Dha İstanbul Bülteni - 3
(GENİŞ HABER)1- BEKİR BOZDAĞ: BU HAREKAT SINIRLI BİR HAREKATTIR, KAPSAMI BELLİDİR Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Bu harekat sınırlı bir harekattır, kapsamı bellidir.
(GENİŞ HABER)
1- BEKİR BOZDAĞ: BU HAREKAT SINIRLI BİR HAREKATTIR, KAPSAMI BELLİDİR
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ,
"Bu harekat sınırlı bir harekattır, kapsamı bellidir. Kapsamı, Afrin bölgesinin sınırları içerisindeki terör örgütleri ve teröristlerdir. Bu bölgedeki terör örgütleri ve son terörist etkisiz hale getirilinceye, bölgede huzur, güven ve istikrar sağlanıncaya kadar, oradaki insanlar barışın ve hürriyetin tadını tadıncaya kadar devam edecektir. Buna bir süre tayin etmemiz mümkün değildir"
Haber-Kamera: Enver ALAS - Akın ÇELİKTAŞ / İSTANBUL,DHA
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün önemine dikkat çekmek amacıyla İstanbul'da düzenlenen 'Vahyin Kutsandığı Şehir Kudüs' konulu toplantıya katıldı. Kağıthane'de bulunan Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Konferans Salonu'nda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr Ali Erbaş'ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya Bozdağ'ın yanı sıra yurt içinden ve yurt dışından müslüman din adamı ile davetliler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Bekir Bozdağ, Kudüs'ün müslümanların ortak davası olduğunu bu davayı sadece Filistinliler'in davası olarak görmenin yapılacak en büyük haksızlık olacağını söyledi.
TRUMP'IN 'KUDÜS' KARARI
Bozdağ, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması ve Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararlarına değindi. ABD Başkanı Donald Trump'ın bu kararı almadan önce bir çok ülkenin lideriyle görüştüğünü ancak Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aramadığını hatırlatan Bozdağ, "İşin doğrusu aramaya cesaret edemedi. Çünkü duyacağı 'hayır', 'yapamazsınız' sözü kendisini rahatsız edeceği için arayamadı diye düşünüyorum. Eğer arananların hepsi 'yanlış yaparsın', 'bölgeyi ateşe atarsın, huzuru, barışı zora sokarsın' deseydi ve 'hayır' deseydi belki de bu adım atılmayacaktı. Ama maalesef Trump'a başka söyleyip sonra başka konuşunca tarihi yanlış adım atma durumuyla karşı karşıya kalındı" diye konuştu.
"ABD, BM'DE İLK DEFA BÖYLESİNE YALNIZ KALDI VE KAYBETTİ"
"Bu yanlış adımı müslümanların işbirliği durdurdu" diyen Bekir Bozdağ, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İstanbul'daki olağanüstü toplantısında alınan kararları anımsatarak şöyle konuştu:
"İslam İşbirliği Teşkilatının çağrısı üzerine, Türkiye ve Yemen Birleşmiş Milletler(BM)'i acil toplantıya çağırdı. BM Güvenlik Konseyi'nde 5 daimi üyeden 4'ü ve 10 geçici üyesinin tamamı ABD'yi bu kararında veto etti. BM Genel Kurulu'nda ise 128 ülke ABD'ye tavır koydu. İlk defa ABD, BM'de böylesine yalnız kaldı ve ilk defa kaybetti. Bu başarıyı doğuran şey, İslam ülkelerinin birliği ve beraberliğidir. İnşallah bundan sonra da önünde sonunda Filistin davası kazanacaktır. İsrail'in işgali altındaki esir Kudüs, önünde sonunda tam hür olacak ve sesi daha gür çıkacaktır."
