Dha İstanbul Bülteni - 2
1- BEŞİKTAŞ'TAKİ TERÖR SALDIRISI DAVASI BAŞLADI.
1- BEŞİKTAŞ'TAKİ TERÖR SALDIRISI DAVASI BAŞLADI...
Haber-Kamera: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
İstanbul'da 10 Aralık 2016'da oynanan Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park çevresinde meydana gelen ve 39'u emniyet mensubu, 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısına ilişkin 8'i tutuklu 10 sanığın yargılanmasına başlandı. Savunma yapmak istemeyen sanıklara mahkeme başkanı ve şehit yakınları tepki gösterdi.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi' tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada, tutuklu 8 sanık ve avukatları katıldı. Terör saldırısında şehit olanların yakınları ile yaralananlar da duruşmaya müşteki olarak katıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da duruşmayı izledi. Kimlik tespiti yapıldıktan sonra iddianamenin özetinin okunmasına geçildi.
SANIKLAR SAVUNMA YAPMAK İSTEMEDİ
Ardında da mahkeme başkanı sanıklardan sırasıyla savunma yapmalarını istedi. Söz alan bütün tutuklu sanıklar savunma yapmak için henüz hazır olmadıklarını ve özel avukatları huzurunda savunma yapmak istediklerini söylediler. Bunun üzerine mahkeme başkanı Mustafa Çakar, "Hepinize, avukatınız var mı diye sorduk, neden cevap vermediniz. Şimdi burada hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz. Hepiniz anlaşarak mı geldiniz. Savunma yapmak istememeniz tesadüf mü?" tepki gösterdi. Görüşü sorulan duruşma savcısı da, "Sanıkların örgütsel savunma yaptıkları anlaşılmıştır. Ek süre taleplerin reddini talep ediyoruz" dedi.
ŞEHİT YAKINLARI TEPKİ GÖSTERDİ
Bu sırada, patlamada şehit olan Kartal Yuvası çalışanı Tunç Uncu'nun annesi Kadriye Uncu, sanıklara tepki göstererek, "Benim içim yanıyor. Avukat istiyorlarmış, kan kusasınız inşallah. Ben çok ağladım, sizin de analarınız ağlasın" diye haykırdı.
Patlamada şehit düşen İETT şoförü Ahmet Dokuyucu'nun eşi Esma Dokuyucu da savunma yapmak istemeyen sanıklara tepki göstererek, "Eşim öldükten sonra çok zor günler geçirdim. Bunların savunulacak birşeyleri yok. Asılmalarını istiyorum" diye konuştu.
İDDİANAMEDE 263 KİŞİ MÜŞTEKİ SIFATIYLA YER ALIYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 114 sayfalık iddianamede, şehit olan 46 kişi "maktul", yaralanan 263 kişi "müşteki", Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği, İETT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü de "suçtan zarar gören" sıfatıyla iddianamede yer alıyor.
SALDIRIYI "TAK" GERÇEKLEŞTİRDİ
İddianamede 39'u emniyet mensubu, 7'si sivil toplam 46 kişinin şehit olduğu, 208'i emniyet teşkilatı mensubu olmak üzere toplam 243 vatandaşın da yaralandığı olayın, terör örgütü PKK'nın 'özel kuvvetler' örgütü "TAK" tarafından gerçekleştirildiği ifade ediliyor. "TAK" isminin örgütün uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla özellikle kullanıldığı belirtilen iddianamede, saldırıların, PKK/KCK terör örgütü üst yönetiminin talimatıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor.
İLK SALDIRI BOMBA YÜKLÜ ARAÇLA YAPILDI
İddianamade Beşiktaş- Bursaspor futbol maçının saat 20.45 sıralarında bittiği, taraftarların saat 22.10 sıralarında stadyumdan güvenli bir şekilde dağıldıkları, ancak stadyumun arka kısmında bulunan ve "eski Beleştepe" diye tabir edilen noktada TOMA yanında grup halinde, yaklaşık 40-45 kişilik taraftar grubunun güvenliğini sağlamakla görevli Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü görevlilerinin beklediği, saat 22.29 sıralarında yolda seyir halinde bulunan bomba yüklü aracın patlatıldığı anlatılıyor. Patlama sonucu grup halinde bekleyen 34 emniyet mensubu ile oradan geçmekte olan araçlarının içerisindeki 7 sivil vatandaş olmak üzere toplam 41 kişinin şehit olduğu ve 208 polis memuru ile 35 sivil vatandaşın yaralandığı belirtiliyor.
