Haberler
Bomba iddia: Erdoğan, DEM-İmralı görüşmesi için Adalet Bakanı'na talimat verdi

Bahçeli'nin İmralı çağrısı sonrası Erdoğan'dan dikkat çeken talimat

TEM Otoyolu'nda trafiği felç eden kaza

TEM'de trafiği kilitleyen kaza! Kilometrelerce araç kuyruğu oluştu

369 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi

Liste yayımlandı! 369 ismin görev yeri değiştirildi

Kız meselesi yüzünden çıkan kavgada 3 genç hayatını kaybetti

Kız meselesinden çıkan kavga 3 genci hayattan kopardı

Dha İstanbul Bülteni - 3

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- ANNENİN EN ACI ANI (1)BABALARI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN 2 KIZ KARDEŞ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYORAnne Dilek Yardım, kızlarının tabutunu musalla taşına kadar taşıdı, sarıldı, gözyaşlarına boğuldu.

1- ANNENİN EN ACI ANI (1)

BABALARI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN 2 KIZ KARDEŞ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR

Anne Dilek Yardım, kızlarının tabutunu musalla taşına kadar taşıdı, sarıldı, gözyaşlarına boğuldu...

Haber-Kamera: Erhan     TEKTEN-İSTANBUL DHA

Babaları Ali Yardım tarafından öldürülen 4 yaşındaki Elif Mina ile 2 yaşındaki Miray Hira'nın cenazeleri Sancaktepe'de Yenidoğan'daki Hz Ali Camii'ne getirildi. Çocuklardan birinin cenazesi cenaze aracının arkasına konulurken diğeri de aracın içinde getirildi. Anne Dilek Yardım, cocuklarının tabutlarını musalla taşına kadar taşıdı. Acılı anne tabutlara sarılıp uzun süre gözyaşı döktü.

Görüntü Dökümü:

-----------

-Cenazelerin gelişi

-Cenazelerin taşınması

-Annenin feryatları

-Tabutu taşıması

-Tabutlara sarılması

-Ağlaması

-Detaylar

DHA FEED

===========================

2- İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANI HAYRİ KAYNAR, İSTANBUL BAM'IN SON BİR YILINI DEĞERLENDİRDİ

Haber: Yüksel KOÇ-İSTANBUL DHA

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hayri Kaynar, son Kanun Hükmünde Kararname ile istinaf Mahkemeleri'nin yerel mahkemelere dosya iadesini güçleştiren düzenlemeyi eleştirdi.

İstinaf mahkemelerinin bu değişiklikle ile batacaklarını söyleyen Kaynar, "Bu düzenleme ile her daire yılda 450-500 duruşma yapacak. O kadar duruşma yükünü yüklüyorsunuz, bir de üstüne dosyaları inceleyecek. Bu değişikle batacaktır yani. Bu değişiklik İstinaf'ı çıkmaza sokacak. Benim öngörülerim bunun yürümeyeceği şeklinde. İşlemez hale geleceğini düşünüyorum" dedi.

İstanbul İstinaf mahkemelerinde başkanlar dahil 304 hakimin görev yaptığını söyleyen Kaynar, "50-60 hakim daha lazım buraya. 200 tane de katip lazım. Daire sayımızın artması lazım. Rakamlar ortada, iki üye verdiğiniz yerde bin 500 civarı karar çıkar. 5 bin dosya geliyorsa... Buranın batacağına işarettir. Buranın batması istenmiyorsa bu ihtiyaçlarımızın giderilmesi lazım" dedi.

BÖLGE  ADLİYE MAHKEMELERİ (BAM) 16 AYDIR DOSYA KABUL EDİYOR

Yargıtay'ın iş yükünü hafifletmek amacıyla 20 Temmuz 2016 tarihinde yargı sistemine dahil edilen İstinaf Mahkemeleri, resmi adıyla Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM), Eylül 2016'dan bu yana, yaklaşık 16 aydır dosya kabul ediyor.

İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli ve Sakarya görülen davaları bir üst mahkeme sıfatı ile yeniden inceleyen ve bünyesinde 23 ceza dairesi, 37 de hukuk dairesi barındıran İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hayri Kaynar, 1.5 yılını tamamlayan İstanbul BAM 'ın son bir yılını değerlendirdi.