AFRİN HAREKATI'NIN HEDEFİ
Bekir Bozdağ, konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'de terör örgütlerine yönelik başlattığı 'Zeytin Dalı Harekatı'na da değindi. Türkiye'nin sınırında ve yanı başında bir terör devletinin kurulmasına göz yummasını beklemenin akıl karı olmadığını söyleyen Bozdağ, "Afrin Harekatı'nın hedefi, Afrin'deki PKK, KCK PYD ve YPG ile DEAŞ terör örgütlerini ve teröristlerini temizlemektir. Burayı güvenli bir bölge haline getirmek ve terörden arındırmaktır. Türkiye'nin ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi egemenliğinin tehdit edilmesine son vermektir. Yanı başımızda terör yuvalarının güçlenmesini engellemektir. Sadece Türkiye ve Suriye'yi değil İran'ı Irak'ı, bölgede yaşayan bütün İslam ülkelerindeki huzur ve barışı tehdit eden bir oluşumun önüne geçmektir" dedi.
"TÜRKİYE'YE BAŞKA ÇARE BIRAKMAMIŞLARDIR"
"Bu oluşumun hukukiliği konusunda kimsenin bir itirazı yok" diyen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Amerika, Rusya, Almanya ve Fransa veya başkaca bir ülke, kendi sınırı boyunda kendini bölmek için 40 yıldır mücadele veren bir terör örgütünün devletleşmesine ve ülkesini tehdit etmesine rıza gösterir mi? Sınırımızdan 700'ü aşkın saldırı oldu. Pek çok vatandaşımız hayatını kaybetti. Askerimize, polisimize saldırılar oldu. Türkiye bütün bunlar hakkında uyarılarını yaptı ama dinlemediler. O nedenle Türkiye bu adımı atmak zorunda kalmıştır. Bu adım, Türkiye'nin ihtiyari bir tercihi değildir, zorunlu bir tercihidir. Türkiye'ye başka çare bırakmamışlardır. Diplomatik bütün kanallar denendikten sonra Türkiye bu adımı atmak zorunda kalmıştır ve bu adım nihai hedefleri gerçekleştirinceye kadar devam edecektir" ifadelerini kullandı.
ZEYTİN DALI HAREKATI'NIN SÜRESİ
Zeytin Dalı Harekatı'nın süresiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bekir Bozdağ şunları söyledi:
"Biz, 'sınırlı', 'süreli' olsun diyenlere çok net söylüyoruz; zaten bu harekat sınırlı bir harekattır, kapsamı bellidir. Kapsamı, Afrin bölgesinin sınırları içerisindeki terör örgütleri ve teröristlerdir. O da bu bölgedeki terör örgütleri ve son terörist etkisiz hale getirilinceye, bölgede huzur, güven ve istikrar sağlanıncaya kadar, oradaki insanlar barışın ve hürriyetin tadını tadıncaya kadar devam edecektir. Buna bir süre tayin etmemiz mümkün değildir. Bu süreyi ne belirleyecek? Bu süreyi Zeytin Dalı Harekatı'nın başarıya ulaşması belirleyecektir. Hava ve arazi şartları, mücadele sırasında yaşanan hadiselerin hepsi bu harekatın süresini etkileyici şeylerdir."
"BU HAREKATIN KISA SÜREDE BİTMESİNİ İSTEYENLERDEN BİZİM DE BİR İSTEĞİMİZ VAR"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Bu harekatın kısa sürede bitmesini isteyenlerden bizim de bir isteğimiz var. O zaman bu beslediğiniz teröristlere verdiğiniz silahları derhal toplayın. bir daha silah vermeyin. Türkiye NATO ülkesidir. Aynı zamanda NATO'nun sınırlarını korumaktadır. NATO'nun sınırlarını koruyan Türkiye'yi, NATO'nun silahlarıyla bir terör örgütünün daha fazla vurmasına göz yummayın.Bir NATO ülkesi, bir başka NATO ülkesinin verdiği silahlarla vuruluyor ve kimse de çıkıp 'sen bunu yapamazsın' demiyor. Onun için bu harekatın süresi için Türkiye'nin kimsenin aklına ihtiyacı yoktur. Süre, teröristlerin sonuncusu etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir. 1 gün olur, 10 gün olur; bunu biz de tam belirleyemeyiz. Bunu şartlar belirleyecektir" diye konuştu.
