Dha İstanbul Bülteni - 2
1- ADLİYE İÇİNDE EYLEM YAPAN GRUBA POLİS MÜDAHALESİ (1)Haber-Kamera: Ümit TÜRK - İSTANBUL DHATutuklu avukatlar için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı içinde eylem yapan gruba, polis müdahale etti.
1- ADLİYE İÇİNDE EYLEM YAPAN GRUBA POLİS MÜDAHALESİ (1)
Haber-Kamera: Ümit TÜRK - İSTANBUL DHA
Tutuklu avukatlar için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı içinde eylem yapan gruba, polis müdahale etti. Polis, adliyenin içinde müdahale ettiği grubu kalkanlarla iterek dışarı çıkardı.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Müdahaleden görüntüler
DHA FEED
=============================
2- NUMAN KURTULMUŞ: OTOPSİLERDE AÇIK BİR ŞEKİLDE KİMYASAL SİLAH KULLANILDIĞI ORTAYA KONULMUŞTUR
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
"Türkiye'ye gelen yaralılara yapılan otopsilerde açık bir şekilde kimyasal silah kullanıldığı ortaya konulmuştur. Bunlar resimleriyle, dokümanlarıyla tespit edilmiştir, ispat edilmiştir. Bunları uluslararası camianın istedikleri takdirde her birine, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na da, konseyine de verilecek olan dokümanlardır "
" Mesele tam manasıyla bir insanlık suçudur, açık bir savaş suçudur. İdlib'de bu kimyasal silahların kullanılmasını sağlayanlar, bu kimyasal silahların kullanılmasında rolü olan herkesin bir an evvel uluslararası savaş suçları mahkemesine çıkartılması, dünya sisteminin ve uluslararası camianın boynunun borcudur"
"Ama ne yazık ki dünya sistemindeki çarpıklıklar dolayısıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısı dolayısıyla ne yazık ki rejimin yaptığı korkarım ki yanında kar kalabilir. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde rejimi destekleyen Rusya'nın veto yetkisini kullanarak alınacak kararları, ertelemesi, uygulatmaması gibi bir durumla karşı karşıyayız"
Haber : Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beykoz Ak Parti İlçe teşkilatını ziyaret etti. Numan Kurtulmuş burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İdlib'deki son durumun sorulması üzerine Kurtulmuş, "Mesele tam manasıyla bir insanlık suçudur, açık bir savaş suçudur. İdlib'de bu kimyasal silahların kullanılmasını sağlayanlar, bu kimyasal silahların kullanılmasında rolü olan herkesin bir an evvel uluslararası savaş suçları mahkemesine çıkartılması, dünya sisteminin ve uluslararası camianın boynunun borcudur. İlk sefer Suriye savaşı sırasında kimyasal silah kullanılıyordu. Dünya seyirci kaldı.Bu kimyasal silahlarla ölen her çocukla birlikte bütün insanlık büyük bir suç işlemiş olur. Buna mani olmadığımız takdirde de vebale bütün insanlık ortak olur" dedi.
RUSYA'NIN VETO YETKİSİ
Numan Kurtulmuş, "Ama ne yazık ki dünya sistemindeki çarpıklıklar dolayısıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısı dolayısıyla ne yazık ki rejimin yaptığı korkarım ki yanında kar kalabilir. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde rejimi destekleyen Rusya'nın veto yetkisini kullanarak alınacak kararları, ertelemesi, uygulatmaması gibi bir durumla karşı karşıyayız. İşte biz onun için sürekli dünya beşten büyüktür diyoruz. Beş tane ülkenin keyfine göre dünya yönetilemez. Bu açık bir sınavdır, açık bir insanlık suçudur. Bu suça eğer dünya sistemi seyirci kalırsa, dünya sistemi de suçun en büyük ortaklarından birisi olmuş olur. Birleşmiş Milletlerin bir an evvel kararını alması ve gerekli yaptırımlarını uygulaması lazım. Bu kabul edilebilir bir şey değildir" diye konuştu.