'YARGITAY'A 65 BİN İSTİNAF'A 70 BİN DOSYA GELDİ'

Çok yoğun bir yıl geçirdiklerini, geçen yıl 37 hukuk dairesi ile 23 ceza dairesinin toplam 199 bin 121 adet dosyaya baktığını, bu dosyaların 128 bin 251 adedinin aynı yıl karara çıktığını söyleyen Kaynar, "Bu dönem içerisinde bünyemizde kurulu 27 Ceza Dairesi toplam 81 bin 565 dosyaya baktı. Bu dosyaların 65 bin 746'sı karara bağlandı. 15 bin 819'u halen derdest. Yani iş çıkarma oranı yüzde 76'nın biraz üzerinde. Hukuk dairelerimiz ise geçen yıl 117 bin 556 dosya inceledi. Bu dosyaların 62 bin 505 adedi karara çıktı, 55 bin 51 adedi 2018 yılına devretti. Yargıtay'a giden dosya sayısı iyice azaldı. Onlara bu yıl içerisinde giden ceza dosyası sayısı 65 bin. Bize gelen ceza dosyası sayısı 70 bin. Yani bizim ceza dairemize gelen dosyası sayısı kadar Yargıtay'a ceza dosyası gitmiş değil. Bu Yargıtay'ın iş yükünü oldukça rahatlatır" dedi.

'SİSTEME MÜDAHALE EDİLMEZSE YARGITAY'A DÖNER'

Bazı ceza dairelerinde dosyaların 2-3 haftada karara çıktığını bazılarında da dosyaların karara çıkma süresinin 1 yıla yaklaştığını söyleyen Kaynar, "Henüz bir yıl burada bekleyen dosyamız olmadı, ama bundan sonra olur. İstinaflar bu haliyle bırakılırsa, desteklenmezse Yargıtay'a döner. Sisteme müdahale çok kolay; yeni mahkemeler kurarsınız çok çabuk netice verir. Bazı dairelerde üye eksikliği var. Onları tamamlarsanız ve artırırsanız çok çabuk geri dönüşümü olur. Daire sayısı, hakim sayısı ile birlikte personel sayısının da arttırılması lazım. Bizde 60'ı başkan olmak üzere toplam 304 hakim görev yapıyor. Buna karşılık 161 tane katip var. Bir hakime, bir başkana bir katip düşmüyor. Bizim talebimiz bir kişiye bir katip düşsün" dedi.

'...BU BURANIN BATACAĞINA İŞARET

Sistemin bu haliyle devam etmesi durumunda İstinaf mahkemelerinin Yargıtay'ın yaşadığı tıkanıklığı yaşayacağını söyleyen Kaynar, bu sistemin tıkanmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Burada hukuk dairesinde bir üye haftada 15-25 arası karar çıkarıyor. 2 üyesi varsa haftada ortalama 40 karar çıkar. Yani bir dairede yılda ortalama bin 600 karar çıkar. Buraya 4 bin iş geliyorsa 2 bin 400'ü seneye kalacaktır. Örneğin 24.Hukuk Dairesi'ne 5 bin 545 iş gelmiş, 2 bin 36'sını karara çıkmış. 3 bin 593 adet dosya da elde kalmış. 3 üyeyi 5'e çıkaracaksınız ki gelen dosya rakamını yakalayabilesiniz. 50-60 tane daha hakim lazım buraya. Birde katip sayısı ile hakim ve başkan sayısının eşitlenmesi lazım. Yani 200 civarı katip alınmalı. Daire sayısının da artması lazım. Rakamlar ortada.2 üye verdiğiniz yerde bin 500 civarı karar çıkar. 5 bin dosya geliyorsa... Bu buranın batacağına işaret eder. Yani burasının batması istenmiyorsa bu dediğimiz ihtiyaçların giderilmesi lazım. 60 hakim gelirse İstanbul İstinaf'ın problemini çözer."

Hakim ve katip eksiğine ilişkin sorunları yetkililere aktardığını söyleyen Kaynar, "Bir de şu var; ilk derecede buraya gelecek vasıfta hakim yok. Mesela iş hakimi bulmak çok zor. Gelen işin yüzde 40'a yakını iş dairelerine geliyor " dedi.