"TÜRKİYE İŞGALCİ DEĞİLDİR, BÖLGEDE KALICI HİÇ DEĞİLDİR"
Bekir Bozdağ, Afrin operasyonunun başarıya ulaşmasının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çekileceğinin altını çizdi. Bozdağ, "Bu harekatı toprak kazanmamak için yapmadığımızı herkes biliyor. Türkiye işgalci değildir, bölgede kalıcı hiç değildir. Bölgenin yönetimi bu teröristlerden alındıktan sonra bölgede yaşayan gerçek sahiplerine bırakılacaktır" şeklinde konuştu.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ'TAN 'KUDÜS' AÇIKLAMASI
Toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da bir konuşma yaptı. Erbaş, "Kudüs, geçmişten günümüze her müminin kalbinde müstesna bir yere sahiptir. Bundan dolayıdır ki en samimi sözler Kudüs için söylenmiş, şiirler yazılmış, ağıtlar yakılmıştır. Ancak bugün artık slogan atmak ve ağıt yakmakla yetinmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla çözüme dair, somut, kalıcı ve gerçekçi adımlar atmak zorundayız. Bu toplantının en büyük hedefi de budur" dedi.
"YEGANE ÇÖZÜM, ÜMMETİN BİR ARAYA GELEREK ZULME VE İŞGALE ENGEL OLMASIDIR"
Ali Erbaş, "Bunun için İslam ülkeleri kendi aralarındaki yapay çekişme ve gerginlikleri terk etmek ve sorunlarını hiçbir emperyalist gücü devreye sokmadan bizzat kendileri konuşmak zorundadır. Zira Müslümanların bir araya gelip, içtenlik ve samimiyetle konuştuklarında çözemeyecekleri hiçbir mesele yoktur. Bütün dünya çok iyi biliyor ki, İslam coğrafyası, imkanlarını ve potansiyelini birleştirdiğinde fiziki zenginlikler, enerji potansiyeli, genç ve dinamik nüfusu, stratejik konumu gibi açılardan dünyanın en büyük gücünü oluşturacaktır.
Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası, aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet, emniyet arayan insanlığın vicdanı ve umudu olacaktır. Filistin ve Kudüs'ü işgal edenlerin ve dünyayı savaş ve kargaşaya sürükleyenlerin ise hukuk, insaf, vicdan, demokrasi, insan hakları gibi değerlerin hiçbirini umursamadığı ve dikkate almadığı artık kesinleşmiştir. Bu noktada yegane çözüm, ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır" ifadelerini kullandı.
20 ÜLKEDEN KATILIMCI
İstanbul'da iki gün sürecek olan toplantıya, Pakistan, Endonezya, Irak, Ürdün, Azerbaycan, Kazakistan, İngiltere, Fransa, Kenya, Somali, Uganda başta olmak üzere 20 ülkeden din adamları katılıyor. Çeşitli oturumlarla sürecek olan toplantının sonunda ise bir sonuç bildirgesi açıklanacak.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Toplantıya katılanlar
-Bekir Bozdağ'ın konuşması
-Ali Erbaş'ın konuşması
-Genel ve detay
29.01.2018 - 12.22 Haber Kodu : 180129040
29.01.2018 - 13.18 Haber Kodu : 180129053
29.01.2018 - 14.41 Haber Kodu : 180129069
=========================
(ek görüntülerle geniş haber)
2- DAVUTOĞLU : (ZEYTİN DALI HAREKATI) AÇIKLAMASI: SON DERECE BAŞARILI BİR MÜCADELE VERİLİYOR
Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu
"PKK'nın uzantısı mahiyetindeki YPG-PYD unsurlarına karşı son derece başarılı bir mücadele veriliyor"
" ve bu uluslararası alanda da çok doğru yürütülen bir diplomatik çabalarla birleştirilen bir askeri bir müdahaledir. Türkiye bu konuda uluslararası hukuktan gelen hakkını kullanıyor"
Haber - Kamera: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA
Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin şehit olduğu olaylara ilişkin 135'i tutuklu, 143 asker hakkında açılan davanın 23. duruşmasını izledi. Davutoğlu, duruşmayı izledikten sonra verilen arada basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
ZEYTİN DALI HAREKATI'NI DEĞERLENDİRDİ