"OTOPSİLERDE AÇIK BİR ŞEKİLDE KİMYASAL SİLAH KULLANILDIĞI ORTAYA KONULMUŞTUR"
Numan Kurtulmuş, "Türkiye'ye gelen yararılara yapılan otopsilerde açık bir şekilde kimyasal silah kullanıldığı ortaya konulmuştur. Bunlar resimleriyle, dokümanlarıyla tespit edilmiştir, ispat edilmiştir. Bunları uluslararası camianın istedikleri takdirde her birine, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na da, konseyine de verilecek olan dokümanlardır. Türkiye, meselenin bir komşumuzda çok yakın bir bölgemizde meydana gelen bu olay nedeniyle meselenin takipçidir. Her platformda bu insanlık suçunun karşılıksız kalmaması için üzerimize düşen sorumluluğu yapacağız" şeklinde konuştu.
RUSYA ÇAĞRISI
Kurtulmuş, "Ayrıca bir kere daha şu çağrıda bulunmak istiyoruz, Astana görüşmeleri öncesinde Rusya, Türkiye ve İran'ın garantör olarak Suriye'deki ateşkesi sağlama konusunda devreye girdiği malumdur. Şimdi Rusya'nın üzerine düşen bir sorumlukta bu garantörlük vasfını kullanarak Suriye rejiminin üzerine gitmesidir ve bu insanlık suçunu işleyen rejime bu şekilde bir daha destek vermemesidir. Kabul edilebilir bir şey değil. Bütün dünyayı da, batı dünyasını da, Birleşmiş Milletlerin diğer üyelerini de bu konuda açık tavır almaya ve sonuç alacak bir takım yaptırımlar uygulamaya davet ediyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Kurtulmuş'un açıklamaları
Detaylar
06.04.2017 - 12.02 Haber Kodu : 170406038
=================================
3- BERKİN ELVAN DAVASI BAŞLADI (1)
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMALAR
Baba Sami Elvan,
"Berkin artık aramızda olmayacak ama çocuklarımızın başına bir daha bu işler gelmesin diye adalet arayacağız"
Haber: Ümit TÜRK - Kamera: Hasan YILDIRIM İstanbul / DHA
Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin 3,5 yıl sonra, polis memuru F.D., hakkında "Olası kasıtla öldürmek" suçundan müebbet hapis cezası talebiyle açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul Adalet Saray'ında görülüyor.
Dava öncesi Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, annesi Gülsüm Elvan ve "Taksim Dayanışması" adlı grup adliye önünde biraraya geldi. Anne Güslüm Elvan davanın peşini asla bırakmayacaklarını söyledi. Baba Sami Elvan da, "Berkin artık aramızda olmayacak ama çocuklarımızın başına bir daha bu işler gelmesin diye adalet arayacağız" dedi. Taksim Dayanışması adına açıklama yapan Mücella Yapıcı da, "Herpinizin önünde söz veriyoruz. Bütün bu hukuksuzluklar bitene kadar. Ülkemizin her yanındaki parklar, ormanlar orada ki çocuklar özgür kalana kadarve bütün katiller ve azmettiricileri adil yargı önüne çıkana kadar biz bu işin peşindeyiz" diye konuştu. Açıklamaların ardından ailesi ve avukatları davanın görüleceği İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonuna çıktı.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Okmeydanı'nda çıkan olaylarda 16 Haziran 2013'te kafasına gaz kapsülü isabet etmiş 269 gün sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından tamamlanan iddianamede, polis memuru F.D. hakkında "Olası kasıtla öldürmek" suçundan müebbet hapis talep ediliyor. Dava İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
Grubun adliye önünde toplanması
Grubun pankart açması
Sami Elvan'ın konuşması
Gülsüm Elvan'ın konuşması
Mücella Yapıcı'nın konuşması
Grubun sloganlar atması
Ailenin adliyeye girmesi
Genel ve detay görüntüler
06.04.2017 - 10.52 Haber Kodu : 170406032
==============================
4- BERKİN ELVAN DAVASI BAŞLADI (2)
Haber: Özden ATİK/ İstanbul DHA
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Okmeydanı'nda çıkan olaylarda 16 Haziran 2013'te kafasına gaz kapsülü isabet eden ve 269 gün sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin dava başladı. Olayda ateş açtığı tespit edilen polis memuru F. D.'nin "Olası kasıtla öldürmek" suçundan müebbet hapsi isteniyor.
Istanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık polis F. D., Van'dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katılirken iki avukat duruşmada hazır bulundu. Şikayetçiler Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan ile çok sayıda avukat katıldı.
Duruşmaya, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Hüda Kaya, Celal Doğan, CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi, Ethem Sarısülük'ün kardeşi İkrar Sarisülük, Hasan Ferit Gedik'in annesi, Dilek Doğan'ın aileleri de izleyici olarak katıldı.
===============================
5- ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI BARDAKOĞLU : BİZ DİN İLE SİYASETİ İÇİÇE KILDIK
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu,
"Biz din ile siyaseti içiçe kıldık. ve bundan en çok zarar gören dini değerler oldu"
"En başta belki dindarlar, siyasetle dinin içiçe geçmesinden dolayı dinin siyaset eliyle daha yaygın ve daha güçlü olacağını düşündüler. Ama din toplayıcı, siyaset ayrıştırır. ve farkında olmadan din, ayrıştırmaya ve öfke üretmeye başladı"
"Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli bir özelliği vardır. O da Tevhid-i Tedrisat. Yani din eğitimi konusunda Tevhid-i Tedrisat ilkesiyle biz din adına neyin nasıl öğretileceği konusunda belli bir ortak paydayı bulmuş bulunuyoruz
"Bunu korumamız lazım. Bu baskı değildir. Bu dinin aydınlık belgesinin insanlara açık ulaştırılması, ticaretten uzak, siyasetten uzak, öfkeden, şiddetten uzak, ötekileştirmeden uzak, iç sorunlarına bulaştırılmasından uzak, dini din olarak doğru şekilde öğretme çabasıdır"
Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: İdris TİFTİKCİ - İstanbul DHA
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İstanbul'da düzenlenen 20. Avrasya Ekonomi Forumu'nda, "İslam'la Dayanışma Ruhu Çerçevesinde Şiddet ve Terör Ortamında Dinlerin Barışa Katkısı, Mültecilik ve Terörün İlişkisi" konulu oturumda konuştu.
ALLAH BU DİNİ KAVGA İÇİN GÖNDERMEDİ
Sorunların çözümünü sadece dinde aramanın yanıltıcı olacağını söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Sadece bütün başarıyı ve bütün umudu dine bağlama da, bütün sorumluluğu, bütün günahı, vebali dine atfetmek yetersiz kalır. Aslında sorun dinde değil insandadır, sorun bizdedir. Kendi elimizde yapıp ettiklerimizdedir. Allah bu dini insanlar kavga etsinler diye göndermiyor. Allah peygamberleri insanlar birbirine düşsün diye göndermiyor. Ama bizim dini anlamamız, dini anlayış tarzımız, uygulama tarzımız, iç dünyamızın sorunları, neticede dinleri de bu savaş ortamında bir araç olarak kullanmaya itiyor" dedi.
"DİN TOPLAYICI, SİYASET AYRIŞTIRICIDIR"
"Biz din ile siyaseti içiçe kıldık" diyen Bardakoğlu, "Ve bundan en çok zarar gören dini değerler oldu. En başta belki dindarlar, siyasetle dinin içiçe geçmesinden dolayı dinin siyaset eliyle daha yaygın ve daha güçlü olacağını düşündüler. Ama din toplayıcı, siyaset ayrıştırır. ve farkında olmadan din, ayrıştırmaya ve öfke üretmeye başladı" diye konuştu.
MEZHEPLER KAVGA NEDENİ OLMAYA BAŞLADI
Din ile ticaretin de iç içe geçtiğini söyleyen Ali Bardakoğlu, "Halbuki din biraz da fedakarlık içerir. Ticaretten, çıkar ilişkisinden, kişisel menfaatten uzak kalıp daha fedakar olabilmeyi, daha diğerini düşünebilmeyi önerir. Çıkar ilişkileri dinin çok içine yerleşince, din buluşturmak ve birleştirmek yerine ayrıştırmaya başladı, kavga aracı oldu. Mezhep grupları, etnik gruplar din ile ideolojiyle, akide ile içiçe geçtiği vakit, artık bir kavga sebebi olmaya başladı. Etnik aidiyetlerimiz Allah'ın bir lütfüdür. Bir çeşitliliktir. Halbuki hepimiz Adem'in çocuklarıyız. Ahiretin huzurunda tekrar toplanacağız. Biz büyük bir aileyiz. Ama bu etnik gruplar kavga sebebi oldu. Mezhepler din değildir. Ortadoğu'da bilhassa, mezhep aidiyetleri adeta ideoloji haline geldi. İnsanların kavga etmesine araç haline getirildi" diye konuştu.