İstinaf mahkemelerinin toplumda adalete olan güveni yavaş yavaş arttırdığını söyleyen Kaynar, "Burada verilen kararların bir kısmı kesin bir kısmı temyize tabi. Mesela 1. Hukuk Dairesi'nde 185 dosya için verilen kararda tarafların temyiz hakkı bulunduğu halde temyiz edilmeyerek burada kesinleşti. 179 doya da temyiz edilerek Yargıtay'a gönderilmiş. 11. Hukuk Dairesi'nde temyiz hakkı bulunan 479 dosyadan 229'u temyiz edildi. Yani tarafların yarı yarıya İstinaf kararından memnuniyeti söz konusu. Dolayısıyla şu sistem çalıştırılırsa yargıya büyük faydası olacak. Bize gelen dosyaların yüzde 75-80'i burada kesinleşiyor" dedi.

'BU DEĞİŞİKLİK İSTİNAFI ÇIKMAZA SOKAR'

Başkan Hayri Kaynar, son Kanun Hükmünde Kararname ile İstinaf mahkemelerinin yerel mahkemelere dosya iadesini güçleştiren düzenlemeyi eleştirdi. Kararname ile ceza dairelerinde yıl içinde karara çıkma oranının yarıya düşeceğini söyleyen Kaynar, "Siz burada duruşma açıp bütün sanık ve tarafları yeniden dinleyeceksiniz. Bu duruşmayı bitirene kadar 10 tane dosya incelersiniz. Dosyalar geldiğinde ya onarsınız, ya bozarsınız. Bozacağımız dosyaları bozma sebebine göre geri gönderiyorduk, bu da tüm dosyaların yüzde 14'üne tekabül ediyor. Yani düzenleme ile her daire 450- 500 arası duruşma yapacak. O kadar duruşma yükünü yüklüyorsunuz. Bir de üstüne diğer dosyaları inceleyecek. Bu değişiklikle batacaktır yani. Bu değişiklik İstinaf'ı çıkmaza sokacak. Benim öngörülerim bunun yürümeyeceği şeklinde. İşlemez hale geleceğini düşünüyorum. Yerel mahkemeler düzgün iş çıkarmayacak, buralar o dosyaları incelemekte zorlanacak. Ek düzenleme getirilebilirdi. İlk derece mahkemelerine bütün delilleri toplama mecburiyeti getirilebilirdi. Bu düzenleme ile dosyaları iade edemeyeceğimiz için o hakime yapabileceğiniz tek şey kötü not vermek. Kaybedecek bir şeyi yoksa onu nasıl motive edeceksiniz" dedi.

İstinaf uygulamasının faydalı bir uygulama olduğunu, Yargıtay ile kıyaslandığında İstinaf mahkemelerinin daha iyi olduğunu söyleyen Kaynar, "Bence beklenenin üzerinde başarı gösterdi, ancak desteklenmesi lazım. İstanbul başarılı olmazsa Türkiye'nin başarısının bir manası yok. Buradaki işler Türkiye'deki işlerin yüzde 40'ını teşkil ediyor. Ekonomik olarak yüzde 60'ı belki. Burası başarısız olursa yüzde 50-60'ı başarısız demektir. Burası başarılı olmak zorunda. Başarılı olacak, ancak küçük desteğe ihtiyacı var. Şu an için 60 tane hakim, hakim sayısı kadar da katip. Bu verildiği taktirde başarılı olur. Ama ceza daireleri açısından gelecek sene ne olur kestiremiyorum ama bu düzenlemeyle sonucu iyi olmayacak diye düşünüyorum.

En çok hırsızlık suçundan dosya geldiğini söyleyen Kaynar, "4 adet hırsızlık dairemiz var. Her dairede 3 bin civarında dosya var. Dolandırıcılık ve yağma suçları da yoğun. Mala karşı ve kişiye karşı işlenen suçlar da çok sayıda" dedi.

18. CEZA DAİRESİ 5871 DOSYAYI BİR YILDA KARARA BAĞLADI

Başkan Kaynar, 18. Ceza Dairesi'nin 2017 yılında 5 bin 874 dosyaya baktığını, 5 bin 871 dosyayı karara bağladığını, 2018 yılına sadece 3 dosya bıraktığını söyledi.

