Dha İstanbul Bülteni - 3
1- ALEV TOPUNA DÖNEN KİŞİYE YANGIN TÜPÜYLE MÜDAHALEBeyoğlu'nda bir tamirhanede yanıcı malzemelerin alev alması sonucu parlama oldu.
1- ALEV TOPUNA DÖNEN KİŞİYE YANGIN TÜPÜYLE MÜDAHALE
Beyoğlu'nda bir tamirhanede yanıcı malzemelerin alev alması sonucu parlama oldu.
Olayda elbiseleri alev alan bir kişi koşarak dışarıya çıktı.
Çevredekiler bu kişinin üzerine saran alevleri yangın tüpüyle müdahale ederek söndürdü.
Sokakta yaşananlar güvenlik kamerasına yansıdı.
Haber-Kamera: Zeki GÜNAL İSTANBUL DHA
Olay, Beyoğlu, Okmeydanı Yıldırım Beyazıt Sokak üzerinde bulunan bir otomobil tamirhanesinde saat 12.30 sıralarında meydana geldi. Tamirhanede yanıcı malzemelerin alev alması nedeniyle parlama yaşandı. Yaşanan parlama nedeniyle o sırada tamirhanede olan bir kişinin üzerine de yanıcı malzeme sıçradı.
YANGIN SÖNDÜRME TÜPLERİYLE MÜDAHALE EDİLDİ
Üzerine sıçrayan yanıcı malzemelerin alev almasıyla panik yaşayan kişi kendini sokağa attı.Alevler içinde sokağa fırlayan kişiye çevredekiler yardım etti. Alevler söndürüldükten sonra yaralı, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.Tamirhanede çıkan yangın ise itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Olayda iki otomobil yanarak kullanılmaz hale geldi.
GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI
Tamirhaneden çıkan bir kişinin yanarak yola çıkması ise bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde önce parlama sonra yanarak yola çıkan bir kişi görülüyor bu sırada çevredeki vatandaşlar yanan kişiye yangın tüpü sıkarak alevleri söndürüyor.
Görüntü Dökümü:
-------
GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ
-Yanan kişinin tamirhaneden dışarı çıkması
-Vatandaşların yanan kişiye yangın tüpü sıkması
AKTÜEL KAMERA GÖRÜNTÜSÜ
-Yanan tamirhaneden görüntü
-Yanan araçlar
-Tamirhane sahibinin olayı anlatması
25.01.2017 - 14.22 Haber Kodu : 170125080_
===========================
2- ŞAKİR ÇINAR TELSİZDEN, 'HALKI YAKLAŞTIRMAYIN ATEŞ EDİN, GEREKİRSE TANK TOPUYLA ATEŞ EDİN' DİYE EMİR VERDİ
Haber: Yüksel KOÇ/İSTANBUL,
Darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgal etme girişiminde bulundukları gerekçesi ile 62 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıkların sorgularıyla devam edildi.
Sorgusu yapılan tutuklu sanık Uzman Erbaş İbrahim Türkekul, terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen'e götürüldüklerini belirterek, "Terör saldırısı var diye vatan sevgimizi kullanarak bizi dışarı çıkarmışlardır. Terör saldırısı var dendiğinde hiçbir asker gelmiyorum diyemez. Bize emri verenler mi suçlu, biz mi suçluyuz" dedi.
Tutuklu sanık Uzman Erbaş Adil Aldemir ise, "Biz darbe için çıkmış olsaydık, 55 tonluk tankım, MG3'üm var, hiçbir şekilde polis yoktu, beni orada kimse durduramazdı" dedi.
Tutuklu sanık Kadir Uyar da, "Öndeki tanklar bariyerleri eziyordu. Arıyorum, sağa sola bakıyorum, bölük komutanını bulamıyorum. Telefonla aradım, Fenerbahçe orduevine gitmiş. Meğerse 20 askerle bizi ateşe atmışlar. Darbe oluyor, ben komutanı bulamıyorum" dedi.
'20 ASKERLE BİZİ ATEŞE ATMIŞLAR'
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, 1'i yüzbaşı, 3'ü üstsubay, 4'ü astsubay ve 20'si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan 7'si katıldı.
