip eden Çevre Koruma Müdürü Çağlayan Gürsel, "Dün öğle saatlerinde bir tanker TEM Otoyolu'ndan alana kimyasal madde boşaltmış. Yapılan incelemelerde maddenin hidrojen siyanür ve formaldehit olduğu tespit edildi. Bu zehirli madde. Tarım topraklarına inmiş durum. Kirlenmiş toprağı temizlemeye çalışıyoruz. Kamyonlara yükleyip imha edeceğiz. Bu bir çevre katliamı" diye konuştu.
"BÜYÜKÇEKMECE GÖL HAVZASI BÜYÜK BİR TEHDİT ALTINDA"
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ise "Bu insanlıktan nasibini almamış kişiler, 3-5 kuruş uğruna, çok özel şartlarda imha edilmesi gereken atığı Büyükçekmece göl havzası boş diye getirip buraya dökebiliyorsa; yarın TEM Otoyolu'ndan Büyükçekmece Gölü'nün tam ortasına dökerse ne yapacağız? Daha önce de Büyükçekmece'de buna benzer olaylar yaşanmıştı. Ben, İstanbul'un en önemli havzası olan Büyükçekmece su toplama havzasının korunmasından korkmaya başladım. Bu bir vahşet. Hem kaçak hafriyat dökümünden hem de zehirli kimyasal atık maddelerin dökümünden ötürü Büyükçekmece göl havzası büyük bir tehdit altında" ifadesini kullandı.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
EK GÖRÜNTÜ
-Alanda çalışan iş makineleri
-Röpler.
-Kimsayal dökülen alandan detaylar
GEÇİLEN GÖRÜNTÜ
-Ölen hayvanlar
-Halim Binici ile röp.
-Özel kıyafetlerini giyip inceleme yapan ekipler
-Hayvanların gömülmesi
-Genel ve detaylar
04.04.2018 - 12.33 Haber Kodu : 180404070
04.04.2018 - 13.41 Haber Kodu : 180404092
========================
2- ORTAKÖY'DE GECE KULÜBÜ ÖNÜNDEKİ SİLAHLI ÇATIŞMA KAMERADA
Haber: Ali AKSOYER/İSTANBUL
Ortaköy'de bir gece kulübünde 1 kişinin ölümü iki kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı çatışmanın görüntüleri ortaya çıktı.
Olayla ilgili gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Polisin gece kulübünde yapılan aramada ele geçirdiği 7 tabancanın kriminal incelemesi ise sürüyor. Olayda hayatını kaybeden Alkan Uçarer (25) ile gözaltına alınan gece kulübü çalışanlarının daha önceden çok sayıda polise geliş kayıtları bulunduğu öğrenildi.
ORTAKÖY'DE SİLAHLI ÇATIŞMA ÇIKMIŞTI
Ortaköy, Muallim Naci Caddesi üzerinde bir hafta önce meydana gelen olayda içeride arkadaşları ile birlikte müşteri olarak bulunan Alkan Uçarer, işyeri çalışanları ile kavga etmiş ardından dışarı çıkıp mekana doğru ateş açmıştı. Kapı önünde duran işyeri çalışanlarının da karşılık vermesi üzerine çıkan silahlı çatışma sonucu Alkan Uçarer vücuduna isabet eden 9 kurşunla hayatını kaybetti. Olayda iki kişide çeşitli yerlerinden yaralandı. Olay sırasında şarkıcı Hande Yener'inde içerde müşteri olarak bulunduğu öğrenilmişti.
OLAYLA İLGİLİ 7 KİŞİ SORGULANDI
Cinayet Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis olaya karışan 7 kişiyi gözaltına aldı. İşyerinde yapılan aramada 7 ruhsatsız silah ele geçirildi. Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen aralarında Osman K., Yigit U., Ahmet E., Mehmet A.'nın bulunduğu 7 kişi olayla ilgili sorgulandı. Şüphelilerin kapıda dururken birinin kendilerine doğru gelerek ateş ettiğini kendilerini korumaya çalıştıklarını söyledikleri öğrenildi.