===================

(HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE)

3- YEŞİLYURT SAHİL YOLUNDA İMAR DEĞİŞİKLİĞİ PROTESTOSU

CHP Milletvekili Hamzaçebi:

"Biz istiyoruz ki Yeşilyurt yeşil kalsın. Yeşilyurt yeşil kalmalı"

Haber: Taner YENER- Kamera: Ali AKSOYER-Harun UYANIK/İSTANBUL DHA

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ve parti ilçe yöneticileri, partililer ve mahalle sakinlerinin de arasında bulunduğu bir grup, Bakırköy Yeşilyurt sahil yolunda imar değişikliği yapılan alanda basın açıklaması düzenlendi.  Yeşilyurt ve Yeşilköy'ün isimlerinin yeşilden gelen iki mahalle olduğunu ifade eden Hamzaçebi, "Biz istiyoruz ki Yeşilyurt yeşil kalsın. Yeşilyurt yeşil kalmalı. Yeşilyurt'ta bu çirkinliği yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

İHANET SÜRECİ DEVAM EDİYOR

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, çok önemli bir konuyu kamuoyunun gündemine getirmek için burada bulunduklarını belirterek, "İstanbul'un her tarafında mantar gibi çoğalan çok katlı binalardan sonra adeta bir öz eleştiri mahiyetinde bir değişimi ifade eden cümleler sarf edilmişti' İstanbul'a ihanet ettik. Bu ihanetten ben de sorumluyum. Artık dikey yapılaşma olmayacak. Yatay yapılaşma olacak'… Sadece mezarlıklarda insanlar yeşili görebiliyor. Onun dışında bir yeşil alan kalmadı. İstanbul'daki binalar artık 5 artı 1 kattan daha yüksek olmayacak. Ancak şuan görüyoruz ki, değişen hiçbir şey yok. İhanet süreci hız kesmeden devam ediyor" dedi.

BURASI HALKA KAPANMIŞ OLACAK

Yeşilyurt'taki arazi ilgili bilgiler veren Hamzaçebi, "31 dönüm büyüklüğünde denize sıfır olan bir yeşil alan. Kamu alanı mülkiyeti milli emlağa ait. 1999 depreminde Yeşilyurtlular burada toplandı. Hemen arazinin girişinde acil toplanma tabelası vardır. Bir deprem toplanma merkezidir burası bir yeşil alandır. Bu sahilde halka açık kalmış tek alandır. Burası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın askıya çıkarmış olduğu imar planıyla yapılaşmaya açılıyor. Eğer o plan kesinleşir yürürlüğü girerse 15 kat yüksekliğinde bir otel yapılması izni verilmiş olacak. 15 kat 45 metre demektir ancak kot farkından kaynaklanan yüksekliği de dikkate alırsanız burada yaklaşık 60 metre yüksekliğinde bir bina olacak ve burası halka kapanmış olacak" diye konuştu.

"(16/9 BİNALARI) TIRAŞLANMA SÖZÜ VERİLMİŞTİ, OLDUĞU GİBİ YERİNDE DURUYOR

Bakırköy-Zeytinburnu arasındaki sahil yolundaki yapılaşma ile ilgili de konuşan Hamzaçebi, "Kazlıçeşme'deki 16/9 binasını biliyorsunuz.  Üç tane kuledir onlar. Mahkemenin yıkılması yönünde verdiği kararı rağmen hala o binalar tıraşlanmamıştır. Tıraşlanma sözü verilmişti. Olduğu gibi yerinde duruyor. Onun devamında askeri alan tank alanı vardır. O tank alanındaki yapılaşmayı hepiniz biliyorsunuz. O sahili olduğu gibi halka kapatmıştır. Kazlıçeşme'den bu tarafa geliyoruz. Bakırköy'e girelim. Hemen orada çirkin yapıları yine göreceksiniz. Çok katlı binalar. Devam ediyoruz Ataköy sahilindeki yapılaşma bütün Ataköy sahilini halka kapatmıştır. Bizim gençliğimizde denize girdiğimiz Ataköy plajı yok edilmiştir. Bu civarda yaşayan insanların plaja gireceği, denize gireceği bir alan bırakılmamıştır.  O taraflar bitti bu sahilde halka açık kalmış tek alan burasıdır. Hava Harp Okulu, Yeşilyurt Spor Kulübü biraz ötede çok katlı bir otel arada kalmış 31 dönümlük bir arazi. Burası şimdi halka kapatılıyor" dedi.