Duruşma tutuklu sanıkların sorgusu ile başladı. 16 yıllık askeri personel olduğunu söyleyen tutuklu Uzman Çavuş Kadir Uyar sorgusunda, terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen'e gittiklerini, darbe girişimini orada toplanan halktan öğrendiğini belirterek, "Orada öndeki tanklar bariyerleri eziyordu. Arıyorum, sağa sola bakıyorum, bölük komutanını bulamıyorum. Telefonla aradım, Fenerbahçe orduevine gitmiş. Meğerse 20 askerle bizi ateşe atmışlar. Darbe oluyor, ben komutanı bulamıyorum. Telefonda bulduğumda da bana, 'başının çaresine bak' dedi. Araçlarda uçaksavar, MG3, HK33 mühimmatlarımız var. Psikolojisi bozuk askerler var. Biri kendine sıksa, onların sorumluluğu var. Halktan öğrendim darbe olduğunu. Üzerimdeki elbiseyi çıkardım Türk bayrağını sardım kendime. Polisi bekledik, gelince de teslim olduk" dedi.
'GÖMLEĞİMİ ÇIKARDIM HALKIN VERDİĞİ TİŞÖRTÜ GİYDİM'
Sorgusunda, terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittiklerini söyleyen tutuklu sanık Uzman Erbaş İbrahim Türkekul, "Halk birikmişti, silah sesleri geldi. Toplanan kalabalığın terör yandaşları olduğunu düşündüm, kendi inisiyatifimle havaya iki el sıktım. Sonra kabalalıkta Türk bayrakları gördüm, terör yandaşlarının elinde Türk bayrağı olamayacağını düşünerek silahı boşalttım. Bu sırada halktan darbe olayını öğrendim. Bunun öğrenince de silahı bıraktık. Halka zarar vermemek için de aracımızı istop ettik. Halk, 'darbe karşıtı ise çıkar elbiseni' dedi. Gömleğimi ve atletimi çıkararak onların verdiği tişörtü giydim. Halka, polisin gelmesini istediğimi, darbeyle alakamızın olmadığını söyledim. Polislerin gelmesiyle birlikte teslim olduk" dedi.
'BİZE EMRİ VERENLER Mİ SUÇLU BİZ Mİ SUÇLUYUZ'
"Biz bu mesleğe girerken terörle mücadele için girdik" diyen Türkekul, "Terör saldırısı var diye vatan sevgimizi kullanarak bizi dışarı çıkarmışlardır. Terör saldırısı var dendiğinde hiçbir asker gelmiyorum diyemez. Bize emri verenler mi suçlu, biz mi suçluyuz" dedi.
'ATEŞ EDİN, GEREKİRSE TANK TOPUYLA ATEŞ EDİN, ÇILDIRMIŞ BİR VAZİYETTTE BAĞIRIYORDU ŞAKİR ÇINAR'
Dört yıllık askeri personel olduğunu söyleyen tutuklu sanık Uzman Erbaş Adil Aldemir, "Tank nişancısıyım. Terör saldırısı gerekçesiyle havaalanına gittiğimizde halkla karşılaştık. Tanka çıktılar, havaya ateş açıldı. Uğur Can Bekhan, size ateş emrini kim verdi dedi. O sırada Şakir Cınar telsizden, 'halkı yaklaştırmayın ateş edin, gerekirse tank topuyla ateş edin' diye emir verdi. Çıldırmış bir vaziyette bağırıyordu Şakir Çınar. Bir şeyler olduğunun farkına vardım, tankın akımını kapattım, kalabalık artınca da tankı istop ettik. Bizler suçsuzuz. Tank teğmen H. D. halen dışarıdadır. Ben 6 aydır ailemden ayrıyım. Bunlar sebep olan kişiler. Bunlar bize sebep oldular, onlar da emir almışlardı. Beni görevlendiren kişi şu anda El Bab'da çatışıyor. Bir arkadaşım da gazi oldu. Ama ben buradayım ve terörist olarak yargılanıyorum. Biz darbe için çıkmış olsaydık, 55 tonluk tankım, MG3'üm var, hiçbir şekilde polis yoktu, beni orada kimse durduramazdı" dedi.
Terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen'e götürüldüklerini belirten tutuklu sanık Uzman Erbaş Adem Erken, karakola götürüldüklerinde kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını öğrendiğini savunarak, "Sabiha Gökçen'deki o insanlar bizim sayemizde hala hayattalar. Biz hain olsaydık çok şey yapardık. Kimseye silah sıkmadım, elimde dahi silah yoktu. Şakir Yarbay'ın hain olabileceğini kesinlikle düşünmedik, altında hiçbir şey aramadık" dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı'nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri belirtiliyor.
Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye oylak", "Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
============================
3- 2 KADININ YARGILANDIĞI "İNTİHARA YÖNLENDİRME" DAVASI (GENİŞ)
Müzakereci polis o anı anlattı : 30 - 45 dakika konuştum... Gri bir arabadan iki bayan, 'atla' diyerek küfür etti. Onlara doğru döndüğümde şahıs da 'Atla ha' diyerek atladı
10'ar yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanık kadınların, köprü korkuluklarındaki kişiyi ikna çalışmalarının sürdüğü sırada "atla" diye bağırarak "intihara yönlendirme" suçunu işledikleri iddia ediliyor.
Özden ATİK / İstanbul, DHA
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne intihar amacıyla gelen kişiye "atla" diye bağırarak "intihara yönlendirme" suçunu işledikleri iddia edilen H.U. ve M. Ö.'nün 10'ar yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, yaklaşık 10 yıldır köprüdeki intihar vakalarında atlama girişiminde bulunanlarla birebir görüşen müzakereci polis tanık olarak dinlendi. Tanık polis, sanıkların "Atla" diyerek küfür ettiklerini belirterek "İlk defa müzakare yapmama rağmen intihar etmeyle sonuçlanan bir olay gerçekleşmiştir. 450'ye yakın intihar etme vakasıyla karşılaştırm" dedi.
3'ÜNCÜ DURUŞMA GÖRÜLDÜ
İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 3.celseye, tutuksuz sanıklardan M.Ö. katıldı. Diğer sanık ise gelmedi. İntihar eden E.Ç.'nin oğulları C. ve R. Ç de duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Koruma Amirliği'nin Başpolis memuru tanıklık yaptı. Olayda müzakareci olduğunu söyleyen tanık polis, "İlk yaklaştığımda şahsın stres seviyesi çok yüksekti. Alkollü olma ihtimali de vardı. Konuşmaya başladım, stres seviyesi düşünce o da konuşmaya başladı. 30-45 dakika müzakare ettim. O sırada trafik yoğunlaştı. Arabalar durarak geçmeye başladı. Sonra gri bir arabadan iki bayan, 'Atla' diyerek küfür etti. Onlara doğru döndüğümde şahıs da 'Atla ha' diyerek atladı" dedi.
"ŞAHSIN İKNA EDİLEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDUM"
Şahsın ikna edilip edilemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine müzakereci polis, "Daha önceki tecrübelerime göre köprüye çıkanların küçük bir kısmı şov için çıkar. Yüzde 99'u ise atlamak için çıkar. Ancak ilk etapta atlamayanların ikna edilebilme olasılığı yüksektir. Bu durumda şahsın ikna edilebileceğini düşünüyordum. Bu teorik bilgi dışında şahsın stres seviyesinin düşmesi de bu sonuca varmamı sağlamıştır. İlk etapta atlamayan ve müzakareye başladığım intihar teşebbüsü olaylarında bugüne kadar hep başarılı oldum. Bu olayda ilk defa müzakare yapmama rağmen intihar etmeyle sonuçlanan bir olay gerçekleşmiştir. Yaklaşık 10 yıldır bu işi yapıyorum. 450'ye yakın intihar etme vakasıyla karşılaştım" diye cevap verdi.
