Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 4

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(geniş haber)1 - "ATATÜRK'E HAKARET DAVASI"'NDA MUSTAFA ARMAĞAN'A 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI Haber-Kamera: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA Genel Yayın Yönetmeni olduğu Derin Tarih Dergisi'nin Mayıs sayısında kaleme aldığı yazı dizisinde Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret ettiği iddia edilen...

(geniş haber )

1 - "ATATÜRK'E HAKARET DAVASI"'NDA MUSTAFA ARMAĞAN'A 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI

Haber-Kamera: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA

Genel Yayın Yönetmeni olduğu Derin Tarih Dergisi'nin Mayıs sayısında  kaleme aldığı yazı dizisinde Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret ettiği iddia edilen Mustafa Armağan, 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, hapis cezasını ertelemedi.

MUSTAFA ARMAĞAN BERAATİNİ İSTEDİ

Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Mustafa Armağan ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada söz alan sanık Mustafa Armağan, Anayasa'nın 26. ve devam eden maddeleri tarafından basın özgürlüğünün teminat altına alındığını belirterek, "Dergideki yazılan hususlar eleştiri kapsamında dahi değildir.  Tarihi bir belge yazının dayanağını oluşturmaktadır" dedi. 1926 yılından beri bu yazının tekzip edilmediğini savunan sanık Armağan,'"2007 yılında basılan bir kitapta bu mektuba yer verilmiştir. 2007 yılında basılan kitap hakkında herhangi bir dava açılmış değildir" ifadelerini kullandı.

Armağan,  "Yazı bilgilendirme ve tarihe ışık tutma manasında değerlendirildiğinde kırıcı bir üsluba yer verilmiş değildir" ifadelerini kullandı. Son sözü sorulan  Mustafa Armağan beraatini istedi.

CEZA ERTELENMEDİ

Davayı karara bağlayan mahkeme Mustafa Armağan'ı "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanık Armağan'ın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği için hapis cezası ertelemedi.

ARMAĞAN ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTI

Dava bittikten sonra adliye önünde açıklama yapan Mustafa Armağan, Türkiye'de tarihe hizmet eden bir yayın yaptıklarını ifade ederek, belgeleri olduğu gibi yayınlamanın suç olduğunu öğrenmiş olduğunu belirtti. Kendi adına değil Türkiye'nin geldiği nokta adına buna üzüldüğünü söyleyen Armağan,  "Latife Hanım da yargılanmıştır. Latife Hanım'ı yargılayan mahkeme olarak da tarihe geçmiştir mahkememiz. Bunu da bütün Türkiye böyle bilsin"  dedi. Mahkemenin verdiği cezayı kabul etmediklerini ifadeden Armağan "Biz hakikatin peşindeyiz" diye konuştu.

"SUÇ KASTI İLE HABERİN YAPILDIĞI ANLAŞILMIŞTIR"

İddianamede, "Şüphelinin 1926 yılında yayınlanmış yabancı bir gazeteyi ve bir yazarın kitabını referans göstererek tarihi belgeye dayanmayan  adeta dedikodu şeklindeki bilgileri okurlarını ve kamuoyunun  dikkatini habere çekmek amacıyla büyük puntolarla verdiği Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu, ömrü savaş meydanlarında geçmiş, tüm dünyanın tartışmasız  kabul ettiği büyük bir asker ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk hakkında itibarsızlaştırmaya yönelik suç kastı ile haberin yapıldığı anlaşılmıştır" ifadelerine yer veriliyordu. İddianamede şüpheli Mustafa Armağan'ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapsi talep ediliyordu.

Görüntü Dökümü: (ÖZEL)

-----------------------------

-Armağan'ın konuşması

-Genel ve detaylar

31.10.2017 - 16.18 Haber Kodu : 171031161

=======================================

2- BAŞAKŞEHİR'DEKİ EVLERİNDE ÖLÜ BULUNAN ANNE KIZ TOPRAĞA VERİLDİ

Haber - Kamera: Erhan TEKTEN / İstanbul DHA

Başakşehir Güvercintepe Mahallesi'nde dün akşam saatlerinde karbonmonoksit gazı nedeniyle zehirlenerek hayatını kaybettikleri belirtilen anne-kızın cenaze töreni yapıldı.

Anne Ceyran Çakmak (72) ve kızı Sevilay Çakmak'ın (37) cenazeleri Adli Tıp Kurumundaki otopsi işlemlerinin ardından yakınları tarafından alındıktan sonra evlerinin önüne getirildi. Burada helallik alınmasının ardından Güvercintepe'de bulunan HZ. Ali Camii'ne getirilen cenazeler için, ikindi vakti cenaze namazı kılındı. Cenazeler, Kayabaşı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Öte yandan anne-kızın kömür sobasından sızan karbononoksit gazından zehirlendikleri belirtildi.