SORUNLARIN ÜSTÜ DİNLE ÖRTÜLMEMELİ
Ülkelerin kendi sorunlarını çözmek için dini kullanmasının büyük bir tehlike doğuracağını söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, " Ülkeler kendi iç sorunlarını, kendi dinamizmi içinde çözmez de dinle, dini değerleri kullanarak bastırmaya çalışırsa, bundan en çok zararı din görür. Her ülkenin çözmesi gereken, sosyal, siyasal sorunlar olabilir. Her ülkenin dostları ve düşmanları olabilir. Ama biz bunu kendi bağlamı içinde ele almak zorundayız. Biz bu sorunları çözmekte dini çok fazla araç olarak kullanmaya başlarsak, o zaman kavgaya din dahil olur. Sorunları çözme kabiliyetimiz azalır. ve dini adeta insanları uyutma, avutma, sorunların üstesinden gelme yerine, sorunları görmezden gelmek için dini kullanmış oluruz. Sorunların üzerini dinle örtmek, dini duyguları tahrik ederek sorunları yok farz etmek mümkün değildir" diye konuştu.
"CEMAATLEŞMELER AYRIŞTIRMAYA YOL AÇIYOR"
Dini örgütlenmelerin aslında bir sivil özgürlük alanları olduğunu söyleyen Bardakoğlu,"Ama görüyoruz ki bilhassa İslam dünyasında dini örgütlenmeler, dini cemaatleşmeler giderek ayrıştırmaya ve insanların birbirini ötekileştirmesine yol açıyor" dedi. Çok güzel bir sivil özgürlük alanının farkında olmadan sivil kargaşaya yol açtığını, barış ve huzurun yok olmasına yol açabildiğini belirten Bardakoğlu, "Dini örgütlenmelerin kendi örgütlü alanlarında kalması, toplumsal alanda etkin rol almamaya, pastadan pay alma mücadelesine girmemesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
YAYILMACILIK BARIŞA KATKIYI AZALTIR
Dinlerin yayılmacılık tutkularının da dinlerin barışa katkısını azaltan bir husus olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Her din mensubu diğerlerin de kendi dininden olmasını ister. Bu insani birşeydir. Gönlümüz ister ki herkes bizim gibi inansın. Allah'ın gösterdiği töleransı, merhameti biz niye göstermiyoruz? Allah buyuruyor Kuranı Kerim'de; 'Rabbim isteseydi insanlar hepsi tek bir inanç ve din üzerine olurdu'. Ama öyle demedi. İnsanları dünyada serbest bıraktı. Herkes kendi yolunu kendi seçti. Dinler ideolojik hale geldiği vakit, yayılmacılık dinlerin çok temel bir hedefi olduğu vakit, artık dinin barışa katkısı yerine, dinin barışı dinamitlemesi söz konusu olabilir. Öyleyse dini hoşgörü, dini müsamaha çatısı altında insanları buluşturmamız gerekiyor" dedi.
