Dha İstanbul Bülteni - 3
(geniş haber)1- HARUN KOLÇAK'A VEDA Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - İstanbul DHAÜnlü sanatçı Harun Kolçak Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanmak üzere Gemlik'e gönderildi.
(geniş haber)
1- HARUN KOLÇAK'A VEDA
Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - İstanbul DHA
Ünlü sanatçı Harun Kolçak Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanmak üzere Gemlik'e gönderildi.
Önceki gece tedavi gördüğü hastanede 62 yaşında hayatını kaybeden Harun Kolçak için cuma namazının ardından Teşvikiye Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, Kolçak'ın hayranlarının yanı sıra, iş ve sanat dünyasında çok sayıda ünlü isim katıldı. Törene katılanlar arasında Çelik, Mustafa Ceceli, Fuat Güner, Nuri Alço, Nadide Sultan ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da yer aldı. Cenaze namazının kılınması ve helallik alınmasından sonra Harun Kolçak'ın tabutu omuzlara alınarak cenaze nakil aracına taşındı.
"ÇOK GÜZEL ŞARKILARI, ÇOK GÜZEL BESTELERİ OLDU"
Mustafa Ceceli, "En son iki ay önce konuşmuştuk. 'Çeyrek asır iki projesini yapacağım' dedi. 'Bir şarkı üzerinde çalışalım' dedi. Ama nasip değilmiş. Çok güzel şarkıları, çok güzel besteleri oldu. İnşallah nesilden nesile aktarılır. Mekanı cennet olsun" dedi. Çelik "Halkın duaları ve yüksek teveccühünü ele geçirmiş alkışlarla konserlerini doldurmuş, halkın dertlerini hafifletmiş, müziği ile sanatı ile destek olmuş bir kişi Harun Kolçak. Biz de halka verdiği destek için sanata verdiği destek için buraya saygımızı göstermek için geldik. Duamızı edeceğiz. Fatih'amızı okuyacak ve buradan gemiye götüreceğiz" diye konuştu.
"EN KABİLİYETLİ MÜZİSYENLERDEN BİRİYDİ"
Sanatçı Fuat Güner, "Müzisyen arkadaşlarımı, müzisyen kardeşlerimi tek tek kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Harun 16 yaşından beri tanıdığım bir arkadaşımdı. En kabiliyetli müzisyenlerden biriydi. Hem iyi şarkı söyler, enstrüman çalar, beste yapar komple müzisyendi. Ani ölüm haberiyle sarsıldım. İnanamadım" dedi.
Kolçak'ın cenazesi defnedilmek üzere Bursa'nın Gemlik ilçesine götürüldü.
Görüntü Dökümü:
----------
-Harun Kolçak'ın tabutu
-Mustafa Ceceli ile röp.
-Çelik ile röp.
-Fuat Uğur ile röp
-Nadide Sultan ile röp.
-Cenaze namazının kılınması
-Helallik alınması
-Tabutun omuzlara alınarak cenaze nakil aracına konulması
-Genel ve detaylar
21.07.2017 - 14.41 Haber Kodu : 170721162_
21.07.2017 - 14.43 Haber Kodu : 170721163
=======================
2- VEYSEL EROĞLU: İSTANBUL VE MARMARA BÖLGESİ BÜYÜK BİR FELAKETİ ATLATTI
*Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
"Silivri'de 1 yılda yağacak yağış 654,0 milimetredir. O gün ise bir saatte neredeyse 6'da 1'i düşüyor. Bu hakikaten büyük bir felaketti.
"(Silivri) 500 yıl olarak tekerrürünü hesap ettik. Üsküdar'da 82 yıl, Beykoz'da 350 yılda bir, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışlar oldu.
Enver Alas, İstanbul / DHA
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, geçen Salı günü başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi'nin bazı kesimlerinde etkili olan ve rekor seviyede yağan yağmurlara ilişkin "İstanbul ve Marmara Bölgesi büyük bir felaketi atlattı" diye konuştu.
BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
Veysel Eroğlu, Devlet Su İşleri 14. Bölge Müdürlüğü'nün Üsküdar'daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında İstanbul'da etkili olan şiddetli yağmurlar sonucu meydana gelen su taşkınlarına yönelik açıklamalarda bulundu. Veysel Eroğlu, 18 Temmuz'da yağan yağmurun çok şiddetli olduğunun altını çizerek, Silivri'de 500 yılda bir, Beykoz'da 350 yılda bir, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışların bir günde yaşandığını belirtti.
1 YILDA YAĞAN, 1 SAATTE YAĞDI
Yağışların miktarıyla ilgili gerekli hesapları yaptıklarını kaydeden Eroğlu, "Silivri'de 1 yılda yağacak yağış 654,0 milimetredir. O gün ise bir saatte neredeyse 6'da 1'i düşüyor. Bu hakikaten büyük bir felaketti. 500 yıl olarak tekerrürünü hesap ettik. Üsküdar'da 82 yıl, Beykoz'da 350 yıl yılda bir, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışlar oldu. Maalesef bu da sıkıntıya sebep oldu. Silivri'de metrekareye 101,4 kilogram düştü. İstanbul'da Temmuz ayında 32.5 milimetre yağış düşüyor. Düşünebiliyor musunuz, İstanbul'da bir ayda yağacak yağmurun 3 katı bir saatte Silivri'ye düşüyor. Bu tabi ki büyük bir felaket" diye konuştu.
"BİR GÜN ÖNCEDEN 14.25'TE KURUMLARA ÇOK KUVVETLİ BİR YAĞIŞ OLACAĞINI İFADE ETTİK"
Bakan Eroğlu, toplantıda barkovizyon ekranından İstanbul'a düşen rekor seviyedeki yağışın yaşandığı güne ait meteorolojik durumu yansıtan radar görüntüleri üzerinden konuşmasına devam etti.
Bir gün öncesinden Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan tahminler neticesinde hemen gerekli resmi ikazların yapıldığını aktaran Eroğlu, "17 Temmuz günü yani bir gün önceden saat 14.25'te kurumlara, çok kuvvetli bir yağış olacağını ifade ettik. Ani sel, su baskını, yıldırım, ulaşımda aksamalar gibi durumların olabileceğini ifade ettik" dedi.
"KARAYOLU ÜZERİNDEKİ MENFEZLERİN TIKANMASI SONUCU BİRÇOK EV SU ALTINDA KALDI"
Şiddetli yağışın en çok etkili olduğu Silivri'de bazı derelerde taşkın olduğunu kaydeden Veysel Eroğlu şunları söyledi:
"Silivri'de Değirmenköy Kınıklı Deresi ve Yankolu Tavukçu Deresi'nde maalesef taşkın oldu. Bu taşkınlar, tarım arazilerine zarar verdi. Gümüşyaka ve Çanta Mahalleleri'nde karayolu üzerindeki menfezlerin tıkanması neticesinde birçok ev, su altında kalmıştır. Çeşitli semlerde yüzey suları derelere intikal etmedi. Allah'tan can kaybı yok. Biz alınması gereken bütün tedbirleri alıyoruz."
HASAR TESPİT VE DÜZENLEME ÇALIŞMALARI
Bakan Eroğlu, rekor seviyedeki yağışların ardından İstanbul ve Marmara Bölgesi'nin büyük bir felaket atlattığını vurguladı. Bazı maddi kayıplara rağmen herhangi bir can kaybı yaşanmamasının sevindirici olduğunu söyleyen Eroğlu, ekiplerin gerekli çalışmalar yaptığını belirterek, "Büyükşehir belediyemiz, ilçe belediyelerimiz büyük bir gayretle hasar tespit çalışmalarını ve düzenleme çalışmalarını yapıyor. Ayrıca DSİ, bütün makinaları ile buralarda. İnşallah müsait olan yerlerde, bazı kışlalarda boş arazileri şuanda teraslayarak ağaçlandırmak için protokol yaptık. Oralardan gelen suyun azaltılması için de bir çalışmamız var. Dere ıslahları dolu dizgin gidiyor" ifadelerini kullandı.