İKİNCİ PATLAMA SIRT ÇANTALI ŞÜPHELİDEN
İddianamede, ilk patlamadan yaklaşık 40-45 saniye sonra stadyumun diğer tarafı olan Maçka Parkı girişi yakınında sırt çantalı bir şüphelinin hızlı adımlarla yolun karşısına geçtiğinin görülmesi üzerine şahsın saldırıyla alakası olduğunu değerlendiren 5 kolluk görevlisinin şahsı etkisiz hale getirmek için yanına yaklaştıkları, müdahale edilmeye çalışılması sırasında şahsın üzerindeki bombayı patlatması sonucunda 5 kolluk görevlisinin şehit olduğu, 7 vatandaşın ise yaralandığı kaydediliyor.
CESARET İLACI ALMIŞLAR
İddianamede, terör örgütünün kendi internet sitesinde saldırıyı sahiplendiği ve yine saldırıda ölen örgüt mensuplarının kod adları kullanan Kadri Kılınç ve Burak Yavuz olduklarını açıklandığına da yer veriliyor. Ayrıca kamera görüntülerinden araçta bir kadının bulunduğunun tespit edildiği, ancak üçüncü eylemci olan 25-30 yaşlarındaki kadının kimliğinin belirlenemediği ifade ediliyor. Saldırıyı düzenleyen Kadri Kılınç ile Burak Yavuz'un eylem öncesi bölgede keşif yaptıkları ve "uyuşturucu (Cesaret uyarıcı ilaçları)" aldıkları belirtilen iddianamede eylem talimatını kadın eylemciden aldıkları kaydediliyor.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, tutuklu şüpheliler Tufan Beyhan, Zeki Yılmaz, Reşit Beyhan ve Sercan Bingöl hakkında "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Bu şüpheliler hakkında ayrıca "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar vermeye yardım etme", "Patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar vermeye yardım etme" suçlarından toplam 3 bin 856 yıl 6 aydan 4 bin 929 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezasına çarptırılması
isteniyor. Şüphelilerden Rıdvan Döner, Fırat Kise ve Necip Yılmaz'ın ayrıca, "Suç örgütüne üye olma" ve "Terör örgütü propagandası yapma" suçlarından toplam 9 yıl 6 aydan 25'er yıla hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, şüphelilerden Hikmet Ölçer ve Zemirhan Yılmaz'ın, "Suç örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Nazim Beyhan'ın, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Sercan Bingöl ve Zeki Yılmaz'ın da iki kez "Terör örgütü propagandası yapma" suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Silivri'deki duruşma salonundan detaylar
Terör saldırısıyla ilgili arşiv görüntüler
=================================
2- FATİH'TEKİ BABA DEHŞETİ: DAYIDAN KORKUNÇ İDDİA
Fatih'teki çocuk cinayetiyle ilgili korkunç bir iddia ortaya atıldı.
Dayının iddiasına göre; Nezir T., 2 ay önce de oğlunu öldürmeye çalıştı. O sırada çektiği görüntü ve fotoğrafları aile üyelerine attı. 9 yaşındaki çocuk, polisin yaptığı operasyon ile kurtarıldı.
O görüntü ve fotoğrafları basın mensuplarına veren Dayı Adem Deniz, "Olay açık açık geliyorum dedi. Bunu emniyete söyledik ama hiçbir önlem alınmadı" diye konuştu
Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ / İstanbul DHA
Fatih'te 9 yaşındaki oğlu Yiğitcan T.'yi evlerinde bıçaklayarak öldürdüğü ileri sürülen Nezir T.'nin daha önce de oğlunu öldürmekle tehdit ettiği ortaya çıktı. Dayı Adem Deniz, 2 ay önce Nezir T.'nin oğlunu eve kilitleyip doğalgazı açarak öldürmekle tehdit ettiğini söyledi. Nezir T. olay anında çektiği ses kaydı ve fotoğrafları da eşi ve akrabalarına göndermiş. Dehşet anlarında Yiğitcan T.nin, "Anne babama söyle sabaha kadar ölümüz çıkacak" dediği duyuluyor. Nezir T'nin ise "Oğlunu arasın bu çocuk sabahtır ölecek. Çıkmaz bu çocuk böyle giderse" diyor. Nezir T., oğlunun ağlarken çektiği fotoğrafları da aileye göndermiş.