Görüntü dökümü:

-------------------

-Adli Tıp Kurumu'nun dış görüntüsü

-Cenaze namazı

-Helallik alınması

-Tabutların cenaze aracına yüklenmesi

-Camiden detaylar

31.10.2017 - 16.38 Haber Kodu : 171031169

=============================

3- THY ÇALIŞANLARINDAN ÖRNEK DAVRANIŞ

Haber-Kamera: İbrahim YILDIZ-Murat ÇAKIR/İSTANBUL,

TÜRK Hava Yolları (THY) çalışanlarının Somali'nin ardından Arakan için de kendi aralarında topladıkları paraları THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık'a teslim etti.  Aycı, "Arkadaşlarımız kendi maaşlarından şu an 500 bin lira civarında para topladılar. Belli bir miktar şirket olarak biz de destek olduk. Arkadaşlarımız Somali'de olduğu gibi Arakan'a da yardım elini uzatıyor" dedi.

THY, 5-11 Kasım 2017 tarihlerinde Antalya'da düzenlenecek Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu (IFRC) Genel Kurulu Yasal Toplantılarına ulaşım sponsoru oldu. Konuyla ilgili olarak THY Genel Müdürlük binasında düzenlenen basın toplantısına THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Kızılay Genel Müdürü Dr. Kerem Kınık, THY ve Kızılay idarecileri yer aldı.

THY HER GÜN 10 BİN ÜNİTE KAN TAŞIYOR

Antalya'da düzenlenecek toplantıya sponsor olan THY  yönetimine teşekkür eden Kızılay Genel Müdürü Dr. Kerem Kınık, " Bayrak taşıyıcımız, gururumuz, Dünyanın en çok noktasına uçan havayolu şirketimiz gene hamiyetperverliğini gösterdi ve sosyal sorumluluk bilinciyle genel kurulumuza taşıyıcı ana sponsoru oldu. Bizim Türk hava yolları ile kesişen çok iyi hikayelerimiz var. Her gün 10 bin ünite kanımızı alıp laboratuvara getiren bunu hastaneye götüren, her yıl 9 milyon insanın şifa bulması için o kanları bin 300 tane hastanenin kapısına koymamıza vesile olan ve bunların tamamını ücretsiz yapan Türk Hava Yolları'dır" dedi.

'İNSANİ KÖPRÜLER KURMAK BİZİM TARTIŞMASIZ VAZİFEMİZDİR'

THY olarak yardıma ihtiyaç duyan bölgelere gönül köprüsü kurduklarını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, şunları söyledi:

"Biz milli havayolu ve bayrak taşıyıcı olarak dünyanın en çok noktasına uçan havayolu şirketi olarak dünyanın en büyük networklarından birine sahip olan havayolu şirketi olarak insani yardıma ihtiyaç duyan bölgelerle onlara bu ihtiyaçları gidermek için yollanacak kaynakların bulunduğu adresler arasında insani köprüler kurmak, gönül köprüleri kurmak bizim tartışmasız vazifemizdir. Bunların parasal bir değeri, parayla ölçülecek bir değeri yoktur. Bunlar insani değerlerdir. Bunlar tamamen insanı merkeze alan işlerdir. İnanıyorum ki yaptığımız işlerin bereketi oranında da bize insani olarak geri dönüşleri de her şeyden daha değerli ve fazladır. Şirketlerimizi yönetirken ve büyütürken, insani değerler yitirmeden sosyal sorumluluk anlayışımızı daima aklımızda tutarak insandan aldığımızı insana geri vermeyi prensip edinerek yönettiğimizde çok daha farklı çok daha başarılı yerlere varırız. Bizim için elbette uluslararası anlamda Kızılay ve Kızılhaç federasyonunu Türkiye'de ağırlamak önemli bir değerdir. Türkiye'nin son 15 yılda insani yardım anlamında bu kadar önemli söz sahibi ülke haline getirilmesinde bu arkadaşlarımızın çok emeği vardır."

