Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Dha İstanbul Bülteni - 3

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- ŞEHİT ALBAY GÖKHAN PEKER'İN ÇATALCA'DAKİ EVİNDE YASASKERİ ATAŞEYDİ 15 TEMMUZ SONRASI YURDA ÇAĞRILDIACI TESADÜF; Şehit albay, bir hafta önce Hakkari'de şehit olan uzman çavuşla aynı isim ve soyadı taşıyordu.

1- ŞEHİT ALBAY GÖKHAN PEKER'İN ÇATALCA'DAKİ EVİNDE YAS

ASKERİ ATAŞEYDİ 15 TEMMUZ SONRASI YURDA ÇAĞRILDI

ACI TESADÜF; Şehit albay, bir hafta önce Hakkari'de şehit olan uzman çavuşla aynı isim ve soyadı taşıyordu.

Şehit Albay  Peker, 15 Temmuz'dan önce Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği'nde askeri ataşeydi. 15 Temmuz sonrası askeri ataşelerle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında yurda çağrıldı.

Türkiye'ye dönün çağrısına uyan askeri ataşelerden biriydi. Soruşturma sürene kadar açığa alındı.  Temize çıkınca Şırnak göreve başladı.

Peker, çevresindekilere her fırsatta birlikteki pilotları ve helikopterleri övüyordu.

Haber : Özgür ALTUNCU / Kamera: Yaşar KAÇMAZ - İstanbul DHA

Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği'nde askeri ataşeydi. Kırgızistan Genelkurmay Başkanlığı tarafından iki ülke ilişkilerine katkılarından dolayı üstün hizmet madalyasıyla ödüllendirildi. Büyükelçilikte düzenlenen 2015'teki 30 Ağustos töreninde üniformasına bu madalyayı takarak katılıp, davetlileri öyle karşıladı. Çok iyi derecede Kırgızca konuşuyordu.

ATAŞELİKTEN TERÖRLE MÜCADELEYE

15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri ateşelerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında yurda çağrıldı. Çağrıya uyan az sayıdaki askeri ataşeden biriydi. Hemen Türkiye'ye döndü. Soruşturma sırasında açığa alındı. Hatta evinde arama bile yapıldı. Temize çıkınca görevinin başına döndü. Güneydoğu'da yürütülen terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak yer aldı.

AİLESİYLE BİŞKEK DAĞLARINDA

Kurmay Albay Gökhan Peker, Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Şenoba Beldesi'nden havalandıktan kısa süre sonra yüksek gerilim hatlarına takılarak düşen helikopterde 12 silah arkadaşıyla birlikte şehit düştü. Şehit Albay Peker'den geriye askeri ateşe olarak görev yaptığı Bişkek'te Aladağ'larda eşi ve iki çocuğuyla çektirdiği özel fotoğraf kaldı.

KÖYÜNÜN GURURUYDU

Çatalca'ya bağlı Nakkaş Köyü'nde doğup büyümüştü. Köydeki baba evine ateş düştü. Çocukluk arkadaşı İlker Acet köylüleri olarak gururlu olduklarını," Kurmaydı bundan sonrası da Paşalıktı. Köyümüzden bir paşa çıktığı için çok gururluyduk" sözleriyle dile getirdi. Şehidin Annesi ve eşi cenazeyi karşılamak için askeri heyetle gidince, taziyeleri akrabaları ve komşuları kabul etti.

HELİKOPTERLERE GÜVENİNİ ANLATMIŞTI

Babasının yıllar önce kaybeden şehit Albay'ın annesi köydeki evde tek başına yaşıyordu. Çatalca'da öğretmenlik yapan eşi Nilay Peker iki erkek çocuğuyla birlikte Çatalca merkezde oturuyordu. Şehit Albay'ın akrabası Semih Alay bir hafta önce senelik izne gelen Şehit Kurmay Albay Gökhan Peker'in operasyonları yöneten heyette yer aldığını söyleyip, helikopterlere olan güvenini," O birliğin helikopteri, o birliğin pilotları. İyi olduğundan da bahsediyordu. Bazen sorardık nasıl diye ? Son derece modern ve iyi olduğunu söylerdi" diye anlattı.