YEŞİLYURT'TA BU ÇİRKİNLİĞİ YAPMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR

Yeşilyurt ve Yeşilköy'ün isimlerinin yeşilden gelen iki mahalle olduğunu ifade eden Hamzaçebi, "Biz istiyoruz ki Yeşilyurt yeşil kalsın. Yeşilyurt yeşil kalmalı. Yeşilyurt'ta bu çirkinliği yapmaya kimsenin hakkı yoktur. İşin diğer boyutu var. Bir burası halka kapatılıyor. Sahiller çok katlı binalarla dolduruluyor yeşil alan elden gidiyor. İkinci boyutu İstanbul'un rüzgar koridorları önleniyor, kesiliyor. İstanbul'da geçen yıl Temmuz ayında iki önemli sel yaşadık. Bu selin iki önemli nedeni vardır. Birincisi küresel iklim değişikliği, İkincisi bu yapılaşma, betonlaşma. Betonlaşma İstanbul'daki ısıyı arttırıyor. Artan ısı bu sellerin kaynaklandığı yağışlara neden oluyor. Yani bu yapılar İstanbul'un rüzgar koridorunu da önlüyor"

.

Hamzaçebi konuşmasına şöyle devam etti:

"Bütün Yeşilyurtlular, mahalle muhtarımız, belediye başkanımız, ilçe örgütümüz konuya duyarlı bütün vatandaşlarımız burada herkes bu konuda duyarlı. Çevre ve Şehircilik Bakanına bir çağrı yapıyorum. Bu İmar planını derhal değiştirin. Bunu Yeşilyurtlular, İstanbullular kabul etmiyor, kabul etmeyecek. Bu imar planı değişene kadar Yeşilyurtlular burada nöbet tutacak. Kimseye bırakmayacağız" dedi. Hamzaçebi konuşmasının sonunda harita üzerinde imar değişikliğinin ardından alana yapılması düşünülen projelerle ilgili bilgi verdi.

KERİMOĞLU: ÜMİT EDİYORUM Kİ BAKAN SÖZLERİNİN ARKASINDA DURUR

Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da belediye olarak 29 Aralık'ta söz konusu plan değişikliği ile ilgili olarak itirazda bulunduklarını belirterek, "2 Ocak 2018 tarihi itibariyle de mahkemeye başvurarak bu planların iptali yönünde dava açtık. Ben ümit ediyorum ki, Çevre ve Şehircilik Bakanı söylediği sözlerin arkasında durur.ve Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi artık İstanbul'da dikey yapılaşmaların halka ait olan alanların, sosyal donatı alanlarının, çocuk oyun alanlarının, sahillerin imara açılmak yerine halka verilmesi konusunda bir özen gösterirler." diye konuştu.

TOPLUMUN YAŞAYACAĞI ALANLAR

CHP Bakırköy İlçe Başkanı mimar Selçuk Biber de bir mimar olarak, bölge ve ülke planları yapılırken toplumun ihtiyacı olan donatı alanlarının da planlarda ayrıldığını vurgulayarak, "Fakat görüyoruz ki, 2002'den sonra İstanbul'da zaman zaman donatı alanları imara açılıyor. Toplumun ihtiyacı olan yeşil alanlar, parklar toplumun yaşayacağı alanlardır. Bu alanları gün gün imara açarak toplumun ihtiyacı olan bu alanları kaybediyoruz. Halkımız bu alanlara sahip çıkmalı. Biz Bakırköy ilçe örgütü olarak, belediye olarak, partimiz olarak halkımızın yanında yer alacağız.

Yeşilyurt Mahalle Muhtarı Sedat Mumcuoğlu da bölge halkının sığınabileceği başka bir alanın bulunmadığını ifade ederek, "Deprem durumunda barınabileceğimiz tek alandır. Yeşilyurt ve Yeşilköylülerin ortak kullanacağı bir alan olarak kalmalıdır" dedi.

