Dha İstanbul Bülteni - 2
1- İSTANBUL'DA 'KURT KAPANI 2' (1)Haber : Çağatay KENARLI, İstanbul DHAİstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 2 bin polisin katılımıyla 'Kurt Kapanı 2' adı verilen denetim başladı.
1- İSTANBUL'DA 'KURT KAPANI 2' (1)
Haber : Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 2 bin polisin katılımıyla 'Kurt Kapanı 2' adı verilen denetim başladı.
Terörle Mücadele, Uyuşturucu ile Mücadele, Bomba İmha, Asayiş, Trafik, Havacılık ve Deniz Liman Şube Müdürlüklerinden polislerin katıldığı denetim başta Fatih, Bakırköy, Zeytinburnu, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Sultangazi'nin bulunduğu Avrupa yakasındaki ilçelerde belirlenen noktalarda yapılıyor.
========================
2- HARP AKADEMİLERİ'NDEKİ GİZLİ TOPLANTININ GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Ümit TÜRK, İstanbulDHA
İstanbul'daki darbe girişiminde rol oynayan Harp Akademileri Komutanlığı'nda görevli subayların yapmış oldukları gizli toplantının görüntüleri soruşturma dosyasına girdi. Darbeci askerlerin Harp Akademilerinde darbe öncesi, darbe anı ve sonrasında yaptıkları gizli toplantıların yer aldığı görüntülerde 2 darbe karşıtı subayın alıkonulması da yer alıyor. Görüntülerde, darbeci askerlerin ilk toplantıyı 14 Temmuz'da Ölçme ve Değerlendirme Şube Müdürlüğü'nde gerçekleştirdikleri görülüyor. Demir parmaklıklı kapıdan içeriye giren darbeci askerler daha sonra kapıyı üzerlerine kilitliyor. Toplantı sonunda da kapı aynı yöntemle açılarak darbeciler dağılıyor. Başka görüntülerde aynı odada darbe girişimi günü gelen kişilerin yine toplantı yaptıkları görülüyor. Dosyada, bu toplantının "darbeye ilişkin bireysel bilgilendirme toplantısı" olduğu belirtiliyor. Yine darbecilerin "Son koordinasyon toplantısı", "Toplantı odasından görevlendirme listeleriyle çıkmaları", "Darbe girişimi esnasında yaşanan hareketlilik", "Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından yapılan son toplantı", "Darbe karşıtı subayların alıkonulması"nı içeren görüntüler de dosyada yer aldı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------------
Darbeci askerlerin toplantı salonuna girmesi
Kapıyı üzerlerine kilitlemeleri
Darbe öncesi anı ve sonrasında yapılan toplantılar
Toplantı salonu girişindeki hareketlilik
Subayların alıkonulması
Genel ve detay görüntüler
dhafeed
============================
3- HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞI İDDİANAMESİ ONAYLANDI (1)
Ümit TÜRK, İstanbulDHA
15 Temmuz darbe girişiminde Beşiktaş Yeni Levent'te bulunan Harp Akademileri Komutanlığı'nda kalkışmaya katılan darbeci askerler hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. İddianamede aralarında Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler'in de bulunduğu 110'u tutuklu 116 rütbeli asker şüpheli olarak yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianame 841 sayfadan oluşuyor. İddianamede tüm şüpheliler için, "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun rehin alınması, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem'in kaçırılmak istenmesi, darbe karşıtı iki subayın anfiye kapatılması gibi olaylara karışan bazı darbeci askerler hakkında ise ayrıca, "Silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit", "Nitelikli yağma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığını ihlale azmettirme, birden fazla kişiyle birlikte konut dokunulmazlığını ihlale azmettirme" suçlarından da cezalandırılmaları istendi.
İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve 65'inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 'Suçtan zarar gören', 11 kişi ise müşteki sıfatıyla yer aldı.
İddianamede darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırılarak adının, "Milli Savunma Üniversitesi" olarak değiştirilen Harp Akademileri Komutanlığı'nın 15 Temmuz darbe girişimindeki rolüne yer verildi. İddianamede Harp Akademileri Komutanlığı'nda bulunan özellikle Kara ve Hava Harp Akademisi'nde görevli öğretmen ve öğrenci subayların (Albay, Yarbay, Binbaşı, Yüzbaşı) etkin rol oynadıkları kaydedildi. İstanbul'daki "Darbe yönetim koordinasyon merkezi"nin de buradan idare edildiği belirtildi.