KÖYÜNDE TOPRAĞA VERİLECEK

Şehit'in köydeki baba evi de ailesiyle yaşadığı Çatalca'daki evi de bayraklarla donatıldı. Şehit Kurmay Albay Gökhan Peker'in cenazesi yarın köyüne getirilecek. Cenaze namazı Nakkaş Köyü Camisinden kılındıktan sonra doğup büyüdüğü köyde toprağa verilecek.

ACI TESADÜF

Şehit Kurmay Albay Gökhan Peker geçtiğimiz hafta yine terörle mücadele esnasında Hakkari'de şehit düşen Yozgatlı Uzman Çavuş Gökhan Peker'le aynı isim ve soyadı taşıyordu. İki şehidin mezar taşına da aynı isim ve soyad yazılacak.

Görüntü Dökümü:

------------------

Şehit'in eşi ve çocuklarıyla Bişkek Aladağlarda çektirdiği fotoğraf

Şehidin eşi ve çocuklarının yaşadığı Çatalca'daki evin görüntüsü

Akrabası ile röportaj

Şehidin köyünden genel ve detay görüntüler

Baba evinden görüntü

Çoçukluk arkadaşıyla röportaj

Şehidin fotoğrafı

=============================

2-  DENİZ BİSİKLETİ FACİASINDA KARAR

Kumburgaz'da 5 kişinin öldüğü deniz bisikleti faciasında  karar çıktı

Mahkeme heyeti,  deniz bisikleti kiralayan işletme sahibi tutuksuz sanığı 14 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Adliye önünde gözyaşı döken baba, "Sanığın en azından 75 sene ceza alması lazımdı. Bizim çocuklarımız gitti başkalarının çocukları gitmesi diye bu kararı düzeltsinler. Kararı temyiz edeceğiz" dedi

3 yıl önce meydana gelen olayda 5 arkadaş denizde kaybolmuş, sadece bir kişinin cesedine ulaşılmıştı

Haber : Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA

Kumburgaz Kamiloba Sahili'nden 3 yıl önce deniz bisikletiyle açıldıktan sonra kaybolan ve 1'inin cesedine ulaşılan 5 kişiye deniz bisikleti kiralayan işletme sahibi sanık Sinan Önügören'in yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Sinan Önügören'i  "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan  14 yıl hapis cezasına çarptırdı, cezada herhangi bir indirim de uygulamadı.

SANIK DURUŞMADA HAZIR BULUNDU

Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Sinan Önügören ile taraf avukatları hazır bulundu. Öte yandan hayatını kaybeden 5 kişinin ailesi de duruşmaya "şikayetçi" sıfatıyla duruşmaya katıldı.

"ÜST HADDEN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ"

Şikayetçi Ailelerin avukatı Gökmen Yeşil sanığın 'olası kastla ölüme neden olmaktan' ceza verilmesi gerektiğini belirterek, "Sanık sorumluluğunu aldığı işletmede birden fazla kuralı ihmal ederek 5 kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu itibarla eylemin 'olası kastla ölüme neden olmak' olarak değerlendirilmesi gerektiği kanısındayız. Üst hadden cezalandırılmasını ve kararla birlikte tutuklanmasını istiyoruz" diye konuştu.

"MÜVEKKİLİN BİZCE KUSURSUZLUĞU SÖZ KONUSUDUR"

Duruşmada söz alan sanık Sinan Önügören'in avukatı Lütfullah Hasan Doğruyol "Müvekkilin bizce kusursuzluğu söz konusudur. Bu nedenle karşı tarafla herhangi bir diyalog kurulmamıştır. Gözetleme kulesi ve cankurtaran bulundurulması zorunluluğu bize ait değildir. Müvekkilin bu yönde sorumluluğu yoktur. Can simidi yeterli olmadığı iddiasının dayanağı yoktur. 4 adet can yeleği vardır. 4 kişiye kiralanması gereken deniz bisikletinin neden 5 kişiye kiralandığı konusundaki iddiayı da kabul etmiyoruz. Zira kiralama işi sadece bir kişiye yapılmış. Oysa 5 kişi tarafından kullanılmıştır. Ayrıca kaybolduklarının haber verilmediği iddiası da doğru değildir. Müvekkilin öncelikle beraatine karar verilmesi aksi takdirde kusur durumunun tali düzeyde değerlendirilmesini, ceza verilirken asgari hadden cezalandırılmasını ve lehine olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu.