İRAN BASININDA ÇIKAN İDDİALAR
Veysel Eroğlu konuşmasında, son dönemde İran basınında bölgedeki toz ve kum fırtınalarına Türkiye'deki barajların sebep olduğu yönündeki iddialara tepki gösterdi. İddiaların mesnetsiz olduğunu belirten Eroğlu, "İran'ın yanlış su politikaları neticesinde oluşan çölleşme, kendine kum ve toz fırtınası olarak dönmektedir" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------
Veysel Eroğlu'nun basın toplantısı
-Bakanın konuşmaları
-Gazeteciler
-Genel ve detaylar
21.07.2017 - 14.03 Haber Kodu : 170721157
=========================
3- BEYAZIT'TA İSRAİL PROTESTOSU (1)
Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK - İSTANBUL DHA
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik yasaklama ve engellemeleri Beyazıt Meydanı'nda protesto ediliyor. Cuma namazı sonrası meydanda toplananlar İsrail'i protesto ediyor.
Görüntü Dökümü:
---------
-Protestodan görüntüler
21.07.2017 - 14.28 Haber Kodu : 170721160
=======================
4- KÖPRÜ GİRİŞİNDEKİ YAYALAR HEYECAN YARATTI
Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: İdris TİFTİKÇİ, İstanbulDHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gece İstanbul'a geldi. Geceyi Kısıklı'daki konutunda geçiren Erdoğan Cuma namazı için Beşiktaş'a geçti.
"METROBÜSE BİNMEK İÇİN İNDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konvoyu 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne girerken otoyol kenarında yürüyen biri kadın iki kişi polisin dikkatini çekti. Bir polis memuru yanları gidip kimliklerini sordu. Polisin eşlik ettiği iki kişi yol dışına çıkarıldı. Metrobüse binmek için sıkışık trafikte araçtan indiklerini söyleyen iki kişi serbest bırakıldı.
CUMA NAMAZI İÇİN
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma namazı için Çırağan Sarayı'nın karşısında bulunan Yahya Efendi Camii'ne gitti. Çevrede geniş güvenlik önlemleri alındı.
Görüntü Dökümü:
Konvoyun görüntüsü
Köprü girişinde yol kenarında yürüyen iki kişinin ve kendilerine eşlik eden polisin görüntüsü
Köprü üzerinde ve Beşiktaş'ta konvoyun ilerlemesi
Camiinin bulunduğu sokaktan detay
21.07.2017 - 14.01 Haber Kodu : 170721156_
========================
5- "MAHREM İMAM"DAN İTİRAF: DARBEYİ FETÖ'NÜN YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
*Tutuklu sanıklardan öğretmen Mustafa Deniz,
"Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benim için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı"
"Ben özgür ve bağımsız şeklide düşündüğümde bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum. Dini duygularla bu bilmeden bu örgüte katıldım, çok pişmanım"
Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul'daki "emniyet teşkilatının mahrem imamlarına" yönelik 181'i tutuklu 198 sanık hakkında açılan davanın 5. duruşmasına tutuklu sanık öğretmen Mustafa Deniz'in itirafları damgasını vurdu. Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, polislerin imamlığını yapan tutuklu sanık öğretmen Mustafa Deniz'in İstanbul Sulh Ceza Nöbetçi Hakimliği'nde verdiği ifadeleri okudu. Örgütün gizli haberleşme programları olan 'Bylock' ve 'Eagle' programlarını kullandığını söyleyen Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benimi için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı. O yüzden birbirini tanımayan kişilerin yanında cemaat vs. konuları konuşulmazdı. Herkes çok yakında cezaevinden çıkacağına inandırılmıştı. Cezaevine girenler bunu bir imtihan olarak görüyordu. Sürekli 'haber geldi 3 ay sonra çıkacağız' diye söylentiler çıkıyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin tiyatro olduğu söylentileri sürekli dillendiriliyor. Bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum. Dini duygularla bu bilmeden bu örgüte katıldım, çok pişmanım. Vatanımı seviyorum. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" dedi. Bazı sanıklar da Mustafa Deniz'in ifadesine tepki gösterdi.
