Dha İstanbul Bülteni - 4
1- PENDİK'TE BALIKÇI TEKNESİ BATTI: 1 KİŞİ KAYIP (2)Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İSTANBUL DHAPendik'te balıkçı teknesi battı.
1- PENDİK'TE BALIKÇI TEKNESİ BATTI: 1 KİŞİ KAYIP (2)
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İSTANBUL DHA
Pendik'te balıkçı teknesi battı. Teknede bulunan iki kişiden biri denizde kayboldu. Alabora olan teknenin üzerine çıkarak çevredekilerden yardım isteyen kişi ise bölgeye gelen deniz polisi ekiplerince kurtarıldı. Kurtarılan kişi, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere hastaneye kaldırıldı. Kayıp kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
Görüntü Dökümü:
---------------
-Denize düşen kişiyi kurtarma çalışmaları
-Deniz polisinin çalışması
-Detaylar
08.12.2017 - 15.44 - Haber Kodu : 171208142
======================================
2- FATİH CAMİİ'NDEN SARAÇHANE'YE "KUDÜS" YÜRÜYÜŞÜ (2)
Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK - Murat SOLAK - Harun UYANIK / İstanbul DHA
ABD Başkanı Donald Trump'un Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıklarını açıklaması, cuma namazı sonrası Fatih Camii'nde toplanan kalabalık tarafından Saraçhane'ye düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Kalabalık, Saraçhane'de basın açıklaması gerçekleştirdi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Fatih Camii'nde toplanan kalabalık
-Toplanan eylemciler
-Açılan pankartlar
-Yürüyüşten görüntüler
-Saraçhane'de toplananlar
-Açıklamalar
08.12.2017 - 15.30 - Haber Kodu : 171208127
08.12.2017 - 14.13 - Haber Kodu : 171208099
==================================
3- ABD BAŞKONSOLOSLUĞU ÖNÜNDE "KUDÜS" PROTESTOSU
Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - Cemil ÖZDEMİR / İstanbul DHA
Cuma namazı çıkışı ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplananlar, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını protesto etti. Türk ve Filistin bayrağı taşıyan eylemciler yapılan basın açıklaması sonrası olaysız dağıldı.
Cuma namazının ardından Sarıyer AK Parti İlçe Başkanlığı öncülüğünde bir araya gelen çeşitli siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar, İstinye'deki ABD İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplandı. Ellerinde Türk ve Filistin bayrakları bulunan kalabalık burada "Mescid-i Aksa Kutsalımızdır. Kudüs Şerefimizdir" yazılı pankart açtı. Okunan basın açıklamasında Kudüs'ün tüm Müslümanların kırmızı çizgisi olduğu, alınan kararın İsrail ve Filistin toplumları arasında husumeti artırmaktan başka hiç bir sonucu olamayacağı vurgulandı.
POLİSTEN GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMİ
Polis eylem sırasında çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Polis helikopteri de havadan denetim yaptı. Basın açıklaması süresince başkonsolosluğun bulunduğu Sarıyer Caddesi trafiğe kapatıldı. Açıklamanın bitmesiyle cadde yeniden trafiğe açıldı. Grup üyeleri olaysız şekilde dağıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-ABD Başkonsolosluğu önünde alınan güvenlik önlemleri
-Polis helikopterinin tur atması
-Cuma namazı sonrası konsolosluk önüne gelenler
-Taşınan Türk ve Filistin bayraklar
-Açılan pankart ve dövizler
-Basın açıklamasının yapılması
-Slogan atılması
-Genel ve detaylar
08.12.2017 - 15.33 - Haber Kodu : 171208128
====================================
4- ÜSKÜDAR'DA "KUDÜS" PROTESTOSU
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İSTANBUL-DHA
Üsküdar Meydanı'nda toplanan kalabalık, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını protesto etti. Eylemde İsrail ve ABD bayraklarını yaktı. Cuma namazı sonrası yüzlerce kişi, Üsküdar Meydanı'nda biraraya geldi. Kalabalık, "Katil İsrail, işbirlikçi ABD", "Kudüs bizimdir, bizim kalacak", "Kudüs'e selam, direnişe devam" şeklinde sloganlar atıp tekbir getirdi. Türk ve Filistin bayrakları taşıyan grup, "Kudüs kırmızı çizgimizdir", "Kudüs Müslümanların şerefidir", "Kudüs Daavamızdır" yazılı dövizler taşıdı. Eylemde İsrail ve ABD bayrakları yakıldı. Açıklamaların ardından kalabalık alandan ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Toplanan grubun görüntüsü
-Açılan pankart ve dövizler
-Slogan atmaları
-İsrail ve ABD bayraklarınını yakılması
-Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
08.12.2017 - 15.16 - Haber Kodu : 171208120
============================
5- DİLBİRLİĞİ ÇİFTİ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR (1)
Haber-Kamera: Enver ALAS / İSTANBUL,DHA
Tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybeden Kore Gazisi Astsubay Süleyman Dilbirliği ile hemen ardından saatler sonra vefat eden eşi Nimet Dilbirliği, İstanbul'da son yolculuklarına uğurlanıyor.