"TEVHİD-İ TEDRİSAT KORUNMALI"
Son olarak dini öğretimin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Bir de bizim coğrafyamızda din eğitimine çok önem vermemiz gerekiyor. Dini nasıl öğreteceğiz ' Dini nasıl anlatacağız ' Birçok İslam ülkesindeki çok büyük kargaşanın, krizin, kavganın, ayrışmanın, şiddetin temelinde yanlış din eğitimleri yatmaktadır. Din adına birçok öfkenin, kavganın insanları din adına aktarılması ve genç beyinlerin din adına yönlendirilmesi yatmaktadır "dedi. Bardakoğlu, Tevhid-i Tedrisat kanununun Türkiye'yi diğer İslam ülkelerinden farlı kıldığını söyledi. Bardakoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli bir özelliği vardır. O da Tevhid-i Tedrisat. Yani din eğitimi konusunda Tevhid-i Tedrisat ilkesiyle biz, din adına neyin nasıl öğretileceği konusunda belli bir ortak paydayı bulmuş bulunuyoruz. Bunu korumamız lazım. Bu baskı değildir. Bu dinin aydınlık belgesinin insanlara açık ulaştırılması, ticaretten uzak, siyasetten uzak, öfkeden, şiddetten uzak, ötekileştirmeden uzak, iç sorunlarına bulaştırılmasından uzak, dini din olarak doğru şekilde öğretme çabasıdır. Din anahtar teslimi bir güvenlik ve barış toplumu vaat etmez. Bir dine inanmakla, bütün sorunlarınızı çözmüş olmazsınız. Hastaysanız, iyileşmezsiniz. Fakirseniz, zengin olmazsınız. Kargaşa ortamıysa barış ve huzura ermersiniz. Dinin böyle bir vaadi yok. Dinin, İslam'ın, Kuran'ın şöyle bir açıklaması var; Diyorki, 'başınıza ne gelirse, kendi ellerinizle yapıp ettiklerinizin sonucudur'. Din bir ilahi inayettir. Bir rahmettir. Yol göstermedir. Size doğruyu anlatır. Kötüyü anlatır. Ama doğruyu yapacak olan, gerçekleştiren olan, kötüyü önleyecek olan sizsiniz" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-------------
Prof. Bardakoğlu'nun konuşması
Detaylar
==============================
6- İSTİKLAL CADDESİ'NDEKİ "OMUZ ATMA" CİNAYETİ
KAVGAYI GÖRÜP MÜDAHALE ETMEDİKLERİ ÖNE SÜRÜLEN POLİSLERE 2 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
İstiklal Caddesi'nde 4 Temmuz 2015 tarihinde, "omuz atma" nedeniyle çıkan kavgada, Ayhan Kaya'nın bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin kavgayı gördükleri halde müdahale etmedikleri gerekçesiyle iki polis hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde "omuz atma" nedeniyle çıkan kavgada Ayhan Kaya'yı kemer ve yumrukla dövüp bıçaklayarak öldürdükleri iddiasıyla yargılanan 3 sanık, "kasten öldürme" suçlu bulunup 25'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Öldürülen Ayhan Kaya'nın ailesi olay yerinde bulunan sivil polislerden de, olaya müdahale etmedikleri gerekçesiyle şikayetçi oldu. Olaya ilişkin görüntüleri inceleyen savcılık, olay yerinde bulunanların Güven Timleri B Bölge Büro Amirliği'nde görevli polisler olduğunu tespit etti. Savcılık soruşturma izni için 7 polis hakkında emniyete yazı yazdı. Emniyet, yaptığı inceleme sonucunda söz konusu polislerden 5'inin saldırganları yakalayarak polis merkezine götürdüklerini tespit etti. Bu kişiler hakkında valilik soruşturma izni vermezken diğer iki polis hakkında savcılık soruşturma başlattı. Hazırlanan iddianamede, polisler A.T., ile M.Ö.,'nün "Çıkan kavgayı gördükleri halde olay yerinde kavgayı izleyip müdahale etmeyerek görevlerinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları anlaşılmıştır" denildi. İddianame Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Görüntü Dökümü:
------------------------------
//ARŞİV
Güvenlik kamerası görüntüleri
Ayhan Kaya'nın dövülüp bıçaklanması
Olaya müdahale eden sivil polisler
Olayı izleyenler
06.04.2017 - 10.25 Haber Kodu : 170406023
===================================
7- BAYRAMPAŞA ÇEVİK KUVVET ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜ İŞGAL GİRİŞİMİ DAVASI (1)
Haber: Hayati KILIÇ - İSTANBUL DHA
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nü işgal girişimiyle ilgili 18'i rütbeli 58 askerin 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. İlk iki duruşmada savunmaları tamamlanan tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu'nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan 273 sayfalık iddianamede, çevik kuvvet önünde şehit edilen Ümit Yolcu maktül, Birol Tarlacı adlı vatandaş mağdur, 15 kişi ise müşteki olarak yer alıyor. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtiliyor.İddianamede, 18'si tutuklu 58 asker hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ve hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yine tüm şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Şehit Ümit Yolcu'nun öldürülmesi ve 16 kişinin de yaralanması olaylarına ilişkin ise bazı askerler hakkında, "Kasten öldürme, yaralama ve tehdit" suçlarından da değişik oranlarda hapis cezaları isteniyor.
