Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Karın vurduğu Malatya'da 787 vatandaş misafirhanelere yerleştirildi, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

Bir şehir kabusu yaşıyor! 787 kişi kurtarıldı, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Görüntü Türkiye'den! Yolun ortasında donan at, kaskatı kesildi

At donduran soğuk

Dha İstanbul Bülteni - 3

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- EYÜP'TE KEPÇE DEHŞETİ KAMERADAEyüp'te yokuş aşağı kayan kepçenin saçtığı dehşet güvenlik kamerasına yansıdı.

1- EYÜP'TE KEPÇE DEHŞETİ KAMERADA

Eyüp'te yokuş aşağı kayan kepçenin saçtığı dehşet güvenlik kamerasına yansıdı.

3 genç, tonlarca ağırlındaki iş makinesinin altında kalmaktan son anda kurtuldu.

Kepçe, 15 araca çaptıktan sonra durdu.

Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ-İSTANBUL DHA

Eyüp'te kontrolden çıkan kepçe yokuş aşağı kayarak 15 araca çarptı.

Dün saat 16.00 sıralarında meydana gelen olayda yokuş aşağıya inen kepçe kontrolden çıktı. Kaymaya başlayan tonlarca ağırlıktaki kepçe, yoldaki 15 araca çarptı. Caddeyi adeta savaş alanına çeviren kepçenin operatörü aşağı atladı. Yaralı operatör, sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.

CAN HAVLİYLE KAÇTILAR

Kepçenin yokuş aşağı kaydığı o anlar bir apartmanın güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi. Görüntülerde kayarak aşağı gelen kepçenin araçlara çarpması yer alıyor. O esnada 3 genç kepçenin kendilerine doğru gelmesi üzerine son anda kaçarak bir apartmana giriyor.

"BUGÜNKÜ KAYIP MADDİ OLMAYABİLİRDİ"

Kazada aracı zarar gören Savaş Kuyumcuoğlu, caddeye hız kesici konulması için belediyeye başvurduğunu ancak olumlu bir geri dönüş yapılmadığını söyledi. 15 aracın hasar gördüğünü belirten Kuyumcuoğlu, "Evdeydim. Gürültü gelince camdan baktığımda dozerin yokuştan aşağıya araçlara çarparak sürüklendiğini gördük. En son benim aracıma çarpıp 30 metre sürükledi. Bugünkü kayıp maddi olmayabilirdi. Yazın olsaydı çoluk çocuk can kaybıyla sonuçlanabilirdi" diye konuştu.

Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü:

---------

GÜVENLİK KAMERASI

-Kepçenin kayması

-Araçlara çarpması

-Aşağı atlayan operatör

-Apartmana kaçan vatandaşlar

AKTÜEL GÖRÜNTÜLER

-Caddeden görüntü

-Hasar gören araçlar

-Kuyumcuoğlu ile röp

-Detaylar

02.11.2016 -13.16 Haber Kodu : 161102068

==============================

2- KAĞIT TOPLAMA ARABASINDAN DEHŞET ÇIKTI

Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK/İSTANBUL-DHA

Fatih'te, kağıt toplama arabasının içinde ağzı koli bandıyla bantlanmış 25-30 yaşlarında bir erkeğe ait ceset bulundu.

AĞZI BANTLANMIŞ HALDE BULUNDU

Olay, saat 11: 00 sıralarında Kalenderhane Mahallesi, Islah Sokak üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinleri çöp konteynerının yanında terk edilmiş halde bulunan kağıt toplama arabasının içinde ağzı koli bandıyla bantlanmış halde, 25-30 yaşlarında bir erkeğe ait ceset gördü. Vatandaşlar, bunun üzerine durumu hemen polise bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, sokağı güvenlik şeridiyle kapattı ve cesedi inceledi.

VÜCUDUNDA BIÇAK İZLERİ TESPİT EDİLDİ

Üzerinden kimlik çıkmayan cesedin kağıt toplama arabasının sürücüsüne ait olduğu tespit edildi. Ölen kişinin vücudundaki çeşitli yerlerinde bıçak darbesi tespit eden polis, cinayeti işleyen kişi ya da kişilerin yakalanması için inceleme başlattı. Bu arada, çevredeki kağıt toplayıcılar da olay yerine gelerek cesedin kime ait olduğunu polisten öğrenmeye çalıştı. Polis, kağıt toplayıcılarının da bilgisine başvurdu. Çevrede delil toplayan ekipler, kağıt toplama arabasının üzerinde uzun süre parmak izi aradı. Görgü tanıkları, çöp atmaya giderken kağıt toplama arabasının içince ceset gördüklerini ve bunun üzerine durumu polise bildirdiklerini söyledi. Polisin olayla ilgili incelemesi devam ediyor.