Davutoğlu, "Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin yaptığı açıklamada "Her şeyden önce Zeytin Dalı Harekatı'nda hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye bölgesinde bir istikrar unsurudur. Yanı başımızda Suriye'de bir milletin, bir toplumun, bir milletin yaşayabileceği felaketlerden biri yaşanıyor. 7 yıldır her türlü baskı ve zulüm yaşandı. Biz Türkiye olarak Suriye krizi esnasında bir tavır sergiledik. Önce Suriye rejimini halkıyla karşı karşıya gelmemesi için uzun süre ikna etmeye ve herhangi bir çatışma yaşanmaması yönünde tedbir almaya davet ettik. Bu olmadığı dönemde ve Suriye rejimi halkına kimyasal silahlar da dahil olmak üzere büyük bir zulüm gerçekleştirdiği süreç içerisinde de Suriye halkına sahip çıktık. Türkiye ve Suriye halkları asırlardır birlikte yaşadılar. Kıyamete kadar da birlikte yaşayacaklar. Bu anlamda Türkiye bir insanlık destan yazmıştır. Başta mülteciler olmak üzere Suriye'de bir komşu ülkeye başka bir komşu ülkenin nasıl sahip çıkacağını göstermiştir. Bu noktada da hiçbir etnik mezhebi ayrım yapmamıştır" dedi.
"TÜRKİYE BU KONUDA ULUSLARARASI HUKUKTAN GELEN HAKKINI KULLANIYOR"
"Özellikle sınır boylarımızda terör örgütleri sınırımızı tehdit eden, güvenliğimizi tehdit eden, bir varlık göstermeye başlayınca da kendi sınırlarını koruma hakkını, uluslararası hakkını hukuk hakkını koruyacak şekilde müdahalede bulunmuşlardır " diyen Davutoğlu sözlerine şöyle davam etti: PKK'nın uzantısı mahiyetindeki YPG-PYD unsurlarına karşı son derece başarılı bir mücadele veriliyor. ve bu uluslararası alanda da çok doğru yürütülen bir diplomatik çabalarla birleştirilen bir askeri bir müdahaledir. Türkiye bu konuda uluslararası hukuktan gelen hakkını kullanıyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin bu ülkedeki kargaşadan istifade eden DEAŞ'a karşı bir terör örgütü olarak bir başka terör örgütünü kullanma çabası ve bu konuda sergilediği çelişkili tutum karşısında da bütün bir millet olarak ortak bir yerde buluşmamız lazım. Hiçbir ülke ister Amerika Birleşik Devletleri gibi küresel bir güç olsun ister Suriye gibi eli kanlı bir rejim olsun isterse YPG, DEAŞ gibi terör örgütleri olsun. Türkiye'nin sınırında Türk halkının geleceğini tehdit edecek bir faaliyeti gerçekleştiremezler. Gerçekleştirirlerse ne olur? İşte Afrin'de olan olur. Türkiye haklı olarak müdahale eder. Bu yürütülen diplomasi ve askeri harekat konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin yürüttüğü haklı mücadelede bütün tarafların bütün siyasilerin bir araya gelmesi lazım. Deminki konuda olduğu gibi 15 Temmuz olayında olduğu gibi Afrin konusunda da farklı alanlarda farklı siyasi görüşler olabilir ama bu iki konuda Türkiye'nin bekası ve demokratik hak ver özgürlüklerin yaşanmasını engelleyecek darbe teşebbüslerine karşı da omuz omuza vermek durumundayız. Bugün bunu görmekten çok mutluluk duyuyorum. Afrin harekatı konusunda bir milli birlik havası var. Bunun korunması lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında da bunun gösterilmesi lazım. Bütün siyasi partilerimizin ama demeden fakat demeden herhangi bir rezerv koymadan silahlı kuvvetlerimizin ve Mehmetçiğimizin arkasında omuz omuza vermesi lazım"
"YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK"
"2019'a seçime giderken havayı nasıl görüyorsunuz?" sorusunu Davutoğlu, "Türkiye geçmişte de kritik seçimler yaşamıştır. 2019 tabi yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçeceği ilk seçim olacak. Bir anlamda yeni bir dönem başlayacak. Türkiye'nin demokratik hukuk devleti kuralları içinde ve yine milli birlik havasında içinde bu süreci geçireceğine, inşallah 2019'da istikrarın, demokratik hak ve özgürlüklerin teyit edildiği bir seçim yaşanacağına inanıyorum. Hayırlısı olsun inşallah" şeklinde yanıtladı.