=================================
8- JANDARMADAN SAHTE PARA OPERASYONU
Haber: İhsan YALÇIN : İstanbul DHA
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Eyüp'te piyasaya sürülmek üzere olan sahte para ele geçirdi. Sahte paralar incelenmek üzere Merkez Bankası'na gönderilirken, 3 kişi gözaltına alındı.
İstanbul İl Jandarma ekipleri K.A., Ş.G. ve A.G.'nin İstanbul'da piyasaya yüklü miktarda sahte para süreceği ihbarını aldı. İhbar üzerine harekete geçen ekipler 3 şüpheliyi Fatih'te gözaltına aldı. Şüphelilerin üzerinde 900 adet sahte 100 TL bulundu.
EVE DE BASKIN DÜZENLENDİ
K.A., Ş.G. ve A.G.'nin Eyüp'teki evinde yapılan aramalarda ise piyasaya sürülmek üzere olan 3795 adet sahte 10 TL, 132 adet sahte 20 TL, 334 adet sahte 100 TL, 31 adet sahte 50 TL, 35 adet sahte 200 TL ve 154 adet sahte 100 ABD doları, sayfalarca basımı tamamlanmış ancak kesimi yapılmamış halde 1952 adet sahte 10 TL ve 148 adet sahte 20 TL ile 2 adet UV ışıkta kupür değerlerini gösteren güvenlik yazısının sahte olarak basımı amacıyla hazırlanan kaşe ele geçirildi. Ele geçirilen sahte paralar, incelenmek üzere Merkez Bankası'na gönderildi. Parada sahtecilik suçundan 3 ayrı arama kaydı bulunan ve sahte kimlik kullanan A.G. ile K.A. ve Ş.G. isimli şüpheliler, ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Jandarmanın eve baskın yapması
-Ele geçirilen sahte paralar
-Şüphelilerin jandarmadan çıkışı
-Genel ve detaylar
06.04.2017 - 09.59 Haber Kodu : 170406021
================================
9- TOPBAŞ: AVCILAR'DA YENİLENECEK KONUTLARA KAT YASAĞINI KALDIRIYORUZ
Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL,
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, 2008 yılında aldıkları kararla deprem riski bulunan ilçelerden Avcılar'da 4 kattan yüksek binaların yenilenmesi önündeki en büyük engel olan 'kat yasağını' kaldıracaklarını açıkladı.
Marmara Depremi'nden etkilenen yerleşim birimleri arasında bulunan Avcılar'da kentsel dönüşümün sağlıklı yapılabilmesi amacıyla belediye bünyesinde oluşturulan Plan ve Proje Müdürlüğü, bilim insanlarının yanı sıra İBB'den uzmanları davet ederek yaptığı çalışma sonunda hazırlanan 'Acil Eylem Planı'nı uygulamaya koydu. Belediye Meclisi 2014 yılında CHP ve AK Partili üyelerin oybirliği karar vermesi sonucu '1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği'ne gidildi. Ayrıca İlçedeki 10 mahallede başlatılan çalışmalar kapsamında bina sayıları ve kaçar katan oluştukları tek tek tespit edildi.
