Dha İstanbul Bülteni - 2
1- SEFAKÖY'DE YOLCU MİNİBÜSÜ KAZA YAPTI: 6 YARALI Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ - İdris TİFTİKCİ -İSTANBUL DHASefaköy'de kontrolden çıkan yolcu minibüsü bir araca çarptıktan sonra refüje çıktı.
1- SEFAKÖY'DE YOLCU MİNİBÜSÜ KAZA YAPTI: 6 YARALI
Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ - İdris TİFTİKCİ -İSTANBUL DHA
Sefaköy'de kontrolden çıkan yolcu minibüsü bir araca çarptıktan sonra refüje çıktı. Kazada 6 kişi yaralandı.
Kaza saat 08.40 sıralarında Küçükçekmece Sefaköy Gümrük Yolu'nda meydana geldi. Başakşehir-Sefaköy arasında çalışan yolcu minibüsü gümrük yoluna geldiği sırada sürücü direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kavşağa giren minibüs önce bir otomobile çarptı ardından refüje çıktı. Kazada minibüste bulunan 6 kişi yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Sıkışan minibüs sürücüsü ise itfaiye tarafından kurtarılarak hastaneye gönderildi. Kaza sırasında minibüste bulunan ve yara almadan kurtulan yolcu, sürücünün hatalı olduğu söyledi.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Araçtan görüntü
-Minibüsten görüntü
-Görgü tanıkları ile röportaj
-Fırlayan lastikten görüntü
-Polis ekipleri
-Toplanan vatandaşlar
-Detaylar
03.05.2017 - 09.49 Haber Kodu : 170503015
03.05.2017 - 10.13 Haber Kodu : 170503025
=========================
2- ADLİYE ÖNÜNDE TUTUKLU GAZETECİLER İÇİN ÖZGÜRLÜK EYLEMİ
Haber-Kamera: Ümit TÜRK - Özden ATİK İstanbul / DHA
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın karşısındaki alanda toplanan DİSK Basın-İş üyeleri ve bir grup gazeteci, "Özgür basın susturulamaz" sloganları attı. "Gazetecilere özgürlük"pankartı ve "Özgür basın, özgür ülke" dövizleri açan grup adına DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren bir basın açıklaması yaptı.
"GAZETECİLİK SAVCILARA DEĞİL, TARİHE TANIKLIK ETMEKTİR"
Eren'in ardından grup adına açıklamayı gazeteci Ceyda Karan okudu. Karan, "Tutuklu gazetecilerle, yargılanan gazetecilerle, kalemi makinesinden alınan gazetecilerle Türkiye'de yaşayan her yurttaşın da söz hakkı kısıtlanmış oluyor" dedi. Gazetecilik yapanlara ve meslek örgütlerine karşı da sözleri olduğunu belirten Karan, "Gazetecilik savcılara değil, tarihe tanıklık etmektir. Gazeteci kamuoyunu ilgilendiren konuları haberlerinde anlatır. Meslek örgütleri ise baskıların bu denli arttığı bir dönemde en az iktidar kadar cüretkar olmalı, statükolara deği özgürlüklere sahip çıkmalıdır. Bu anlayışla hapishanelerdeki meslektaşlarımıza yönelik tecrit uygulamalarını kabul edilemez bulduğumuzu, hepsinin bir an önce serbest bırakılmasını istediğimizi bir kez daha yineliyoruz" diye konuştu.
"CEZAEVİNDE KİTAPTAN, MEKTUP HAKKINDAN YOKSUNLAR..."
Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu da tutuklu gazetecilerin cezaevi koşullarına dikkat çekti. Mavioğlu, "Arkadaşlarımızın şimdi yaşamış olduğu koşulları, bundan 5 sene evvel Ahmet Şık'ın Fetullah Gülen cemaatinin kumpasıyla girdiği koşullardan çok daha ağır. Kitap hakkından yoksunlar, mektup hakkından yoksunlar... Avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşme hakkı haftada bir saat ile kısıtlı" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Grubun adliye önünde toplanması
Grubun pankart ve döviz taşıması
Grubun sloganlar atması
Faruk Eren'in konuşması
Ceyda Karan'ın basın açıklamasını okuması
Ertuğrul Mavioğlu'nun konuşması
Genel ve detay görüntüler
03.05.2017 - 12.06 Haber Kodu : 170503053
============================
3- "AFGAN CİNAYETİ" DAVASI'NDA KARAR
16 YIL HAPİS CEZASI ALDI, HAKİME TEŞEKKÜR ETTİ
Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
Afganistan'daki iç karışıklıktan kaçarak İstanbul'a gelen 59 yaşındaki Baz Mohammad Habibi'yi satırla öldürdükleri iddia edilen eşi, baldızı ve bacanağının yargılandığı davada karar çıktı.
Duruşmada söz alan Habibi'nin bacanağı Mohammad Nasim Anwari "Bu bir namus cinayetidir. Ben namusumu pazarda satacak adam değilim. Cinayeti ben işledim, diğer sanıkların suçu yoktur" dedi. Mahkeme heyeti, maktülün sanık eşi Khadija Habibi'yi "Haksız tahrik altında eşe karşı ve tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 18 yıl 4 ay hapis, diğer iki sanığı da 16'şar yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Karar açıklandıktan sonra Afganistanlı sanık Mohammad Nasim Anwari, hakime teşekkür etti.
İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI
İddianameye göre, Afgan uyruklu Baz Mohammad Habibi 14 Eylül 2015 günü Zeytinburnu'daki evinde eşi ve oğlu tarafından kanlar içinde ölü bulundu. Olayın ardından soruşturma başlatan polis, ölen Baz Mohammad Habibi'nin eşi Khadija Habibi (48), bacanağı Mohammad Nasim Anwari (42) ve baldızı Naz Sahebi'yi (34) gözaltına aldı. İfadelerinin ardından 3 şüpheli de tutuklandı.
"NAZ'I SEVİYORUM, ONU BANA GETİR BERABER OLMAK İSTİYORUM"
Maktülün eşi Khadija Habibi "Kocam evde her gün bana 'Naz'ı seviyorum, onu bana getir, beraber olmak istiyorum' dedi. Naz'a, kocamın onun hakkındaki söylediklerini naklettim. Naz'da konuşma sırasında bir Afganlı şahıstan bahsetti; 'Sen bana dairenin anahtarını ver, anahtarı bir şekilde Afganlıya vereceğim, onu bizden önce eve göndeririz kocanla da sahilde buluşup içki içeriz sonra onunla eve gideriz. Orada daha önce gönderdiğim adam ne yapacağını bilir' dedi. Naz, 'Bu adam bizden 10 bin Dolar istiyor' dedi. 'Bu işten kurtulalım' diye de ekledi. Teklifi kabul ettim. Olay gecesi saat 01.00'da çocuklarla eve gittik. Zile bastık açan olmadı. Biz de eşimin yeğeni Cavit'e gittik geceyi orada geçirdik. Sabah 07.00'da oğlum Daud ile eve gittik. Kapı zilini çaldık açan olmadı. Merdiven parmaklığındaki anahtar ile kapıyı açtık, içeri girdik. Tuvaletin girişinde kocamı yerde gördük. Her yer kan içerisindeydi, kocam ölmüştü. Kocamı, Naz'ın temin ettiği adam öldürmüş olabilir. Naz, başka bir Afganlının kocamı öldüreceğini söylemişti. Demek ki Naz ile kocası kendi aralarında anlaşmışlar. Olayı gerçekleştirmişlerdir. Çok pişmanım kendi hayatımı mahvettim. Çocuklarımın hayatını mahvettim" dedi.