Aile ise göz göre göre gelen ölüm sonrası emniyet ve savcılıktan şikayetçi. Dayı Adem Deniz, "Çocuk ölüm tehditi aldığını söyledi. Eve kapatıyor. Doğalgazı açıyor. Çocuğu tehdit ediyor ve bize de ses kaydı yolluyor. İlçe emniyete gidip anlattık olayı. Eve gittik koçbaşıyla kırıp eve girdiler. Ertesi gün serbest kaldı. 2 hafta sonra savcılıktan izin kağıdı aldı çocuğu görmek için. Gittik çocuk şubeye anlattık. "Darp var mı? yok" dediler 'O zaman Birşey yapamıyoruz' dediler. Adalet bu mu? Devletimiz bu kadar mı insanların arkasında duruyor? Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne gittim. Ölüm tehtidi aldığımıza yönelik şikayette bulunduk. Hiç birşey yapılmadı. Bir baba çocuğunu ölümle tehdit ediyor ve savcılık izin veriyor. İçimiz yanıyor. 10 senedir eziyet ediyor." dedi.
Nezir T.'nin kardeşiyle boşanma davasının sürdüğünü kaydeden Adem Deniz, "Çocuk annesinde kalıyordu. Savcılık izni olduğu için hafta sonu babasında kalıyordu" diye konuştu.
Adem Deniz, "Boşanma dilekçesini veriyor. Davanın gününü bekliyorduk. Uzaklaştırma kararı verildi. Koruma verilmedi. Olay açık açık geliyorum dedi. Bunu emniyete söyledik ama hiçbir önlem alınmadı" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------
-Ses kaydı ve olay fotoğrafları
-Dayı ile röportaj
====================================
3- AKM'NİN HAVADAN GÖRÜNTÜLERİ
Haber-Kamera: Ali AKSOYER - İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün "Yeni AKM Projesi"nin tanıtımını gerçekleştirecek. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) geçtiğimiz hafta havadan böyle görüntülenmişti.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-AKM'nin havadan görüntüleri
06.11.2017 - 09.19 - Haber Kodu : 171106022
====================================
4- BAKIRKÖY SPOR VAKFI SOSYAL TESİSLERİ YIKILIYOR
Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ / İstanbul DHA
Bakırköy Spor Vakfı Sosyal Tesisleri'nin saat 03.00'da yıkımına başlanmıştı. Yıkım işlemine sabah saatlerinde ara verildi. Yıkım çalışmalarına gün içinde tekrar başalanacak.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Gündüz tesislerden çekilen görüntü
-Yıkılan bölümler
-Detaylar
06.11.2017 - 09.45 - Haber Kodu : 171106025
=====================================
5- YARD.DOÇ.DR. GÜNDOĞDU: FAY HATTI ÇABUK KIRILIP BÜYÜK HASAR VERECEK
Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, -
Jeofizik uzmanı Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Richter ölçeğine göre 7.3 ila 7.7 arasında olacağını tahmin ettiği Marmara Depremi'nin 45 saniye süren ve 1999 depreminden çok daha kısa sürede olacağını ancak hızla kırılan kırılan fayın büyük hasar vereceğini söyledi.
