Cumhurbaşkanı'ndan 'Başkan Erdoğan' Sloganlarına Yanıt: Millet Neyi İstiyorsa O Olacak
Ankara'da 'Başkan Erdoğan' diye slogan atan öğrencilere yanıt veren Cumhurbaşkanı, "Hayırlısıyla, milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi'nin açılış törenine katıldı. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Kampüsü'ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de yer aldı. Törende 'Başkan Erdoğan' diye slogan atan öğrencilere de yanıt veren Erdoğan, "Milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.
ÖĞRENCİLİK YILLARINI HATIRLATTI
Açılış töreninde hitap eden ve kendi öğrencilik yıllarını hatırlatan Erdoğan, "Bir zamanlar ki bizim öğrencilik yıllarımız üniversitelerde maalesef sıkıntılı yıllardı. Anarşinin daha sonra terörize olduğu yıllar, bunlarla geçti. Biz okullarımıza doğru dürüst gidemezdik. Şimdi de maalesef birkaç yerde bunu kaşıyanlar var. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi inşallah onlara da örnek olacak. Ben inanıyorum ki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nin öğrencileri şu anlayışla okuyor. İlim ilim bilmektir. İlim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır" diye konuştu.
'BAŞKAN ERDOĞAN' SLOGANLARINA YANIT: MİLLETİN İRADESİ NEYİ İSTİYORSA O OLACAK
Konuşması sırasında 'Başkan Erdoğan' diye slogan atan öğrencilere yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayırlısıyla, milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum" dedi.
"İSLAM ALEMİ VE TÜRK DÜNYASI FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR"
İslam dünyasının bugün bir fetret dönemi yaşadığını savunan Erdoğan, şöyle konuştu: "Maalesef bugün İslam alemi ve Türk dünyası; siyasi, ilmi, kültürel, diplomatik açıdan büyük bir fetret dönemi yaşıyor. Bu fetret döneminin ilk bizden yani Müslümanların bizzat kendisinden ikincisi de rakiplerimizden kaynaklanan sebepleri olduğunu düşünüyorum. Medeniyet içi çatışmalar, kardeş ülkeler arasındaki gerilimler, Müslümanların enerjilerinin tamamen tükenmesine neden oluyor. Sürekli kriz üreten, iş birliği yerine kavgayı, yapma yerine yıkmayı, engel olmayı amaçlayan, sığ bir anlayış coğrafyamızı esir almış durumda. Müslümanlar kendi kapı komşularına yıllardır aynı bölgeyi paylaştıkları kardeşlerine adeta düşman nazarıyla bakıyor. Bu durumdan en büyük faydayı ise İslam dünyasının hasımları sağlıyor. Böylesi bir atmosferde Müslümanların güçsüz kalmasını isteyen çevrelere adeta gün doğuyor. Müslümanların kaynaklarını, petrolünü, altınını, madenini hatta alın terini sömüren ülkeler, kazanç sağladıkları bu tablonun devamı için her türlü senaryoyu devreye alıyor"
"YILLARCA ARAPLARIN BİZE İHANET ETTİĞİ SÖYLENDİ"
Müslümanların kendi içlerinde birlik sağlamaması için mevcut krizleri çözmek yerine Irak ve Suriye'de olduğu gibi sorunların daha da derinleştirildiğini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Yıllarca bize Arapların ihanet ettiği, bizi sırtımızdan hançerlediği söylendi. Hatta çok çirkin ifadelerle tanımlandılar. Aynı şekilde Arap kardeşlerimize de Osmanlı'nın onları senelerce sömürdüğü öğretildi. Yapay sınırlarla bir gecede iki farklı ülkenin vatandaşı haline gelen ailelerin evlatları, gittikleri okullarda birbirine tamamen zıt, birbirine düşman bir tarih okudular. Gerçek hadiseler yerine ikame edilen safsatalarla insanlar birbirine hasım kılındı"
"DEAŞ, BOKO HARAM, EŞ ŞEBAB MÜSLÜMANLARIN BAŞINA MUSALLAT EDİLİYOR"
Kardeşi kardeşe kırdırma politikasının sürekli tekrarlandığını savunan Erdoğan, "Türkiye'nin doğu ve güneydeki akrabalarıyla bağı kopartılmaya, araya korku duvarları örülmeye çalışıldı. Müslümanlar, büyük güçlere mahkum ve mecbur edilmeye çalışıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında tohumları ekilen, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise perçinlenen bu kardeşi kardeşi kırdırma politikası sürekli güncelleniyor. DEAŞ, Boko Haram ve Eş Şebab gibi örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. Aynı şekilde DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor. Yönünü aynı kıbleye dönen, aynı Allah'a ve Peygamber'e inanan insanlar Şii-Sünni denilerek, birbirine karşı kışkırtılıyor" diye konuştu.
"BİZİM SÜNNİLİK-ŞİİLİK DİYE BİR DERDİMİZ YOK"
Mezhepçilikle İslam dinini parçalamak isteyenler olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Bizim Sünnilik-Şiilik diye bir derdimiz yok. Bizim sadece İslam diye bir derdimiz ve aşkımız var. Biz İslam çatısı altında toplandık. Yorumlar bizim için olmazsa olmaz değildir. Bizim için olmazsa olmaz sadece din-i mübin-i İslam'dır. İşte bunu parçalamak, bunu bölmek istiyorlar. Biz buna prim vermeyeceğiz. Müslümanları bir karamsar tablonun içine mahkum etmek isteyenler bilesiniz ki yeni bir fetret dönemini de tahrik edenlerdir. İnşallah buna da fırsat verilmeyecek"