Görüntü Dükümü

--------------

-Akif Hamzaçebi Açıklama

-Yeşilyurt  mahalle Muhtarı Sedat Mumcuoğlu açıklama

-Chp ilçe başkanı Selçuk Biber açıklama

-Belediye başkanı Bülent Kerimoğlu açıklama

-Genel Detaylar

HAVADAN GÖRÜNTÜ

-Alanın havadan görüntüsü

=============================

4-  GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ : TÜM ZAMANLARIN EN İYİ İHRACAT RAKAMLARINI YAKALADIK

Haber: Cansel KİRAZ- Kamera : İdris TİFTİKÇİ-İSTANBUL DHA

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, MÜSİAD Genel Merkezi'nde "Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ve Taşınır Sicili Paneli"ne katıldı. Bakan Tüfenkci taşınır malların rehni yasasının Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu söyleyerek " %57.1 ihracat rakamıyla tüm zamanların en iyi ihracat rakamlarını yakaladık" diye konuştu.

"TÜM ZAMANLARIN EN İYİ İHRACAT RAKAMLARINI YAKALADIK"

2016 yılının ekonomi için zor bir yıl olduğunu belirten Bakan Tüfenkci, " Türkiye o alçak darbe girişimine rağmen aleyhteki bütün lobilere rağmen 2017'ye güçlü bir büyümeyle girdi. Baktığımızda olumsuz şartları olumluya çevirerek dünyayı kıskandıracak büyüme rakamlarıyla 2017'yi tamamlamış olduk. Yine aynı şekilde %57.1 ihracat rakamıyla tüm zamanların en iyi ihracat rakamlarını yakaladık. Sanayiyi kullanma kapasitemize baktığımızda %80'lere varan bir imalat sanayi kapasitesini kullanma oranları yakaladık. Bütün olumsuzluklara rağmen baktığımızda  Türkiye son 7 yılda 6 milyon 600 bin insanına iş bularak, AŞ bularak, onları istihdam ederek ortalama 1 milyona yakın insanını iş bularak  Avrupa'da ve dünyada  önemli istihdam sağlayan, sıçrama yapan ülkeler konumuna erişti." diye konuştu.

TAŞINIR MALLARIN REHNİ YASASI

Taşınır malların rehni yasasının Türkiye'nin bir ihtiyacı olduğunun altını çizen Tüfenkci, " Bunun hayata geçmesi gerektiğini düşündük. Ticari işletmelerde taşınır rehni kanunu ile artık kobilerimizin, finansa erişimin noktasında alternatif bir modeli olmuş oldu.  Bu sadece bir finans kuruluşundan kredi talep ederken  kullanacağınız bir argüman değil.  Aynı zamanda tüccardan tüccara, esnaftan esnafa veya kobiden esnafa, kobiden tüccara  finans sağlayan bir model. Siz makinenizi satarken karşı taraftan bir güvence alma konusunda tereddütleriniz var, çekte tereddütünüz var,  senedinde tereddütüdünüz var. Bu modelle çok düşük bir maliyetle  verdiğiniz makineyi rehin ederek veriyorsunuz. Bu sistemin özelliklerinden birisi de diğer icra sistemleri gibi  prosedürlere boğulmadan, eğer tereddüte düşerse borçlu, siz o rehin malı el koyup alabiliyorsunuz. İki tarafın da borçlarına sadık kalma veya vaatlerine sadık kalma konusunda iki tarafı da etki altına alan,  koruyucu, objektif bir modeli getirmiş olduk." şeklinde konuştu.

BİR SENE İÇERİSİNDE 8 BİN 678 İŞLEM YAPILDI

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci  "Bir sene içerisinde 8 bin 179 tescil işlemi, 465 telkin ve 20 de diğer işlemler olmak üzere  toplam 8 bin 678 işlem yapılmıştır. Bu işlemlere yönelik başvuruların 5 bin 847'si elektronik ortamda yapılmıştır.  2 bin 103'ü de yazılı ortamda yapılmıştır. Bunun yanı sıra 364'ü de elektronik imzayla  gerçekleşmiştir.  Bütün işlemleri siz notere gitmeden elektronik ortamda da yapabiliyorsunuz. Böyle de bir avantajı var." dedi.

