Dha İstanbul Bülteni - 3

1- PATRONUNUN OĞLU TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN NİHAT BULCA SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI (1)

Haber-Kamera: Enver ALAS / İstanbul DHA

Beykoz'da bir villada, aile şoförü olarak 17 yıl çalıştığı işadamı Sabri Yürür'ün oğlu Burhanettin Tarkan Yürür tarafından bıçaklanarak öldürülen Nihat Bulca (50) İstanbul'da ailesi ve yakınlarının gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.

Nihat Bulca için Beykoz Ortaçeşme Merkez Camii'nde düzenlenen cenaze törenine patronu Sabri Yürür de katılmak için geldi. Cami avlusunun girişinde bekleyen Yürür, burada gözyaşı döktü. Ancak Yürür'ün geldiğini duyan Bulca ailesinin bazı yakınları buna tepki gösterdi. Tepkiler üzerine Sabri Yürür, aracına binerek camiden ayrıldı.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Evin önünde helallik alınması

-Kızı ve eşinin tabuta sarılarak ağlaması

-Evin önünde dua edilmesi

-Helallik alınması

-Cenazenin camiye getirilmesi

-Tabutun başında dua edilmesi

-Ağlayanlar

-Patronu Sabri Yürür'ün camiye dışında bekleyişi

-Gözyaşı dökmesi

-Merhumun bazı yakınlarının tepkisi

-Sabri Yürür'ün merhumun kızı İrem'e sarılması

-Genel ve detaylar

===============================

2- "SURİYE TARTIŞMASI" CİNAYETİNİN FAİLİ ADLİYEYE SEVKEDİLDİ

Yaşar KAÇMAZ, İstanbulDHA

Beykoz'da bir villada 20 yıllık aile şoförleri Nihat Bulca'yı (50) aralarında çıkan "Suriye tartışması" nın küfürlü kavgaya dönüşmesi üzerine bıçaklayan Burhanettin Tarkan Yürür (49) polisteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Tarkan Yürür'ün polise verdiği ifadede suçunu itiraf ettiği, ölümle sonuçlanan kavganın ayrıntılarını anlattığı öğrenildi. Boynuna ve koluna isabet eden bıçak yaralarıyla hastaneye götürülen Nihat Bulca'nın 2 gün tedavi gördüğü, çabalara rağmen dün hayatını kaybettiği belirtildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

adliyeye sevk

dün cenazenin adli tıp kurumundan alınması

dhafeed

==================================

3- (Geniş Haber) SOMA DAVASINDA ESKİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÜRKAN İLK KEZ İFADE VERDİ

Haber-Kamera: Özden ATİK - Hayati KILIÇ / İstanbul DHA

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciaya ilişkin davada, Soma Holding Yönetim eski Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ilk kez ifade verdi. Talimat yoluyla ifadesi alınan Alp Gürkan, 37 şikayetçinin katıldığı duruşmada savunmasını yaptı. Gürkan, Aralık 2013'te yaşının ilerlemesi nedeniyle yönetim kurulundan istifa ettiğini belirterek "Yerime oğlumu getirdim. İşletmede hiçbir ilgim kalmamıştır" diyerek beraatini talep etti. Gürkan ifade verdiği sırada şikayetçiler "301 kişinin katilisin, tarihe geçtin" şeklinde bağırdı.

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit ile 37 madencinin ailesi "müşteki" sıfatıyla katıldı. Kimlik sorgusu yapılan Alp Gürkan emekli olduğunu ve 2 bin lira aylık geliri olduğunu beyan ederken; sanık Mustafa Yiğit muhasebeci olduğunu ve aylık gelirinin 9 bin 900 lira olduğunu belirtti.

"SUÇSUZUM, BERAATİMİ İSTİYORUM"

Sanık sandalyesine çıkan Alp Gürkan, "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suçsuzum ve beraatimi istiyorum" diyerek savunmasını yazılı sundu. Gürkan'ın avukatı Abdurrahman Gök de müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Bazı müştekiler bunun üzerine "Niye onun ayrıcalığı ne? 301 kişinin katilisin, tarihe geçtin" şeklinde bağırdılar. Müşteki avukatları ise Alp Gürkan'a soru sorabilmek için ifadesini özetlemesini istediler.