SANIK: BERAATİME KARAR VERİLSİN

Duruşmada son sözü sorulan sanık Önügören, "Beraatime karar verilmesini isterim. Aksi takdirde lehime olan hükümler uygulansın " dedi.

SANIĞA 14 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı Serdar Demir, Doğan Demir, Mikayil Çelik, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi'nin 'Taksirle ölümüne neden olmaktanö asli kusurlu olduğunu belirtti. Ölenlerin sayısı, sanığın birden fazla kural ihlali yaparak olaya neden olmasını da dikkate alan mahkeme heyeti, sanık Önügören'i 14 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti cezada herhangi bir indirim de uygulamadı.

İDDİANAME

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre olay şöyle oldu: Serdar Demir 17 Ağustos 2014'te kardeşi Doğan Demir ve arkadaşları Mikayil Çelik, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi'yle şüpheli Sinan Örügören'e ait deniz kenarındaki Garden Beach Club'a gitti. 5 arkadaş, iş yerinde yardım amaçlı bulunan şüphelinin yeğeni Burak Önügören den saat 14.00'te deniz bisikleti kiralayarak denize açıldı. 5 arkadaşın saat 16.00'da dönmeleri gerekirken denmedi, denizde fırtınaya  yakalanarak kayboldular. Burak O'nu'go'ren, amcası şüpheli  Sinan Önügören'e durumu bildirmesine rağmen şüpheli Sahil Güvenliğe ve kolluk kuvvetlerine haber vermedi. Denize açıldıktan sonraki gün, gençlerin aileleri durumu emniyete bildirdi, bunun üzerine şüpheli Önügören de emniyete gitti. 23 Ağustos 2014'te ölen Serdar Demir'in cesedine Marmara Adası Sahili'nde bulundu. Doğan Demir, Mikayil Çeelik, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi'ye ise ulaşılamadı. İddianamede şüpheli Sinan Önügören'in "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar  hapis cezasına çarptırılması isteniyordu

AİLELER ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTI

Duruşmanın karara bağlanmasının ardından hayatını kaybeden 5 kişinin ailesi de adliye önünde basın açıklaması yaptı. Olayda hayatını kaybeden Mikayil Çelik'in ağabeyi İsmail Çelik kararı trajikomik bulduğunu ve sanığın 14 yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirterek, "Sanık duruşmada beraatini istedi. Şok oldum. Şaka gibi bir ceza. Aklım almıyor. Nasıl bir adalet. İşte adalet işte sarayö dedi.

BABA GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Hayatını kaybeden Serdar Demir ve Doğan Demir'in babası Mehmet Can Demir ise konuşurken gözyaşlarına boğuldu. Demir şunları söyledi: "Bu olayda yüzde yüz sanık Sinan Önügören hatalıdır. Ben en güzel şekilde yetiştirdim evlatlarımı. İkisi de üniversite mezunu. Biz her gün ölüp ölüp diriliyoruz. Eğer sanık haber verseydi devletimiz çocukları denizin üstünde yakalardı. Haber vermedi. Sanığın en azından 75 sene ceza alması lazımdı. Bizim çocuklarımız gitti başkalarının çocukları gitmesi diye bu kararı düzeltsinler. Kararı temyiz edeceğiz. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz"

"CEZAYI YETERLİ GÖRMÜYORUZ"

Abla Emine Demir de 14 yıl cezayı yeterli görmediklerini belirterek "Biz gerekirse Anayasa Mahkemesi ve AİHM'E kadar gideceğiz. Amacımız başka insanlar bu şekilde ölmesin. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmasın Türkiye'de. Bizim mücadelemiz buna yönelikö ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-İsmail Çelik'in konuşması