===========================
4 - İNGİLİZ HAVAYOLU ŞİRKETİ BRİTİSH AİRWAYS "ELEKTRONİK CİHAZ YASAĞI"NI BAŞLATTI
Haber-Kamera: Faik Kaptan-Hüseyin ASLIYÜCE/İSTANBUL,
Önce ABD 'nin başlattığı arkasından İngiltere'nin devam ettiği cep telefonu dışındaki tüm elektronik aletlerin kabinde taşınma yasağının ilk uygulaması bugün İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, İngiltere merkezli havayolu şirketi British Airways 'in (BA) Londra'ya giden uçağında başlatıldı.
BA yetkilileri bu sabah saat 10.00'da İstanbul'dan Londra'ya giden BA-675 sefer sayılı uçak yolcularına bir gün önceden iletişim cihazları aracılığı ile ulaştıklarını ve birkaç yolcu dışında büyük çoğunluğun cihazlarını evlerinde valizlere koyduklarını söylediler.
Uygulamanın bu sabah başlamasının dün akşam Londra'da gerçekleşen terör saldırısı ile ilgisi olmadığın belirten bir BA Yetkilisi, " Biz programımızı iki gün önceden yaptık. Uygulama kararını bu sabah başlatmadan önce tüm yolcularımıza ulaştık ve kendilerini bilgilendirdik. Bu nedenle de bır sıkıntı ile karşılaşmadıkö dedi.
Güvenlik aramasının Gözen Güvenlik şirketi elemanları tarafından yapılan BA'nın Londra'ya giden 90 yolcusununrı bilet ve pasaport işlemlerinin ardından uçağa binecekleri köprülerin bulunduğu salonda da el bagajı aramasında geçirildi.
ABD, aralarında İstanbul Atatürk Havalimanının da bulunduğu 8 ülkedeki 10 havalimanından, İngiltere ise Türkiye dahil 6 ülkeden gelen direkt uçuşlarda kabin içine dizüstü ve tablet bilgisayarla normalden büyük cep telefonlarının alınmasının yasaklandığını açıklamıştı.
Görüntü Dökümü
------------
-Londra yazısı görüntüsü
-Yolcuların güvenlikten geçiş görüntüsü
-Yolcuların pasaportlarının kontrolü
-Yolcularının çantalarının kontrol görüntüsü
-Genel ve detay görüntü
23.03.2017 - 11.53 Haber Kodu : 170323043
=========================
5- 'KOMŞUYA' SEÇİM AKINI;OTOBÜSLERLE BULGARİSTAN'A GİTTİLER
Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL,
Bulgaristan'da 26 Mart pazar günü 240 sandalyeli meclis için yapılacak seçime doğdukları topraklarda katılmak isteyen Türkiye'deki binlerce çifte vatandaş yollara düştü.