"KAPSAMLI BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK"
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soru üzerine de " Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir görüşme gerçekleştirdik. Bu son derece doğaldır. Hem iki dava arkadaşı olarak, yıllarca omuz omuza vermiş ve kader birliği yapmış iki dava arkadaşı olarak, hem de değişik dönemlerde başbakan, dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı, başbakan ilişkilerinde ortak devlet sorumlulukları üstlenmiş devlet adamları olarak böyle kritik süreçlerde konuşmamız da görüşmemiz de istişare etmemizden daha doğal bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu anlamda gündemdeki bütün konuları, kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİN ŞANLI DİRENİŞİYLE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI OLDU"
Davutoğlu, 15 Temmuz'da milletin tarih boyu gördüğü en büyük ihanetlerden birinin yaşandığını, 15 Temmuz gecesinin zor bir gece olduğunu belirterek, "Fakat o gece milletin şanlı direnişiyle yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Böyle bir direnişle bütün varlıklarını bu milletin istiklali, istikbali için ortaya koyan şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. O meşum gecede bütün varlığıyla Boğaziçi Köprüsü önünde hain çetelere, hain darbecilere karşı göğüslerini siper eden kardeşlerimizi de rahmetle anıyoruz. 251 şehidimizi ve o gece Boğaziçi Köprüsü'nde daha sonra Şehitler Köprüsü olarak anılan o unutulmaz mekanda şehit düşen 35 kardeşimizi de rahmetle anıyoruz. Bugün onların davasına katılarak, bu gecede yaşananların hiçbir zaman unutulmayacağını bir kez daha tarihe bir kayıt olarak düşürmek istiyoruz" dedi.
"ONLARA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ"
"Türkiye'nin bir hukuk devletidir" diyen Davutoğlu, "Halkın milli iradesiyle seçilmiş hükümetine, Cumhurbaşkanına, devlet yönetimine karşı harekete geçen kim olursa olsun büyük bir suç işlemiştir. Bu suçun mutlaka cezası verilecektir. Ayrıca sadece devlete karşı, seçilmiş meşru hükümete, cumhurbaşkanına, devlet kurumlarına değil, tek tek vatandaşlara karşı da büyük bir suç işlemiştir. Çünkü orada birçok kardeşimiz hayatlarını kaybetti, gazilerimiz ciddi bir yaralama ile karşı karşıya kaldılar; hayatlarını ortaya koydular. Bunların hesabı mutlaka sorulacaktır. O gece orada başta Erol Olçok kardeşimiz ki Abdullah Tayyip oğluyla birlikte bizim de mesai arkadaşımızdı. Uzun yıllar beraber çalışmıştık. Onun şahsında bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve inşallah bu direniş gecesinden sonra bir daha böyle acı bir tecrübenin bu millet tarafından yaşanmayacağına inancımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Onlara çok şey borçluyuz. Bu borcun bir gereği de onların katillerinin hak ettiği cezayı, müstahak oldukları cezayı bulmalarıdır. Türk adaleti mutlaka gereğini yapacak ve o geceyi kanlı bir gece haline dönüştüren, milletimizin bütün geleceğini karartmak isteyen bu hain çete, FETÖ örgütüne karşılık da gereken cezalar verilecektir. Ben bugün özelikle mahkemede gördüğüm düzen duruşmadaki genel ahenk ve hukuk devleti kuralları içinde işleyiş dolayısıyla da Adalet Bakanlığımıza, burada görevi yürüten mahkeme heyetine, savcılarımıza bir kez daha teşekkürlerimi, takdirlerimi ifade etmek istiyorum. Hiç kimse bu davaları karalayamaz, uluslararası basında veya diğer yerlerde bu davalarla ilgili yürütülen kampanyalara karşı da Türkiye hukuk devleti olmanın gereğini harfiyen ve kamilen yapmaktadır, bunu görmekten de büyük bir memnuniyet duydum" diye konuştu.