Görüntü Dökümü:

---------

-Çöp konteynerinın yanındaki kağıt toplama arabası

-Polis ekiplerinin inceleme çalışmaları

-Kağıt toplayıcılarla ve görgü tanıklarıyla röportajlar

-Polisin kağıt toplama arabasının üzerinde parmak izi araması

-Olay yeri inceleme ekiplerinden görüntü

-Detaylar

====================================

3- AİLE BAKANI KAYA: (ŞORTLU KADINA TEKMELİ SALDIRI) YASAL BİR DEĞİŞİKLİK YAPILMASI SÖZ KONUSU

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya,

"Davanın takipçisi olacağız. Cezayı almalı"

"Bu konuda da yasal bir değişiklik yapılması söz konusu. Adalet Bakanımız ile görüşmeler yaptık. Adalet Bakanımız çalışma yaptı. Hukuk sistemi de gerekeni yapacak"

Haber: İstanbul DHA

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, hemşire Ayşegül Terzi'ye şort giydiği için tekme atan saldırgan Abdullah Çakıroğlu'nun tahliye olmasıyla ilgili konuştu.

CNN Türk canlı yayınında konuşan Bakan Kaya, bakanlık olarak davanın takipçisi olacaklarını ve yasal bir değişiklik yapılmasının söz konusu olduğunu belirtti.

Fatma Betül Sayan Kaya, "Bu olay ilk olduğunda duyduktan hemen sonraki gün Ayşegül hanımı kendim aradım. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Asla kabul edilebilir bir durum değil. Sözlü şiddeti bile kabul etmezken böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Bu şiddeti kınadığımızı, kendisine ilk andan itibaren psikolojik destek sağlayabileceğimizi ifade ettim. Kendisinin tabiri 'lütfen bu saldırgan cezayı alsın. Başka bir şey istemiyorum' dedi. Kadına karşı şiddetin her türlüsünü kınıyoruz. Olay olduğu andan itibaren bakanlığımız müdahil oldu. Davanın takipçisi olacağız. Cezayı almalı. Toplumsal olarak da bu cezayı alması gerekiyor. Beklenti bu yönde. Bu konuda da yasal bir değişiklik yapılması söz konusu. Adalet Bakanımız ile görüşmeler yaptık. Adalet Bakanımız çalışma yaptı. Hukuk sistemi de gerekeni yapacak. Davanın sonuna kadar takipçisi olacağız" diye konuştu.

===============================

4- ESRA ALBAYRAK: KADIN MESELELERİ ERKEK MESELELERİDİR AYNI ZAMANDA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak,

"Kadın meseleleri erkek meseleleridir aynı zamanda. Farkındalık derecesinin arttırılması gerekiyor. Kadın ve erkek birlikte hareket etmeli. Bu tarz toplumsal konularda farkındalık gerekiyor ki güçlü bir tavır ortaya konmalı. Kadın ve erkek arasında adalet sistemiyle desteklenmeli"

"Fakat bugün İslam dünyası birçok konuda sorun yaşıyor. Kız çocuklarının okullaşmasından başlayarak kadınların karar alma süreçlerine katılımına kadar, geniş yelpazede sorunlar içeriyor. Pek çok durum var. Sömürgecilik tarihi, savaş ve işgal çabaları, en büyük zorluklardan bir tanesi"

Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ - İSTANBUL DHA

İİT Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü 6. Bakanlar Konferansı, İstanbul'da düzenleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak, "İİT Üyesi Ülkelerde Kadınların Güçlendirilmesi için Müslüman Kadınlar Arasında Savunuculuk ve Dayanışma" konulu panelde moderatörlük yaptı.

Burada konuşan Albayrak, "Kadınlar dünya nüfusunun yüzde 50'sini teşkil ediyor ve ne yazık ki adil bir şekilde temsil edilmiyoruz siyasi ve ekonomi alanında. Bu acı gerçek yeni bir bakış açısı gerektiriyor. Adalet prensiplerine dayalı bir yaklaşım olmalı bu. Geleneksel uygulamalar ve kültürel alışkanlıklar kadınları dışlamaya devam ediyor. Toplumsal, ekonomik ve siyasal katılımlarına engel oluyor. Kadın meseleleri erkek meseleleridir aynı zamanda. Farkındalık derecesinin arttırılması gerekiyor. Kadın ve erkek birlikte hareket etmeli. Bu tarz toplumsal konularda farkındalık gerekiyor ki güçlü bir tavır ortaya konmalı. Kadın ve erkek arasında adalet sistemiyle desteklenmeli" dedi.