"MEVZUATA AYKIRI BİR İŞLEM YAPILDIĞINI SANMIYORUM"

Bunun üzerine tekrar sanık sandalyesine alınan Alp Gürkan, "2013 yılı Aralık ayında yaşımın ilerlemesi nedeniyle yönetim kurulundan istifa ederek ayrıldım. Yerime oğlumu getirdim. Ondan sonraki süreçte işletmeyle bir ilgim kalmadı. Şirkette neler oldu bilmiyorum. Oğlumun madencilikle bilgisi ve ilgisi olmadığından dolayı işletmeden ayrıldıktan sonra Ramazan Doğru'yu yönetim kuruluna aldım. Ancak emekliligimden önceki safhada tüm mevzuat kurallarına uyulmuştur. Benden sonra da mevzuata aykırı bir işlem yapıldığını sanmıyorum. Bu şirket Türkiye'de ileri madencilikle ilgilenmiş, 7 bin kişinin çalıştığı bir işletmedir. Bu olayın herhangi bir şekilde normal bir maden kazası olduğu kanısında değilim. Olaydan sonra bütün raporları takibe aldım. Bilirkişilerin vermiş oldukları raporlar sadece kurgudan ibaret. Ben hukukçu değilim, mühendisim. Bizim kurgumuz daha mantıklıdır" diye konuştu.

"2014'E KADAR HİÇBİR KAZA OLMADI"

Şikayetçi avukatlarının "Önüne geçilemeyen yangınların yaşandığı bir işletmeyi nasıl devraldınız?" sorusuna Gürkan, "Biraz madencilikle ilgili bilgi sahibi olunsa bu soru sorulmazdı. Bu tip ocaklarda yangın çıkabilir, biz 20 senedir o bölgedeyiz. Soma'daki tüm maden sahaları yangına müsaittir. Ama yetiştirdiğimiz ekiple yangına müdahale ederiz. Yangın riskinden dolayı bu işletmenin işletilemeyeceği kanısında değiliz. İşletmeyi tamamen yeniledik. Kademeli üretime başlanmıştır. 2009'dan 2014'e kadar madende hiçbir kaza da olmamıştır" diye cevap verdi.

"ŞİRKETLERİ AYAKTA TUTABİLMEK İÇİN YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI YAPTIM"

Gürkan, şikayetçi avukatlarının "Rahatsızlandığınız için emekli olduğunuzu söylüyorsunuz, ancak Tilaga Madencilik'in yönetim Kurulu Başkanı olarak görünüyorsunuz?" sorusunu da "Olaydan sonra işletmenin tüm yöneticileri tutuklandığı için şirketleri ayakta tutabilmek adına yönetim kurulu başkanlığına geçtim. Ancak şirketlerin yönetimine de genel müdür atadım" şeklinde yanıtladı.

"ÜRETİM MEKANİZE HALE GELDİĞİ İÇİN YÜKSELDİ"

"Yıllık 1,5 milyon ton olarak belirlenmiş üretimi 3 milyon tona nasıl çıkardınız?" sorusuna ise Gürkan, "Üretim ileri düzeyde mekanize hale geldiği için yükselmiştir" diye cevap verdi. Gürkan, "Havalandırmaya ilişkin revizyonları neden uygulamadınız" sorusuna da "Bu konu benim ihtisas alanım değil. Teknik bilgim yok" diye yanıt verdi.

USUL TARTIŞMALARININ ARDINDAN SORU CEVAPLAMADI

Gürkan'ın sorgusu yapıldığı esnada avukatları hemen hemen tüm sorulara itirazda bulundu. Şikayetçi avukatları etkin sorgulama haklarının olduğunu belirterek sorularının engellenmemesini talep etti. Ancak mahkeme başkanı, talimat mahkemesi olduğu ve tüm dosyanın kendilerinde olmadığı gerekçesiyle soruları buna göre sorulması uyarısında bulundu. Bir süre yaşanan usul tartışmalarının ardından Alp Gürkan, diğer sorulara cevap vermeyeceğini belirtti.

DİĞER SANIK DA BERAATİNİ TALEP ETTİ

Diğer sanık Mustafa Yiğit ise "Hayatını kaybeden çalışanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Bilirkişi raporunda yazanları ve iddianameyi kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" dedi. Mahkeme heyeti, talimat gereğinin yerine getirildiğini belirterek dosyanın asıl mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Duruşmanın bitmesinin ardından şikayetçiler, "301 kişi, insan bir başsağlığı diler!", "Babasın baba! Eşlerimizi öldürdün" diye bağırarak tepki gösterdiler. Duruşma salonundan çıkmayan Gürkan'ın tüm şikayetçiler adliyeden çıkarıldıktan sonra arka taraftan çıkarıldığı öğrenildi.