"NAMUSUMU KORUMAK İÇİN ÖLDÜRDÜM"
Naz Sahebi. "Ablam, eniştem Baz'ın benden hoşlandığını söylemişti. Olay gecesi ablam benim eniştemle eve gitmemi kendinsin çok alkol aldığını evde sızıp kalacağını, idare etmemi söyledi. Ben de gece eniştem ile eve gittim. Evde eşimin olduğunu bilmiyordum. Bir anda arkaya baktığımda eşimin enişteme bir alet ile vurduğunu, aletin kanlı olduğunu gördüm. Benim öldürme olayı ile bir ilgim yoktur" dedi. Mohammad Nasim Anwari "Namusumu korumak için Baz'ı öldürdüm. Çok pişmanım" dedi.
SAVCILIK İDDİANAME HAZIRLADI: 3 ŞÜPHELİ DE EYLEMİ KURGULAYIP TASARLADI
Bu ifadelerin ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı hazırladığı iddianamede 3 şüphelinin de plan dahilinde birlikte eylemi kurgulayıp tasarladıkları belirtti. Şüpheli Naz'ın, maktül Baz ile birlikte eve gitmesinin bu plan çerçevesinde sağlandığı kaydedilen iddianamede, şüpheli Khadija Habibi'nin, şüpheli Mohammad'e maktülün düşüncelerinden bahsettiği ve kendi evinin anahtarını şüpheli Mohammad'e verdiği kaydedildi. İddianamede, şüpheli Mohammed'in eve girerek beklediği anlatılarak, şüpheli Khadija Habini'nin, şüpheli Naz'ın maktül ile evlerinde cinsel ilişkiye girme düşüncesiyle gitmesini sağladığı belirtildi. Naz'ın da bu plan çerçevesinde suç yeri olan eve maktülle birlikte gittikleri kaydedilen iddianamede şüphelilerin "Haksız tahrik altında tasarlayarak kasten adam öldürmeö suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapsi istendi.
KARAR DURUŞMASI YAPILDI
Bakıröy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanıklar Khadija Habibi, Mohammad Nasim Anwari ve Naz Sahebi katıldı. Duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı da Avukat Aslı Güntekin temsil etti. Duruşma savcısı Cevdet Bozkurt bir önceki duruşmada açıkladığı mütalaasını tekrar ettiğini söyledi.
DURUŞMA SALONUNDA AĞLADI
Tercüman aracılığıyla konuşan sanık Naz Sahebi suçlamayı kabul etmediğini söyledi ve gözyaşlarına boğuldu. Sanık Khadija Habibi de "Benim hiçbir günahım ve suçum yoktur" dedi.
"CİNAYETİ BEN İŞLEDİM"
Diğer sanık Mohammad Nasim Anwari de "Biz plan yapmadık. Aramızda herhangi bir sorun yoktu. Bu bir namus cinayetidir. Ben namusumu pazarda satacak adam değilim. Benim maktüle 5 bin dolar borcum vardı. Olayla paranın da bir ilgisi yoktur. Ben borcumu çalışıp ödeyecektim. Cinayeti ben işledim. Diğer sanıkların olayla bir ilgisi yoktur. Adalet istiyorum" diye konuştu.
3 SANIK DA CEZA ALDI
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti sanık Khadija Habibi'yi "Eşe karşı ve tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, sanığın atılı suçu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle cezayı 18 yıl 4 ay hapis cezasına düşürdü. Diğer sanıklar Mohammad Nasim Anwari ve Naz Sahebi de "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, eylemin haksız tahrik altında işlendiği gerekçesiyle sanıkları 16'şar yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin de devamına hükmetti. Kararın açıklanmasının ardından Afganlı sanık Mohammad Nasim Anwari "Çok teşekkür ederim Hakim Bey" dedi.