ARAKAN'A DA YARDIM ELİNİ UZATTILAR

Somali'den sonra Arakan'daki insanlar için şirket çalışanlarının kendi arasında yardım topladığının altını çizen Aycı, konuşmasına şöyle devam etti:

"İnsani yardım köprüsü oluşmasında bu yardımların oraya ulaşmasında beraberce aracılık ettik. Yetmedi, Türk Hava Yolları çalışanları, benim mesai arkadaşlarım aralarında yardım toplayarak Somali'ye aşevi açılmasında Kızılay'ın değerleri katkılarıyla gerçekleştirdiler. Aynı mesai arkadaşlarımız şimdi de Arakan için yapıyorlar. Arkadaşlarımız kendi maaşlarından para toplayarak destek kampanyası yürütüyor. Şu an 500 bin lira civarında para topladılar. Belli bir miktar şirket olarak biz de destek olduk. Arkadaşlarımız Somali'de olduğu gibi Arakan'a da yardım elini uzatıyor."

Görüntü Dökümü

----------

-Toplantı salonundan görüntüler

-Katılımcılardan görüntüler

-Dr. Kerem Kınık konuşması

-İlker Aycı konuşması

-Çek takdimi

31.10.2017 - 16.17 Haber Kodu : 171031158

==========================

4- FATİH'TE HELİKOPTER DESTEKLİ ASAYİŞ DENETİMİ

Ersan SAN / İstanbul DHA

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı çeşitli birimlerden ekipler, Fatih'te asayiş denetimleri yaptı. Ekipler, cadde ve sokaklarda şüpheli gördükleri kişilerin üzerlerini ararken kimlik sorgulamasından geçirdi. Ekipler, kahvehane ve gece kulüplerinde de denetimlerde bulundu. Burada bulunanların üzerleri aranırken kimlik sorgulamaları da yapıldı. Polis helikopteri havadan denetimlere destek verdi.

Görüntü dökümü:

-----------------------

-Denetim yapan polis ekipleri

-Helikopterin destek vermesi

-Kahvehanelerde yapılan denetimler

31.10.2017 - 17.24 Haber Kodu : 171031190

=============================

5 - CUMHURİYET GAZETESİ DAVASI: SAVCI TUTUKLULUKLARIN DEVAMINI İSTEDİ

Savcı, Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hallerinin devamını istedi.

Mahkeme Başkanı Dağ, celse arasında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca kendilerine yeni bir belge gönderildiğini açıkladı.

Mahkeme başkanı, belgelerde bir soruşturma kapsamında gözaltında olan işadamı Osman Kavala ile tutuksuz sanıklarından Aydın Engin ve halen yurtdışında olan sanık Can Dündar arasındaki WhatsApp yazışmalarının olduğunu belirtti.

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA

Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve Musa Kart'ın da sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi'nin yönetici ve yazarlarına yönelik açılan 20 sanıklı davaya devam ediliyor. Duruşmada Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, sanıklar Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper'in tutukluluklarının devamı yönünde görüş bildirdi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi 4'üncü celsesi görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Hikmet Çetinkaya, Orhan Erinç'in de hazır bulunduğu duruşmayı, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Ali Şeker, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, yazar Oya Baydar, oyuncu Menderes Samancılar, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ile çok sayıda yabancı basın mensubu da izledi.

DOĞAN SATMIŞ'IN RÖPORTAJI DELİL OLARAK DOSYAYA GİRDİ

Mahkeme Başkanı Abdurahman Orkun Dağ, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Suçları Bürosu'nca gazetenin eski yazarlarından Doğan Satmış'ın Gazeteciler.com'da yayımlanan röportajının delil olarak dava dosyasına gönderildiğini belirtti. Bunun üzerine söz alan sanık avukatları, Doğan Satmış'ın röportajının delil olarak dosyaya konulmamasını ve daha önce ifadesi için çağrıldığı halde duruşmalara gelmeyen tanık Mehmet Faraç'ın da dinlenmesinden vazgeçilmesi talep ettiler. Öğle arasının ardından kararını açıklayan heyet, Doğan Satmış'ın röportajının delil olarak dosyaya konulmasına karar verdi. Heyet, Mehmet Faraç'ın da tanık olarak dinlenmesinden vazgeçilmemesine de karar verdi.

ADLİ BİLİŞİM MÜHENDİSİ BYLOCK ÜZERİNE TANIKLIK YAPTI

Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi muhasebe çalışanı Yusuf Emre İper'in avukatlarının talebi üzerine Adli Bilişim Mühendisi Tuncay Beşikçi tanık olarak dinlendi. 19 yıllık uzmanlığı olduğunu, Poyrazköy gibi davalarda bilimsel görüş verdiğini ifade eden Beşikçi, sanık Yusuf Emre Kiper'in telefonunda çıkan ByLock üzerine ifade verdi. Beşikçi, sanığa ait telefonu incelediğini ve geriye dönük herhangi bir silme işlemi yapılmadığını belirterek sanığın ByLock kullanmadığını ancak indirdiği bir müzik programı üzerinden ByLock sunucusuna yönlendirildiğini belirtti. Beşikçi, "Sanık bu müzik programına bağlandıktan 4 gün sonra ByLock sunucusuna bağlanmış. Sanık gibi çok sayıda kişi, müzik dinlemek isteyen, kıble yönünü bulmak isteyen kişiler bu program yüzünden ByLock sunucusuna yönlendirilmiş olabilir. Ancak gerçek ByLockçular'dan ayırt edilebilmeleri için bir satır önce girilen adrese bakılması gerek" dedi.