ÖLENİNDE ÖLDÜRENLERİN DE POLİSE GELİŞ KAYITLARI VAR
Öte yandan soruşturma sırasında olayda hayatını kaybeden Alkan Uçarer'in daha önceden kasten yaralama, tehdit, hakaret suçlarından polise geliş kaydı olduğu tespit edildi. Eğlence mekanının çalışanlarının ise yine kasten yaralama suçlarından daha önceden gözaltına alındığı öğrenildi.
YENİ GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Bu arada olayla ilgili ortaya çıkan güvenlik kamera görüntülerinde Alkan Uçarer'in eğlence yerinden çıkışından çok kısa süre sonra geri dönerek ateş etmeye başladığı görülüyor. Eğlence mekanın kapısında duranların da karşılık vermesiyle silahlı çatışmaya dönüşen olayın görüntülerinde Alkan Uçarer'in silahını düşürerek yere düşmesi, ardından bir kişinin yere düşen silahı alarak ona ateş etmesi de yer alıyor.
4 KİŞİ TUTUKLANDI, 7 TABANCANIN KRİMİNAL İNCELEMESİ SÜRÜYOR
Poliste işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Osman K., Yigit U., Ahmet E., Mehmet A. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. Öte yandan olayla ilgili ele geçirilen 7 tabancanın ise kriminal polis laboratuvarında incelemeleri sürüyor. İnceleme sonucu hangi silahların Alkan Uçarer'in öldürülmesinde kullanıldığı tespit edilecek.
Görüntü Dökümü:
---------
-Çatışma anının görüntüleri
-ŞÜphelilerin adliyeye sevki
-Olayla ilgili görüntüler
04.04.2018 - 14.44 Haber Kodu : 180404112
=====================
3- MEVLÜT UYSAL'DAN TAKSİCİLERE: 'ELİNE SOPA ALIP SOKAKTA UBER'CİLERİ KOVALAMAKLA OLMUYOR
İBB Başkanı Uysal:
"UBER dediğimiz zaman, buna karşı çıkmak, bunu yerli yapmak demek 'eline sopa alıp sokakta ubercileri kovalamakla olmuyor. Yerlisini yaparsak bunu çözmüş oluyoruz."
"UBER, aslında rahatlık demek. Şoförle müşterinin birbirine güvenini sağlaması demek. Biz o konfordan uzak kalmamalıyız.
Haber - Kamera: Enver ALAS - İSTANBUL,DHA
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, UBER'e karşılık, ilgili kurumlarla yerli olacak şekilde 'iTaksi' sistemini kurduklarını ancak bu sisteme de sadece 5 bin civarında taksicinin katıldığını belirterek, "Yaklaşık 18 bin taksicimiz var. 5 bin civarında üyemiz var. Niye taktırmıyorlar? Şoför diyor ki, 'başkanım, kamera koyup bizi takip ediyorlar içeride'. İyi baba, bundan başka da çaresi yok yani. Neticede UBER dediğimiz zaman, buna karşı çıkmak, bunu yerli yapmak demek eline sopa alıp sokakta UBER'cileri kovalamakla olmuyor. Yerlisini yaparsak bunu çözmüş oluyoruz" diye konuştu.
Mevlüt Uysal, İstanbul'da düzenlenen '2. Su ve Atık Su Sektöründe Yerli Ürün Çalıştayı'na Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile birlikte katıldı. Çalıştayın açılışında konuşan Başkan Uysal, yerli ve milli ürünlerin İBB'nin bir çok biriminde kullanıldığı daha fazla yerli ürünün kullanılması için de sanayicilere büyük iş düştüğünü söyledi. Yerli ürünün kullanılmasının önemini anlatan Uysal, dışa bağımlı kalmama adına da yerli ürünlerin üretilmesi ve bunların kullanılmasının sanayide ve ticarette artışı beraberinde getireceğine işaret etti.