"BÖYLE TECRÜBELER BİR MİLLETİ OLGUNLAŞTIRIR"
Davutoğlu, "Böyle tecrübeler bir milleti olgunlaştırır. Milletleri tarih sahnesine çıkaran güç sadece başarılar değil. Böyle zorlu günlerde omuz omuza vererek sağladıkları önemli direnişlerdir. Milletimiz o gece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kıyamete kadar demokratik bir hukuk devleti olarak yaşayacağını ortaya koydu. Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o gece sergilenen tutumla yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemin temel ilkeleri olmalı. Tabi siyasi görüş ayrılıkları olur. Demokrasi içinde farklı kanaatler beyan edilebilir. Siyasi partiler bunun için örgütlenir ama siyasi partiler başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımızın ve bütün bir toplumun üzerinde ittifak edeceği ilkeler var. Bunlardan birisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü içinde kıyamete kadar payidar olması. İkincisi milli irade ile işbaşına gelmiş meşru hükümete karşı kim harekete geçerse geçsin mutlaka cezalandırılacağı. Türkiye 27 Mayıs'tan bu yana birçok darbe teşebbüsü gördü ama bu son hain teşebbüs millet tarafından gördüğü direnç dolayısıyla inşallah darbelerin son halkası olacaktır. Üçüncüsü demokrasiye olan bağlılık. Demokrasiye olan bağlılığımız, demokratik hak ve özgürlüklere, insan haklarına olan bağlılığımız bizim 15 Temmuz gecesi bir kez daha ne kadar kıymetli olduğunu anladığımız değerlerdir. 15 Temmuz sonrasında Yenikapı Mitingi'nde Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle gerçekleşen ve daha sonra süre giden süreçte de farklı görüşler ifade edilse, farklı kanaatler sergilense dahi bu temel ilkeler etrafında devletimizin birliği, beraberliği, milletimizin refahı, demokrasinin yaşayabilmesi ve demokratik hak ve özgürlüklerin korunabilmesi noktasında bütün milletin omuz omuza vermesi lazım. Bu anlamda da bu davalar ayrıca da bütün siyasi partilerin, bütün sivil toplum kuruluşlarının sahip çıkması lazım" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-Davutoğlu'nun açıklamaları
-Genel ve detaylar
29.01.2018 - 14.28 Haber Kodu : 180129068
29.01.2018 - 14.43 Haber Kodu : 180129070
=========================
(ek görüntü ve bilgilerle)
3- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, VUCİC VE İZZETBEGOVİÇ İLE BİR ARAYA GELİYOR
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Harun UYANIK / İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic ve Bosna Hersek Başkanlık Konseyi üyesi Bakir İzzetbegoviç ile bir araya geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğlen saatlerinde Üsküdar Kısıklı'da bulunan konutundan çıkarak Beşiktaş'ta bulunan Mabeyn Köşkü'ne geldi. Erdoğan'ın ardından buraya Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic ile Bakir İzzetbegoviç de geldi. Erdoğan, ikili ile öğle yemeğinde basına kapalı olarak bir araya geliyor.