"İSLAM DÜNYASI BİRÇOK KONUDA SORUN YAŞIYOR"

Albayrak, "Hazreti Muhammed'in sevgili eşi Hazreti Aişe için şunusöylemişlerdir; 'fıkhı ondan daha iyi bilen birini görmedik.' Fakat bugün İslam dünyası birçok konuda sorun yaşıyor. Kız çocuklarının okullaşmasından başlayarak kadınların karar alma süreçlerine katılımına kadar, geniş yelpazede sorunlar içeriyor. Pek çok durum var. Sömürgecilik tarihi, savaş ve işgal çabaları, en büyük zorluklardan bir tanesi. İslam toplumunun neden geride kaldığını açıklayan sebepler ve kadın hakları konusunda neden geride kaldığını da açıklayan sebepler. Siyasi çatışmalar, yoksulluk ve güç ortamı içerisinde var olmaya çalışmak, kadınların haklarına başvurmaktan alıkoyuyor" diye konuştu.

"TÜRKİYE'DE SON 14 YILDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI"

Esra Albayrak, "Türkiye de kadınların güçlendirilmesi alanında öncü bir ülke. Türkiye'de son 14 yılda önemli adımlar atıldı. Kadın parlamenter sayısı Türkiye'de 2015 itibariyle 24'ten 98'e çıkmıştır. Yüksek öğrenimde yüzde 13'ten yüzde 40'a çıkmıştır. Kadın

akademisyen sayısı yüzde 45 oranında temsil ediliyor ve bu küresel ortama eşit. Kadının iş gücüne katılımı da son 10 yıl içerisinde yüzde 10 arttı" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

Salondan detay

Konuklardan detay

Esra Albayrak konuşması

Genel ve Detaylar

02.11.2016 - 14.20 Haber Kodu : 161102082

=======================

5- CUMHURİYET GAZETESİNE DESTEK ZİYARETLERİ

Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner,

"Türkiye'nin normale dönmesini istiyoruz. Alevi kurumları olarak demokratik düzenin yeniden inşa edilmesi için bize düşen görevler varsa yapmaya hazırız"

Sanatçı Rutkay Aziz,

"Bu gazeteye yapılan hücumun siyasi bir karar olduğu kesin"

Haber-Kamera: İhsan YALÇIN / İstanbul DHA

Cumhuriyet gazetesi önündeki destek ziyaretleri devam ediyor.

Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Alevi Bektaşi Dernekler Federasyonu, Cem Vakfı yöneticileri, CHP Bakırköy İlçe Teşkilatı ile Halkevleri üyesi bir grup gazeteye gelerek ziyarette bulundu.

"TÜRKİYE'NİN NORMALE DÖNMESİNİ İSTİYORUZ"

Ziyaretin ardından açıklama yapan Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner, Alevi kurumları olarak Cumhuriyet gazetesine sahip çıkacaklarını belirtip, "Cumhuriyet gazetesi her dönemde bu tarz operasyonlara maruz kalmıştır. Bu yeni bir uygulama değil. Biran önce bu haksız uygulamanın ortadan kaldırılmasını, Türkiye'nin normale dönmesini istiyoruz. Alevi kurumları olarak demokratik düzenin yeniden inşa edilmesi için bize düşen görevler varsa yapmaya hazırız" dedi.

"AKAN SU PİSLİK TUTMAZ"

Gazeteyi ziyarete gelen Sanatçı Rutkay Aziz ise, "Cumhuriyet gazetesi kalemleri terörle yıllardır çok ciddi bir kavga veriyor ve bu uğurda bir takım insanlarını kaybetti. Başta İlhan ağabey, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı olmak üzere... Dolayısıyla bu gazeteye yapılan hücumun siyasi bir karar olduğu kesin. Bugünleri de atlatacağımıza eminim. Akan su pislik tutmaz. Bu demokrasi, özgürlük ve barış suyu akıyor. Güneşli günleri er geç göreceğiz" ifadesini kullandı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Gazete önündeki kalabalık