-Mehmet Can Demir'in konuşması

-Emine Demir'in konuşması

-Adliyeden görüntü

-Olayla ilgili arşiv görüntü (17 Ağustos 2014)

01.06.2017 - 12.40 Haber Kodu : 170601096

============================

3- YOLDA YÜRÜYEN KADININ CEP TELEFONUNU ÇALDI, ANINDA POLİSE YAKALANDI

O anlar güvenlik kamerasına yansıdı

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA

İstanbul Güven Timleri Şube Müdürlüğü ekipleri, Fatih Ordu Caddesinde önceki gün bir kişinin davranışlarından şüphelenerek takibe aldı. Polis ekipleri şüpheliyi takip ettiği sırada Şehzadebaşı Caddesi'nde yolda yürüyen iki kadının çantasından cep telefonunu çaldığını görünce saniyeler içinde yakalayarak gözaltına aldı.

Güven Timleri Şube Müdürlüğü'ne götürülen şüpheli yapılan incelemesinde Cezayir uyruklu 37 yaşındaki Y.A. olduğu belirlendi. Dün adliyeye sevk edilen Cezayir uyruklu şüpheli çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

OLAY VE YAKALANMA ANI DA GÜVENLİK KAMERASINDA

Cezayir uyruklu Y.A.'nın caddede yürüyen iki kadının yanına yaklaşarak bir kadının çantasından cep telefonunu çaldığı güvenlik kameralarına yansıdı. Şüpheli Y.A.'nın peşinde bulunan Güven Timlerinde görevli polis memurunun koşarak Y.A.'yı yakalayarak yere yatırması da kameralar tarafından görüntülendi.

Görüntü Dökümü

-----------

(Güvenlik Kamerası)

-Şüpheli Y.A.'nın kadınların çantasından telefonu alması

-Polis'in Y.A.'yı yakalayarak yere yatırması

-Genel ve detaylar

01.06.2017 - 12.42 Haber Kodu : 170601098

============================

4- UKRAYNA İLE TÜRKİYE ARASINDA PASAPORTSUZ YOLCULUK BAŞLADI

Haber-Kamera: Faik KAPTAN-Murat ÇAKIR/İSTANBUL DHA

UKRAYNA ile Türkiye arasında pasaportsuz seyahat uygulaması bugün başladı. Bugün Türk Hava Yolları'nın (THY), TK 472 sefer sayılı Kherson uçağıyla gelen Ukraynalılar yeni uygulamadan haberleri olmadığını ancak bir dahaki seferde kimlik kullanacaklarını söyledi.

Ukrayna'nın Kherson kentinden gelen 22 yaşındaki Yana Kalinina  da, "Güzel bir uygulama. Çünkü Ukraynalılar yurtdışına çok seyahat ediyor. Özellikle Türkiye'ye çok seyahat ediyoruz. Ben pasaport ile giriş yaptım. Daha fazla Ukrayna vatandaşı Türkiye'ye gelecek" dedi. Gülümseyerek  "Bu uygulama sayesinde Ukrayna da insan kalmayacak. Çünkü insanların çoğu yurtdışında çalışıyor. Bu uygulama çok kolaylık sağlayacak" diye konuştu.

Ukrayna'dan İstanbul'a gelen iş adamı Oleksiy Volkov da, "Olumlu yaklaşıyorum. İyi karşılanıyoruz. Geçişler daha hızlı olacak. Bundan sonra yeni kart ile seyahat edeceğim. Daha fazla turist Türkiye'ye gelecek" diye konuştu.

Pasaport Polisi yetkilileri ise uygulamayla ilgili olarak, " Türkiye'ye kimlikle gelen tüm yabancılar gibi Ukraynalılar da şayet kimlikle giriş yaparlarsa, pasaport kontrolu sırasında 1 adet "Giriş Formu" dolduracak. Görevli polis memuru bu forma damga vuracak. Yolcu, Türkiye'den çıkışında bu formu çıkıştaki polis memuruna verecek" dediler.