Avcılar'daki Zübeyde Hanım Evlendirme Dairesi Salonu'nda her ay düzenlenen ABAG (Avcılar Belediyesi Afet Gönüllüleri) projesi eğitim toplantısına katılan Yard.Doç.Dr. Gündoğdu, Ege Bölgesi'ndeki ve Marmara'da beklenen olası deprem ile ilgili görüş ve değerlendirmelerini anlattıktan sonra DHA'nın sorularını da yanıtladı. Yard.Doç.Dr. Gündoğdu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin son dönemde artan 'Kentsel Dönüşüm' çalışmalarına ilişkin açıklamalarının umut verici olduğunu ancak, 1999 yılından geçen sürenin iyi değerlendirilmediği için geç kalındığını söyledi. Gündoğdu, bugüne kadar kentleşme kültürünü getiren ve insanların yaşama kalitesini arttırması gereken kentsel dönüşüme gereken anlamda iyi bir örnek verilemediğini İstanbul'da Piyalepaşa'da kısmen bir örnek oluşturulduğunu ancak, son gelişmelerin kazanç olduğunu anlattı. Oğuz Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Kentsel dönüşüm o kadar basit bir şey değil. Çok önemli paralar harcanması gerekiyor. Parası olan, olmayan, çok zengin olan var. Bunların hepsini birleştirmek gerekiyor. Bu birleştirme ancak devletin katkı koyması ile mümkün. Devlet katkısı olmadan kentsel dönüşümün gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Bakan belki iyi niyetle söylüyor ama sözde kalıyor. Açıklamaların ön hazırlığı yok. Raporlara dayanarak söylenen bazı şeyler var. Depremlerle ilgili şu kadar insanın can tehlikesi olduğun söyleniyor; milyondan başlayarak binlere kadar inen herkesin can kaybı tahminleri var. Neye dayanıyorlar bilmiyorum, Ne binaların cinsini ne dayanıklılığını biliyoruz. Zeminlerle ilgili açık bilgimiz yok. D depremin cinsi, ivmesi ne olacak onu da bilmiyoruz. Ama şunu söyleyebilirim; 17 Ağustos'tan çok daha kötü olacak. Çünkü kuzeyde kırılma olacak. 1999'daki 90 kilometre uzaklıkta ve yavaş bir kırılmaydı. 180 kilometreye yakın bir kırılma oldu. Şimdi o kadar mesafe de yok. Yani hızlı kırılacak anlamına geliyor. Hızlı kırılınca da çok hasar verir. Hızlı kırılmada kısa sürer. 45 saniye sürmez belki. Ama çok hasar verir."
Deprem uzmanı Gündoğdu, olası deprem halinde insanların nereye gideceğine ve toplanma merkezleri konusunda tartışmalar bulunduğunu ifade ederken, "Evet, birçok arsa inşaata açıldı falan. Aslında toplanma alanlarından da insanların neyi anladığını bilmiyorum. Toplanma alanları; Deprem olup bittikten sonra toplanma yerleri çok büyük felaket olursa insanların yiyecek içeceklerini, sağlığını kontrole edecek yaşam tarzı koymayı amaçlayan böyle bir şey. Yoksa Türkiye'nin hiç bir yerinde deprem olduğunda kimse evinin önünden ayrılmıyor. Güvenlik önlemi alınmadan insanları evlerinin önünden ayıramazsınız. Onun için toplanma alanlarının ne anlama geldiğini de bir açıklama yapmak gerekir ki bunun devamlı kullanılması artık bitsin" dedi.
Gündoğdu, bir soru üzerine 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 45 saniye sürdüğünü bunun aslında bir biri ile iç içe 5 ayrı depremden oluştuğunu, olası yeni depremde Avcılar'ın çevredeki diğer ilçelerle birlikte Bakırköy yönüne doğru 'giderek' sallanacağını ifade etti. Olası deprem konusunda işaretler alındığında ne yapılacağı sorusunu yanıtlayan Gündoğdu, Bursa'nın bulunduğu bölgedeki yer kabuğunda görülen işaretler üzerine Nilüfer Belediyesi'nin desteği ile araştırmalara başladıklarını, karşı tarafta Şarköy'e kadar uzanan bölgede çok sayıda deprem izleme istasyonları bulunduğunu hatırlatarak şu yanıtı verdi:
"İşaretleri alındığında Strasbourg Etik Kuralları'na göre bunu önce önce kendi aramızda değerlendireceğiz. 1 hafta,10 gün önce risk varsa bu işle uğraşanlarla konuşacağız. Sonra bu işten anlayanlarla görüşeceğiz bilimle uğraşan- uğraşmayan kim varsa. Sonra da devlete bildireceğiz. Devletin yapacağı bir şey var; Marmara ve çevresini boşaltmak. Rahmetli Ahmet Mete Işıkara 19 Ağustos 1999'da 'Tuhaf şeyler görüyorum' deyince hepimiz evlerimizden çıkmadık mı? Sonra alarm geçti. 'Deprem fırtınası' olarak nitelendirildi. Deprem fırtınası iyi bir şey. 5 büyüklüğündeki depremle birlikte 1 saatte binlerce deprem oldu. Şimdi görülen küçük depremler bizim için çok önemli. İşaret vermiyor. Böyle bir durumda en son karar AFAD'a Başbakan ve cumhurbaşkanına gidecek. O karar ne ise uygulanacak."