Bulgaristan seçimleri ardından 3 hafta sonra Türkiye'de referandum için sandık başına gidecek çifte vatandaşların seçim turu hızlandı. Hak ve Özgürlük Hareketi (HÖH) genel başkanlığı yapan Lütvi Mestan'ın 10 ay önce kurduğu Dost Partisi, seçimlere Orhan İsmailov'un genel başkanı olduğu Hürriyet ve Şeref Halk Partisi ile oy pusulasının 13'üncü sırasında birlikte girecek. Bu koalisyonun İstanbul Avcılar temsilcisi Bilal Kılıç, aynı zamanda Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Küçükçekmece'de oturan yıllar önce göç eden göçmenlerin oy kullanacağını hatırlatırken, seçmenlere yardımcı olmak için tüm güçleri ile çalıştıklarını söyledi. Seçimden önce belirlenen süre içerisinde bin 200 kişinin elektronik ortamda seçmen kaydı yaptıklarını bunların yanı sıra beyanname olarak bilinen 'Deklaratsiya' (Taahhütname) yoluyla yaklaşık aynı sayıda seçmenin oy kullanacağını anlattı. Kılıç, "Çifte vatandaşlarımızın 'Deklaratsiya'yı Bulgaristan alfabesi ile doldurması oy kullanacağı gün sandık başkanının karşısında imzaladıktan sonra oyunu kullanması gerekiyor. bin 500 kadar beyanname dağıttık evlerinde dolduruyorlar. Bulgarca bilmeyenlere beyannameleri biz dolduruyoruz" dedi. Bilal Kılıç, Avcılar'daki çalışmaları sırasında bunların yanı sıra Bulgaristan'da oy kullanmak isteyenler ile ilgili ön kayıt çalışması yaptıklarını anlatırken, şöyle dedi:
"Bulgaristan'da oy kullanmak isteyenlerin tercihine göre istedikleri tarih ve saate göre otobüslere binmeleri sağlanıyor. Oluşturulan 4 hat var. Bunlar, Türkler'in yoğun olduğu Ruse (Rusçuk) hattı, Silistre, Kırcali ve Dobriç. Bu hatlara Avcılar Belediyesi Otobüs Terminali'nden otobüsler kalkıyor. Avcılar bölgesi için en az bin 200 vatandaşımız gidip oy kullanacak. Bursa'da bu rakam 4 bin 500 kadar."
Dost koalisyonunun Avcılar temsilcisi Bilal Kılıç, komşudaki seçimde parlamentoya girebilmek için gereken yüzde 4 barajını çok rahat aşacaklarına inandıklarını, Avcılar Bölgesi'nde en az 4 bin oy beklediklerini anlatırken 40 kişilik ekiple aralıksız çalıştıklarını söyledi. Kılıç, "Bulgaristan'dan göç edenlerin yüzde 90'ının Dost'a oy kullanacaklarını görüyoruz. Türkiye'deki orana göre yüzde 80-90 oy kullanacaklarını söylüyorlar. Bulgaristan'da parlamentoya girebilmek için yüzde 4 barajı var. Ortalama rakamlarla 120-130 bin oy gerekiyor bir partiye. Bu sayı katılım oranına bağlı. Katılım oranı yüzde 44 ise; karşılığı tüm partilere 2.5 milyon oy kullanılmış demektir. Bu durumda 115 bin oy barajı aşmak için yeterli. Biz yüzde 4 değil, 7-8'e ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
"OY ALMAK VE SATMAK SUÇ"
Kılıç, bir soru üzerine Avcılar'da bir çok yere asılan pankartlarda 'Oy almak ve satmak suçtur' ifadesini yazmanın Bulgar yasalarına göre zorunluluk olduğunu kaydederek, "Bulgaristan'da parayla oy alma, kazanma gibi hareketler olduğu için meclis karar almış. Siyasi parti afişlerinde bez afişlerde zorunludur" dedi.
"PROVOKASYON YAPTILAR"
Kılıç, birkaç gün önce Türkiye'nin karşısındaki 3 sınır kapısında bazı milliyetçi provokatörlerin Türk otobüslerine engelleme yaptığını, Bulgar güvenlik güçlerinin müdahale ettiğini, güvenliğin sağlandığını ifade ederken, "Bu uluslararası kanunlara göre çok yanlış bir şeydi. Seçmenlerimiz kararlıdır, oyunu kullanır. Bulgaristan Türkiye'de sandık sayısını 35 ile sınırlı tutmasa; 130-150 sandık sağlamış olsa bu otobüslere gerek kalmayacaktı. Sivil toplumlar dernekler otobüslerle diğer insanlarımız taşıma organizasyonuna girmezlerdi. Yanlış kararların sonucu ortaya çıkan bir olaydır" dedi.
OTOBÜS TERMİNALİ HAREKETLİ
Komşuda oy kullanmaya gidecekler için başta Avcılar ve Bayrampaşa olmak üzere İstanbul'un çeşitli kesimlerinden otobüsler kaldırılırken, yanlarında bavullar dolusu eşya götüren çifte vatandaşlar, demokratik haklarını kullanırken, doğdukları toprakları ve orada bıraktıkları yakınlarını görebilmenin heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Görüntü Dökümü:
------------
-Dost koalisyonu Avcılar temsilcisi Bilal Kılıç konuşurken
-Seçim afişleri
-Dost Partisi bürosunda bulunanlar
-Otogarda otobüslerini bulmaya çalışanlar listeleri incelerken
-Bagajlar
-Otobüse binenler
-Oy kullanmak için Bulgaristan'a gideceklerle röportajlar
23.03.2017 - 09.09 Haber Kodu : 170323017
=================================
6- ' POLİSİZ' DİYEREK SURİYELİ AİLEYİ SOYANLARA 18 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
Suriyeli ailenin 4,5 kilo altınını ve 36 bin dolarını çalmışlardı.