SANIK: 2013 YILINDA EMNİYETTE ÖZEL BİR YAPIYA BÜRÜNÜLDÜ
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları'nın karşısında bulunan binada görülen duruşmada 145 tutuklu sanık ve 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmada tutuklu sanıklardan öğretmen Mustafa Deniz savunmasını yaptı. Deniz, eski ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar da sanık Deniz'in İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nde verdiği ifadelerini okudu. Üniversiteye hazırlık döneminde FEM Dersanelerine gittiğini, üniversiteyi kazandıktan sonra da Gülen'e ait yurtlarda kaldığını, burada terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in videolarını izlediklerini ve kitaplarını okuduklarını anlatan sanık Deniz, "Adını 'Ömer' olarak hatırladığım abi, bana boş durmamamı ve bir vazife almamı söylüyordu. Ben de aktif olarak artık vazife alamayacağımı buna zamanımın olmadığımı söyledim. Kendisi de bana bazı arkadaşlara Kuran Kerim öğretmemi söyledi ve bir şekilde beni ikna etti. Ümraniye'de bir eve gelen 15-20 polise Kuran dersi vermeye başladım. Sohbete gelen polislerin açık isimlerini bilmiyordum. Bu durum 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılında örgütün emniyetle ilgili özel bir yapıya büründü" dedi.
"BANA 10 TANE TELEFON HATTI VERDİLER"
Kendisine kapalı kutuda hatlar getirildiğini, bu hatları ailesine dahi söylemediğini aktaran sanık Deniz, "Bana bir de eski bir telefon verdiler, bana yaklaşık 10 tane hat verdiler. Numaraları hatırlamıyorum. Numaraları kimseye vermemiz, kimseyi aramamızı tembihlediler. Bu hatların açık hatlar olduğunu duydum. Hatları ise bir kaç kullanmadan sonra kırıp atmam söylenmişti" diye konuştu.
"BENİM KOD ADIM DA MAHMUTTU"
2013 yılının Eylül ayında Yusuf Şimsek'in kendisini aradığını, Ümraniye'ye çağırdığını ve 15 günde bir sohbet vermesini istediğini söyleyen sanık Deniz, "Benim kod adım da 'Mahmut'tu. Polis memurları bana 'Mahmut' diyorlardı" şeklinde konuştu.
"SOHBETLERDE ÜZERİMİZE GELİNDİĞİ SÖYLENİYORDU"
15 -25 Aralık 2013'ten sonra Fetullah Gülen'in kitaplarının evlerde bulundurulmamasının istendiğini aktaran sanık Deniz, "Sohbetlerde üzerimize gelindiğini, zulüm edildiği söyleniyor, konuşuluyordu" dedi. 2014 yılında Yusuf Şimşek'in örgütün gizli haberleşme programı olan Bylock'u Apple store'den indirilmesini istediğini söyleyen sanık Deniz şunları söyledi: " Ben de İpone 4 telefonuma Bylock'u indirdim. Kendime bir şifre oluşturdum ve kullanmaya başladım. Ekran açıldı. Yusuf Şimsek önce kendini ekledi. Bylock'un genel şifresini bana söyledi. Bu programa herkesi eklememi istedi. Benimde bu program aracılığyla 2 arkadaşım oldu. Program üzerinde mesajlar otomoaik olarak siliniyordu bizde bu mesajları silebiliyorduk. Bylock üzerinden genelde sohbet tarihleri kararlaştırılıyordu. Ancak daha sonra 'Eagle' programına geçildi. Eagle programı bluetooth üzerinden yüklenen bir programdı. Bylock programı iyi çalışmadığı için 'Eagle' programı kullanılmaya başlanmıştı. 'Whatsapp üzerinden niçin konuşmuyoruz?' dedim. Yusuf Şimşek de Whatsapp'tan takip edilebilecekleri nedeniyle kullanmadıklarını söyledi. Ben 15 Temmuz'a kadar 'Eagle'yi kullandım, daha sonra da bu programı sildim ve kimseyle görüşmedim."