Görüntü Dökümü:
---------------
İzzetbegoviç'in konvoyunun gelişi
Detaylar
29.01.2018 - 13.20 Haber Kodu : 180129054
29.01.2018 - 14.00 Haber Kodu : 180129067
================
4- HDP PENDİK İLÇE BİNASINA SALDIRI: ADLİYEYE SEVKEDİLEN 8 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI
Haber-Kamera: Yüksel KOÇ- Ramazan EĞRİ- İstanbul DHA
HDP Pendik ilçe binasına düzenlenen saldırıyla ilgili adliyeye sevkedilen 8 kişi serbest bırakıldı.
Pendik Hatboyu Caddesi'ndeki HDP İlçe binasına dün akşam saatlerinde kapıyı kırarak içeriye giren bir grup, eşyaları tahrip etti.
Grubun ayrılırken de eşyaları ateşe verdiği belirtildi. İhbar üzerine binaya polis ve itfaiye sevk edildi. Cadde polis tarafından kapatılırken, itfaiye müdahale ederek yangını söndürdü. Olay sonrası polis operasyon başlattı. Yapılan operasyon sonucu 11 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 8'i emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevkedildi.
SERBEST KALDILAR
Emniyet işlemlerinin ardından İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'na getirilen 8 kişi, "Yangın çıkarma" ve "Genel güvenliği tehlikeye sokma" suçlarından soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi. 8 kişi, delil yetersizliği gerekçe gösterilerek serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Şüphelilerin adliyeye sevki
-Binadan yükselen dumanlar
-İtfaiyenin müdahalesi
-Polis ekiplerinin caddeyi kapatması
-Çevrede alınan güvenlik önlemleri
29.01.2018 - 12.27 Haber Kodu : 180129042
======================
5- GÜLAY YAŞAR DOSYASI UZLAŞTIRMA BÜROSU'NA GÖNDERİLDİ
Haber-Kamera: Özden ATİK / İstanbul, DHA
İntihar eden eski eşi Gülay Yaşar'ı, 2011 yılında tehdit ve hakaret ettiği iddiasıyla 6 yıl hapis cezasına çarptırılan ancak suçun uzlaştırma kapsamında kalması nedeniyle hakkındaki hüküm Yargıtay tarafından bozulan Muhittin Özücoşkun, bugün yeniden hakim karşısına çıktı. Sanık Özücoşkun, "Olaydan dolayı üzgünüm. Yeni bir aile kurdum" diyerek uzlaşmak istediğini belirtti. Ölen Gülay Yaşar'ın avukatı ise ailenin kesinlikle uzlaşmak istemediğini söyledi. Dosya, Uzlaştırma Bürosu'na gönderildi.
İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında görülen ilk duruşmada, tutuksuz sanık Muhittin Özücoşkun ile şikayetçi taraf olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve ölen Gülay Yaşar'ın annesi Gülizar Yaşar'ın avukatları hazır bulundu.
SANIK UZLAŞMAK İSTEDİ
Yargıtay'ın bozma ilamına karşı beyanı sorulan sanık Muhittin Özücoşkun, ilama göre işlem yapılmasını talep ederek "Olaydan dolayı üzgünüm. Yeni bir aile kurdum. İki çocuğum var. Uzlaşmak istiyorum" dedi. Yaşar ailesinin avukatı Esin Yeşilırmak ise ailenin kesinlikle uzlaşmak istemediğini belirterek bozma ilamına karşı bir diyeceklerini olmadığını belirtti.