"YERLİ YEMEK KARTI ÇALIŞMAMIZ VAR"
İBB olarak bu konuda çalışmaları olduğundan bahseden Mevlüt Uysal, yemek kartlarıyla ilgili 'yerli' ürün çalışması yaptıklarını söyledi. Uysal, "Şu anda İstanbul'da yaşıyoruz. Yemek kartı ciddi bir pazar. Ama Fransızlar'ın elinde. Şu anda yerli ürün çalışması yapıyoruz. Aslında tamamı bir yazılım,bir program. Ama yerlilik ne? Ürünü satan da alan da dışa bağımlı olmaktan kurtulsun. Yemek kartı sisteminde şu anda Fransızlar hakimse, satan da, alan da, onların kararına bağlı kalmış ise artık o sistem yerli olmaktan çıkmış demektir. İnşallah kısa bir zamanda Turkcell, PTT ve Büyükşehir olarak bu şekilde bir çalışmamız var ve hayata geçecek" dedi.
UBER-TAKSİCİ KAVGASI
Konuşmasında UBER uygulamasına da değinen Başkan Uysal şunları söyledi:
"UBER de aynen bir sistem aslında. Taksiye binen de bindiren de yerli ama o sistem sayesinde başkalarının aldığı kararlara uymak durumunda kalıyor. Biz de Büyükşehir olarak onun yerlisini yaptık; İtaksi.. Aslında sistem olarak aynı sistem, ama birisinde kararı ABD'de New york'ta birileri veriyor, diğerini ülkemizde bu konunun ilgililerinin oluşturduğu bir ekip veriyor. Çok güzel ama bazen bakıyoruz. Yaklaşık 18 bin taksicimiz var dersek 5 bin civarında üyemiz var. Niye taktırmıyorlar? Şoför diyor ki, 'başkanım, kamera koyup bizi takip ediyorlar içeride'. İyi baba, bundan başka da çaresi yok yani. Neticede UBER dediğimiz zaman, buna karşı çıkmak, bunu yerli yapmak demek 'eline sopa alıp sokakta ubercileri kovalamakla olmuyor. Yerlisini yaparsak bunu çözmüş oluyoruz."
"UBER ASLINDA RAHATLIK DEMEK"
Yerli ürünlerin kullanımının önemini bir kez daha altını çizen Başkan Uysal, "UBER, aslında rahatlık demek. Şoförle müşterinin birbirine güvenini sağlaması demek. Biz o konfordan uzak kalmamalıyız. Ama o konforu yaşarken de yurtdışındaki bir insanın kararıyla taksicimiz ve içindeki müşteri birbiriyle kavga eder hale düşmemeli. Yemek, kartı, iş yerleri adına, çalışanlar adanına bir rahatlıksa, yemeği yiyenle yemeği ikram edenle arasındaki o ilişkinin kararını çok uzaklarda birileri vermemeli. O konforum bizim de sağlayabilmemiz lazım" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Katılımcılar
-Başkan Uysal'ın açıtlamaları
-Genel ve detaylar
04.04.2018 - 13.46 Haber Kodu : 180404095
==================
4- İBB ÖNÜNDE ETİLER POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU PROTESTOSU
Haber: Cansel KİRAZ- Kamera: Hüseyin ÇAKMAK-İSTANBUL DHA
Etiler Polis Meslek Yüksekokulu arazisinin satılmasını protesto eden CHP'liler İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde toplandı. Eyleme CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP'li ilçe başkanları ve İBB meclis üyeleri de katıldı.
İBB başkanlık binası önünde 11: 00 sıralarında toplanan grup, ' Kamu varlıklarını satarak değil, üreterek yönetim', ' Fabrika satarak değil, üreterek yönetim' yazılı dövizler açtı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu burada basın açıklaması yaptı. Kaftancıoğlu, 'İstanbul'a ihanet ettik' diyenlerin ihanete nasıl devam ettiklerini göstermek, hakkımız olanı savunmak, İstanbul hakkına olan sorumluluğumuzu yerine getirmek üzere toplandık" dedi.