TÜRK ŞİRKETLERİ YOLCU SAYISINI ARTIRACAK

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Vatandaşların Karşılıklı Seyahatlerine İlişkin Usullere Dair Anlaşma, 14 Mart 2017 tarihinde Ankara'da imzalanmıştı. Türkiye'ye son yıllarda gelen Ukraynalı turist sayısında önemli oranda artış yaşanırken, iki ülke arasındaki kimlikle seyahatin başlamasıyla bu ülkeye uçan havayolu şirketlerinin yolcu sayısını arttırması bekleniyor. 2014 yılında 675 bin, 2015 yılında 706 bin, 2016'da  bir milyon 45 bin Ukraynalı turist tatil için Türkiye'ye geldi. THY, 2016 yılında Türkiye'ye gelen Ukraynalı turistin yarısını taşıdı.THY'nin Ukrayna'da Kiev, Kherson, Lviv, Odessa,Zaporijya,Harkiv'e, Atlasglobal Havayolları  Lviv, Harkiv,Zaporozhye ve Kiev'e, Onur Havayolları Odessa'ya, Pegasus ise Kiev, Harkiv, Lviv ve Zaporozhye'ya uçuyor.

Görüntü dökümü:

------

-Atatürk havalimanı pasaport noktaları

-Türkiye'ye gelen yolculardan görüntüler

-Kimlikle giriş yapan Alman vatandaşları

-Ukraynalı yolculardan görüntü

-Oloksiy Volkov ve Yana Kalinina ile ropörtaj

-Oloksiy Volkov ve Yana Kalinina'nın pasaportlarını göstermeleri ve poz vermeleri

01.06.2017 - 12.56 Haber Kodu : 170601103_

========================

5- İSTANBUL'DAKİ ANA DARBE DAVASI (2)

Tuğgeneral Yüksel Durak, darbecilere neden karşı koymadığı sorusuna, "Şok halindeydim. Gitsem de birşeyleri değiştiremezdim diye düşünüyorum" cevabını verdi

Haber-Kamera: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'da yaşanan eylemleri planladığı ve "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi oldukları iddiasıyla bir numaralı sanığı Fetullah Gülen olan, 6'sı general, 17'si subay olmak üzere 15'i tutuklu 9'u firari 24 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı. Duruşmada savunma yapan Tuğgeneral Yüksel Durak, darbecilere neden karşı koymadığı sorusuna, "Şok halindeydim. Gitsem de birşeyleri değiştiremezdim diye düşünüyorum" cevabını verdi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de yapılan duruşmada 13 sanık hazır bulundu. Darbe girişiminde şehit olanların yakınları, gaziler ile bazı sivil toplum kuruluşuları da duruşmayı izledi.

"ŞAŞKINLIK YAŞADIM"

Olay tarihinde Tuğgeneral rütbesiyle 1'nci Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı olarak görev yapan ve sözde atama listesinde ismi bulunan Tuğgeneral Yüksel Durak savunma yaptı. FETÖ'cü olmadığı, darbeye katılmadığını ileri süren Durak, kendisine sanıklardan Eyyüp Gürler'in sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini ancak bu duruma tepki gösterdiğini söyledi. Mahkeme Başkanı, "Kurmay başkanı olarak neden inisiyatif almadınız, karşı koymadınız?" diye sordu. Sanık Yüksel Durak da, "Çok ani böyle bir konuyla karşılaşınca şaşkınlık yaşadım" cevabını verdi. Darbe girişiminin yönetildiği 1. Ordu Komutanlığı içerisindeki harekat merkezine gitmediği ve kışla içinde kimseyle görüşmeden 2 saat boyunca yalnız dolaşarak hareketsiz kalmakla suçlanan Durak, "Neden gidip faaliyete engel olmadınız" sorusuna, "Gitsem de birşeyleri değiştiremezdim diye düşünüyorum" cevabını verdi.

Başsavcıvekili Fatih Karakuş da, "Eyyüp Gürler'den darbeyi öğreniyorsunuz. Darbeye önlemek için neden kimseyi arama ihtiyacı duymuyorsunuz?" diye sordu. Durak da "Şok halindeydim. Durum nedir onu anlamaya çalıştım. Komutanımız alındı denmişti. Bu işin gerçek olduğunu düşündüm. Genelkurmay Başkanı'ndan da haber yoktu" diye konuştu.