Savcı, 2'si Suriyeli, biri Iraklı 4 sanığın 18'er yıla kadar hapsini istedi.
Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
Bahçelievler'de 4 ay önce Suriyeli Aileni'nin evine 'Polisiz evde arama yapacağız' diyerek giren ve evdeki 4,5 kilo altın ve 36 bin Doları alarak kaçtıkları iddia edilen 4 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Necip Payam, Muhammet Muvaffak Sabuni, Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi ve Salam Jaber hazır bulundu. Ayrıca Feysel İsa İdan ve eşi Fatima Casim El İdani de 'şikayetçi' sıfatıyla duruşmaya katıldı.
SANIK NECİP PAYAM SAVUNMASINI YAPTI: ELİM ÇANTAYA DEĞMEDİ
Sanıklardan Necip Payam olay tarihinden iki ay önce sanıklardan Muhammet Muvaffak Sabuni ve Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi ile Gaziantep'te Kumaşçı Halit İslam aracılığıyla tanıştığını anlatarak şunları söyledi: "Sanıklardan Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi bana Suriye'deki akrabalarının katledildiğini ve paralarının alındığını, 'Muhammet Alev' isimli bir şahsın bunları aldığını söyledi. Parayı alıp Türkiye'ye gelenlerin içinde bir tanıdıkları olduğunu ve o kişinin bu sanıkları arayarak parayı alanların Türkiye'ye gelmeleri durumunda haber vereceğini söyledi. Ben şikayetçileri tanımam. Ben de bu sanıklara 'Gaziantep'te esnafım, emniyette ve adliyede tanıdıklarım var. Bu para sizinse size ait olduğunu ispat ederseniz gider konuşuruz hakkınızı ararız' diye söyledim. Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi paranın akrabalarına ait olduğuna dair delili olmadığını ancak parayı alan kişinin amcasının oğlunun şahitlik yapacağını söyledi. Ben de sanıklara bu işe karışmayacağımı söyledim. Bu görüşmeden iki ay geçti. Halit İslam telefonla aradı, sanıkların İstanbul'da olduklarını söyledi. Ben de olaydan 27 gün önce İstanbul'daydım. Bu sanıklar bana alacakları olduğunu belirttiklerinde gitmeyeceğimi söyledim. Ancak ısrar ettiler, para teklif ettiler. Onun üzerine savcılığa, emniyete giderek şikayetçi olmalarını tavsiye etmek yerine bu şekilde davranmak suretiyle hata ettim, pişmanım. Diğer sanıklarla birlikte eve girdim evden çıktıktan sonra kullandığım araçla Muhammet Muvaffak Sabuni ile birlikte ayrıldık. Suça konu çantayı ben almış değilim. Benim elim çantaya değmedi"
"ŞİKAYETÇİYİZ"
Şikayetçi Fatima Casim El İdani tercüman aracılığıyla verdiği ifadesinde sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, duruşma salonunda sanıklardan Necip Payam, Muhammet Muvaffak Sabuni ve Salam Jaber'i teşhis etti. Olay nedeniyle kızı Sekine'nin psikolojisinin bozulduğunu ve sanıklarla karşılaşmamak için duruşmaya gelmediğini söyleyen İdani, Suriye'de de kuyumcu olduklarını ifade etti. Şikayetçi Feysel İsa İdan da 3 kilo 800 gram altının iade edildiğini, çalınan altının 5 kilodan fazla olduğunu söyleyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
AVUKATLARI DURUŞMADA HAZIR BULUNMADIĞI İÇİN SAVUNMA YAPAMADILAR