'Ayla' filmine konu olan Koreli Eunja Kim'in manevi babası Kore Gazisi Süleyman Dilbirliği (91) ile 65 yıllık eşi Nimet Dilbirliği (85)'nin cenazeleri saat 14.45 sıralarında Üsküdar Selimiye Camii'ne getirildi.
Astsubay Süleyman Dilbirliği'nin Türk bayrağına sarılı tabutu ile eşinin tabutu yan yana kondu. Cenaze törenine, çiftin çocukları, torunları ve yakınları başta olmak üzere çok sayıda askeri personel ile Kore Gazileri katılıyor. Ayrıca cenazeye katılan çiftin torunları Evren Dilbirliği ile Nesil Sonuvar da dedelerinin Kore madalyalarını yakalarında taşıdı. Çiftin ikindi vaktine müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'na toprağa verilecek.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Cenazelerin gelişi
-Yakınları
-Cenazelerin musallaya taşına konması
-Torunları
-Genel ve detaylar
08.12.2017 - 15.16 - Haber Kodu : 171208121
============================
6- İSTANBUL'DA DEAŞ OPERASYONU: EYLEM HAZIRLIĞINDA OLDUĞU ÖNE SÜRÜLEN 5 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri terör örgütü DEAŞ'a yönelik 3 ilçede operasyon düzenledi. Ekipler Başakşehir, Pendik ve Sultangazi'de bulunan adreslere yaptığı baskınlarda, eylem hazırlığı içinde olduğunu öne sürülen 4'ü yabancı uyruklu toplam 5 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital malzeme, örgütsel doküman ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere Vatan Caddesi'nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.
===========================
7- ZAMAN GAZETESİ YAZARLARI VE YÖNETİCİLERİNİN YARGILANDIĞI DAVAYA DEVAM EDİLİYOR
Haber: Yüksel KOÇ / İSTANBUL,
Zaman Gazetesi'nin eski yazarları ve yöneticileri aleyhine açılan ve aralarında Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Şahin Alpay, Ali Bulaç'ın bulunduğu 22'si tutuklu 31 sanıklı davaya devam edildi.
Sorgusu yapılan tutuksuz sanık Nuriye Ural (Akman), darbecilik ve terör örgütü üyeliği suçunu kesinlikle kabul etmediğini belirterek, aç kalmamak için Zaman Gazetesi'nin iş teklifini kabul ettiğini söyledi. Fetullah Gülen ile 20 yıl önce ilk röportajı kendisinin yaptığını belirten Ural, "Fethullah Gülen'i hiçbir zaman hayatıma yön verebilecek bir lider olarak gibi görmedim" dedi.
Savunmasını yapan tutuksuz sanık Orhan Kemal Cengiz, Zaman Gazetesi'ne el konulduktan sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyu kendisinin yaptığını savunarak, "Avukatlık mesleğimi icra ettiğim için buradayım" diye konuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'nün karşısında bulunan duruşma salonlarında yaptığı bugünkü duruşmaya 22 tutuklu sanığın tamamı ile tutuksuz yargılanan 6 sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık Nuriye Ural, yıllarca Nuriye Akman olarak çeşitli gazetelerde röportajlar yaptığını belirterek, "Terör örgütü üyeliği ve darbecilik suçlamasını kesinlikle reddediyorum" dedi.