"BABAMDAN KALAN PARA OLABİLİR"

Avukat Yasin Şamlı  da, "Eyyüp Gürler sizi birliğe çağırdı, durumu söyledi. Darbe olduğunuzu anladınız. Daha sonra kendisini vazgeçirmeye çalıştığınızı söylüyorusunuz, ne söylediniz?" diye sordu.

Sanık Durak ise, "Bunun kanunsuz olduğunu söyledim. Birkaç kere gecenin devamında da arayarak kendisine yapılanların kanunsuz olduğunu söyledim" dedi. Bunun üzerine Avukat  Şamlı bu durumun Eyyüp Gürler'e sorulmasını istedi.  Kürsüye çağırılan Eyyüp Gürler ise "Ben Yüksel komutanımla görüştüğümde 'sıkıyönetim' olarak ifade ettim. Darbe demedim. Komutanın tepkisi sıkıyönetimeydi. Tam hatırlamıyorum. Doğru söylüyor olabilir" diye konuştu. Durak son olarak sorulması üzerine Amerika'ya hiç gitmediğini, annesinin 17/25 Aralık sürecinde Bank Asya'ya yatırdığı 3 bin 900 TL'nin ise vefat eden babasından kalan para olabileceğini söyledi.

=====================

6- DARBE ANA DAVASINI İZLEYEN ESKİ AB BAKANI BOZKIR'DAN AÇIKLAMA

"Madem ki darbe yapıyorsun asker gibi, adam gibi çıkar ben darbe yaptım dersin"

Haber-Kamera: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul'da yaşanan eylemleri planladığı iddiasıyla bir numaralı sanığı Fetullah Gülen olan, 6'sı general, olmak üzere 24 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasına eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da katıldı. Sanıkların savunmalarında suçlamaları kabul etmeyişini değerlendiren Bozkır, "Madem ki darbe yapıyorsun asker gibi, adam gibi çıkar ben darbeyi yaptım dersin. Nasıl darbeden sonra Cumhurbaşkanı olacaksan, darbe başarısız olduğunda da kaderine razı olursun. Bu şekilde bir komediyi oynamak bence hainliğin ötesinde kabul edilemez" dedi. Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de, sanıkların aldıkları emir üzerine bu şekilde savunma yaptıklarını ileri sürdü.   İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de yapılan duruşmada ara verilmesi üzerine kameraların karşısına geçen Temurci ve Bozkır duruşmada yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulundu.

"HEP BİRLİKTE İÇERİDE BİR TİYATRO İZLEDİK"

Konuşmasına helikopter kazasında şehit olan 13 askeri anarak başlayan Selim Temurci,  "Hep birlikte içeride bir tiyatro izledik. 15 Temmuz gecesi olup biten her şey gözümüzün önünden geçti. 249 şehidimiz var. 2 bini aşkın gazimiz var. İçeridekileri izlediğimizde acaba biz bu 15 Temmuz'u yaşamadık mı, 249 şehidimiz olmadı yok mu diye bir an düşündüm"

Eldeki deliller ve belgelerde de 15 Temmuz'un arkasındaki yapının FETÖ olduğunun gösterildiğini belirten Temurci, "İçeride biz neyi izledik. Ne anlatıyor diye bunlar diye baktığınızda, ben bir emir alındığını düşünüyorum. Bir kaç ay önce her ne olursa olsun, her söyleneni inkar edin, yalan söyleyin gerekirse intihar edin ama mutlaka ve mutlaka bunu bir fetva olarak algılayın..." dedi.

Bir takiye ile karşı karşıya olduklarını belirten Temurci, "Tiyatrocu sanatçılarımız beni affetsin eğer bir oyun görmek istiyorlarsa büyük oyun burada" diye konuştu.