"YUSUF ŞİMŞEK BİZİM ABİMİZDİ"
Yusuf Şimşek'in kendisinin "abisi" olduğunu söyleyen sanık Deniz, "Yusuf Şimşek'in üzerindeki kişileri bilmiyorum. 15-20 günde bir Yusuf ile görüşüyorduk" dedi.
"POLİSLERDEN HİMMET ADI ALTINDA 50 İLE 300 TL ARASINDA PARA TOPLANIYORDU"
"İmamı" olduğunu söylediği polislerin de isimlerini tek tek söyleyen sanık Deniz, "Ben bu polislerin imamıydım. Yusuf benim üstümdü. Onun üstünde Cüneyt vardı. O dönemde Allah rızası için polislere bir şeyler öğretiyordum. Himmet adı altında polislerden 50 ile 300 TL arasında para toplanıyordu. Ben de yılda 5 bin TL para veriyordum. Kurban parasını da Yusuf Şimşek'e veriyorduk. Yurt dışında ya da yurt içinde kurban kestiklerini söylüyorlardı" ifadelerini kullandı.
"FETÖ'NÜN DARBE YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benim için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı. O yüzden birbirini tanımayan kişilerin yanında cemaat vs konuları konuşulmazdı. Herkes çok yakında cezaevinden çıkacağına inandırılmıştı. Cezaevine girenler bunu bir imtihan olarak görüyordu. Sürekli 'haber geldi 3 ay sonra çıkacağız' diye söylentiler çıkıyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin tiyatro olduğu söylentiler sürekli dillendiriliyor. Ben özgür ve bağımsız şeklide düşündüğümde bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum. Dini duygularla bu bilmeden bu örgüte katıldım, çok pişmanım. Bütün bildiklerimi doğru şekilde anlattım. Vatanımı seviyorum. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı. Savunmasının tekrar ettiğini söyleyen Mustafa Deniz, duruşma salonunda arka bölüme alındı ve yanında da jandarmalar güvenlik önlemi aldı.
BAZI SANIKLAR TEPKİ GÖSTERDİ
Sanık Mustafa Deniz'in bu savunmasının ardından bazı sanıklar söz alarak 'Hangi psikolojiyle bu ifadeyi veriyor, kabul etmiyoruz' diyerek tepki gösterdi.
77 SANIK İFADE VERDİ
Mahkeme başkanı Çakar da şu an kadar 77 sanığın ifadesinin alındığını belirtti. Duruşma sanık ve avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Can Tuncay ve Mesut Erdinç Bayhan tarafından hazırlanan iddianamede, 198 kişi şüpheli sıfatıyla yer alıyor. İddianameye göre, mahrem (emniyet, yargı, TSK, MİT imamları, askeri liseler, harp okulları, polis koleji ve polis akademisine öğrenci yetiştirenler) hizmetlerde bulunan örgüt mensuplarının, mutlaka kod isim kullandıkları ifade ediliyor. Genellikle üst sorumlular tarafından verilen kod isimler, istisnai bazı örgüt mensuplarına ise kod isimlerini doğrudan Fetullah Gülen'in verdiği belirtiliyor. İddianamede, şüphelilerin tek tek kriptografik haberleşme sistemlerini kullanma, Bank Asya hesap artışı, tepe yöneticilerle irtibatlarına yer veriliyor. FETÖ / PDY'nin "mahrem" nitelikli sözde emniyet teşkilatı yapılanmasında "yönetici" görevinde faaliyet gösterdikleri belirtilen 181'i tutuklu 17'si adli kontrolle serbest toplam 198 şüphelinin "Silahlı terör örgütü yöneticisi olma" suçundan 15'er yıldan 22 yıl 6'şar ay hapis istemiyle cezalandırılmaları isteniyor.