"HAYATIMI SÜRDÜREBİLMEK İÇİN ZAMANDAN GELEN TEKLİFİ KABUL ETTİM"
2002 yılında Dinç Bilgin'in tutuklanması ile Sabah Gazetesi'nde maaşların düzenli ödenmemeye başladığını, bu nedenle tazminatını sonradan mahkeme kararı ile alarak Sabah'tan ayrıldığını söyleyen Nuriye Akman, "Bekar ve bir evlat anası olarak hayatımı sürdürebilmek için iş ararken Zaman'dan gelen teklifi kabul ettim. Mesleki değerlerimle bağdaşmayan hiçbir işe imza atmadım" ifqdesini kullandı.
"HİÇBİR YAYIN KURULUŞU BANA SAHİP ÇIKMADI"
5 yıl sonra merkez medyaya dönüş kararı aldığını ancak nitelikleri bilinmesine rağmen teklif almadığını söyleyen Nuriye Ural, "Zaman'da kalmaktan başka çarem yoktu. Kayyım atandıktan sonra yazmaya devam etmek istedim. İki yazımdan sonra kayyım devam etmemi istemedi ve tazminatsız kapı önüne konuldum. Hiçbir yayın kuruluşu bana sahip çıkmadı. Darbe girişiminin ardından tamamen işsiz kaldım. Mal varlıklarıma el konuldu. Bu karar mahkemeniz tarafından iptal edilmesine rağmen el koyma fiilen halen sürmektedir" dedi.
"BU YAZININ ALTINA HERKESİN İMZASINI ATACAĞINA İNANIYORUM..."
24 Aralık 2013 tarihinde yazdığı, "Yolsuzluklar nasıl ödenir" başlıklı yazısı nedeni ile burada olduğunu söyleyen Nuriye Ural, "Bu yazı 17 Aralık'tan sonra, 25 Aralık'tan önce yazıldı. Adres göstermeden, itham etmeden, sadece ahlaki değerleri ortaya koyarım. Kim üzerine alınacaksa alınsın. Hiçbir zaman algı numaraları çekmeye ihtiyacım olmadı, çizgim çalıştığım mecraya göre değişmedi. Bu yazımın altına herkesin imzasını atacağına inanıyorum, yeter ki Zaman Gazetesi dışında başka bir gazetede yayınlanmış olsaydı. Fikirlerin doğruluğu ülkemizde ne yazık ki okurla buluştuğu mecraya göre değerlendiriliyor. Bu korkunç bir hata. Ben hiçbir çobanın koyunu, hiçbir kralın soytarısı, hiçbir komutanın askeri olmadım" dedi.
'20 YIL ÖNCE FETULLAH GÜLEN İLE İLK RÖPORTAJI BEN YAPTIM'
"Fethullah Gülen'i hiçbir zaman hayatıma yön verebilecek bir lider olarak gibi görmedim" diyen Nuriye Ural, "Evet, 20 yıl önce kendisi ile ilk röportajı yapan gazeteci benim. O zaman Sabah Gazetesi'nde çalışıyordum. Gülen ile ikinci röportajım Zaman Gazetesi için oldu. Daha sonra Zaman Gazetesi bu röportajı kendi yayınlarından çıkan bir kitap haline getirdi. Sabah için yaptığım eski röportaj bu kitaba konmadı. Röportajın kitap formatına dönüştürülmesinde benim hiçbir tasarrufum olmadığı gibi, ekstradan bir çalışma da yapmadım. Bırakınız terör örgütü üyesi olmayı, mesleki örgütlere bile kayıt yaptırmamış bir insan var karşınızda. Telefonumda ByLock yok. Cemaatin okullarında okumadım. Gazetenin dışında FETÖ'nün hiçbir kurumunda çalışmadım. Himmet almadım, vermedim. Hiçbir kuruma bağış yapmadım. Editörlerimin ve bir kaç yazarın dışında kimseyi tanımam. Bu davanın hakkaniyetle sonuçlanacağına inanıyor, beraatimi talep ediyorum" şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanıklar Lale Sarıibrahimoğlu ve İhsan Dağı Ankara'dan SEGBİS sistemi ile katılarak savunma yaptılar.