MAKTÜLÜN KIZI GÖZYAŞLARINA BOĞULDU GEÇİRDİ
Kararın açıklanmasının ardından cezaları az bulan maktülün kızı Negina Habibi, "Çok az.. çok az.. Haksızlık… " diyerek gözyaşlarına boğuldu. Mahkeme Başkanı Şehsuvar Koçak da " Yasalar böyle elimizden gelenin en yükseğini verdik" diye cevap verdi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Olayla iligli arşiv görüntüler (14 Eylül 2015 tarihi)
===========================
4- GÖKÇE FIRAT ÇULHAOĞLU "CUMHURBAŞKANINA HAKARET" DAVASINDA HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Haber: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA
Ulusal Parti Genel Başkanı ve Gazeteci- Yazar Gökçe Fırat Çulhaoğlu, "Kanlı Başkanlık Yolu" isimli kitabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada hakim karşısına çıktı. Başka suçtan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Ses ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma salonuna bağlanan sanık Çulhaoğlu, "Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemedim. Bu suçu işleme gibi bir kastım yoktur. Davaya konu kitaptaki yazılar daha öncede gazetede günlük olarak yayınlanmıştır. Bu hali ile eylemin zaman aşımına uğramış olduğu aşikardır" dedi.
SANIK SEGBİSLE DURUŞMAYA BAĞLANDI
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada başka suçtan Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Gökçe Fırat Çulhaoğlu ve avukatı hazır bulundu. Şikayetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı duruşmada avukatı Abdulsamet Aydın temsil etti.
"EYLEMİN ZAMAN AŞIMINA UĞRADIĞI AŞİKARDIR"
Sanık Çulhaoğlu duruşmada, "Mahkemenizin ilk duruşması yapıldığı tarihte ben İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nce "Terör örgütüne üye olmaksızın örgüt propagandası yapmak" suçundan tutukluydum. Tutuklu bulunduğum eylemin cezası 2 yıl 6 aydır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkımda iddianame tanzim edilmekle bu kere "Terör örgütü üyesi olmak" suçlaması ile karşılaştım. Bu eylemin cezası da 15-20 yıl hapis cezasıdır. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunmamı yaptıktan sonra diğer bir kısım sanıklar ile birlikte Cumhuriyet Savcısının talebi doğrultusunda tahliyeme karar verildi. Ancak tahliye kararından hemen sonra bu kere hakkımda "Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs" eyleminden bahisle soruşturma açılarak Terörle Mücadele Şubesi'nde bu eyleme ilişkin olmak üzere iki hafta gözaltında kaldım. Açılan bu soruşturma nedeniyle iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle cezalandırılmam talep edilmektedir. Siyasiler tarafından gündeme getirilen idam müessesinin geçerli kılınması halinde bu kere yeni bir suçlama çerçevesinde idam cezası ile yargılanmam mümkün hale gelecektir. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edilmem nedeniyle tahliye kararı veren mahkeme başkanı ve heyet üyeleri ile tahliye mütalaasında bulunan Cumhuriyet Savcısı hakkında Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından görevden uzaklaştırma işlemi uygulanmıştır. Bu hali ile sanıklar lehine hareket eden hakim ve Cumhuriyet Savcıları üzerinde baskı kurulmaya çalışılmıştır" dedi.
"SUÇ İŞLEME KASTIM YOKTUR"
"Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemedim. Bu suçu işleme gibi bir kastım yoktur" diyen sanık Çulhaoğlu, "Davaya konu kitaptaki yazılar daha öncede gazetede günlük olarak yayınlanmıştır. Bu hali ile eylemin zaman aşımına uğramış olduğu aşikardır. Gelecek celse ek savunmada bulunacağım" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AVUKATI: ŞİKAYETİMİZ DEVAM ETMEKTEDİR
Şikayetçi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Avukatı Abdulsamet Aydın sanığın davaya konu "Kanlı Başkanlık Yolu" isimli kitabında bir çok yerde müvekkiline hakaret ettiğini belirterek, "Sanık, müvekkile olan hakaret eylemini gizlemek amacıyla dava konusu kitap ile ilgili olmayan bir kısım soruşturma dosyalarından bahsetmektedir. Söz konusu soruşturma dosyalarının davamız konusu ile hiçbir ilgi ve alakası bulunmamaktadır. Bu nedenle sanığın savunmalarını kabul etmiyoruz. Sanık hakkındaki şikayetimiz devam etmektedir" ifadelerini kullandı. Sanığa savunma için süre veren mahkeme duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede şüpheli Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun "Kanlı Başkanlık Yolu" isimli kitabının hakaret içerdiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı halkın nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyecek şekilde olduğu belirtildi. İddianamede şüpheli Çulhaoğlu'nun "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapsi isteniyor.