"HER İKİ SANIĞI DA NET TESPİT ETTİM"
Tanık polis ayrıca karakolda sanıklardan H.U'nun "Bir boşboğazlık yaptık. Niye işlem yapıyorsunuz?" dediğini söyledi. "Hangi sanığın 'atla' diye bağırdığını gördüğü" yönündeki soruya da polis Aydın Alişan, "Her iki sanığın da sözleri söylediğini net olarak tespit ettim" diye cevapladı. Daha sonra tanık olarak dinlenen bir başka polis ise kendisinin trafiğin akışını sağladığını, sanıkların sözlerini duymadığını belirtti.
SANIK AVUKATI GÖRÜŞMELERİN RESMİ KAYDINI TALEP ETTİ
Sanıklardan M.Ö'nün avukatı, Beyoğlu'nda gerçekleşen bir intihar teşebbüsünde kalabalığın "Atla" demesine rağmen şahsın atlamadığını belirterek her intihar teşebbüsünde "atla" denilince atlanmadığına bu olayın örnek olduğunu, burada da şahsın atlayabileceği ihtimalinin gözetilmesi gerektiğini ifade etti. Sanıklardan H.U'nun avukatı da müzükereci tanık polisin tüm görüşmelerde başarılı olduğu iddiasının resmi kayıtlar istenerek tespit edilmesini istedi.
ŞİKAYETÇİ AVUKATI TUTUKLAMA İSTEDİ
Şikayetçi avukatı ise "İntihar eden şahıs bugüne kadar ruhsal hastalık nedeniyle herhangi bir tedavi görmemiştir" diyerek sanıkların tutuklanmasını talep etti. Mahkeme, sanıkların tutuklanması talebini ve tanık polisin görüşmelerine yönelik tespit talebini reddetti. Duruşma tanıkların dinlenmesi için ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 8 Mart 2016 tarihinde maktül E.Ç'nin Boğaziçi Köprüsü korkulukları üzerine çıkarak intihar girişiminde bulunduğu anlatılıyor. Olay yerine gelen uzman polislerce intihardan vazgeçirme yönünde gerekli önlemler ve müdahale yapıldığı sırada şüpheliler H.U ve M.Ö'nün araçlarıyla köprüden geçerken maktule yönelik "Atlasana ulan" deyip küfür ettikleri belirtiliyor. Şüphelilerin teşvik amaçlı söylemlerde bulunmaları üzerine maktülün şüphelilere dönerek "Atla he, atla" diyerek kendisini boşluğa bıraktığı ve daha sonra öldüğünün belirlendiği kaydediliyor. Şüpheliler hakkında, "intihara yönlendirme" suçundan TCK'nin 84/2. Maddesi uyarınca ayrı ayrı 4 yıldan 10 yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
Görüntü Dökümü (arşiv)
-----------------------------------
-Olayla ve şüphelilerle ilgili arşiv görüntüler
25.01.2017 - 13.47 Haber Kodu : 170125075
========================
4- HALİÇ-KEMERBURGAZ DEKOVİL HATTI İHALESİ ŞUBAT AYINA ERTELENDİ
Haber-Kamera: Ezgi ÇAPA- Yaşar KAÇMAZ /İSTANBUL,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 13 Ocak'ta ihale edileceği duyurulan Haliç-Kemerburgaz arasında yapılması planlanan dekovil hattı ihalesi, 1 Şubat'a ertelendi. İBB yetkilileri, 'projede revizyon yapılması' nedeniyle ihalenin ertelendiğini ifade etti.
Belgrad Ormanı'nda ağaçların işaretlendiği yönünde haberler için, İBB proje kapsamında ağaçlarda böyle bir işaretleme yapmadıklarını, işaretler konusunda bilgilerinin olmadığını açıklamasını yaptı. Kuzey Ormanları Savunması üyeleri ise bu Pazar Belgrad Ormanı'nda doğa yürüyüşü ve basın açıklaması yaparak konuya dikkat çekmeye hazırlanıyor.
İSTANBUL'UN İLK ELEKTRİK SANTRALİ İÇİN KÖMÜR TAŞIYORDU
13 Ocak'ta ihalesi yapılacağı duyurulan Haliç-Kemerburgaz dekovil hattının geçmişi Osmanlı dönemine dayanıyor. Haliç'te bulunan ve günümüzde Bilgi Üniversitesi'nin kampüsü olarak kullanılan Silahtarağa Elektrik Santrali'nden başlayan hat İstanbul'un kuzeyindeki linyit ocaklarına uzanıyordu.