"DELİLSİZ SUÇLANIYORUM"
Savcının tek bir delil sunmadan toptancı bir bakış açısıyla kendisine yüklediği suçlara yanıt vereceğini söyleyen Lale Sarıibrahimoğlu, "İddianame ve eklerinde tek bir delil olmadan bana ceza davası açılmasını dikkatinize sunuyorum. Bu ağır suçlamaları içeren iddianamenin somut delillere yer sunması gerekir. Beni darbe ile ilişkilendirmiş, silahlı terör örgütü ile ilişkilendirmiştir. Bu şok edici suçlamalara tek bir somut delil sunamamıştır"
"Neyle suçlandığımı bilmediğim için nasıl bir savunma hazırlayacağımı düşünüp durdum" diyerek savunmasını sürdüren Sarıibrahimoğlu, "Çalışmadığım zamana ait bir cümleyi iddianameye koymuş, ben o tarihte Zaman Gazetesi'nde çalışmıyordum. Bana darbe çağrısı suçu da yöneltiliyor. Toptancı bir bakışla sanıkların darbe çağrısı yapmaktan çekinmediği belirtiliyor. Beni tanıyan herkes bilir ki; darbe karşıtı, demokrat, liberal bir gazeteciyim. Darbe karşıtı faaliyetlere bulundum, raporlar hazırladım. Bugün huzurunuzda oluşumun nedeni, kariyerim boyunca darbeci kişilerle ters düşmemdir. Silahlı kuvvetlerin demokratik denetimini savunurken bazı askerlerin düşmanlığını kazandım, askerin sürekli baskısı altında kaldım, asker tarafından andıçlandım ama yine de doğru bildiğim yoldan şaşmadım" dedi.
FETÖ / PDY'nin hiyerarşik yapısından yer almam, demokratik çizgisi nedeniyle mümkün olmadığını söyleyen Sarıibrahimoğlu, "Bu hiyerarşik yapıya dahil olup talimat aldığıma yönelik tek bir delil yok. Bu sonuca nasıl varıldığını bilmiyorum. Sayın savcının bu iddiasını ıspatlamasını bekliyorum. Hiyerarşik yapıda yer aldığım iddiası mantık dışı bir iddiadır. Ben Twetter'da darbeyi övmedim. Sayın savcı bunu kanıtlayacak tek bir tweet örneği göstermemiş. Seçimle işbaşına gelenlerin seçimle gitmesini savunan bir kişiyim. Basın kartımın iadesini ve beraatimi istiyorum" dedi.
Zaman Gazetesi'nde köşe yazıları yazdığı için suçlandığını söyleyen tutuksuz sanık İhsan Dağı, 17/25 Aralık'tan sonra yazmayı bıraktığını belirterek, "FETÖ'nün propaganda makinesine dönüştüğünü gördükten sonra bıraktım. Ben ayrıldıktan 2 yıl sonra Zaman'a kayyım atandı" dedi.
Hakkında somut bir suçlama bulunmadığını söyleyen Dağı, beraatini ve iddianame nedeniyle zedelenen itibarının iadesini istedi.
"AVUKATLIK MESLEĞİMİ İCRA ETTİĞİM İÇİN BURADAYIM"
Savunması alınan Orhan Kemal Cengiz, Ankara Barosu'na kayıtlı Avukat olduğunu belirterek, "İddianamenin kendisi benim neden burada olduğumu anlatmıyor. Anladığım kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Londra'ya giderken havalimanında gözaltına alındım. Zaman Gazetesi'ne kayyım atanmıştı, buna ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruyu avukat olarak ben yapmıştım. Ben avukatlık mesleğimi icra ettiğim için burada bulunduğumu düşünüyorum" dedi.
Duruşma, avukatların talepleri ile devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu ve Ali Hüseyinçelebi, Osman Nuri Arslan, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz'in de bulunduğu 8 tutuksuz sanık yer alıyor.
İddianamede, sanıklar hakkında "Anayasal düzeni, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Zaman Gazetesi'nde köşe ve haber yazarlarının 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkı sundukları iddia ediliyor.