-Alevi kurumları yöneticilerin gazeteye ziyareti

-Halkevleri üyelerinin gazeteye gelişi

-CHP'lilerin gazeteye gelişi ve slogan atması

-Erdoğan Döner'in açıklaması

-Rutkay Aziz'in konuşması

-Kalabalığın slogan atması; marş ve şarkı söylemesi

-Genel ve detaylar

02.11.2016 - 13.50 Haber Kodu : 161102078

===========================

6- İSTİKLAL CADDESİ'NDEKİ "OMUZ ATMA CİNAYETİ"NDE 3 SANIĞA MÜEBBET HAPİS İSTEMİ

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 36 yaşındaki Ayhan Kaya'nın kemerle dövülüp defalarca bıçaklanıp öldürülmesiyle ilgili görülen davada savcı, mütalaasını açıkladı. Savcı, 3 sanığın da müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Cihan Arslan, Ferdi İnci ve Hasan Düman hazır bulundu. Duruşmada öldürülen Ayhan Kaya'nın ağabeyi Hüseyin Kaya da müşteki olarak yer aldı. Mahkeme heyeti mütalaasını açıklaması için sözü duruşma savcısı Yalçın Ezerçe'ye verdi. Mütalaasını açıklayan savcı Ezerçe, sanıklar Cihan Arslan, Ferdi İnci ve Hasan Düman'ın kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmalarını talep etti.

"SANIKLAR HER NE KADAR OMUZ ATMADAN KAYNAKLANDIĞINI BEYAN ETMİŞLERSE DE..."

Mütalaada, sanıklar ile maktul Ayhan Kaya arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanık Cihan Arslan'ın bıçakla, Ferdi İnci'nin kemerle, Hasan Düman'ın ise yumrukla Ayhan Kaya'ya vurduğu, daha sonra vatandaşlar ve polislerin araya girmesiyle tarafların ayrıldığı, Kaya'nın kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybettiği belirtildi. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Kaya'nın vücudunda 5 adet kesici ve delici alet yarasının bulunduğu bunlardan 3'ünün ise öldürücü nitelikte olduğu vurgulandı. Mütalaada, "Sanıkların her nekadar, iki grup arasında omuz atmadan kaynaklanan fiil ile kavganın başladığını ve öldürme kastlarının bulunmadığını beyan etmişlerse de bu konuda sanıkların beyanlarını doğrulayacak delillerin bulunmadığı, maktulun yanında grup oluşturacak başka kişilerin görülmediği, bu durumun kamera kayıtlarından ve bilirkişi raporlarından açıkça anlaşıldığı, bu sebeple sanıkların eylemine zemin hazırlayacak maktulden kaynaklanan, herhangi bir haksız tahrik oluşturabilecek fiilin bulunmadığı" ifade edildi.

KEMERLE VE YUMRUKLA VURARAK DİRENCİNİ KIRDILAR

Mütalaada, sanık Cihan Arslan tarafından maktule bıçak ile vurulurken, diğer sanıklar Ferdi İnci'nin kemerle, Hasan Düman'ın ise yumrukla saldırarak, Ayhan Kaya'nın direncini kırdıkları ve kendini savunmasına engel olmaya çalıştıkları belirtildi. Her 3 sanığın da ayrı ayrı, "Kasten adam öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Olayla ilgili güvenlik kamerası görüntüleri (arşiv)

==============================

7- ODTÜ MEZUNUNUN İNTİHARINDA "GÖZALTI TUTANAKLARINDA DEĞİŞİKLİK" DAVASI

Şişli'de, 5 yıl önce evinin penceresinden atlayarak intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddia edilen Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli iki polis memurunun yargılanmasına devam edildi.

Mahkemeye ulaşan Ulusal Kriminal Büro raporunda, Onur Yaser Can ile ilgili narkotik şubenin bilgisayarlarındaki belgelerde değişiklik yapıldığı tespit edildi.

Haber: Özden ATİK - Hayati KILIÇ / İstanbul, DHA

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6. celsesi görülen davaya, baba Mevlüt Can ve kızı Ezgi Sevgi Can ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı İsmet Karabulut, Ulusal Kriminal Büro tarafından 2 Eylül 2016 tarihli raporun gönderildiğini, raporda Onur Yaser Can ile ilgili narkotikteki bilgisayarlarda bulunduğu bildirilen toplam 11 belgeden sadece iki tanesine ulaşılabildiği ve bu iki belgelerde de değişiklikler yapıldığının tespit edildiğini belirtti.