Oğuz Gündoğdu, diğer sorular üzerine kazık çakılarak yapılan yeni yapılan binaların Richter ölçeğine göre +2 veya -2 yanılma payı ile7.5 büyüklüğünde olacak Marmara Depremine dayanabileceğini ifade etti. Yard.Doç.Dr. Gündoğdu, Ege Bölgesi'nde son 2-3 yılda görülen depremlerin önemli olduğunu tarihsel olarak bakıldığında volkan patlaması olabilecek Santorini Adası'nın deprem ve tsunamilere yol açabileceğini vurgularken, "Öyle bir şeyin olması Ege'de çok kimsenin canının yanacağı demektir. Kandilli Rasathanesi tsunami ile ilgili bir ağ kurdu.Sismolojik olarak baktığımızda 5,10, 50 yıl gibi aralıklardan söz ediyoruz. Şu anda hem Ege'de hem de Marmara'da büyük bir deprem algısını görmüyoruz " dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, DHA'ya açıklama yaparken
-Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, toplantıda konuşurken
-Kurtarma çalışmalarının nasıl yapılacağı gösterilirken
-Uzmanlar izleyicilerle hatıra fotoğrafı çektirirken
06.11.2017 - 10.06 - Haber Kodu : 171106028
06.11.2017 - 10.07 - Haber Kodu : 171106029
======================================
6- POLİS TAKİBİNDEYKEN HIRSIZLIK YAPTI, KISKIVRAK YAKALANDI... O ANLAR KAMERADA
Haber: Çağatay KENARLI - Kamera: İstanbul DHA
Gaziosmanpaşa'da peşindeki polislerden habersiz, kadının cep telefonu çalan hırsız yakalandı. O anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
İstanbul Güven Timleri Şube Müdürlüğü ekipleri cumartesi günü Gaziosmanpaşa Cebeci Caddesi'nde durumundan şüphelendiği E.C.'yi takibe aldı. Takip edildiğinden habersiz olan E.C., caddede yürüyen M.U. isimli kadının montunun cebinden cep telefonun çaldı.
Bu anlara şahitlik eden polisler E.C.'yi gözaltına alarak Küçükköy Şehit Tevfik Arslan Polis Merkezi Amirliği'ne götürdü.
Şüphelinin, kadının cebinden cep telefonunu çalma anı ve yakalanması bir iş yerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.
Görüntü Dökümü
----------------------------
(Güvenlik Kamerası)
///////////////////////////////////
-M.U.'nun cep telefonunun çalınması
-E.C.'nin polis ekipleri tarafından yakalanması
(Polis Kamerası)
/////////////////////////////
-E.C.'nin sağlık kontrolüne götürülmesi
-Genel ve detaylar
==================================
7- SADAKA KUTUSUNUN ÇALINMA ANI GÜVENLİK GÜVENLİK KAMERASINDA
Haber: Ersan SAN-Özgür EREN / İstanbul DHA
Fatih'te bir markete giren hırsız sadaka kutusunu çaldı. Hırsızlık anı iş yerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.
Olay geçtiğimiz perşembe günü öğle saatlerinde Fatih'te bir markette yaşandı. Hırsızlık şüphelisi marketin dışındaki dolaptan içecek alıp içeri girdi. İş yeri sahibinin dalgınlığından yararlanan hırsız hem içeceğin parasını ödemedi hem de tezgahta bulunan sadaka kutusunu çalıp kayıplara karıştı. Bir süre sonra sadaka kutusunun yerinde olmadığını gören market sahibi Şerafettin Akpınar durumu polise bildirdi. Polis, yardım paralarının bulunduğu kutuyu çalan şüpheliyi arıyor.
Görüntü Dökümü:
------------------------
(Güvenlik Kamerası)
///////////////////////////////////
-Şüphelinin dolaptan içecek alması
-Şüphelinin sadaka kutusunu çalıp hızla uzaklaşması
06.11.2017 - 10.58 - Haber Kodu : 171106036