Tutuklu sanıklardan Irak vatandaşı Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi ve Suriye vatandaşı Salam Jaber avukatları duruşmaya katılmadığı için savunmasını yapamadı, diğer sanık Suriye vatandaşı Muhammet Muvaffak Sabuni'nin avukatı da savunma yapmak için süre istedi. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre olay şöyle oldu: Şüpheliler Necip Payam, Suriye vatandaşı Muhammet Muvaffak Sabuni, Irak vatandaşı Ahmad Abdullah Ahmed Al Dulimi ve Suriye vatandaşı Salam Jaber olaydan bir süre önce Suriye'deki iç savaştan kaçan şikayetçiler Feysel İsa İdan ve eşi Fatima Casim El İdani yanlarında 36 bin Dolar para ve yaklaşık 4,5 kilogram altın ile İstanbul'a akrabalarının yanına yerleştiği duyumunu aldı. Plan yapan şüpheliler 15 Kasım 2016 günü saat 23.00'da şikayetçilerin bulunduğu Bahçelievler'deki ikametine geldi. Ellerinde telsiz bulunan ve Arapça ve Türkçe konuşan şüpheliler kendilerini polis olarak tanıttıktan sonra 'Evde silah bulunduğunu bu sebeple arama yapacaklarını' söyleyerek içeri girdi. Evde yemek yiyen şikayetçileri ve tanıkları bir odada toplayıp evin odalarını araştıran şüpheliler, içerisinde altın ve paraların bulunduğu çantayı şikayetçilerin elinden zorla ve çekiştirerek alıp kayıplara karıştı. Olaydan sonra aile karakola giderek şikayetçi oldu. Olayla ilgili şüpheliler yakalandı, suçtan elde edilen altınlarda şüphelilerin üzerinden ele geçirildi, şikayetçilere teslim edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatan savcılık şüphelilerin "Gece vakti birden fazla kişi tarafından birlikte konutta yağmaö ve "Nitelikli konut dokunulmazlığıö suçlarından 11'er yıldan 18'er yıla kadar ayrı ayrı hapisleri istedi.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Olayla ilgili arşiv görüntü
==========================
7- TÜRKİYE'DEKİ TEK UÇURTMA MÜZESİ ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR
Haber-Kamera: Taner YENER - Güven USTA /İSTANBUL,
Çoğumuzun çocukluğunun bir parçası olan uçurtmayı yaşatabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için 2005 yılında kurulan Türkiye'nin ilk ve tek uçurtma müzesi "'Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi" 28 ülkeden toplanmış 2500 'e yakın parçadan oluşan koleksiyon ile ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.
Koleksiyonun 1200'ünü uçurtma diğerlerinin ise uçurtma ile ilgili yayın ve değişik objelerden oluştuğunu belirten İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye Milli Direktörü Mehmet Naci Aköz, "Buraya gelen gruplar genelde okul grupları geliyor. Toplam bir saatlik bir program yapıyoruz. Bir saatlik programın ilk yarım saatinde binamızın alt katında atölye bölümleri var. Oraya gelen öğrencilerimize malzemeler veriyoruz. Uçurtma öğretmenlerimiz var. Bunlar uçurtmanın nasıl yapıldığını anlatıyorlar. Çok eğlenceli bir şekilde herkes kendi uçurtmasını kendisi yapıyor " dedi.
Türkiye'de artık bir oyun kültürü haline gelen ve birçoğumuzun çocukluğunun bir parçası olan uçurtmayı yaşatabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için, İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı Mehmet Naci Aköz öncülüğünde bir araya gelmiş uçurtma gönüllüleri tarafından metaryalleri 1986 yılından itibaren toplanmaya başlanan ve 2005 yılında kurulan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, ziyaretçilerine haftada 6 gün kapılarını açıyor. Uncular Caddesi Bakıcı Sokak'ta, iki katlı 500 metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren müzede, dünyanın 26 ülkesinden toplanmış 2 binden fazla uçurtma ve uçurtma ile ilgili malzeme sergileniyor. Müzede 2 ayrı müze salonu, 3 uçurtma atölyesi alanı, 1 okuma salonu ve film kulübü bulunuyor.