"İBB KENDİSİNE AİT ARAZİDE BİLE İMAR DEĞİŞİKLİĞİ YAPAMIYOR"
Arazinin, 2012 yılında 430 milyon TL karşılığında Çatalca'daki bir arazi ile takas edilerek polis lojmanı yapılması karşılığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne verildiğini aktaran Kaftancıoğlu, " İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı protokolle İstanbul Büyükşehir Belediyesi 32 bin metre karelik bu arazinin tapusunu aldı. Takas edilen arazide bu kadar geçen zamanda polis lojmanı yapıldı mı? Hayır. Orada da binalar yapıldı. 2012'den 2018'e geliyoruz. 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne verilen araziyle ilgili hemen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye giriyor. Ne acıdır ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendisine ait arazide bile imar değişikliği yapamıyor, bu yetkisini kullanamıyor. Belediyenin arazisinde bile imar planı değişikliği yapmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye giriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptığı imar planı değişikliği ile 32 bin metre karelik araziye 2 buçuk emsal inşaat izni veriyor" şeklinde konuştu.
İnşaat hakkının 100 bin metrekareye çıkarken, yüksekliğin serbest bırakıldığını belirten Canan Kaftancıoğlu, "Yeni imar planında araziye alışveriş merkezi, rezidans, restoran, mağaza ve otel yapımına izin çıkıyor. O arazinin bulunduğu çevredeki maksimum yükseklik ne kadar biliyor musunuz? Sadece 5 kat. Bu arazide yükseklik serbest bırakılıyor" ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
"Hazırlanan bilirkişi raporları bizleri haklı çıkarıyor. Bilirkişi raporunda imar planı değişikliğinin kamu yararına ve çevre düzeni planına aykırı olduğu belirtiliyor. Bilimsel raporlara göre İstanbul'un deprem riski en düşük bölgesi olan Etiler'deki araziyi riskli alan ilan ediyorlar. Mahkemenin imar değişikliğini iptal etmesini önlemek için Bakanlar Kurulu kararıyla afet riski altındaki alan olarak ilan ediyorlar. Her birimizin hakkı, birilerinin rant hırsına kurban gitmek üzere. Bu arazinin bugünkü akıbeti tamamen hukuksuz, düpedüz kanunsuzluktur. Bu satış ihalesi bir kent suçudur. İşlediğiniz tüm kent suçlarından ötürü yargılanacaksınız"
Görüntü Dökümü:
----------
-Protestoda açılan dövizler
-İBB önünde toplanan grubun görüntüsü
-Canan Kaftancıoğlu'nun gelişi
-Kaftancıoğlu'nun konuşması
-Genel ve detaylar
Arazinin havadan görüntüsü(arşiv)
04.04.2018 - 13.00 Haber Kodu : 180404080
04.04.2018 - 13.15 Haber Kodu : 180404085
===================
5- BANKACI KIZ KARDEŞİNİ ÖLDÜREN ERHAN TİMUROĞLU YARGILANMAYA BAŞLANDI
Erhan Timuroğlu'nun annesi ve babası şikayetçi olmadıklarını söylediler.
Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Ataşehir'de bankacı kız kardeşi Ceylan Timuroğlu'nu öldürdüğü iddiasıyla Erhan Timuroğlu'nun yargılanmasına başlandı.
Savunması alınan Erhan Timuroğlu, "Gittikçe inatlaştı, tartıştık, ateş ettim" dedi.
Duruşmada hazır bulunan Erhan Timuroğlu'nun annesi ve babası şikayetçi olmadıklarını söylediler. İlk duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Timuroğlu'nun, "Kardeşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.
Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanık Erhan Timuroğlu ve avukatı katıldı. Erhan Timuroğlu'nun babası Adem Timuroğlu ve avukatı da müşteki sıfatı ile duruşmada hazır bulundular.
'KARDEŞİM CİDDİ ANLAMDA HATA YAPTI'
Önceden Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası ile yapılan saldırıların da sanığı olan Erhan Timuroğlu, cezaevinden çıktıktan sonra tekrar çalışmaya başladığını belirterek, "Kardeşimi çok seviyordum. Bir dediğini iki yapmadım. Her ay 2-3 bin lira para verdim. Yüksek miktarlarda harcamalar yaptı, ben karşıladım. İstediği gibi harcadı. Örtünmek istedi sevindim. Bir ay sonra başörtüyü çıkardı, bir şey demedim. İşe girmek, çalışmak istedi, karışmak istemedim. Tek istediğim şey, 'bizi onursuzlaştırma' dedim. Bu adamla tatile gitti, yemeğe gitti. Bu adam hesabına 10 bin lira yatırmış. Bu adam senin ağabeyin, baban, kocan değil. Kardeşim ciddi anlamda hata yaptı" dedi. Bu savunma üzerine mahkeme başkanı sanığa, "Bunun için mi öldürdün kardeşini" sorusunu sordu. Sanık Timuroğlu bu soruya, "Ben 40 dakikadan fazla konuştum. Gittikçe inatlaştı, tartıştık, ateş ettim" sözleri ile yanıt verdi.
Sanığın avukatı da hiç kimsenin kız kardeşini tasarlayarak öldürmeyeceğini savundu. Sanığın eve silahla gitmesinin de olayın tasarlandığı anlamına gelmediğini söyleyen avukat, "Sanık düşmanları olan biridir. Bu nedenle her zaman silah taşımaktadır" dedi.
ANNESİ VE BABASI ŞİKAYETÇİ OLMADI
Duruşmaya müşteki sıfatı ile katılan Erhan Timuroğlu'nun babası Adem Temiroğlu, oğlundan şikayetçi olmadığını söyledi. Olay günü evde uyuduğunu söyleyen Adem Timuroğlu, "Bağrışma seslerine uyandım. Erhan ile Ceylan Tartışıyordu. Yanlız birbirlerini çok seviyorlardı. Ben hala inanamıyorum Ceylan'ı öldürdüğüne. İçeri gidim, 'bu çocuktan ne istiyorsun' dedim. Ben müdahale edince kafama silah doğrulttu sonra Ceylan'a döndü ve ateş etti" dedi.
Sanığın annesi Şefika Timuroğlu da davacı ve şikayetçi olmadığını belirterek ifade vermek istemediğini söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına duruşmayı takip eden avukat söz alarak, sanık hakkında hiçbir şekilde indirim uygulanmamasını talep etti.
SAVCI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, Erhan Timuroğlu'nun arkadaşının kardeşi Ceylan Timuroğlu ile ilişkisi olduğunu öğrenmesi üzerine eve gittiğini, kardeşi ile tartıştığını, bu tartışma üzerine sinirlenen sanığın kardeşini öldürdüğünü savunarak, sanığın, "Kardeşi kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Savcı, Timuroğlu'nun, "Kanuna aykırı ateşli silah ve mermi taşıma" suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.