"AMİRLER HAKKINDA DA İŞLEM YAPILSIN"

Rapor üzerine söz alan Can ailesinin avukatı Ercan Kanar, "Ulusal Kriminal Büro tarafından sunulan rapor, bizim iddiamızı tamamen doğrulamaktadır. Raporda, söz konusu belgelerde değişiklik yapıldığı yönünde ibareler mevcuttur. Soruşturmayı yürüten Komiser Hakan Aydın ve yardımcısı FETÖ soruşturması kapsamında Urfa'da tutuklanmıştır. Uluslararası Sözleşmeler dikkate alındığında astın gerçekleştirmiş olduğu suç teşkil eden eylemlerden amir konumunda bulunan kişilerin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle amirler hakkında işlem yapılması talebimizi yeniliyoruz" dedi. Avukat Kanar, ayrıca İnsan Hakları Vakfı'nda yargılama dosyasıyla ilgili özel mütalaa almak için başvuruda bulunduklarını belirterek raporun hazırlanması için süre verilmesini talep etti.

"OĞLUMUN ÖLÜMÜNE SEBEBİYET VEREN TÜM ŞAHISLAR YARGILANMALI"

Onur Yaser Can'ın babası Mevlüt Can ise "Son gelen raporda sahteciliğin varolduğu asıl ortaya çıkmıştır. Söz konusu sahtecilik bir amacı gerçekleştirmesi için yapılmıştır. Olay sadece bir tarih, bir isim veya sicil numarasının düzeltilmesi şeklinde bir olgu değildir. Aslında varolan sahtecilik, oğlumun maruz kalmış olduğu işkencenin psikolojik ve cinsel baskının gizlenmesi ortadan kaldırılmasına yönelik bir eylemdir. Burada sadece bu dosya kapsamındaki sanıklar değil, idari soruşturma kapsamında ifadesi alınan tüm şahısların dinlenmesi gerekir. Soruşturma örgütlü bir şekilde gerçekleştirilen ve oğlumun ölümüyle sonuçlanan bir vakadır. Akabinde bu adaletsiz uygulamaya karşı eşimi de kaybettim. Bu nedenle bu dosyaya, sadece basit bir sahtecilik dosyası olarak görülmesi yanlıştır. Mimar olacak olan oğlumun kaybı, sadece benim kaybım değil aynı zamanda ülkenin kaybıdır. Yargılamanın en başından itibaren bu olaya basit bir sahtecilik davası olarak değil, oğlumun ölümüyle sonuçlanan bir olay gözüyle bakıp örgütsel kapsamda oğlumun ölümüne sebebiyet veren tüm şahısların tespit edilerek yargılanması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can da ağabeyinin ölümüne neden olan amir konumundaki kişilerin de davaya dahil edilmesini talep etti.

ÖZEL BİLİRKİŞİ RAPORU BEKLENECEK

Savcı İsmail Özmumcu ise mütalaasında bu mahkemedeki dava konusunun evrakta sahtecilik olduğunu belirterek "Buradaki davanın sahtecilik olduğunun unutulmaması ve asıl bu zabıt değişikliğinin neden yapıldığının araştırılarak mahkemeye de bu taleplerin yapılması gerektiği şeklinde düşünüyoruz" dedi. Mahkeme heyeti, şikayetçi tarafa özel bilirkişiden alacakları raporu sunması için süre verilmesine, rapor geldikten sonra diğer taleplerin değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 günü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince esrar satın aldığı gerekçesi ile gözaltına alınmış, 3 Haziran 2010 saat 01.00 sıralarında tutanakla serbest bırakıldı. İddiya göre serbest bırakıldıktan sonra evrakta eksiklikler olduğu gerekçesi ile tekrar Narkotik Şube'ye çağrılan Can, 23 Haziran 2010 akşamı, oturduğu apartmanın 3'üncü katından atlayarak intihar etti. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, "İşkence, intihar, kötü muamele" suçlarından takipsizlik kararı verdi. Ancak gözaltı tutanaklarını hazırlayan polisler Soner Gündoğdu ve Salih Bahar hakkında "Resmi belgede sahtecilik" suçundan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, 8 yıla kadar hapisleri istenen 2 polis memurunu 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırdı. Ancak Yargıtay 11. Ceza Dairesi kararı bozdu. Kararda, mevcut bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, tahrif edilen evrakta, sanıkların savunmasına göre sadece tarih ve sicil kısımlarının değiştirildiği belirtildi. Bunun üzerine yargılama yeniden başladı. Yargıtay süreci sırasında psikolojik destek alan anne Hatice Can da oğlu gibi kendini aşağıya bırakarak 2 Mart 2014' de yaşamına son verdi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title