İDDİANAME

Daha önce hakkında takipsizlik kararı verilen Alp Gürkan ve bazı sanıklar hakkında, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana davasına gelen bilirkişi raporunda kusur atfedilmesi üzerine, Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizliğin kaldırılması talebi üzerine Alp Gürkan ile birlikte 5 sanık hakkında "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne, birden fazla kişinin de yaralanmasına neden olma" suçundan 3 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

DİSK BAŞKANI AÇIKLAMA YAPTI

Duruşma sonrası DİSK Genel Başkanı Kani Beko, aileler ve avukatlarla birlikte basın açıklaması yaptı. Kani Beko açıklamasında "Sanıyorum bundan sonraki duruşma Akhisar'da devam edecek. Evet biz Akhisar'da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak hazır bulunacağız. Bu yapılacak olan duruşmadan bir beklentimiz var. Beklentimiz şu; ders niteliğinde bir hakimin karar almasını bekliyoruz. Neden almasını bekliyoruz? Bundan sonra bizim çocuklarımız, madenlerde işçi sağlığı iş güvenliği alınmadığından dolayı ölmemeleri için ve bugüne kadar 301 şehit olan kardeşimizi unutmamak için ders niteliğinde bir karar çıkartmasını bekliyorum. Ben bundan sonraki duruşmalarda da, duruşma öncesi, duruşma sonrası şehit olan kardeşlerimizin aileleriyle birlikte olacağımızın buradan sözünü veriyorum" dedi.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-Kani Beko, aileler ve avukatlar açıklama yaparken

-Genel ve detaylar

==================================

4- İSTANBUL POLİSİNDEN 3 İLDE İNSAN KAÇAKÇILARINA OPERASYON

Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK / İstanbul DHA

İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü, 3 ilde eş zamanlı düzenlediği operasyonda insan kaçaklığı suçlarına karıştığı öne sürülen örgüt liderinin de aralarında bulunduğu 38 şüpheliyi gözaltına aldı. Kaçak yollarla 238 kişinin yurt dışına çıktığı tespit edildi. İstanbul polisi, kaçak bu göçmenlerin peşine düştü ve kaçtıkları ülkelerin polis yetkilileriyle irtibata geçerek kaçakların ülkelerine iade edilmesini sağladı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, geçtiğimiz Şubat ayında 'Örgütlü halde göçmen kaçakçılığı', 'Resmi evrakta sahtecilik', 'PKK silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım yataklık' faaliyetlerini yurt dışında yürüten çete üyelerine yönelik inceleme başlattı.

10 AY TAKİP EDİLDİLER

Yapılan teknik inceleme neticesinde, PKK silahlı terör örgütü yandaşları, suç kaydı bulunan Türk vatandaşları ve göçmenleri (Suriye ve Irak) önce Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Bosna Hersek, Makedonya, Romanya ve Sırbıstan'a bu ülkelerden de İtalya, Almanya, Belçika ve İngiltere'ye yasadışı götürdükleri anlaşıldı. Yaklaşık 10 ay süren çalışma sonucunda, önceki gün 38 şüpheliye yönelik İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa'da eş zamanlı operasyon düzenlendi.

ADRESLERDE ARAMA YAPILDI

Operasyonlarda örgüt liderinin de aralarında bulunduğu 38 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin ikamet ve ofislerinde yapılan aramalarda, 1 adet 7,65 mm tabanca, 3 fişek, 93 pasaport, 24 adet banka kaşesi, farklı işyerlerine ait 16 kaşe, değişik bankalara ait boş 200 hesap cüzdanı, 6 ehliyet, laptop, yazıcı, FETÖ/PDY terör örgütü lideri Fetullah Gülen'e ait 3 kitap, terör örgütü PKK içerikli 2 kitap, çok sayıda kimlik fotokopisi ile sahte evrak yapılan kişilere ait fotoğraflar ele geçirildi.