===========================
(HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE)
5 - İSTANBUL'DA KENT İÇİ VE TEM YOLUNDAKİ FİDANLAR BÜYÜDÜ, KUZEY MARMARA OTOYOLU KENARLARINDAKİLERİN BAZILARI KURUYOR
Haber: Ali AKSOYER Kamera: İhsan YALÇIN /İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından şehir içi ve TEM yolunun bazı bölümleri bölümleri ağaçlandırılıyor. Yaklaşık 3 metre boyundaki fidanların toprak altından su taşıyacak kanallarla susuz kalmaları önleniyor. 2 ay önce dikilen fidanlar bile artık birer ağaç görünümünde.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu projesinin yürütücüsü İçtaş Astaldi konsorsiyumu'nca fidan dikimi için planlanan yol kenarları ise halen çorak görünümde. Yol kenarlarının bazı bölümlerine dikilen en büyüğü 1-1,5 metre boyundaki fidanların büyük ölçüde büyümediği, bir bölümünün ise kurumuş olduğu görülüyor. Yaban hayatın korunması amacıyla yapılan ekolojik köprü ise yeşil bir örtüden ziyade toprak bir yolu andırıyor.
BELEDİYEDEN PLANLI AĞAÇ DİKİMİ
İBB tarafından başlatılan ağaçlandırma çalışmaları hızla sürüyor. Belediye ekipleri tarafından planlı bir şekilde yapılan çalışmalarda, ağaçlandırılacak bölgede önce toprak yapısına bakılarak iyileştirme çalışmaları yapılıyor. Daha sonra bölgeye kanallar açılarak ağaçlara toprak altından su taşıyacak borular döşeniyor. Bu çalışmalarda sonra yaklaşık 3 metre boyunda fidanlar planlanan yerlere dikiliyor.
YERALTI SULAMA BORULARI İLE BUHARLAŞMA ÖNLENİYOR
Yapılan yer altı sulama sistemi sayesinde yaz aylarında ağaçlara dökülen suyun buharlaşmayla yok olması engellenirken, yeraltında bulunan damlama sistemi ile sayesinde su tasarrufunun da sağlandığı öğrenildi. Bu yöntemle yaklaşık 2 ay önce dikilen fidanlar, yeşillenerek orta boylu ağaçlar haline gelirken, yeni dikilenlerin de 2-3 ay içinde aynı boya ulaşacağı bildirildi.
8 AYDIR ÇORAK GÖRÜNÜMÜNDEN KURTULMADI
Öte yandan açılışından bu yana 8 aydan daha fazla geçen Kuzey Marmara Otoyolu projesi kapsamında ağaçlandırılması planlanan yol kenarları ise halen boş durumda. Havadan bakıldığında yemyeşil ormanların içinde yol kenarlarındaki bölüm çorak arazi görünümünden kurtulamadı. Karayolunun bazı bölümlerine dikilen en büyüğü 1-1,5 metre olan fidanlar ise kışın getirdiği olumsuz hava koşulları nedeniyle hasar görmüş durumda. Büyüyememiş birçok fidandan, bazılarının ise kuruduğu görüldü.
EKOLOJİK KÖPRÜDE DE MANZARA AYNI
Öte yandan yaban hayatın korunması amacıyla yapıla Avrupa yakası Fenertepe, vahşi yaşam alanına denk gelen bölgede yer alan ekolojik köprü ve çevresi de çorak görünümü ile dikkat çekiyor.