DÜNYADAKİ UÇURTMA KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRENİYORLAR
Pazartesi- Cumartesi günleri arasında ziyarete açık olan müzeyi, uçurtmaya gönül vermiş her yaştan ziyaretçi gezebiliyor. Ücretsiz olan müze gezisinde, ziyaretçilere iki ayrı salonda sergilenen ve hepsi birbirinden görkemli uçurtmalarla birlikte, geldikleri ülkelerin uçurtma kültürleri de tanıtılıyor. İsteyen ziyaretçi uçurtmaları yakından inceleyebiliyor ve hatıra fotoğrafı çektirebiliyor.
KENDİ UÇURTMALARINI YAPMAYI ÖĞRENİYORLAR
Müzenin sunduğu hizmetlerden biri de uçurtma atölyesi. Ziyaretçiler, hemen alt katta bulunan atölyede, uzman uçurtma eğiticileri nezaretinde uçurtma yapmayı öğreniyor ve kendi uçurtmalarını yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Atölyede yaklaşık 1 saat süren uçurtma eğitimi için ücret talep edilmiyor. Ziyaretçiler sadece kullandıkları uçurtma malzemesinin parasını ödüyor. Atölye eğitiminin sonunda uçurtmalarını yapanlara takdir belgeleri veriliyor.
UNLA SUYU KARIŞTIRARAK MACUN YAPARDIK
İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Üsküdar Belediyesi Mahmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi Kurucusu Mehmet Naci Aköz, müzelerinin dünyadaki 18 uçurtma müzesinden biri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye'deki tek müze. Müzemizde özellikle Uzakdoğu ağırlıklı olan ürünler var. Bu ürünler için özellikle aldığımız sorulardan bir tanesi 'Bunları nasıl topladın?' oluyor. Bunları bizim İstanbul Uçurtmacılar Derneği üyeleri çeşitli uluslararası festivallere katılıyor, çoğuna ben gidiyorum. Bu gittiğimiz uluslararası uçurtma festivallerinde kendi kültürümüz olan 'Türk uçurtması' dediğimiz altıgen uçurtmalarının uçurtulmasını sağlıyoruz hem de her gittiğimiz ülkelerden de değişik uçurtmalarla geliyoruz öyle topluyoruz. Bizim çocukluğumuz, ben 1958 doğumluyum. Çocukluğumuzda biz babalarımızdan para alamazdık uçurtma yapmak için o zaman imkanlar yoktu. Kendi uçurtmalarımızı kendimiz yapardık. Unla, suyu karıştırırdık macun yapardık. Sonra gazete kağıdı ve ağacın dallarından uçurtma üretirdik. Biz istiyoruz ki şimdiki çocuklar bunu yapmasın"
TİYATRAL DİL KULLANARAK İNTERAKTİF BİR ŞEKİLDE UÇMA KÜLTÜRÜNÜ ANLATIYORUZ
Uçurtmanın çok özel bir ürün olduğunu ifade eden Aköz, şöyle devam etti:
"Uçurtmayı yaptığınız zaman mutlaka onu doğaya çıkartacaksınız, yeşil alana çıkartacaksınız, orada rüzgarı göreceksiniz, güneşi göreceksiniz. Çocuk gözüyle bakıyorum o rüzgar, güneş, yeşil alan orada çocuğun yaptığı performans o çocuğa gerçekten unutulmaz bir anı verecek. Hem de çocuğun doğa ile haşır-neşir olması sağlanacak. Bu anlamda uçurtmanın özel bir şey olduğunu düşünüyoruz. Buraya gelen gruplar genelde okul grupları geliyor. Toplam bir saatlik bir program yapıyoruz. Bir saatlik programın ilk yarım saatinde binamızın alt katında atölye bölümleri var. Oraya gelen öğrencilerimize malzemeler veriyoruz. Uçurtma öğretmenlerimiz var, uçurtmanın nasıl yapıldığını anlatıyorlar. Çok eğlenceli bir şekilde herkes kendi uçurtmasını kendisi yapıyor. Üç yaşındaki çocuk dahi yapabiliyor destek alarak. İkinci bölümde müze kısmına geliyor öğrenciler burada sandalyeye oturuyorlar. Tavan, duvar yer her yer uçurtma dolu burada tamamen tiyatral dil kullanarak interaktif bir şekilde uçma kültürünü anlatıyoruz. Hem kendi oyuncağını yapmış oluyor hem bir aktivite yapmış oluyor. Hem de bir sonraki adımda sokakta oynayacağı uçurtmayı götürmüş oluyor. Burası mutlaka çocukların gezmesi gereken bir yer. Sadece çocuklarla ilgili değil yetişkinlerin de mutlaka görmesi gereken bir yer. "