İDDİANAMEDEN
Ataşehir'de 28 Şubat 2017 tarihinde ailesinin evinde kızkardeşi Ceylan Timuroğlu'nu öldürdüğü iddiası ile firar ettikten 260 gün sonra yakalanan Erhan Timuroğlu için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, kız kardeşi ile ortağının gönül ilişkisi bulunduğu belirtiliyor. Bu nedenle ailesi ile oturan kız kardeşinin yanına giden Erhan Timuroğlu'nun kız kardeşi ile tartıştığı, tartışma sırasında silahla vurarak öldürdüğü belirtiliyor. İddianamede Erhan Timuroğlu'nun, "Kardeşi tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle cezalandırılması isteniyor.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Davayla ilgili arşiv görüntüler
04.04.2018 -14.43 Haber Kodu : 180404111
=====================
6- ATATÜRK HAVALİMANI'NDA FETÖ'CÜ ASKERLERE DİRENMEYEN POLİS VE GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE 27,5 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz'da darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal eden askerlerin kontrol kulesini ele geçirmeleri sırasında direnmedikleri, kapı geçişlerine izin vererek ve açarak yardım ettikleri iddiasıyla yargılanan 10 polis ve 3 özel güvenlik görevlisi toplam 13 sanık hakkında savcı mütalaasını açıkladı. Mütalaada tüm sanıklar hakkında "Anayasayı ihlal suçuna yardım" ve "Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması" suçlarından 18 yıl 8 aydan 27,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya, tutuksuz yargılanan 12 sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada savcı Murat Yıldırım esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, 15 Temmuz'da darbe teşebbüsünün yaşandığı akşam Atatürk Havalimanı'nı işgal eden askerlerin kuleye gidiş güzergahında önce sanıklar havalimanı emniyet müdür yardımcısı Murat Bayhan ve yanındaki diğer sanık polis memuru Salih Uçkan ile karşılaştıkları, akabinde motosikletli yunus ekibi olan Oğuzhan Ünver, İsmail Uğuz, İbrahim Kağan Yaşamış ve Ömer Faruk Uçar ile ana yol giriş kapısından A kapısına askerlerle hareket ettikleri, ardından A kapısında bulunan diğer polis memuru sanık Muharrem Günay tarafından havalimanı apron kısmına girildiğini anlattı. Mütalaada, askerlere diğer sanıklardan Okan Sis ve Ahmet Metin'in de eşlik ettiği, CIP girişinde diğer sanık polis memuru Hakan Çelen'in yanına varıldığı, askerleri sanıklarla kulenin olduğu kara tarafına alındığı, son olarak sanıklardan özel güvenlik görevlisi olan Erdal Firinci ve Ali Bodur'un kule girişinde askerleri kuleye çıkarttıkları ve bu hususta özel güvenlik görevlilerinin amiri olan diğer sanık Doğan Eroğlu'nun bilgisi ve talimatı bulunduğu belirtildi.
"ASKERLERİN EYLEMLERİ YAVAŞLATILMADI"
Mütalaada, 1,5 saat kontrol kulesinin devre dışı kaldığı ve askerlerce uçuşların sabote edildiği belirtilerek kamera kayıtlarına göre sanıklar tarafından askerlere herhangi bir mukavemetin, tartışmanın ve çatışmanın yaşanmadığı ifade edildi. Darbe teşebbüsünde bulunan askerlerin eylemlerinin yavaşlatılmadığı, askerlerin emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, askerlerin isteklerini yerine getirdikleri kaydedildi. Sanıklardan Muharrem Günay'ın FETÖ / PDY ile irtibatlı olan, örgüt üst düzey yöneticilerinden olan Dilaver Azim ile değişik tarihlerde HTS kayıtlarının bulunduğu ve askerlere havalimanına ilk giriş yapmasında sorumlu olan A kapısı sorumlusu olduğu ve göreve darbe girişiminden 15 gün önce geldiği belirtildi.
TOPLAM 27,5 YILA KADAR HAPİSLE CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ
Mütalaada, tüm sanıkların "Anayasayı ihlal suçuna yardım etmekten" 15 yıldan 20 yıla kadar ve "Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması" suçlarından ise 3 yıl 8 aydan 7,5 yıla kadar hapis olmak üzere toplam 18 yıl 8 aydan 27,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıklardan Muharrem Günay'ın "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
SON SAVUNMALARINI HAZIRLAMALARI İÇİN SÜRE VERİLDİ
Mütalaaya karşı savunmaları sorulan sanıklar ve avukatları, süre talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanıklara son savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Havalimanındaki olaylarla ilgili arşiv görüntüler
====================