Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

21 ilde daha okullar tatil edildi

21 ilde daha okullar tatil edildi

Devlet Bahçeli, Niğde'de: "Türkiye'nin Öncelikli ve Çözülmesi Gereken Sorunu, Siyasi Muhalefet Sorunudur"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Niğde’de yurttaşlara seslenirken "Türkiye’nin öncelikli ve çözülmesi gereken sorunu, siyasi muhalefet sorunudur. Bu muhalefet, demokrasiye mesafelidir. Bu muhalefet, milli ve yerli duruşa karşıdır. Bu muhalefet, Türkiye’nin aleyhinedir. İktidara değil ülkemize muhalefet etmenin, her gelişmeyi karalamanın, her güzel hizmeti kötülemenin, üzerinde yaşadığı vatanı kundaklamaya teşebbüs etmenin adı demokrasi değil, bal gibi muhalefet despotluğudur" dedi.

Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Niğde'de yurttaşlara seslenirken " Türkiye'nin öncelikli ve çözülmesi gereken sorunu, siyasi muhalefet sorunudur. Bu muhalefet, demokrasiye mesafelidir. Bu muhalefet, milli ve yerli duruşa karşıdır. Bu muhalefet, Türkiye'nin aleyhinedir. İktidara değil ülkemize muhalefet etmenin, her gelişmeyi karalamanın, her güzel hizmeti kötülemenin, üzerinde yaşadığı vatanı kundaklamaya teşebbüs etmenin adı demokrasi değil, bal gibi muhalefet despotluğudur" dedi.

Devlet Bahçeli, bugün Niğde'de miting düzenledi. Niğdelilerden hem MHP hem de Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan için oy isteyen Bahçeli, şunları söyledi:

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ, TÜRKİYE'NİN DOĞRULUŞ MÜJDESİYDİ"

"Hatırlayınız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kabul edildiği 16 Nisan 2017 halkoylaması öncesinde iç ve dış ihanet cephesinin eş zamanlı provokasyonları hız ve yaygınlık kazanmıştı. Çünkü Türk milletinin tarihiyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle ve kültürüyle müzahir bir yönetim reformunun gündeme alınması, yerli ve yabancı odakları çılgına çevirmişti. Nitekim koro halinde saldırıya geçmişlerdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin doğruluş müjdesiydi. Bu nedenle ülkemizdeki siyasi muhalefet, dış bağlantılı siparişle yeni hükümet sistemini karalamak için her çirkinlikten medet umdu. Devamlı çamur attılar. Ağızlarından bir kez de olsa hayır çıkmadı, milli ve isabetli bir değerlendirme duyulmadı.

"MİLLETİMİZİN İRADESİNE KİLİT VURMAYI DENEDİLER"

'Tek adam rejimi' dediler, hükümet sistemiyle rejimi birbirine karıştırdılar. 'Şahsım rejimi' dediler, bir yalana bin yalan kattılar. 'Diktatörlük var' dediler, şayet böyle olsaydı nasıl bu kadar pervasız ve hayasız olabileceklerini, ulu orta nasıl bu kadar kolay hakaret edebileceklerini hiç hesaba katmadılar. Milletimizin iradesine kilit vurmayı denediler. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin intikamını almak için kuyruğa girdiler. Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinin üçüncü evresine kazasız, kansız ve sorunsuz geçmesine tahammül edemediler. Milletimizin tercihini reddetmeyi göze aldılar. Sonra dönüp, yüzsüzce demokrasiden bahsettiler. Melez ve meçhul bir özgürlük yaygarası kopardılar. Asıl demokrasi kaçkını, gerçek demokrasi muhalifi olduklarını bir türlü idrak edemediler.

"TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLİ ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNU, SİYASİ MUHALEFET SORUNUDUR"

Türkiye'nin öncelikli ve çözülmesi gereken sorunu, siyasi muhalefet sorunudur. Bu muhalefet, demokrasiye mesafelidir. Bu muhalefet, milli ve yerli duruşa karşıdır. Bu muhalefet, Türkiye'nin aleyhinedir. İktidara değil ülkemize muhalefet etmenin, her gelişmeyi karalamanın, her güzel hizmeti kötülemenin, üzerinde yaşadığı vatanı kundaklamaya teşebbüs etmenin adı demokrasi değil, bal gibi muhalefet despotluğudur. Zillet demek, alçalma demektir. Zillet demek, aşağılanmak ve küçülmek demektir. Türkiye, zillete müstahak değildir. Türk milleti, tarihin hiçbir döneminde zillete düşmemiştir. Niğde'yi zillete çekmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Biz, karşımızdaki muhalefet yapısına 'zillet' demeyelim de ne diyelim? Bunları daha nasıl tarif edelim?

Niğde bu kanaatte ise Kılıçdaroğlu boşuna uğraşmasın, boş yere sağda solda yalan mesaisine girmesin. 'Devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye' iradesi, 14 Mayıs'ta vatana ve milli namusa sahip çıkacaktır. Biz, hep birlikte Türkiye'yiz. Hepimiz Türk milletiyiz. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK'yla aynı yolu yürümesine Niğde nasıl tahammül edecektir? Teröristlerin peş peşe destek açıklamalarına Kılıçdaroğlu'nun veya partisinden bir yöneticinin çıkıp da itiraz ettiğini duydunuz mu? CHP ile İYİ Parti yönetimleri, ortağı oldukları diğer partilerle beraber emperyalizmin tutsağıdır. CHP'ye oy veren vatandaşlarım, bu zillete 'hayır' demelidir. İYİ Parti'ye ve diğerlerine oy veren vatandaşlarım, sahte milletseverlik pozlarına aldanmamalıdır. Muhalefetin terör sevdası, zillettir. Muhalefetin yabancı hayranlığı rezalettir. CHP ile İYİ Parti, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaklarını vaat eden köksüz ve kimliksiz çıyanlarla el eledir, kol koladır, yanak yanağıdır.

HDP'nin yedek lastiği Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu'yla aynı çizgidedir. PKK/YPG ile aynı kundağa sarılan, Irak'ın Süleymaniye kentinde fitne ateşine odun atan Bafel Talabani, Kılıçdaroğlu'ya umut bağlamıştır. Kılıçdaroğlu'na Niğde'den soruyorum; biraz haysiyeti, biraz izanı, biraz da ahlakı varsa cevap vermesini bekliyorum. HDP'ye ne vaat ettin, hangi güvenceleri paylaştın? PKK'ya, üzeri emperyalist mihraklarca ciro edilmiş hangi açık çekleri verdin? FETÖ'nün gönlünü nasıl aldın? Pensilvanya'yı nasıl ikna ettin? 'İmralı canisini serbest bırakacağız' dedin mi, demedin mi? 'Özerk yönetimlere onay vereceğiz' dedin mi, demedin mi? Güney sınırlarımız boyunca planlanan terör devletine 'tamam' dedin mi, demedin mi? Terörist Bese Hozat, 'Kılıçdaroğlu' diyor. Terörist Selahattin Demirtaş, 'Kılıçdaroğlu' diyor. YPG elebaşı Salih Müslim de 'Kılıçdaroğlu' diyor.

"CUMHUR İTTİFAKI TÜRKİYE'DİR"

Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandırmanın gayesindeyiz. Bu haklı ve tarihi mücadelemizde yol haritamız bellidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı'na milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz. 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerini, Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet'in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesi olarak değerlendiriyoruz. Diyorum ki Cumhur İttifakı, Türkiye'dir. Cumhur İttifakı; pazarlıksız, aracısız, hesapsız, hilafsız, hilesiz vatan türbedarı, Türk milletinin has bahçesidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır.

"NİHAİ GAYEMİZ, CUMHUR İTTİFAKI'NIN TBMM'DE ÇOK GÜÇLÜ TEMSİL İMKANINA KAVUŞMASI"

Birinci hedefimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai gayemiz, Cumhur İttifakı'nın TBMM'de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Bu kapsamda, Türkiye'mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik, nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için, Cumhur İttifakı olarak TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir."

Devlet Bahçeli, Niğde'de:
Kaynak: ANKA / Güncel
title