TANRI GANAŞİ FİGÜRLÜ VE BİTKİLERDEN YAPILMIŞ UÇURTMALAR
Müzede değişik ülkelerden toplanmış çok sayıda uçurtma olduğunu belirten Aköz, "Müzemizde değişik ülkelerden toplanmış ürünler olduğundan bahsettim. Bunlardan bir tanesi hemen arka tarafımda duran Hindistan'dan gelmiş Hinduların inanışına göre 'tanrı ganaşi' dedikleri bereket tanrısı olan bir uçurtmanın sembolü var. 2011 senesinde bizimde katıldığımız festivalde birinci seçildi. Biz ertesi gün satın aldık, müzemize kazandırdık. Çok özel bir uçurtma: Boncuklarla yapılmış çok ağır bir uçurtma. Siri Lanka'dan gelmiş bir uçurtma var tamamen bitkilerden yapılmış kuş şeklinde bir uçurtma. Uçurtma yapmak için illaki bir kağıt ya da naylon olmasına gerek yok. Kağıt, kumaş olabilir çok doğal ürünler olabiliyor" dedil.
FESTİVALDE 60 METREKARE BÜYÜKLÜĞÜNDE DEV TÜRK BAYRAĞI
20-21 Mayıs'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek olan 5. Uluslararası Uçurtma Festivali'ne Uzakdoğu ülkeleri ağırlıkta olmak üzere Çin, Hindistan, Siri Lanka, Tayland. Vietnam, Yeni Zelanda, Amerika, Almanya, İngiltere pek çok ülkden 40 yakın ünlü profesyonel uçurtmacı festivale katılacağını belirten Aköz,, "Devasa uçurtmalarla geliyorlar Türk halkı gerçekten çok ilginç şimdiye kadar görmediği bırakın birebir görmeyi belki haberlerde bile görmediği devasa uçurtmalar görecek. Bizim de onunla ilgili bir hazırlığımız var. 20-21 Mayıs'ta festival logolu 15 bin uçurtma dağıtılacak ekip onu hazırlıyor. Festivalde yine Türkiye'de ilk kez uçurtulacak 60 metrekare büyüklüğünde dev bir Türk bayrağı uçurtulacak. Dünyanın en büyük uçurtmalarının üretildiği Yeni Zelanda'da siparişi verildi yapılıyor. Muhtemelen 100 kişi falan onu tutup zapdedebilecek. Festivalin gözdesi olacağını düşünüyorum."
M.Ö 300 YILINDA ÇİN'DE ORTAYA ÇIKIYOR
Uçurtmanın tarihinden de bahseden Aköz, şöyle konuştu:
"Uçurtmanın çok müthiş bir tarihi var. Özellikle batı tarihi çok önemli. İki tane örnek vereyim. 1572 yılında Benjamin Franklin diye bir adam uçurttuğu bir uçurtma sayesinde yağmurlu bir havada şimşeğin içindeki statik elektriği bulmuş. Bilimsel bir olay bunun gibi bir sürü örnek var. Bir başka örnek Graham Bell kardeşler onlar da uçağa giden yolu uçurtma ile açmışlar. Uçurtma Çin'de M.Ö. 300 yılında ortaya çıkıyor. 1295 yılında Malaya adalarında satın alınıp Marco Polo tarafından Hollanda'ya getiriliyor ve batı tanıyor. Bizim topraklarımıza 15.yüzyılın sonralarında geliyor. Elimizdeki kitaplardan aktarıyorum bunları 1582 yılında padişah 3. Murat çocuğunun sünnet düğününde Sultanahmet'de at meydanında simurg kuşundan bir uçurtma uçurmuş sünnet düğününün eğlencesi içinde. Saray Merasimleri isimli kitapta ise 15 ve 17. yüzyılı anlatıyor 'Ramazan eğlencelerinde teravih namazından çıkan çocuklar kandil uçurtmalarını hazırlar ve gökyüzüne salarlardı' diyor. Benim kuşağımın bildiği fener uçurtmalarından bahsediyor. Dört kanatlı içi kutu gibi olan içine küçük gaz yağdanlığı koyup uçurulan kuyruksuz uçurtmadır. Ondan bir tane de müzemizde var. " dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Müze dışından ve içinden genel görüntü
-Uçurtmalardan genel ve yakın görüntü
-Uçurtma atolyesinden görüntü
-Uçurtma yapımında görüntü
-Çocuklara uçurtma eğitimi
-Çocuklarla uçurtma yapımı
-Uçurtma festivali için hazırlanan uçurtmalar
-Memet Naci Aköz uçurtmacılar derneği başkanı röp.