OSMAN KAVALA İLE YAZIŞMALAR DA DOSYAYA GİRDİ

Daha sonra Mahkeme Başkanı Dağ, celse arasında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca kendilerine yeni bir belge gönderildiğini açıkladı. Başkan Dağ, belgelerde bir soruşturma kapsamında gözaltında olan işadamı Osman Kavala ile tutuksuz sanıklarından Aydın Engin ve halen yurtdışında olan sanık Can Dündar arasındaki WhatsApp yazışmalarının olduğunu belirtti. Başkan Dağ, söz konusu yazışmaları okudu. Sanık Aydın Engin'in, Osman Kavala'ya gönderdiği mesajın; gazetenin mali durumunun kötü olduğu, bu nedenle Avrupa Birliği fonlarından destek istemek için ne yapılması gerektiği, Brüksel'de kimlerle görüşülmesi konusunda danışmak istediği yönünde olduğu belirtildi. Can Dündar'ın ise Osman Kavala ile görüşmek istediği yönünde yazışma yaptığı belirtildi.

AVUKAT İLKİZ: SORUŞTURMA GİZLİLİĞİ İHLAL ETMİYOR MU?

Bunun üzerine sanık avukatlarından Fikret İlkiz, söz konusu yazışmaların bazı sitelerde haber olduğunu gördüğünü belirterek "Gelen yazılar usul konusunda haklı olduğumuzu gösteriyor. Beklersek başka belgeler de gelir. Kavala'nın bugün emniyette sorgusu yapılıyor. Demek ki Kavala tutuklanacak. Böyle bir belgeyi Basın Savcılığı gönderdiğine göre depo dava olarak bekleyeceğiz ve bir sanık hakkında soruşturma gizliliği söz konusuyken bu yazı gönderilerek gizliliği ihlal etmiyor mu? Hiçbir talebim yok ama durum bu" dedi. Sanık avukatlarından Ergin Cinmen de mahkemenin, soruşturmaya yönelik çıkan haberler hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti.

AHMET ŞIK: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUYORSUNUZ

Söz alan tutuklu sanık Ahmet Şık ise, "Ben iki celsede de suç duyurusunda bulunduğumu söyledim ama siz karar almaktan kaçtınız. İktidara yakın gazetede duruşma savcısının adıyla belge dolaşıyor ama siz suç duyurusunda bulunmuyorsunuz. Bizim manşetlerimizden örgüt arıyorsunuz. Ama örgütün yerini size söyledim. Örgüt bu adliye binasının içinde, hakim savcı kılığında, işbirlikçileri de medya" dedi.

SAVCI 5 SANIĞIN DA TUTUKLULUĞUNU TALEP ETTİ

Mahkeme Başkanı Abdurahman Orkun Dağ ise savcılıkça gönderilen belgelerin, delil olup olmayacağını sonra değerlendireceklerini belirterek davayı uzatmayı düşünmediklerini ancak bilirkişi raporlarının eksik olduğunu ifade etti. Ardından taleplerle ilgili Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, Ahmet Şık'ın aralarında bulunduğu 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Savcı ayrıca Doğan Satmış'ın görgüye dayalı bilgisi olduğu gerekçesiyle tanık olarak dinlenmesini de talep etti. Duruşma, mütalaaya karşı sanık ve avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor.

Görüntü Dökmü:

-----------------------

Adliye önünde toplanan gazeteciler

CHP'li milletvekilleri

Slogan atılması

Basın açıklamasının okunması

Yabancı temsilcilerin konuşması

Barış Yarkadaş'ın konuşması

Veli Saçılık'ın konuşması

Genel detaylar

31.10.2017 - 10.58  Haber Kodu : 171031029

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2026 yılında hanelerimizin yarısını kendi doğalgazımızla karşılayacağız

2026 yılını işaret etti: Hanelerin yarısının ihtiyacını karşılayacağız

'Safları sıklaştırın' diyen Kılıçdaroğlu'na adliye önünde coşkulu karşılama

Adliye önünde istediği oldu

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

Ümit Özdağ: Ben öldürülürsem 3 sorumlu var

"Öldürülürsem bu suikastin sorumluları 3 tanedir"

title