"ADAM GİBİ ÇIKAR BEN DARBEYİ YAPTIM DERSİN"

Eski AB Bakanı ve İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır da, Cumhuriyet tarihinin en kanlı ve hain darbe girişiminin yargılandığı davayı izlemeye geldiklerini belirterek, "Türkiye benim şahit olduğum 8 askeri darbe geçirdi. Bunların bir kısmı başarılı bir kısmı ise başarısız olmuştur. Ama hiçbir askeri darbe girişiminde bugün gördüğümüz, 'ben yapmadım, psikolojim bozuktu,  görmedim, acaba o mu yapmış' gibi bir savunma hiç görmedim" dedi.

Bozkır, "Madem ki darbe yapıyorsun asker gibi, adam gibi çıkar ben darbeyi yaptım dersin. Nasıl darbeden sonra Cumhurbaşkanı olacaksan, darbe başarısız olduğunda da kaderine razı olursun. Bu şekilde bir komediyi oynamak bence hainliğin ötesinde kabul edilemez" dedi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

Selim Temurci'nin konuşması

Volkan Bozkır'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

=======================

7- GAZETECİ HÜSNÜ MAHALLİ HAKİM KARŞISINDA

"Cumhurbaşkanı'na hakaret" ve "Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret" suçlarından 7 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle yargılanan gazeteci Hüsnü Mahalli hakim karşısına çıktı.

Mahalli savunmasında, "Bana yüklenen suçlama beni üzmektedir. Suçsuz olduğumu ifade etmem dahi anlamsızdır. Ama gerçekten suçsuzum" dedi.

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA

İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Hüsnü Mahalli katılırken; şikayetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı avukatı Ferah Yıldız temsil etti. Hüsnü Mahalli'nin kızı Sevra Demir, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazeteci Ayşenur Arslan da duruşmayı izledi.

"CUMHURBAŞKANININ ADI GEÇMEMEKTEDİR"

40 yıllık gazeteci olduğunu belirten Mahalli savunmasında, "Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Twitter'da Halit Meşal hakkında paylaştığım yazıda Cumhurbaşkanının adı geçmediği gibi, bu olayla ilgisi de bulunmamaktadır. Halit Meşal ile dostluğum vardır, bu dostluğa dayanarak bu yazıyı yazdım. Eğer kastım, sayın Cumhurbaşkanı'nın Mavi Marmara'yı sattığı şeklinde ifade etmek olsa bunu açıkça yazardım. Aslında İHH'yı hedef almıştım. Yani onların bu konuda seslerini çıkarmamasından yakınmıştım. Diğer tweet'lerde de Cumhurbaşkanının adı geçmemektedir" dedi.

"BİR GAZETECİ OLARAK ELEŞTİRMEK HAKKIMDIR"

Türkiye'nin Suriye'de terör örgütlerine yardım ettiğini söyleyerek hakaretle suçlandığını da belirten Mahalli, gazeteci olarak bizzat devlet adamlarının demeçlerini esas aldığını ifade ederek "40 yıllık mesleki birikimimi bu şekilde heba edecek biri değilim. 2002 yılından 2011 yılına kadar AKP hükümetinin dış politikasını devamlı olarak destekleyen tek kişiydim. Yalnız Türk medyasında değil, Arap medyası ve yabancı medyada da bu konumdaydım. Bunu en iyi bilen sayın Cumhurbaşkanı ile o tarihte Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu'udur. Ancak 2011 yılından sonra bana göre bu hükümet yanlış yaptı. Bir gazeteci olarak bunu eleştirmek benim hakkımdır. Elbette sınırları aşmadan ve hakaret etmeden. Dolayısıyla bana yüklenen suçlama beni üzmektedir. Suçsuz olduğumu ifade etmem dahi anlamsızdır.Ama gerçekten suçsuzum" diye konuştu.

"ŞİKAYETİMİZ DEVAM ETMEKTEDİR"

Şikayetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız, şikayetlerinin devam ettiğini, sanık savunmalarını kabul etmediklerini belirterek davaya katılma talebinde bulundu.