"2018 VE 2019'DA BU MODELİN YAYGINLAŞMASINI İSTİYORUZ"

Bakan Tüfenkci, alternatif  faizsiz modellerin daha fazla yaygınlaşmasını istediklerini ve toplum tarafından bilinirliğini artırma noktasında daha çok çalışmak gerektiğini belirterek, "Bu rakamlar başlangıç için iyi ama 2018 ve 2019'da bu modelin daha fazla yaygınlaşmasını istiyoruz. Biz alternatif faizsiz modellerin de geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Alternatif faizsiz modellerin veya katılım bankacılığının kullanacağı taban argümanlarından birisinin de bu tür rehin yasasının içinde düşünüyoruz.  Finans kuruluşlarından daha çok özellikle  tacirlerin birbirleri arasında, esnafların birbirleri arasında kullanmalarını da önemsiyoruz.  Bu anlamda bir yıl içerisinde bizim gördüğümüz aksaklıklar birisi şudur;  Arkadaşlarımıza talimat verdik,  düzenlemeyi hazırladılar.  Stoklardaki teminatlarda  aynı seri numaraları ürünlerin olması gerektiği ifade ediliyor, bekletmiş oluyorsunuz. Bu düzenlemeyle bunun da önünü açıyoruz. " ifadelerini kullandı.  Panelin sonunda MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekci'ye hediye takdim etti.

Görüntü Dökümü

-------------------

-Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin konuşması

-Salondan detaylar

-MÜSİAD Başkanı'nın Tüfenkci'ye hediye vermesi

-Genel ve Detaylar

====================

ADLİYE ÖNÜNDE 40. HAFTA ADALET NÖBETİ

Cumhuriyet Gazetesi davasında tutuklanan avukatlara destek olmak için başlatılan "Adalet Nöbeti"nin bu hafta 40'ıncısı tutuldu.

Haber-Kamera: Ümit TÜRK - İSTANBUL / DHA

Cumhuriyet Gazetesi'nin yazar, yönetici ve avukatlarına yönelik açılan davada tutuklu bulunan avukat Akın Atalay'ın serbest bırakılması için başlatılan "Adalet nöbeti" 40'ıncı haftasında da devam etti. Basın açıklamsına CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Mahmut Tanal da destek verdi.  İstanbul Adalet Sarayı'nın C Kapısı önünde yapılan basın açıklamasını İstanbul CHP İl Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Deniz Güneş okudu.

Açıklamada, "Hep savunduğumuz gibi alt yapısı olmayan ve meşru hukuk düzeni tarafından kabul edilemeyecek KHK ile toplumsal sorunların çözülemeyeceği aşikardır. Bu tür düzenlemeler iktidarı bile kendi içinde çelişkilere düşürdüğü son çıkan KHK'lar ile gözlenmektedir" denildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun uyuşturucu satıcılarına yönelik açıklamasının da eleştirildiği açıklamada, "Bakanın polise yargısız infaz talimatı vermesiyle Türkiye'de yargı ve adalet sisteminin açıkça çöktüğünü kabul etmiştir" ifadesine yer verildi.

Açıklamanın devamında, "Siyasi bir davada, Ahmet Şık'ın savunması siyasi bulunarak savunma hakkı gasp edilmiştir. Şık'ın savunmasının yaptırılmaması bu hukuksuz yargılamanın uzatılmaya çalışılmasının son çabalarıdır. Mahkemelerde dinlenmese de biz buradan derdimizi anlatmaya devam edeceğiz. Nasıl ki, 267 gün boyunca Bylock kulanıcısı olmadığını defalarca beyan etmesine ve bilirkişi raporlarıyla kanıtlamasına rağmen içeride tutulan Emre İper özgürlüğüne kavuşmuş. İçerideki arkadaşlarımız da yanımıza gelecek ve bu haksız ve hukuksuz geçen sürenin de hesabı sorulacaktır" ifadeleri kulanıldı.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Adliye önünde toplanan avukatlar

Milletvekilleri

Basın açıklamasının okunması

Detaylar

======================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title