ÜLKELERİNE İADE EDİLDİLER

Ayrıca, bu kapsamda kaçak yollarla 238 kişinin yurt dışına çıktığı tespit edildi. İstanbul polisi, kaçak göçmenlerin peşine düştü ve kaçtıkları ülkelerin polis yetkilileriyle irtibata geçerek kaçakların ülkelerine iade edilmesini sağladı. Bunların arasında bulunan 98 Türk vatandaşı da Türkiye'ye teslim edildi. Şüphelilerin emniyet müdürlüğündeki sorguları sürüyor.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

POLİS KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ

-Kaçak göçmenlerin havalimanındaki girişlerinden görüntü (H.Alanı Güvenlik kamerası)

-Kaçak göçmenlerin polis tarafından gözaltına alınmaları (H.Alanı Güvenlik kamerası)

-Operasyon görüntüsü

-Özel harekat timlerinin adreslere baskınından görüntü

-Zanlıların gözaltına alınması

-Adreste yapılan aramadan görüntü

AKTÜEL GÖRÜNTÜ:

-Ele geçirilenlerden detaylar

=====================================

5- METE YARAR'A SİLAHLI SALDIRI SORUŞTURMASI

4 ŞÜPHELİ HAKKINDA 30'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMLİ DAVA

Haber: Arzu KAYA / İstanbul DHA

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar'a silahlı saldırı soruşturması kapsamında Yarar'a ateş eden Erkan Biçer'in de arasında bulunduğu 4 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı. Şüpheliler hakkında 30'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

"ŞÜPHELİLERİN FETÖ İLE BAĞLANTILARI ARAŞTIRILSIN"

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 29 Ağustos 2016 günü Mete Yarar'a yönelik Kadıköy'de bir kafede "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Silahla ve birden fazla kişiyle birlikte senet yağması" eylemlerine ilişkin soruşturma başlatıldığı belirtildi. Olaya ilişkin Yarar'ın ifadesinin alındığı belirtilen iddianamede Yarar'ın, "15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin yaşadığı menfur darbe kalkışmasından sonra basın yayın kuruluşlarında şiddetle bu kalkışmayı telin etmem, malum yapıyı rahatsız etmiştir ve beni huzurunuza gelmeye mecbur bırakıldığım bu olaya bir şeklide dahil etmişlerdir. Ben hiçbir alacak verecek veya senet tahsili işinde olmamama rağmen sanki bu işlerin odağındaymışım gibi ifadeler verilmiştir. Şüphelilerin Fetullahçı Terör Örgütü- Paralel Devlet Yapılanması ile bağlantılarının ayrıca araştırılmasını talep ediyorum" dediği anlatıldı.

SENET TAHSİLATI...

İddianamede, mağdur Mete Yarar'ın oğlu Gurur Zafer Yarar'ın eski ortakları olan şüpheliler Gökhan ve Gölalp Kulöz'den alacaklı olduğu 100 bin lira para ve günü geçmiş senetlerin tahsil edileceği belirtilerek şüpheliler Erkan Biçer ile Volkan Öner tarafından kafeye çağrıldığı anlatıldı. Yarar'ın senetleri Biçer'e incelenmek üzere verdiği, şüphelilerin yağmaladıkları senetler ile birlikte olay yerinden ayrılmaya çalışarak Yarar'ı tehdit ettikleri ifade edildi. Yarar'ın şüphelilerin arkasından kafenin dışına doğru çıkmak için hareketlendiği anlatılan iddianamede, bu esnada şüphelilerden Biçer'in silahıyla Yarar'a doğru 2 el ateş ettiği ancak mermilerin Yarar'a isabet etmediği ve şüphelilerin olay yerinden kaçtığı belirtildi.

ŞÜPHELİLER ARASINDA BAĞLANTI

Şüphelilerin olay günü ve sonrasında birbirleri ile görüştüklerini tespit eden savcılık iddianamesinde, Gökalp ve Gökhan Kulöz'ün azmettirme iradesi ile Erkan Biçer ve Volkan Öner'in birlikte Mete Yarar'ı kasten öldürmeye teşebbüs ettikleri ve silahla senet yağması suçlarını işlediklerine dair delile ulaşıldığını anlattı.

30'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

2'si tutuklu 4 şüpheli hakkında "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Kasten öldürmeye azmettirme", "Mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle yağmaya azmettirme", "Mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle silahla ve birden fazla kişi ile sirlikte yağma" suçlarından toplamda 19'ar yıldan 30'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.

Öte yandan Yarar'ın iddiaları üzerine şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan başlatılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.

Görüntü Dökümü: (ARŞİV)

-------------------------

-Olay yeri

-Yarar'ın açıklamaları