PROJENİN BELGRAD ORMANLARINDAN GEÇEN KISMI HENÜZ ONAYLANMADI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 'Haliç - Karadeniz Sahra Hattı' olarak anılan tramvay hattını, Haliç-Kemerburgaz Dekovil hattı olarak yeniden hayata geçirmek üzere proje hazırladı. Projenin ilk kısmını oluşturan Haliç-Kemerburgaz kısmı İBB'de oybirliği ile kabul edildi. CHP'li Meclis üyeleri projenin Belgrad Ormanı'nı kapsamayan birinci etabına 'ulaşım projesi olması' nedeniyle onay verdi. Belgrad Ormanları'ndan geçecek ikinci kısmı ise henüz meclise sunulmadı. Planı henüz meclise sunulmayan hattın durakları Mithatpaşa, Ayvadbendi, Yovankoru, Ağaçlı, Odayeri ve Göktürk olarak duyurulmuştu.
BELGRAD ORMANI'NDA AĞAÇLAR KIRMIZI VE MAVİ OLARAK İŞARETLENDİ
Belgrad Ormanı'nda duraklardan birinin yer alacağının duyurulduğu Ayvad Bendi mevkinde yan yana saf tutan ağaçların kırmızı ve mavi olarak işaretlenmesi dikkat çekti. Ağaçların dekovil hattının geçeceği rota üzerinde olduğu ve o nedenle işaretlendiği iddia edildi. Ayvadbendi su kemerinin bulunduğu bölgeden Yovankoru'ya ulaşan alanda yapılan işaretlemeler yapıldı.Bazı ağaçlar ise numaralandırıldı.
KAMPANYA BAŞLATILDI, SORU ÖNERGESİ VERİLDİ
Gelişmeler üzerine change.org'da konu hakkında imza kampanyası başlatıldı, 13 bin civarında imza toplandı. Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi ve İBB ve Pendik Belediyesi Meclis Üyesi Tarık Balyalı TBMM ve İBB Meclisi'ne soru önergesi verdi. Önergelerde "Belgrad Ormanı içindeki hat üzerinde ağaçlar neden işaretli; Ormanlık alandaki hattı sınırlar gibi çevreleyen tel örgüler neden var; Henüz ihalesi bile yapılmayan hat için çalışma mı yapılıyor' gibi sorular yönelterek İBB'den proje ile ilgili detaylı bilginin paylaşılması istendi.
İBB: BİZ YAPMADIK
İBB proje kapsamında ağaçlarda böyle bir işaretleme yapmadıklarını, işaretler konusunda bilgilerinin olmadığını açıklamasını yaptı.
KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI BASIN AÇIKLAMASI YAPACAK
Kuzey Ormanları Savunması üyeleri 29 Ocak Pazar günü 11.30'da Belgrad Ormanı'nda Bahçeköy girişinde buluşarak, basın açıklaması yapacağını duyurdu. Açıklamanın ardından grup, orman içerisinde 2. Mahmut Bendi'nden başlayarak gölet etrafında yaklaşık 2 saatlik doğa yürüyüşü yapacak.
660 GÜN İÇİNDE TAMAMLANACAK
Ertelenen sözleşme şartnamesine göre, "Haliç Bilgi Üniversitesi'nden başlayarak Cendere vadisini takip edip Ayvad Bendi'nde son bulan ve Göktürk'e uzanan ayrı bir kolu olan yaklaşık 25 km uzunluğundaki tek hatlı güzergah ve üzerinde 10 adet yolcu istasyonu ve 1 adet depo sahası ve bakım atölyesi bulunan toplu taşıma sistemininö ihalesinin yapılacağı belirtildi. Haliç-Kemerburgaz Dekovil Hattının tamamlanması, işe başlama tarihinden itibaren 660 gün olarak duyuruldu.
Görüntü Dökümü:
----------------
-Belgrad ormanında işaretli ağaçlar (arşiv)
25.01.2017 - 13.58 Haber Kodu : 170125076