23.03.2017 - 09.57 Haber Kodu : 170323021_
=========================
8- AVCILAR BELEDİYE KONSERVATUVARI'DAN İZMİR MARŞI
Haber: İhsan DÖRTKARDEŞ - İSTANBUL DHA
Avcılar Belediyesi Konservatuarı eğitmenleri, 'İzmir Marşı'nı başta saz olmak üzere çeşitli müzik aletleri ile seslendirdi.
Konservatuar Müdürü Onur Gülin, kurum olarak Kurtuluş Savaşı sırasında Mehmetçik'in İzmir'e girişini konu alan 'İzmir Marşı'nı, Avcılar'ın dokusunu yansıtan biçimde seslendirmek istediklerini söyledi. Avcılar Belediyesi'nin sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve kısa sürede binlerce kişi tarafından izlenen video klibi projesinde konservatuarın şan eğitmenleri; Başak Tatlıbal ve Hande Gençörnek, halk oyunları eğitmenleri; Doğa Demir ve Gökhan Baloğlu, bağlama eğitmeni Mahmut Çeliker, mey eğitmeni Ali Basık, gitar eğitmeni Murat Akça, ud eğitmeni Burak Özdemir, keman eğitmeni Murat Polat, Müzik Eğitmeni Halil Cem Güdek, öğrenciler; Ayberk Tekin, Selin Taşdemir kamera karşısına geçti.
Kültür Sanat Parkı, Havuz Meydanı, sahili ve Atatürk'ün Selanik'te dünyaya geldiği evin benzerinin yapıldığı Atatürk Evi'nin önü başta olmak üzere ilçenin çeşitli kesimlerinde yapılan çekimlerde Belediye Konservatuarı Acapella Korosu, Avcılar Belediye Konservatuarı Çocuk Korosu öğrencileri de yer aldı. Klipte Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yılları ve Mustafa Kemal Atatürk'ün de görüntüleri kullanıldı. Sanatçılar İzmir Marşı'nı uzmanı oldukları müzik aletleri ve seslerde seslendirirken Klipte Avcılar Belediye Konservatuarı Tiyatro Eğitmeni Turgay Yıldız da şiir okudu. 'İzmir Marşı' klibi Mustafa Kemal Atatürk'ün 10'uncu Yıl konuşmasından bazı bölümlerle sona erdi.
Avcılar Belediyesi Konservatuarı Müdürü Onur Gülin, halen İstanbul'un tek belediye
konservatuarı konumunda olduklarını, 2014 yılında başladıkları eğitim çabasının filizlerini almaya başladıklarını, bu çalışmaları göstermek ve Avcılar'ı, bir değeri temsil etmeyi amaçladıklarını anlattı. Gülin, "Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşaö diye haykırmanın kendilerine zevk verdiğini kaydederek, şöyle dedi:
"Atatürk'ün 'Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir' sözlerinden hareket ederek, ona duyduğumuz minneti göstermek istedik. O'nun gibi bir lidere sahip olduğumuz için gurur duyuyoruz. İzmir Marşı'nı söyleyerek,Türk gençleri olarak; O'nun açtığın yolda, gösterdiği hedefe ilke ve devrimlerinden ayrılmadan yürüyeceğimize ant içeriz' demeyi istedik."
Görüntü Dökümü:
Görüntü Dökümü:
--------------
-Belediye konservatuarının 'İzmir Marşı' klibi