===========================
6- SİLİVRİ 'DE YARGILANAN SANIKLARI PROTESTO ETTİLER…
Serpil KIRKESER, İstanbul DHA
Esenyurt Ak Parti İlçe Teşkilatı üyesi bir grup, 15 Temmuz Darbe girişimine ilişkin açılan davalarda yargılanan sanıkları Silivri'de duruşma salonu önünde protesto etti. Grup, ellerinde, "Bu vatan sahipsiz değil" ve "Zalimler için yaşasın cehennem" yazılı pankartlar ile 15 Temmuz darbe girişimi gecesi şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir'in fotoğraflarını taşıdı. Grup adına açıklama yapan Saffet Gümüş, vatan hainlerinin yapmış olduklarını duruşmada dinlemek için Silivri'ye geldiklerini belirterek, asıl kahramanın Ömer Halisdemir ile Türk halkı olduğunu olduğunu söyledi. 'HERO' yazan tişörtü giymekle kahraman olunmadığını belirten Gümüş, "Kahraman yüce Türk milletidir. Onlar bizlere göre vatanını bölmek, parçalamak isteyen vatan hainidir" dedi. Yapılan konuşmanın ardından "İdam isteriz" ve "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları atıldı. Grup daha sonra duruşma salonuna girdi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Gruptan görüntü
-Pankartlardan görüntü
-Saffet Gümüş'ün konuşması
-Sloganlar
-Duruşma salonundan görüntü
-Genel ve detaylar
21.07.2017 - 14.05 Haber Kodu : 170721158
=================================
(ek görüntüyle)
7- ALPEREN OCAKLARINDAN SİNAGOG ÖNÜNDE İSRAİL PROTESTOSU
*Alperen Ocakları İl Başkanı Kürşat Mican
*"Mabedimizin girişlerine x-ray cihazları koyarak, Filistin'li kardeşlerimizi taciz etmektedir. Kardeşlerimiz Mescid-i Aksa'sa ibadetlerini yapamamaktadır. Bu din, inanç, ibadet özgürlüğüne ipotek koymaktır"
"Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz"
Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER İstanbul DHA
İsrail devleti tarafından Mescid-i Aksa'nın kapılarına metal arama dedektörleri yerleştirmesinden sonra yaşanan olaylar nedeniyle Beyoğlu'nda bulunan Neve Şalom Sinagogu'nun önüne gelen Alperen Ocaklarına bağlı bir grup, burada İsrail Devletini protesto etti. Alperen Ocakları İl Başkanı Kürşat Mican burada bir açıklama yaptı. Mican açıklamasında, "Uzun zamandan beri Mescid- i Aksa'da terörist devlet İsrail kardeşlerimize zulüm yapmaktadır. Uzun yıllardan bu zamana kadar İsrail Mescid-i Aksa'da Cuma namazı kılınmasını yasaklamıştır. Sadece yasaklamakla kalmamış, mabedimizin girişlerine x ray cihazları koyarak, Filistin'li kardeşlerimizi taciz etmektedir. Kardeşlerimiz Mescid-i Aksa'sa ibadetlerini yapamamaktadır. Bu din, inanç, ibadet özgürlüğüne ipotek koymaktır" dedi.
"BİZDE SİZİN BURADA İBADET ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ ENGELLERİZ"
Mican, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, "Biz burada eylem gerçekleştiriyoruz. Siyonistler aklını başına alsınlar. Bizim kardeşlerimizin ibadet özgürlüğünü engellemesinler. Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz. Nasıl bugün burada durduysak, yarın da geliriz. Buradan içeriye giremezsiniz. "
Grup basın açıklamasının ardından buradan ayrılmaya başladığı sırada, bazı kişiler sinagog kapısını tekmeleyip kapıya taş attı. Grup daha sonra dağıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Grubun Sinagog önüne gelmesi
-Atılan sloganlar
-Basın açıklaması
-Sinagog kapısını tekmeleyenler
-Genel ve detaylar
21.07.2017 - 13.11 Haber Kodu : 170721136