DURUŞMA 23 KASIM'A ERTELENDİ

Suçtan zarar görmesi ihtimaline binaen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılan olarak kabulüne karar veren mahkeme, sanığın savunmasının alınmış olduğundan duruşmadan vareste tutulmasına hükmetti. Sanığın Halk TV'deki konuşmasının tamamının incelenmesi için ilgili televizyon kanalından istenmesine ve geldiğinde bilirkişiye verilmesine karar verilerek duruşma 23 Kasım'a ertelendi. Mahalli duruşmanın ardından kızı Sevra Demir ile birlikte adliyeden ayrıldı.

İDDİANAME...

İddianamede, gazeteci Hüsnü Mahalli hakkında, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" ve "Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret" suçlarından 1 yıl 4 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis isteniyor. Sosyal medya üzerinden devlet büyüklerine hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınan Hüsnü Mahalli, 15 Aralık 2016'da sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı. 6. Asliye Ceza Mahkemesi de Mahalli'nin "kaçma ihtimalinin olmaması, tutuklulukta kaldığı süre, istenilen cezanın miktarı ve mağdur üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunulmasının olanaksız olmasını" dikkate alarak 20 Ocak'ta tahliyesine karar vermişti.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Hüsnü Mahalli, kızı Sevra Demir ile koridorda yürürken

-CHP Mİlletvekili Sezgin Tanrıkulu ile konuşurken..

01.06.2017 -  12.55 Haber Kodu : 170601101_

=======================

8- BEŞİKTAŞ'TAKİ YIKIM 7 SAATTE TAMAMLANDI

İBB'DEN YIKIMLA İLGİLİ AÇIKLAMA

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM- Mustafa ÖZDABAK İSTANBUL DHA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin sabah saatlerinde başlanan Beşiktaş  Muallim Naci Caddesi'ndeki binanın yıkımı 7 saatte son buldu. Belediye ekipleri ve iş makineleri yıkım sonrası işyerinden ayrıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı yıkım ekipleri Muallim Naci Caddesi üzerindeki  yıkımı tamamladı. Yaklaşık 7 saat süren yıkımın ardından iş makineleri ve belediye işçileri olay yerinden ayrıldı. Yapılan yıkım sonrası cadde üzerindeki iki binadan geriye moloz yığınları kaldı. Yıkımın tamamlanmasıyla Muallim Naci Caddesi'nde kontrollü olarak verilen trafik normale döndü.

İBB'DEN AÇIKLAMA

Yıkımla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada "Beşiktaş İlçesi, Muallim Naci Cad. 95 ve 93 kapı numaralı yere ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Encümenince 2960 sayılı kanuna aykırılıktan dolayı yıkım kararı alınmış, Encümen Kararına istinaden Müdürlüğümüz yıkım programı dahilinde Emniyet kuvvetleri nezaretinde tüm altyapı hizmetlerinin (BEDAŞ-İGDAŞ-İSKİ) kesilmesine müteakip içerisindeki eşyadan tahliye edilip boşaltılarak 01.06. 2017 tarihinde yıkım işlemi gerçekleştirilmiştir" denildi.

Görüntü Dökümü:

-------

-Yıkılan binadan görüntü

-İş makinelerinin çalışmaları

-Trafiğin yönlendirilmesi

-Yıkımın tamamlanması

-İş Makinelerinin gidişi

-Genel ve detaylar

01.06.2017 - 13.22  Haber Kodu : 170601109_

============================

9- BEŞİKTAŞ'TA GECEKONDU YANGINI

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM- Mustafa ÖZDABAK İSTANBUL DHA

Beşiktaş'ta psikolojik sorunları olduğu belirtilen bir kişi evini yaktı.

Beşiktaş Mecidiye Mahallesi Çevirmeci Sokakta annesi ile beraber yaşayan ve psikolojik sorunları olduğu iddia edilen  Ufuk T. evini ateşe verdi. Alevler kısa sürede tüm gecekonduyu sardı. Evin yandığını görenlerin ihbarıyla olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederek kontrol altına aldı.İtfaiye ekipleri evde soğutma çalışması yaptı. Gecekondu kullanılmaz hale geldi.

Görüntü Dökümü:

---------------

-Yanan gecekondudan görüntü

-İtfaiye ekiplerinin söndürme çalışmaları

-Yangını izleyenler

-Genel ve detaylar

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title