DÖNÜŞÜME KAT SINIRI ENGELİ
Avcılar'ı da etkileyen 1999'daki Marmara Depremi ardından yorgun ve eski 4 kattan yüksek binaların 'Kentsel dönüşüm' kapsamında yenilenmesi gerektiği halde 2008'de getirilen '4 kat sınırı' nedeniyle çalışmalar yapılamadı. 4 kattan yüksek binalarda oturanlar yapıların yenilenmesi halinde diğer katlarda oturanların akıbetinin belli olmaması nedeniyle Avcılar'daki yenilenmesi gereken bu binalarda dönüşüm uygulanamaz oldu. Avcılar Belediyesi'ndeki tartışmalar ardından CHP ve AK Parti de binaların yenilenmesi gerektiği konusunda görüş birliği içerisinde hareket ederken, Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, şu değerlendirmeyi yapmıştı:
"Avcılar'daki 5 veya 6 katlı binaların bunların çoğu yorgun, hasarlı, yaşlı. Sadece evler değil. Bunlar bir yere gidebilecek durumda değil. 1980 yılında müktesep hak olarak 6 kat hakkını elde etmiş binaların envanterini çıkardık. Bunların bulunduğu yerlerin altyapısı zaten 6 kata göre yapılmış. Bu meskenlerde oturuluyor, trafiğe altyapıya veya başka bir konuya ek yük getirecek durumu da yok. Mevcut binaların yenileri ile güvenli yer değiştirmesi gerekiyor. 5 ve 6 kat izni alındığında bunlar bir an önce yenilenecek. İnsanlarımız aynı mahallelerinde aynı komşuları ile parkı, pazarı ile güvenli, günümüz teknolojisi ile yapılmış güvenli binalarda oturmak istiyor. Olası bir risk nedeniyle hiçbir ayırım yapmadan bunu sağlamak gerek. İstanbul'dayız zemin sorunumuz var. Koruyucu önlemlerini bunların başında imar planı yaparak güvenli binalarla değişimini sağlamak zorundayız"
DEĞİŞİKLİK KARARI OY BİRLİĞİ İLE ALINDI
Avcılar'da geçen yılın sonlarında yapılan görüşmede 10 mahallede çalışmaları tamamlanan 7'sinin imar planı Belediye Meclisi'nde oy birliği ile kabul edildi. Yasaya göre İmar Planı Değişikliği kararı parti ayrımı yapılmaksızın ilçe belediye meclisinde alındığı için sıra süre içerisinde İBB Meclisi'ne sunuldu. İBB Meclisi'nde bu yılın ilk 3 ayında imar planı henüz onaylanmadı.
TOPBAŞ AÇIKLADI: ESKİ HALİNE GETİRİYORUZ
Referandum çalışmaları kapsamında AK Parti İlçe Başkanı Ali Burak Tepe ile birlikte Avcılar'da düzenlenen mitingte konuşan İBB Başkanı Kadir Topbaş, ilçedeki eski binaların yenilenmesi önündeki kat engelini kaldıracaklarını açıkladı. Başkan Topbaş, şöyle dedi:
"Bu bölgede 2008 yılında dönemin belediye başkanının talebiyle deprem riski sebebiyle imarda indirimler yapılmıştı. Kat sayısı azaltılmıştı, tekrar onu eski haline getiriyoruz. Kentsel dönüşüm içerisinde bunlar düzenleniyor. Diğer taraftan Avcılar'daki 2 mahalle; Tahtakale ve Yeşilkent ile ilgili çalışmalar sürüyor, Yeşilkent'te 5 binlik imar planları hazırlandı bitti, oraya Kiptaş'ı sokuyoruz; bir model ortaya çıkarsın da insanlar modeli görsün diye. Yasanın verdiği yetkiyi ilçe belediyeleri kentsel dönüşümü adalar bazında bu yetkileri var kendilerinde bunu yapabilirler. İstanbul'da bazı belediyeler bunu başarı ile yapmakta. Esenler, Beyoğlu, Güngören, Kağıthane, Esenyurt Belediyeleri ve Kartal Belediyesi de bu yetkiyi aldı Bakanlar Kurulu kararı ile. Buna yetkileri var. Buradan sanki büyükşehir önümüzü kapatıyor denilmesin diye bunları söylüyorum"
Görüntü Dökümü:
------------
-Avcılar'dan genel görüntüler
-Avcılar Belediye Başkanı Belediye Meclisi'nde alınan kararı anlatırken 4 kat yasağından yakınırken
-İBB Başkanı Kadir Topbaş, yasağı kaldıracaklarını açıklarken
06.04.2017 - 11.03 Haber Kodu : 170406033_