DOSYA UZLAŞTIRMA BÜROSU'NA GÖNDERİLECEK
Mahkeme, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosyanın Uzlaştırma Bürosu'na gönderilerek "tehdit" ve "hakaret" suçlarıyla ilgili uzlaştırma işlemlerinin yapılmasının istenilmesine karar verdi. Yargılamanın bu sürede durdurulmasını da kararlaştıran mahkeme, uzlaşma olmaması halinde davanın devam etmesine hükmetti. Duruşma bu nedenle 2 Temmuz tarihine bırakıldı.
"GÜLAY İÇİN HUKUK MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR"
Duruşmanın ardından adliye önündeki meydanda Gülay Yaşar ailesinin avukatı, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. "Gülay için adalet istiyoruz" şeklinde slogan atan platform üyeleri adına konuşan Fatmanur Güner, " Gülay'ın ölümü delillere rağmen şüpheli ölüm yerine, kayıtlara intihar olarak geçti. (Muhittin) Özücoşkun hakkında cinayetten açılan soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı ve Özücoşkun yalnızca tehdit suçundan yargılandı. Hakkında 6 yıl hapis cezasına hükmolundu. Yargıtay'ın ilk derece mahkemesinin kararını usulden bozmasının ardından Gülay için hukuk mücadelemiz sürüyor" dedi. 2017 yılında 409 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü ve her sene yüksek kadın cinayeti verilerine tanık olduklarını söyleyen Güner, "Gülay da 7 sene önce şüpheli bir ölüm ile hayatını kaybetti. Koruma talep etmesine rağmen" diye konuştu. Yaşar ailesinin avukatı Esin Yeşilırmak ise 6 yıllık cezanın Yargıtay'da tehdit suçunun uzlaşma kapsamına girmesi nedeniyle bozulduğunu belirterek ailenin kesinlikle uzlaşmak istemediğini, dava dosyasının prosedür olarak Uzlaştırma Bürosu'na gönderileceğini ifade etti. Avukat Yeşilırmak, "Hakettiği cezayı alana kadar davanın takipçisi olacağız" dedi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Sanık Muhittin Özücoşkun, eski eşi Gülay Yaşar'a karşı 2011 yılında tehdit ve hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul 29. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştı. Özücoşkun, bu davada toplam 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Dava sürdüğü sırada Gülay Yaşar, boşandığı eşinin evinde pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Gülay Yaşar'ın şüpheli ölümü üzerine başlatılan soruşturmaya takipsizlik kararı verilmişti.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Fatmanur Güner konuşması
-Avukat Esin Yeşilırmak konuşması
-Genel ve detaylar...
29.01.2018 - 12.58 Haber Kodu : 180129048
========================
6- FATİH'TEKİ DÖVİZ BÜROSU SOYGUNU (arşiv)
Haber: İbrahim AKTÜRK - Kamera: Murat SOLAK - Alper KORKMAZ İstanbul, DHA
Fatih'te 17 Aralık'ta silahlı ve yüzleri maskeli 4 kişi, döviz bürosunun anahtarını kopyaladıkları uzaktan kumandalı kepengi açarak içeri girdi. İçerisinde 2 milyon TL değerinde döviz ve bir kilo altının bulunduğu çelik kasayı yaklaşık 1 dakika içinde çalan soyguncular kayıplara karıştı. Soygun anı işyerinin güvenlik kameralarına yansıdı.
Görüntü dökümü
-------------------------
ARŞİV
-GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ
-Uzaktan kumandalı kapının açılması
-Soyguncuların içeri girmesi
-Bir soyguncunun gözlemcilik yapması
-Gözlemcilik yapan soyguncunun otel çalışanlarına silah doğrultması
-Soyguncuların çelik kasayı taşımaları
-Olay yerinden kaçmaları
-Detaylar
AKTÜEL GÖRÜNTÜ
------------------------------
-Olay yerinden detay görüntüler
-Polis ekiplerinden detay görüntüler
-Döviz bürosundan görüntü
-İşyeri sahibi ile röportaj
-Muhabir anonsu
-Genel ve detaylar
29.01.2018 - 10.06 Haber Kodu : 180129020