ICA: HEDEFİMİZ 5 MİLYON 100 BİN AĞAÇ VE BİTKİ
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu projesinin yürütücüsü İçtaş Astaldi konsorsiyumu ICA'dan, DHA muhabirinin soruları üzerine yapılan açıklamada, "2013 yılından bu yana 3 milyon 100 bin adet ağaç ve bitkiyi doğaya kazandıran ICA, dikilen toplam ağaç ve bitki sayısını 5 milyon 100 bine çıkarmayı hedefliyor. Yalnızca 2017 kış döneminde dikilen ağaç sayısı ise 604 binö yanıtı verilmişti. . Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile ağaçlandırma alanında protokol imzaladıklarını vurgulayan ICA yetkilileri, Ağva'dan Çatalca'ya, Kanlıca'dan Kemerburgaz'a kadar Bakanlığın gösterdiği İstanbul il sınırları dahilinde ve Kuzey Çevre Otoyolu güzergahında farklı türleri içeren ağaçlandırma çalışmalarının devam ettiğini söylediler.
YARIN VİYADÜK ALTLARINA FİDAN TÖRENİ DÜZENLENİYOR
Öte yandan firmadan bugün yapılan açıklamada öğrencilerle birlikte viyadük altları ağaçlandırma çalışmaları kapsamında yarın bir tören düzenleneceği belirtildi. Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul Orman Bölge Müdürü Recep Ateş, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, ICA yetkilileri ve Beykoz Mahmut Şevket Paşa Köyü Ortaokulu okulu öğrencilerinin viyadük altlarına fidan dikecekleri belirtildi.
Görüntü Dökümü:
---------
-İBB'nin şehir içi yollarda yaptığı ağaçlandırma çalışmalarının havadan ve yerden görüntüsü,
Kuzey Marmara otoyolunun havadan ve yerden görüntüsü
Ekolojik köprünün havadan görüntüleri
03.05.2017 - 12.50 Haber Kodu : 170503061
03.05.2017 - 12.53 Haber Kodu : 170503062_-
=======================
6- KURTULMUŞ, NEVZAT YALÇINTAŞ'I ANMA PROGRAMINA KATILDI
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversite'nde gerçekleştirilen "Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma ve Anlam" programına katıldı. Üniversitenin rektörlük binasında gerçekleştirilen programda konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ile anılarını anlattı. Kurtulmuş, Yalçıntaş'ın siyasi hayatından da bahsederek şunları kaydetti:
"O zamanki Türkiye'nin siyasi şartları içerisinde Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyetin kuruluş dönemlerindeki fikri mücadelelerden üç temel siyasi akım vardı. Bunlardan birincisi mutlak manada batıcı olanlar, zihinlerini, gönüllerini batıya kiralamış, satmış olanlar. Bunlar bazen solcu, bazen sağcı olarak görülürler. Siyasette hangi yelpazede yer aldıklarının bir önemi yok. Zihinlerinin ve gönüllerinin batının karşısında kamaşmış olması önemli. İkincisi Türkiye'de İslami geleneği, milli siyaset çizgisini benimseyen İslami çizgi. Üçüncüsü ise Türkiye'de daha çok milliyetçi, daha çok ırkçı bir çizgide yer alan siyasi fikri çizgi. Nevzat Hocamız ve Sebahattin Zaim Hocamızın önemli katkılarından birisi de Türkiye siyasetinde bu iki çizgiyi birbirine yakınlaştırma gayretleridir. Milliyetçi kanatla, İslami kanadı birbirine yakınlaştırmak, birbirileri ile aralarındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya, en azından en aza indirmeye çalışmak için çok gayret sarf ettiğini biliyoruz"
NEVZAT YALÇINTAŞ HAKKINDA
Nevzat Yalçıntaş 1933 yılında Ankara'da doğan Yalçıntaş 2016 yılında hayatını kaybetti. Yüksek Ticaret ve İktisat Okulu'nu bitirdi, Fransa Caen Üniversitesi'nde Doktora, İngiltere Londra Üniversitesi London School of Economics and Social Sciences'de Doçentlik Çalışmaları yaptı. DSİ ve DPT'de Yönetici, TRT Genel Müdürlüğü, Türkiye Gazetesi Başyazarlığı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyeliği, Tercüman Gazetesi Yazarlığı, 21., 22. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile AGİTPA Türk Grubu Başkanlığı yaptı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Kurtulmuş'un açıklamaları
Detaylar